İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, DEAŞ silahlı terör örgütüne yönelik faaliyet yürüttüğü tespit edilen 14 şüphelinin yakalanmaları için operasyon düzenlendi. Gerçekleşen operasyonda 12 şüpheli şahıs yakalandı. 2 şüphelinin yakalanması için operasyonların sürdürüldüğü öğrenildi.
Etiket: güncelhaberler
-
Bahçeli’den Mevlid Kandili mesajı
MHP lideri Devlet Bahçeli, Mevlid Kandili dolayısıyla mesaj yayınladı. Bahçeli, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
“Cehaletin, melanetin, dalaletin, her türlü insani felaket ve mağduriyetin kol gezdiği, dahası zamanın köşe başlarını tuttuğu kapkaranlık bir dönemde Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa dünyaya teşrif etmiş, nuruyla alemleri aydınlatmıştır. Böylelikle manevi hüsran bitmiş, hidayet susuzluğu dinmiştir. Nitekim bu gece kutlu bir doğumu, Cenab-ı Allah’ın rahmet tecellisini müjdelemiştir. Resulullah, akıl ve adaletin, güzel ahlak ve imanın, barış ve kardeşliğin, temiz vicdan ve samimi inancın timsali, tefekkür ve tezekkür zirvesidir. Onun imrenilecek hayatı, onun çağlar üstü tavsiye ve tembihleri insanlığın aradığı huzur ve manevi zenginliğin yegâne kefili ve kifayetidir. Mevlid Kandili münasebetiyle hasreti çekilen yeni bir diriliş ve yükseliş ruhunun özellikle ve Türk ve İslam toplumlarına nüfuz etmesi başlıca ümidimdir. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin bu mübarek gecesini dualarımla kutluyor, Efendimize salatü selam ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Hayırlı kandiller.” -
Sonbahar’da çiçek açtı
Pamukkale ilçesine bağlı Bağbaşı Mahallesi’nde oturan Ahmet İmdat Koçberber’in evinin bahçesindeki erik ağacı sararan yapraklarının arasında ikinci kez çiçek açmaya başladı. Erik ağacında, budama ve temizleme işlemi için çalışma yapan Koçberber, yeniden çiçek açan erik ağacını görünce hayret edişini gizleyemedi. Sonbahar nedeniyle sararmaya başlayan ve yaprak dökümüne hazırlanan ağacın bir taraftan da çiçek açması mevsimlerdeki değişimi de gözler önüne serdi.
“İnşallah meyve verir ama zamanında açmaması bizi tedirgin ediyor”
Komşuları ile birlikte dallardaki çiçekleri gördüklerinde hayrete düştüklerini ve geçmişte benzer olayların bulunduğunu dile getiren bahçe sahibi Ahmet İmdat Koçberber, “Bahçemizdeki erik ağacı, bu sene çok güzel erik verdi ve erikleri yedik. Tam yapraklarını dökmek üzereyken baktık tekrardan çiçek açıyor. Bizi çok heyecanlandırdı ama bir taraftan da ürküttü. Hava değişiminin sebep olduğu bir olayda olabilir. Şu anda Eylül ayının sonlarındayız ve ağacımız tekrardan çiçek açtı. Meyve verip vermediğini göreceğiz. Daha öncede armut ağacımız çiçek açmıştı ama meyve vermemişti. Erik ağacının akıbetini bekliyorum. İnşallah meyve verir ama zamanında açmaması bizi tedirgin ediyor” dedi.
-
Isparta’da üzüm hasadı devam ediyor
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi” doğrultusunda İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce hazırlanan “Kuyucak Köyünde Bağcılığı Geliştirme Projesi” kapsamında 2021 yılında Kuyucak Köyünde 1103 P asma anaçları ve Erkenci, Orta ve Geçci Prima, Michele Palieri ve Royal üzüm çeşitlerinin fidan dağıtımları gerçekleştirilmişti. Proje sayesinde verimden düşen ve ekonomik değerini kaybetmeye başlayan bağ alanları yenilenirken, tekrar meyve vererek üreticinin yüzünü güldürüyor.
İlçede yaklaşık 15 bin dekar arazide, Alphonse Lavelle, Michele Palieri, Royal, Black Magic, Büzgülü ve Demre çeşitleriyle üzüm yetiştiriciliği yapılıyor.
2022 TÜİK verilerine göre Isparta’da 36 bin 529 dekar alanda 46 bin 113 ton üzüm üretimi yapıldı. Şehirde üretimi yapılan üzümlerin yüzde 64’ü sofralık, yüzde 36’sı ise kurutmalık olarak değerlendirildi. Ancak bu yıl ilkbaharda il merkezi ve Senirkent İlçesinde yaşanan don olayı nedeniyle verim kaybının beklendiği bildirildi.
-
Felaketi unutmak istemeyip fotoğraf çektirdiler
Aileleri ile birlikte kaldıkları evde depremleri yaşayan 3 genç, ilerleyen yıllarda çocukları olduğunda yaşanan acı tabloyu ve deprem gerçeğini anlatmak adına Ebrar Sitesi önünde fotoğraf ve video çekti.
Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde bulunan ve depremin simgesi haline gelen Ebrar Sitesi’ne gelen 3 arkadaş, burada hayatını kaybedenleri ve depremin acılarını unutulmamasını istiyor.Çok kötü olaylar yaşadıklarını vurgulayan Ege Büyükçapar isimli genç, “Üzülüyoruz yani gördüğümüz zaman. Kötü bir olay yaşadık. Buraya uğrayalım dedik. Hep birlikte resimler çektik. Binaların daha sık ve malzemesine kadar kontrol edilmesi gerekiyor bence” ifadelerini kullandı.
Depremin acı izlerini ilerde çocuklarına anlatmak için fotoğraf çektirdiklerini söyleyen Mehmet Arda Durdu ise, “Akrabalarımın çok kaybım oldu. Uzun bir süre zaten çadırda kaldık. Evlerimize girmeye cesaret edemedik. Buraya geldik, gördük ve hüzünlendik. Ebrar Sitesi’nde tek kalan bina burası burayı ziyaret edelim dedik. Biraz fotoğraf çekildik en azından bir hatıra olsun, ileride belki çocuklarımıza gösteririz, belki biz böyle şeyler yaşarız gibisinden. Amacımız oydu” ifadelerine yer verdi.Uzun bir süre sonra ilk defa Kahramanmaraş’a geldiğini ve bu yaşananların acıların unutulmamasını istediğini dile getiren Yiğit Ciğer ise, “Depremden sonra şehir dışına çıkmıştık. Uzun zaman sonra ilk defa geldim Kahramanmaraş’a. Arkadaşlar da beni yıkımı daha net anlamam için buraya getirdi. Ebrar Sitesi’nde özellikle tek kalan bina burası. Deprem hepimizi vurdu, derinden etkiledi. Yakınlarda arkadaşımız oturuyordu zaten, o da burada vefat etti. Gelip tekrardan bir bakmak istedik, bunları unutmadık, unutulmasını istemiyoruz. Büyük bir yıkım yaşandı” diye sözlerini sonlandırdı.
-
Bu çiçekler yaylalardan ‘vargit’ diyor
İlkbaharda kar çiçeği olarak açan baharı müjdeleyen kardelenler sonbaharda ise vargit çiçeği olarak açıyor. Sonbaharda yaylalarda açan vargit çiçekleri yaylalardan inme vaktinin geldiğini gösteriyor.
Emekli Öğretmen Osman Aslan, Oltu Kırdağ’da doğa yürüyüşünde rastladıkları baharın müjdecisi olan kardelenlerin, diğer adıyla kar çiçeklerinin büyüleyici güzelliği olduğunu belirterek, “İlkbaharda ve sonbaharda Kırdağ’a çıkıyoruz. İlkbaharda çıktığımızda kardelen çiçekleri baharın müjdecisi oluyorlar. Sonbaharda açmaları ise yaylalarda kalan yaylacıların artık yaylayı terk etmesi anlamına geliyor. Çiçeğin sonbahardaki ismi ise vargit çiçeğidir” dedi.
-
Antikacı değil, çorbacı
Konya’da küçük yaşlarda dedesinin 1968 model klasik motosikletine olan hayranlığı ile nostaljik malzemelere merak salan 46 yaşındaki Ramazan Bademci, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine gittiği gezilerde topladığı eşyalarla çorbacı dükkanını zamanla adeta bir klasik malzemeciye çevirdi. İş yerine gelen ve içeri girdiklerinde şaşkınlıklarını gizleyemedikleri dükkanda 100 yıl öncesinden günümüze kadar kullanılan aralarında çıra, lüküs lamba, gaz lambası, pürmüz, tüfek, terazi, telefon, radyo, saat ve klasik motosikletlerinde bulunduğu birçok eşya sergileniyor.
“İnsanlar burada çorba içmeyi unuttular ve geçmişi hatırladılar”
Dedesinin motosikletine olan hayranlığı ile klasik ürünlere merak salan Ramazan Bademci, “Geçmişe baktığımız zaman bizim kuşağımızdaki en güzel güzel günlerimiz bilye, gazoz kapağı veya seksektir bu şekilde devam eden bir serüven. O yıllarda dedem babaannem ve ben ikisinin ortasında yaşım ilerledikçe depo üstüne bindiğim zamanlar yani kısacası benim çocukluğum bu motosiklet üzerinde geçti. Bu benim hastalığım farklı bir duygu. Sektörümüzden dolayı hemen hemen Türkiye’nin birçok yerini gezdim. Hep birikim yaptık bu yönde 9 yılda bizi farklı bir yöne itekledi. Burada Türkiye’nin her yerinden ve geçmişten bir ürün var. Bunu da yaşamak gerekiyor, bunu da aşıladığımı düşünüyorum ben. Burada müşterilerimizin sadece çorba içmeye gelmesini istemedik. Bu çorbacıya geldikleri zaman nostalji ve geçmişini yani gaz lambasında nasıl ders yaptıklarını veya gemici fenerleriyle komşuya gezmeye gittiklerini bunları yaşamasını istedik. İnsanlar burada çorba içmeyi unuttular ve geçmişi hatırladılar” dedi.
“Tabip matarası diye bilinen şahadet şerbetliği bile var elimde”
Bir çok zaman geçmişi olan ürünleri anlatan Ramazan Bademci, “Elimde 170 yıllık Gale tüfeğinden tutun tabip matarası diye bilinen şahadet şerbetliği bile var elimde. Çoğu yerde bulunmayan ürünleri ben burada topladım. Müşterilerimiz bazen gelip şu ürün satılık mı diye soruyorlar ama burada satılık bir ürün yok. Satılık sadece ben varım burada, onu da alırsanız başınıza bela olur diye esprisini yapıyoruz. Burada satılık bir ürün yok. Allah’ım ömür verdiği sürece bizim misafirlerimiz onlara bu nostalji ortamını sunacağız” şeklinde konuştu.
Bademci, “Ben evde 3 veya 4 saat vakit geçiriyorum. Bazen çocuklarımı dahi görmüyorum ama buraya gelince müşterilerimi görünce huzur buluyorum. Burada gezerken ürünleri seyrederken komple geriye gidiyorum. Ben çok rahatım ki Konya’nın Karatay ilçesine böyle bir yer kazandırdım diye. Misafirlerimiz buraya sadece çorba içmeye değil, kahvemizi çayımızı içmeye de gelebilir ama herkesin buradaki geçmişi görmelerini öneriyorum ben sadece bunu istiyorum” dedi.“Birkaç tane müze gezdik müzede görmediğim birkaç parçayı burada gördüm”
İş yerindeki malzemelerden en çok eski motosikletlerin dikkatini çektiğini anlatan Mustafa Kuştaş, “İçerinin ambiyansı zaten çok eskileri hatırlatıyor. Bizim dedemizin ve babamızın çağındaki ürünleri önümüze getiriyor. Bize o zamanları hissettiriyor. İçeride en çok dikkatimi çeken ürün ise eski motosikletler var. Bizim ilgi alanımız olduğu için Ramazan abi burada bunlara emek veriyor. Hatta bazen çalıştırıp bizi gezdirdiği bile oluyor. Biz geldik mi burada mutlu oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Müşterilerden Hasan Hüseyin Işık, “Biz buraya tavsiye üzerine geldik. Antalya’nın Alanya ilçesinden buraya gezmeye geldik ve buraya da uğradık. Ortamı beğendim hoş otantik baba tarafından biraz avcılık olduğu için benim dikkatimi içerideki tüfekler çekti. Eski dönemlere ait olması o zaman ki işlemelerin olması Anadolu’nun hatıralarını yansıttı ve geçmişte yaptığımız savaşları aklıma getirdi. Onun dışında birkaç tane müze gezdik müzede görmediğim birkaç parçayı burada gördüm. Burada koleksiyon mu yapılıyor bilmiyorum ama baya dikkat çekici bir yer” ifadelerini kullandı.
Çorba içmeye gelen Ali Rıza Acıbadem ise “Yıllardır burayı tercih ediyorum gayet güzel ve nezih bir ortam nostaljik bir ortam. Buraya gelince biraz eskiye dönüyoruz. Bir çok eski zamana ait ürünler var hepsi birbirinden güzel” diye konuştu. -
1000’den fazla tarihi eser keşfedildi
Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü (INAH), ülkenin San Andres Cholula kentinde, devam eden araştırmalarda Geç Postklasik Döneme (1200-1521) ait 11 gizli mezar, 1000’den fazla arkeolojik eser ile 14 insan iskeleti bulunduğunu duyurdu.
INAH, yapılan analizlerde bulunan insan kalıntılarının ve seramik parçaların gömüldükleri günden bu yana hiç dokunulmamış olduklarını belirtti.
EFE haber ajansına açıklamalarda bulunan INAH Arkeoloğu Sergio Suarez, keşefedilen kalıntıların paha biçilmez ve tarihi bir zenginliğe sahip olduğunu söyledi.
Arkeolog ve Proje Sorumlusu Erick Alarcon Carmona da sokaklarda herhangi bir yapı ya da piramit izine rastlamadıklarını belirterek, “Yaptığımız temizlik ve yıkama işleminde birçoğu seramik olmak üzere 1000’den fazla parça tespit ettik, bunların bir araya gelebileceğini de ortaya çıkardık. Bir yandan kazı işlemi diğer yandan da laboratuvar süreci devam ediyor.” dedi.
Fiziksel Antropoloji Uzmanı Martin Hernandez ise bulunan 14 iskeletin sakinlerinin yaşam biçimini ve sağlık durumlarını ortaya çıkaracak analizler yaptıklarını kaydederek, “6 yetişkin ile 8 çocuk olmak üzere 14 birey tespit edildi.” ifadesini kullandı.
-
Doğadan sanata uzanan bir yolculuk
Uzundere’nin Pulur Mahallesi’nde yaşayan Lokman Kalaycı, maket sanatına olan tutkusu ve becerisi ile tanınıyor. Doğadan topladığı malzemelerle birbirinden güzel maketler yapan Kalaycı, bu günlerde ahşap fener mumluk yapımına odaklanarak, Türkiye genelinde büyük ilgi görüyor.
Kalaycı, atölyesindeki son tadilatın ardından birçok farklı maketin üretimine imkan sağladığını anlatarak, “Yıllardır maket sanatıyla uğraşmanın verdiği deneyimle, el işçiliği ve özgün tasarımlarla müşterilerine benzersiz eserler sunmaya çalışıyorum” dedi.Fener mumluklarına olan talebin yüksek olması nedeniyle siparişlere yetişmekte zorlandığını ifade eden Lokman Kalaycı, 13 yıllık deneyimiyle müşterilerinin beklentilerini karşılamak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını belirtti. Lokman Kalaycı’nın maket sanatındaki başarısı ve el emeği ürünleri, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.
Lokman Kalaycı’yı İzmir’den ziyarete gelen tır şoförü Selçuk Eryaz da maket satın alarak, “Lokman arkadaşımızı sosyal medyadan takip ediyordum. Yolum bu tarafa düşünce atölyesini ziyaret ettim. Yaptığı maketler doğal olduğu için tercih ediliyor, yakınlarıma ve sevdiklerime hediye etmek üzere ben de birkaç tane maket almak için yolumu değiştirip buraya geldim” dedi.
-
Kuraklıktan dolayı kalıntılar ortaya çıktı
Adilcevaz ilçesi sınırlarında bulunan Arin Gölü kuraklık ve iklim değişikliği nedeniyle gün geçtikçe kuruyor.
Kuş cenneti olarak bilinen Arin Gölü’nün suyu çekilince binlerce yıllık duvar kalıntıları ve mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı.
Taş duvarların ortaya çıkması, Arin Gölü’nde daha önceden bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koyuyor.
Nedim Atalay isimli köy sakini, “Kuş cenneti Arin Gölü 200’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapıyordu. Maalesef bu görüntüler endişe verici. Göründüğü gibi bu duvarlar neyin nesi bun