Etiket: güncelhaberler

  • Fındık fiyatındaki artış üreticiyi sevindirdi

    Fındık fiyatındaki artış üreticiyi sevindirdi

    Zonguldak’ın Alaplı’da gün içerisinde artışla başlayan fındık fiyatı 10 lira daha yükseldi. Karadeniz’in önemli geçim kaynağı olan fındık hasadı 15 Ağustos’ta başladı. Büyük zahmetlerle toplanan fındıkların büyük bölümü okulların açılmasıyla üreticiler tarafından satıldı.

    Fındık fiyatında 24 saat içinde serbest piyasada önceki gün 90 TL olan fındık, dün 10 lira yükselerek 100 liraya ulaştı. Alaplı’da kabuklu fındık fiyatı brüt 100 liraya yükseldi. 54 randıman fiyat ise 107 lirayı geçti. Fiyatların artması halinde Giresun’da olduğu gibi Alaplı’da fındığın 130 liraya yükseleceği ifade ediliyor.

    “3 haneli rakamın üzerinde bekliyorum”

    Fındık fiyatının üç haneli rakamlara çıkacağını ifade eden Alaplı’da önde gelen fındık tüccarlarında Mustafa Acar, “Fındık fiyatları ihracata bağlı olarak her gün yeni bir rekora doğru gidiyor. Fındık fiyatları kısa zamanda 75 TL. den başlayarak şu an 100 TL’ye dayandı. Bunun sebebi ülke çapında rekoltenin az olması, fındığın talebi fazla olması. Fındığın diğer emtialar göre ucuz kalması olarak değerlendiriyoruz. Şu an 100’lü rakamlara telaffuz etmeye başladık. Üretici pazara yavaş indirmeye devam ettirdiği sürece bunun daha da iyi olacağını ön görüyoruz.

    Biz her şunu zaman diyoruz. Vatandaş acele etmesin fındığı piyasaya sürmesin. Fiyatlar her gün değişiyor. Yılların verdiği tecrübeye dayalı fındık fiyatının Eylül ve Ekim ayından itibaren artarak devam edeceğini çok rahatlıkla söyleyebilirim.3 haneli üzerinde fiyat bekliyorum. Hanenin içinde ikinci sıfırın nereye gideceği konusunda bir şe

  • Termometreler 38 dereceyi gördü

    Termometreler 38 dereceyi gördü

    Türkiye’nin birçok kentinde Sonbahar mevsimiyle birlikte hava sıcaklıkları düşerken ve yağışlar görülürken, turizmin başkenti Antalya’da yaz havası yaşanıyor. Hava sıcaklığının gün içerisinde 38 derece olarak ölçüldüğü kentte, nem oranı yüzde 47 olarak kendini gösterdi. Deniz suyu sıcaklığıysa 28 derece olarak kayıtlara geçti. Hafta sonunu değerlendirmek isteyen yerli ve yabancı turistler, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ne gelerek vakit geçirdi. Sıcak havadan bunalanlar denize girerken, bazıları balık tutmayı, bazıları da kanoya binmeyi tercih etti.

    “Eylül ayında bu kadar sıcak bir hava görmedim”

    Erzincan’dan tatil için gelen Bertal İstemi, bu denli bir hava sıcaklığını bu zamana kadar hiç görmediğini vurgulayarak “Bu sene yandık, ben 65 yaşındayım, Eylül ayında bu kadar sıcak bir hava görmedim. Görülmemiş bir şey ve hanımla birlikte serinlemek için denize girmeye geldik. Deniz suyu çok güzel, ,insan girince serinliyor. Erzincan’da her taraf buz gibiydi ama burası çok sıcak. Antalya’ya gelince güneşi hissettik ve tercih her zaman Antalya” dedi.
    Denize giren turistlerden olan Azerbaycanlı Fazil, hava sıcaklığından memnun olduğunu aktararak, “Antalya güzel, insanları daima gülümsüyor, deniz suyu güzel ve oldukça sıcak” şeklinde konuştu.

  • İklim krizi zeytini de vurdu

    İklim krizi zeytini de vurdu

    Küresel iklim krizi nedeniyle bu yıl rekoltede büyük kayıplar yaşayan zeytinde hasat sezonu yaklaşıyor. Dünyanın önemli zeytin üretim merkezleri arasında yer alan İtalya ve İspanya’daki zeytin ağaçlarının da kuraklıktan etkilenmesi nedeniyle dünya genelinde bu yıl fiyatların yüksek seyretmesi bekleniyor. Türkiye’nin önemli zeytin ve zeytin yağı üretim merkezi Manisa da kuraklıktan etkilendi. Ağaçların boş kaldığı ilçede üreticiler de sadece kendilerine yetecek kadar zeytin çıkaracaklarını ifade ettiler.

    “İnsanlar zeytin bahçelerine gitmeye korkuyorlar”

    İklim şartlarının zeytini olumsuz etkilediğini söyleyen Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, “Şimdi bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuz iklim şartlarından dolayı zeytinimiz çok büyük etkilendi. Nisan, mayıs, haziran aylarında yağan şiddetli yağmurlar çiçekte olan zeytini etkiledi. İnsanlar zeytin bahçelerine gitmeye korkuyorlar. Bütün masrafları kestik. Şu anda ilaç, gübre gibi işlemler yapılmıyor. Çünkü ancak kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar zeytin var. İnsanlar zeytin bahçelerine gidecekler ihtiyaçları olan zeytini toplayacaklar, yağlarını çıkarıp ihtiyaçlarını karşılayacak. Bunu geçmiş dönemlerde de yapıyorduk. 10 yıldır zeytin para etmeye başladığı için insanlar bunun ticaretine döndü. Ancak şu şartlarda hiçbir şekilde zeytin bahçesine işçi sokup zeytin toplayacaklarını sanmıyorum” dedi.

    “Satım için zeytin yağı çıkacağını zannetmiyorum”

    Zeytin üreticilerinin kendilerine kadar zeytin çıkarabileceğini belirten Okur, “Bu hem iç piyasayı hem de dış piyasayı etkileyecek. Dış piyasada zaten yağın ihracat yasağı var. Bu yüzden insanlar iç piyasada bu yağı eritmeye çalışacaklar. Zeytincilerin kendi ihtiyaçları da var. Satım için zeytin yağı çıkacağını zannetmiyorum. Eskiden komple çıkan malı götürüyorduk. Şu anda sadece kendi ihtiyaçlarımızdan sonra kalan artık zeytinleri fabrikalara götürüp yağ çıkaracaklar. İç piyasada da çok büyük etki görecek. Stoklarda da zeytin olmadığı için piyasa etkilenecek. İnşallah fiyatlar iyi olur” ifadelerini kullandı.

    “Avrupa piyasalarında 8,7 dolar gibi fiyatlar geziyor”

    Avrupa’da da fiyatların yükseldiği duyumlarını aldıklarını söyleyen Okur, “İspanya ve İtalya’daki büyük kuraklıktan dolayı dünya piyasası etkilendi. Son duyumlarımıza göre Avrupa piyasalarında 8,7 dolar gibi fiyatlar geziyor. Bizim ülkemizde de şu anda 200-250 TL civarında zeytin yağı satılıyor. Sezonda fiyatların daha da yükseleceğini tahmin ediyoruz. Çünkü yok yıldayız. Keşke zeytinimiz çok olsa zeytin yağı fiyatları düşse. Çünkü bizler yaptığımız masrafı komple araziye yapıyoruz. Bütün masrafları karşılamak için çok çaba harcanıyor. Olumsuz iklim koşullarından dolayı zeytin ve zeytin yağında çok büyük olumsuzluklar yaşanıyor” dedi.

    Hasadın önümüzdeki haftalarda başlayacağını ancak çok uzun hasat sezonu olmayacağını söyleyen Okur, “İlçemizde domat, Edremit, Trilye gibi farklı çeşitlerimiz var. Bunlarda ilk hasat domat zeytinden başlar. Domat zeytinde hasat 10 güne kadar başlar. Ardından Trilye ve Edremit cinslerinde hasatlar başlar. Geçtiğimiz senelerde ocak, şubat aylarına kadar hasat sürerdi. Bu sene aralığın sonuna kadar tüm hasat biter” diye konuştu.

  • Geleceğin Hayri Dev’leri yetişiyor

    Geleceğin Hayri Dev’leri yetişiyor

    Orta Asya’dan günümüze kadar gelen nadir çalgılardan olan Üç Telli Tırnak Curası Acıpayam ilçe Konservatuarında gelecek nesillere aktarılıyor. Acıpayam Belediyesi’nin de desteğiyle süren proje 2 yıl önce hayata geçirildi. Hayatta olan nadir Cura Ustalarından Sadi Cesuroğlu, bu çalgıyı gelecek nesillere aktarabilmek için Acıpayam ilçesinin dağ köylerini tek tek dolaşarak bu işe meraklı ve yetenekli gençleri tespit ederek yola çıktı. Yaşları 15 ila 20 arasında değişen gençlerle başlayan çalışmalarda bir hayli yol kat edildi.
    2 yıldır gece-gündüz çalışan öğrenciler, sayıları anca 40’ı bulan tırnak curasını çalabilen sanatçılar arasında yerini aldı
    Kendilerini bu alanda geliştirmek isteyen gençler, birer Hayri Dev olabilme hayalini kurarken, ustaları Sadi Cesuroğlu ise yöreden topladığı eserlerle albüm oluşturabilmenin hayalini kuruyor .

    Hedef gelecek nesillere aktarmak

    Cura Ustası Sadi Cesuroğlu , “Ben aynı zamanda bağlama eğitmeniyim. Üç telli tırnak curası dersi veriyorum.Üç telli Tırnak curası Orta Asya´dan günümüze kadar varını sürdürebilen bir yörük sazıdır. Elle çalma tekniği ile çalınır. Bölgemizde ve yöremizde özellikle Teke bölgesinde daha çok önümüze çıkar. Acıpayam Gireniz bölgesi, Çameli yöresi bu bölgelerde ağırlıkta çalınır. Bu enstrüman Orta Asya´dan günümüze kadar gelmiş.Biz bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Çünkü günümüzde 40 kişiye yakın insan bu curayı çalabiliyor. Bu çalgının gelecek nesillere aktarılabilmesi için bir proje hazırladık. 2 yıl önce Acıpayam Gireniz bölgesinde genç yetenekli çocuklarımızı dağ bayır gezerek yerinde tespit ettik. Yetenekli çocuklarımıza curayı öğreterek gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz. Bu çalışma Türkiye´de bir ilk oldu. Bunun için çok mutluyuz.

    “Üç telli ile çalınabilen eserleri derleyeceğiz”

    Yörede Üç Telli Cura ile çalınabilen eserleri toplayarak cd hazırlamayı hedeflediklerini de kaydeden Cesuroğlu, “Hayri Dev, Fethiye´de Ramazan Güngör gibi ustalarımız bu dünyadan göç ettiler. Mekanları cennet olsun. Biz günümüzde artık yok olmaya yüz tutmuş bu enstrümanı gelecek nesillere aktarmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Hayırlısıyla önümüzdeki günlerde bir de tüm üç telli ile çalınabilen eserleri çalarak bir cd´de toplayıp gelecek kuşaklara aktarmak için kaydedeceğiz”dedi.

    Severek çalıyorlar

    Acıpayam’ın Benlik Mahallesi’nde yaşarken Sadi Cesuroğlu tarafından keşfedilen genç yeteneklerden Bayram Ersoy, curayı severek çaldıklarını kaydederek bu enstrümanı çalmaktan dolayı çok büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Ersoy, “Yaklaşık 2 yıldır Sadi hocamızdan ders görüyoruz. Ben bu işi meslek olarak öğrenmek istedim. Öğrenmeye de başladım. İnşallah bu yeteneğimi gelecek nesillere taşımak istiyorum”diye konuştu.
    Cafer Yılmaz ise, “En büyük hayalim Haydi Dev gibi büyük bir sanatçı olmak. Bunu hocamla birlikte başaracağıma inanıyorum” dedi.
    Öğrencilerden Emrah Çakır, “Ben Acıpayam’ın Hisar Mahallesinde’ yaşıyorum. Müzisyenim. Genimden gelen bir müzik ruhum var. 3 telli tırnak curasını 2 yıldır öğreniyorum. Niyetim bu güzel enstrümanı geleceğe iletmek” dedi.
    Cevat Himmetli ise, “Denizli merkezde yaşıyorum. Üç telli parmak curasını yaklaşık 1 yıldır devam ediyorum. Sadi Cesuroğlu hocamızla eğitimlerimize devam ediyoruz. Konservatuar Türk Halk Müziği bölümüne hazırlanıyorum.Bu enstrümanı çalan çok az sayıda kişi kaldı. Bu kültürü yaşatmak istiyorum” diye konuştu.

  • Muğla yaylalarına ‘Çoban Evi’

    Muğla yaylalarına ‘Çoban Evi’

    Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün Seydikemer İlçesinin 2 bin 100 rakımdaki kırsal Çökek Mahallesi Makmara Yaylasında hayata geçirdiği ‘Mera Islah ve Amenajman Projesi’ çerçevesinde 10 adet çoban evini törenle teslim etti.
    Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, Muğla genelinde mera ıslah ve amenajman projelerine ağırlık verdiklerini belirterek, hayvancılık yapılan her bölgede yetiştiricilerin ve çobanların yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
    İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce, Seydikemer İlçesi Çökek Mahallesi Makmara Mevkii’nde toplam 9 bin 874 dekarlık alanda, 10 çoban evi ile hayvanlar için dört adet suluk ve gölgelikler yapıldı. Toplam 1 milyon 544 bin liralık bütçe ile 2 bin 100 rakımda yaşama geçirilen çoban dinlenme alanlarının açılışı yapıldı.

    Açılışta konuşan Muğla tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, “Yayla olarak kullanılan bu bölgedeki 9 bin 700 dekarlık alanda Tarım ve Orman Bakanlığımızın Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzün destekleri ile Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak ıslah ve amenajman projesi sürdürüyorduk. Bugün bu meramızın açılışını yaptık. Ulaşımı son derece güç, patika ile ulaşılan bir yerdi. Ama küçükbaş hayvancılığın merkezi olan Seydikemer’imizde çok önemli bir alan. Yaklaşık 10 çobanımızın 5 bine yakın küçükbaş havyanı beslediği bir alan. Yıllar önce buraya geldiğimizde çobanlarımızın çok ilkel şartlarda kaldığını teknik arkadaşlarımız ve bizler tespite ettik. Bakanlığımızın destekleri ile buradaki çobanlarımızın sosyal refahlarını yükseltmek havyan varlığının refahını yükseltmek için 1 milyon 500 bin liralık bu projeyi hayata geçirdik. Bugün 10 tane üreticimize, çobanımıza bu konteynırları teslim ettik. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak 2004 yılı ile 2019 yılı arasında 6 bin 550 dekar mera alanının ıslahı ve amenajmanı yapılmış. Biz göreve geldikten sonra Allah’a hamdolsun, Allah devletimize milletimize zeval vermesin 23 bin 500 dekar alanın ıslah ve amenajmanını Tarım ve Orman Bakanlığımızın destekleri ile hayata geçirmiş bulunuyoruz. Meramızı çobanlarımız için 10 konteynır, aynı zamanda 4 tane sulak yapıldı. Hedefimiz burayı, bu yaylakları, bu meraları üreticimizin hizmetine hızlı bir şekilde sunup küçükbaş hayvancılığımızın gelişimine destek olmak en büyük hedefimiz ve hayalimiz” dedi.

    Çökek Mahalle Muhtarı Süleyman Fahri Bildirici çobanlık mesleğinin zor bir meslek olduğunu belirterek, “Çobanlık gerçekten zor bir meslek. Bugün herkese çobanlık yapmak ister misin diye sorsak, insanımızın yüzde 60-70’i hayır der. Çünkü çobanlık zor bir meslek. Üretmemiz lazım. Artık üretmezsek aç kalırız. Üretmez isek fakirleşiriz. Üretmez ise bu işi başaramayız. Bu yaylalarda 2 bin 10 rakımda yetişen hayvanların lezzeti başka bir lezzet. Devletimiz arkamızda, bu kound çok memnunuz. Allah razı olsun” dedi.

    ‘Mera Islah ve Amenajman Projesi ve Çoban Evi açılışı törenine Ak Parti Muğla Milletvekili Yakup Otgöz, Seydikemer Kaymakamı Yıldız Büyüker, İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, Seydikemer Belediye Başkanı Bayram Önder Akdeniz, proje danışmanlığını üstlenen Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Sürmen ve üreticiler katıldı.

  • Kazı ekibini heyecanlandıran gelişme

    Kazı ekibini heyecanlandıran gelişme

    Sivas ili Yıldızeli İlçesi Kayalıpınar Köyü sınırları içinde bulunan Kayalıpınar (Samuha) Örenyeri Kazı çalışmalarının bu yıl planlanan kısmı tamamlandı. Sivas Müze Müdürlüğü Başkanlığında 2005 yılında başlanılan çalışmalarına, kazı başkanı Doç. Dr. Vuslat Müller-Karpe’nin vefatı nedeniyle bir süre ara verilmişti. Çalışmalara 2021 yılında Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çiğdem Maner başkanlığında yeniden başlanıldı. Planlı kazı çalışmalarının bu yılki etabı geçtiğimiz gün sona erdi. Bugüne kadar bine yakın arkeolojik eserin bulunduğu kazıdaki buluntular, kazı ekibini bir hayli heyecanlandırdı. Bu yıl yapılan kazılarda bulunan eserler, kazı alanının bir bölümünün önemli bir Hitit arşivi olduğunu gösterirken bulunan çivi yazılı bir tabletteki dini içerik, antik kentin Hititlerin sözde tanrıçası Şausga’ya ait meşhur kayıp tapınak olma ihtimalini güçlendirdi.

    Dört medeniyetin izlerini taşıyor

    Kazı ekibinden Arkeolog Doktor Emre Kuruçayırlı, Samuha antik kentinin 4 farklı medeniyetin izlerini taşıdığını belirtip, “Kazı gerçekleştirdiğimiz antik Samuha, bugün ki adıyla Kayalıpınar yerleşimi çok değişik zamanlardan buluntular veriyor bize ve çok ilginç bir şekilde kazı alanı bu değişik dönemlerin araya geldiği bir nokta. Burada hem Hititlere ait yapı kalıntılarını bulduk. Hem Roma dönemine ait bir yol kalıntısı bulduk. Tahrip olmuş olsa da tipik Bizans mozaiği kalıntıları buluyoruz. Son olarak bir Selçuklu eseri bulduk” dedi.

    Kayıp meşhur tapınak olduğu düşünülüyor

    Kuruçayırlı, bu yıl gerçekleştirilen kazıda bulunan tabletin bölgenin Hititlerin tanrıçası Şausga’nın meşhur tapınağına işaret ettiğini ifade ederek, “Burada tipik Hitit giriş kapısı bulanan bir yapı vardı. Ona doğru uzanan tahrip olmuş iki duvarımız var. Kazının bitimine iki gün kala bu yapının Hitit dönemine ait olduğunu kanıtlayan iki buluntu geldi. O da bir çivi yazılı tablet parçası. Metin Hititçe ve çok önemli bir şeyden bahsediyor. Çok yüksek sayıda sığırdan bahsediyor. Dil bilimcilerimiz 120 veya 1200 sığırdan bahsediyor. Normal bir ticaret hacmi için oldukça yüksek bir sayı. Bu kentin adı Samuha ve bu isim Hitit kayıklarında sürekli bir tanrıçayla anılıyor. Burada bu tanrıçaya ait bir tapınak var. Bu tanrıca Sausga. Bu sığırların Sausga’nın tapınağına bir adak olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar yüksek sayıdaki sığırın tapınakla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Bu kazıda bir kısmını ortaya çıkarttığımız önümüzdeki sezon yapacağımız kazıda da kalanını ortaya çıkartacağımız bu yapının Sausga’nın meşhur tapınağı olma ihtimalini düşünüyoruz” dedi.

    En eski yazılı kayıtlar da Samuha’dan bahsediliyor

    Kazı çalışmalarına önümüzdeki yıllarda devam edilecek olan Kayalıpınar (Samuha) artik kentinin M.Ö. 2 binli yıllarda Anadolu’daki en önemli Hitit kentlerinden birisi olduğu düşünülüyor. Samuha’nın ismi, Boğazköy’de bulunan yazılı kaynaklarda çok sık geçerken, Türkiye’de bulunan en eski yazılı belgeler olan ve Kültepe’de ele geçen Eski Asur dilindeki çivi yazılı tabletlerde de Samuha’dan bahsediliyor.

  • Hasadı yapılan fasulye yüzleri güldürdü

    Hasadı yapılan fasulye yüzleri güldürdü

    Şuhut’ta bu yıl verimin düşük olduğu fasulyenin ilk hasadında 2 bin dekar alandan elde edilen ürün rekoltesiyle çiftçilerin yüzünü güldürdü. Tarladan toptancıya, toptancıdan pazar üreticisine kadar zahmetli bir aşamadan geçerek tezgaha kadar gelen fasulyenin kilosu 25-30 lira arasında satılıyor.

    Satış fiyatı her ne kadar üreticisinin yüzünü güldürse de geçtiğimiz aylarda yağışlardan dolayı meydana gelen mildiyo (mantar) hastalığı dolayısıyla üretici sıkıntılı süreçler yaşadı. Fasulye fiyatları 30 lirayı bulması bir nebze de olsun üreticisinin yüzünü güldürdü.

    “Tarım işçileri yevmiyelerinin artırılmasını istiyor”

    Fasulye tarlasında işçi olarak çalışan Fatma Özoğul ise fasulyenin kilogram satış fiyatının iyi olmasına rağmen yevmiyelerin düşük olduğundan dert yakınarak, “Sabah 08.00’da başlıyoruz işe çok zor bu işler belimiz çok ağrıyor. Ekmek paramız, dişimiz tırnağımıza takıp çalışıyoruz.

    Başka bir gelirimiz yok. 400 TL yevmiye ile bir şey alamıyoruz. 2-3 aydır bu mesleği yapıyoruz, biz fasulye toplayarak geçimimizi sağlıyoruz” dedi.

  • Son yılların en düşük seviyesi

    Son yılların en düşük seviyesi

    Kurak ve yağışsız geçen yaz ayları, İstanbul barajlarını kuruttu. Kentin su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranı, son yılların en düşük seviyesine geriledi.  İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) internet sitesindeki verilere göre, İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan 10 barajın toplam doluluk oranı yüzde 26,32’ye düştü.

  • Depremzede öğrenciler mühendis olmak istiyor

    Depremzede öğrenciler mühendis olmak istiyor

    Türkiye geneli 2023-2024 eğitim ve öğretim yılının başlangıcı için ilk ders zili 11 Eylül Pazartesi günü çaldı. Tüm öğrenciler okullarına kavuşmanın heyecanını yaşarken, depremden büyük oranda etkilenen Nurdağı ilçesinde tüm eksikliklerin giderilmesiyle birlikte depremzede öğrenciler eğitim görmeye başladı. Konteynerden yapılan okulda eğitim gören öğrencilerin kimi futbolcu ve astronot olmak isterken 7 yaşındaki depremzede öğrenci Merve Sıla Çelik’in ise inşaat mühendisi olmak istediğini söyledi. Nedeni ise yürekleri sızlattı.

    “Tüm eksiklerimizi tamamlayarak eğitime başladık”

    Okulun tüm eksiklerinin giderildiğini ve sorunsuz bir şekilde eğitime başladıklarını belirten Okul Müdürü Mehmet Kurt, “Eğitim öğretim yılına başladık. Öğrencilerimizin kitapları okul başlamadan 1 hafta önce Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından okulumuza teslim edildi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle içi kırtasiye malzemeleri ile dolu çantalar dağıtıldı ve bu hafta okulumuza öğrenci formaları da gelecek. Biz geçen sene 2. dönemi konteyner okullarda tamamladık. Yaklaşık 12 konteynerin bir araya getirilmesiyle oluşan okulda zor şartlarda da olsa eğitim ve öğretimimizi tamamladık. Bu sene ise Albayrak grubun destekleriyle ortaokul ve ilkokul olmak üzere 12 sınıflı 2 adet okul yapıldı. Biz tüm eksiklerimizi tamamlayarak eğitime başladık ”dedi.

    “Depremzede öğrencilerimiz psikolojik destek aldı”

    Öğrencilerin birçok yerden psikolojik destek aldığını aktaran Kurt, “Öğrencilerimiz geçen sene özellikle Gaziantep’teki üniversiteler olsun Milli Eğitim Müdürlüğü olsun Türkiye’nin değişik yerlerindeki kuruluşlar öğrencilerimize psikolojik destek verdiler. Şu anda bu yönde eksiğimiz kalmadı ve eğitimlerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    Mühendis ve mimar olmak istiyorlar

    Depremin psikolojisinden çıkamayan çocuklar ileride inşaat mühendisi ve mimar olarak gelecekte depreme dayanıklı evler yapmak istediklerini söyleyerek yürekleri sızlattı.
    Depremzede öğrenci Merve Sıla Çelik, ”Okulumuz çok güzel. Çok eğlenceli. Ben okuyup ileride inşaat mühendisi olmak istiyorum çünkü depremde insanların evleri yıkıldığı için birçok insan evsiz kaldı. Ben de onlara ev yapıp onlara vermek istiyorum” şeklinde konuştu.
    Depremzede öğrenci Egemen Bahar, “Okulumuz çok güzel. Depremi yavaş yavaş unutmaya başladık. İleride mimar olarak temelleri kalın ve depreme dayanıklı güzel evler yapmak istiyorum” diye konuştu.

  • Fıstık hasadı başladı

    Fıstık hasadı başladı

    Fıstık yetiştiricileri; dolu, rüzgar ve yağışlardan etkilenen bağ ve bahçeler olmasına rağmen, diğer yıllara oranla bu yıl fıstık rekoltesinde artışın olmasını bekliyor. Siirt Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Günbat, kaliteli ve güzel fıstık hasadı yapıldığını söyledi.

    Günbat, “Bu sene genel olarak iyi, kaliteli ve güzel fıstıkların olması bizleri mutlu etti. Siirt ekonomisine en büyük katkıyı sağlan Siirt fıstığının hasadına bir haftadır başlandı. Burada 2023 fıstık hasadına şahitlik ediyoruz. Kaliteli ve güzel fıstık hasadı yapıyoruz. Bazı bahçelerdeki fıstıklarda çürüme yaşandı. Bu sene genel olarak iyi, kaliteli ve güzel fıstıklar bulunmaktadır.

    Sulama halinde daha kaliteli fıstıklar yetişmektedir. Çiftçilerimiz ile bağ ve bahçelerinde ihtiyaç halinde suladığı ağaçlarda daha iyi verim ve kalite olduğunu tespit ettik. Bazı bahçelerimizde ise döllenme, dolu yağışı, sert rüzgardan dolayı çok az sayıda fıstık bulunmaktadır. Buna rağmen geçen yıllara oranla rekoltenin daha yüksek olacağını tahmin ediyoruz. Umarım çiftçilerimiz ile birlikte bereketli bir yıl geçiririz” dedi.
    Bu yıl fıstık bahçelerinde hırsızlık yaşanmadığını belirten Günbat, güzel tedbirler alındığını dile getirdi.