Etiket: güncelhaberler

  • Aldığı destekle üretim yapıyor

    Aldığı destekle üretim yapıyor

    Yığılca İlçesinde Tarım ve Orman Bakanlığının ‘Kırsal Kalkınma Yatırımları Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi’ dahilinde hibe desteklerinden yararlanarak proje ile hayata geçirilen İğneler köyünden Selahattin Bulut’a ait 170 bin kapasiteli tavukçuluk işletmesini Tarım ve Orman Düzce Müdürü Esra Uzun inceledi.

    Düzce etlik kanatlı hayvan yetiştiriciliği 335 işletmede 442 adet kümeste toplam 10 milyon 200 bin adet kapasite ile yapmış olduğu hayvancılıkta tavukçuluk önemli bir paya sahip. İlde yıllık 38 milyon 800 bin adet etlik piliç kesimhanelere sevk edilerek yetiştiricilik sonucu yıllık 85 bin ton beyaz et üretimi ile ülke ekonomisine katkı sağlanmakta.

    Düzce’de etlik kanatlı hayvan yetiştiriciliğinin gelişmesine katkı sağlayan Tarım ve Orman Bakanlığının Kırsal Kalkınma Yatırımları Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi programı projeleri uygulandı. Tarımsal üretime yönelik olarak tamamlama projesi uygulayan işletmeye (Broiler Tavuk Kümesi Yapımı) 2015 ve 2016 yıllarında 488 bin 750 TL, Çiftlik faaliyetlerin geliştirmesine yönelik olarak Biyogüvenlik tedbirleri uygulayan işletmeye 2017 yılında 224 bin 40 TL hibe ödemesi yapılmıştı.

    Tavukçuluk işletmesi ziyaretinde Tarım ve Orman İlçe Müdürü Bünyamin ALİ ile işletme sahibi Selahattin Bulut incelemelerde bulunan Düzce Tarım ve Orman İl Müdürü Uzun’a eşlik ederek işletme hakkında bilgi verdi.

  • Dev gemi, yeniden Bodrum’da

    Dev gemi, yeniden Bodrum’da

    Kruvaziyer turizmi Eylül ayında da sürüyor. Bodrum’a gelen son gemi Malta bayraklı 295 metre boyundaki Mein Schiff 5 oldu. Girit Limanı’ndan gelip Gemi Yanaşma İskelesi’ne demirleyen gemide ağırlıklı olarak Alman olmak üzere toplam 2 bin 601 yolcu, 923 personel bulunuyor. Gemiden inen yolcular, gümrük işlemlerinin ardından ilçe merkezinde gezinti yaptı. Cadde ve sokaklarda yoğunluk oluşturan turistler, işletmelerden alış veriş yaptı. Gemideki bisiklet tutkunları da Bodrum’u bisikletle gezdi. Gemi, akşam saatlerinde Yunanistan’ın Mikonos Limanı’na hareket edecek.

  • Kara kovan balının sağımı gerçekleştirildi

    Kara kovan balının sağımı gerçekleştirildi

    Rize’de baba mesleği olan kara kovan bal üretimi gerçekleştiren Mustafa Memoğlu, içleri oyulan bir arının girebileceği boşluk bırakılan kütükleri, ormanlarda boyu 40 metreyi aşan ağaç dallarına yerleştirdiklerini ve buradalarda arıların kara kovanları ballarla doldurduğunu söyledi. Bal üretiminin en doğal haliyle gerçekleştirildiği kara kovanlarda hasat zamanının her yıl bu dönemde olduğunu belirten Memoğlu, kara kovanlardan elde edilen balların ise bin liradan 5 bin liraya kadar alıcı bulduğunu fakat yoğun siparişler olmasından ötürü talepleri tamamen karşılayamadıklarını kaydetti.

    “Bu kara kovan balcılığı bitmek üzere”

    Kara kovan balına talebin çok fazla olduğunu ama bu kültürün azaldığını da belirten Mustafa Memoğlu, “Bu iş çok meşakkatli. Dev gibi, 60 metre uzunluğundaki Gürgen ağaçlarına çıkıyoruz. Bir de ayı tehlikesi var. Çok zor ama balı çok kaliteli. Tamamen doğal. Bu karakovanı gürgen ağacının üzerine koyarız. Mayıs-Haziran gibi bal oturur. Bizde bu mevsimde geliriz balı sağarız. Bu tamamen şifa, doğal, organik bir bal.

    Zaten bu ormanın içerisinde evsel atık sular yok. Hiçbir şey yok. Teknik arıcılıkta peteklerin mumları fabrikada basılır ama bunda insan eli değmiyor. Olduğu gibi getirip kütüğü koyarız. Arı gelip her şeyi kendisi yapar. Bu yüzden de normaline göre yüzde bin 500 kalite farkı var. Bu sene bal fiyatlarımız ortalama en az bin liradan başlıyor 5 bin liraya kadar çıkıyor. Ben kendi balımı bin liraya veriyorum. Kara kovan balına talep çok fazla.

    Yalnız ben devlet yetkililerinden bir şey istemek istiyorum. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğüne gittiğimde normal kovanlarıma destek veriliyor fakat kara kovanlarıma destek yok. Kara kovanlar ağaçlarda oluyor. Bakılamıyor dediler. Eğer yetkililer gelemezse ben tek tek gösteririm. Bu kültür bitecek. Bu kara kovan balcılığı bitmek üzere” şeklinde konuştu.

  • Balıkçılar son hazırlıklarını yapıyor

    Balıkçılar son hazırlıklarını yapıyor

    Türkiye’nin üretim ve tarım merkezleri arasında yer alan, Akdeniz’e 321 kilometrelik kıyısı bulunan Mersin’de balıkçılık da ekonomiye önemli bir katkı sunuyor. Mersin merkezi başta olmak birçok ilçede balıkçılar, ekmeğini denizden çıkarıyor. 1 Eylül itibarıyla Karadeniz, Marmara ve Ege’de balıkçılar yeni sezonu açarken, hava sıcaklığından dolayı Akdenizli balıkçılar 15 Eylül’de ‘vira bismillah’ diyecek. Geçtiğimiz yıl 15 Nisan’da başlayan av yasağının bitecek olmasından dolayı mutlu olan balıkçılar, yeni sezondan umutlu. Son hazırlıklarını yapan balıkçılar bir yandan teknelerinin bakımlarını yaparken, diğer taraftan ağ bakımı ve yeni ağ örümü yapıyor.

    Son hazırlıklarını yapan balıkçı Uğur Seher, 15 yıldır balıkçılık yaptığını belirterek, “Ağımıza bakım yapıyoruz. Artık son rötuşlarımızı yapıyoruz. Teknemizi hazırlayıp, 15 Eylül’de ‘vira bismillah’ diyerek denize çıkacağız. Hazırlıklarımız bitmek üzere. Bu sene yine geçen yılki gibi palamut balığının bol olmasını bekliyoruz. İnşallah güzel bir sezon geçiririz diye umutluyuz” dedi.

    Balıkçı Ferdi Çimen ise yaklaşık 30 yıldır balıkçılık yaptığını dile getirerek, “Ağ ve teknelerimizin bakımlarını yapıyoruz. Artık son aşamaya geldik. 15’inde ilk avımıza çıkacağız. Denizdeki bolluk ilk aydan belli olur. Eğer balık bol olursa herkes mutlu olur yoksa sıkıntı yaşayabiliriz. Bu sene özellikle sardalya bol olacak gibi duruyor. Bunun yanı sıra istavrit, kolyos gibi balıkların bol olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Bu yıl yine bol bir verim bekliyoruz”

    Mersin Balıkçıları Derneği Başkanı Adnan Polat, 1 Eylül’den itibaren Karadeniz, Marmara ve Ege’de av yasağının kalktığını söyledi. Sıcaktan dolayı Akdeniz’de yasağın 15 Eylül’de kalktığını belirten Polat, “Bütün hazırlıklarımızı yaptık. Teknelerimizin bakımları yapıldı, ağlar dikildi ve herkes yeni sezona hazırlandı. 15 Eylül’de ‘vira bismillah’ deyip denize açılacağız. Bu yılda yine bol bir verim bekliyoruz. Geçen yıl palamut bolluğu vardı. Bu yıl da palamut ve hamsi bolluğu bekliyoruz. Tabi Akdeniz’de de değişik balıklar çıkıyor. Barbun, gümüş, mezgit, istavrit gibi Akdeniz’e özel balıklar var. İlk 2-3 ay barbun bolluğu olur. Yüzde 100’e varan indirimler olacaktır. Bu dönemi iyi değerlendirmek gerekir. Önümüzdeki 3 ay balık çok ucuz olur. Et, tavuk gibi gıda ürünleriyle karşılaştırdığımızda balık fiyatları çok uygun. Ayrıca sağlık açısından da iyi bir üründür. Halkımıza taze balık servis ediyoruz. Halkımız bu balıkları yesin, balık kültürümüzü geliştirelim” şeklinde konuştu.

  • 44 düzensiz göçmen kurtarıldı

    44 düzensiz göçmen kurtarıldı

    Bodrum açıklarında farklı zamanlarda iki ayrı lastik bot içerisinde düzensiz göçmenlerin bulunduğu ihbarını alan Bodrum Sahil Güvenlik Karakol Komutanlığı ekipleri, bölgeye hareket etti.

    Yunanistan unsurlarınca Türk Karasularına geri itilen lastik botlar içerisindeki toplam 44 düzensiz göçmen kurtarıldı. Karaya çıkarılan düzensiz göçmenler işlemlerinin ardından Muğla İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne gönderildi.

  • Nohudun meşe ateşinde başlayan yolculuğu

    Nohudun meşe ateşinde başlayan yolculuğu

    Ağın ilçesinde yetiştirilen tüylü nohut hasadının ardından evlerin önünde kurulan ocaklarda yöresel yöntemlerle üretimi gerçekleştirilen Ağın leblebisi, 6 yıl önce alınan “Coğrafi İşaret Tescilinin’ ardından her geçen yıl daha fazla talep görüyor.

    Her aşaması özenli ve zahmetli olan leblebinin yapımında kullanılan yöreye has nohut, kum ve meşe ateşi üzerinde lezzet üçgeni oluşuyor. Yapımı için önce elekten geçirilen nohutlar, yabancı maddelerden ve kırık olanlardan arındırılarak leblebi yapımı için meşe külü içeren tuzlu su içerisinde haşlanıyor.

    Belli bir derecede haşlanan nohutlar bu arada sacda kızdırılan, sıcaklığı 200 dereceye varan yöreye has meşe odunundan elde edilen beyaz kum içerisine dökülerek nar gibi kızarana kadar kavruluyor. Kavurma işlemi bittikten sonra tekrar bir eleğe dökülen nohutlar, kabukları soyularak tüketime hazır hale getiriliyor.

    Eşi ile birlikte 30 yılı aşkındır leblebi ürettiğini dile getiren Songül Demir (60) , ”Leblebi sezonu eylül ile ekim aylarında başlıyor. Leblebiyi küllü su, meşe külünde ile yapıyoruz.

    Külü suya koyuyoruz, duruluyor. Ardından nohudun haşlamasını yapıyoruz. İki kase nohuda bir kase su koyuyoruz. Az bir şey haşladıktan sonra nohudu ateşte kızdırılan kumun içine döküyoruz. Sabah erken saatlerde kalkıp bu işi yapıyoruz. İl dışından da rağbet görüyor. Çok lezzetli tanıdıklara da yolluyoruz. 30 senedir leblebi yapıyoruz” dedi.

  • Bin 960 yıllık gümrük yazıtı

    Bin 960 yıllık gümrük yazıtı

    İmparator Hadrian’ın adını taşıyan (Horrea Hadriani) Akdeniz’in en büyük granariumunun hemen yakınında ortaya çıkan Likya Uygarlığı’na ait yazıtta, Likya Birliği Gümrük Yasaları, liman kullanım kural ve vergileri, deniz ticaretiyle mallarını getirenlere yönelik bilgiler yer alıyor. Yazıtın bulunmasının ardından kazıları o yönde derinleştirdiklerini aktaran Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Myra-Andriake kazılarının başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Bir limanı, özellikle de gümrük kısmını anlamak çok önemli bir şey. İzler peşindeyiz. Bu izleri hem arkeolojik olarak hem de bu ünlü yazıtı doktora tezi olarak çalışan Doç. Dr. Burak Takmer’le epigrafik olarak irdelemeye ve yeni bulgularla izlemeye çalışıyoruz” diyerek, yazıtın önemine dikkat çekti.

    2009 yılında kazı çalışmasına başlanılan Demre ilçesi Çayağzı’ndaki Andriake (antik liman) kazıları devam ediyor. Myra-Andriake kazılarının başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik ve ekibinden Akdeniz Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Süleyman Bulut, Doç. Dr. Burak Takmer, Dr. Beste Tomay, Dr. Fatih Yılmaz, Dr. Gülnaz Acar, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğr. Gör. Erhan Özkan, Dicle Üniversitesi Doç. Dr. Cüneyt Öz, yine Akdeniz Üniversitesinden doktorantlar Mehmet Şengül ve Sema Talu gibi üyelerle Andriake’de gerçekleştirdiği çalışmalarda Granarium, Agora, hamamlar, liman dükkanları ve sokağı, onurlandırma anıtları, 5 kilise, Tersane ve Çekekler ve çeşitli yapılar çoğunlukla gün yüzüne çıkartılmışken, 2016 yılında yayınlanan gümrük yazıtı bu yılki kazının seyrini belirledi.

    Madde madde kanunlar yer alıyor

    Yazıtı çalışan Doç. Dr. Burak Takmer, İmparator Nero döneminde Likya Eyaleti Valisi olduğu bilinen C. Licinius Mucianus’un üçüncü satırda anıldığını tespit ederek anıtın tarihlemesini netleştirdi. MS 60-63 yılları arasında tarihlendirilen ve 87 satırdan oluşan yazıtın ilk 9 satırı oldukça tahrip olması nedeniyle kesin değerlendirilme yapılamadı. Ancak yazıtın genel içeriği ve onun Likya Eyaleti Gümrük Yasası’nı içerdiği kesinleşti. Yazıtta, limanın nasıl kullanılacağı, vergilerin ne olduğu ve nasıl ödeneceği, hangi malların sevkinin gerçekleştirileceği yönünde kanun maddeleri yer alıyor.


    Çıkartılan Gümrük Yazıtı’nda özetle şu maddeler yer alıyor:
    “Özel gümrüğe tabi mallar, (purpur, safran, zift, zeytinyağı, incir ve balık), eyalete dahil edilen kentlerin durumu (Kaunos, Kalynda, Lissia, Lydia), mal ve değer bildirimi zorunluluğu, ağırlık ve sayı bildirimi, iç kısımdaki malların beyanı, eksik beyan ya da gümrükten vergi kaçırma, haciz ya da teminata el koyma hakkı, mültezimlerin uğradığı zararın tanzimi, teminat verme zorunluluğu, mültezimlere ilişkin davalar getirilen, iki katını ödeme cezası, teminatın kaldırılması, içeriği açık olmayan koşullar, mültezimlerin dava dilekçeleri için süre kısıtlaması, yasadışı para taleplerinin önlenmesi, kira süresi, kira bedeli ve ödeme süresi, Demosiones’in yardımcısına ilişkin hükümler, yasanın teşhir zorunluluğu.”

    “Kazıcılar işinin sonunu göremeden ölürler ama ben şanslıyım”

    Andriaka kazılarına ilişkin son gelişmeleri aktaran Çevik, 2009 yılından bu yana bütün antik liman merkezindeki Granarium, Agora, Ana Sarnıç, 2 hamam, nekropol, liman dükkanların, onurlandırma anıtları, liman sokakları, 3 kilise, sinagog, tersane ve çekekler gibi çeşitli yapıların kazılarını tamamlayıp bunların bir çoğunu restore ve konsolide ettiklerini söyledi. Granarium kazısının akabinde restorasyon çalışmaları sonrası bölgenin Likya Uygarlıklar Müzesi’ne dönüştüğünü kaydeden Çevik, bunun bir kazıcı için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu ifade etti. Çevik, “Çünkü kazıcılar işinin sonunu göremeden ölürler. Hiçbir kentin kazısının bittiğini gören olmamıştır. Benim için bu çok güzel bir şans oldu. Orada çok yoğun çalıştık, Andriake Liman merkezini bitirip müzeye dönüştürdük. Çok sayıda da bilimsel yayın yaptık. Kazılarımız halen sürüyor. Halkımızın, devletimizin ve de üniversitemizin bizden beklediklerini elimizden geldiği kadar yaptığımızı düşünüyor ve tüm ekibim adına mutlu olduğumuzu söylemek istiyorum” dedi.

    “İzler peşindeyiz”

    Çevik, bu yılki kazıların Gümrük bölgesinde, Agora Sokağı’nda devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
    “Burada İmparator Nero dönemine ait İsa’dan sonra (İS) 63 yılında dikilmiş olan Likya Birliği Gümrük Yasaları’nın yazıldığı, Andriake Limanı’nın nasıl kullanılacağı, vergilerinin ne olacağı, hangi malların sevk edileceği büyük bir yazıt bulundu. O yazıtın bulunduğu bina ve sokağı kazıyoruz. Bir limanda gümrük kısmını anlamak çok önemli bir şey olduğu için yeni izler peşindeyiz. Bu yılki kazılarımızda bu amaca yöneldik.”

    “İmparator Hadrian’ın adını taşıyan bir Granarium var”

    Andriake Limanı’nın sadece Myra için değil Likya dönemi için de önemli bir liman olduğunun altını da çizen Çevik, “2 bin 307 metrekare ölçüsü ile Antik Akdeniz’in en büyük siloları olan İmparator Hadrian’ın adını taşıyan bir Granarium var. Dolayısıyla bu önemden kaynaklanan bir antik liman oluşumu var. Likya Birliği Gümrük Yasası’nın Andriake’de olması merkezi liman olduğunu gösteriyor ve olasılıkla birlik filosu da burada bulunuyordu. Diğer kentlerde limanla kent birbirine girmiştir, liman urbanistiğini çok anlayamazsınız. Andriake’de ana kent Myra ayrı, liman ise ayrı dokuda onun bir mahallesidir. Dolayısıyla liman yerleşim ve yapılaşma modelini tam anlayabileceğimiz bir doku veriyor bize. Bu açıdan da şanslıyız. Antik, Roma ve Bizans dönemlerinde liman nasıldı? Bunun cevabını açıklıkla buluyoruz burada” ifadelerini kullandı.

  • Soma’da orman yangını

    Soma’da orman yangını

    Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Ularca Mahallesindeki ormanlık alanda 12.43’te başlayan yangına İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından 4 dakika içinde müdahale edildi. Ekiplerin yangını kontrol altına alma çalışmaları sürerken, yangına, 8 uçak, 8 helikopter, 36 arazöz, 13 su ikmal ve 6 dozer ile müdahale devam ediyor.

  • “Türkiye, Libya halkının yanındadır”

    “Türkiye, Libya halkının yanındadır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya’da meydana gelen sel felaketi sebebiyle Twitter hesabından “geçmiş olsun” mesajı yayımladı. Paylaşımında, AFAD koordinasyonunda Bingazi’ye iniş yapmak üzere 3 uçuşun organize edildiğini belirten Erdoğan, ”Uçaklarımızda ilk etapta arama kurtarma ve diğer çalışmalara destek amacıyla 168 personel, 2 arama kurtarma aracı, 2 kurtarma botu; barınma ve diğer ihtiyaçların giderilmesi amacıyla da 170 çadır, 600 battaniye, 400 gıda ve hijyen kolisi, 20 jeneratör, 1000 yağmurluk, 500 çizme ve 500 el feneri bulunacaktır. Personelimizin içerisinde 65 kişiden oluşan su altı ve su üstü arama kurtarma ekibi, barınma ve insanı yardım malzemelerinin kurulum ve dağıtım çalışmalarında yer almak üzere Kızılay, UMKE ve STK mensupları yer almaktadır AFAD’ın yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından personelimiz de saha çalışmalarına katılacaktır. Geçmiş olsun Libya” ifadelerini kullandı.

  • Masa tenisi umudu oldu

    Masa tenisi umudu oldu

    9 yaşındaki Berra Çifçi’nin 3 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrasında sağ kolu dirsek altından ampute edildi. Berra Çifçi, daha sonra engeline aldırmadan arkadaşlarını oynarken gördüğü masa tenisine de 2 yıl önce başladı. Masa tenisine başlarken nasıl olduğunu bilmeyen Çifçi, sonrasında yaptığı sporu daha çok sevmeye ve daha iyi oynamaya başladı. Son 6 aydır Kocasinan Masa Tenisi takımı’nda çalışmalarını sürdüren Berra Çifçi, hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu belirterek, hiçbir engelin başarıya engel olmadığını söyledi.

    Bedensel engeli olan herkesi spor salonlarına davet eden Berra Çifçi, “Masa tenisine ilk arkadaşlarım katıldı. Ben de istedim katılmayı ve nasıl olduğunu hiç bilmiyordum. Daha sonra katıldım ve çok sevmeye başladım. Şimdi de devam ediyorum. Masa tenisine başlayalı 2 sene kadar oldu. İlk başlarda biraz zorlandım tabi ama sonradan iyileştim. Yani iyi olmaya başladım. Tenis oynarken şunları hissediyorum; oynarken mesela birinci olacağımı düşünüyorum. Birinci ve ya ikinci olmayı istiyorum. Hedefim milli takıma girip ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak. Sonra da olimpiyat şampiyonu olmak istiyorum. Arkadaşlarım da katılsınlar spor dallarına. Çok güzel oluyor ve dereceler elde edebilirler. Benim gibi bedensel engeli olan herkesi de bütün spor salonlarına davet ediyorum. Hiçbir engel başarıya engel değildir” dedi.

    Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Masa Tenisi İl Antrenörü Kemal Balım da Berra’nın spora başladıktan sonra hem alanında kendini geliştirdiğini hem de mental ve fiziksel olarak iyileşmeler kaydettiğini gözlemlediklerini söyleyerek, “Berra kızımız engelli bir sporcumuz. Yaklaşık 6 aydır bizimle birlikte çalışıyor. Kızımız engelli olduğu için ve bir trafik kazasında sağ kolunu dirseğinden itibaren kaybettiği için ilk geldiği zamanlarda daha çekingen ve durgun bir haldeydi. Antrenmanlara gelerek ve ortama alışarak, sporumuzu tanıyıp yapabildiğine inandıktan sonra kendisinde müthiş değişimler oldu ve gözledik. Hem gözle görülür derecede hem de müsabakalarda almış olduğu dereceler ya da almış olduğu galibiyetler sonucunda bunu gözlemledik. Kendisine mental anlamda da fiziksel anlamda da çok faydasının olduğunu gördük. Berra kızımız gibi engeli olan tüm kardeşlerimizi biz spor alanlarına, spor salonlarına ve pistlere davet ediyoruz. Sadece kendi branşımız adına değil, engelli olan vatandaşlarımız mutlaka spor alanlarına gidip gerçekten kendilerinin gelişimi konusunda büyük katkıda bulunabilirler.

    Hatta biliyorsunuz masa tenisi branşı olarak konuşacak olursam paralimpik olimpiyatlarında çok iyi durumdayız. Olimpiyat şampiyonu arkadaşlarımız var. Bir sürü sporcumuz yarışıyor ve gerçekten de iyi durumdayız. Berra kızımız için de hedefimizi koyduk. Paralimpik Olimpiyatları’nda inşallah derece elde etmesini, şampiyon olarak ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmasını bekliyoruz. Şu anda onun çalışmalarını yapıyoruz. Şimdiden ona göre yolunu çizdik. Kendisi de bu yola inanmış durumda. Biz de antrenörleri olarak bu yola baş koyduk. Tüm engeli olan kardeşlerimizi de tüm alanlarda bekliyoruz. Ülkemiz bu konuda iyi durumda ve bakanlığımız da paralimpik sporculara ve diğer engelsiz sporculara da desteğini hat safhada tutuyor” ifadelerine yer verdi.