Etiket: güncelhaberler

  • Yapay zeka öğrencileri geçti

    Yapay zeka öğrencileri geçti

    Yeni bir araştırmaya göre ChatGPT, bir lisans öğrencisiyle eşleşen veya onu aşan düzeyde problem çözebiliyor.

    Araştırmacılar, sohbet robotunun temelini oluşturan GPT-3 büyük dil modelinin, zeka testlerinde veya Amerikan üniversiteye giriş sınavı SAT gibi sınavlarda ortaya çıkan muhakeme problemlerini çözmeleri istendiğinde ABD’li üniversite lisans öğrencileri kadar iyi performans gösterdiği kaydedildi.

    Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden psikologlar, GPT-3’ün karmaşık bir şekiller dizisindeki bir sonraki görüntüyü tahmin etme yeteneğini, görüntüleri yapay zekanın anlayabileceği bir metin formatına dönüştürdükten ve GPT-3’ün sorularla daha önce hiç karşılaşmadığından emin olduktan sonra test ettiler.

    Problemler 40 UCLA lisans öğrencisine de uygulandı ve araştırmacılar GPT-3’ün problemlerin yüzde 80’ini doğru çözdüğünü, bu oranın insan katılımcılar için yüzde 60’ın biraz altında kaldığını belirtti.

    Araştırmacılar ayrıca modelden, internette yayınlanmadığına ve bu nedenle üzerinde eğitildiği büyük miktarda veride yer alamayacağına inandıkları bazı  “analoji” sorularını çözmesini istedi.

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN DAHA İYİ PERFORMANS SERGİLEDİ

    UCLA ekibi, üniversite adaylarının SAT puanlarıyla karşılaştırıldığında, yapay zekanın insanlar için ortalama puandan daha iyi performans gösterdiğini tespit etti.

    GPT-4 DAHA İYİ SONUÇ VERİYOR

    Araştırmacılar modelden ve gönüllü öğrencilerden bu kez bir düzyazıyı aynı anlamı taşıyan farklı bir kısa hikayeyle eşleştirmelerini istedi.

    Nature Human Behaviour dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, GPT-3 bu testte öğrencilerden daha az başarılı oldu, ancak GPT-3’ün geliştirilmiş versiyonu olan GPT-4 öncekinden daha iyi sonuç verdi.

    Çalışma, GPT-3’ün örüntüleri tespit etme ve ilişkileri çıkarma konusunda şaşırtıcı derecede güçlü bir kapasite sergilediğini, çoğu ortamda insan yetenekleriyle eşleştiğini ve hatta onları aştığını ortaya koydu.

    “KESİNLİKLE İNSAN SEVİYESİNDE BİR ZEKA DEĞİL”

    Çalışmanın baş yazarı Taylor Webb, ChatGPT’yi yönlendiren modelin insan düzeyinde zeka standardında olmadığını söyledi.

    Webb şu ifadelerle GPT’yi tanımladı; “Kesinlikle tam olarak genel insan seviyesinde bir zeka değil. Ancak belirli bir alanda kesinlikle ilerleme kaydetti”

    UCLA araştırmacıları, San Francisco merkezli OpenAI şirketi tarafından geliştirilen GPT-3’ün iç işleyişine erişimleri olmadan, modelin muhakeme yeteneklerinin nasıl çalıştığını ve bir insan gibi mi düşündüğünü yoksa yeni bir zeka biçimi mi gösterdiğini belirleyemediklerini de sözlerine ekledi.

    UCLA psikoloji profesörü Keith Holyoak, “GPT-3 bir tür insan gibi düşünüyor olabilir. Ama öte yandan, insanlar tüm interneti yutarak öğrenmediler, dolayısıyla eğitim yöntemi tamamen farklı. Gerçekten insanların yaptığı gibi mi yapıyor yoksa gerçek bir yapay zeka mı? bilmek isteriz ki bu da başlı başına şaşırtıcı olurdu.” ifadelerini kullandı.

  • Karpuz yüz güldürdü

    Karpuz yüz güldürdü

    Burhaniye’de piyasaya çıkan yerli karpuz üreticinin yüzünü güldürdü. İlçe de yerli karpuzun kilosu 8 liradan alıcı bulurken, yüzleri de güldürdü. 10 dekarlık alanda karpuz ektiğini anlatan 52 yaşındaki Mustafa Kaygısız, “Bu sene karpuzun kilosu 8 liraya çıtı. Üretici için bu çok iyi bir fiyat.

    Verim de iyi. Dekarda 3 ton ürün bekliyorum. Karpuzlarımız çok tatlı. Bu yüzden çok tutuluyor. Karpuz yüzünden cebimiz para gördü” dedi.

  • Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, güneş çarpmasının yaşamsal tehdit oluşturabileceğine dikkat çekerek; “Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir” dedi.

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, sıcak havalarda alınacak önemlerle ilgili tavsiyelerde bulundu. Çırnaz, “Sıcağa bağlı sağlık sorunlarının yoğunlaştığı günlerdeyiz. Her şeyden önce sıcağa bağlı sağlık sorunlarının önlenebilir şeyler olduğunu bilmek gerekir. Basit bir sıcak yorgunluğundan hayatı tehdit edici güneş çarpmasına kadar değişebilen bu sorunların neden oluştuğu, kimlerin, ne zaman daha fazla risk taşıdığı, önleyici yöntemlerin neler olduğu bilinirse sıcaktan etkilenme en az seviyeye düşecektir” diye konuştu

    Sıcak yorgunluğunun belirtileri
    Sıcak yorgunluğunun belirtilerine değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak yorgunluğu, aşırı sıcağa uzun süreli maruz kalmaların sonrasında, özellikle sıvı alımı da az olduğunda, birkaç gün sonra ortaya çıkan bir sorundur. Aşırı su ve tuz kaybı sonucu oluşan bu soruna yaşlılar, idrar söktürücü ilaç kullanan hipertansiyon veya kalp hastaları ile sıcakta egzersiz yapanlarda sık rastlanır. Uzunca süren kas krampları, aşırı terleme ve yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler ile birlikte aşırı güçsüzlük ve bitkinlik sorunu varsa sıcak yorgunluğundan kuşkulanmakta fayda var.

    Eğer sık sık nefes alıp vermek ihtiyacı, çarpıntı, fenalık-baygınlık hissi ve soğuk terleme gibi belirtiler ortaya çıkmışsa, sorunun sıcak çarpmasına bile dönüşebileceği unutulmamalı. Özellikle yaşlılarda, kalp veya şeker hastalığı, hipertansiyon sorunu olanlarda tıbbi yardımı erken almakta tereddüt etmemek gerekir. Tıbbi yardım gelene kadar; Dinlenmeli, sıvı almanın (en iyisi su içmektir, enerji içecekleri veya soğuk taze meyve suları da olabilir) iyi geldiği akılda tutulmalı. Bol şekerli sıvılar zararlı olabilir. Soğuk bir duş almak, soğuk su emdirilmiş süngerle ıslanmak Havalandırılmış, gölge, serin bir ortamda kalmak yararlıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş yanmalarına karşı soğuk kompres
    Hava sıcaklığının artması sonucu oluşan sağlık sorunlarının en sık görülenlerinin güneş yanmaları ve sıcak lekeleri olduğuna işaret eden Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu bilgileri paylaştı:
    Uzunca bir güneşlenmenin sonrasında, ciltte ağrı, ateşlenme ve su toplamış kabarcıkların oluştuğu görülebilir.

    Böyle bir durumda o bölgeye hemen soğuk kompres uygulamak veya soğuk su ile ıslatılmış bir süngerle cildi ıslatmak gerekir. Bölgeye nemlendirici losyonlar veya aloe veralı sıvılar sürülebilir. Diş macunu, yemeklik yağ veya başka bir şeyden uzak durmalı, su kabarcıklarını sıkılmamalıdır. Sıcak etkisi ile oluşmuş küçük kırmızı sivilce veya su kabarcıkları varsa o bölgeleri kurutmaya çalışırken pudra, merhem, krem kullanmamaya dikkat edilmelidir

    En tehlikelisi güneş çarpması
    “Güneş çarpması tehlikeli bir durumdur” diyen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak çarpmasında vücut ısısında sürekli bir artış (10-15 dakikada 40-41 dereceye ulaşabilir) ve bilinç bulanıklığı vardır. Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir.

    Böyle bir durumda: Hasta hemen serin ve gölge bir yere alınmalı, en hızlı şekilde soğutulmalı; mesela soğuk suyun altına sokulmalı, soğuk kompresler uygulamalı. Soğuk bir küvete almak iyi olabilir. Bu işlemle beden ısısı 38 derecenin altına düşene kadar bırakılmamalıdır. En kısa sürede bir acil servise ulaşım sağlanmalıdır. İstemsiz kasılmalar varsa hastayı kendine zarar vermeyeceği bir konuma getirmek gerekir. Yiyecek bir şey vermemeli, solunum yolunu açık tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş çarpmasını önleyici yöntemler
    Güneş çarpmasına karşı aşınabilecek önlemlere de değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu tavsiyelerde bulundu:
    Hava sıcaklığı aşırı yüksek derecelere ulaştığı, hızlı yükseldiği, uzunca süre yüksek kaldığı taktirde yeterli miktarda sıvı tüketmeli, su içmek için susamayı beklememeli ; özellikle yaşlılara sık aralıklarla su içirilmelidir. Aktiviteyi azaltmak sıcak ortamda egzersiz yapmamak, yapılırsa her saat başı 2-3 bardak su içmek gereklidir. Doktorunuz fazla sıvı almamanızı istediyse, sıcak havalarda ne miktarda ilave edebileceğinizi görüşmekte yarar vardır.

    Sıvı kaybını çoğaltan alkol, kafein ve fazla şeker içeren sıvılardan uzak durmalı; mide krampları yapabildiğinden, çok soğuk içeceklerden sakınmalıdır. Aşırı terleme durumunda, tuz kaybını telafi etmeli, tuz tüketimi sınırlandırılmışsa mutlaka takip eden doktora danışılmalıdır. Güneşten korunmak ,şapka, açık renkli ve ince giyecekler, şemsiye kullanmak ,güneşin etkilerinden koruyucu ürünlerden yararlanmak gereklidir.

    Bu ürünleri cilde, güneşe çıkmadan 30 dakika önce tatbik etmeli, en az 15 faktör içeren ürünleri seçmeli, ürünlerin etkilerinde ‘UVA/UVB koruyucu’ etkilerini görmelidir. Dışarı çıkmak için serin ve güneşi az saatleri kullanmalı: Sabah ve akşam saatleri en uygunudur. Çok gerekli değilse sıcakta dışarı çıkmamalıdır. Dışarı çıkıldığında aşırı efordan uzak durmalıdır. Sık duş almakta fayda vardır.”

    Risk grupları daha dikkatli olmalı
    Güneş çarpması riski yüksek olan kişileri daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Çocuklar, 65 yaş üzerinde olanlar, aşırı kilolu ve şişmanlar kalp ve solunum yetmezliği sorunu bulunanlar, hipertansiyonlular, depresyon ve uykusuzluk sorunu yaşayanlar, ağır bedensel güç sarf ederek hayatını kazananlar, bilinç bozukluğu olan hastalar riskli grubun içinde yer almaktadır.

    Sıcak krampları, özellikle güneş altında yapılan ağır fiziksel aktiviteler ve yoğun terlemeyi takiben oluşur. Sebebi tuz ve nem kaybıdır. Özellikle tuzsuz-az tuzlu bir beslenme uyguluyor veya tuz kaybettiren idrar söktürücü ilaçlar kullanılıyorsa daha tedbirli olmalıdır. Kramp oluştuğunda: Hemen istirahate çekilmek ve serin bir yerde dinlenmek, taze meyve suyu veya su içmek, en az 2-3 saat aktiviteden uzak durmak gerekir. Sıcak krampları, sıcak yorgunluğu veya sıcak çarpmasına dönüşebileceği için dikkatli olunmalıdır. Kramplar 1 saat içinde düzelmezse mutlaka tıbbi yardım almak gerekir” diye konuştu.

  • Gizemli nesne uzay enkazı çıktı

    Gizemli nesne uzay enkazı çıktı

    Yaklaşık 2,5 metre yüksekliğinde ve kısmen altın renkli dokuma bir malzemeden yapılmış olan silindir, Temmuz ayının başlarında Perth’in yaklaşık 250 kilometre kuzeyindeki Green Head yakınlarında bulundu.

    Keşif, düşen bir uçağın parçası olabileceği teorilerine yol açtı.

    Ancak uzay ajansı, bir soruşturmanın ardından bunun büyük olasılıkla bir kutup uydu fırlatma aracının kullanılmış parçası olduğu sonucuna vardığını söyledi.

    PSLV, Hindistan Uzay Araştırma Kuruluşu tarafından işletilen orta kaldırmalı bir fırlatma aracı.

    Organizasyon son aylarda aktif hale geldi ve en son uydu lansmanı Pazar günü başarıyla tamamlandı.

  • Yumurtada yeni tehlike

    Yumurtada yeni tehlike

    Tayvan’a ihraç edilen toplam 127,62 ton yumurtada insan sağlığına zararlı kanserojen “nitrofuran” madde tespit edildiği iddialarının ardından Tayvan, Türkiye’den yumurta alımları haziran sonunda durdurduğunu açıklamıştı. Yumurtalar imha edilirken Tarım ve Orman Bakanlığı da iddialara ilişkin inceleme başlatmıştı.

    Konu ile ilgili bilgi veren Gıda Teknolojisi Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Tayvan’da tespit edilen nitrofuran maddesi geniş spektrumlu bir antibiyotik sınıfıdır. Nitrofuranlar, 60 yıldan fazladır kullanılan sentetik geniş spektrumlu antibakteriyel ve antiparaziter ilaçlardır. Vücutta bu metabolitlerinin birikimi hem insanlar hem de hayvanlar için ciddi sağlık tehlikeleri oluşturabilir. Nitrofuranların Avrupa Birliği’nde gıda üreten hayvanlarda kullanımına izin verilmemiştir. Ülkemizde ise yumurta elde edilen tavuklar dâhil gıda elde edilmek amacıyla yetiştirilen hayvanlarda kullanımı yasaklıdır. Kullanımına dair tespit olması durumunda 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” kapsamında işlem uygulanmaktadır” dedi.

    Ayla Ünver Alçay, nitrofuran maddesinin hayvanların büyümesini teşvik etmek, kümes hayvanlarını tedavi etmek ve suda yaşayan hayvanların gastrointestinal sistem hastalıklarını ve deri hastalıklarını tedavide düşük maliyetli olması, iyi etkinlik göstermesi nedeniyle aşırı veya yasa dışı eklenmesi vakalarına sıklıkla rastlandığını belirtti.

    “Kanseri tetikliyor”

    1950’li yıllarda piyasaya sürülen nitrofuranların kullanılması hormonal sistem bozukluklarına ve kansere yol açtığı belirten Dr. Ayla Ünver Alçay, “1995 yılından itibaren Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya ve diğer birçok ülke birbiri ardına nitrofuran antibiyotiklerin gıda amaçlı kullanılan hayvanlarda kullanımını yasaklayan yasa ve yönetmelikler çıkarmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde hayvancılık sektöründe nitrofuran grubu antibiyotiklerin kullanımını 2006 tarihinden itibaren bütünüyle yasaklanmıştır. Bu yasaklamayı takiben ülkemizde de bu karar alınmıştır. Türkiye’de de antibiyotik büyütme faktörlerinin tümünün kullanımı 21 Ocak 2006 tarih ve 26056 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan tebliğ ile yasaklanmıştır.” ifadelerini kullandı.

    Nitrofuranların hayvan vücudunda proteine bağlı bileşikler formunda haftalarca, hatta belki de aylarca stabil kaldığını belirten Dr. Alçay, “Ana ilaçlar in vivo olarak hızla metabolize olmasına rağmen doku proteinlerine kompleksler halinde bağlanan metabolitler daha fazla metabolize edilemez ve bu da vücutta büyük miktarda metabolit kalmasına neden olur. Araştırmalar vücutta biriken metabolik komplekslerin kanseri tetikleyebileceğini ve hayvan sağlığını etkileyebileceğini göstermiştir” dedi.

    Hayvan vücudundaki metabolitlerin, depolama ve geleneksel pişirme sırasında nispeten kararlı olduğunu belirten Dr. Alçay, “Haşlama, ızgara, mikrodalga gibi pişirme yöntemleri ile bu kalıntıları parçalamak zordur. Bu nedenle, nitrofuran ilaçları ve bunların gıdadaki metabolit kalıntılarının sıkı bir şekilde izlenmesi ve tespit edilmesi gerekmektedir. Hayvan hastalıklarının kontrolünde ve tedavisinde nitrofuranların etkinliği ve düşük maliyeti nedeniyle, vicdansız tüccarlar açık yasağa karşı gelerek yasa dışı olarak kullanmaya devam etmektedir” diyerek konunun önemine dikkat çekti.

    “Antibiyotiklere dirençli bakterilerin gelişmesine neden oluyor”

    Deney hayvanlarında yapılan araştırmalar neticesinde sağlığa zararları etkilere rastlandığını söyleyen Dr. Alçay, “Nitrofurazon alımının doğrudan bir sonucu olarak kanserojen aktiviteye dair net kanıtlar gösterilmiştir. Yenilebilir dokulardaki kanserojen kalıntılar nedeniyle birçok ülkede (Avrupa Birliği, ABD, Avustralya, Filipinler, Tayland, Brezilya ve Kanada) yasaklanmıştır. Kronik toksisite ve karsinojenisite çalışmalarında, furazolidon dişi deney farelerinde habis meme tümörlerini, yumurtalıklardaki tümörlerini, erkek ve dişi farelerde bronşiyal adenokarsinomları ve erkek sıçanlarda nöral astrositomları indüklemiştir. Aynı zamanda deney fareleri üzerinde önemli üreme etkilerine sahip olduğu da saptanmıştır. Genel olarak deney fareleri daha az yavru vermiş, ortalama yavru sayısında büyük bir azalma ve düşük doğum ağırlıkları kaydedilmiştir. Araştırmalarla erkek ve dişi farelerde olumsuz üreme etkilerinin ortaya çıktığı sonucuna varmıştır. İnsan çalışmalarında ise furazolidon ve nitrofurantoinin oral uygulaması, özellikle mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi bazı reaksiyonlara, alerjik reaksiyonlara ve hemolitik anemiye, alerjik reaksiyonlara yol açabileceği belirlenmiştir. Epidemiyolojik çalışmalar yalnızca nitrofurantoin ile tedavi edilen hastalar için rapor edilmiştir ve yetişkinlerde sinir sistemi kanserleri, ilaca bağlı karaciğer hasarı ve böbrek yetmezliği olan hastalarda artmış pulmoner advers olay riski ile ilişkiler bulunmuştur” dedi.

    Diğer önemli bir risk faktörünün antibiyotik direnci konusu olduğunu belirten Alçay, “Antibiyotikler özellikle kitlesel ya da endüstriyel hayvan yetiştiriciliğinde büyümeyi hızlandırmak için hayvanların yediği yemi hızla ete dönüştürmesini, yani hızla kilo almalarını sağlamak için kullanılmakta ancak bu antibiyotikler hayvanların et, süt, yumurta gibi ürünlerinde kalıntı bırakmaktadır. Bunları yediğimizde antibiyotikleri tüketmiş oluyoruz. Bu şekilde antibiyotik kalıntılarına maruz kalmak antibiyotiklere dirençli bakterilerin gelişmesine yol açıyor ve bu nedenle de ihtiyaç duyulduğunda enfeksiyon hastalıklarının tedavi edilememesine neden oluyor. Antibiyotik direnci, mevcut antibiyotiklerin etkinliğini giderek daha da azaltan insan sağlığına yönelik en önemli küresel tehditlerden biridir” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemizde denetimler artırılmalı”

    Türkiye’den ihraç edilen yumurtalarda nitrofuran tespit edilmiş olması, bu sorunun yurt içinde tüketilen yumurtalarda da var olabileceğinin bir göstergesi olduğunu belirten Dr. Alçay, “Üstelik sadece yumurtada değil sözü geçen kanatlı etleri, karides, bal, su ürünleri gibi tüm ürünlerin tamamı için bir risk olduğunu göstermektedir. Nitrofuranları belirlemek için birçok hassas ve etkili tespit yöntemi geliştirilmiştir. Hayvansal gıdalarda bu kalıntıların varlığını belirlemek için sıvı kromatografisi ve Kütle Spektrometrisi gibi analitik yöntemler kullanılır. Ülkemizde bu analizler akredite laboratuvarlar tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de bu konuda daha fazla denetimler yapılmalı, bir izleme sistemi kurulmalı ve hatta bu firmalar basın yoluyla halka afişe edilmelidir” dedi.

  • Motorine zam geldi

    Motorine zam geldi

    Akaryakıta gelen ÖTV zammının ardından bu kez döviz etkenli zamlar ard arda geliyor. Son olarak bugünden itibaren geçerli olmak üzere motorine zam geldi! İşte 1 ağustos akaryakıt fiyatları!

    Brent petrol 80 dolara dayandı. Dolar ise 26,95 TL sularında işlem görüyor. Bu da akaryakıt fiyatlarını etkiliyor.

    MOTORİNE ZAM

    Motorine bugünden itibaren geçerli olmak üzere 1.10 TL zam geldi.

    İSTANBUL

    Benzin: 36,03 TL
    Motorin: 36,39 TL
    LPG (Otogaz): 13,80 – 14,23 TL

  • Toplu ulaşıma zam

    Toplu ulaşıma zam

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), toplu ulaşım araçlarında uygulanan fiyat tarifesinin güncellenmesi gündemiyle toplandı. Akaryakıta gelen zamlar ve artan maliyetlerin fiyat artışlarında etkili olduğu belirtilirken, oy birliği ile alınan kararla; İZTAŞIT, ESHOT, İZDENİZ, İzmir Metro, İzmir Tramvay ve İZBAN’da geçerli toplu ulaşım ücret tarifesine zam yapıldı.
    İzmirim Kart ile tam biniş ücreti 13 TL, öğretmen ve 60 yaş kartları ile biniş ücreti 11,5 TL ve öğrenci kartı ile biniş ücreti ise 5 TL oldu. Yeni düzenlemeyle, tam ile indirimli binişler 120 dakika içerisinde yapılan ilk aktarmada yüzde 50, ikinci aktarmada yüzde 75 indirimli olacak, üçüncü ve sonraki aktarmalardan ise ücret alınmayacak.

    Biniş başına maliyet 40.91 TL

    Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 28 Temmuz 2023 tarihi itibariyle; personel, amortisman giderleri, akaryakıt ve enerji harcamaları da hesaplandığında toplu ulaşımda biniş başına maliyetin 40.91 TL olduğunu bildirdi. Büyükşehir Belediyesi, biniş başına 27.91 TL destek vereceğini de açıkladı.

    Halk Taşıt uygulaması sürüyor

    Günün belli saatlerinde yüzde 50 indirimli ulaşım imkânı sağlayan “Halk Taşıt” uygulamasında ise tam biniş 6,5 TL, öğretmen ve 60 yaş ücreti 5,76 TL, öğrenci ücreti 2,50 TL oldu. Halk Taşıt tam binişlerinde; ilk aktarma için 3,26 TL, ikinci aktarma 1,64 TL, indirimli binişlerinde; ilk aktarma için 2,88 TL, ikinci aktarma 1,44 TL olacak. Üçüncü ve sonraki aktarmalardan ise ücret alınmayacak.

    Öğrenci ücretlerindeki artış minimum düzeyde tutuldu

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in isteği doğrultusunda öğrenci biniş ücretine yapılacak artışın yine sembolik bir düzeyde yapılmasına karar verildi. Buna göre öğrenciler toplu ulaşımdan 120 dakika içinde ilk binişlerinden 5 TL’ye yararlanacak, aktarmalar ise ücretsiz olacak.

  • Saç dökülmesine karşı alınacak önlemler

    Saç dökülmesine karşı alınacak önlemler

    Saç dökülmesi, hem erkek hem de kadınları etkileyen yaygın bir sorun. Neyse ki birçok farklı nedenden kaynaklanabilen bu sorunu önlemenin yolları var. Saç dökülmesine karşı alınabilecek önlemleri Dermatolog Dr. Mustafa Tümtürk anlattı. Sağlıklı ve gür saçlar yalnızca estetik açıdan önem taşımıyor, aynı zamanda kişilerin özgüvenini de artırıyor. Saç dökülmesi sorunu da özgüveni olumsuz etkileyen faktörlerden biri. Peki saçlarımız neden dökülür?

    Dermatolog Dr. Mustafa Tümtürk, dökülmenin neden kaynaklandığını şöyle açıkladı: “Saç dökülmesi, birçok farklı nedenle ilişkilendirilebilir. Genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, stres, yanlış beslenme, saç bakım ürünlerindeki kimyasallar ve sağlık sorunları gibi faktörler, saç dökülmesinin oluşmasında etkili olabilir. Saç dökülmesi kadınları da etkileyebilir, ancak genellikle erkeklerde daha yaygın görülür.”

    “Dengeli beslenin stresten uzak durun
    Saç dökülmesine karşı önlem almanın mümkün olduğunu dile getiren Dr. Mustafa Tümtürk, yapılabilecekler hakkında şu bilgileri verdi: “Saç dökülmesini önlemek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek büyük önem taşır. Dengeli ve besleyici bir diyet, saçlarınızın güçlenmesine ve dökülmenin önlenmesine yardımcı olacaktır. Protein, demir, çinko ve B vitamini içeriği yüksek besinler tüketmek saç sağlığını olumlu yönde etkileyecektir. Ayrıca düzenli egzersiz ve stresten uzak durmak da saç dökülmesini azaltmaya yardımcı olabilir.”

    “Sigara ve alkol dökülmeyi hızlandırıyor”
    Sigara ve alkol tüketiminin de saç sağlığını olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Dr. Tümtürk, “Sigara içmek, saç foliküllerine zarar verebilir ve saç dökülmesini hızlandırabilir. Alkol tüketimi de saçların beslenme dengesini bozarak dökülmeyi artırabilir. O nedenle bu zararlı alışkanlıklardan uzak durmak saç sağlığı için önemlidir” dedi.

    Yoğun kimyasal içeren şampuanlar saçlara zarar veriyor
    Dr. Mustafa Tümtürk, saç bakım ürünleri seçerken dikkat edilmesi gerekenleri aktardı: “Doğal içerikli ve kimyasal katkı maddeleri içermeyen ürünleri tercih etmek önemlidir. Yoğun kimyasal içeren şampuanlar saçlarınıza zarar verebilir ve dökülmeyi artırabilir. Mümkünse, saçlarınızı boyamak ve yüksek ısıda şekillendirmek gibi zararlı uygulamalardan kaçınmanız da saç sağlığınızı korumanıza yardımcı olur.”

    “Bireysel tedavi planı oluşturulmalı”
    Dr. Tümtürk, saç dökülmesi sorunu yaşayan kişilere önemli önerilerde bulundu: “Saç dökülmesi sorunu yaşayan kişilerin mutlaka uzman bir dermatologdan destek alması önerilir. Her bireyin saç dökülmesi nedeni farklı olabilir ve tek bir çözüm yöntemi herkese uymayabilir. Bu nedenle, bireysel tedavi planları oluşturarak kişilere en uygun çözümleri sunabilmek için profesyonel bir dermatologdan yardım almak önemlidir.

    Saç dökülmesine karşı alınacak en önemli önlemlerden biri de stresten uzak durmaktır. Stres, saç sağlığını olumsuz etkileyen önemli bir faktördür. Düzenli egzersiz, meditasyon veya hobilerle stres yönetimi sağlamak saçlarınızı güçlendirecektir. Unutmayın, saçlarınız da sizin sağlığınızın bir yansımasıdır.”

  • 151 yıllık ata tohumları

    151 yıllık ata tohumları

    Ordu’da Permakültür Eğitmeni Murat Yılmaz ile Hüseyin Duman, Altınordu ilçesinde oluşturdukları yaklaşık 500 metrekarelik alanda ağırlıklı olarak domates üretmeye başladı. İkili, ata tohumları kullanarak kendileri için ürettikleri domatesleri de tekrardan tohuma dönüştürerek, gelecek kuşaklara aktarmaya devam ediyor.
    Aralarında 151 yıllık geçmişi olan tohumu da kullanan Yılmaz ve Duman, oluşturdukları bahçede 82 farklı çeşit domatesin yanı sıra az miktarda farklı sebzelerin de üretimini yapıyor, tohumlarını ücretsiz bir şekilde üreticilere gönderdiklerini belirtiyor.

    “Permakültür sistemi ile ata tohumlarını kullanıyoruz”

    Murat Yılmaz doğaya, çevreye ve suya saygılı ekolojik üretim yöntemleri ile verim hırsına odaklanmadan yapılan bir üretim yöntemini sürdürmeye çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, “Bu üretim yönteminde atalarımızdan ve dedelerimizden bizlere miras kalan tohumları kullanıyoruz. Yaklaşık 500 metrekare bir alan içerisinde domates üzerine yoğunlaştık. Satın adlığımız domateslerde atalarımızdan kalan lezzeti bulamadığımız için bu yönde yoğunlaştık. Bunun dışında toprağın doğrudan güneş ve yağmurdan etkilenmesi önlemek için kurduğumuz sebze yatakları ile hem topraktaki nemi korumuş oluyoruz hem de toprağın doğrudan su ve güneşten etkilenmesinin önüne geçiyoruz” dedi.

    “Ticari bir kaygımız bulunmuyor”

    Sentetik gübre ve ilaç kullanılmayan alanda üretilen tohumları üreticilere bedelsiz olarak gönderdiklerini ifade eden Yılmaz, “Alan içerisinde yapmış olduğumuz üretimleri tamamen kendi ailemiz ve yakınlarımız için üretiyoruz. Asıl amacımız zaten tohum üretmek ve burası gibi farklı arazilerde de üretim yerlerimiz var. Bu noktada ticari bir kaygımız da bulunmuyor” ifadelerine yer verdi.

    “82 çeşit domates var”

    Permakültür Eğitmeni ve Tasarımcısı Hüseyin Duman, ata tohumları ile yaptıkları üretimde çok çeşitliliğe önem verdiklerini belirtti. Duman, “Bu alanda 82 çeşit domatesimiz var. 30 çeşit fasulye, 3 çeşit salatalık ve 7 çeşit biber var. Bu alanda özellikle suni gübre ve ilaç kullanmadığımız için kardeş bitki sistemi ve tuzak bitki sistemleri uyguluyoruz. Kendi gübremizi ve kendi ilcalarımızı da kendimiz elde ediyoruz. Bitkileri su içerisinde fermente ederek, gübre ve ilaç olarak kullanıyoruz. Yani her şeyi doğal ortamda doğal olarak yapmış oluyoruz. Bu ürünlerin birçoğunu kendimiz tüketiyoruz, ikram diyoruz satış maksadıyla kullanmıyoruz” şeklinde konuştu.

    “151 yıllık geçmişe sahip domates tohumu elimizde mevcut”

    Geçmişi 151 yıl öncesine dayanan domateslerin tohumları ile de üretim yaptıklarını ifade den Duman, şunları söyledi:
    “Bursa’dan gelen 151 yıllık bir tohum var, doğruluğu da kanıtlanmış, aynı zamanda kendimizin hem kırmızı, hem de pembe olmak üzere 50 yıla yakın geçmişi olan tohumlarımız var. Tamamen doğal ve atalardan gelme olan tohumları kullanıyoruz.”

  • “Fındık 100 TL olmalı”

    “Fındık 100 TL olmalı”

    Yoğun yaşanan yağışlar ve son 10 gündür aşırı sıcaklar nedeniyle açıklanan tahmini rekoltenin daha da altında bir rakam olabileceğini söyleyen Başkan Aydemir,

    “Türkiye genelinde tahmini rekolte 700 bin ton olarak açıklandı. Çarşamba ilçesinde 50 bin ton, Samsun genelinde ise 124 bin ton tahmin ediliyor. Benim kişisel görüşüm bu sene yoğun yağışların yaşanmasının ardından ve son 10 gündür aşırı sıcakların olmasından dolayı fındık rekoltesinde ve özellikle palaz dediğimiz fındıkta azalma olabilir. Açıklanan tahmini rekoltenin daha altında bir sayı olabilir. Bazı bahçelerde dökülmeler görülüyor. Bu da rekolteyi etkileyecektir. Tabii ki Çarşamba ilçesi, Karadeniz Bölgesi’nde fındık bakımından en büyük ilçelerinden biri olarak biliniyor” dedi.

    “Çiftçiler 100 TL olsun istiyor”

    Gübre ve mazot fiyatlarının artmasından dolayı üreticiyi, fındık satış fiyatının en az 100 TL olursa mutlu edeceğini vurgulayan Başkan Aydemir, “Girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasından kaynaklı fındık fiyatının 100 TL civarında açıklanmasını bekliyoruz. Bu fiyat her ne kadar yüksek görünse de aynı zamanda işçi maliyetleri çok yüksek ve bunun yanı sıra gübre ve mazot fiyatları da çok arttı” şeklinde konuştu.

    “Erken toplanırsa aromasını tam alamaz”

    Bazı fındık tarlalarında erken toplanmaya başlandığına dikkat çeken Aydemir, “Fındık yaş toplanmamalı. Erken toplanırsa aromasını tam alamaz. Aynı zamanda kilo kaybı da yaşanır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Samsun genelinde orta kesim 12 – 15 Ağustos tarihlerinde, sahil kesimleri 19-25 Ağustos tarihlerinde ve yüksek kesimlerde ise 25-30 Ağustos tarihlerinde fındık toplamaya başlarlar ise hem kendi açılarından hem de fındığın kaliteli olması bakımından iyi olur” diye konuştu.