Etiket: güncelhaberler

  • Parlak X, komşuları çileden çıkardı

    Parlak X, komşuları çileden çıkardı

    Elon Musk geçtiğimiz günlerde sosyal medya platformu Twitter’ın adını ve logosunu X ile değiştirdi.

    Ardından San Fransisco’daki Market Street genel merkezinin çatısına devasa bir X logosu dikti.

    Ancak belediye yetkilileri ve bazı bölge sakinleri bu görüntüden memnun değil.

     

  • Altın rakamlarında flaş gelişme

    Altın rakamlarında flaş gelişme

    Altın, ülkemizdeki en güvenli yatırım araçları listesinde ilk sıralardaki yerini korumaya devam ediyor. Yatırımcıların yanı sıra vatandaşların da sıklıkla tercih ettiği bir para biriktirme yöntemi olan altın alış ve satış işlemlerinin kura göre değişimi de gün içinde sık sık araştırılan konular arasında.

    Gram, çeyrek, yarım, tam, cumhuriyet ve ata altın fiyatları arama motorlarında sıklıkla sorgulanırken 31 Temmuz 2023 altın fiyatları…

    Gram altın alış: 1.691,94

    Gram altın satış: 1.692,27

    Çeyrek altın alış: 2.775,00

    Çeyrek altın satış: 2.803,00

    Yarım altın alış: 5.534,00

    Yarım altın satış: 5.606,00

    Tam altın alış: 11.085,00

    Tam altın satış: 11.161,00

    Cumhuriyet altını alış: 11.325,00

    Cumhuriyet altını satış: 11.496,00

  • Yangınlardan iyi haber

    Yangınlardan iyi haber

    Öğle saatlerinde Kemalpaşa ilçesi Kale Mahallesi’nde ve Güzelbahçe ilçesi Yaka Mahallesi’nde orman yangını çıktı. Kemalpaşa’daki yangının çıkış sebebi bilinmezken, Güzelbahçe’deki yangına Urla-Çeşme otobanı Zeytinler Kavşağı civarındaki araç yangının sebep olduğu öğrenildi. Ekiplerin müdahalesi ile Kemalpaşa’daki yangın söndürülerek soğutma çalışması başlatılırken, Güzelbahçe’deki yangının da kısa sürede kontrol altına alınmasının beklendiği öğrenildi.

  • Ailelere madde bağımlılığı uyarısı

    Ailelere madde bağımlılığı uyarısı

    Ailelerde uyuşturucu madde, uyarıcı madde veya alkol bağımlısı kişiler varsa kendilerini çıkmazda hissedebildiklerini belirten Uzman Psikolojik Danışman Muhammed Soner, bazen huzursuzluk, korku, bazen yüksek kaygı, bazen çaresizlik ve çoğu zaman yorgunluk gibi negatif birçok duyguyu sık sık yaşadıklarını söyledi. Bağımlılığın bir hastalık olduğunu ifade eden Soner, “Bağımlı kişilerin iradesi zayıf olduğunu düşünüp, onları çoğu zaman yargılarız. Oysa onlar iradesiz değil, bağımlı bir beyne sahip hastalardır. Hastaların ihtiyaç duyduğu şey ise suçlanmak, aşağılanmak, dövülmek vb. şeyler değil, sadece hastalığını fark ederek tedavi olmaktır. Bağımlılık bir hastalıktır ve tedavisi gerekir. Bu da profesyonel bir destekle mümkündür. Ailenin ya da bağımlı kişinin kendi çabaları ile sağlıklı ve istenilen bir sonuca erişmesi zor olabilir. Bu nedenle hastaneler, Yeşilay ve BAY-DER gibi bağımlılık alanında önde gelen kuruluşlardan destek alınması gerekir” dedi.

    “Madde ve alkol etkisindeyken konuşmayın”

    “Bağımlı kişiler madde veya alkol etkisindeyken onlarla konuşmaya çalışmanız, sağlıklı bir iletişim kurmayacağınızdan öfkenizi veya merhametinizi kusmak dışında hiçbir işe yaramayacaktır” diyen Soner, “Hatta birçok zaman bağımlı kişi için daha riskli davranışları sergilemek için gerekçe olabilir. En sağlıklı iletişim kurabileceğiniz zaman dilimlerinde konuşmayı tercih edin ve iletişimi bozan konuşma tarzlarından uzak durmanız gerektiğini unutmayın. Kullandığınız iletişim dili çok önemlidir. Bizimle çalışan bağımlı yakınları bu konunun ne kadar üzerinde durduğumuzu bilirler” diye konuştu.

    “Bağımlı kişiler de ödüllendirilmeli”

    Bağımlı kişilerin aile içinde çok zorlayıcı süreçler yaşattığını aktaran Soner, “Ancak bağımlı insanlar sadece bağımlı değildir, aynı zamanda da insandır. O halde elbette bağımlılığını ödüllendirmeyin. Ancak insani olarak yaptığı güzel şeyleri de görmezden gelmeyin, aksine ödüllendirin. Ne demişler ‘Marifet iltifata tabidir’ şeklinde konuştu.

    Bağımlı kişiye yaklaşımda yaşanan iletişim problemleri için birçok şey söylemenin mümkün olduğunu ancak eleştiride yargılayıcı ve aşağılayıcı bir dil kullanmanın sık karşılaşılan bir durum olduğunu kaydeden Soner, “Bağımlı kişilere elbette eleştiri yöneltilebilir ancak bunda sağlıklı bir ‘ben dili’ kullanılmalıdır. Çevreye yakınınızın bağımlı olduğunu fark ettirmemek için kendinizi yıpratmayın. Bu iki noktada çok önemlidir. Birincisi siz çevreden bu durumu saklamaya çalıştıkça bağımlılık aileyi daha çok yıpratan ve tüketen bir hastalık olarak büyüyebilir. İkinci olarak ise madde bulmak için maddi kaynaklar bulunamaması durumunda yakınınız ailenin adına borç alma ve başka insanları istismar etmeye daha kolay yönelebilir” ifadelerinde bulundu.

  • Porsuk Çayı yosun tuttu

    Porsuk Çayı yosun tuttu

    Porsuk Çayı’nın Beylikova ilçesinden geçen bölümünde oluşan yoğun yosun dikkat çekti. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği tarafından yapılan açıklamada yosun yoğunluğu kirliliğin en net göstergesi olarak yorumlandı. Yosun oluşmasının nedenleri arasında ise akarsuyunun debisinin düşük olması gösterildi. Açıklamada yosun tutulmasının akarsuda yaşayan canlıların ölümüne neden olacağına dikkat çekildi.

    ESÇEVDER tarafından yapılan açıklamanın tamamı ise şöyle;

    “Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER ) olarak Porsuk Çayı Eskişehir için hayati öneme sahip bir akarsuyumuzdur. Porsuk çayı ile ilgili zaman zaman açıklamalar yapmaktayız. 25.01.2021 tarihinde Porsuk çayında balık ölümlerini, 04.08.2022 tarihinde de porsuk çayının Beylikova’da kurutulduğunu kamuoyu ile paylaşmıştık. Porsuk çayı Beylikova da yosun tutmaya başlamış olup, kirliliğinde göstergesi olup, çok yakında balık ölümleri ile karşı karşıya kalacağımızı düşünüyor ve bunun önüne geçilmesi için yetkililere sesleniyoruz. Balık ölümleri bir çevre felaketi olup, Balıkların ölmesi balıklardan beslenen su samuru, balıkçıl kuşlar vb. doğal hayatın zarar görmesine, Flora ve Fauna’nın dengesinin bozulmasına sebep olacaktır. Porsuk çayının Beylikova da yosun tutmasının nedenlerinden biride yeterli debide beslenmemesi anlamını taşımakta olup, yine Porsuk çayı Beylikova da kurutulacak mı sorusunu da akıllara getirmektedir. Porsuk Çayı yüzeyinde oluşan yosunlar su yüzeyini tamamen kapladıklarından dolayı güneş ışınları dibe ulaşamamakta ve eko sistemin dengesi bozulmakta, doğal yaşamı tehdit etmektedir. Bu sorunlar büyümeden yetkililerden bir an önce çözüm üretmelerini bekliyoruz. Eskişehir Çevre Derneği ( ESÇEVDER ) olarak havamızın, toprağımızın, suyumuzun kirletilmesine, eko sistemin bozulmasına ve doğal yaşamın bozulmasına karşı olduğumuzu kamuoyuna açıklamaktan mutluluk duyuyoruz.”

  • Aşırı sıcaklar çocukları olumsuz etkiler

    Aşırı sıcaklar çocukları olumsuz etkiler

    Yaz mevsiminde çocuklarda güneş çarpmalarına dikkat çeken Dr. Cansu Yılmaz, “Özellikle 6 ayın altındaki bebeklerde dikkatli olunması gerekir. Güneş çarpması durumunda ateş, halsizlik, kusma ve bilinç kaybı görülebilir. Güneşin zararlı ultraviyole ışınlardan dolayı deri kanseri riski de artmaktadır. D vitamini eksikliğinde haftada en az 2 kez saat 10.00 ile 16.00 arasında yüz ve kolların güneş koruyucu sürülmeden 10-15 dakika direkt gün ışığına maruz bırakılması önerilir. Fakat yaz mevsiminde güneş ışınlarının dik geldiği bu saatlerde daha dikkatli olunmalıdır. Yaz mevsiminde güneş ışınlarının dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında direkt güneşe maruziyet olmamalıdır” dedi.

    Yaz aylarında insan vücudunda terleme nedeniyle aşırı sıvı kaybı olduğunu hatırlatan Dr. Cansu Yılmaz, sıvı kaybını bol bol su içerek ve sıvı tüketerek yerine koymak gerektiğini ifade etti. Dr. Yılmaz, “Fakat kullandığımız su ve sıvı kaynaklarına dikkat edilmelidir. Kaynağı belli olmayan içme sularından ve bu sularla yıkanan meyve ve sebzelerden tifo, paratifo, ishaller, viral hepatit (hepatit A) gibi hastalıklar ortaya çıkabilir. Özellikle piknik alanlarında sulara insan ve hayvan dışkı ve atıkları karışmış ise su gözle görülemeyen mikroplar ile kirlenir ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olur” diye konuştu.

    Seyahat sonrası çocuklarda ortaya çıkan hastalıklara da değinen Dr. Cansu Yılmaz, “Gelişmekte olan ülkelere seyahat sonrası dönüşlerde yüzde 8 tıbbi bir tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Çocuklarda uluslararası seyahatten sonra görülen hastalıklarda en sık yakınma ateştir. Enfeksiyonların çoğu alt solunum yolu enfeksiyonu, üriner enfeksiyon veya orta kulak yolu enfeksiyonudur. Seyahat enfeksiyonlarında ise yüzde 21 sıtma, yüzde 15 yolculuk diyaresi, yüzde 6 denge ateşi ve yüzde 2 tifo görülebilmektedir. Seyahat edilecek bölgeye göre öncesinde önlem alınması ve aşılamaların tam olması gerekmektedir. El hijyenine de özellikle dikkat edilmelidir. Aşırı sıcaklarda serinlemek için kullanılan klimalardan olumsuz etkilenmemek için klima filtrelerinin temizliğini zamanında yapılmalıdır. Klima çarpmasını engellemek için yazın klimayı 23-26 dereceye ayarlamalıyız” şeklinde konuştu.

  • Gıda zehirlenmelerine dikkat

    Gıda zehirlenmelerine dikkat

    Artan sıcaklıklarla birlikte yaz mevsiminde görülen besin zehirlenmesi vakalarında da artış görülüyor. Yaz mevsiminde gıda zehirlenme vakalarının arttığını bildiren Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ece Ertürk Kocabaş, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.

    “Gıda zehirlenmesi belirtileri”

    Gıda zehirlenmesinde görülebilecek belirtilere değinen Uzm. Dr. Kocabaş, “En yaygın olarak görülen gıda zehirlenmesi belirtileri arasında kusma, karın ağrısı ve ishaldir. Sebebe bağlı olarak, belirtiler dahilinde bilinçte bozulma, yüksek ateş, tansiyon düşüklüğü, çarpıntı, ağır vakalarda felçlik ve nefes darlığı gibi bulgulara da rastlamaktayız. Gıda zehirlenmelerinde bulantı ve kusma en sık gördüğümüz şikayetlerdir. Etkene göre değişmekle birlikte 30 dakika ile 2 saat arasında semptomlar görülmeye başlar. Bazı durumlarda bu süre 1 aya kadar uzayabilir. Bulantı ve kusmadan yanı sıra ateş, kanlı ya da sulu ishal, karın ağrısı gibi bulguların yanı sıra çift ya da bulanık görme, konuşma bozukluğu, motor fonksiyonlarda kayıp, bilinç değişiklikleri gibi nörolojik semptomlar da görebiliriz. Gıda zehirlenmesi genellikle kendi kendini sınırlayan 1-3 günde tamamen düzelen kliniğe sebep olmakla birlikte ciddi nörolojik tablolara hatta nadiren ölüme de neden olabilmektedir. Bu tür rahatsızlıklarla karşılaşırsanız en kısa sürede acil servise başvurun” diye konuştu.

    “Mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinilmeli”

    Açık bir şekilde tezgahlarda satılan ürünlerin satın alınmaması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Ece Kocabaş, “Et ve tavuk tüketecek kişiler ürünleri standartlara uygun şekilde işletilen şarküterilerden almalıdır. Güvenilir markaların paketli ürünleri de satın alınabilir. Paketli ürün alırken paketin hasar görmediğinden emin olunması gerekir. Mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinilmeli. Üzerinde yazılı olan üretim ve son tüketim tarihleri kontrol edilmeli dedi.

    “Tavuk etinin yıkanmasına gerek yoktur”

    Tavuk tüketiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Uzm. Dr. Kocabaş, daha sonra şunları söyledi:
    “Tavuk etinin yıkanmasına gerek yoktur. Tavuğun doğal olarak mikroorganizma yükü yüksektir. Tavuğu pişirmeden önce yıkadığımızda; mikroorganizma yükünü azaltamadığınız gibi lavabo, musluk, tezgah yüzeylerine ve hatta ellerimize sıçrayan bu mikroorganizmalar çapraz bulaşmaya da sebep olabilir. Sonrasında mutlaka bu yüzeylerin dezenfeksiyonu yapılmalı ve eller en az 20 saniye sıvı sabunla ovalanarak yıkanmalıdır.”

    “Yaz aylarında su tüketimine önem verilmeli”

    Yaz mevsiminde nasıl beslenilmesi gerektiğinden de bahseden Uzm. Dr. Kocabaş, “Hava sıcaklığı arttığında su ihtiyacımız da artacaktır. Kişinin yaşı, boyu, kilosu ve kronik hastalığı olup olmamasına göre değişmekle birlikte yaz aylarında günlük 2-3 litre su içilmesine mutlaka önem verilmelidir. Süt, ev yapımı meyve suyu, limonata, ayran, soda gibi içecekler günlük sıvı tüketiminize yardımcı olurlar. Porsiyonları küçülterek sindirimi kolay besinleri tercih etmeliyiz. Meyve sebze tüketimini artırmalıyız. Özellikle yazın kaybettiğimiz su ve mineralleri yeşil yapraklı sebze ve meyvelerden sağlamaktayız. Tatlı ihtiyacınızı meyve ve gereğinde sütlü tatlıları tercih ederek giderin. Yüksek bir lif kaynağı olan ve yüzde 90’ı su olan karpuzun, tüketildiğinde tokluk hissi vermesinin yanı sıra bağırsak hareketlerimizi düzenlemesi açısından da oldukça fayda sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.

  • Tur minibüsü tırla çarpıştı

    Tur minibüsü tırla çarpıştı

    Okurcalar Mahallesi D-400 kara yolunda Kazakistan uyruklu turistleri taşıyan M.O. yönetimindeki tur minibüsü, trafik ışıklarındaki Ü.P. idaresindeki  TIR’a arkadan çarptı.

    İhbar üzerine kaza yerine polis, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Tur minibüsü şoförü ile Ukrayna uyruklu rehber D.V’nin kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.

    Kazada yaralanan 6’sı ağır 12 turist, Alanya ve Manavgat ilçelerindeki hastanelere kaldırıldı.

    Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından cenazeler, Alanya Belediye Morgu’na kaldırıldı.

    TIR şoförü Ü.P. ifadesi alınmak üzere jandarma karakoluna götürüldü.

  • “Hafızlarımızın sayısı 200 bin oldu”

    “Hafızlarımızın sayısı 200 bin oldu”

    Diyanet İşeri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü ortaklığında düzenlenen hafızlık ve icazet programına katıldı. Gölcük ilçesinde bulunan Eyüp Sultan İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinden 29 hafız, Hacı Fatma Kahraman Camiinde icazetnamelerini aldı. Programa, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti İl Başkanı Şahin Talus, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz ve AK Parti eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz katıldı. Programda Ayasofya Camii müezzinleri kuran tilaveti gerçekleştirdi.

    “Şu an itibariyle icazetnamesi olan hafızlarımızın sayısı 200 bin”

    Kuranın insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için indirildiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Kuran-ı öğrenmenin zirve noktası hafızlıktır. Hafızlık merasimi de merasimlerin en hayırlısıdır. Ülkemizde neredeyse yıl boyu hafızlık icazetnameleri yapıyoruz. Hafızlarımıza icazetnamelerimin veriyoruz. 2022 yılında 12 bin kadar hafızımız başarılı oldu ve icazetnamelerini aldı. Şu an itibariyle icazetnamesi olan hafızlarımızın sayısı 200 bin kadar oldu. Hafızlığını tamamlamış ancak icazetnamesini almamış 400 binden fazla öğrenci var. Nüfuzumuza baktığımız zaman daha fazla hafızımız olması icap ediyor. Hafızlarımız inşallah eğitimlerini tamamlayıp mihraplarımıza imam, minberlerimizde, kürsülerimizde hatip olacaklar inşallah. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak istiyoruz ki imamlarımız müezzinlerimiz, vaizlerimiz, müfitlerimiz, bünyemizde görev yapan bütün hocalarımız öncelikle hafız olsun. Hafızlık mihraba, minbere, kürsüye çok yakışıyor” diye konuştu.

    “Bundan 15-20 sene önce bin öğrencisi olan bir fakültenin, şimdi 2 bin öğrencisi var”

    Kuran-ı anlayıp yaşamaktan daha güzel bir iş olmadığını söyleyen Erbaş, “2000’li yıllarda 20 yıl ilahiyat fakültesi hocalığı yaptım. O zamanlar sınıflarımızda 5-10 hafız olurdu. 2000’lerden sonra sınıfımızda hafız ve öğrenci kalmamıştı. 60 hocamız vardı, 20 öğrenciye ders veriyordu. Ama şimdi öyle mi? Bundan 15-20 sene önce bin öğrencisi olan bir fakültenin, şimdi 2 bin öğrencisi var. 3 bin 5 bin öğrencisi olan ilahiyat fakülteleri var. Şimdi okullarda seçmeli Kur’an-ı Kerim dersleri var. Seçmeli peygamber efendimizin hayatı dersleri var” şeklinde konuştu.

    “Örgün eğitimle din eğitimi alanların oranı yüzde 15’lerin altındadır”

    Öğrencilerin kuran öğrenmesi için birçok imkan olduğunu ifade eden Erbaş, “Ülkemizde örgün eğitimle din eğitimi alanların oranı yüzde 15’lerin altındadır. Peki diğer yüzde 85’i dinini, kitabını nereden öğrenecek. Öğrenciler ya yaz Kur’an kurslarında camilere gelecek ya da hafta sonlarında camilere gelecek, öğrenecek. Ya da okulda bütün öğrenciler Kur’an dersini seçebilir. Bu imkan var, okul müdürlerimizin bu imkanı iyi değerlendirmesi lazım. Okul müdürlerimize sesleniyorum. Allah’ın kitabını öğrencilerinize öğrenmeleri için teşvik edin, rehberlik yapın. Bundan siz de kazançlı olacaksınız. İkinci olarak buradan özellikle okullarımızdaki din dersi öğretmenlerimize seslenmek istiyorum. Devletimiz din kültürü ahlak bilgisi dersini 4. sınıftan 12. sınıfa kadar veriyor. 9 yılda imamlık yapacak derecede bir gencin bilgiler alabilmesi mümkün” diye konuştu.

    “Kurana muhafız yetiştireceğiz”

    Eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, “Biz sadece hafız yetiştirmiyoruz. Türkiye’miz hafız yetiştirmekle yetinmeyecek. Ne yapacağız, Kurana muhafız yetiştireceğiz. Hafız olmak yetmez bu yavrularımız hem kuranın hafızı hem de İslamın ve devletin muhafızı olacak. Bu ana babalara gerçekten teşekkür ediyorum çocuklarını böyle hayırlı müesseselere teşrif ettiğin için. Ben bugün son derece mutluyum, Ayasofya’yı emanet edenlerle, zincirlerini kıranlar bir araya geldiler. Ayasofya’nın imamlarını, görevlilerini dinledik. Onlara çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu

  • Barajlarda son durum

    Barajlarda son durum

    Türkiye’de etkili olan sıcak hava dalgası İstanbul’da da kendini hissettirmeye devam ediyor Sıcak hava İstanbulluları bunaltırken, kentte su sağlayan barajlardaki doluluk oranı ise yüzde 37.77 olarak ölçüldü.

    Bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 67.12 olarak kayıtlara geçmişti. Son rakamlara göre mega kentteki barajlardaki su seviyesi son 9 yılın en düşük seviyesi olarak ölçüldü.

    Sazlıdere Barajında dron ile havadan çekilen görüntülerde barajdaki su seviyesinin azaldığı ve toprak kısımlarda çatlakların oluştuğu görülüyor.

    Öte yandan, İstanbul’daki barajların doluluk oranları ise şöyle:
    “Alibey Barajı yüzde 19.16
    Büyükçekmece Barajı yüzde 18.78
    Darlık Barajı yüzde 53.94
    Istrancalar Barajı yüzde 34.27
    Kazandere Barajı yüzde 7.63
    Elmalı Barajı yüzde 28.48
    Ömerli Barajı yüzde 70.63
    Pabuçdere Barajı yüzde 4.9
    Sazlıdere Barajı yüzde 21.56
    Terkos Barajı yüzde 25.36”