Etiket: güncelhaberler

  • Bingöl’de renk cümbüşü

    Bingöl’de renk cümbüşü

    Bingöl merkeze bağlı Dik köyündeki arpa, buğday, mısır ve sürülmüş tarlalarda oluşan renk cümbüşü doğaseverlerin dikkatini çekiyor. Kentte doğa fotoğrafçısı Kenan Nihat Elçi tarafından görüntülenen tarlaların manzarası görenleri mest etti. Ova köylerindeki tarlalar dron ile görüntülendi.

  • Dünyada benzeri yok

    Dünyada benzeri yok

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, tarihte insanoğlunun süreç içerisinde hep su kenarlarına yerleşerek yerleşim merkezi kurduklarını belirterek, Anadolu’da kurulu büyük medeniyetlerden birisi olan Hititler’in de Beyşehir Gölü kenarında günümüzde de Eflatunpınar olarak bilinen alanda önemli bir açık hava tapınağı tesis ettiğini söyledi. Bu tapınakla ilgili araştırmacıların eserlerine bakıldığında bölgenin alelade seçilmiş bir bölge olmadığını gördüklerini anlatan Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Eflatunpınar ve yakınlarında yer alan Fasıllar anıtlarının kurulduğu bölgede tarihteki Hitit egemenliğinden söz ederek, “Eflatunpınar’ın doğal bir kaya üzerinde değil, bir havuzun, yani su kaynağının, bir pınarın etrafında andezit taşlardan, itinalı bir işçilikle bir araya getirilmiş bir tapınak olduğu görülüyor. Geçmişte açık hava tapınağı olarak yapılmış olan bu tapınak, günümüzde bir açık hava müzesi niteliğinde. Ülkemizin önemli turizm bölgelerinden olan Konya’da, yine Konya’nın da önemli turizm yörelerinden olan Beyşehir’de yer alan Eflatunpınar Hitit Kutsal Anıtı’nı bugün bir açık hava müzesi şeklinde değerlendirmek mümkün görünüyor” dedi.

    “Anıt, suyun tasarruflu kullanılmasıyla ilgili sembollerle dolu”

    Anıtın gerektiğinde tasarruflu bir şekilde suyun kullanılmasıyla ilgili bir takım sembolleri de barındırdığını aktaran Hüseyin Muşmal, “Etrafında pınardan kaynayan sular, kanallar marifetiyle havuza toplanmakta, suyun azaldığı dönemlerde havuzdaki sudan da istifade edildiği görülmekte. Bu pınarın suları da Beyşehir Gölü’ne kadar uzanan bir dere halinde ulaşmakta. Biz istiyoruz ki, bölgemizdeki özellikle kültür varlıkları, hangi döneme ait olursa olsun, ister Türk dönemi dediğimiz Selçuklu, beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olsun, ister Türk dönemi öncesi dediğimiz Bizans, Roma, Hitit, hatta Neolotik döneme ait bu bölgede medeniyetlerin bırakmış olduğu tarihi kültür varlıklarının günümüze ulaşmış, değerli önemli kültür varlıklarının gelecek nesillere ulaşmasına imkan tanımak ve bu günde özellikle dünya üzerindeki yerli ve yabancı turistlerin bölgeyi ziyaret eden insanların daha güzel, daha kolay ziyaretlerine imkan tanıyabilmeleri için düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bölgenin çok kıymetli bir kültür varlığı olan Eflatunpınar’ın bu nedenle etrafının düzenlenerek, hatta gerekirse bir bilgilendirme platformu oluşturularak etrafında kurulacak kamera sistemleri ile ziyaretçi sayısının tespit edilmesinin hem güvenliği hem de bölgeye gelen ziyaretçilerin ülke ve Konya turist potansiyelini ortaya çıkarması açısından son derece önemli olduğunu düşündüklerini belirten Prof. Dr. Muşmal, “Böylece bölgemize gelen ziyaretçi sayılarını bilirsek, bu ziyaretçilerin bölgede, eser etrafında geçirdikleri vakti tespit edebilirsek eserle ne kadar ilgilendiklerini tespit edebilirsek, orada sunacağımız hizmet, orada ortaya konulacak çalışmanın tespiti açısından da bize önemli veriler verecektir. Biz de bu kez şunu söyleyebileceğiz: Evet, Konya’da önemli bir açık hava müzesi durumunda olan Eflatunpınarı’na yılda 5 bin turist gelirken Fasıllar bölgesinde bulunan Hitit Anıtı’na 3 bin turist geliyor. Acaba turistler bu bölgeyi daha iyi mi tanıyorlar, daha iyi mi anlatılmış, bölgemizin değerleri daha iyi mi insanlara aktarılmış ya da ulaşım imkanları mı sıkıntılı, insanların ulaşmalarında problemler mi var? Bunların masaya yatırılması mümkün olabilecektir” şeklinde konuştu.

    Beyşehir’deki kutsal anıt ve havuzunun dünyada bir eşinin olmadığını da araştırmacıların söylediğini anlatan Prof. Dr. Muşmal, M.Ö. 13. yüzyılda yapılan anıtı diğerlerinden ayıran bir özelliğinin de olduğunu vurguladı. Bir pınarın etrafında andezit taşları ile özel olarak işlenerek yapılan bu anıtın çok ilgi çekici bir eser olduğunun altını çizen Muşmal, “Bu andezit taşları belki bu Fasıllar bölgesindeki maden bölgesinde işlendi, getirildi. Belki de Eflatunpınarı’na yakın olan Sadıkhacı civarındaki andezit taşlarından yapıldı, bilmiyoruz. Ama kaya oymak suretiyle değil, parça parça yapılmak suretiyle, özel olarak bir kompozisyon etrafında yapılmış, birleştirilmiş. Tanrılar, tanrıçalar işlenmiş bir kompozisyon halinde oraya çok büyük bir önem verdikleri anlaşılıyor. Suya çok önem verdikleri anlaşılıyor. Zaten, insanın suya önem vermemesi mümkün değil. Eski çağlardan itibaren de günümüze kadar insanlar suya çok değer vermiş. Suyun bulunduğu bölgelerde önemli semboller ve abideler ortaya koymuşlar. İvriz, bunun örneği Konya’da. Eflatunpınar bunun örneği, kompozisyonu itibariyle, bulunduğu coğrafya itibariyle bir bütün halinde bir abideyi oluşturması açısından Eflatunpınar anıtının, abidesinin Türkiye’de ve dünyada örneğinin bulunmadığını araştırmacılar söylüyor. Alanla ilgili Hititologlar ve tarihçiler ve eski çağ tarihçileri bunları böyle söylüyor. Belki yakın benzer örnekler vardır ama ülkemizde bunun örneği bulunmuyor. Bu muhteşem eser bilim camiası tarafından yazıtı olmadığı için tamamen dini nitelikli, aynı zamanda Hititlerin sanatsal ve politikacı gücünü yansıtan eser olarak değerlendirilmektedir” dedi.

    Anıtın mutlak surette muhafaza edilmesi gerektiğini, etrafının daha düzenli hale getirilmesi ve korunması gerektiğini kaydeden Muşmal, “Elbette Konya Müze Müdürlüğü’müz orada yaptığı yüzey ve kurtarma kazısı çalışmaları marifetiyle havuzu temizledi. Havuzdan anıtın kompozisyonuna ait bazı parçaları çıkardı, etrafını tel örgüyle çevirdi, düzenledi. Hayvanların belki havuzu kullanmasının önüne geçilmiş oldu ama daha tertibatlı, daha düzenli, daha kontrol altında tutulabilir bir seviyeye devletimizin, ülkemizin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın getireceğine inanıyoruz. Hem de böylece biz eşi benzeri bulunmayan bir anıtı etrafında yapmış olduğumuz düzenleme ile yüz akımız olarak dünyaya gösterebilir ve anlatabiliriz” diye konuştu.

  • Kahramanmaraş’ta 4 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 4 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) alınan bilgilere göre Elbistan’da saat 13.48’te 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 8.76 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem nedeniyle ilçe sakinleri panik yaşadı. 6 Şubat’taki büyük depremlerin ikincisinin merkez üssü olan ilçede halk sokağa çıktı. Bu arada 6 Şubat’taki depremde ağır hasar alan bir bina da kontrollü şekilde yıkıldı. Yıkım sonrası çevreyi toz bulutu kapladı.

  • Traktör römorkunu havuza çevirdiler

    Traktör römorkunu havuza çevirdiler

    Düziçi ilçesi Farsak köyünde yaşayan Bilal Mülayim, aşırı sıcaklara karşı ilginç bir çözüm buldu. Boş olan traktör römorkuna branda seren Mülayim, içini su doldurarak havuza çevirdi.

    Havaların aşırı sıcak olmasından dolayı böyle bir çözüm bulduğunu söyleyen Bilal Mülayim, ”Havaların sıcak olmasından dolayı ve piknik alanlarından bulunan akarsularımızın temiz olmamasından dolayı serinlemek amacıyla römorkumuzun içine brandamızı çektik, içini su ile doldurduk. Mahalle sakinlerimizle birlikte burada suya girerek serinlemeye çalışıyoruz” dedi.

    Römork içerisinde yüzen çocuklar ise, “Havaların sıcak olmasından dolayı römorkun içini su ile doldurduk. Burada hem serinleyip hem de eğleniyoruz” dediler.

  • İskelenin çöküşü, Titanik filmini aratmadı

    İskelenin çöküşü, Titanik filmini aratmadı

    Beşiktaş Bebek’te geçtiğimiz aralık ayında saat 21.00 sıralarında yaşanan olayda sahilin iç kısmında kalan bir restoranın önündeki iskele, ağırlığı kaldıramayarak çökmüştü. Çöken kısımda bulunan yaklaşık 25 kişi, restoran ile yol arasındaki deniz suyuna düşmüştü.

    Çevredekiler suya düşenleri kurtarmaya çalışırken, haber verilmesi üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edilmişti. Yaralanan 4 kişi, sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılmıştı. Olayın ardından İBB tarafından yapılan açıklamada, “Arnavutköy’deki iskelesi çöken restoran, geçtiğimiz ekim ayında el değiştirdi, yeni sahipleri tadilat yapmaya başladı. Tadilat çalışmaları sırasında yapıda iki kez aykırılık tespiti yapıldı ve restoran mühürlendi. Tescilli olan yapı, aykırılığı restoran tarafından gidereceği söylenmesine rağmen mühür bozularak, aykırılığı büyüterek devam etti” ifadelerine yer verilmişti.

    İskelenin çöküşü Titanik filmini aratmadı

    Yaşanan o dehşet anlarının güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde müşteriler hem restoranın içinde hem de dışında vakit geçirdikleri esnada iskele bir anda denize çöküyor. Yaşananları gören içerideki müşteriler şok olurken, bazıları da panikle kaçıyor. Dışarıdaki iskelede ise kendilerini bir anda denizde bulan müşteriler neye uğradığını şaşırıyor. Bazı müşteriler can havliyle çırpınırken, bazıları da restorana tırmanmaya çalışıyor. Olayda yaşananlar ise Titanik filmini aratmıyor.

  • Doğa harikası çöplüğe dönüştü

    Doğa harikası çöplüğe dönüştü

    Adilcevaz ilçe merkezine 8 kilometre mesafede bulunan ve Süphan Dağı’nın güney tarafındaki çanakta yer alan Aygır Gölü, göz kamaştıran doğal yapısı ve çevresindeki mesire yerleriyle yoğun ilgi görüyor.

    3,7 kilometrekare genişliğe sahip Aygır Gölü etrafı, pikniğe gelen vatandaşlardan geriye kalan çöplerden geçilmiyor. Ahmet Kılıç isimli vatandaş, Aygır Gölü’nün mükemmel bir yer olduğunu belirterek, “Burası bizim nefesimiz ama nefesimiz insanoğlu tarafından yok ediliyor. Buraya pikniğe gelenlere sesleniyorum, ya hiç gelmeyin veya çevremizi temiz bırakalım” dedi.

    Pikniğe gelen Hakan Bozkaya da, oksijen almak için Aygır Gölü’ne geldiklerini söyleyerek, “Buraya nefes almaya geldik, batırmaya gelmedik. En güzel temizlik kirletmemektir. Çevreye bakıyorum, durum içler acısı. Vicdanım el vermiyor, çöpleri toplamam gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Satrancı güçlendiren hamle

    Satrancı güçlendiren hamle

    Hamleni Yap Projesi ile on binlerce öğrenciye branşa özgü eğitim seti armağan eden ve Sürekli Satranç Eğitim Merkezi’nde yürüttüğü faaliyetlerle geniş kitlelerin satranç sporuyla tanışmasına imkan sağlayan Şehitkamil Belediyesi, ‘Dünya Satranç Günü Etkinlikleri’ çerçevesinde düzenlediği organizasyonda, bir ilke daha imza atarak sporcuları ve annelerine akıllı hamleleri birlikte yaptırarak bugünün ve geleceğin şampiyonlarına moral aşıladı. Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde (ŞKM) düzenlenen organizasyonda, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu ve Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Gaziantep İl Temsilcisi Ebru Baloğlu, katılımcılara keyifli geçen oyunlarda eşlik ettiler.


    Türkiye Satranç Federasyon ile iş birliği içerisinde yürüttüğü çalışmalarla lisanslı sporcu havuzunun gelişmesi, ihtisas kulüplerinin sayılarının artması, sportif organizasyonların gelenekselleşmesi, eğitimci ve hakem eğitimlerini nitelikli şartlarda gerçekleştirilmesi gibi konularda birbirinden önemli faaliyetlere imza atan Şehitkamil Belediyesi, 2022-2023 sezonunda okullara ve spor kulüplerine satranç branşına özgü eğitim malzemesi desteğini sürdürecek.


    İMZALARI millî gururlarımızla atıyoruz

    Satranç severlerle etkinlik esnasında yakından ilgilenen ve antrenörlerden gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili bilgiler alan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Hamleni Yap Projesi’nin çerçevesini genişleten protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada, imzaları millî gururlar yaşatan sporcularla birlikte atmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Başkan Fadıloğlu, “Satranç branşına gönül veren herkesin Dünya Satranç Günü’nü kutluyorum. Federasyonumuzla iş birliği içerisinde yürüttüğümüz çalışmalarla satranç branşında birbirinden önemli çalışmalar gerçekleştirdik.

    Hamleni Yap Projesi ile bugüne kadar on binlerce öğrencimize satranç takımları armağan ettik. Sürekli Eğitim Merkezimizde, her dönem yüzlerce vatandaşımız akıllı hamlelerle tanışıyor. Bu çalışmaların neticesinde Millî Takımlarımıza sporcular kazandırdık. Dünya, Avrupa ve Türkiye Şampiyonalarında şampiyonluklar elde eden, çeşitli derecelere imza atan sporcularımıza protokolün çerçevesini genişleten imzaları atıyor olmaktan mutluluk duyuyorum. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, sporcularımıza akademik ve sosyal yaşamında başarılar diliyorum” diye konuştu.

  • Oppenheimer’ın Türk fizikçiye mektubu

    Oppenheimer’ın Türk fizikçiye mektubu

    Atom bombasının babası olarak anılan Robert Oppenheimer’ın hayatını anlatan “Oppenheimer” filmi vizyonda. Sosyal medyanın gündeminde ise bir mektup var. Filme ilham veren fizikçi Robert Oppenheimer’ın, 1962’de Türk fizikçi Feza Gürsey’e yazdığı mektup, kısa süre içerisinde sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri haline geldi.

    Oppenheimer mektubunda şunları söylüyor:

    “T.D.’den, gelecek yıl burada bir yılı karşılayabileceğinizi öğrendim. Umarım öyledir ve sizden haber aldığımda meslektaşlarıma danışacağım ve olumlu düşüncelerimizi kağıda dökeceğiz. Kısa süre sonra tekrar gelmeniz bana doğru geliyor.”

    20. yüzyılın önemli matematikçi ve teorik fizikçilerinden biri olarak kabul edili Feza Gürsey, 1971’den 1991’e kadar Yale Üniversitesi’nin Fizik Bölümü’nde görev yaptı. Temel parçacık fiziği alanında yaptığı önemli katkılar nedeniyle 19 Ocak 1977’de Sheldon Glashow ile birlikte Oppenheimer Ödülü’ne layık görüldü.

    Bilim ve teknoloji dünyasında “nükleer bombanın babası” olarak anılan, Manhattan Projesi başkanlığını yapmış Amerikalı fizikçi ve üniversite profesörü Robert Oppenheimer, bilimsel ekibin önderliğini yaparak Los Alamos’ta nükleer silahların geliştirilmesine öncülük etti. bilimsel ekibin önderliğini yaparak Los Alamos’ta nükleer silahların geliştirilmesine öncülük etti. Proje sonunda 16 Temmuz 1945’te New Mexico’da gerçekleştirilen Trinity testi ile dünyanın ilk nükleer patlaması başarıyla gerçekleştirildi.

    Ancak nükleer silahların kullanımının yarattığı etik ve siyasi tartışmalar nedeniyle, Oppenheimer’in güvenlik soruşturması sürecinde önceden yaptığı bazı siyasi ve sosyal aktiviteleri nedeniyle ABD hükümeti tarafından güvenilmez görüldü ve 1954’te gizli belgelere erişiminin kaldırılmasına karar verildi. Bu olay, Oppenheimer’in kariyerine ve yaşamına olumsuz bir etki yaptı.

    Robert Oppenheimer, nükleer fizik alanında yaptığı önemli katkıları ve Manhattan Projesi’ndeki liderliği nedeniyle bilimsel dünyada ve tarihçiler arasında önemli bir figür olarak hatırlanıyor.

  • Charlie Chaplin’in kızı vefat etti

    Charlie Chaplin’in kızı vefat etti

    Sessiz sinemanın üstadı Charlie Chaplin’in kızı olan ve özellikle 70’li yıllarda sinemada kariyer yapan oyuncu Josephine Chaplin, 74 yaşında hayata gözlerini yumdu.

    Charlie Chaplin’in 11 çocuğundan altıncısı olan aktrisin Paris’te öldüğü açıklandı. 1990’lı yıllardan beri sinemadan uzaklaşan Josephine, beyaz perdede 1970’li yıllarda aktifti.

    Daha 3 yaşındayken babası Charlie Chaplin’in yönettiği iki filmde rol almıştı. Onlardan biri 1952 yapımı Candilejas’tı.

    Daha sonra onu Charlie Chaplin’in son filmi Hong Kong’lu Kontes’te izledik. Peşinden birkaç filmde yardımcı rollerde oynadı. Flight into the Sun’ın peşinden The Canterbury Tales’te önemli rol aldı. Film, Berlin’de Altın Ayı ödülü kazandı.

    Bu başarısının ardından ağırlıklı olarar Fransız filmlerinde rol aldı. 1976’da Red Nights’ta yine dikkatleri üzerine çekti.

    1990’lı yıllarda sinemadan uzaklaştı, babasının Paris’teki malikanesine kapandı.