Etiket: güncelhaberler

  • Evde Bakım Yardımı açıklaması

    Evde Bakım Yardımı açıklaması

    Göktaş, aile odaklı bakım hizmet modellerinden biri olan Evde Bakım Yardımı’nın 2006’da engelli bireylerin öncelikle aile yanında desteklenmeleri amacıyla hayata geçirildiğini belirtti.
    Engellilerin aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını öncelediklerini vurgulayan Göktaş, “Evde Bakım Yardımı ile engellilerin yaşadığı ortamdan ayrılmadan, ailesi veya yakınlarıyla birlikte yaşayarak aile birliğinin korunmasına ve güçlenmesine destek oluyoruz.” diye konuştu.

    Evde Bakım Yardımı ile bakıma ihtiyaç duyan tam bağımlı yakınlarının bakımını üstlenen vatandaşların desteklenerek aile bütünlüğünün korunduğunu belirten Göktaş, “Bakanlık olarak engelli bireylerin eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam gibi temel haklarına tam olarak ulaşmaları için hak temelli bir bakış açısıyla politikalar geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleri ile toplumun her bir ferdine ulaşmaya çalışıyoruz.” dedi.

    Evde Bakım Yardımı kapsamında hak sahibi başına aylık 9.077 TL ödeme yapıldığını belirten Göktaş, şunları kaydetti:

    “Evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlar ve aileleri için bu ay toplam 4,9 milyar TL Evde Bakım Yardımı’nı hesaplara yatırmaya başladık. Hali hazırda 544 bin vatandaşımız Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanıyor. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuz çerçevesinde bakanlık olarak engellilik alanındaki hak temelli sosyal yardımların şeffaf bir anlayışla sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ödemelerin tüm engelli vatandaşlarımıza ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum.”

  • Acılı annenin vasilik mücadelesi

    Acılı annenin vasilik mücadelesi

    Olay, geçen 28 Haziran Cuma günü saat 12.30 sıralarında Seyhan ilçesi Güneykuşak Bulvarı’nda meydana geldi. Uzman çavuş Gökhan Çelik (27) ile eşi 1 çocuk annesi öğretmen Hatice Çelik (29) arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine Gökhan Çelik, beylik tabancasıyla önce araçta bulunan kayınbiraderi Murat Akdöker’i vurup ağır yaraladı, ardından da eşi Hatice Çelik’i vurarak öldürdü.

    Önce kaçtı, sonra yakalandı

    Olay yerinden kaçan Gökhan Çelik, daha sonra yaralı halde yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki “Anlaşamıyorduk, çocuğumu göremedim. O konuları konuşmak ve çocuğumu görmek için Adana’ya geldim. Araç içerisinde panik halindeydim. Tartışma büyüdü” ifadesinin ardından Çelik, sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.

    21 günlük yaşam savaşını kaybetti

    21 gün yoğun bakımda yaşam savaşı veren Murat Akdöker ise 19 Temmuz’da hayatını kaybetti.

    Hatice Çelik’in, 14 Haziran günü Mardin’de eşiyle yaşadığı tartışma sırasında şiddet gördüğü için karakola başvurup, eşi hakkında 1 ay uzaklaştırma kararı aldığı ortaya çıktı.

    Vasilik savaşı başlattı

    Eşi hayatını kaybeden Gözde Akdöker de annesi Göksen Kanal’ın yanına taşındı. Anne ve kızı şimdi Hatice Çelik’ten tek miras kalan 2.5 yaşındaki Çınar’a bakmaya başladı. Bu sırada torunun vasiliğini almak için Göksen Kanal, Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesine ‘vasilik’ davası açtı. Ancak Gökhan Çelik’in ailesi de torunlarının vasiliğini almak için dava açtı.

    Öte yandan, cinayetten 4 ay geçmesine rağmen ise iddianamenin hazırlanmadığı öğrenildi.

    “Bir kızımı toprağa verdiler, bir kızımı da yaşarken öldürdüler”

    Acılı anne Göksen Kanal, “2 kanadımı da kırdılar” diyerek, “Bu süreç bizim için çok zor geçti. Kızım istemediğimiz bir evlilik yaptı ve sürekli sorunları vardı. Kızım uzaklaştırma alıp buraya geldi. Geldikten 2 hafta sonra eşi gelip öldürdü. Büyük kızımın eşini de öldürdü o cani. 2 kanadımı kırdılar. Bir kızımı toprağa verdiler, bir kızımı da yaşarken öldürdüler” dedi.

    “Hiçbir kadın öldürülmesin”

    Torununun vasiliği için mücadele edeceğini anlatan Kanal, “Ben vasilik davası açtım. Karşı taraf da vasilik davası açmış. Ben yavrumun yavrusunun bende kalmasını istiyorum. Çocuğa doğduğundan bu yana ben bakıyorum. Onu pedagoga götürüyorum ve sürekli ilgileniyorum. Onun iyi olması için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bir an önce davanın sonuçlanıp vasiliğin bende kalmasını istiyorum. Adalete güveniyorum. Bu olayda 2 anne evlatsız kaldı. Ben kızımı toprağa göndüm. Kızım eşini toprağa gömdü. Torunum hem annesiz hem babasız kaldı. Ben adalet istiyorum. Herkes sesimi duysun. Hiçbir kadın öldürülmesin. Karşı tarafın en ağır cezayı almasını istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Hiçbirinin kanı yerde kalmasın”

    9 aylık evliyken eşini kaybeden Gözde Akdöker (31) ise adaletin yerini bulmasını istediğini belirterek şunları söyledi:

    “Kız kardeşimden miras olarak Çınar kaldı bizde. Çınar’ın bizde kalmasını istiyoruz. Gökhan Çelik’in en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Hiçbirinin kanının yerde kalmasını istemiyorum. Olay olduğunda 9 aylık evliydik. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum.”

    “Hatice’nin ölümünde ihmal var”

    Avukat Tuba Kastal Sertli ise Hatice’nin uzaklaştırma kararı almasına rağmen eşinin beylik tabancasına el konulmadığını anlatarak, “Ben öldürülen Hatice’nin boşanmak için tuttuğu avukattım. Boşanma davasına bakacaktım. Davayı açamadan Hatice vefat etti. Böyle olunca da ailenin avukatı haline geldim. İddianame halen hazırlanmadı. Şu anda biz Hatice’den miras kalan oğlunun vasiliği için başvurduk. Anneannesi, teyzesi ancak öyle teselli bulabiliyorlar. Özellikle biz karşı tarafın şikayetçi olduğunda askeri personel olduğunu, silahı olduğunu belirtmemize rağmen ne polis ne de tedbir kararı veren mahkeme silaha el koymamıştır. Hatice ve eniştesi Murat bu beylik tabancasıyla öldürüldü. Burada ağır bir ihmal var. Yargının bağımsızlığı demek bir karar verirken kimseden etkilenmemesi demek. Bütün şiddete uğrayan kadınlarda bir ihmal varsa üstüne hep birlikte gitmeliyiz. Maalesef koruyamadık, gitti ama bundan sonra yapılması gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.

    “Aile Çınar’ın yanında gözyaşı dahi dökmüyor”

    Öte yandan Avukat Sertli, Çınar’ın anneanne ve teyzesinin çok güçlü bir duruş sergilediklerini vurgulayarak, “Şu anda vasilik için dava açtık. Anneannesi ve teyzesi Çınar’ın hep yanında. Maddi anlamda sıkıntı yok, sevgi anlamında hiçbir sıkıntı yok. Anneanne ve teyze çocuğun yanında ağlamıyorlar. Tek istekleri var Çınar’ın vatana, millete hayırlı, güçlü ve kadın seven bir çocuk yetiştirmek” dedi.

  • İstanbul Boğazı gemi trafiğine kapatıldı

    İstanbul Boğazı gemi trafiğine kapatıldı

    İstanbul Boğazı ve çevresinde sabah saatlerinden itibaren oluşan sis etkisini sürdürüyor. Sis nedeniyle bazı yerlerde görüş mesafesi de zaman zaman düştü. Etkili olan sis çerçevesinde Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre Boğaz hattının çift yönlü olarak gemi trafiğine kapandığı öğrenildi.

    İstanbul Boğazı’nda etkili olan sis nedeniyle Şehir Hatları, bazı vapur seferlerinin iptal edildiğini duyurdu.

    İstanbul’da gece saatlerinde başlayan sis sabah saatlerinde de etkisini sürdürmeye devam etti. Şehir Hatları’ndan yapılan açıklamada ise bazı vapur seferlerinin iptal edildiği duyuruldu. Şehir Hatları’ndan yapılan açıklamada, “Elverişsiz hava şartları sebebiyle aşağıdaki seferlerimiz ikinci bir duyuruya kadar yapılamayacaktır.

    Beykoz-Eminönü Boğaz Hattı
    Beykoz-Sarıyer Hattı
    Çengelköy-Kabataş Hattı
    Küçüksu-İstinye Hattı
    Küçüksu-Beşiktaş-Kabataş Hattı
    Rumeli Kavağı-Eminönü Hattı
    Ortaköy-Beşiktaş-Eminönü Hattı
    İstinye-Çubuklu Arabalı Vapur Hattı
    Kadıköy-Sarıyer Hattı
    Anadolu Kavağı-Rumeli Kavağı-Sarıyer Ring Hattı
    Anadolu Kavağı-Üsküdar Hattı
    Bostancı-Moda-Karaköy-Kabataş Hattı
    Beşiktaş-Adalar Hattı
    Üsküdar-Eyüpsultan Hattı
    Boğaz Geliş Hattı
    Çengelköy-İstinye Hattı” ifadelerine yer verildi.

  • Rojin’in cenazesi aileye teslim edildi

    Rojin’in cenazesi aileye teslim edildi

    Van YYÜ Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, üniversite kaydını yaptırdıktan sonra 25 Eylül’de Diyarbakır’dan Van’a gelerek yurda yerleşmişti. 27 Eylül günü yurttan ayrılarak Van Gölü sahiline gitmek üzere yola çıkmış, o tarihten sonra kendisinden haber alınamamıştı.

    18 gün boyunca süren arama çalışmalarının 13. gününde Van Gölü kıyısında Kabaiş’e ait başörtüsü bulunmuştu. 18’inci günde ise Tuşba ilçesi Mollakasım Mahallesi sahilinde bir cesede ulaşıldı. Yapılan incelemelerin ardından cesedin Kabaiş’e ait olduğu tespit edildi.

    Kabaiş’in cenazesi, Van Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi işlemlerinin ardından memleketi Diyarbakır’a gönderildi.

    Kabaiş’in cenazesi Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Yeniköy Mezarlığı’nda defnedilecek.

  • Erdoğan, Taksi Durağı’nı ziyaret etti

    Erdoğan, Taksi Durağı’nı ziyaret etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya’nın Dikmen semtinde bulunan Hatça Ana Taksi Durağı’nı ziyaret ederek taksici esnafıyla ve vatandaşlarla sohbet etti.

  • Girişimci kadının örnek başarısı

    Girişimci kadının örnek başarısı

    Erzurum’un İspir ilçesinde yaşayan 4 çocuk annesi Yasemin Öztürk, tarhana üretimine olan ilgisi ve azmi sayesinde, yılda bir ton tarhana üreterek hem yerel pazarda hem de daha geniş alanlarda adından söz ettiriyor. Bu süreçte, geleneksel yöntemleri modern üretim teknikleriyle birleştirerek kaliteli ürünler sunmayı başaran Öksüz, aynı zamanda çevresindeki diğer kadınlara da ilham kaynağı oluyor.

    Her yıl bir ton tarhana üreterek bu alandaki başarısıyla dikkat çeken Öksüz, el emeğiyle hazırladığı ürünlerini kendi kurduğu kafede ve online platformlarda satışa sunarak ev ekonomisine katkı sağlıyor.

    Tarhana yapımında en kaliteli ve doğal malzemeleri kullanan ve geleneksel yöntemleri modern tekniklerle birleştiren Yasemin Öksüz, bu sayede müşterilerine hem lezzetli hem de sağlıklı ürünler sunuyor. Girişimciliği ve azmi sayesinde bölgesindeki diğer kadınlara da ilham kaynağı olan Öksüz, yerel ekonomiye de katma değer üretiyor.

    Tarhana üretimiyle sınırlı kalmayarak gelecekte farklı geleneksel Türk yiyeceklerini de üretmeyi planlayan Yasemin Öksüz, bu alanda markalaşmayı ve ürünlerini uluslararası pazarlara açmayı hedefliyor. Bu başarılı girişimci kadın, azmi ve çalışkanlığıyla hem ailesine hem de topluma örnek oluyor.

    Öksüz, çocuklarına ve ailesine destek olmak için el emeğiyle hazırlamış olduğu tarhana, konserve, mantı gibi ürünlerini kendi kurduğu kafede pazarlıyor.

    Konserve üretimi de gerçekleştiren Öksüz, “Sıfırdan başlayarak, kimsenin desteği olmadan, kafemi, kendi emeklerimle kendi kazancımla açtım. Kafe kurmadan uzun yıllar önce tarhana üretimine başladım. 13 yıldır tarhana üretiyorum. Kafeyi bir buçuk yıl önce açtım. Sosyal medya üzerinden başladım tarhana girişimciliğine. Önce yıllık 100 kilo ile başladım, sonra bu dozu artırdım, bugün 1 tona kadar çıktı. Bir de konserve üretimi yapıyorum. Bu iş de tarhana üretimi ile yapabileceğim bir işti. Doğal ürünlerden İspir yöresinin bahçeden ürünlerinden üretim yapıyorum. Sağlıklı ve kaliteli ürünleri tüketicilere ulaştırıyorum” dedi.

    Girişimci olmak isteyen kadınlara önerilerde bulunan Öksüz, “Girişimci olmak isteyen kadınlar yetenekleri alanında uzmanlaşmalı, azimli ve mücadeleci olarak yola çıkmalıdır. Çocuklarına ve eşine destek olmak ve ev ekonomisine destek sağlamak benim için mutluluk kaynağı, herkese öneriyorum” dedi.

  • “Siber zorbalarla mücadeleyi sürdürüyoruz”

    “Siber zorbalarla mücadeleyi sürdürüyoruz”

    Memur-Sen Genel Merkezi’nde Genç Memur-Sen Koordinatörlüğünde yürütülen ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen “Afete Hazır Türkiye: Gençlerin Gözünden Afet Politikaları” projesinin kapanış programı gerçekleştirildi.

    “Dünya sussa Türkiye susmaz”

    Programa katılan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı konuşmada, Memur-Sen’in zulme karşı dimdik ayakta durduğunu ve mazlumun yanında yer aldığını ifade etti. Memur-Sen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyen iradesine omuz verdiğini söyleyen Bakan Yerlikaya, “İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım, katliamlar insanlığın vicdanında derin yaralar açtı. Bombalanan evler, camiler, hastaneler, yerle bir edilen okullar, şehit edilen çocuklar. Ne yazık ki bütün dünya seyirci kalıyor. Sizler bu haksızlık karşısında hiç susmadınız. Milletimizin vicdanını temsil eden, insanlık onuruna sahip çıkan bir duruş sergiliyorsunuz. Biz biliyoruz ki değerli kardeşlerim dünya sussa Türkiye susmaz, bu millet susmaz” şeklinde konuştu.
    Genç Memur-Sen’in ise 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama ve kurtarma faaliyetlerinde önemli rol aldığını aktaran Bakan Yerlikaya, şunları kaydetti:
    “6 Şubat depremleri sonrası umutların giderek tükendiği saatlerde, depremin 129. saatinde yani 6’ncı gününde onca gürültü telaşenin içerisinde narin sesiyle ortalığı dağıtan bir çığlık duyuldu. ‘Ben buradayım. Kurtarın beni’ diyordu. Kimdi o? Beren Dalkıran. Beren yavrumuz henüz 6 yaşında bir melek. Sizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugayı ile birlikte o enkazda beraberdiniz. Depremden 129 saat sonra sapasağlam kurtarılan Beren Dalkıran büyük ama çok büyük bir fedakarlığın da sembolü olmuştur. Bu mutluluğu bizlere, aziz milletimize yaşattığınız için siz sevgili genç kardeşlerimize bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum.”

    “Siber zorbalarla amansız bir mücadele sürdürüyoruz”

    Bakan Yerlikaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “İçişleri Bakanlığı olarak 600 bin personelimizle birlikte kara, mavi, siber vatanda canla başla çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz. Kahramanlarımız, huzur ve güvenin teminatıdır. Teröristlerle, organize suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle, siber zorbalarla, tüm suçlular ve suç odaklarıyla amansız bir mücadele sürdürüyoruz. Şehirlerde de kırsal bölgelerde de hainlerin inlerine giriyoruz. Tıpkı sanal dünyada siber inlerine girdiğimiz gibi. Şehir eşkıyalarına göz açtırmıyoruz. Zehir tacirlerine de acımıyoruz. Bizim için emek kutsaldır. Milletimizin göz nuru, emeğine göz dikenlerin karşılığında yine biz varız. Türkiye’mizi, daha güvenli, daha huzurlu bir ülke haline getirmek için büyük bir gayretle canla başla çalışmaya devam ediyoruz.”

    “Zehir tacirlerine feda edecek çocuğumuz yoktur”

    “Suçta Önleyicilik” kavramına dikkati çeken Bakan Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi:
    “Suçun oluşmasını önlemek. Sadece kolluk güçlerimizle sınırlı bir süreç değildir. Eğer böyle düşünürsek önümüzdeki sorunu çok basite indirgemiş oluruz. Oysa önleyicilik faaliyetinde bireysel ve toplumsal birçok faktör devreye girer, girmelidir. Bu salonda olduğu gibi ülkemizin dört bir yanında pırıl pırıl gençlerimiz var. Aydınlık geleceğimiz olan çocuklarımız var ve siber dünyada birçok unsur çocuklarımızı, gençlerimizi tehdit ediyor. O karanlık dehlizlerde siber zorbalar maalesef fırsat kolluyor. Şimdi kötülüğe karşı suç ve suç odaklarına karşı önleyici gücümüzü geliştirebilmemiz için milletçe, topyekun bir mücadele vermek zorundayız. Güvenlik güçlerimizle, İçişleri ailesiyle, sivil toplum kuruluşlarımızla, sizlerle üniversitemizle medyamızla, kanaat önderlerimizle, okurlarımızla ailelerimizle topyekun bir mücadeleden söz ediyorum. Bizim terör örgütlerine, zehir tacirlerine, sapkın akımlara kaptıracak feda edecek tek bir çocuğumuz, gencimiz, insanımız yoktur. Bu duygularla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye yolunda Türkiye Yüzyılı hedef doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz. Afetlere karşı hazırlıklı bir Türkiye inşa etme hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz.”

    “Savaşlar büyük yıkımlara neden oluyor”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere son yıllarda dünya genelinde ve ülkemizde yaşanan afetlerde ciddi bir artış gözleniyor. Bu afetlerin sadece sayısı artmıyor, yıkıcılığı da artıyor. Dünyada yaşanan seller, depremler, yangınlar nedeniyle on binlerce insan ölüyor, salgın hastalıklar, sağlık sistemlerinin çöküşü, tedarik zincirlerinin zarar görüşü gibi ciddi korkunç tablolar oluşuyor. Bununla birlikte bütün dünyada artan savaşlar, iç çatışmalar da büyük yıkımlara neden oluyor” ifadelerini kullandı.
    Yalçın, Gazze’de yaşanan soykırımı insanların ekranları başında izlediğini ve bölgede taş üstünde taş kalmadığını da aktardı. Yalçın, yaşanan soykırımın insani krizlerin oluşmasına, büyük göç dalgalarına ve en kötü senaryolara sebebiyet verdiğini ifade etti.

    “Biz emek örgütüyüz”

    Yalçın, “Biz emek örgütüyüz. Biz de slogan atmayı, yüzeysel işler yapmayı, ücretler üzerinden sadece konuşmayı, sokak karıştırmayı, mikser görevi yapmayı, dolayısıyla bazı örgütlü yapıların yaptığı gibi memleket konusunda hiç derdi olmayan ama diğer konularda maşallahları olan bir tarzı biz de benimseyebilirdik ama biz Memur-Sen’iz. Memur-Sen farklı bir aile. Memur-Sen, Akif İnan gibi bir entelektüelin kurduğu önemli bir teşkilat. Onun için kimlerinin sosyal sorumluluk dediği, vatana, millete karşı yükümlülük olarak gördüğümüz çalışmalarda sadece elimizi taşın altına değil, gövdemizi taşın altına koymayı bu konuda varlık nedenimiz olarak görüyoruz” diye konuştu.

    “Gurur duydum gençlerle”

    Memur-Sen ailesinin 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından önemli bir dayanışma örneği gösterdiğini anlatan Yalçın, şu ifadelere yer verdi:
    “6 Şubat depremlerinden önce arama kurtarma ekipleri kurma kararı almıştık. 10 bölgede 270 kişilik bir kadro oluşturduk. Eğitimlerimize başladık ve bu süreçte Van, Afyonkarahisar şubelerimiz, akreditasyonlarını tamamlamıştı. Ankara’daki arama kurtarma ekibimizde 5 Şubat akşamı akreditasyonunu tamamladı. 6 Şubat sabahında deprem oldu ve sabah ilk hareket eden ekiplerin başındaydı. Ekip zaten psikolojik olarak hazırdı. Anında bina önünden hareket ederek Kahramanmaraş’a yürüdüler ve bizzat Kahramanmaraş’a giderek sürece şahitlik ettik, yardımcı olduk. Orada askeriyemizin eğitimli kadrolarıyla birlikte iki ekip birleşerek çok ciddi çalışmalar yaptılar. Onlarca can kurtardılar. Bizzat şahitlik ettim o sürece. İftihar ettim, gurur duydum gençlerle. Hepinizi ben yürekten alkışlıyorum.”

    Yalçın, “Türkiye genelinde tüm ekiplerimiz sahadaydı. Arama kurtarma faaliyetlerine ve insani yardım faaliyetlerine, gönüllü olarak orada katkıda bulundu ve ‘sesimizi duyan var mı’ sesine karşılık vermek için ellerinden gelen tüm gayreti ortaya koymuş oldular” diye konuştu.

    “6 Şubat depremlerinden sonra bir iç muhasebe yaptık”

    Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “6 Şubat depremlerinden sonra bir iç muhasebe yaptık. Nasıl daha proaktif olabiliriz? Nasıl daha hızlı hareket edebiliriz konusunu gündeme aldık. Onun için bazı Deprem riskinin olduğu bazı illerde kişinin kendisine depreme yakalandığında ekip de bu anlamda devre dışığı kalacağı için Ankara merkezli mobil olarak hareket ettirebileceğimiz ekip sayısını birden üçe çıkaralım. Kararı aldık ve burada şu an bu çalışmayı bütün ciddiyetiyle yürütüyoruz. Ekiplerimizin akreditasyonları bundan birisi tamamlandı. Diğerleri tamamlanmak üzere. Onun için genç Memur-Sen ailesi olarak Memur-Sen’in bu anlamda genç, dinamik gücü olmanız bizi gururla Üçümüz hafifletiyor. Ülke adına da gelecek adına da ufkumuzu aydınlatıyor.”

    Memur-Sen’in diğerlerine göre değil değerlerine göre sendikacılık yaptığını söyleyen Yalçın, Anadolu’nun kabul görmüş değerlerini baş tacı edip milletin inancı ve değerleriyle kavga etmeyen bir sendikacılık örneğini yaşattıklarını kaydetti.

    “Mazlumun dini sorulmaz” diyen Yalçın, “Onun için diline, diline, rengine mezhebine, mezhebine, ülkesine bakmaksızın nerede bir sıkıntı varsa bir emek örgütü olmanın da ötesine geçerek bu tip konularda yardım kuruluşlarıyla oraya mutlaka merhamet eli uzatmaya çalışıyoruz. Varlık bedelimizden birisi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından Bakan Yerlikaya, arama ve kurtarma faaliyetlerine katılmaya hak kazanan kişilere sertifikalarını takdim etti.

  • Tarım-ÜFE yıllık arttı

    Tarım-ÜFE yıllık arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, Tarım-ÜFE’de, 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 2 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 20,28 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,09 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 52,28 artış gerçekleşti.

    Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,96 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,81 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 3,51 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 4,10 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 2,19 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 1,25 artış gerçekleşti.

    Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 110,74 artış ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 17,23 artış ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar oldu.

  • Organları 3 kişiye umut oldu

    Organları 3 kişiye umut oldu

    Samsun’da ikamet eden 41 yaşındaki Hamide Tuncel, tedavi için gittiği Samsun Ruh Sağlığı Hastanesinde kalp krizi geçirdi. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Tuncel, yapılan müdahalelere rağmen beyin ölümü gerçekleşince ailesi organlarını bağışlama kararı aldı. Gece yarısı ameliyat ile alınan karaciğer Erzurum’a, 2 kornera ise Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildi.

    “Karadeniz bu konuda Türkiye birincisi”

    OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Karaciğer Nakli Sorumlu Yardımcısı Doç. Dr. Kağan Karabulut yaptığı açıklamada, “Bugün yine Karadeniz Bölgesi’nden organ bağışı oldu. Karadeniz bu konuda Türkiye birincisi. En çok organ çıkaran bölgemiz. Organ bağışı ile insanlara can oluyoruz. Bağışlayan aileye teşekkür ediyoruz. Organ bağışı hayat kurtarır” dedi.

  • Niğde semalarında kuyruklu yıldız

    Niğde semalarında kuyruklu yıldız

    11 Ekim’den itibaren, Kuzey Yarımküre’den çıplak gözle görülebileceği, 12 Ekim civarında ise dünyaya en yakın mesafede geçişini yapacak ve gözle görülebilecek en yüksek parlaklığa ulaşacağı açıklanan kuyruklu yıldız 14 Ekim tarihinde Niğde semalarında görüntülendi.

    Tarihteki en etkileyici kuyruklu yıldız geçişine tanık olduğu ve fotoğraflama şansına sahip olduğu için mutlu olduğunu dile getiren fotoğrafçı Ömer Kilit, astrofotoğrafçıların hayatları boyunca bir kez şahit olacakları bu doğa olayını görüntüleyebilmek nöbet tuttuğunu söyledi.

    Kilit, “Bu özel anı gözlemleyebilmek ve kayıt altına alabilmek için ilk olarak ışık kirliliği olmayan Aladağlar bölgesine gittim ancak orada parlak kuyruklu yıldızı göremedim. Akşam saatlerinde evimin balkonunda otururken gözlem yapmaya devam ettim yarım saat kadar gökyüzünü izledikten sonra bu özel anı gördüm ve hemen fotoğrafladım. Bu özel gökyüzü olayına şahit olduğum ve kayıt altına aldığım için mutluyum.” dedi.