Etiket: güncelhaberler

  • Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Elazığ’da 17 Şubat günü saat 18.34’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

    Yerin 7 km altında meydana gelen depremde herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı.

    Depremin ardından Yolüstü köyünde metrelerce uzunluğunda yarık oluştuğu görüldü.

    Yapılan ilk incelemede yarığın, fay hattındaki zemin sıvılaşması olduğu tespit edildi.

    Bölge halkı tarafından cep telefonu kamerası ile çekilen görüntüler, görenleri dehşete düşürdü. Bölgede uzmanlar tarafından detaylı inceleme yapılacağı bildirildi.

     

    ZEMİN SIVILAŞMASI NEDİR ?

    Zemin sıvılaşması sallantı sonrası suya doymuş tanecikli materyallerin sıkılığını kaybetmesi ve katı halden sıvı hale geçmesi şeklinde görülebilir. Bu durumda binalar ve köprüler çökebilir ya da bulunduğu noktaya batabilir.

    Katı zemin davranışını kaybeden malzeme, su ile birlikte toprak zemin içerisinde bulduğu çatlak ve fisürlerden yüzeye doğru hareket eder. Yüzeyde sıvılaşmanın gözlenmesi de tek veya art arda sıralanmış kum konileri, çatlaklar boyunca kum birikmeleri ve kum fışkırması şeklindedir.

    ZEMİN SIVILAŞMASININ OLASI SONUÇLARI

    Zeminin sıvılaşması sonucu yapı zemine batabilir veya hafif yapılarda yukarı doğru hareket gözlenebilir. Sıvılaşan zeminde, küçük kayma gerilmeleri büyük şekil değiştirmelere sebep olur veyapılarda zemin göçmesi hasarları meydana gelir. Bir zeminin sıvılaşması esas olarak; zeminin gevşekliğine, daneler arasındaki bağa, kil miktarına ve boşluk suyunun drenajının engellenmesine bağlıdır.

    SIVILAŞMA NERELERDE GÖRÜLÜR?

    Özellikle, kil bulunmayan kum ve siltler ve bazen çakıllar sıvılaşma potansiyeline sahiptirler. Deprem sırasında oluşan deprem dalgaları suya doymuş daneli tabakalardan geçerken dane yerleşim düzenini
    değiştirir ve bu durum gevşek olarak bulunan danelerin göçerek yerleşmesine ve sıkışmasına sebep olur.

  • Sahte doktor, tahliyesini talep etti

    Sahte doktor, tahliyesini talep etti

    Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde Devlet Hastanesinde aylarca doktorluk yapan ve olayın ortaya çıkmasının ardından 25 Kasım’da tutuklanarak cezaevine konulan Ayşe Özkiraz; Çerkezköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen üçüncü duruşmasına bulunduğu cezaevinden SEGBİS yöntemiyle katıldı. Duruşmada Özkiraz, koğuşta sıkıntılar yaşadığını belirterek tahliye talep etti.

    Tahliyesini talep etti

    Duruşmada Özkiraz’ın avukatı, mahkemeye raporun gelip gelmediğini sordu. Özkiraz’ın Avukatı, “Müvekkilimin rapordan sonra ceza almayacağını düşünüyoruz. Sadece o sebepten dolayı rapordan sonra sahtecilik suçlaması ile ilgili ceza almayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

    “Mesajlarda apandist ameliyatında olduğunu söylüyordu”

    Sonrasında ilk iki duruşmaya katılmayan Özkiraz’ın sevgilisi Tanık V.C. duruşmaya bağlandı. V.C. ifadelerinde; “Instagram üzerinden tanıştık. Sonrasında kendisini hastanede doktor olarak tanıttı. Muayeneye gelen çocuklarla fotoğraflarını atıyordu. Yüzyüze tanışmak istediğimde nöbetçi olduğunu söyledi. Üniversiteye devam ettiğini belirtti. Ben de bi akşam saat 22:00’de Çerkezköy Devlet Hastanesi’ne geldim. Nöbetçi olduğunu belirtti. Sonrasında beni ameliyathane kapısında karşıladı. İçeriden terasa girene kadar kapalı kapıyla karşılaşmadık. Ameliyathane girişini hatırlamamakta beraber sonraki terasa kadarki kapılar açıktı, herhangi bir kilit falan da yoktu. Kocaman ayakkabılık sayısız terliğin olduğu bi alana geldik. Rastgele terlik verdi bana. Terliği aldıktan sonra birlikte terasa çıktık. Birlikte aşure yedik. Doktor gömleği vardı üstünde. Sonrasında da görüşmelerimiz oldu. Ameliyathaneden bana görüntü ve fotoğraflar atıyordu. Whatsapp üzerinden görüntülü görüşüyorduk. Doktor M. ve T.’la görüntülü görüşme esnasında tanıştık. Bana el salladılar. Üzerinde ameliyat kıyafetleri vardı. Maskesi, bonesi vesaire. Hastaneye geldiğimde Ayşe’nin üzerinde doktor üniforması vardı. Stetoskop ve diğer ameliyat malzemeleri bulunuyordu. İstanbul’a döndüğümde Ayşe’den şüphe duymaya başladım. 6 yıllık TIP Fakültesi mezununun devlet hastanesinde çalışamayacağını öğrenmem şüphe oluşturdu. Bunun üzerine o bana kaşesine gösterdi. Kaşenin ekran görüntüsünü aldım. Ben SABİM (Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’ne) şikayette bulundum. Bana verilen cevapta delillerin inandırıcı olmadığı ve adliyeye suç duyurusunda bulunabileceğim söylendi. Ardından T. ile instagramdan tanıştık. Tıbbi terimleri bilmediğinden dolayı doktor olmadığının anlaşıldığı ve Ayşe’nin astsubay nişanlısına haber vermemesi gerektiğini söyledi. Tekrar hastaneye gittim. Fakat bulamadım. Kendisi bana hastanenin yemeği olduğunu söyledi. Sonrasında hastanenin böyle bir yemeği olmadığını öğrendim. Bir daha ulaşamadım kendisine. Bana mesajlarında apandisit ameliyatı yaptığını sünnet yaptığını falan söylüyordu” dedi.

    İddiaları yalanladı

    Sahte doktor Özkiraz ise iddiaları yalanlayarak; “V.C.’yi ameliyathaneye katiyen sokmadım. Ameliyatlarda Murat hoca yanımda olduğu için hiçbir şekilde görüntülü görüşme yapmadım. Ameliyat esnasında telefonlar üzerimizde olmuyordu” dedi.

    “Kitaplar eline ulaştı, ders çalışıyor”

    Sonrasında Özkiraz’ın avukatı V.C.’ye doktor ve hemşire üniforması ayırt edip edemeyeceğini sordu. V. C.; “Üniforma vardı üstünde. Doktor ve hemşire forması arasındaki farkı bilmiyorum. Ama Ayşe’nin üstündeki forma hastanenindi” diye konuştu. Özkiraz’ın avukatı; “Ayşe Özkiraz’ın tahliyesini talep ediyorum. Cezaevinde çalışmaya devam ediyor. Kitapları eline ulaştı. Ev hapsi istiyoruz. Mahkeme sadece raporu bekliyor. Ev hapsinde daha rahat ders çalışacaktır” dedi. Sonrasında savcı tutukluluğunun devamını talep etti. 5 dakika aranın ardından mahkeme tutukluluğun devamına bir sonraki duruşmanın 21 Mart saat 15:00’e ertelenmesine karar verdi.

  • “Gezen Sinema” deprem bölgesinde

    “Gezen Sinema” deprem bölgesinde

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği bölgeye gönderilen “Gezen Sinema”, çadır kentlerde yaşayan çocukların yüzünü güldürdü.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Sanat İçin Yola Çık Derneği iş birliğinde 2017’de hayata geçirilen “Gezen Sinema”, deprem bölgesindeki ilk durağı Malatya’ya ulaştı.

    Büyükşehir Belediyesi önünde kurulan çadır kentteki ilk etkinlikte, film gösterimi öncesinde zeybek ve erik dalı oynayan depremzede çocuklar, tırın içinde şarkılar söyledi.

    Daha sonra gösterilen filmi izleyen çocuklara, patlamış mısır ikram edildi, çeşitli hediyeler verildi.

    “BÜTÜN İLLERE GİDECEĞİZ”

    Sanat İçin Yola Çık Derneği Başkanı Erol Gözen, depremzede çocuklar için yola çıktıklarını belirtti.

    Bugüne kadar birçok dezavantajlı bölgede çocuklara ulaştıklarını anlatan Gözen, “Türkiye’nin 72 ilinde, yaklaşık 600 ilçede, 250 köyde programlar yaptık. Günde 1200-1300 çocuğa ulaşan bir projeyiz. Bu yılımızı komple deprem bölgesindeki illere ayırdık. Seferimize Malatya’dan başladık. Burada yaklaşık 16-17 çadır bölgesi var. Yaşam alanları oluşmuş durumda. Yaşam alanları oluşmuş illere sırasıyla gideceğiz” diye konuştu.

    “SADECE KOLTUKLARA OTURTUP SİNEMA İZLETTİRMİYORUZ”

    Gözen, depremden olumsuz etkilenen çocuklara destek vermek istediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

    “Bu çocuklara sarılmak, onlara sıcaklık vermek, kendilerini güvende hissettirmek istiyoruz. Yaşadıkları bu travmayı unutturmak için onlarla birlikte olmaya çalışıyoruz. Tırımızda 120 çocuk kapasiteli sinema salonumuz var. Sadece koltuklara oturtup sinema izlettirmiyoruz. Dokunabildiğimiz kadar sanat dalı ile çocuklarla ilgileniyoruz. Zeybek de oynuyoruz, türküler de söylüyoruz, tiyatrodan örnekler de veriyoruz. Patlamış mısır, oyuncak dağıtıyoruz. Onlara sarılan bir kucak olmaya çalışıyoruz.”

    Gözen, projelerine Türkiye’nin her yerinden destek geldiğini ifade ederek, “Bu yıl sonuna kadar bütün deprem bölgelerinde çocuklarımıza ulaşmaya çalışacağız. Onları güvende hissettirmeye, mutlu etmeye çalışacağız” dedi.

    Depremden sonra çocuklarda bir hüzün ve tedirginlik olduğunu belirten Gözen, “Biz de zaten onun üzerine gitmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza, ‘iyiyiz’, ‘bunlar doğa olayları’, ‘bunları yaşayacağız’, ‘bunlarla biz savaşabiliriz’, ‘güçlüyüz’ mesajlarını vermeye çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

  • JAK timlerinin en zorlu görevi

    JAK timlerinin en zorlu görevi

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık iki büyük deprem sonrası Kocaeli’den deprem bölgelerine giden Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timlerinin çalışmaları sürüyor.

    4 JAK timi, köpek eğitmeni ve hassas burunlu arama kurtarma köpeği Kor ile beraber çalışmalarını sürdüren ekip, Osmaniye’de 5 kişiyi sağ çıkardı. Daha sonra ise JAK timleri bir başka zorlu görev için Antakya’nın yolunu tuttu.

    Ekipler, burada enkaz altında kalan cansız bedenleri çıkarıp ailelere teslim etmekle görevlendirildi. Kocaeli JAK timleri, Antakya’da şimdiye kadar 100’den fazla cansız bedeni enkazdan çıkardı, cenazeleri ailelere teslim etti. Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı timlerin deprem bölgesindeki görevleri devam ediyor.

  • “Depremin büyüklüğü 7.7, şiddeti 11”

    “Depremin büyüklüğü 7.7, şiddeti 11”

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümü Genel Jeoloji Anabilim dalı, Tektonik Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda AFAD Deprem Danışma Kurul Üyesi Doç. Dr. Fikret Koçbulut tüm Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Koçbulut, depremin yaşanmasının ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunduğunu belirterek, “Tektonik bilim dalı öğretim üyeleri olarak biz deprem bölgesine gittiğimizde depremin oluşturduğu yüzey kırığını haritalandırırız. Çünkü bu yüzey kırıkları gelecek dönemde Türkiye’nin diri fay haritasının yenilenmesinde ipuçları verecek ve yön gösterecek. Özellikle gece 04.17’de olan 7.7 büyüklüğündeki depremde kuzeyde Adıyaman Çelikhan’dan başlayıp güneye doğru Malatya Erkenek, Kahramanmaraş Pazarcık, Türkoğlu, Narlı, Antep Islahiye, Nurdağı ilçelerinden geçip Hatay’ın Hassa ve Kırıkhan ilçelerine kadar uzanan bir yüzey kırığı haritaladık. Yaklaşık uzunluğu 300 kilometreye yakın” dedi.

    Adıyaman Çelikhan ve Malatya Pütürge arasına dikkat çekti

    Doç. Dr. Fikret Koçbulut, Adıyaman Çelikhan ve Malatya Pütürge arasında 25 kilometrelik kırılmayan bir fay hattı bulunduğunu hatırlatarak, “Özellikle karada meydana gelen çok büyük bir deprem ve oluşturduğu çok uzun bir yüzey kırığı ortaya çıkmış. 7.7’lik depremin iki ucuna baktığımızda bir ucu Hatay Antakya civarına denk geliyor. Diğer ucu ise Adıyaman Çelikhan’a denk geliyor. Bunun iki ucunda stres geriliminin biriktiğini görüyoruz. Bu açıdan Antakya fayına dikkat etmemiz gerekiyor. Daha kuzeyde ise Çelikhan ve Malatya Pütürge arasında ki yaklaşık 25 kilometrelik kırılmayan bir bölüme dikkat çekmek istiyorum. Çünkü daha kuzeye baktığımızda 2020 Elazığ Sivrice depreminde o kuzey kısmı da kırıldı. Artçılara baktığımızda güneyde Çelikhan civarında 4’ün üzerinde oluşan artçıları görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

    “Diri fay haritasında yenilenmesi gereken bir bölge var”

    Doç. Dr. Koçbulut, Malatya Doğanşehir ve Yeşilyurt arasında ki fay hattının yenilenmesi gerektiğini ifade ederek, “İkinci depreme baktığımızda 13.21 civarında meydana gelen depremde ise daha çok doğu batı uzanımlı olan Çardak-Doğanşehir, yani Doğu Anadolu Fay Zonu’nun arasına denk geliyor. Yani Göksun’dan başlayıp Doğanşehir’e kadar gelen yaklaşık 140 kilometrelik bir yüzey kırığı meydana getirdi. Burada da dikkatimizi çeken şu Doğanşehir ve Yeşilyurt’a kadar ulaşan hat boyunca diri fay haritasında yenilenmesi gereken bir bölge var. Birçok kırık görüp fotoğrafladık. Dikkatimizi çeken bir şey oldu. Bir, fayların üzerine ev yapmayacağız, yıkıma sebep olan ikincisi ise faydan uzaklaştıkça zemini iyi tespit edip zemin üzerindeki yapıyı ona göre tasarlayacağız ve inşa edeceğiz. Böyle yaparak bu doğal olayları afete dönüşmesini engellemiş olacağız. Son 300 yıl içerisinde ki iki tane büyük karasal depremin peş peşe olması ve bu kadar büyük yıkım ortaya çıkarması afetten ziyade felakete dönüştü” şeklinde konuştu.

    “Depremin şiddeti 11’di”

    Doç. Dr. Koçbulut, depremin şiddetinin meydana gelen yıkımla ölçüldüğünü belirterek, “Sivas’ta birinci depremden 250-300 kilometre uzaktayız, ikinci depremden ise 180 kilometre uzaktayız. Şuanda Sivas’ta en yaşlı kişiye sorsanız ben hayatımda böyle bir deprem hissetmedim der. Çünkü bu büyüklükte bir deprem olmadı. Bu kadar mesafeden böyle hissediyorsak orada ki insanların nasıl hissettiğini düşünün. İnsanlar büyük bir gürültü geldi diye anlatıyor. Çünkü büyük kütleler kayıyor ve sürtünmeden dolayı ses ve ışık ortaya çıktı. Bunun yanında ayakta duramadıklarını söylüyorlar. Depremlere baktığımızda büyüklükleri 7.7 ve 7.6 fakat şiddet oluşan depremin yıkımıyla ölçülen bir skaladır. Birinci depremin şiddeti 11’dir. Zaten son skala 12’dir. 12 şiddetinde deprem olduğunda taş üstünde taş kalmaz ve yer çekimi kaybolur. İlk depremin şiddeti 11 olarak ölçüldü, ikinci depremin şiddeti ise 10 olarak ölçüldü. Yani çok çok büyük depremler bu yıkımları oluşturdular. Şuana kadar 6 bin civarında artçı oldu. Bunlardan en büyüğü 6.6 oldu ve yavaş yavaş küçülerek gidiyor. Bu artçılar, hareket eden bloklar tamamen yerine oturana kadar devam edecek” dedi.

  • Mercek Bulutları Niğde ve Van’da

    Mercek Bulutları Niğde ve Van’da

    Geçtiğimiz Ocak ayında Bursa’da görülen ve halk tarafından büyük ilgi çeken Mercek Bulutları, bugün de Niğde ve Van’da görüldü. Niğde Altunhisar ilçesinde gökyüzüne bakan vatandaşlar şaşkınlık yaşarken, birçok vatandaş gördükleri manzarayı fotoğraflayarak kaydetti.

    Mercek bulutları, şehirdeki birçok ilçeden de net bir şekilde izlendi. Van’da ise Gürpınar, Edremit ve Gevaş ilçelerinden görülen ve yaklaşık 45 dakika bozulmadan kalan mercek bulutu görenlerin ilgisini çekerken, eline cep telefonunu alan vatandaşlar bu anları kaydetti.

    Sosyal medyadan da paylaşılan görüntüye yapılan yorumların çoğunda depremin habercisi olarak yorumlandı.

    MERCEK BULUTLARI NASIL OLUŞUR?

    Mercek bulutları, dalga şeklindeki hava akımının sıcaklığının en düşük olduğu tepe kısımlarında oluşur. Mercek bulutunun şekli uçan daireye benzetilebilir. Latince adı Altocumulus lenticularis olan mercek bulutu, 2.000 metre ile 5.000 metre arasındaki irtifada oluşur.

     

  • Deprem bölgesinde eğitim çadırda başladı

    Deprem bölgesinde eğitim çadırda başladı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet bölgesinde eğitime ara verilirken, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde anaokulu, ilk ve ortaokul öğrencileri çadırlarda yeniden okullu oldu. Bölgeye farklı illerden gönderilen öğretmenler eşliğinde derslerini işleyen öğrenciler teneffüslerde ise yeni tanıştıkları öğretmenleri ile çeşitli oyunlar oynuyor. Öğrenciler için oluşturulan sınıfların yanında ise psikososyal destek çadırları da yer alıyor. Hayatın normale dönmeye başladığı ilçede çocukların psikolojik yaraları da sarılıyor.

    Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde Demokrasi Meydanı’nda kurulan çadırlarda 160 öğrenci kayıt yaptırdı. Öğretmenlerinin “demokrasi okulu” adını verdiği çadır sınıflarda ilk gün ise 16 ortaokul, 15 ilkokul, 11 ana sınıfı olmak üzere toplam 42 öğrenciye ders verildi. Günlük 5 saat olarak verilecek eğitimler, hafta boyunca esnek ders programı ile devam edecek.

    Batman Kız Anadolu Lisesi Okul Müdürü Selman Onat, “Batman’daki öğretmenler olarak geldim. 3 gündür buradayız. Okullarımız kurduk. Şu ana kadar, sınıfımız kurduk, çevredeki kurumlara, vatandaşlara okul açıldığını haber verdik. Öğrencilerini gönderdiler, eğitime başladık” dedi.

    Batman Mehmet Akif İlkokulu Müdürü İdris Gündüz ise, “Batman Valiliği talimatıyla, Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde buraya geldik. İlkokulu kurduk. Haftanın 7 günü için program hazırladık. Günde 5 saat etkinliklerle birlikte dersimizi işliyoruz. Esnek müfredatla ders veriyoruz” diye konuştu.

  • İstanbul Havalimanı Avrupa’nın zirvesinde

    İstanbul Havalimanı Avrupa’nın zirvesinde

    Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Teşkilatının (EUROCONTROL) 13-19 Şubat dönemini uçuş raporuna göre İstanbul Havalimanı günlük bin 280 uçuşla Avrupa’nın en yoğun havalimanı oldu. Rapora göre, İstanbul Havalimanı’nın ardından günlük ortalama bin 152 uçuşla Londra Heathrow Havalimanı ikinci, Paris Charles de Gaulle Havalimanı bin 121 uçuşla üçüncü, Amsterdam Havalimanı bin 51 uçuşla dördüncü, Madrid Havalimanı 993 uçuşla beşinci sırada yer aldı.

  • Deprem çantası maliyeti arttı

    Deprem çantası maliyeti arttı

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremle Türkiye yasa boğuldu. Binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği felaketin ardından bir deprem çantasının maliyeti araştırılmaya başlandı. Önceden hazırlanmış bir deprem çantası depremde hayat kurtarabiliyor. Olası bir deprem durumunda kullanılacak deprem çantasının hazırlanmasının ortalama maliyetinin ise bir kişi için 940 TL olduğu tespit edildi. 2020 yılında bir deprem çantası ortalama 500 liraya hazırlanıyordu.

    Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nın (AFAD) resmi internet sitesinde yer alan bilgilerde deprem çantasında bulunan gıdaların yüksek kalorili, vitamin ve karbonhidrat içeren, su kaybını önleyen ve dayanıklı, çabuk bozulmayan gıdalardan; konserve, kuru meyveler, tahin, pekmez, meyve suyu gibi ürünlerin bulundurulması gerektiği bildirildi. Ayrıca her bir aile üyesi düşünülerek yeterli içme suyunun çantaya dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.

    Deprem çantasının içinde bulunan malzemelerin fiyatları araştırıldı. Yapılan analize göre bir deprem çantasında bulunması gereken malzemelerin toplamı bir kişi için ortalama 940 TL olarak hesaplandı.

    Deprem çantasında bulunması gereken malzemeler

    Bir deprem çantasında önemli belge fotokopileri, gıdalar, hijyen maddeleri ile bazı araç ve gereçlerin bulunması gerekiyor. Çantada kimlik kartları (nüfus cüzdanı, ehliyet), tapu, sigorta, ruhsat belgeleri, zorunlu deprem poliçesi, diplomalar, pasaport, banka cüzdanı, diğer (evcil hayvan sağlık karnesi) bulunması gerekiyor.

    Malzemelerin ortalama fiyatları

    Deprem çantasına giyecek olarak iç çamaşırı, çorap, yağmurluk ve iklime uygun giysilerin konulması önem arz ediyor. Çantada bulundurulması gereken malzemeler ve ortalama fiyatları şu şekilde sıralanıyor: “İç çamaşırı 35 TL, çorap 25 TL, yağmurluk 60 TL ve iklime uygun giysiler.”

    Deprem çantasında yiyecek ve içeceklerin bozulmaması için konserve ve kuru meyvelerin çantada bulundurulması gerekiyor. Çantada bulunması gereken gıdalar; 3 adet konserve gıda 60 TL, kuru meyve 50 TL, su 5 TL ve meyve suyu 5 TL olarak tespit edildi.

    Hijyen malzemesi; sabun 10 TL, diş fırçası ve macunu 30 TL, ıslak mendil 10 TL, tuvalet kağıdı 60 TL, ilk yardım çantası 100 TL, uyku tulumu 150 TL veya battaniye 60 TL, çakı 70 TL, düdük 10 TL, küçük makas 20 TL, kağıt 10 TL, kalem 5 TL, pilli radyo 100 TL, el feneri 40 TL ve yedek piller 25 TL.”

  • Malatya’da, çocukların çadır kent yaşamı

    Malatya’da, çocukların çadır kent yaşamı

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 büyük deprem, 11 ilde yıkıma neden oldu. Asrın felaketinde binlerce insan hayatını kaybederken, yine binlercesi yaralandı. Deprem nedeniyle bazı evler çöktü, birçok ev ise hasar gördü. Hasar gören evlerinde kalamayan aileler için kent genelinde kurulan çadır kentlerle birlikte birçok geçici barınma alanları oluşturuldu. İlk andan itibaren kurulan çadır kentlere yerleştirilen aileler için kalıcı barınma yerleri yapılması için hızlı bir şekilde çalışma başlatıldı. Her türlü imkanın sağlanmaya başladığı çadır kentlerde, ailelere 3 öğün yemek verilirken, çocuklar için de her türlü ihtiyaç düşünülüyor. Malatya Kültür ve Kongre merkezinde AFAD ve Kızılay tarafından kurulan çadır kentte çocuklar, hem yeni arkadaşlar ediniyor, hem de parklar ve dağıtılan oyuncaklarla oynayarak günlerini geçiriyor. Öte yandan emniyet ekipleri de her türlü güvenlik tedbirini de alarak ailelere yardımcı oluyor.

    “Güzel etkinlikler var”

    Çadır kentte yaşamaya devam ettiklerini belirten çocuklardan İbrahim Halil Sert, “Depremden dolayı birkaç haftadır buradayız. Sağ olsun burada abiler ve ablalar ile AFAD bize yardımcı oluyorlar. Gezici kütüphane, Nasrettin Hoca ve Psikososyal destek ekipleri var bize her daim yardım ediyorlar. Gezici sinema da geldi, oyuncak dağıtıp bizi eğlendiriyorlar ” dedi.

    “Bizleri mutlu etmeye çalışıyorlar”

    Yeni arkadaşlar edindiğini söyleyen Hüseyin Erol, “Birkaç haftadır burada barınıyoruz. Depremden dolayı hem psikolojik açıdan hem de maddi açıdan çok kişi bizde zarar gördük. Çadır kente yerleştik burada yeni arkadaşlar tanıdık. Burada kardeşlerimizin ve kendimizin bu zorlu süreçte kendimize gelebilmemiz için belirli yerler var. AFAD, Psikososyal çadırlar, Gezici kütüphanedeki görevlilerin hepsi elinden geldiği kadar yardım edip bizleri mutlu etmeye çalışıyorlar. Kendilerinden Allah razı olsun. Burada yeni arkadaşlar edindim” ifadelerini kullandı.
    Çocuklardan Ayaz Kılıç, “Futbol, saklambaç ve yerden yüksek oynayarak vakit geçiriyoruz” diye konuştu.