Etiket: güncelhaberler

  • Borsa günü 1,17’lik yükselişle kapattı

    Borsa günü 1,17’lik yükselişle kapattı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi günü yüzde 1,17’lik yükselişle tamamladı. Endeks, 58,11 puanlık artışla 5.008,58 puanla kapanırken, toplam işlem hacmi 93,2 milyar lira oldu. Gün sonunda bankacılık endeksi yüzde 1,83 değer kazanırken, holding endeksi yüzde 0,64 azaldı.

  • 4 bin 400 depremzede taburcu edildi

    4 bin 400 depremzede taburcu edildi

    Mersin, tüm birimleriyle deprem bölgesine ve depremzedelere destek vermeye devam ediyor. Bu desteklerin başında ise sağlık hizmetleri geliyor. Mersin’de, ilçeler dahil tüm kamu ve özel hastaneler, ilk günden bu yana deprem bölgesinden gelen yaralılara şifa vermek için gece gündüz yoğun tempoyla çalışıyor. Tüm koordinasyonun Mersin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü çalışmalarda, yükün çok büyük bölümü Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde karşılanıyor. Tedavilere ilişkin tüm planlamalar hastanede kurulan kriz merkezinden yönetiliyor.

    “5 bin 300 depremzede hastanemize başvurdu”

    Yaptıkları çalışmayla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Başhekim Bahar Aydınlı, şehir hastanesi olarak yine bir afeti göğüslemenin gururunu yaşadıklarını söyledi. Kötü bir senaryo ile deprem sabahına uyandıklarını vurgulayan Aydınlı, “Gece saatlerinde depremin Mersin’de hissedildiği şiddetiyle güne başladık. Hemen aklımızdan bunun acil planlanması gerektiğini düşündük ve hastaneye geldik. Buraya gelince hemen hastane afet planını devreye aldık. İlk olarak kriz koordinasyon merkezini kurduk. Hızla hastanede yatan stabil hastalarımız ya taburcu edildi yada başka sağlık kuruluşlarına sevk edildi. Özellikle deprem bölgelerinden ilk 300-400 hastamız kendi araçlarıyla getirildi. Tedaviye hızla başladık. Bu hastanenin normal kapasitesi bin 300 iken biz depremin üzerinden yeni 24 saat geçmiş iken bin 850 yatağa ulaşmıştık. Şehir hastanesinin teknik altyapısı ve donanımlar sayesinde yatak kapasitemizi ikiye katlayabiliyoruz. Depremin ertesi günü bin 850 yatak kapasitesine ulaşmıştık, bu yataklar da ertesi gün dolmuştu. Toplamda 5 bin 300 depremzede hastanemize başvurdu. Bu süreç içerisinde 550 hastamızı ameliyat ettik. Depremde göçük altından çıkmış veya bölgeden bize ulaşan 54 gebemize doğum yaptırdık. Bunların 39’u sezaryen, 15’i normal doğumdu” diye konuştu.

    “4 bin 400 hastayı taburcu ettik”

    Hastanede tedavi gören 4 bin 400 hastayı taburcu ettiklerini vurgulayan Aydınlı, “Şu anda 500’ün üzerinde depremzede hastası hastanemizde yatıyor. Hastanemizde mevcut olan hiperbarik oksijen tedavisi ünitesini 24 saat çalıştırmaya başladık. Hiperbarik oksijen tedavisi gerektiren tüm depremzedelere faydalı olmaya çalışıyoruz. Depremde göçük altında kalanların bacaklarının, kollarının kesilmemesi için gerekli bir tedavi ve biz buna sahibiz. Süreç devam ediyor. Evet acı bir süreçti. Yaşananları unutmadan, hafızamızda bir yer bırakarak ama şehir hastanesinin de bu yükü karşılayabileceğini, bu yükün altında kalmayacağını kanıtlayarak yola devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Poliklinik hizmetlerine yeniden başladık”

    Poliklinik hizmetlerine yeniden başladıklarının altını çizen Aydınlı, “Artık depremzede hastalarımıza hizmet vermeye devam ederken, vatandaşlarımızın depremden önce planlanmış tedavilerine de bugün itibariyle başladık. Onkoloji tedavisini zaten hiç durdurmamıştık. Bugün itibariyle belli başla ameliyatlarımıza yeniden başladık. Pandemide yaptığımız gibi bir koltukta iki karpuz taşımaya çalışıyoruz. Aradaki tek fark yüreğim sızlayarak söylüyorum. Pandemi daha yavaş gelmişti, biraz daha alışarak hareket etmişti. Bunda ise gözümüzü açtığımızda deprem olmuştu, hastalarımız kapımızdaydı. Tabi burada hastanemizin helikopter pistlerinin olması da büyük avantaj sağladı. Helikopter pistimize, Sağlık Bakanlığının ambulans helikopterleri ile AFAD’ın ve askeriyenin helikopterlerini indirerek hastaları karşıladık. Gerçekten burada zamanla savaşıyorduk. Depremde kara yollarında oluşan sıkıntılar nedeniyle çok hızlı bir organizasyonla önce hava yoluyla hastaları transfer aldık. Mersin, İskenderun’dan çıkan geminin yanaşacağı ilk limandı. O nedenle gemiyle gelen hastaları ilk biz transfer aldık. Bunu da hızlı bir organizasyonla yaptık” şeklinde konuştu.

  • Enkaz çalışmaları tüm hızıyla sürüyor

    Enkaz çalışmaları tüm hızıyla sürüyor

    Kahramanmaraş merkezli iki depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Adıyaman’da bin 485 bina yıkıldı. 4 bin 85 binanın hasar ağır hasar gördüğü Adıyaman’da, 6 binden fazla acil yıkılması gereken bina bulunuyor. Depremin 11’inci gününde kent genelindeki çöken binalarda başlatılan enkaz çalışması, tüm hızıyla devam ediyor. İş makineleri ile kaldırılan enkazlar, hafriyat kamyonları ile il dışına taşınıyor. Ekipler il genelinde kontrolleri tamamlanan tüm binalarda enkaz çalışmalarını devam ettiriyor. Yürütülen enkaz kaldırma çalışmaları, dron ile görüntülendi.

  • 10 gün sonra kurtarıldı

    10 gün sonra kurtarıldı

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, toplamda 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’da bir apartmanın enkazında arama yapan Sungurlu Belediyesi Arama Kurtarma ekibi, kedi sesi duydu.
    Sesin geldiği alanda yapılan çalışmada enkazdaki kedi sağ olarak kurtarıldı. Mama ve su verilen kedinin sağlıklı olduğu öğrenildi.

  • En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    İstanbul’da 2000 ve öncesinde yapılan bina sayısı 818 bin adedi aşarken, bu alanda başı 39 bin 786 adetle Fatih ilçesi çekiyor.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle 2020’de hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” megakentteki konut stokuna ilişkin verileri ortaya koyuyor.

    Söz konusu çalışmadan derlediği bilgiye göre, kentte 2000 ve öncesinde yapılmış bina sayısının 818 bin 339 olduğu görülüyor. Söz konusu yapıların 555 bin adedinin 1980-2000 tarihli, 264 bininin ise 1980 öncesinde yapıldığı rapora yansımış durumda.

    İstanbul’da 2000 ve öncesi binaların en çok olduğu ilçelerin başını 39 bin 786 ile Fatih çekiyor. Bu binaların 31 bin 899’unun ise 1980’den öncesine ait olduğu biliniyor.

    Fatih’i 35 bin 353 adetle Üsküdar, 34 bin 618 ile Bağcılar, 34 bin 592 ile Pendik, 34 bin 333 ile Beykoz, 33 bin 727 ile Ümraniye, 33 bin 68 adetle Sarıyer izliyor. 7 ilçede bina sayısının 30 binin üzerinde olduğu görülüyor.

    EN DÜŞÜK ADALAR VE BEYLİKDÜZÜ’NDE

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısı Küçükçekmece ve Silivri’de 25-30 bin adet, Beyoğlu, Maltepe, Esenyurt, Kartal, Kağıthane, Sultanbeyli, Sultangazi, Eyüp ve Gaziosmanpaşa’da 20-25 bin adet, Bahçelievler, Arnavutköy, Şişli, Bayrampaşa, Kadıköy, Esenler, Şile, Ataşehir, Avcılar ve Sancaktepe’de 15-20 bin adet aralığında.

    Büyükçekmece, Başakşehir, Çekmeköy, Tuzla, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Çatalca’da ise 10-15 bin adet aralığında 23 yaşında üzerinde bina bulunuyor.

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısının en düşük kaldığı ilçe 5 bin 325 adetle Adalar olurken, onu 6 bin 262 ile Beylikdüzü, 9 bin 800 ile Güngören, 9 bin 961 ile Bakırköy izliyor.

    Rapora göre, 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde İstanbul’da 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar görebileceği öngörülüyor.

    ”BİNANIZA DEPREM DAYANIKLILIK TESTİ YAPTIRIN”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada, “Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98’inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

    Uzmanlar, yaşlı konutlarla ilgili deprem dayanıklılık testi yaptırılması, sonuca göre binanın güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi çağrısında bulunuyor.

    Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkan Vekili Haldun Ersen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen 491 bin binada 6,2 milyon kişinin yaşadığının tahmin edildiğini söyledi.

    Özellikle çok ağır hasar alması beklenen binaların hemen tahliye edilmesi ve bu yapıların dönüşümü için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ersen, bunun yolunun da konut sakinlerinin yapı denetimi yaptırmalarından geçtiğini anlattı.

    Ersen, vatandaşlardan binalarına dayanıklılık testi yaptırmaları gerektiğini kaydederek, kentsel dönüşüm için geç kalmamalarını, bu konuda topluca seferberlik ilan edilmesi gerektiğini bildirdi.

    KENTSEL’DEN DÖNÜŞÜM İÇİN YOL HARİTASI

    Haldun Ersen, Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın bu alanda farkındalığını artırmak amacıyla yol haritasını açıkladığını belirterek, “Türkiye’nin en önemli problemlerinden kentsel dönüşümün siyaset üstü bir yaklaşımla, milli seferberlik bilinciyle, aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi birlik, beraberlik ruhuyla ele alınması gerekiyor.” dedi.

    Ülke genelinde milyonlarca riskli konut bulunduğuna işaret eden Ersen, “Mülkiyeti elinde tutan vatandaşın vakit kaybetmeden bu işin içine katılması ve riskli binalar için harekete geçilmesi gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın özellikle 2022’de devreye aldığı kentsel dönüşüm teşviklerinin bu anlamda hayati olduğunu da düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.

    Ersen, kentsel dönüşüm için hazırladıkları yol haritasına değinerek, bu sürecin 12 maddeden oluştuğunu söyledi.

    Ersen, bu maddelerin “iletişim stratejisi”, “fayda ve maliyet ilişkisi”, “mülkiyet sorunlarının çözülmesi”, “STK’lar ile iş birliği”, “vatandaşın geri bildiriminin alınması”, “sosyolojik ve psikolojik etki”, dönüşümün vatandaş, devlet ve STK’ler ile çözülebileceği”, “6306 Sayılı Kanun’un geliştirilmesi”, “planlama ilkeleri”, “yerel yönetimler”, “kamu-özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi” ve “yargılama” olduğunu aktardı.

  • Depremzedeler asrın felaketini anlattı

    Depremzedeler asrın felaketini anlattı

    Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Muş Valiliği koordinasyonunda Muş Öğretmenevine yerleştirilen depremzedeler yaşadığı zorlukları anlattı. Kurulan oyun alanlarında yaşadıklarını unutmaya çalışan depremzede çocuklar ise öğretmenler eşliğinde hem oyunlar oynayarak eğlenceli vakit geçiriyor hem de psiko-sosyal destek alıyor. Yaşanan deprem sonrası evlerini bırakarak Malatya’dan Muş’a yerleşen Düşünüklü ailesi, depremde yaşadıkları korku dolu anları ve Muş’taki memnuniyeti dile getirdiler.


    Depremzede 2 çocuk annesi Arzu Düşünüklü, depremin yaklaşık bir dakika sürdüğünü belirterek, “Sabah saat 04.17 sularıydı önce ağır bir ses geldi. Gözümüzü açmamızla birlikte baktık yataklar dolaplar yerlerinden oynamaya başladı. Aynı odada çocuklara ulaşamadık. Çok ağır bir durumdu. 1 dakikaya yakın sürdü. Yerden vurunca dolaplar dökülmeye başladı. Çocuklarımızı aldık güvenli bir alana geçtik. Ev halimizle dışarıya çıktık bekledik sabah güneş doğdu. Aile yakınımız evlerimize girmemize izin vermedi bizi kendi evine davet etti. Sonra ikinci büyük depremi yaşadık. İkinci depremde çok ağır yıkımlara neden oldu. Biz araba ile yolda giderken sağımızda solumuzda binalar yıkıldı. Bu yıkılan binaları görünce çocuklarım çığlık attı, içinde bebekler var diye. Malatya hayalet şehir oldu. Akrabalarımızdan yakın dostlarımızdan enkaz altında kalanlar var. İnsanların ailesi yok oldu. Muş’a geldik. Coğrafyamız çok güzel. İnsanlar her ne kadar doğuya soğuk baksa da biz geldik ve öğretmenevine yerleştik. Kendi evimizde görmediğimiz rahatlığı burada gördük. Yeme-içme, giyinme ve çocuklarımızın giyimi tam, hiçbir eksiğimiz yok. Çocuklarıma çok kıymet veriyordum. Psikolojileri nasıl olacak, bu travmayı kaldıracaklar mı diye düşünürken burada aldığımız destekle bu durumu atlatacağımızı düşünüyorum. Bizimle çok iyi ilgilendiler odalarımıza kadar servisimiz var. Çok güzel bir şehre geldik. Burada kurulan oyun alanlarında özel öğretmenler çocuklarımızla ilgilendiler. Hepsi tek tek ilgileniyor. Çocuklarımı öğretmenlere emanet edip gittim ihtiyaçlarımı aldım. Birkaç gün içinde bize güven verdiler. Her yerde çocuklar için uygulamalar yapıldı. Onlar için özel kıyafetler aldılar. Yemekleri ile özel ilgileniyorlar. Herkesten Allah razı olsun” dedi.


    Depremzede Mehmet Nuri Düşünüklü ise öğretmenevinde kaldıklarını söyleyerek, “Mağduriyetimizi şu an hissetmiyoruz. Depremden dolayı mağdur olan insanlar eminim aynı yardımı alıyorlardır. Çocuklarımız için sıcak bir yuva bulabilir miyiz ya da yakınlarımıza sığınabilir miyiz diye düşündük. Ama her şey bizim dışımızdan gelişti. İnsanlar bizlere yardım etmek için seferber oldu. Öğretmenevinde çocuklarımız çok güzel zaman geçiriyor. Çocuklarımız ablaları ile oyunlar oynuyor. Kendi ev ortamımızda bulamadıklarımızı burada bulduk. Çocuklarımız çok güzel rehabilite ediliyor. İnşallah bu psikolojiyi bir an önce atlatırlar” ifadelerini kullandı.

  • Temassız kartlarla ilgili yeni karar

    Temassız kartlarla ilgili yeni karar

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), temassız kartların müşteri bilgisi dışında kullanımının engellenmesi için ilk işlemlerde şifre girilmesinin sağlanması yönünde bankalara talimat verdi.

    BDDK’den bankalara iletilen yazıda, şunlar kaydedildi:

    “Müşterilerin, bilgileri dışında kart kullanımlarının engellenmesini teminen, olağanüstü hal ilan edilen iller ile sınırlı olmaksızın ülkemiz genelindeki tüm banka müşterileri için ivedilikle kartlı ödemelerde yapılacak ilk temassız işlemlerde şifre girilmesinin sağlanması, sonraki işlemler içinse mevcut uygulamaya aynen devam edilmesi uygun görülmüştür.”

  • SPK ‘deprem’ tedbirlerini açıkladı

    SPK ‘deprem’ tedbirlerini açıkladı

    Payları borsada işlem gören halka açık ortaklıkların, genel kurul kararı aranmaksızın, yönetim kurulu kararı ile geri alım programı başlatabileceğine karar verildi.

    SPK duyurusuna göre depremin finansal piyasalar üzerindeki olumsuz etkisinin asgariye indirilebilmesi ve oluşabilecek yatırımcı mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için 10 Nisan 2023 tarihine kadar; aracı kurumlarca, portföy büyüklüğü 1 milyon TL ve altında olan müşterilere uygulanacak azami kredi faiz oranının ve kredili olmayan bir alım emri nedeni ile ödemekle yükümlü oldukları tutarın tamamının veya bir kısmının takas günü itibarıyla tevdi edilmemesi veya söz konusu tutarın temerrüt durumunda uygulanacak faiz oranının, aracı kurumun vereceği kredinin, kaynak maliyeti dikkate alınarak, sermaye piyasasına olan algıyı olumsuz etkileyecek ve güveni zedeleyecek uygulamalardan kaçınılmak suretiyle, makul bir seviyede belirlenmesi yönünde tavsiye kararı alınmasına karar verildi.

    6 Şubat itibariyle Deprem Bölgesi’nde ikametgâhı, işyeri adresi veya şubede hesabı bulunan müşterilerin, bu tarihten itibaren oluşan temerrüt durumlarında, 30 Haziran 2023 tarihine kadar işlem tesis edilmemesi, temerrüde ve temerrüt sonucuna bağlı işlemlerin yapılmaması şeklinde uygulamanın yönlendirilmesi kararlaştırıldı.

    SPK aracı kurumların sermaye yeterliliği konusunda da düzenlemelere imza attı. Buna göre, 30 Haziran 2023 tarihine kadar, aracı kurumların hazırladığı sermaye yeterliliği tablolarında, kendi portföylerine alınan pay senetlerine ilişkin pozisyon riski oranının yüzde 10 yerine yüzde 3 üzerinden, kredi hesabı altında izlenen ‘Diğer müşteriler’ için pozisyon riski oranının ise yüzde 8 yerine yüzde 4 üzerinden hesaplanmasına, 30 Haziran 2023 tarihine kadar, Kredili İşlemler Tebliği’nin 7’nci maddesi uyarınca yapılacak genel işlem sınırı hesaplamasında, 6 Şubat 2023 tarihi itibariyle Deprem Bölgesi’nde ikametgâhı, işyeri adresi veya şubede hesabı bulunan müşterilere kullandırılan kredilerin dikkate alınmamasına,
    Yüzde 35 olarak belirlenen başlangıç özkaynak koruma oranının, 10 Nisan 2023 tarihine kadar yüzde 20 olarak uygulanmasına, Kurulun 6 Şubat 2023 tarihinde Deprem Bölgesi’ndeki yatırımcılara yönelik aldığı kararın tüm yatırımcılara teşmil edilmesi amacıyla; kredili olmayan bir alım emri nedeni ile müşterinin ödemekle yükümlü olduğu tutarın tamamının veya bir kısmının takas günü itibarıyla tevdi edilmemesi veya söz konusu tutarın takas tarihi itibarıyla müşterinin aracı kurum nezdindeki hesabında bulunmaması durumunda Kredili İşlemler Tebliği’nin 16’ncı maddesi çerçevesinde işlem tesis edilmesi,
    Kredili sermaye piyasası aracı işlemlerinin devamı süresince özkaynak koruma oranının asgari yüzde 20 olması, kredili olarak alınan veya özkaynak olarak verilen sermaye piyasası araçlarını satarak krediyi kapatma yetkisi ve özkaynak tamamlama bildirimi gönderilmiş müşterinin hiçbir alım emrinin, bildirim gününden özkaynak tamamlanıncaya kadar geçecek süre boyunca yerine getirilmemesi, hususlarındaki hükümlerin, aracı kurumların kendi risk politikalarına uygun düştüğü ölçüde ve müşteri taleplerini de olabildiğince gözeterek, 10 Nisan 2023 tarihine kadar esnek bir şekilde uygulanabilmesine,
    Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, müşterilerce yatırım kuruluşlarına devredilecek bireysel emeklilik sözleşmelerinden kaynaklanan devlet katkısı hariç alacakların, sermaye piyasası araçlarının kredili alımı, açığa satış ve ödünç alma ve verme işlemlerinde özkaynak olarak kabul edilebilecek kıymetler arasına eklenmesine ve bu alacakların yüzde 100’ünün özkaynak olarak kabul edilmesine karar verildi.

  • Esnafın kredi borcuna erteleme

    Esnafın kredi borcuna erteleme

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremler sonrası bölgede arama kurtarma çalışmaları devam ederken, bölgedeki esnafa yönelik yeni bir karar alındı.

    Deprem bölgesindeki esnafın Halk Bankası’na olan kredi borçları 6 ay ertelendi.
    Ertelemeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

     

    HANGİ BORÇLARI KAPSIYOR?

    Ertelemeden kaynaklı faizi Hazine karşılayacak. Erteleme kararı, vadesi 6 Şubat’tan itibaren 6 ay içinde dolacak tüm kredi borçlarını kapsıyor.

  • “Yer altı suyu” uyarısı

    “Yer altı suyu” uyarısı

    Türkiye’nin Doğu, Güneydoğu, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Binlerce yıkım, ölüm ve yaralanmalara yol açan depremler sonrası bölgelerde, arama- kurtarma çalışmalarına devam ediliyor.

    Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUMER) Prof. Dr. Celalettin Şimşek de deprem sonrası yer altı sularına ve olası tehlikelere dikkat çekti.

    Şimşek şunları söyledi: “Depremler yer altı suyunda iki önemli değişim yapabilir. Yer altı suyu seviyesinde ve kimyasında değişimler yaşanabilir. Halk sağlığını doğrudan ilgilendirdiği için ilk olarak kimyasal boyutunu değerlendirelim. Fay hatlarının derin jeotermal suların veya organik bileşikli serimanlar varsa eski göl yatakları olabilir, kömür alanları olabilir buralardan metan gazı, karbondioksit ve sülfür gazları yer altı suyuna karışabiliyor. Bunun örneklerini gördük. 2022 yılındaki Düzce depreminde bazı kuyularda metan gazı girişleri oldu. Hatta halk çakmağı çakınca suyun yandığını gördük. Böyle durumlar bölgede yaşanabilir.”

    Fay hatları boyunca jeotermal sularında yer altı suyuna karışabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, “Böyle durumda suyun sıcaklığında artış olacaktır. Bu tür sıcaklığında artış olan sular tüketilmemeli. Çünkü jeotermal sular yüksek oranda metal konsantrasyonu içerebilir. Bu tür sudaki değişimler olan bölgelerde tüketmeden yetkililere bildirilmelidir.” diye konuştu.

    “YER ALTI SUYU SEVİYESİNDE DEĞİŞİMLER OLABİLİR”

    Yer altı suyunun seviyesinde de değişimler olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Deprem şok dalgaları gelince yer altı suyu seviyesi yükselir ve zamana bağlı olarak eski haline dönüyor. Bu yer altında gerçekleştiği için yüzeyde göremeyiz. Ancak gözlem kuyularında belirlemek mümkündür. Bazı deprem alanlarında, bir su kaynağı varsa, kuruyabiliyor ya da yeni bir kaynak oluşabiliyor. Örnek verirsem ABD’nin Kaliforniya eyaletine bağlı Sonoma ilçesinin merkezi olan Santa Rosa kentinde, depremden sonra kurumuş bir dere tekrar aktifleşiyor. Son olarak Kanada’da bir depremde takımadalarda bazı kaynakların kuruduğunu da gördük. Deprem sonrası oluşan kırık ve çatlak sistemleri yer altı dinamiğinin değiştirebiliyor. Bu nedenle seviyelerde bazı değişiklikler gözlemleyebiliyoruz.”

    Afet bölgesindeki maden sahalarına da değinen Prof. Dr. Şimşek şunları söyledi: “Bu konuda şanslıyız. Bölgede özellikle kimyasal içerikli atık depolama alanları içeren maden sahaları çok yok. Oradaki en büyük maden alanı, Afşin- Elbistan kömür sahası. Buranın üniversite olarak kontrolörlüğünü yürütüyoruz. Sahadaki su kuyularıyla ilgili bir problem gerçekleşmemiş. Sadece 3 saatlik bir elektrik kesintisi gerçekleştiğinde su seviyesi kısmen yükselmiş. Pompalar çalıştıktan sonra tekrar devreye girdiği için şu an bir risk yok. Ancak detaylı incelemek de gerekiyor. Eğer kimyasal atık içeren atık depolama sahaları olan maden işletmeleri varsa, buraları da incelemek lazım. Yer altı suyu için tehlike arz edebilir.”

    ‘YETKİLİLERİN SAĞLADIĞI TEMİZ SULAR TÜKETİLMELİ’

    Uyarılarda bulunan Prof. Dr. Celalettin Şimşek sözlerini şöyle tamamladı:

    “Deprem bölgesindeki halkımızdan, yer altı suyunda bir gaz çıkışı, çürümüş yumurta gibi kötü koku, suyun tadında veya sıcaklığında bir değişiklik varsa kesinlikle tüketmemelerini istiyoruz. Su tatsız ve berrak olmalı. Aksi bir durum varsa tüketmemeli, yetkililere bildirilmelidir. Su tüketimlerinde mutlaka yetkililerin sağladığı temiz sular tüketilmelidir. Ayrıca ülke olarak su yönetim planı oluşturmak da gerekiyor. Toplanma alanlarına temiz su depolama alanları yapmalıyız. Toplanma alanındaki nüfusa yetecek kadar suyu sağlamamız lazım. Çünkü salgın hastalıkları önlemek için yeterli suyu sağlamak önem arz etmekte. Deprem riski altındaki diğer kentlerimizde, önceden toplanma alanları hazırlanmalı, buraya sanitasyon için temiz su sistemi kurulmalı, diye düşünüyorum.”