Etiket: güncelhaberler

  • Hem üretiyor hem onarıyor

    Hem üretiyor hem onarıyor

    Erzincan’da yaşayan Sare Kaya İrgali, şark köşesi ve sedir gibi ahşap ürün imalatı yaptığı işletmesini 13 yıl önce kendi maddi imkânıyla kurdu. Merkeze bağlı Nermi Tombul Caddesi üzerinde bulunan işletmesinin bodrum katında küçük bir marangozhanesi bulunuyor. İlk olarak aldığı ahşaplara burada ki atölyesinde şekil veren İrgali koca dükkânı tek başına idare ediyor. Türkiye genelinde mobilya döşeme işletmeciliğinde 15 kadın girişimciden biri olan Sare Kaya İrgali, 19 sene önce kanepe ve koltuk tamiratıyla başladığı meslekte 2009 yılında kendi işletmesini açarak üretime başladı.

    47 yaşında ki Sare Kaya İrgali, hazır mobilya satışı ile başladığını ancak yapamadığını, kesinlikle üretimde olmak istediğini belirterek, “2003’de başladım. 2003’den beri aynı işi devam ettiriyorum. Kanepe, koltuk döşemesi üzerine başladım. Daha sonra şark köşesi imalatı Erzincan’da yok diye ona başladım, şuana kadar devam ediyorum. 2003’de yardım amaçlı başladım. İşi sevdim, sonra 2009’da kendi işletmemi açtım satış üzerine. Satışta fazla işim olmadı, başaramadım herhâlde. Hazır satış bana göre değil. Üretim illa istedim. Sonra tamir olarak başladım. Kanepe, koltuk yüz değişimi olarak. Tamirden sonra şark köşesi imalatına girdim. Erzincan’da olmayan bir işti. Yaz aylarında daha çok şark köşesi üzerine çalışıyorum. Kış aylarında kanepe, koltuk yüz değişimine genelde ağırlık veriyorum” dedi.

    “Türkiye’de bu işi yapan 15 bayandan biriyim”

    Sare Kaya İrgali Türkiye’de mobilya döşeme işletmeciliğinde 15 kadın girişimciden biri olduğunu söyleyerek, “Şuan da Türkiye genelinde 15 tane bayanız. Grubumuz var, haberleşiyoruz birbirimizle. İş yönünde de paslaşıyoruz. Bayan olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nde tekim. Başka bayan bilmiyorum belki vardır ama benim bildiğim yok Doğu Anadolu Bölgesi’nde. Diğer illerde var tanıdıklarımız, görüşüyoruz ve hepsi de başarılı arkadaşların. Hepsi de ailesine katkıda bulunuyor. Kimisi ailesini geçindiriyor.
    Ev ekonomisine de katkıda bulunuyoruz. Evimizi de geçindiriyoruz. Hamdolsun işimiz iyi. Sonuçta bu bir sanat. Çevre şehirlere de yapıyorum. Samsun’a yapıyorum. Erzurum’a yapıyorum. Talebe göre çevre illere de yapılıyor”

  • Bakanlıklardan sevindiren proje

    Bakanlıklardan sevindiren proje

    Ajans; İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlıkları ve İletişim Başkanlığı ile yapılan özel çalışmalar sonucunda kurumların resmi internet adreslerinden ve sosyal medya hesaplarından yapılan her açıklamayı ve haberi Türk işaret diline çevirerek, işitme ve konuşma engelli bireylerin gündemi takip etmesini sağlıyor. İşitme ve konuşma engelli bireylerin topluma kazandırılması ve gündemi takip ederek sosyalleşmesini sağlayan projeyle aynı zamanda görme engelli bireyler için de sesli betimlemeler yapılıyor.

    Şu an yalnızca İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın haberlerinin çevrildiğini ama bu projenin diğer devlet kurumları ile genişleyeceğini belirten Etka Ajans’ın kurucusu ve yapımcısı Nurben Kendirli, sağır anne babanın konuşabilen çocuğu anlamına gelen “child of deaf adult (CODA)” diye bir tabir olduğunu ve kendisinin de CODA olduğunu, o yüzden yaşanan tüm sorunlara vakıf olduklarını söyledi. Kendirli, “Bizler çocukluğumuzdan beri annemize ve babamıza erişilebilirlik konusunda yardımcı olmakla yükümlü evlatlarız. Bizler olmadan işitme engellilerin dış dünyayla iletişim kurmaları ve bağlantı sağlamaları biraz zor oluyor. Ben bu konuda uzmanlaşarak bu durumu avantaja çevirdim ve mesleğim haline getirdim. Cumhurbaşkanımızın uzun yıllar boyunca Türk işaret dili tercümanlığını yaptım.

    Pandemi sürecinde Eğitim Bilişim Ağı (EBA) dersleri uzaktan eğitimle başladı ve Milli Eğitim Bakanlığı’mız bir ilke imza attı. Ekranlardaki tüm derslerin Türk işaret dili çevirisini yaptı. Böylelikle işitme engelli çocuklarımız pandemi sürecinde derslerinden geri kalmadı. Bu çerçevede biz de tüm insanların haber alma ve bilgiye erişebilme özgürlüğü vardır diyerek konuyla ilgili bakanlıklarımızla irtibata geçtik. İşitme engelliler için haberlerin Türk işaret diline tercüme edilmesi gerektiğini aktardığımızda başta İletişim Başkanlığı olmak üzere İçişleri ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bu çerçevede harekete geçerek, internet sayfalarında ve tüm sosyal medya hesaplarındaki açıklamalarının birinci ağızdan aracısız ve yorumsuz bir şekilde çevirilerini yapmaya başladık” dedi.

    “İşitme engelliler okuduklarını çok fazla anlayamıyor”

    Toplumda işitme engellilerin okuma yazma bildiği, o yüzden altyazıların yeterli olabileceği yanılgısının yanlış olduğunu belirten Kendirli, Türk işaret dili ile Türkçe arasında gramer farklılıkları olduğunu ve bu yüzden işitme engellilerin vurguları mimikler ve beden dili ile anlayabildiğini söyledi. Kendirli, “İşitme engelliler okuduklarını anlıyorlar ama devrik cümleler kullandıkları için ve işaret dilinde eklerin yerini mimikler ve jestler aldığı için okuduklarını çok fazla anlayamıyor ve anlatamıyorlar ya da yanlış anlayabiliyorlar” diye konuştu.

    “Cumhurbaşkanımızın her zaman desteklediği, olmasını istediği bir projeydi”

    Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı ile ilgili tüm açıklamaların ve paylaşımların Türk işaret diline çevrilmesi projesi ile ilgili olarak sürecin çok hızlı ilerlediğini ve kurumların bu konuda çok hassas olduğunu belirten Kendirli, “Cumhurbaşkanımızın her zaman desteklediği, olmasını istediği ve bu konuda adım attığı bir projeydi. Bu bilinçle yola çıkarak bakanlıklarımızın icraatlarını, faaliyetlerini ve açıklamalarını birinci ağızdan anlaşılmasını sağlamak amacıyla biz bu projeyi Etka Ajans olarak bakanlıklara sunduk. Bakanlıklarımız da zaten sağ olsunlar bu konuya canı gönülden büyük bir özveriyle karşılık verdiler. Sosyal medya hesaplarında baktığımızda projemiz on binlerce etkileşim alarak insanlara ulaşmaya başladı. Bu çok daha yeni bir proje, tabii ki reklamlara ve duyurulmaya ihtiyacı olan bir proje. Projemiz büyüyecek ve çok daha güzel olacak. Ben şunu savunuyorum; bir tane de işitme engelli olsa sosyal devlet gereği bunu yapmak zorundayız. Devlet kurumlarının haricinde özel kurum ve kuruluşlarında bu özveriyi göstermek zorundadır. Lütfen karşınızda ki engellinin de bir birey olduğunu, onun habere ve bilgiye ulaşmasının en temel hakkı olduğunu göz önüne alarak adımlar atalım” dedi.

    “Özel kurumlardan bunun yaygınlaşması için daha cesur adımlar atılmasını bekliyoruz”

    Ajans bünyesinde çalışan, 22 yıllık yönetmenlik ve senaristlik tecrübesine sahip olan Suat Emuce, özel kurumların bu konularda daha etkin ve bilinçli olması gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:
    “Bugün birinci ağızdan doğru habere ve bilgiye ulaşmak herkesin hakkı. İşitme engelli bireylerin etrafındaki duyan kişilerden aldığı bilgiler bağlamından saptırılmış olabiliyor. Dolayısıyla bilginin onlara anladıkları dilde birinci ağızdan ulaşması bizim için çok önemli. Biz bu yola bu düşünceyle çıktık. Özellikle özel kurumlar için söylüyorum. Dışarıdan bakıldığında bu işin çok maliyetli bir tarafı var gibi gözüküyor. Aslında hiç öyle değil, bir yeşil perde ortamında kurulan tek bir kamera ve işaret dili tercümanıyla beraber çok düşük maliyetlere organize edilebiliyor. O yüzden özel kurumlardan bunun yaygınlaşması için daha cesur adımlar atılmasını bekliyoruz.”

    “İşitme engelliler hayatın içinden haberlere ulaşabildiklerinde çok mutlu oluyorlar”

    Ajans bünyesinde çeviriler yapan 7 yıllık profesyonel Türk işaret dili tercümanı Oktay Türker de sürecin nasıl işlediğine dair bilgi vererek, her işin zorluğu olduğunu ama yapılan bir güzel yorum ile tüm zorlukların ortadan kalktığını belirtti. Türken, “Bakanlıklarımızdan gelen metinleri burada düzenliyoruz. Arkadaşlarımız bize metinleri okuyorlar ve biz de kendi zihnimizden bunu düzenleyip stüdyo ortamında işitme engellinin anlayabileceği bir şekilde tercüme ediyoruz. Her işte olduğu gibi bizim işimizin de zor yanları var tabii ki ama çektiğimiz haberler işitme engellilere ulaştıktan sonra biz pozitif bir dönüş aldığımız zaman çok memnun oluyoruz. Gündemde olan, hayatın içinden haberlere ulaşabildiklerinde çok mutlu oluyorlar. Bunun mutluluğu da bütün işimizin yükünü hafifletiyor ve sırtımızdan yük alıyor” ifadelerini kullandı.

  • Ege’de tarım ihracatı artıyor

    Ege’de tarım ihracatı artıyor

    Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, 2022 yılında yüzde 23 artışla 1 milyar 619 milyon dolar ihracat yaparak EİB bünyesinde tarım sektörlerinin lideri oldu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 2022 yılında ihracatını yüzde 5 artış ile 1 milyar 246 milyon dolara taşıdı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği, tarihinde ilk kez yüzde 46 artışla 1 milyar dolar ihracata imza attı. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, yüzde 20 artışla 866 milyon dolar, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 852 milyon dolar ihracat ile 2022 yılını tamamladı. Ege Tütün İhracatçıları Birliği yüzde 6 artışla 829 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 336 milyon doları Türkiye’ye kazandırdı.

    Hedef 10 milyar dolar

    Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “12 İhracatçı birliğimizin 7 tanesini tarım ürünleri ihracatçılarımızın kümelenmesi oluşturuyor. 2022 yılı gibi dünyada ve ülkemizde resesyon finansal kriz ikliminin yaşandığı kritik bir konjonktürde tarım sektörlerimiz tarihlerinin altın çağını yaşadı. 2022 yılında tarım sektörlerimizin ihracatı yüzde 17 artışla 6 milyar 727 milyon dolara yükseldi. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odun dışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. 2023 yılında da bu olumlu eğilimin devam edeceğine inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolar tarım ihracatına ulaşacağımızı öngörüyoruz.

    Tarımda lider bir bölge olarak ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na hizmet eden yeni yatırımlara her zaman ihtiyacımız var. Paydaşı olduğumuz Avrupa ve Türkiye’nin en büyük modern sera ve tarımsal sanayi kümelenmesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, aynı zamanda Bayındır’da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi önemli bir potansiyeli ortaya çıkaracak. Bergama’da kurulacak Tarıma Dayalı İhtisas Süt Organize Sanayi Bölgesi, tohum fide tıbbi aromatik bitkilerle ilgili Kınık’ta kurulacak Bitkisel Üretim Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi bütün dünyada gıdayla ilgili endişelerin arttığı bu dönemde, ülkemiz için büyük bir avantajımız” diye konuştu.

    Turkish Tastes markası dünyada büyüyor

    Türk gıda ürünlerinin ABD’de de tanıtılması ve bilinirliğinin artırılması için EİB bünyesindeki 6 gıda birliğinin ticaret bakanlığı desteğiyle yürüttüğü Turquality projesine değinen Jak Eskinazi sözlerine şöyle devam etti: “Turquality projemiz ile Las Vegas Üniversitesi UNLV ve Nevada Restoran Birliğin (NvRA) ile işbirliğine gidildi, derslerde Türk mutfağına yer verilmesi sağlandı. Ayrıca Turkish Tastes Referance Cookbook referans kitabı yayınlandı. Bu kitap THY’nin bazı lounge alanlarına girerek farklılığını ortaya koydu. Ticaret Bakanlığına sonraki 4 yıllık başvurusu da yapıldı ve eğitim seminerleri, şef yarışmaları, sosyal medya ve tanıtım, tadım etkinlikleriyle faaliyetlere devam edilecek. Gıda birliklerimizce 20 yılı aşkın süredir milli katılımını organize ettiğimiz dünyanın en prestijli fuarları Summer Fancy Food Show, Biofach ve Foodex Japan fuarlarında ülkemizi ve firmalarımızı en iyi şekilde temsil edeceğiz.

    En önemli hedef pazarlarımızdan olan Çin’in en önemli fuarlarından bu yıl 6’ıncısı gerçekleşecek Çin İthalat Fuarı milli katılım organizasyonu, birliklerimizce düzenlenecektir. Tarım ihracatımızı artırmak için teşviklere ihtiyacımız var. Lojistik çok önemli. Uzak pazarlara ürünlerimizi yollarken lojistiğe ihtiyacımız var. Özellikle yaş meyve sebzede bizim hava filomuzun buna destek vermesi, fiyatlarını ona göre daha uygun hale getirmesi lazım.”

    189 ülke ve bölgeye ihracat

    Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye geneli toplam yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatı 5,5 milyar dolara ulaştı. Bu ihracatın yüzde 22’si birliğimizce gerçekleştirildi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2022 yılını ihracat artışıyla kapatmayı başardık. Yaş meyve ve sebze mamulleri ihracatımız 1 milyar 250 milyon dolara ulaştı ve geçen yıla göre yüzde 6 oranında artış yakaladık. 2022 yılında ihracatımızın en fazla gerçekleştiği ilk 5 pazarımız Almanya, ABD, Rusya, İngiltere ve Hollanda olurken, ürün bazında turşular, meyve suları, kuru domates, salça, dondurulmuş meyveler, kiraz, mandalina, domates, üzüm, şeftali ve nektarin gibi ürünler ihracatta öne plana çıktı. Üyelerimiz 2022 yılında toplam 189 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdi” dedi.

    “Etkinlikler ile dolu dolu bir yıl”

    Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğinin 2023 yılında üretim kısmıyla ilgili temel odağının kalıntı ile mücadele, meyve sebze kayıpları ve eğitim faaliyetleri üzerine olacağından bahsederek “Ege Bölgesinin her yerinde, bahçe ve işletmelerde detaylı bir eğitim programı başlatıyoruz. Bu programda Tarım ve Orman Bakanlığımız ve üniversitelerden de teknik destek alarak daha az kayıpların olduğu, doğru ilaçlamanın yapıldığı bir üretim modeli için örnek olmaya çalışacağız. Yurt dışında da ihracatımız artırmak, üyelerimize yeni alıcılar ve pazarlar bulmak için çalışmalarımız devam edecek. 2023 yılının ilk yarısında Almanya, Rusya ve İngiltere’ye fuar katılımlarımız olacak. Endonezya ve Singapur’a da bir URGE heyeti düzenleyeceğiz. 2023 yılı yurt içi ve yurt dışı etkinlikleri ile dolu dolu bir yıl olacak. Umarım bu faaliyetlerimiz ihracatımıza da yansır ve ihracatımızı 1 milyar 500 milyon dolar seviyelerine çıkabiliriz” ifadelerini kullandı.

    “1 milyar dolara yükselteceğiz”

    EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık da 2022 yılında Ege’nin tarım ihracatında 1 milyar doların üstünde artış yaşandığına değindi. Işık, şöyle konuştu: “Ege’nin tarımsal üretimde dünyada önemli bir gücü var. İhracat artışında organik ve katma değerli ürünlerin rolü büyüktü. Akdeniz mutfağının, Akdeniz ürünlerinin ağırlıklı tedarikçisi olmamız en büyük avantajımız. Türkiye’de ağırlıklı olarak taze sebze meyve, Ege Bölgesinde ise mamul ürünler daha çok ihraç ediliyor. Dünyada üretimde ve ihracatta lider olduğumuz sarı lop incirimiz sadece Aydın bölgesinde yetişen özel bir ürün. Sultaniye üzümümüz yine Ege Bölgesine has bir ürün. Malatya’nın şekerpare kayısısı yine Ege Bölgesinde işleniyor ve gönderiliyor.

    Su ürünlerinde balık üretiminin büyük bir kısmı bölgemizde yapılıyor. Üzüm üretimimizi 100 bin tonlardan 350 bin tonlara, incir üretimimizi 15 bin tonlardan 100 bin tonlara, kayısı üretimimizi 20 bin tonlardan 120 bin tonlara çıkardık. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Kuru meyvede dünya lideri olmamızın nedeni 30-40 yıldır üniversitelerimizde, araştırma enstitülerimizle ihracatçılarımızla hep birlikte oluşturduğumuz altyapıdır. Türkiye’deki sürdürülebilirlik ve organik tarımda koordinasyonu EİB yönetiyor. 500 milyon dolar civarında organik ihracatımız var, 1 milyar dolara yükselteceğiz.”

    İyi tarım uygulamaları ve organik tarım teşvikleri gerekiyor

    Işık, “Üretimden ihracata kadar olan bütün süreçte altyapımızı hazırlıyoruz. Sanayimizi organik tarıma göre oluşturuyoruz. Pandemide yaşananlar, iklimsel değişiklikler, üçüncüsü de Ukrayna-Rusya savaşı gıdanın ne kadar stratejik bir ürün olduğunu ortaya koydu. Avrupa’da 2030’a kadar tarımın yüzde 30’unun organik tarıma geçmesini hedefliyor. Bu bizler için de çok kuvvetli bir mesaj. Bizim de aynı şekilde bu yapılanmamızı yapmamız lazım. Bu altyapıyı kurmak için bütün dünyada çiftçi desteklenmelidir. Hem iyi tarım uygulamaları hem organik tarım uygulamasının teşvikleri gerekiyor.

    Ürün bazlı destek gerekiyor. Dekar bazlı üretim değil. Aynı şekilde havza bazlı üretim teşvik edilmeli. Biyolojik ve biyoteknik mücadelelerin desteklenmesi lazım. Bölünmüş arazi yapısında biyolojik ve biyoteknik mücadelede başarılı olma şansınız yok. Ancak havza olaraktan o bölgeleri biyolojik ve biyoteknik mücadele yaparsanız o zaman pestisitten ari bir üretim gerçekleştirebiliyorsunuz. Bizim önümüzdeki 8-10 yılın hedefleri bunlar olması lazım. Devlet tarafından verilmiş ve verilecek olan desteklerin bu dinamiklere göre kurgulanması gerekiyor” diye konuştu.

    Katma değerli ihracat

    Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, “Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak ihracatımızı geçen yıla kıyasla Türkiye ihracat artışının üzerinde bir oranla yüzde 20 artırarak ilk kez 4 milyar dolar seviyesini aşmanın ve 2023 yılı ihracat hedeflerimizin çok üzerinde bir başarı yakalayarak rekorlarımıza her geçen gün yenisini eklemenin gururunu yaşıyoruz. Birliğimizce ise 2022 yılında ihracatımızı yüzde 23 artırarak 1,6 milyar dolar seviyesine, birim fiyatımızı ise 3,47 dolara çıkardık ve aynı zamanda bölgemiz gıda sektörü ihracatının yıldızı olduk. 2022 yılında toplamda yurt içi ve yurt dışı olmak üzere, 6 adet uluslararası fuara info stant ile katılım sağladık, 2023 yılında yine minimum 6 info stant katılımı ile sektörün tanıtımına devam edeceğiz.

    2023 yılında, sektörümüzün öncelikli pazarı arasında yer alan Afrika’ya yönelik olarak planlanacak çeşitli projeler ile sektörümüz ürünlerini önemli bir potansiyel pazara yöneltmeyi hedefliyoruz. 2023 yılında Kenya’da katılım sağlayacağımız fuar ve ticari ziyaretler dışında, daha geniş düşünerek bir URGE projesi başlattık. Dünyanın sağlıklı beslenmesi için protein ihtiyacını karşılayan değerli sektörümüzün bu başarısına katkı sağlayan kıymetli ihracatçılarımız ve paydaşlarımız ile birlikte emek vererek ulaştığımız bu ihracat hacmini 2023 yılında Türkiye olarak 4.3 milyar dolara, Ege olarak 1,8 milyar dolara çıkarmak ve gıda sektörü ihracatının lokomotiflerinden olan sektörümüzde yeni ihracat rekorları kırmak için projeler üreterek çalışmaya ve katma değerli ihracat yapmaya devam edeceğiz” dedi.

    Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü tarihi rekor kırdı

    Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörümüzün Türkiye geneli ihracatı yüzde 25 artışla 11,4 milyar dolara yükseldi ve gıda ürünlerinde en çok ihracat yapan sektör olduk. Birliğimizce 2021 yılında 682 milyon dolar olan ihracatımız, 2022 yılında Türkiye ihracatının üzerinde bir artışla yüzde 47 artarak 1 milyar dolara çıkmıştır. Bundan 10 yıl önce 280 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 2022 yılında ihracatımızı yaklaşık 4 kat artırarak 1 milyar dolar seviyesine çıkarmış olmanın sevincini yaşamaktayız. Firmalarımızın uluslararası pazarlarda rekabet güçlerini artırmak için bir Ur-Ge projesi başlatacağız” ifadelerine yer verdi.

    Tütün ihracatı 829 milyon dolara ulaştı

    Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur ise şunları söyledi:
    “Türkiye geneli tütün ve tütün mamulleri ihracatı 2022 yılında yüzde 6 oranında artış göstererek 829 milyon dolara ulaştı. Bu ihracatın 253 milyon dolarını yaprak tütün, geri kalan 576 milyon dolarını ise tütün mamulleri oluşturdu. Ülkelere göre ihracata baktığımızda, yaprak tütün ihracatımızda ilk üç pazar ABD, İran ve Belçika olurken tütün mamulleri ihracatında ilk 3 pazar Irak, Romanya ve Gürcistan olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılında birlik olarak sürdürülebilirlik anlamında önemli bir yol kat ettik. Denizli’de 16 zirai atık toplama merkezi kurduk. Kurduğumuz çalışma komiteleri verimli bir şekilde çalıştılar. Yeni bir sürdürülebilirlik URGE projesi başlattık. Bu proje ile de sürdürülebilirlik hedeflerimiz için çalışmalar yürüteceğiz. 2023 yılında birliğimizin sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmaları 2022 yılında olduğu gibi hız kesmeden sürecek. Üretim ve ihracatında dünya lideri olduğumuz oryantal tütünde sürdürülebilir, çevreye duyarlı bir üretim için birlik olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

    Odun dışı orman ürünleri ihracatı yüzde 7 artışla 194 milyon dolar oldu

    Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, “Mobilya kağıt ve orman ürünleri sektörümüzün Türkiye geneli ihracatı 2022 yılında yüzde 17 artışla 7 milyar dolardan 8,5 milyar dolara yükseldi. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri ve İhracatçıları Birliği olarak ihracatımız da yüzde 16 artışla 791 milyon dolardan 940 milyon dolara ilerledi. 2023 yılında 1 milyar dolar barajını aşacağımızı öngörüyoruz. Türkiye, 2022 yılında miktar bazında yüzde 26,4 değer bazında yüzde 7 artışla 194 milyon dolarlık odun dışı orman ürünleri ihraç ederken bu ihracatın 106 milyon dolarlık kısmı birliğimizce gerçekleştirildi.

    Kekik 53 milyon dolarla, defne 27 milyon dolarla, adaçayı da 8 milyon dolarla ilk üç ürünümüz. Odun dışı orman ürünlerinde ortalama ihraç fiyatı Türkiye geneli 0,93 USD/kg iken, Ege Bölgesinde bu rakam 3,31 USD/kg’a ulaşıyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim kalite ve verimliliğini, aynı zamanda ihraç edilebilir ürün çeşidini artırmak için çeşitli projeler yürüteceğiz. Tüm alt sektörlerimizde yine her türlü fuar, heyet, dijital platformlarda Türkiye’nin gücünü ve marka değerini gösteren çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. Bu hedef için Suudi Arabistan, İsrail, Fas ve Amerika gibi ülkelerden alım heyetlerini ülkemize getirmeyi aynı zamanda Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi ülkelere de sektörel ticaret heyetleri düzenlemeyi amaçlıyoruz” dedi.

  • Abant Gölü’nün kıyıları buz tuttu

    Abant Gölü’nün kıyıları buz tuttu

    Şehir merkezine 37 kilometre uzaklıkta bulunan doğa harikası Abant Gölü Milli Parkı’nda geçtiğimiz günlerde etkili olan kar yağışı yerini güneşli havaya bıraktı. Hava sıcaklığının 1 derece ölçüldüğü bölgede, Abant Gölü’nün kıyıları kısmi buz tuttu. Soğuk havada da ziyaretçilerini ağırlamaya devam eden Abant, kış manzarasıyla fotoğraf tutkunlarına kartpostallık manzaralar sundu.

    Havanın soğuk olmasına aldırış etmeyen vatandaşlar, bölgeyi gezerek bol bol hatıra fotoğrafı çekti.

    İstanbul’dan tatil için Abant’a gelen Ahmet ve Meryem Erdil çifti, “Burası çok güzel, her zaman geliyoruz. Yazın gelmiştik, bir de kışın gelmek istedik. Maalesef hiç kar göremedik, sadece tepelerde kalmış biraz, kar yok. Umduğumuzu bulamadık hiç kar yok. Karların erimesi hiç iyi değil, bu mevsimde buralarda yoğun kar olması gerekiyor” dedi.

  • İki ilde deprem

    İki ilde deprem

    Bolu’da deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre sabah saat 10.55’de merkez üssü Bolu Yeşilköy olan 3.4 büyüklüğünde deprem oldu. Derinliği 15.1 kilometre olan deprem birçok vatandaş tarafından hissedildi. Depremde can ve mal kaybı yaşanmadı.

    İzmir’de sallandı

    Öte yandan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, İzmir’in Buca ilçesi merkezli, 3,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saat 09.57’deki depremin derinliği 10,98 kilometre olarak ölçüldü.

    Depremi hisseden vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı.

  • Karadeniz gazında geri sayım sürüyor

    Karadeniz gazında geri sayım sürüyor

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin, AK Parti Zonguldak milletvekilleri Polat Türkmen ve Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz ile birlikte Filyos Gaz İşleme Tesisinde incelemelerde bulundu. Çalışmalar hakkında son gelişmeleri değerlendiren Bakan Fatih Dönmez, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Yılın ilk haftasında en büyük projelerden olan Karadeniz Doğalgaz Sahası’nda olduklarını ifade eden Bakan Dönmez, kara ve denizdeki çalışmaları aktardı. Karada yüzde 80 seviyesindeki ilerleme oranının yüzde 90’a ulaştığını anlatan Fatih Dönmez, şöyle dedi:

    “Yılın ilk haftasında en büyük projelerimizden Karadeniz doğalgaz sahasındayız. Arkamızda görmüş olduğunuz tesis Karadeniz’den çıkan gazı işleme üzerine kurulmuş, inşaatı devam eden bir tesisimiz bildiğiniz gibi. En son yine 2 hafta önce buraya bir grup gazeteci ile gelmiştik. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Enerji Komisyonu üyelerini ağırlamıştık. Bugün de yine misafirlerimiz var. Sahada o tarihlerde aşağı yukarı yüzde 80 mertebesinde olan karadaki yapım tesisiyle alakalı ilerleme oranı yüzde 90’lara çıkmış durumda. Deniz tarafında da şu anda 50’yi aşkın yerimizde yapım çalışmaları devam ediyor. Deniz tabanındaki montaj çalışmaları tamamlandı. Orada artık tez çalışmalarına başlıyoruz. İnşallah artık 100’üncü yılımıza da girdik. Daha önce de söylediğimiz gibi hedefimiz bir aksilik çıkmadığı takdirde mart sonuna kadar bu projeyi tamamlayıp Karadeniz’in altındaki gazı milletimize sunmak arzusundayız. Tabi çalışmalar hızlandıkça da istihdam ettiğimiz çalışan sayımız doğal olarak artıyor. O tarihte toplam karada ve denizde 7 bin 508 kişi çalışıyordu. Şu anda sadece karada çalışanların sayısı 7 bine yaklaştı ve 2 bin 500 civarında da deniz tarafında çalışanımız var. Onlarla birlikte 9 bin 10 bandına doğru süratle ilerliyoruz. Tam pik dönemdeyiz. Bu aralar artık yaptığımız çalışmaların test ve deneme çalışmaları yapılacak tamamlanacak. Yurt içinde yurt dışında birçok uzman kişi sahada daha fazla hizmet vermeye başlayacak. Ben tekrar bu çalışmamıza iştirak eden başta genel başkan yardımcımız olmak üzere, bölge milletvekillerine, sayın valimize, Türkiye Petrolleri genel müdürleri ve çalışanlarına da teşekkürlerimi sunuyorum.”

    “Türkiye Yüzyılı’na çok büyük katkı sağlayacak”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise 2.5 yıldır süren hummalı çalışmaları hatırlatarak şöyle konuştu:

    “Yaklaşık 2.5 yıldan beri bu alanda hummalı bir çalışma var. Son aşamasına geldiğimiz bu süreçte 7 bine yakın test yapılması gerekiyor. Bu test sonucunda bu doğalgazımız milletimizle buluşacak. Ben bu aşamaya kadar olan hummalı çalışmalarından dolayı Bakanlığımıza, TPAO Genel Müdürümüz ve çalışanlarını tebrik ediyorum. Bundan sonraki süreçteki çalışmalar için de başarılar diliyorum. Gerçekten güçlü bir irade, güçlü bir liderlik güçlü bir hükumet sistemi, güçlü bir devletin ne anlama geldiğini çok net bir şekilde görüyoruz. Çünkü bu doğalgazın çıkartılıp milli sisteme getirilmesi bir milli şirket tarafından TPAO tarafından yapılması dahi başlı başına gerçekten üzerinde durulması gereken ifade edilmesi gereken bir nokta. Diğer taraftan inşallah Türkiye Yüzyılı’nda biz enerjinin yüzyılı Türkiye Yüzyılı olacak. Türkiye enerjisini büyük oranda dışa bağımlılıktan giderecek olarak değerlendiriyoruz. Bu noktada Karadeniz doğalgazımız doğalgazda dışa bağımlılığı yüzde 30-40 pik noktaya geldiğinde giderecek bir noktaya doğru götürecek, çok büyük katma değer sağlayacak. Çok büyük üretim de bize ciddi anlamda yol sağlayacak bir imkan ortaya koyacak. Türkiye Yüzyılı’na katkılarından dolayı Bakanlığımıza ve milletimize hayırlı olsun diyorum. 2023 Mart’ta Rabbim bize açılış yapmayı nasip etsin.”

  • Hulusi Akar’dan Yunanistan açıklaması

    Hulusi Akar’dan Yunanistan açıklaması

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tokat’ta basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu.

    Akar açıklamasında, terörü kaynağında yok etmekte kararlı olduklarını ifade ederek, “Herkesin şunu çok iyi bilmesi lazım. 2013-2015 yılları arasında bir çözüm süreci sürdürüldü. Bu çözüm sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti alicenap davranmak şekliyle herkesin adalete teslim olmasını önerdi, teklif etti. Böyle bir imkan ve fırsat verdi. Bildiğiniz gibi bu husus teröristler tarafından istismar edildi. Bunun üzerine 24 Temmuz 2015 yılından itibaren büyük çaplı operasyonlarımız başladı. Dağlar, tepeler, her taraf temizlendi. Çukur operasyonlarına yeltendiler, bunların da cevabı verildi. Mücadelemiz şimdi Irak’ın kuzeyinde sürüyor. Yurt içi temizlendikten sonra bunların peşini bırakmadık, bırakmayacağız. Bunun da herkes tarafından anlaşılmasını istiyoruz. Çünkü bunların peşini bırakırsak yarın bir gün bunlar derlenip toparlanıp ülkemizin başına bela olabilirler. Biz bunları kaynağında yok etmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

    Suriye’de bulunma gerekçemiz terörle mücadele

    Milli Savunma Bakanı Akar, Rusya’da yapılan görüşmede Türkiye’nin Suriye’de bulunmasının gerekçesinin terörle mücadele olduğunu yinelediklerini belirterek, “Geçtiğimiz günlerde Moskova’da Suriye konulu toplantı yapıldı. Bu toplantıya Sayın Fidan’la birlikte katıldık. Karşı tarafta Rusya ve Suriye’nin savunma bakanları ve istihbarat başkanları vardı. Orada çok açık ve net görüştük. Sayın Cumhurbaşkanımızın defalarca verdiği direktifler doğrultusunda yaptığı açıklamalar doğrultusunda kendi pozisyonumuzu ortaya koyduk. Bizim terörle mücadele konusunda hiçbir şekilde taviz vermediğimizi ve veremeyeceğimizi ve terörle mücadeleden başka bir amacımız olmadığını açık ve net bir şekilde belirttik. Diğer taraftan da ülkemizde 4 milyon civarında Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Buradaki yapımız ve şartlar itibarıyla ilave mülteci alamayacağımızı, yeni bir göç dalgasının bizim için mümkün olmadığını, kabul edilebilir olmadığını, bu nedenle de Suriyeli kardeşlerimizin oradaki topraklarda kalmaları gerektiğini bunun dışında orada başka bir amacımız olmadığını belirttik. Diğer taraftan bizim şu anda Türkiye’de beraber olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var. Bunlara karşı, bunların aleyhinde, bunları zora sokacak, bunları rahatsız edecek, bunların hak ve hukuklarını çiğneyecek herhangi bir karara ve görüşmeye de evet demeyeceğimizin herkes tarafından bilinmesini, herkesin buna göre hareket etmesini ve herhangi bir şekilde Suriyeli kardeşlerimizin provokasyona gelmemelerini, oyunlara düşmemelerini ifade ettik” diye konuştu.

    “Yunanistan, iç politikaya yönelik gerginliği artırıyor”

    Bakan Akar, Yunanistan’ın Ege’de iç politik sebeplerle gerginliği artırdığını ifade ederek, “Bizim Yunanistan ile bazı problem ve ciddi sorunlarımız var. Bu sorunların bir an önce çözülmesi için, gerginliğin giderilmesi için barışçıl yön ve yöntemlerle, diyalogla, uluslararası hukuk çerçevesinde görüşmelerin başlaması için gerçekten Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün bakanlıklarımız, Dışişleri Bakanlığımız, Savunma Bakanlığımız ve diğer bakanlıklarımız azim ve kararlılıkla bu çalışmaları destekliyor. Fakat maalesef bunların hiç birine komşumuz Yunanistan’dan olumlu bir cevap almadık, alamıyoruz. İki yıldan beri bekliyoruz. Bizim Savunma Bakanlığımız arasında görüşmelerimiz vardı, bunlardan ikisini Atina’da yaptık, birini Türkiye’de yaptık. Dördüncüsü için Türkiye’ye gelmeleri lazım, gelmeleri için bekliyoruz. Maalesef bizim beklememize ve davetlerimize rağmen gelmediler. Gelmedikleri gibi maalesef bizi yeni Osmanlıcılıkla, yayılmacılıkla, revizyonizmle, kendilerine göre birtakım kelime ve tanımlarla suçlamaya teşebbüs ediyorlar. Bunların gerçekten hiçbir anlamı yok manası yok, temeli yok. Osmanlıcılıkla ilgili Türkiye ne yaptı? 1923 Lozan anlaşması, sonrasında Barış Konferansı 1947, o zamanlardan beri tüm statüko devam ediyor. Bu statükoyu bozan adaları silahlandıran Yunanistan. Bizim burnumuzun dirine girip provokasyon yapan Yunanistan. Daha dün balıkçılarımızı rahatsız eden Yunanistan. Burada gerçekten ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ türünden her şeyi yapıyorlar; gerginliği artırıyorlar ve bunu da iç politik sebeplerle yapıyorlar. Bunu da biliyoruz. Başka argümanları olmadığı için Yunan halkının da aleyhinde olacak şekilde maalesef bu tip girişimlerde bulunmaya devam ediyorlar. Biz bunlara gerekli cevabı hem sahada hem masada verdik ve vermeye devam ediyoruz. Biz herhangi bir provokasyonda bulunmuyoruz. Taviz ve tecavüzde bulunmuyoruz. Ama bize karşı yapılacak hiçbir taciz ve tecavüzü de karşılıksız bırakmayacağımızı binlerce defa söyledik. Bu konuda kararlıyız” şeklinde konuştu.

    “Yunanistan ‘megali idea’yı perdeliyor”

    Akar, Yunanistan’ın asılsız iddiaları ile ‘megali idea’yı perdelemeye çalıştığını açıklayarak, “Bizi yeni Osmanlıcılıkla suçlayanlara diyoruz ki ‘Ya sizin megali idea’nıza ne oldu?’ Yıllardır megali idea peşinde koşuyorlar, onu gölgelemek ve perdelemek için birtakım anlamsız, hiçbir temeli olmayan kavramlarla Türkiye’yi suçlayarak geri alabileceklerini zannediyorlar. Diyoruz ki güvendiğiniz dağlara karlar yağmadan, aklınızı başınıza alın. Ayaklarınız yere bassın. Biz gerçekten samimi olarak dost elimizi uzatıyoruz, bu dost elini tutmakta geç kalmayın. Tereddüt etmeyin” ifadelerini kullandı.

    “Yanlış hesap Ankara’dan döner”

    Akar, Yunanistan’ı hesabını kitabını iyi yapmaya davet ederek aksi halde yanlış hesabın Ankara’dan döneceğini yineledi. Akar açıklamasında, “Yapılan anlaşmalar çerçevesinde Kıbrıs’taki varlığımız devam ediyor. Biz orada bulunmaya devam edeceğiz. Anlaşmalar çerçevesinde oradayız. Uluslararası hukuka uygun bir şekilde oradayız. Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve hukukunu bugüne kadar çiğnetmedik, bundan sonra da çiğnetmeyiz. Orada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu, mesele artık kurulması değil, mesele tanınması oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kararı budur. Bu istikamette de çalışmalarımız sürüyor. Biz diyoruz ki biz barışçıyız, diyalogdan yanayız. İyi komşuluktan yanayız ey Yunanistan. Fakat diğer taraftan da diyoruz ki ne kendimizin ne de Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını, hukukunu çiğnetmeyiz. Hiçbir şekilde bir oldubittiye izin vermeyiz. Bunda kararlıyız. Çok şükür muktediriz. Hesabınızı, kitabınızı iyi yapın yoksa yanlış hesap Ankara’dan döner” ifadelerine yer verdi.

    “Cin, şişeden çıktı”

    Akar, “Cin, şişeden çıktı” ifadesini kullanarak Türkiye’nin artık kendi silahlarını kendisinin ürettiğini hatırlatıp, kendi uçağımızı da üreteceğimizi söyledi. Akar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Daha düne kadar bizim harp tüfeklerimiz dahil başka ülkelere aitti. Şimdi çok şükür hafif silahlarımızı Türkiye’de yapabiliyoruz. Topumuzu, tankımızı, İHA’larımızı, SİHA’larımızı, TİHA’larımızı ve Kızılelma’yı. Yakında da bu elektronik cihazlar dahil, siber dahil, bunları yapmaya başladık. İnşallah en kısa zamanda kendi uçağımızı da yapacağız. Çatlasalar da, patlasalar da bunu yapacağız. Burada kendi gemilerimiz dahil, büyük savaş gemilerimiz dahil, onların topları dahil. Bunları tasarlıyoruz, bunları imal ediyoruz. İnşa ediyoruz ve ihraç ediyoruz. Bu konuda ne kadar övünsek azdır. Cin şişeden çıktı, inşallah bunun hep birlikte çalışmak suretiyle sonunu getireceğiz.”

  • Mersin’de PKK/KCK’ya gece operasyonu

    Mersin’de PKK/KCK’ya gece operasyonu

    İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesi ve deşifre edilmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede yapılan çalışmalarda, terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde faaliyet yürüten, sokakları hareketlendirerek eylem yapmak üzere arayış içerisinde oldukları tespit edilen A.G., C.A., H.Ö.; geçmiş yıllarda Suriye’de YPG içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen H.D.; sosyal medya hesapları üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütüne özendirici, sahiplenici paylaşımlar yaparak geniş kitlelere yayan ve terör örgütü sempatizanı kazanmaya çalışan D.E., Y.İ., İ.B., F.U. isimli şüpheli şahıslar tespit edildi.

    Bunun üzerine Özel Harekat ve dron desteğiyle eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, belirlenen adreslere tek tek girdi. Şahıslardan 3’ünün Fransa’da öldürülen PKK’lı Leyla Şeylemez’in ölüm yıl dönümünde eylem hazırlığında olduğu öğrenildi. Adreslerinde bulunan şahıslar gözaltına alınırken, aramalar devam ediyor.

     

  • Muharrem İnce’den CHP eleştirisi

    Muharrem İnce’den CHP eleştirisi

    Memleket Partisi Eskişehir İl Binası’nda basın açıklaması yapan Muharrem İnce, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Nuşirevan Elçi’nin röportaj verdiği sırada genel merkezde Türk bayrağının kaldırılması konusunda eleştirilerde bulundu. Muhalefette bayrak kaldıran danışmanların olduğunu söyleyen İnce, “Muhalefete bakıyorum bayrak kaldıran danışmanlar var. Partinin yerel merkezinde basın toplantısı yaparken Türk bayrağını kaldırıyor. Utanmıyor musunuz siz? Yazık günah size, yazıklar olsun size. Türk bayrağını kaldıranları kendinize danışman yapıyorsunuz. Bana neden CHP’den gittin diyorlar, iyi ki gitmişim, sizle mi beraber olacağım?” diye konuştu.

    “51 gün kala beni aday yapmışlardı, tüm zamanlar boş geçmişti”

    ‘Altılı Masa’nın’ aday çıkarma konusunda yorum yapan Muharrem İnce, “Adayı seçime yetiştirirlerse mutlu oluruz. Seçimden sonraya bırakmazlarsa iyi olur. Geçmişte 51 gün kala beni aday yapmışlardı. Tüm zamanlar boş geçmişti, 13 tane vilayete uğrayamamıştım. Büyük ihtimal yine 50 gün kala açıklayacaklardır” dedi.
    Seçim adaylığıyla ilgili Ocak sonu gibi bir açıklama yapacaklarını dile getiren İnce, “Ocak sonu gibi bir açıklama yaparız. Görüştüğümüz partiler var. Zafer Partisi, Doğru Parti, Demokratik Sol Partisi, Adalet Partisi gibi partilerle görüşüyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 30 Aralık ile biten haftada 326 milyon dolar artarak 128 milyar 755 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 34 milyon dolar azalarak 82 milyar 938 milyon dolardan 82 milyar 904 milyon dolara geriledi.

    Altın rezervleri ise 30 Aralık haftasında 361 milyon dolar artarak 45 milyar 490 milyon dolardan 45 milyar 851 milyon dolara yükseldi.