Etiket: güncelhaberler

  • Turuncu kategoride aranan terörist yakalandı

    Turuncu kategoride aranan terörist yakalandı

    İçişleri Bakanlığı, PKK/KCK terör örgütünde sorumlu düzeyde faaliyet yürüten turuncu kategorideki ‘Lilit Amed’ kod adlı Hatun Dağtaş’ın Diyarbakır Emniyetinin çalışması ile yakalandığını duyurdu.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre; Emniyet İstihbarat Başkanlığı koordinesinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nce yapılan çalışmalarda, terör örgütü PKK/KCK ‘sözde Amed eyaletinde’ sorumlu düzeyde faaliyet gösteren turuncu kategorideki Hatun Dağtaş, dün Diyarbakır TEM Şube Müdürlüğü, Özel Harekat Şube Müdürlüğü ve Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gerçekleştirilen operasyonla Kocaköy ilçesinde saklandığı köy evinde yakalandı.

    Teröriste yardım ve yataklık eden 2 kişinin de gözaltına alındığı operasyonda, 1 Kalaşnikof piyade tüfeği,1 tabanca, 2 el bombası ile birlikte çok sayıda mühimmat ele geçirildi.

    EL BOMBALI SALDIRIYI PLANLAYANLAR ARASINDA

    Terörist Dağtaş’ın 26 Temmuz 2011’de Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesinde bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü/Motosikletli Timler Amirliği Hizmet Binasına el bombası atılması olayını planlayan örgüt üyelerinden olduğu, ayrıca Diyarbakır kırsalında gerçekleştirilen çok sayıda eylemin planlayıcısı olduğu tespit edildi. Terörist Dağtaş ile 2 kişinin adli işlemleri devam ediyor.

  • Fransa, Türkiye’yi kırmızı listeye aldı

    Fransa, Türkiye’yi kırmızı listeye aldı

    Fransa, Türkiye’de artan vaka sayıları ile birlikte Covid-19 seyahat kısıtlamaları kapsamında Türkiye’yi turuncu listeden kırmızı listeye aldı. Buna göre, Türkiye 28 Ağustos’tan itibaren yeniden kırmızı listede riskli kategorideki ülkeler arasında yer alacak.

    Türkiye’de devam eden aşılama sürecine karşın vaka sayılarının artış göstermeye devam etmesi ile birlikte Avrupa ülkeleri risk kategorilerini yeniden gözden geçirmeye başladı.

    O ülkeler arasında yer alan Fransa, vaka sayıları 20 binlere yaklaşan Türkiye’yi yeniden turuncu listeden kırmızı listeye aldı.

    Söz konusu karar, 28 Ağustos saat 23:59’dan itibaren uygulanmaya başlayacak.

    AŞILANMIŞ KİŞİLER MUAF

    Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Covid-19 salgınının oldukça aktif bir şekilde sirkülasyonu ve bazı varyantlarının yayılması sebebiyle, 28 Ağustos 2021 Cumartesi günü saat 23.59’dan itibaren Türkiye’den Fransa’ya seyahatlerde tedbirler artırılacaktır.

    Bu tarihten itibaren, Türkiye yeniden kırmızı bölge olarak sınıflandırılan ülkeler arasında yer alacaktır.

    Bu sınıflandırmadan kaynaklanan yeni tedbirlerden, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmış aşılar ile aşılanmış kişiler muaftır.

    Ancak, direkt uçuşla veya üçüncü bir ülkede 14 günden daha kısa bir süre geçirdikten sonra transit olarak Fransa’ya gitmek isteyen ve Fransa topraklarına girme hakkı bulunan aşılanmamış kişiler mücbir bir sebep sunmak durumundadırlar.

    Bu kişiler ayrıca:

    Uçağa binmeden önce havayolu şirketine ve sınır kontrol yetkililerine, 48 saatten daha kısa bir süre önce yapılmış negatif sonuçlu bir PCR testi veya antijen testi ibraz etmek durumundadırlar (12 yaşından küçük çocuklar bu yükümlülükten muaftır);

    Fransa’ya vardıktan sonra antijen testi yaptırmak durumundadırlar;

    Fransa’ya vardıklarında, masrafları tamamen kendileri tarafından karşılanmak üzere, valilik kararnamesi ile ilan edilecek 10 günlük bir karantinaya tabi olacaklar.

    Söz konusu tedbire riayet edilip edilmediği emniyet ve jandarma görevlileri tarafından kontrol edilecektir. İhlali, en az 1000 euro para cezası ile sonuçlanacaktır.”

  • Üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak

    Üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak

    Üniversitelerde yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte yüz yüze eğitim başlayacak.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde, “Yükseköğretim Kurulunun geleceğe dair yeni vizyonunu” açıkladı.

    Kampüslerin tüm ülkede kapanmanın yaşandığı günler hariç açık kaldığını, uygulamalı eğitimlerin bir kısmı ile Ar-Ge çalışmalarının üniversitelerde devam ettiğini aktaran Özvar, hibrit yani karma eğitim modeliyle, çevrim içi uygulamalarla birlikte tedbirler alınarak yüz yüze uygulamalı eğitimlerin de sağlık programları başta olmak üzere çeşitli programlarda yapılabildiğini dile getirdi.

    Yine de küresel salgının eğitim ve öğretim süreçlerinde hasarlar oluşturduğunun bir gerçek olduğunu kaydeden Özvar, şöyle devam etti:

    “Bu yıl, yani 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında salgının gelişme seyri ve ilgili kurum ve kuruluşların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacaktır. Bununla birlikte yükseköğretim kurumlarımızla koordinasyonun sağlanabilmesi için salgının seyrine göre harmanlanmış eğitim modeli de örgün programlarda halen olduğu gibi kullanılmaya devam edebilecektir. Özellikle uygulamalı eğitimlerin gerekli tüm tedbirler alınarak yüz yüze yapılmasının sağlanması program kazanımlarının elde edilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Teorik derslerin ise salgının seyrine göre yüz yüze veya belirli bir oranda uzaktan öğretimle verilebileceğini hatırlatmakta yarar görmekteyim.”

    KAMPÜS VE YERLEŞKELERDEKİ COVİD-19 ÖNLEMLERİ

    Erol Özvar, yüz yüze eğitime hazırlanırken akademik ve idari personel ile öğrencilerin aşılanmalarının tamamlanmasının teşvik edilmesinin, ayrıca sosyal ve ortak kullanım alanlarında alınması gereken tedbirlere riayet edilmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “Kampüs ve yerleşkelerde maske ve mesafe kurallarına uyulması, yurtlarda mümkünse aşılı kişilerle aşısız kişilerin ayrı yerlerde kalmasının sağlanması, aşısız bireylerin PCR takiplerinin yapılması, belirti gösterenler için izolasyon odalarının bulundurulması ve hem yurt hem de yerleşkelerde tıbbi danışmanlık verilebilmesi, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının sağlanması basit gibi görünen ancak salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma koşulları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda maksimum kişi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine önemli uygulamalardır.”

    “GENELGELERLE NETLİĞE KAVUŞACAK”

    Kampüslerin geçen senelerde olduğu gibi yine açık olduğunu, kütüphane ve diğer imkanlardan üniversite yönetimlerinin belirleyeceği usullerle öğrencilerin istifade etmeye devam edeceğini aktaran Özvar, “Salgınla mücadele ve mahallinde yükseköğretimi bağlayacak kararlar ilgili bakanlıkların bugüne kadar aldığı kararlar ile kısmen açıklığa kavuşmuştur ve ilgili diğer hususlar da birkaç gün içinde yayınlanmasını beklediğimiz genelgelerle netliğe kavuşacaktır” dedi.

  • Öldürdüğü kocasından hamile olduğunu öğrendi

    Öldürdüğü kocasından hamile olduğunu öğrendi

    Balıkesir’de şiddet ve cinsel istismar gördüğü eşini tüfekle vurarak öldüren kadın 1,5 aylık hamile olduğunu öğrendi. Bebeği doğurmak istediğini söyleyen Rümeysa Aydın, “Eş katili oldum, bir de bebek katili mi olayım” dedi.

    Balıkesir’de 7 yıllık evli olduğu eşini, tüfekle vurarak öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Rümeysa Aydın’nın 1,5 aylık hamile olduğu ortaya çıktı.

    Karesi ilçesinin kırsal Ziyaretli Mahallesi’nde 2 çocuk annesi Rümeysa Aydın, kendisine sürekli şiddet uyguladığını ve cinsel istismarda bulunarak, ölümle tehdit ettiğini ileri sürdüğü eşi Murat Aydın’ı, 13 Ağustos günü yaşanan tartışmada av tüfeğiyle vurarak öldürdü.

    Eşinin son olarak kendisine bıçak zoruyla cinsel istismarda bulunduğunu iddia eden Rümeysa Aydın’ın yapılan kontrollerinde hamile olduğu anlaşıldı. Aydın, bebeği dünyaya getireceğini söyledi.

    CİNSEL SALDIRI SONUCU HAMİLE KALMIŞ

    Rümeysa Aydın’ın avukatı Neslihan Çallıoğlu da bir açıklama yaptı. Çallıoğlu, “Rümeysa, cinsel saldırı sonucunda hamile kalmış olduğunu öğrendi. Bu konuda şüpheleri varmış ancak test yapılıp, emin olana kadar bu durumu belirtmek istememiş. Ama cuma günü yapılan test sonucunda, Rümeysa’nın 1,5 ay önce uğradığı cinsel saldırı sonucunda hamile kaldığı hususunu tespit etmiş bulunuyoruz” dedi.

    “EŞ KATİLİ OLDUM, BEBEĞİMİN KATİLİ OLMAK İSTEMİYORUM”

    Bu şartlarda bebeği dünyaya getirme düşüncesinin herkesin verebileceği bir karar olmadığını belirten Avukat Neslihan Çallıoğlu, Rümeysa Aydın’ın bebeğe zarar gelmesini istemediğini söyledi.

    Avukat Çallıoğlu, “Rümeysa’nın bu durumu ortaya çıktığında kendisiyle görüşerek, hamileliğini sonlandırma hakkının olduğunu belirttim. Ancak Rümeysa, ‘Avukat Hanım zaten, ben eş katili oldum, bir de bebeğimin katili mi olayım Ben bu çocuğu doğurmak istiyorum’ dedi. Kendisinin bu kararına elbette büyük saygı duyuyoruz” diye konuştu.

  • Mülteci açıklaması: 2 yılda çözeceğiz

    Mülteci açıklaması: 2 yılda çözeceğiz

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “En geç 2 yıl içinde mülteci sorununu çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de evini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Herkes ülkesinde huzur içinde yaşayacak” dedi.

    CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara’da muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle buluştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, bölgesinde güçlü bir ülke haline nasıl gelmesi gerektiği sorusunun sorulması gerektiğini belirterek, “Bütün komşularımızla ilişkilerimizi büyütmek zorundayız. İster Suriye ister Irak ister Yunanistan ister Mısır olsun. Bütün ülkelerle dost olmak zorundayız. Bakınız 3 milyon 600 bin resmi kayıtlara göre Suriyeli var. Resmi olmayanlara göre 5 milyon. Ne olacak bunlara? Biz bunlara 40 milyar dolar para harcadık, 2 yıl önce. Peki bu insanlar ne olacak? Bu yetmedi şimdi Afganistan’dan geliyorlar. Üstelik binlerce kilometreyi aşarak Türkiye’ye geliyorlar ve bir kişi değil, on kişi değil Suriye’deki gibi çocuk, kadın, genç, yaşlı değil. Hepsi genç, neredeyse silahını almış Türkiye’ye gelmiş gençler” dedi.

    ‘GETİRENLERE KIZACAĞIZ’

    Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘bir tek mülteci almayacağız’ açıklamasını yaptığını belirterek, “En tepedeki ‘parayı veren düdüğü çalar’ diyor. Ya arkadaş biz üçüncü sınıf mıyız? Beyler rahat etsin diye bütün sıkıntıyı biz mi çekeceğiz? Bize mi onların rahatı için para veriyorlar? Bu ırkçılık değildir, bakın değerli arkadaşlar. Irkçılık inancımızda da reddetmemiz gereken bir durum ama benim ülkemde bizlere yanlış politikalarla hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor. Türkiye onların taşeronları mı ya? Siz alın. Sizde kişi başına gelir 25 bin dolar, siz alın beyler. Niye biz alıyoruz. Bazen sığınmacılara kızıyoruz, niye kızıyoruz. Getirenlere kızacağız. Onlara kapıyı açana kızacağız. Sığınmacı nasıl geliyor elini kolunu açarak buraya? Nasrettin Hocanın türbesi gibi kapı var ve bütün etraf açık” diye konuştu.

    ‘TERÖRÜ İSLAMOFOBİ OLARAK TANIMLAMAK DOĞRU DEĞİL’

    Kılıçdaroğlu, terör olaylarının dünyanın her tarafında olduğunu, Avrupalıların İslam ülkelerindeki terörü ‘İslamofobi’ olarak tanımladığını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Terörü İslam ülkeleriyle bağdaştırdığın zaman olmaz. Bir yerde terör varsa terörün üzerine gidersin yakalarsın, suçlarsın. Ama terörü İslamofobi olarak tanımlarsan bu doğru değil. Nasıl düzelecek peki? Eğer gerçekten bu ülkede huzur sağlamak istiyorsak hangi görüşten hangi kimlikten olursa olsun hangi yaşam tarzını benimserse benimsesin insanların huzuru için çalışmayı temel ilke edinmek lazım, bunun adı demokrasidir. Demokrasi aynı zamanda herkesin can ve mal güvenliğini sağlamak demektir. En geç 2 yıl içinde mülteci sorununu çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de evini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Esad ile görüşeceğiz. Herkes ülkesinde huzur içinde yaşayacak.”

  • Kabil’e giden Ukrayna uçağı kaçırıldı

    Kabil’e giden Ukrayna uçağı kaçırıldı

    Rus Haber Ajansı TASS’ın haberine göre, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Kabil’e giden Ukrayna tahliye uçağı kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığını duyurdu.

    Rus Haber Ajansı TASS, Kabil’e giden Ukrayna tahliye uçağının kaçırıldığını aktardı.

    Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Yevgeny Yenin, tarafından yapılan açıklamada, Afganistan’a giden Ukrayna uçağının, İran’a uçan kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığını bildirdi.

    Yenin, “Uçağımız kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldı, uçak resmen bizden çalındı. Ukraynalıları tahliye etmek yerine uçak İran’a gitti. Sonraki 3 tahliye girişimimiz de başarılı olamadı çünkü vatandaşlarımız havaalanına giremedi” diye konuştu.

    Ukrayna, 16 Ağustos’ta Afganistan’dan 8’i Ukraynalı 80 kişiyi uçakla ülkeye getirdiklerini duyurmuştu. Ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Afganistan’dan 31’i Ukraynalı 83 kişiyi tahliye ettiklerini bildirdi.

  • Yanan ormanlar filizlerini vermeye başladı

    Yanan ormanlar filizlerini vermeye başladı

    Orman yangınları birçok ağacı küle çevirirken, doğa kendini onarmaya çalışıyor. Antalya ve Muğla’da yangında kül olan alanlarda yeni filizler kendiliğinden çıkmaya başladı.

    Türkiye’nin en büyük orman yangınlarının yaşandığı Antalya ve Muğla’da topraklar filizlenmeye başladı.

    28 Temmuz’da başlayıp günlerce süren yangında göre sadece Antalya ve Muğla’da 124 bin hektar, Türkiye genelinde ise 178 bin hektar alan yangınlarda yok oldu.

    Manavgat’taki yangın alanında olduğu gibi Muğla’da da yanmış alanlarda doğanın kendini yenilediğinin ilk işareti olarak hayıt çiçekleri ve sandallar filizlenmeye başladı.

    İki hafta civarında süren Muğla’daki yanan alanlarda ilk filizler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden yaban hayatı uzmanı Dr. Yasin İlemin tarafından görüntülendi.

    “HAYIT, SANDAL GİBİ MAKİ TÜRLERİ SÜRGÜN VERDİ”

    Yangının yaban hayatına etkileriyle ilgili saha çalışmaları gerçekleştiren İlemin, “Yangınların üstünden neredeyse 3 hafta geçti. Hayıt, sandal başta olmak üzere maki türleri tekrar toprak altından sürgün veriyor ve yeşeriyor” dedi.

    “İLK YAĞMURLARI BEKLİYORLAR”

    Etrafa doğal olarak yayılmış kızılçam tohumları da olduğunu söyleyen İlemin, “İlk yağmurları bekliyorlar sabırsızlıkla. Orman Genel Müdürlüğü çoğu yeri doğal haliyle bırakacak, gerekirse en az müdahaleyle ağaçlandıracak” diye konuştu.

    “HALA HAYAT VAR”

    İlemin, yanan alanlarda hala yaşam olduğuna dair kanıtlar olduğunu da belirtti. “Kızılbaşlı örümcek kuşu yanmış ormanın ortasında bir ahlata konmuş. Yanmış ormanın içinden ağaçkakan sesleri geliyor” diyen İlemin, şunları söyledi:

    “Bu sesler yangına rağmen kızılçamın kalın kabukları altında hala böcekler olduğuna önemli bir kanıt. Kızılçam yansa bile yangına karşı geliştirdiği kalın kabuklarının altında böcekleri korumuş ve alana kuşları davet ediyor.”

    “KARINCALAR KIŞ HAZIRLIKLARINA BAŞLADI”

    Toprak altında kendini korumuş karıncaların yeni delikleri açtığı ve çoktan kış hazırlıklarına başladığını da anlatan Dr. İlemin, “Çalışmalarımız ilgili kamu kurum ve STK’lar ile koordineli olarak devam ediyor. İzleme çalışmaları hayata geçireceğiz. . Yeter ki biz artık doğayı ıslah etmeyi bırakalım. Devam edersek o bizi mutlaka ıslah eder” diye ekledi.

  • Heybeliada’daki orman yangını kontrol altında

    Heybeliada’daki orman yangını kontrol altında

    İstanbul Heybeliada’da orman yangını çıktı. Yangına müdahale için söndürme helikopteri de yönlendirildi.

    Heybeliada, Eski Değirmenyeri bölgesindeki ormanda yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine ekipler sevk edildi. Yangına müdahale için söndürme helikopteri de yönlendirildi. Ekiplerin yangına müdahalesi devam ediyor.

    Orman Genel Müdürlüğü’nden açıklama

    Heybeliada’da çıkan orman yangınıyla ilgili Orman Genel Müdürlüğü açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, yangının saat 13.07’de başladığı ilk müdahalenin ise saat 13.10’da yapıldığı kaydedildi.

    Yangına 1 uçak, 3 helikopter ve 5 arazöz ile müdahalenin sürdüğü ifade edildi.

    İstanbul Valiliği’nden Heybeliada’daki orman yangınına ilişkin açıklama

    İstanbul Valiliği’nden Heybeliada’da çıkan orman yangınına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, “Emniyet, İtfaiye ve Orman Harekât Merkezlerinden alınan bilgilere göre; bugün saat 13.15’te Adalar İlçemiz Heybeli ada Kuleli Köşk mevkiindeki ormanlık alanda yangın çıkmıştır. Söz konusu bölgeye süratle güvenlik, itfaiye ve Orman Bölge Müdürlüğü yangın söndürme ekipleri sevk edilmiştir. Ekiplerimizce; 3 itfaiye, 2 arazöz, 1 toma ile karadan, 3 yangın söndürme helikopteri ile havadan söndürme çalışmalarına devam edilmektedir. Balıkesir ve Bursa’dan sevk edilen 2 helikopter ile İzmir, Muğla ve Antalya’dan sevk edilen 4 yangın söndürme uçağı ve 2 adet itfaiye aracı adaya hareket halindedir. Yangının çıkış sebebiyle ilgili soruşturma başlatılmıştır.” denildi.

    Yangın kontrol altına alındı

    İstanbul Valisi Ali Yerlikaya Heybeliada’da çıkan orman yangınının saat 14.55 itibarıyla kontrol altına alındığını açıkladı.

    İstanbul Valisi Ali Yerlikaya Heybeliada’da çıkan orman yangınının kontrol altına alındığını sosyal medya hesabından açıkladı. Yerlikaya’nın paylaşımında, “Heybeliada’daki yangın 14.55 itibarıyla kontrol altına alınmıştır. Soğutma çalışmaları devam etmektedir. Heybeliada halkına ve yangın söndürme ekiplerimize teşekkür ediyorum. İstanbul’umuza geçmiş olsun.” ifadeleri yer aldı.

  • PCR testleri ücretli mi olacak?

    PCR testleri ücretli mi olacak?

    İlgiyle takip edilen Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşı olmayan öğretmen ve üniversite öğrencileri ile üniversite çalışanlarından düzenli PCR testi yaptırmalarının isteneceğini açıkladı. Açıklamalar sonrası “PCR testi ücretli mi olacak?” sorusu vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Peki PCR testi ücretli mi olacak? Aşı olmayan öğretmen ve üniversite öğrencileri için PCR testi ücretli mi? İşte ayrıntılar…

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün düzenlenen Kabine toplantısı sonrası aşı olmayan üniversite öğrencisi ve üniversite çalışanlarının düzenli olarak PCR testi yaptırmalarının isteneceğini duyurdu. Buna göre 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla beraber henüz aşı olmamış öğretmen ve personellerden haftada en az 2 defa PCR testi yaptırması istenecek.

    PCR TESTİ ÜCRETLİ Mİ OLACAK?

    Kritik kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aşı olmayan öğretmen ve üniversite öğrencileri ile üniversite çalışanlarından düzenli PCR testi yaptırmalarının zorunlu hale geldiğini açıkladı.

    Konu ile ilgili yapılan açıklamalar sonrası PCR testlerinin ücretli mi ücretsiz mi yapılacağı merak ediliyor.

    ÜCRETSİZ YAPILACAK

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, testlerin devlet hastanesinde ücretsiz şekilde yapılacağını açıkladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuyla ilgili “Aşı olmayan üniversite öğrencilerimizin ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.” ifadelerini kullandı.

  • Meteoroloji’den korkutan haritalar

    Meteoroloji’den korkutan haritalar

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün temmuz ayına ilişkin meteorolojik kuraklık durumunu gösteren haritalarında, özellikle güney ve iç kesimler başta olmak üzere ülkenin yarısından fazlası için ‘olağanüstü kurak’ ve ‘şiddetli kurak’ tehlikesine işaret edildi.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, temmuz ayı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarının ardından, bu kez de temmuz ayı ve son bir yıllık döneme ait kuraklık durumunu gösteren haritaları yayınladı. Standart Yağış İndeksi (SPI- Standardized Precipitation Index) ve Normalin Yüzdesi Metodu (PNI – Percent of Normal Index) şeklinde iki farklı metotla hazırlanan meteorolojik kuraklık haritalarında, geçen aylarda olduğu gibi ‘olağanüstü kurak’ ve ‘şiddetli kurak’ olan bölgelerin yoğunluğu dikkat çekiyor.

    TEMMUZ ŞİDDETLİ KURAK GEÇTİ

    Normalin Yüzdesi Metodunda, 2021 Temmuz ayı Meteorolojik Kuraklık Durumu’na göre, 1 aylık (Temmuz 2021) haritada, Türkiye’nin yarısından fazlası ‘şiddetli kurak’ olarak görülüyor. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da, Adana’nın bir kısmı hariç tamamı ‘şiddetli kurak’, Doğu’da Malatya, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis bölgeleri yine aynı şekilde ‘şiddetli kurak’ olarak gösteriliyor.

    Ege’de Muğla, Denizli ve Afyonkarahisar’ın bir kısmı hariç tüm bölgede ‘şiddetli kurak’ tehlikesi var. Marmara’da Trakya’nın neredeyse tamamı, Balıkesir ile İç Anadolu’da ise Konya, Karaman, Kırıkkale, Yozgat, Sivas’ın bazı kesimleri harici ve Karadeniz’de Kastamonu’nun güneyiyle Samsun’da bir bölge ‘şiddetli kurak’ olarak temmuz ayını yaşadı.

    Son üç aylık ve bir yıllık verilere göre ise Ege’nin kıyı kesimlerinden Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun tamamıyla İç Anadolu’nun bazı bölgeleri yine şiddetli kurak, orta şiddette kurak ve hafif kurak olarak gösterildi. Bu bölgelerin çevresi de diğer şiddetlerdeki kuraklığı yaşadı. Marmara, Karadeniz, Ege’nin kuzeyi ve İç Anadolu’nun büyük kesimi ise normal veya çeşitli düzeylerde nemli geçti.

    OLAĞANÜSTÜ KURAKLIK YAŞANIYOR

    İkinci metot olan Standart Yağış İndeksi’ne (SPI) göre ise temmuz ayı sonu itibari ile son üç aylık meteorolojik kuraklık verilerinin yer aldığı haritada, ‘olağanüstü kurak’, ‘çok şiddetli kurak’ ve ‘şiddetli kurak’ alanlar büyük dikkat çekiyor. Muğla ve Antalya’nın doğu kıyıları, Hatay ve kuzeyi, Şırnak ve Hakkari arasındaki bölge, Trabzon’da küçük bir kesim ile Doğu Anadolu’da Erzurum, Tunceli, Bingöl ve Muş ‘olağanüstü kuraklık’ yaşayan bölgeler oldu. Son 6 aylık ve 1 yıllık SPI haritalarında ise meteorolojik kuraklık şiddeti ülke genelinde Marmara haricindeki tüm bölgelerde daha da artıyor.

    HİDROLOJİK VE TARIMSAL KURAKLIK

    Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’de özellikle son iki yıldır olağanüstü, şiddetli boyutlarda yaşanan meteorolojik kuraklığın sebebi olarak göller ve derelerin kuruması ve sularının azalmasını gösterdi. Meteorolojik kuraklığın hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığı doğrudan etkilediğini ve aşırı oranda artırdığını açıklayan Dr. Kesici, “Bu üç kuraklık birbirine bağlı. Örneğin meteorolojik kuraklık olunca doğal göller, göletler ve nehirlerde suya artan taleple birlikte sularımız aşırı kullanımla azalmaktadır. Hidrolojik kuraklık göller, göletler ve derelerde suların azalmasına, ülkemizde yaşanmakta olan tarımsal kuraklığa neden olmaktadır. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı besleyen dere ve nehirlerin önüne gölet yapılmasından vazgeçilmelidir. Bu ısrar doğal göllerimiz, ana su kaynaklarımızın kurumasına neden olmaktadır” dedi.

    SUYUN DÖNGÜSÜ İLKESİ

    Meteorolojik kuraklığın tarımsal üretimde hem verim hem de kalite kaybına neden olacağı uyarısında da bulunan Dr. Kesici, su kaynaklarımızın yüzde 80’inin kullanıldığı vahşi tarımsal sulamadan ise mutlaka vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Kesici, “Bilinçli tarım yapılarak bu kaynakların kurumasına engel olunursa, bu bölgelerde nemin artması, yağışın da artmasına neden olacaktır. Bu ilke çok basit bir suyun döngüsü veya suyun çevrimi ilkesidir. Birçok ülkede yer altı, yer üstü doğal su kaynaklarının kirletilmemesi, bilinçli kullanımı sonucu meteorolojik kuraklık önlenebilir. Ülkemizde de bütün dünyada olduğu gibi meteorolojik kuraklığa neden olan koşullardan bir tanesi de sera gazı oluşumu, küresel ısınma” diye konuştu.