Etiket: güncelhaberler

  • Memur alımlarında yeni dönem

    Memur alımlarında yeni dönem

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Elektronik Kamu İstihdamı Portalı (EKİP) ile kamu personeli alımlarını tek bir sistem üzerinden hızlı bir şekilde gerçekleştireceklerini duyurdu.

    Selçuk, “Böylece kamuya yapılacak tüm personel alım ilanlarının tek adresten ve en güvenilir şekilde yapılmasını planlıyoruz” dedi.

    EKİP projesi ile birlikte kamuda yeni bir dönemi başlatacaklarını bildiren Bakan Selçuk, nitelikli personel istihdamını da böylece kolaylaştıracaklarını kaydetti.

    Bakan Selçuk, projenin kamu istihdamına katılımı artıracağını da belirterek, personel temini sürecinde en nitelikli kişiye en kısa sürede ve en ekonomik yöntemlerle ulaşacaklarını söyledi. Halihazırda kamu personeli alım ilanlarının birçok platform üzerinden yayınlandığına dikkat çeken Bakan Selçuk şunları söyledi:

    “EKİP 2021 yılı yatırım programına alındı. Proje ile artık tüm kamu personeli alım ilanlarının internet sitesi üzerinden yayımlanmasını sağlayacağız. Hem adaylar hem de kurumlar için daha efektif bir hizmet sunacağız.”

    E-DEVLET İLE ENTEGRASYONU SAĞLANACAK

    EKİP’i ayrıca e-Devlet ile entegre edeceklerinin bilgisini veren Bakan Selçuk, “Özellikle kamu personeli adayları istihdama ilişkin bilgilere ve birçok çevrimiçi işleme 7/24 ulaşabilecek” ifadelerini kullandı.

    PERSONEL ALIMI DAHA DÜŞÜK MALİYETLİ VE HIZLI OLACAK

    Daha düşük maliyetli ve daha hızlı personel alımı sürecinin de başlayacağının altını çizen Bakan Selçuk, “Fiziki evrak üzerinden görülen birçok işlem sanal ortama aktarılacak. Dolayısıyla iş yükünü önemli oranda azaltacağız. Projemiz ayrıca kamu personel planlama işlemlerine de katkı sağlayacak” dedi.

    Kamu personel alımlarında teknolojik gelişmelerden maksimum düzeyde istifade ettiklerini aktaran Bakan Selçuk, şöyle devam etti:

    “Personel alımlarını daha disiplinli, anlaşılır ve daha erişilebilir hale getireceğiz.Bu projemiz, vatandaş odaklı hizmet anlayışımızdan hareketle tek bir merkezden kamuoyuna açık bir şekilde hizmet vereceğinden açık ve şeffaf devlet anlayışımıza da katkı sağlamasını öngörüyoruz.”

  • Bursa Valiliği’nden zirai don uyarısı!

    Bursa Valiliği’nden zirai don uyarısı!

    Bursa Valiliği, vatandaşları zirai dona karşı uyardı.

    Bursa Valiliği 12 Mart Cuma saat 00:00’dan 14 Mart Pazar günü saat 06:00’a kadar sürmesi beklenen uyarıda, “Eskişehir Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezince yapılan son değerlendirmelere göre, ilimizde hafif şiddette zirai don olayı beklendiğinden tarımla uğraşan vatandaşlarımızın meydana gelmesi muhtemel olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadelerine yer verildi.

  • Bursa’da evlerinde yörük kültürünü yaşatıyorlar

    Bursa’da evlerinde yörük kültürünü yaşatıyorlar

    Bursa’da yaşayan Yörük bir aile evinin üst katını binden fazla antika obje ile adeta müzeye çevirdi. Ev sahibi Firdevs – Aydın Akman çifti, kültürlerini yaşatmak adına böyle bir şey yapmaya karar verdiklerini ifade etti.

    Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yaşayan 2 çocuklu Firdevs ve Aydın Akman çifti Yörük Türkmen geleneğini evlerinde yaşatıyor. Evlerinin üst katına binden fazla antika obje ile doldurarak adeta müzeye çeviren Akman çifti, kendi aralarında düzenledikleri etkinliklerle kültürlerini gelecek kuşaklara aktarıyor.

    Tarım aletlerinden silahlara, eski radyolardan çömleklere, saatlerden süs eşyalarına kadar yüzlerce objeyi 15 yıldır toplayan Aydın Akman, “Toplayıp depoda duran eşyalarımızı çok fazla değerlendiremiyorduk. Sonra evimizin üstünde bize aile olan bir daireyi bu iş için kullanalım istedik. Büyük objeleri getiremedik, onlar köyde duruyor. Tarım aletlerinden giyim kuşama kadar, evde hamur yaptığımız teknelere kadar her şey mevcut.

    Hayvanlarımıza taktığımız çanlarımız da duruyor. Binden fazla eşyamız var. Bursa’nın içinde eşimizle dostumuzla, yöresel yemeklerimizle Yörük kültürünü yaşatıyoruz. Bizim gecelerimize sıra gecesi değil de konak gecesi diyoruz. Pandemiden dolayı yapamıyoruz ama ondan önce ayda en az bir kere toplanıyorduk. Gün yapmaya çevirmiştik. Günlerimizi burada yapıyorduk” dedi.

    Ellerindeki objeleri satmadıklarının altını çizen Aydın Akman, “İnsanlar bizim bu tarz eşyalar biriktirdiğimizi biliyor ve önce bize getiriyorlar. Bizde bütçemiz doğrultusunda satın alıyoruz. Biz satıcı değiliz. Biz sadece sergiliyoruz. Geçmişimizi çocuklarımıza göstermek, kültürümüzü yaşatmak için böyle bir şeye giriştik” diye konuştu.

    Firdevs Akman ise evlerinde kültürlerini yaşattıklarını belirterek, “Ahbaplarımızla birlikte oturuyoruz. Yemek yiyor, çay içiyoruz. Türküler söylüyoruz. Evimizi görenler çocukluk yıllarına iniyor, hayran kalıyorlar. Komşularımız da çok beğeniyor. Her yerden misafirlerimiz geliyor. Dedelerimizin, ninelerimizin kullandığı eşyaları evimizde sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Yurt içindeki terörist sayısını açıkladı

    Yurt içindeki terörist sayısını açıkladı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Son 4 yılda PKK’nın yurt içindeki silahlı terörist sayısı yüzde 83 oranında azalmıştır ve neredeyse 300’ün altına gerilemiştir” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki otelde düzenlenen ‘Özel Harekat Birim Amirleri Eğitim ve Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Toplantıya Bakan Soylu ile birlikte Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, emniyet müdürleri ve özel harekat personeli katıldı. Bakan Soylu, Batı’nın PKK’yı dünyaya iyi huylu bir tümör olarak pazarlamaya çalıştığını; ancak PKK’nın habis bir ur olduğunu belirterek, “Katliam yapan, uyuşturucu ticareti yapan, masum ve silahsız insanları acımasızca öldüren, kaçırıp işkence eden bir terör örgütüdür. Verdikleri destek, TIR’lar dolusu silahtan ibaret değildir. PKK’nın uluslararası alanda reklam kampanyası da yine Batı ülkeleri tarafından en şiddetli şekilde yapılmaktadır” dedi.

    ‘YURT İÇİNDEKİ TERÖRİST SAYISI 300’ÜN ALTINA GERİLEMİŞTİR’

    FETÖ’nün PKK’nın üst aklı olduğunu ifade eden Soylu, yakaladıkları her teröristin, her itirafçının ve yöneticilerin ortaya koyduğu her söylemin bu gerçeği teyit ettiğini söyledi. Soylu, 15 Temmuz öncesi karşılıklı anlaşmalarının, birbirlerine alan açmalarının, destek olmalarının, uluslararası mahfillerde kol kola girmelerinin, 15 Temmuz’da FETÖ’nün uğradığı mağlubiyetten sonra PKK’nın sahayı doldurmaya çalışmasının, bu ilişkinin en net göstergelerinden biri olduğunu kaydetti. Soylu, “Ortaya konulan bütün bu kirli planların ve hesapların karşısında Türkiye olarak aslında biz şunu yaptık; direndik, güçlendik ve bastırdık. Birileri istedikleri kadar konuşsunlar netice ortadadır. PKK’nın elebaşları, örgüt içine güya moral vermek için ileri geri konuşuyorlar, müzahir yayın organları ve hatta müzahir siyasi yapıları aldıkları sufleleri tekrarlıyorlar ancak herkes biliyor ki bugün PKK’nın içeride eylem kabiliyeti sınırlıdır. Son 4 yılda PKK’nın yurt içindeki silahlı terörist sayısı yüzde 83 oranında azalmıştır ve neredeyse 300’ün altına gerilemiştir. Örgüte katılım tarihin en düşük seviyesinde. Örgütten kopmalar da tam tersine tarihinin en yüksek seviyesindedir. Yıllık 5 bin 558 katılım rakamını görmüş olan PKK terör örgütüne, 2019’da 132 kişi katılmıştı, 2020’de bu sayı 53 oldu, yurt içinden bu sayı 2021 yılı için halen 2 kişidir. 53 kişinin katıldığı 2020’de ikna ile teslim sayımız 243 oldu. Yani terör örgütüne katılım sayısının yaklaşık 5 katı” ifadelerini kullandı.

    ‘TERÖR ÖRGÜTLERİNE BAKIŞIMIZ NETTİR’

    Bakan Soylu, terörle mücadelede bu devletin, bu teşkilatın, sahada görev yapanların kafasının net olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Kendimize inanıyoruz. Büyük devlet kapasitemize inanıyoruz ve bu kapasiteyle beraber, iki asra yaklaşan tecrübeye sahip kurumlarımızla, tarihin en köklü ordularından biri olan ordumuzla beraber bu mücadeleyi veriyoruz. İfade ettiğim gibi, bu mücadelede kafamız nettir. PKK’ya, FETÖ’ye, DEAŞ’a, sol terör örgütlerine bakışımız nettir. Burada bir kafa karışıklığına fırsat vermemek gerekir. Sahada kazandığımızı masada harcamak isteyenlere, sahadaki terör örgütünü sosyal medyada ‘marjinal dernek’ gibi göstermek isteyenlere de fırsat vermemek lazım. Bize PKK’yı anlatmak isteyenler, gitsinler Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan ailelere anlatsınlar.”

    ‘PKK’NIN İÇ YAZIŞMA DİLİ TÜRKÇEDİR’

    Kamuoyunun pek bilmediği bir şeyi açıklamak istediğini ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

    “Sözcüleri bunu pek dillendirmezler; ama terör örgütü PKK’nın iç yazışma dili Türkçedir. Geçtiğimiz günlerde istihbarat birimlerimiz, PKK’nın birkaç saha sorumlusunun Kandil’deki yönetime yazdıkları raporları ele geçirdi. El yazısıyla sayfalarca yazmışlar. Hepsinin cümleleri gayet düzgün, ifadeleri net, sayfalarca yazıda neredeyse bir tane karalama yok. Şunu görmek lazım; bu örgüt ve onların aracıları, evlat nöbeti tutan o anne babaların öğretmen olacak, mühendis olacak çocuklarını kaçırdılar. Bu örgütü dünyadaki her insan doğru tanımalıdır. Dünyanın en kadim medeniyet şehirlerine, turizm cenneti olacak şehirlerine, yaylalarına terör belasını musallat ettiler. Yıllarca sivil katliam yaptılar. Kurulduğu lanet günden beri 6 bin 21 masum sivili katletti” diye konuştu.

  • Altında yükseliş sürecek mi?

    Altında yükseliş sürecek mi?

    Yeni haftaya yükselişle başlayan altın fiyatları, Joe Biden’ın 1,9 trilyon dolarlık mali teşvik paketinin ABD Senatosu’nda onaylanmasından etkilendi. Öte yandan gram altın ise dolar/TL’deki yatay seyirden dolayı küresel altın fiyatlarındaki yükselişi takip etti. Uzmanlar tahlil faizlerindeki artışa rağmen altının yüksek enflasyon beklentisiyle artabileceğini öngördü.

    Yeni haftaya yükselişle başlayan altın fiyatları Biden’ın koronavirüs yardım paketinin ABD Senatosu’nda onaylanmasını destek buldu ve tekrar 1.700 doların üzerine çıktı. Küresel altın fiyatlarındaki yükselişi izleyen gram altın, yeni haftada yatırımcısını sevindirdi. 2021 yılına 454 TL seviyelerinde başladıktan sonra küresel altın fiyatları ve dolar/TL kurundaki gerilemeyle düşen gram altın fiyatları yüzde 13’ten fazla değer kaybederek 400 TL’nin altını görmüştü. Uzmanlar altın fiyatlarının tahlil faizlerindeki yükselişle düştüğünü yorumladı.

    GRAM ALTIN HAFİF ALICILI SEYREDİYOR

    Dinamik Menkul gram altının 416,91 lira seviyesini aştığı durumda 440,33 direç seviyesini izleyeceğini belirterek şu açıklamayı yaptı;

    “Ons altındaki düşüş ve kurların yükselmesi etkisiyle güne hafif alıcılı devam eden Gram Altın, 416,91 direnç seviyesi altında işlem görmeye devam etti. Bu seviye altında 4 saatlik bar kapanışına devam etmesi halinde pozitif algı sınırlı kalabilir. Bu durumda ilk destek seviyemiz 395,16 olacaktır. Aksi halde, 416,91 seviyesini aşması durumunda ise 440,33 direnç seviyesini izliyor olacağız.

    Destek: 395,16 – 362,36 – 340,95
    Direnç: 416,91 – 440,33 – 450,19 ”

    “ALTIN DEĞER KAZANABİLİR”

    Stratejist Tunç Şatıroğlu altın analizinde altın fiyatlarının ABD’deki 10 yıllık tahlil faizlerindeki artışa rağmen artabileceğini belirterek şu açıklamayı yaptı;

    “Paket Senato’da onaylandı ancak henüz ABD’de de piyasa açılmadığı için net konuşmak için erken olmakla beraber piyasalarda özellikle altın ve dolar üzerinde etkili olan ABD 10 yıllık faizlerinde bir geri çekilme olmadığını görüyoruz. Henüz altına yaramadı.

    ABD 10 yıllık faizleri artmaya devam edebilir ancak enflasyon beklentileri daha çok artacak olursa o zaman faizdeki artışa rağmen altın yine de değer kazanabilir. Bu paketin enflasyon beklentilerini nasıl değiştirdiği ancak ABD açıldıktan sonra belli olur.

    1700 dolar civarında hareket ediyor. 10 yıllıklardaki artış yükselişi baskılıyor. Ancak altın düşüş trendinde olduğu için teşvik fiyatlandı denemez. 4 saatlikte 1720’nin üzerine çıkmadan yükseliş başladı diyemeyiz. 1680 destek.” dedi. Şatıroğlu güncel altın grafiğini şu şekilde paylaştı;

    ‘ONS ALTINDA 1.715 DOLAR KIRILMA NOKTASI’

    Meksa Yatırım’ ın günlük analiz bülteninde, ons altın için 1.715 seviyesini kırılma noktası olarak gösterilerek şu yorum paylaşıldı;

    “Altın 1706 altındaki geri çekilme beklentimizi karşılaşa da, 1687 desteğimize kısa bir mesafe kala, alıcılar ile karşılaştı. Bugün ise 1715 seviyesini kırılma noktası olarak belirleyebiliriz.
    1715 üzerine çıkması durumunda 1725 – 1740 hedef konumunda olabilir.

    1715 altında tutunmamız durumunda ise 1687 – 1680 – 1670 – 1650’ye doğru gerileme izleyebiliriz.”

    ‘ONS ALTIN AŞAĞI YÖNDE BASKILANIYOR’

    Ahlatçı Yatırım altın analizinde, tahvil faizlerinin ons altını aşağı baskılamaya devam ettiğini belirterek şu açıklamayı yaptı;

    “Ons altında ABD Dolarında değer kazanımı ve ABD tahvil faizlerinde yükseliş ile birlikte aşağı yönlü baskı devam ediyor. Özellikle ABD tarafında 1,9 Trilyon Dolar destek paketinin Senato’da kabul edilmesi ve geçtiğimiz haftanın son işlem günü açıklanan Tarım Dışı İstihdam (TDI), işsizlik ve saatlik kazançlar verilerinin beklenenden iyi açıklanması ile Dolar endeksi değer kazanırken ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,60 üzerine çıkması ile Ons altın 1700 Dolar seviyesi altında fiyatlanıyor. Orta vadede 1700 Dolar üzerine kalıcı yükseliş gerçekleşmezse aşağı yönlü hareket devam edebilir. Veri akışının sakin olduğu günde 1700 Dolar aşağısında 1671 Dolar seviyelerien kadar geri çekilme yaşanabilir. 1700 Dolar üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda ise 1715 ve 1725 Dolar seviyelerinde yükselişler görülebilir.

    Destekler: 1687 / 1680 / 1671

    Dirençler 1695 /1705 / 1712 “

  • Orhangazi’de TOKİ konutlarının teslimi başladı

    Orhangazi’de TOKİ konutlarının teslimi başladı

    Orhangazi’de yapımı tamamlanan 292 adet konut, cami ve ticaret merkezinden oluşan TOKİ 4. etap projesinde daireler hak sahiplerine teslim edilmeye başladı. Vatandaşlar sabahın erken saatlerinden itibaren konutların bulunduğu Hamzalı yolundaki proje alanına gelerek TOKİ yetkililerinden evlerini teslim aldı.

    Toplu Konut İdaresi tarafından Orhangazi’de yapımı tamamlanan TOKİ konutlarının hak sahiplerine teslimine başlandı. TOKİ tarafından 2+1 ve 3+1 tipi konut inşa edilen Hamzalı yolu üzerindeki konutlar için sabah Belediye Başkanı Bekir Aydın, Ak Parti ilçe başkanı Gökhan Ulusu ve MHP İlçe başkanı Çetin İnci, konut hak sahiplerine konutlarının anahtarlarını teslim etti.

    Belediye Başkanı Bekir Aydın, Orhangazi’de TOKİ 4. etap konutların tamamlandığını belirterek, konutlarımız bütün hak sahiplerine hayırlı olsun dedi. Mart ayı sonuna kadar konut teslimlerinin süreceği TOKİ 4. etapta 292 adet konut bulunuyor. İlk gün 26 adet konutun teslimi yapılıyor. Vatandaşlar ise teslim aldıkları konutlarını görevliler eşliğinde gezip inceledi. Hak sahipleri konutlara tam not verdi.

  • Osmangazi’de sosyal tesisler kapılarını açtı

    Osmangazi’de sosyal tesisler kapılarını açtı

    Osmangazi Belediyesi, Cumhurbaşkanlığının COVİD-19 salgınıyla mücadelede “Kontrollü Normalleşme” sürecine ilişkin düzenlemelerinin ardından sosyal tesislerinin kapılarını yeniden vatandaşa açtı.

    Maske, mesafe ve hijyen kurallarının sıkı bir şekilde uygulandığı tesislerde, sabah 09:00 ile akşam 19:00 saatleri arasında kapasitelerinin yüzde 50’si kadar müşteri kabul ediliyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kontrollü Normalleşme” düzenlemeleriyle ilgili açıklamalarının ardından Osmangazi Belediyesi’nin Değirmen, Sarıalan, Gökdere, Haraççıoğlu ve Soğukkuyu sosyal tesisleri hizmete açıldı. Sümbüllü Bahçe Konağı ise, yasakların uygulandığı süreçte başlatılan bakım ve onarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından, kısa süre içerisinde müdavimlerini ağılayacak.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Covid-19 salgını süreciyle birlikte, tedbirleri en üst seviyeye çıkardıklarını ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, maske, mesafe ve temizlik konusunda adeta seferberlik ilan ettiklerini söyledi. Bu süreçte, belediye bünyesindeki sosyal tesisleri de kapattıklarını söyleyen Başkan Dündar, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Mart 2021 itibariyle “Kontrollü Normalleşme” sürecine geçildiğini açıklamasıyla birlikte, sarı kategoride yer alan Bursa’da restoran ve cafe gibi toplu hizmet veren yerler açıldı. Bizler de, vatandaşlarımızın sağlığı için tedbirleri en üst seviyede tutarak tesislerimizi açma kararı aldık. Yüzde elli kapasiteyle hizmet vermeye başlayan tesislerimizde, HES kodu, maske, mesafe ve temizlik kurallarına titizlikle dikkat ediliyor. Kontrollü normalleşme sürecinde aldığımız güçlü tedbirlerle hemşerilerimizi sosyal tesislerimize bekliyoruz” diye konuştu.

  • 70 ilde korona mutasyonu saptandı

    70 ilde korona mutasyonu saptandı

    Prof. Dr. Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı vaka sayılarında Ordu ile Şırnak arasında 130 kat fark olduğuna dikkat çekerek “Sağlık Bakanlığı’nın bu ülkenin 81 ili arasında bu kadar yüksek farklılığın nereden kaynaklandığını açıklaması gerekir” dedi. Kovid-19’un İngiltere varyantının da şu ana kadar 70 ilde saptandığını belirten Pala, “Her yerin toptan açılması geçen yıl yaşadığımız sıkıntıları tekrar karşımıza getirecek” değerlendirmesini yaptı.

    Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, katıldığı televizyon programında normalleşme kararları, COVID-19 vaka sayıları ve aşılama çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    “ORDU İLE ŞIRNAK ARASINDA 130 KAT FARK VAR”

    Normalleşme kararlarını değerlendiren Pala, şunları söyledi:

    * Kısıtlamaların bu haliyle sürdürülmesi doğru değildir. Bir süredir sıklıkla vurguladığımız gibi pandeminin yükü emekçilere, esnafa ve 65 yaşın üstündeki yurttaşlarımıza yüklenmişti.

    * Bizim pandemiye yanıt verirken yeni bir takım kararlar alma zorunuluğumuz vardı. Kararlar alınırken arkasında bilimsel veriler ve salgın bilimi doğrultusunda hazırlanmış öneriler olmalı.

    * Bu kararlar açıklanırken Bilim Kurulunun bu kararların neresinde olduğunu toplum henüz duyabilmiş değil. Bu kararlar açıklandı ama kararlar ile bakanlığın 3 haftadır peş peşe açıkladığı 100 binde olgu sayıları arasında ciddi tutarsızlıklar var.

    Sağlık Bakanlığı’nın 3 haftadır açıkladığı illere göre her 100 bin kişide haftalık vaka sayılarını yorumlayan Pala, “Dün açıklanan veri setine baktığımızda, 22-28 Şubat tarihlerini içermesi gerekirken 20-26 Şubat tarihlerini içeren bir 7 haftalık raporla karşılaştık. 20-21 Şubat tarihleri bir önceki raporda da kapsanıyordu” dedi.

    En son açıklanan 3. haftalık 100 bin kişi başına düşen olgu sayılarına dikkat çeken Prof. Dr. Kayıhan Pala, şu değerlendirmeyi yaptı:

    * Ordu ile Şırnak arasında 130 kat fark var. 7 günde görülen 100 bin kişiye düşen yeni olgu sayısı Ordu’da 300 civarında. Şırnak’ta 2,2 civarında.

    * Sağlık Bakanlığı’nın bu ülkenin 81 ili arasında bu kadar yüksek farklılığın nereden kaynaklandığını açıklaması gerekir ki biz daha sonra, bizim risk haritamız diye belirlediği renklendirilmiş illere göre riskleri veriler ışığında değerlendirebilelim.

    * Şu anda bunu değerlendirmekten uzağız. Çünkü tek başına 100 bin kişi üzerine açıklanan olgu sayıları süreci açıklamaya yetmez.

    “POZİTİFLİK ORANI YÜZDE 8’LER CİVARINDA”

    4 tane daha verinin açıklanması gerektiğini belirten Pala, bunları şöyle açıkladı:

    * Bu illerde bin kişi başına günde kaç test yapılıyor? Gerçekten Şırnak’taki olgu sayısının azlığı, test sayısı Ordu’da yapıldığı kadar olduğu için mi yoksa test yapılamadığı için mi bunu bilmiyoruz.

    * Ayrıca illere göre testlerdeki pozitiflik oranlarını bilmemiz gerekir. Dünyada kabul edilen resmi konsept, eğer 100 testten 3’ten fazlasında sizin pozitiflik oranınız varsa salgın kontrol altında değil demektir.

    * Türkiye yüzde 8’ler civarında şu anda. Biz illere göre hastalığı geçirip antikor geliştirenlerin oranlarını da bilmiyoruz. Örneğin Şırnak’ta böyle bir durum mu var?

    * Son 6 aydır hastalık çok yüksek oranda geçirildiği için oradaki insanlar yüksek oranda antikora sahip oldukları için mi böyle bir durum var bunu bilmiyoruz.

    * Son olarak endişe verici 3 varyantın (İngiltere, Güney Afrika, Brezilya’da saptanan varyantlar) illere göre dağılımlarını bilmiyoruz.

    * Bunları bilmeden bakanlığın, verilerle örtüşmeyen renklendirilmiş risk haritası tartışmaya tartışmaya açıktır.

    * Bilimsel parametreler ortaya çıkarılmadan tek başına bakanlığın tutarsız verileri üzerinden tek başına bir bilimsel değerlendirme yapmak mümkün görünmüyor.

    Bugün açıklanan yeni vaka sayılarındaki artışı da değerlendiren Pala, “Demek ki yeni vakalar düne kıyaslandığında şu anda yeni uygulamaya girmiş olmasına rağmen vakalarda artış eğilimi başlamış görünüyor” dedi.

    “VARYANT 70 İLDE SAPTANDI”

    Türkiye’de görülen Kovid-19 varyantıyla ilgili Pala, “Şu ana kadarki resmi açıklamalar İngiliz varyantının 70 ilde saptandığına ilişkin. Bunların hangi iller olduğunu bilmiyoruz. Bu varyantın iki özelliğini biliyoruz. Kişiden kişiye daha hızlı bulaşıyor. Özellikle 60 yaşın üstünde bulaştığı insanlarda hastalığın daha ağır geçmesine yol açıyor” diye konuştu. Değişik illerden aldığı bilgileri aktaran Kayıhan Pala, “Genel eğilim hasta sayısında bir kıpırdanma olduğu ve hastaların daha ağır seyrettiğine ilişkin. Bir değişim de çocuklardaki hasta sayısında. Geçen yıla kıyasla bir parça daha fazla çocuk hasta sayısı var” dedi.

    “YANLIŞ BİR STRATEJİ UYGULANDI”

    Pala, ‘kademeli normalleşmeyle ilgili değerlendirmesini ise şöyle noktaladı:

    * Bu açıklanan kararların adına normalleşme demiyorum. Çünkü normalleşme dersek sürecin kendisini normalleştirmişiz gibi algılanabilir. Bu doğru bir yaklaşım değildir.

    * Bu sınırlı sayıda bir yeniden açılma girişimidir. Bana sorarsanız yanlış bir strateji uygulanmıştır.

    * Her yerin toptan açılması geçen yıl yaşadığımız sıkıntıları tekrar karşımıza getirecek. Bu koşullarda önümüzdeki haftalarda özellikle riskin halen sürdüğü yüksek yerlerde olgu sayılarında bir artış beklenebilir.

  • Yargıtay’dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren karar

    Yargıtay’dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren karar

    Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren emsal nitelikteki bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işverenden sözlü olarak yıllık izin alan işçinin devamsızlıktan atılmasının önünü açtı. Yüksek mahkeme, işçinin izne dair belgeyi ibraz etmekle mükellef olduğuna dikkat çekti.

    Dört senedir çalıştığı iş yerinden kayınbiraderinin düğününe katılmak için bir hafta yıllık izin talep eden işçi, bu isteğini işveren temsilcisine sözlü olarak bildirip izne ayrıldı. İzin dönüşü iş yerine giden işçi, hayatının şokunu yaşadı. Hakkında 3 gün üst üste devamsızlık tutanağı tutulan işçi, tazminat ödenmeden kovuldu. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan mağdur işçi, izin alarak yakınının düğününe gittiğini söyledi. Tam 4 senedir lojistik şefi olarak çalıştığını, kayınbiraderinin düğün merasimi sebebi ile yıllık izninin bir bölümünü kullanmak istediğini iki ay öncesinden gerek sözlü ve gerekse de yazılı olarak işverene bildirdiğini öne sürdü. Yıllık izninin bitimini müteakip gittiği iş yerinden kovulduğunu anlatan davacı işçi, çalıştığı dönem boyunca mesai parasının eksik ödendiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatıyla resmi tatil alacaklarının ödenmesini talep etti. Davalı işveren ise davacının iş akdinin mazeretsiz devamsızlık sebebi ile feshedildiğini, şirkette çalışma sisteminin haftalık çalışma süresini aşmayacak şekilde düzenlenmiş olduğunu, bu sebeple şirkette fazla çalışma yapılmadığını dile getirdi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı davalı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Yargıtay kararında 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki ‘işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır’ hükmüne dikkat çekildi.

    Davacı işçinin yıllık izin aldığını iddia ettiğinin vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Davacı, yakınının düğünü sebebi ile işverenden yazılı ve sözlü izin alarak bir hafta boyunca iş yerine gitmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının 3 gün üst üste devamsızlık yaptığını, haklı bir mazeret bildirmediğini ve bu sebeple iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Dosyada davacı hakkında düzenlenmiş devamsızlık tutanakları bulunmaktadır. Davalı, ihtarname ile davacıdan işe gelmesini önleyecek haklı bir sebebin olması halinde bunu belgeleyecek remi bir evrakın 3 gün içinde davalı şirkete ibrazını, aksi halde kabul edilir bir mazeretle işe gelmediğinin anlaşılması halinde iş akdinin İş Kanunu’nun 25/ıı (g) maddesine göre bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedileceğini bildirmiştir. Davacı, davalı ihtarnamesine verdiği cevapta belirtilen tarihlerde yakınının düğüne gittiğini ve bu hususu da daha önce işverene bildirdiğini, düğün sonrası işe başladığını ve ağır hakaret ve küfürlerle kovulduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname ile davacının iddialarının gerçek olmadığı ve iş akdinin devamsızlık sebebi feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı, devamsızlık yapıldığı belirtilen tarihler için işverenden izin aldığını iddia etmişse de dosyada davacının işverenden izin aldığını gösteren bir belge bulunmamaktadır. Ayrıca davacı tanıkları da davacı iddialarını destekleyen bir beyanda bulunmamışlardır. Bu hali ile davacının devamsızlık yaptığı sabit olup işverenin feshi haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Karadeniz’de mutant virüs endişesi

    Karadeniz’de mutant virüs endişesi

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Karadeniz Bölgesi’nde özelikle Samsun ve Ordu’da, İngiltere varyantlı mutasyonlu virüsün artışını gözlemledikleri yönünde açıklaması, bölgede tedirginliğe neden oldu. KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, mutant virüslerinin ortak özelliğinin daha uzak mesafeden bulaşabildiğine dikkat çekti. Bölgede yaşayan vatandaşlar da normal virüsle mücadele ederken, mutant virüsten nasıl korunacaklarına ilişkin yeterli bilgi sahibi olmadıklarından yakındı.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi, zamanla birden çok mutasyon geçirerek farklı özellikler kazanıp güçlendi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün canlı yayındaki açıklamalarında mutasyonlu virüsün özellikle Doğu Karadeniz’de Samsun ve Ordu’da arttığını belirterek, “Mutasyonun da özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Ordu gibi artışını görüyoruz. İngiltere mutantı dediğimiz özellikle en yaygın olan virülansı üzerine etkisinin daha olmadığı ama bulaşıcılığının arttığını bildiğimiz bir mutant daha yaygın” açıklamasında bulundu.

    KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, daha hızlı bulaşarak hastalık oluşturan mutant virüslerin Covid-19’a göre daha tehlikeli olduğunu, her mutasyon virüsün farklı özellikleri olabildiğini söyledi. Mutasyon geçiren RNA virüslerinden biri olan Covid-19’un şu ana kadar bilinen, çoğu İngiltere varyantı olmak üzere, Güney Afrika ve Brezilya varyantlarının Türkiye’ye geldiğini belirten Prof. Dr. Faruk Aydın, Brezilya’da ortaya çıkan ve yayılan varyant virüsün; re-enfeksiyon özelliği olduğunu ve daha önce Covid-19 hastalığı geçirip vücudunda antikor bulunan kişileri yeniden hasta edebildiğini belirtti. Prof. Dr. Aydın, “Varyantlar, virüsün genetik materyallerinde değişiklik yaparak farklı bir protein dizisi oluşturuyorlar. Bu özellik onlara daha kısa mesafede, daha kısa sürede ve daha az virüsle bulaşabilme potansiyeli kazandırdı. Güney Kore’de birkaç vakada bu çıkmıştı. Brezilya’daki mutasyondan sonra Covid-19 geçiren hastaların mutant varyantla tekrar enfekte olabildiği gözlendi” dedi.

    ‘KOLAY BULAŞABİLME POTANSİYELİNE SAHİP’

    Dünyada görülen tüm mutant virüslerinin ortak özelliği olarak daha uzak mesafeden bulaşabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Hepsi de daha az mikroorganizmayla ve daha kolay bulaşabilme potansiyeline sahip. İngiltere varyantı üzerinde çok çalışma yapılabildiği için farklı yaş gruplarında, çocuklarda da enfeksiyon oluşturma potansiyeline kavuştuğu gözleniyor” ifadelerinde bulundu.

    ‘NE YAPMALIYIZ, BİLMİYORUZ’

    Ankara’dan Rize’ye geldiğini söyleyen Emel Güler, “Bölgemizde mutasyona uğrayan virüs çok azdı. Ankara’da bu kadar çok yoktu. Bu sabah geldik Rize’ye ve İngiliz virüsünün burada çok arttığını söylediler. Artık daha fazla tedbir almalıyız. Çünkü bu mutant virüse karşı ne yapmamız gerektiğini de bilmiyoruz” diye konuştu.

    ‘BÖLGEMİZDE VAKALARI ARTIYOR’

    Zeynep Karasu ise, “Bölgemizde vakaları artıyor, kırmızı bölge olarak gösteriliyoruz. Bu tablo karşısında ne yapacağımızı da bilmiyoruz, çok korkuyoruz. Şimdi de İngiliz mutant çıktı. Ne yapacağımız konusunda hiçbir fikrimiz yok. Artık vatandaşlar olarak bu tablo karşısında çok daha fazla önlem almamız gerektiğini biliyorum” şeklinde konuştu.

    ‘ŞİMDİ İNGİLİZ VİRÜSÜ İLE MÜCADELE EDECEĞİZ’

    Vatandaşlardan Cemile Kuk da, “Daha virüsün bu hali ile ne yapacağımızı bilmiyorduk, şimdi İngiliz virüsü ile mücadele edeceğiz. Normal virüsle bile mücadele edemedik, şimdi bu virüsle nasıl mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    ‘MUTANT VİRÜSTEN KORKUYORUZ’

    Herkesin kurallara uyması gerektiğini belirten Samsunlu vatandaşlaş Fatih Semerci, “Türkiye’de en çok Karadeniz’de vaka görülüyor. Rize’den Samsun’a kadar vaka çok fazla. Bu virüsün önüne geçmek için kurallara uymamız lazım. Mutant virüsten korkuyoruz, ne olduğunu da bilmiyoruz. Zaten ben 80 yaşındayım, evden de çıkmıyorum. Herkes kurallara riayet etmeli, o zaman bu beladan kurtuluruz yoksa insanlık mahvolacak” dedi.

    ‘KORKUDAN ARTIK DIŞARI ÇIKAMIYORUZ’

    İsmail Ceylan da, “İnsanlar birbirleriyle yakın mesafede durursa bu hastalık bitmez. Maskemizi takmalıyız ve mesafemizi korumalıyız. İnsanlar kurallara uymadığı için bu hastalık bu kadar uzadı, vatandaşların kendisini koruması gerekiyor. Korkudan artık dışarı çıkamıyoruz. Herkes birbirinden uzak durmalı” diye konuştu.

    ‘UYARILARI DİKKATE ALMALIYIZ’

    Şevket Demir ise “Herkes kendisini korumalı ve kurallara uymamız gerekiyor. Yetkililer, sürekli uyarılarda bulunuyor. İnsanın kendisinde olmalı, ben evden çıkınca işim bitince hemen eve geliyorum. Uyarıları dikkate almalıyız” şeklinde konuştu.