Etiket: güncelhaberler

  • Elektrik direğinde yanmış cesedi bulundu

    Elektrik direğinde yanmış cesedi bulundu

    Afyonkarahisar’ın Başmakçı ilçesinde sulama kooperatifinde görevli Süleyman Akoğlan’ın yüksek gerilim trafosunun yer aldığı direkte, yanmış cansız bedeni bulundu. Akoğlan’ın akıma kapılıp yaşamını yitirdiği üzerinde duruluyor.

    Başmakçı ilçesi Gülistan Mahallesi Soğan Kuyu mevkisindeki yüksek gerilim trafosunun yer aldığı yaklaşık 10 metre yükseklikteki demir direğin üzerinde dün vatandaşlar tarafından yanmış erkek cesedi bulundu. İhbar üzerine bölgeye polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaptığı çalışmayla cesedi indirdi. Başmakçı Sulama Kooperatifi’nde görevli Süleyman Akoğlan’a ait olduğu belirlenen ceset, yapılan ilk incelemenin ardından Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Adli Tıp Kurumu’nun morguna götürüldü.

    Süleyman Akoğlan’ın akıma kapılıp yaşamını yitirdiği üzerinde durulduğu belirtildi.

  • Anayasa Mahkemesi’nden Ahmet Altan kararı

    Anayasa Mahkemesi’nden Ahmet Altan kararı

    Anayasa Mahkemesi (AYM), “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan hapis cezası verilen ve hükümle birlikte tahliye edildikten sonra tekrar tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan’ın, ikinci kez tutuklanması nedeniyle yaptığı bireysel başvuruda ihlal tespit etmedi.

    Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, gazeteci-yazar Ahmet Hüsrev Altan’ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ahmet Altan, 23 Eylül 2016’da, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklandı.

    İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Altan, mahkemenin 16 Şubat 2018’deki kararıyla “cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    Temyiz üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 5 Temmuz 2019’da, darbeye teşebbüs suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak Altan’a, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan ceza verilmesine hükmetti.

    Bozmaya uyan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Kasım 2019’da bu kez “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası verdiği Altan’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 6 Kasım 2019’da tahliye kararına itiraz etmesi üzerine Ahmet Altan, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 13 Kasım 2019’da tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    İDDİALAR

    Tutuklama kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamayan Ahmet Altan, 21 Kasım 2019’da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

    “Hapis cezasına mahkum edildiğini, adli kontrol kararıyla tahliye olduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tahliye kararına yaptığı itirazın kabulü üzerine, tutuklama için gereken şartlar bulunmamasına rağmen tekrar tutuklandığını” öne süren Altan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın hürriyetlerinin ihlal edildiğini savundu.

    ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ

    Bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, Altan’ın başvurusunu kabul edilemez buldu.

    Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa’nın kişilerin fiziksel hürriyetlerini güvence altına alan 19. maddesinin kişi hürriyetinin kısıtlanmasına imkan tanıdığı durumlardan birinin de “mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi” olarak belirlendiği kaydedildi.

    Bu nedenle yargı organlarınca verilecek mahkumiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği belirtilen gerekçede, ancak Anayasa’nın 19. maddesinin amacının kişileri keyfi bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olduğu, kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerektiği vurgulandı.

    Somut olayda, 10 Eylül 2016’da gözaltına alınan ve 22 Eylül 2016’da tutuklanan başvurucu hakkında 4 Kasım 2019’da mahkumiyet hükmünün tesis edildiği ve hükümle birlikte yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulanarak başvurucunun tahliyesine karar verildiği hatırlatıldı.

    Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tahliye kararına itirazının kabul edildiği ve süreç sonunda başvurucunun 13 Kasım 2019’da tutuklandığı ifade edilen gerekçede, Ahmet Altan’ın, “suç isnadına bağlı tutulma” halinin, hakkında ilk derece mahkemesince mahkumiyet hükmüyle birlikte tahliye kararının verildiği 4 Kasım 2019’da sona erdiği kaydedildi.

    ”SUÇ İSNADINA BAĞLI TUTMA DEĞİL, MAHKUMİYETE BAĞLI TUTMA NİTELİĞİNDE”

    Başvurucunun bu tarihten sonraki döneme ilişkin olarak hürriyetinden yoksun kalmasının, “suç isnadına bağlı tutma” değil, “mahkumiyete bağlı tutma” niteliğinde olduğuna işaret edilen gerekçede, bu nitelikteki bir tutmayla ilgili yapılan bireysel başvuruda suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin güvencelerin uygulanmasının mümkün olmadığı aktarıldı.

    Başvurucunun tutuklanma sürecinin yetkisiz makamlar tarafından başlatılıp neticelendirilmesi ve böylelikle mahkumiyete bağlı tutma kararını veren mercinin bir mahkeme olmadığı iddiasının dayanaktan yoksun olduğu değerlendirilen gerekçede, bu nedenlerle başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği belirtildi.

    Gerekçede, Altan’ın, tutuklama kararı veren ve bu karara karşı itirazını inceleyen ağır ceza mahkemelerinin bağımsız ve tarafsız olmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü de hatırlatıldı.

    Başvurucunun bu ihlal iddiasına dair hiçbir belirleyici ya da ayırt edici ifade kullanmadığı ve iddiasını herhangi bir olgu veya olay belirtmeksizin soyut olarak dile getirdiği aktarılan gerekçede, bu nedenle başvurunun bu kısmının da kabul edilemez bulunduğu ifade edildi.

  • Kasım ayı ihracat rakamları açıklandı

    Kasım ayı ihracat rakamları açıklandı

    İhracat kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,95 azalarak 16 milyar 88 milyon dolar, ithalat yüzde 16,07 artarak 21 milyar 158 milyon dolar oldu.

    Rakamları değerlendiren Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Pandemideki artış, AB’deki küçülme ve takvim etkisiyle ihracatta sınırlı daralmaya rağmen yıl sonunda Yeni Ekonomi Programı hedefine ulaşacağımıza inanıyoruz. Büyüme ve ihracattaki olumlu gidişat, toparlanmanın sürdüğünü gösterirken Türkiye ekonomisine yönelik olumlu beklentileri güçlendiriyor” dedi.

    Ayrıntılar geliyor…

  • Günlük vaka sayısı 800’e ulaştı

    Günlük vaka sayısı 800’e ulaştı

    Zonguldak’ta günlük 800’lere ulaşan vaka sayılarının ardından koronavirüs vakası artışı Hayat Eve Sığar (HES) mobil uygulamasına da yansıdı. Kent merkezinin tamamı, HES risk haritasında ‘kırmızı’ renge boyandı.

    Kent genelinde artan vaka sayılarının günlük 800’lere ulaşmasının ardından yaşanan artış, HES mobil uygulamasına yansıdı. Özellikle son 15 günde kentin yoğun olan bölgelerinin neredeyse tamamı ‘yüksek risk’ anlamına gelen kırmızı renge boyandı. İlçelerde de vaka artışları HES uygulamasında dikkat çekti. Zonguldak Valiliği ve kaymakamlıklar, artan vaka sayılarının önüne alınan tedbirlerle geçmeye çalışıyor. İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri de 24 saat çalışarak salgının önüne geçmek için büyük mücadele veriyor. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri de kent merkezlerinde halkın maske ve sosyal mesafe kurallarına uymaları için sık sık uyarılarda bulunuyor.

    Vatandaşlardan Uğur Kutoğlu, vaka artışı durdurmak için daha fazla tedbir alınması gerektiğini ifade etti. Kutoğlu, şehirlerarası yolcu taşımacılığında da kısıtlama getirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Özellikle İstanbul’dan gelen vakaları engellemiş olsa bir de 14 gün boyunca kısıtlama yapsalar bence bunu bitirirler. Öyle kısıtlamalarla bu işin düzeleceğini sanmıyorum” diye konuştu.

    Kent merkezine bir işi için indiğini ifade eden Aynur Taba ise işi olanın da olmayanın da sokakta gezdiğini ve bunun da salgını artırdığını söyledi.

  • “AB-Türkiye ilişkilerinde istenen ilerleme olmadı”

    “AB-Türkiye ilişkilerinde istenen ilerleme olmadı”

    Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, günlük basın toplantısında, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Antalya Limanı’na dönüşüyle ilgi bir soruyu cevapladı.

    AB liderlerinin, Türkiye’den beklentileriyle ilgili açık bir şekilde mesaj verdiğini aktaran Stano, “AB liderleri, aralıkta bir araya gelecek ve Türkiye’nin gerilimi azaltma ve yapıcı diyalog alanında beklentileri yerine getirip getirmediğini değerlendirecek.” diye konuştu.

    Stano, “AB liderleri, tek bir açıklama ya da hamle üzerinden hareket etmeyecek. Değerlendirme sürecinde, belirlenen süre zarfındaki davranışlar ve açıklamalar göz önünde bulundurulacak.” ifadesini kullandı.

    “ZİRVEDE ATILACAK ADIMLAR TÜRKİYE’NİN FAALİYETLERİYLE BAĞLANTILI OLACAK”

    AB’nin bu zaman zarfında, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin bir konferans hazırlığını da yürüttüğünü anımsatan Stano, aralık zirvesinde ise atılacak adımların, Türkiye’nin faaliyetleriyle bağlantılı olacağını öne sürdü.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Oruç Reis sismik araştırma gemimiz, 10 Ağustos’ta başladığı Demre sahasındaki iki boyutlu (2B) sismik araştırmalarını tamamladı. 10 bin 955 kilometre 2B sismik veri toplayan gemimiz, Antalya Limanı’na döndü.” ifadelerine yer verilmişti.

    MERKEL: İSTEDİĞİMİZ İLERLEMEYİ SAĞLAYAMADIK

    Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Dönem Başkanlığı çerçevesinde yaptığı konuşmada, ekim ayındaki AB zirvesinden bu yana Türkiye ile ilişkilerde birçok zorluklar ve engeller olduğunu belirterek, “Türkiye ile ilişkilerde maalesef istediğimiz gibi bir ilerleme olmadı.” dedi.

    Aralıkta yapılacak AB zirvesinde Türkiye konusunun gündemde olacağının altını çizen Merkel, tartışmanın nasıl sonuçlanacağını beklediklerini vurguladı.

    Merkel, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede yeni imkanlar aranması gerektiğine de işaret ederek, “Salgının ekonomik sonuçlarını yıllar boyunca hissedeceğiz.” ifadesini kullandı.

  • Bursa’da zorunlu uygulama yarın başlıyor

    Bursa’da zorunlu uygulama yarın başlıyor

    Bursa’da şehir içi yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar için zorunlu kış lastiği uygulaması yarın başlayacak.

    İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Valilik tarafından il merkezi ve bağlı ilçelerde belediye hudutlarında şehir içi yolcu ve yük taşımacılığında 1 Aralık-1 Mart tarihlerinde kış lastiği uygulamasının yürütülmesinin uygun görüldüğü hatırlatıldı.

    Açıklamada, belirtilen tarihlerde ilgili kurumlarca yapılacak denetimlerde kamyon, kamyonet, minibüs, çekici, tanker, otobüs ve ticari otomobillerde kış lastiğinin aranacağı belirtildi.

    Kamyon, çekici, tanker, otobüs türü araçların tahrikli dingilleri üzerindeki tüm lastiklerinin kış lastiği olması bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Kamyon, çekici, tanker ve otobüslerde kış lastiği diş derinliğinin 4 milimetreden, kamyonet, minibüs ve otomobil türü araçlarda ise 1,6 milimetreden az olmaması şartları aranacaktır. Mevzuata uygun şekilde kış lastiği bulundurmayan araçlara 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 65/a maddesi gereğince 776 lira para cezası uygulanacaktır.”

  • Aktaş’tan özel kalem bütçesi açıklaması

    Aktaş’tan özel kalem bütçesi açıklaması

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, belediyenin 7,6 milyon TL olan ‘Özel Kalem Bütçesi’ne getirilen eleştirilere tepki göstererek, “Büyükşehir’in yüzde 15 oranında bütçesi olan CHP’li Nilüfer Belediyesi’nin Özel Kalem Bütçesi 15 milyon lirayı aşıyor. Nerede harcıyorsunuz bu kadar parayı, çıkın madem onu açıklayın” dedi.

    Bursa’nın AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Büyükşehir bütçesinin görüşüldüğü meclis toplantısında, muhalefet partilerinin il başkanları tarafından ileri sürülen ‘özel kalem bütçesinden usulsüz harcamalar yapıldığı’ iddialarına açıklık getirdi. Bütçesi, Büyükşehir bütçesinin yüzde 15’i kadar olan CHP’li Nilüfer Belediyesi’nin özel kalem bütçesinden örnek veren Başkan Aktaş, “Beni özel kalem bütçesi ile eleştirenler, seçimden hemen önce aile şirketine dönüştürülen Nilüfer Sosyal ve Kültürel Yardımlaşma Vakfı’nı (NİLVAK) açıklasınlar. Ben Büyükşehir’in 2 milyar 600 milyonluk bütçesini yönetiyorum. Benim 7 milyon 655 bin liralık özel kalem bütçem var. Bütçesi Büyükşehir’in yüzde 15’i olan Nilüfer Belediyesi’nin 15 milyon 226 bin lira özel kalem bütçesi var. Kusura bakmayın siz önce onu açıklayacaksınız. Ondan sonra partinizin ilçe başkanı çıkacak diyecek ki ‘Yağma Hasan’ın böreği’. Sizinki nasıl bir börek acaba” dedi.

    ‘RİZE’YE YAPILAN ÖDEMENİN PROTOKÜLÜ 2014’TE KABUL EDİLMİŞ’

    Rize’ye yapılan meydan düzenlemesinin Büyükşehir Belediyesi özel kalem bütçesinden yapıldığı iddialarına da yanıt veren Başkan Aktaş, “Demişsiniz ki Rize’ye yapılan bu meydanda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Meclis karar almış. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündemine gelmiş konu. 13.11.2014 tarihinde söz konusu inşaatın gerçekleşmesine yönelik protokol yapılması için Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye 77 kabul, 14 ret oyu ile oy çokluğuyla yetki verilmiş. Çalışmaları da önceki dönem yapılmış, ödemek de bana nasip olmuş. Sanki ben hırsızlık yapıyormuşum gibi bütün Bursa’ya, bütün Türkiye’ye sosyal medyalar aracılığıyla fotoğrafları gizli gizli çekerek yaymanın adı popülizm değil de nedir? Popülizmi siz yapıyorsunuz. Bunlar gerçek dışı şeyler. İftira atana müfteri denir. Ben bunları yapanların hepsinin müfteri olduğunu söylüyorum” diye konuştu.

    ‘NİLVAK’IN GELİR VE GİDERLERİNİ AÇIKLAYIN’

    Muhalefet partili üyelerin Nilüfer Belediyesi özel kalem bütçesinin 6 milyon civarında olduğunu iddia etmesi üzerine sözlerine devam eden Başkan Aktaş, “Sizin müdürlüklere giydirdiğiniz temsil ve tanıtma giderleri var özel kalem müdürlüğünün dışında. Onlarla beraber 15 milyon küsur. Hadi 6 milyon küsur olarak kabul edelim. Büyükşehir’e göre sadece yüzde 15’lik bir bütçeniz var. Nerede harcıyorsunuz bu kadar parayı, çıkın madem onu açıklayın. Bana soruyorlar ‘nerede harcadın’ diye. Bunun yanında ben biliyorum ki bu şehirde yıllarca NİLVAK’a bağış yapan müteahhitler oldu. İmarları ile alakalı ne paralar, ne binler ve milyonlar verilmedi mi? Doğrudur, talebeler için, okullar için, şehrin menfaatleri için yapılmış olan şeyler. O zaman ben de sizden şunu istirham ediyorum. Şu NİLVAK gelirleri ve giderleri ile alakalı çıkın bir açıklama yapın. Kamuoyu rahatlasın. İmar ve benzeri uygulamalarla alakalı keselere doldurulup bir süre sonra Nilüfer Vakfı’ndan aile vakfına dönüş. Bunda bir tuhaflık vardır. Ben de bu tereddüdü terennüm etmekte çok haklıyım” dedi.

  • Yerli aşı burada geliştiriliyor

    Yerli aşı burada geliştiriliyor

    Türkiye’de koronavirüse karşı geliştirilen yerli aşılar arasında insan deneyleri başlayan ilk aşının çalışmalarının yürütüldüğü Kayseri Erciyes Üniversitesi’ndeki laboratuvarı görüntülendi. Aşının Faz 1 çalışmalarının yürütüldüğü üniversite bünyesindeki merkezin müdürü Doç. Dr. Zafer Sezer, gönüllülere ikinci doz uygulamanın yapıldığını hatırlatarak, “Şu ana kadar herhangi bir problemle karşılaşmadık, güvenlik bir şekilde ilerliyoruz” dedi.

    Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) Türk bilim insanları tarafından Covid-19’a karşı geliştirilen aday aşının Faz 1 çalışmaları devam ediyor. Yerli aşı adayları arasında yaygın uygalamaya en yakın olan ve insan deneyleri sürdürülen aşının Faz 1 kapsamındaki ilk doz uygulaması 44 gönüllüye kasım ayı başında yapıldı. Önemli bir yan etki bulgusuna rastlanmayan ilk doz uygulamadan sonra önceki gün ikinci doz uygulama başladı. Yerli aşının ikinci doz uygulaması İKUM laboratuvarında sürüyor.

    ‘GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYORUZ’

    İKUM Müdürü Doç. Dr. Zafer Sezer, DHA’nın görüntülediği çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Doç. Dr. Sezer, 1999 yılında kurulan araştırma merkezinde 1300’e yakın klinik araştırmayı tamamladıklarını belirterek, “Yerli aşımız Türkiye’de ilk kez Covid19’a karşı geliştirilen bir proje. Şu an itibarıyla 44 gönüllümüz üzerinde ilk dozları tamamlandı. Güvenli bir şekilde ilerliyoruz. Sağlıklı insanlarla çalışıyoruz. Bu bir klinik araştırma. Şu ana kadar yaşadığımız ciddi bir sıkıntı olmadı, ciddi bir yan etkiye rastlamadık. Sadece diğer aşılarda da görülebilecek, çok az sayıda aşı yerinde ağrı gibi şikayetlere rastladık. Onun dışında gayet güvenli. Zaten aşı yapılacak 44 kişiye aynı anda yapmadık. Bunları belli gruplar halinde aşılamasını tamamladık. Yine bu şekilde Faz 1’in tamamı gerçekleştirilecek” ifadelerini kullandı.

    ‘ARALIK AYI İÇİNDE FAZ 2’YE GEÇMEYİ PLANLIYORUZ’

    İkinci doz uygulamasının devam ettiğini kaydeden Doç. Dr. Sezer, “44 gönüllümüzün aşıları tamamlandıktan sonra 21 günü tamamlayan gönüllülerimize ikinci doz aşılarına geçen perşembe günü başladık. İlk gönüllümüzün de aşıları yapıldı. İkinci doz aşısında herhangi bir problemle karşılaşmadık. Bu anlamda kliniğimizde ilk faz tamamlandığı takdirde biz Aralık ayı içinde Faz 2’ye başlamayı planlıyoruz. Bununla ilgili gönüllerimiz de başvurmaktadır. Yerli aşımıza destek olmak için gönüllü olmaktadırlar. Umarım biran önce Covid-19’a karşı aşımız insanlarımıza ve diğer ülkelerdeki insanlar için kullanıma sunulacaktır. Faz 1’in ikinci doz uygulamasında yeni bir gönüllü almıyoruz. Ancak Faz 2 ve Faz 3 çalışmaları yeni gönüllülerin katılımına açık olacaktır. Şu an için ilk dozu uyguladığımız 44 kişi ile devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Koca, 6 ile dikkat çekti

    Koca, 6 ile dikkat çekti

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Adana, Mersin, Sakarya, Tokat, Tekirdağ ve Erzurum Sağlık Müdürleri ile yaptığı online toplantı sonrası Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

    Salgının bu illerimizdeki seyri, temaslı takibi, hasta yükü ve vaka artışları üzerinde durduklarını açıklayan Koca;

    “Vakalar Tokat, Tekirdağ, Adana, Mersin ve Sakarya’da iki haftada %100, Erzurum’da ise %50 artış gösterdi. Tedbirlerden verdiğimiz her taviz, salgınla mücadeleyi zorlaştırıyor. Tedbirin olmadığı yerde tehdit devam ediyor.” dedi.

  • Danimarka Başbakanı’ndan gözyaşları içinde özür

    Danimarka Başbakanı’ndan gözyaşları içinde özür

    4 Kasım’da yaptığı açıklamayla vizonların Cluster-5 virüsü taşıdığını ve aşıların vizonlara etki etmeyeceğini söyleyip yaklaşık 17 milyon vizonun itlaf edilmesi kararını alan Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Perşembe günü katıldığı bir tv programında, milyonlarca vizonun katledilmesi için aldığı karar için özür diledi. Alınan kararın acil bir karar olduğunu belirten Başbakan Frederiksen, gözyaşlarını tutamadı.

    Dünyanın en büyük vizon kürkü üreticisi Danimarka’da hükümet, mutasyona uğrayıp Cluster-5 virüsüyle beraber koronavirüsün vizonlardan insanlara bulaşmasının ortaya çıkması üzerine 4 Kasım’da, çiftliklerde yetiştirilen 17 milyon vizonun itlaf edilmesine karar vermişti.

    ‘COVİD-19 SÜRECİNİ DÜZGÜN YÖNETEMEDİK’

    Geçtiğimiz gün Danimarka’da yayın yapan TV2’ye konuşan Başbakan Mette Frederiksen, vizonlar için gözyaşlarını tutamadı. Hükümetin Covid-19 sürecini düzgün bir şekilde yönetemediğini kabul eden Frederiksen, milyonlarca vizonun katledilmesinden dolayı özür diledi.

    Katıldığı programda gözyaşlarını tutamadığı görülen Mette Frederiksen, “Ortaya çıkan olaylardan sonra özür dilemek için bir nedenim olduğunu düşünüyorum. Bu durum için özür diliyorum, çünkü bir çok hata yaptım” şeklinde konuştu.

    DAHA ÖNCE DE ÖZÜR DİLEMİŞTİ

    Danimarka hükümeti, ülkedeki tüm vizonları öldürme kararının yasal bir dayanağı olmadığını açıklamış ve bunun için halktan özür dilemişti. Başbakan Mete Frederiksen, ‘yasal temele ihtiyaç olduğunu bilmediğini’ söylemişti.

    Frederiksen, “Acelemiz olsa da bunun için yasal temele ihtiyacımız olduğunu bilmemiz gerekiyordu. Ama bilmiyordum. Bunun için özür dilerim” demişti. Danimarka hükümeti bunun üzerine vizonların topluca öldürülebilmesi için yeni bir yasa hazırlamıştı.