Etiket: güncelhaberler

  • AYM’den çoklu baro kararı

    AYM’den çoklu baro kararı

    SON DAKİKA HABER: Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, çoklu baro sistemini getiren kanunun iptal istemini reddetti.

    Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, CHP’nin, 5 binden fazla avukatın bulunduğu illerde 2 bin avukatla yeni baro kurulabilmesini düzenleyen kanunun iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.

    Genel Kurul, CHP’nin, çoklu baro düzenlemesinin önünü açan 7249 sayılı “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini gündem toplantısında ele aldı.

    Yüksek Mahkeme, 5 binden fazla avukatın bulunduğu illerde 2 bin avukatla yeni baro kurulabilmesini düzenleyen kanunun iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.

    Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun gerekçesi daha sonra açıklanacak.

  • Osmangazi’den Azerbaycan’a bayraklı destek

    Osmangazi’den Azerbaycan’a bayraklı destek

    Osmangazi Belediyesi, Azerbaycan’a destek vermek amacıyla hizmet binasına Azerbaycan bayrağı astı. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Ermenistan’ın saldırılarına karşı kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında olduklarının mesajını verdi.

    Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim bölgelerine ateş açması üzerine başlayan çatışmalar devam ederken, Azerbaycan ordusu karşı saldırı başlatıp, bazı yerleşim birimlerini işgalden kurtardı. Osmangazi Belediyesi, Ermenistan’ın saldırıları karşısında Azerbaycan’ın başlattığı operasyonlara destek olmak ve kardeş Azeri halkına birlik, beraberlik ve dayanışma mesajı vermek adına hizmet binasına Türkiye ve Azerbaycan bayrağı astı.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Türk milletinin her zaman Azerbaycan’ın yanında yer alacağını ifade ederek, “Azerbaycan ve Türkiye kardeştir. Sonuna kadar da biz onların yanında olmaya devam edeceğiz. Ermenistan’ın, kardeş ülke Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde gerçekleştirdiği saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Kalbimiz, Azeri kardeşlerimizle birlikte atıyor. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” diye konuştu

  • “Covid-19 pozitif, elleme”

    “Covid-19 pozitif, elleme”

    Bursa’da Şehmus Sarıkaya (41), iş yerinde baktığı ‘Paşa’ isimli kedisi caddeden geçen kişiler tarafından sevilip uyandırılınca, kedinin yattığı yere, ‘Covit-19 pozitif, elleme’ yazısı astı. Astığı yazıdan sonra Paşa’ya dokunulmadığını belirten Sarıkaya, “Uyuyan kedi uyandırılır mı? Çok rahatsız ediliyordu, koronavirüs kedimize yaradı” dedi.

    Osmangazi ilçesinde, tarihi han ve çarşıların ortasında kalan ve şehrin en kalabalık caddelerinden olan Cumhuriyet Caddesi’nde 6 yıldır esnaflık yapan Şehmus Sarıkaya, sürekli dükkanının önüne gelen sokak kedisini sahiplendi. Yaklaşık 6 aydır baktığı ve ‘Paşa’ ismini verdiği kedi, bölge esnafının da maskotu haline geldi. Sarıkaya, dükkanının tezgahında kedinin uyuması için özel bir yer yaptı. Gündüzleri uyuyan kediyi cadde üzerinden geçen vatandaşlar sürekli sevmek için uyandırınca, Sarıkaya duruma ilginç bir çözüm buldu. Sarıkaya, kedinin yattığı yere, ‘Covit-19 pozitif, elleme’ yazısını astı.

    ‘YAZIYI OKUYAN KEDİYİ RAHATSIZ ETMİYOR’

    Astığı yazı sayesinde kedinin koronavirüs hastalığına yakalandığını zannettiği için vatandaşların Paşa’yı sevmekten vazgeçtiğini ve akşama kadar rahat bir şekilde uyuduğunu söyleyen Sarıkaya, “Her gelen kediyle uğraşıyor. Ellemeyin diyoruz, anlamıyorlar. Bazılarıyla tartışıyoruz. Uyuyan bir canlı uyandırılır mı? Biz de böyle bir önlem almayı düşündük. Yaklaşık 6 aydır kediye biz bakıyoruz. İsmini de ‘Paşa’ koyduk. Çok rahatsız ediliyordu. Koronavirüs süreci Paşa’ya yaradı. O yazıyı yazdıktan sonra kimse kedimizi rahatsız etmiyor. Akşama kadar uyur. Yiyeceğini içeceğini biz veriyoruz. Bölge esnafı da Paşa’yı çok seviyor. Kedimiz, bu yazıları yazdıktan sonra tam paşa oldu. Yerinde çok rahat. Hiç kimse ellemiyor” dedi.

  • Bursa’dan ‘İki Devlet, Tek Millet’ mesajı

    Bursa’dan ‘İki Devlet, Tek Millet’ mesajı

    Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek Azerbaycan topraklarına saldırması üzerine başlatılan operasyonlara Türkiye’nin her köşesinden destek veriliyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi de hizmet binasına Azerbaycan bayrağı asarak, kardeş Azerbaycan halkının haklı davasında her zaman yanında oldukları mesajını verdi.

    Yıllardır gerilimin düşmediği Azerbaycan ile Ermenistan hattında, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine tansiyon tekrar yükseldi. Azerbaycan ordusunun ‘Ermenistan’ın ateşkesi ihlal etmesi üzerine’ başlattığı operasyonlara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilk andan itibaren destek verildi. Ermenistan’ın saldırılarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Milleti her zaman olduğu gibi bugün de tüm imkânlarıyla Azerbaycanlı kardeşlerinin yanındadır. Uluslararası toplum Ermenistan işgaline karşı durmalıdır” açıklamasını yaptı. TBMM de Azerbaycan’ın yanında olduğunu, ortak bir bildiriyle dünya kamuoyuna duyurdu.

    Türkiye’nin tüm kurumları ve vatandaşları gibi Azerbaycan Türk’ü kardeşlerinin haklı davasında yanında olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, hizmet binasına Azerbaycan bayrağı astı. Türkiye ile Azerbaycan’ın ‘iki devlet, tek millet’ olduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş; “Geçmişte olduğu gibi bugün de kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

  • Kobani soruşturmasında yeni gelişme

    Kobani soruşturmasında yeni gelişme

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Kobani olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan, aralarında eski HDP’li milletvekillerinin de bulunduğu şüpheliler, gözaltı sürelerinin uzatılması için adliyeye sevk edildi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ‘Kobani olayları’ olarak bilinen 6-7 Ekim 2014 tarihlerindeki eylemlere ilişkin, sokağa çıkma çağrısı yapan PKK/KCK terör örgütü ve sözde örgüt yöneticileri ile bazı siyasi parti yönetici ve partililer hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara merkezli 7 ilde düzenlenen operasyonlarda aralarında Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Emine Ayna, Ayla Akat Aka, Nazmi Gör, Beyza Üstün, MYK üyeleri Alp Altınörs, Altan Tan, Gülfer Kaya, Ali Ürküt’ün de bulunduğu 20 kişi geçen cuma günü gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi.

    Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan şüphelilerin gözaltı sürelerinin dolması üzerine ek gözaltı talebinde bulunuldu. Bunun üzerine şüpheliler, geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin, Sulh Ceza Hakimliği’nde işlemleri sürüyor.

    AYHAN BİLGEN’E İLAÇ TEDAVİSİ BAŞLANDI

    Öte yandan Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in rahatsızlığına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Emniyet Müdürlüğümüz Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde gözaltında bulunan bazı şüphelilerin, verilen gıdalardan zehirlendikleri ve hastaneye götürülmedikleri şeklindeki haber ve yorumların gerçeği yansıtmadığı, tetkiklerin sağlık kuruluşunda devam ettiği tarafımızdan açıklanmıştı. Sağlık kuruluşunda yapılan tetkikler sonucunda; Ayhan Bilgen’in rahatsızlığının vücudundaki başka bir enfeksiyona bağlı olduğu ve ilaç tedavisine başlandığı, diğer şüphelilerin ise tedavi gerektirecek bir rahatsızlıklarının olmadığı anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST’te konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST’te konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapay zekadan siber güvenliğe kadar her alanda çığır açacak yeniliklerin TEKNOFEST’te tohumlanacağını, filiz bulacağını, kök ve boy salacağını söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının öncülüğünde Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde düzenlenen, Anadolu Ajansının “Global İletişim Ortağı” olduğu TEKNOFEST 2020’de konuştu.

    Festivalin şehre, ülkeye, millete ve özellikle gençlere hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, ülkeyi bu güzel etkinlikle buluşturan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile T3 Vakfının tüm mensuplarına teşekkür etti. Erdoğan, Gazianteplilere de bu güzel programa ev sahipliği yaptıkları için ayrıca teşekkürlerini iletti.

    İlk iki TEKNOFEST’in bu alana ilgi duyan gençlerin yanında çocuklarıyla beraber ailelerden oluşan milyonların iştirakiyle İstanbul’da yapıldığını anımsatan Erdoğan, İstanbul’da alevlenen teknoloji heyecanının dalga dalga tüm Anadolu’yu kuşattığını, neredeyse tüm illerden festivale ev sahipliği talebi geldiğini aktardı.

    Bunun üzerine TEKNOFEST’in tek rakamlı yıllarda İstanbul’da, çift rakamlı yıllarda diğer illerden birinde yapılmasına karar verildiğini belirten Erdoğan, festivalin Anadolu’daki ilk durağının da ülkenin insani ve ekonomik tüm güzelliklerini bünyesinde barındıran Gaziantep olduğunu söyledi.

    Bugün buraya gelerek “Teknoloji güneşi doğudan yükseliyor” temasıyla Gaziantep’ten yükselen heyecana ortak olmak istediklerini dile getiren Erdoğan, tüm alanlarda dereceye giren takımları ve yarışmacıları tebrik etti.

    Festivalin salgın sebebiyle alışık olunan büyük kalabalıklar yerine daha sınırlı gruplarla gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, bu durumun TEKNOFEST heyecanının ülkeyi ve gençleri sarmasına engel teşkil etmediğini bildirdi. Erdoğan, “Karşımdaki kalabalık, bu manzara sizlerin azmini ve kararlılığını hiçbir virüsün, hiçbir engelin, hiçbir tehdidin durduramayacağını gösteriyor.” diye konuştu.

     “Bu, Türkiye’nin son 18 yıldaki hikayesinin de özetidir”

    Gençlere seslenen Erdoğan, TEKNOFEST’e bu yıl ülkenin 81 ilinin tamamının yanı sıra 84 farklı ülkeden 20 binin üzerinde takım ve 100 bin yarışmacı başvurusu yapıldığını belirterek, festivalin paydaş sayısının 14’ten 63’e yükselmesinin bu heyecanın çocuklar ve gençlerle birlikte ülkedeki her kesimi sardığının ispatı olduğunu kaydetti.

    Gençlere duyulan güvenin ifadesi olan bu tablonun özgür fikirler geliştiren, çalışan, üreten, azmeden herkesin ihtiyacı olan mecrayı bulabileceğini söylediğini dile getiren Erdoğan, “Esasen bu, Türkiye’nin son 18 yıldaki hikayesinin de özetidir.” ifadesini kullandı.

    Uzun bir ihmal edilmişlik döneminin ardından batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine ülkenin her köşesini kalkındırırken aynı zamanda üretmek ve kazanmak isteyen herkese aradığı fırsatı sunduklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin alt yapı, insan gücü, üretim ve ihracat seviyesinin geldiği yerin, bu fırsatın en güzel şekilde değerlendirildiğinin işareti olduğunu söyledi.

    TEKNOFEST’in de bu hizmeti kendi alanında yaptığını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Edirne’de Lagari Hasan Çelebi’nin izinden gidip roket bilimine merak salan gencimizin kendini ifade edip kabiliyetini ortaya koyabileceği yer, işte burası. Şırnak’ta Cezeri’nin birikimini yaşatma hayali kuran evladımızın robotik alanındaki becerilerini gösterebileceği yer, işte burası. Trabzon’da Hezarfen Ahmet Çelebi’nin gayretiyle havacılığa yönelen çocuğumuzun tutkusunu gerçeğe dönüştürebileceği yer, işte burası. Sahip olduğumuz medeniyet mirasını teknoloji boyutunda yeniden ayağa kaldırmak isteyen herkese aradığı fırsatı sağlayan yer, işte burası.”

    Amerika’daki yarışmada başarılı olup yaptıkları uydu aralık ayında uzaya fırlatılacak olan Grizu takımının, T3 Vakfı’nın desteklediği takımlardan biri olduğunu anlatan Erdoğan, insansız su altı sistemleri içerisinde ipi göğüsleyen TEKNOFEST ekibinin şimdi uluslararası alanda rekabet edecek özgün sistemler geliştirdiğini söyledi.

    İki defa roket takımı birinciliği kazanan gençlerin bu başarılarını girişime dönüştürmeye hazırlandığını, yapay zeka girişimi kurarak, dünya çapında başarılar için kolları sıvayan gençlerin TEKNOFEST’in lise seviyesi birincileri olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu yılki yarışmacılarımızdan da önümüzdeki dönemde benzer başarılara imza atacaklar elbette çıkacaktır. Yapay zekadan siber güvenliğe kadar her alanda çığır açacak yenilikler burada tohumlanacak, filiz bulacak, kök ve boy salacaktır.” dedi.

    “Teknolojinin en büyük sermayesi üretken zihinlerdir”

    Tüm bu söylediklerinin sadece temenniden ibaret olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Sizler gibi, gençlerin kurduğu ve kısa sürede dünya çapında başarıya ulaşıp milyar dolarlık değerlere ulaştırdığı girişimler olduğunu biliyoruz. Yapay zeka, siber güvenlik, nesnelerin interneti gibi yeni alanlar başta olmak üzere teknolojinin her boyutunda benzer başarıların kazanılmaması için hiçbir sebep yoktur. Teknolojinin en büyük sermayesi üretken zihinlerdir. Diğer her şey bunun ardından gelir. Düne kadar insanlı ve insansız hava araçları alanında esamesi okunmayan bir ülke durumundaydık. Bugün ise yaptığı işe inanan, gece gündüz çalışarak hedeflerine yürüyen bir avuç insan sayesinde aynı alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasında girdik. İnşallah benzer bir başarıyı otomobilde ve uçan arabalarda yakalayacağız. Biz Türkiye’yi 2023 hedefleriyle buluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Gençlerimiz de inşallah 2053 ve 2071 vizyonlarıyla bu tohumları ulu çınarlara dönüştüreceklerdir.”

    Gençlerin potansiyelini, azim ve kararlılığını, ülkenin en büyük avantajı olarak gördüklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Deneyap atölyelerinden TEKNOFEST’e, bütün bunlara kadar tüm platformları da bu potansiyeli desteklemek amacıyla oluşturuyoruz. Buna karşılık ülkemizde bazılarının hala milli teknoloji hamlelerini küçümsediklerini, hatta ellerinden gelse yok etmeye niyetli olduklarını teessürle takip ediyoruz. Halbuki dünya büyük bir dijital devrim sürecinde. Teknolojinin hızına yetişmek artık bir tercih değil mecburiyet halini almıştır. Daha önemlisi yaşadıklarımız bize bu değişimi yerli ve milli imkanlarla gerçekleştirmemizin de şart olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten bir ülke olması gerektiği konusundaki ısrarımızın ve gayretlerimizin gerisinde bu hakikat ve tecrübe var. Cumhurbaşkanlığımızın bünyesinde faaliyete geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Ofisi başta omak üzere pek çok yapıyı bu amaçla kurduk veya dönüştürdük. Teknoloji devrimini gençlerimizle birlikte yürütme çabamız ise bu değişimi uzun soluklu kılma ve enerjik şekilde hayata geçirme anlayışımızın bir kaynağıdır. Buradan kaynaklanıyor. Sizler hayallerinizde ısrarcı olursanız geleceğin teknolojilerinin Türk malı damgasıyla tasarlanıp üretileceğine inanıyorum.”

  • DEAŞ’ın uyuyan hücrelerine operasyon

    DEAŞ’ın uyuyan hücrelerine operasyon

    Adana’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan, terör örgütü DEAŞ adına Suriye’de örgütsel eğitim aldığı ve kentte uyuyan hücre olma ihtimallerinin bulunduğu öne sürülen yabancı uyruklu 5 şüpheli, tutuklandı.

    Terör örgütü DEAŞ’ın faaliyetlerini engelleme ve deşifresine yönelik çalışmalarını sürdüren Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Suriye’de örgüt adına silahlı faaliyetlerde bulunduğu öne sürülen yabancı uyruklu 6 kişiyi saptadı. Şüphelilerin kentte uyuyan hücreler olabileceğini değerlendiren ekipler, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yakalama kararı çıkartmasının ardından 22 Eylül günü şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenledi. Özel harekat polisleri, demir kapıları koç başlarıyla kırarak girdikleri evlerde arama yapıp, haklarında yakalama kararı bulunan 5 kişiyi gözaltına aldı.

    ÖRGÜTÜN MAAŞLI BEKÇİSİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

    Sorgulanmak üzere emniyete götürülen şüphelilerin, yaşadıkları bölgelere DEAŞ’ın gelmesinin ardından örgütsel eğitim aldıkları, mal varlıklarının yüzde 10’unu örgüte bağışladıkları öğrenildi. Şüphelilerden Ali Hamdo’nun (25) örgütün araçlarının bulunduğu garajlarda aylık 80 dolar maaşla bekçilik yaptığı, babası Şerif el-Salih’in bir dönem DEAŞ’ın hastanelerinde doktorluk yaptığı öne sürüldü. İbrahim el-Abit’in de (23) örgütten aldığı petrolü, başka bölgelerde sattığı iddia edilirken, Hamza Elvan, Bessam Ali ve Adnan Maharravi’nin de terör örgütünün üyeleri olduğu öğrenildi.

    5 KİŞİ TUTUKLANDI

    Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ali Hamdo, İbrahim el-Abit, Hamza Elvan, Bessam Ali ve Adnan Maharravi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı olan 1 kişiyi yakalama çalışmaları ise sürüyor.

  • Bursa’da baltalı cinayet sanığına müebbet!

    Bursa’da baltalı cinayet sanığına müebbet!

    Bursa’da, evinin inşaat işini aldığı akrabasını baltayla öldüren sanığa müebbet hapis cezası verildi.

    Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Cevdet Uçar, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, tarafların avukatları da hazır bulundu.

    Duruşmada son sözü sorulan sanık pişman olduğunu söyledi.

    Mahkeme heyeti sanık Cevdet Uçar’a, “Tasarlayarak adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, ardından cezasında indirime giderek müebbet hapse çevirdi. Heyet ayrıca sanığa yağma suçundan da 10 yıl hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.

    NE OLMUŞTU?

    Bursa’nın merkez Nilüfer İlçesi Hasanağa Mahallesi‘nde, 27 Şubat 2018’de, yalnız yaşayan Süleyman Kıran (51) çalıştığı tekstil firmasına gitmeyince, arkadaşları evine geldikleri Kıran’ın cesedini odunluk bölümünde bulmuştu.

    Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Kıran’ın başına baltayla vurularak öldürüldüğünü belirlemiş, katil zanlısı Cevdet Uçar (51), 1 Mart 2018’de yakalanmıştı.

  • Bursaspor Kulübü Başkanı Erkan Kamat  Oyak Renault Fabrikasını ziyaret etti

    Bursaspor Kulübü Başkanı Erkan Kamat Oyak Renault Fabrikasını ziyaret etti

    Bursaspor Kulübü Başkanı Erkan Kamat, Yönetim Kurulu Üyeleri Ersin Toker ve Talip Aynıgül ile birlikte Oyak Renault Fabrikası’nı ziyaret ederek Oyak Renault Genel Müdürü Antoine Aoun ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Selim Akbaş ile bir araya geldi.

    Başkan Erkan Kamat yapmış olduğu görüşmeden memnuniyet duyduğunu dile getirerek, “Oyak Renault Genel Müdürü Antoine Aoun’a Bursaspor’a olan samimi duygularından ve desteklerinden dolayı teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum” dedi. İlerleyen günlerde Oyak Renault Fabrikası’nda önemli bir etkinliğe imza atılacağını belirten Kamat, Oyak Renault yetkililerine misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti.

    Renault ile Bursaspor’u yan yana görmek istediklerini belirten  Erkan Kamat, Oyak Renault Genel Müdürü Antoine Aoun ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Selim Akbaş’a forma takdiminde bulundu ve yılın otomobili Renault Clio 5’i inceleyerek Bursa’da üretilen diğer araçlar hakkında bilgi aldı.

  • Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin dava 9 Aralık’a ertelendi

    Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin dava 9 Aralık’a ertelendi

    Gezi Parkı odaklı olaylarda 16 Haziran 2013’te yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 269 gün sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin tutuksuz sanık polis memuru F.D’nin yargılandığı dava, 9 Aralık’a ertelendi.

    İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki 17. duruşmaya, tutuksuz sanık F.D, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla görev yaptığı Van’dan katıldı. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan ile kardeşleri de duruşmada müdahil olarak hazır bulundu. Duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da izledi.

    Duruşmada, daha önce alınan ara karar gereği tanık olarak dinlenilmesi beklenen 3 kişiye ulaşılamadığı bildirilerek, bu kişilerin tanıklıklarına başvurulmasından vazgeçileceği belirtildi. Görüşü sorulan duruşma savcısı, müşteki ve sanık avukatları, bu kararı mahkemenin taktirine bıraktı. Tanık dinlenilmesinden vazgeçen mahkeme heyeti, bu tanıkların soruşturma aşamasında alınan beyanlarını okudu.

    Baba Sami Elvan: “Eren Bülbül de benim çocuğum”

    Esas hakkında beyanı sorulan Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, “Adalet arıyoruz. Baskıyla delil karartıldığı bellidir. Oğlumla beni emniyet müdürlüğüne çağırmışlardı ve orada oğluma akıl almaz sorular sordular. Ben fakir olduğum için mi özellikle beni ve çocuğumu seçtiler? Benim çocuğum seçildi. Ve 10 gün sonra evimin arka sokağında ufak tefek çatışmalar oldu. Bu ekrandaki katil, bu tetikçi benim çocuğumu vurdu. Meğerse ben çocuğumu ölüme götürmüşüm.” dedi.

    On üç yaşındaki bir çocuğun terörist olamayacağını belirten Sami Elvan, “Eren Bülbül de benim çocuğum. Bir güruh bu iki çocuğu yan yana getiriyor ve ‘biri devlet için öldü, biri teröristti’ diyor. Bize hakaret ediliyor. Bu ‘terörist’ kelimesini aklamanız gerekiyor. Ben bu hakkımı istiyorum. Benim çocuğumu sırf fakir, Alevi çocuğu diye öldürdüler. Benim çocuğum terörist olamaz.” ifadesini kullandı.

    Çocuğunun siyasette kullanıldığını ve 9 ay boyunca hastanede yatarken devlet yetkilileri tarafından aranmadığını söyleyen Elvan, mahkemenin adaleti sağlaması gerektiğini, davanın siyasi bir davaya dönüşmesi nedeniyle mahkemenin çok zor bir karar vereceğini ve adalet sağlanırsa ülkenin geleceğinin de kurtarılmış olacağını dile getirdi.

    Anne Gülsüm Elvan da, mahkemenin 17 duruşmadır katili akladığını savunarak, “Her şey açıkça ortada. O katil halen görevde. Ben bunu artık hazmedemiyorum. Suçlu devlettir, suçlu sizlersiniz. Adalet sağlanmalıdır. Bunun başka çaresi yok.” diye konuştu.

     “Kimsenin ölmesiyle ilgim yok”

    Duruşmada konuşan Elvan ailesinin diğer bireyleri de, Berkin Elvan’ın masumiyetini kanıtlamak zorunda bırakıldıklarını, Berkin Elvan’ın adının anılmasının bile suç olduğu bir ülkede adalet istediklerini ve bunun kendileri için zor bir durum olduğunu kaydetti.

    Müdahil avukatlarının konuşmasından sonra beyanı sorulan sanık F.D. ise, söylenenlerin varsayım olduğunu öne sürerek, “Baştan beridir avukatların söyledikleri varsayım üzerinedir. Hayali bir dünyadadırlar, ispatlayamadıkları şeyleri söylemektedirler. Başka da söyleyecek bir şeyim yok. Önceki ifadelerimde de söyledim, kimsenin ölümüyle ya da yaralanmasıyla hiçbir ilgim yok.” dedi.

    Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına gönderilmesine karar verdi. Heyet duruşmayı 9 Aralık’a erteledi.

    İddianameden

    İddianamede, Gezi Parkı odaklı olaylara katılanların olay günü otoyolu kapattığı, bunun üzerine olay yerine giden polislerin gruptakileri dağıtarak yolu trafiğe tekrar açtığı hatırlatılarak, dağıtılan eylemcilerin tekrar ara sokaklarda toplandığı ve polise mukavemette bulunduğu anlatılıyor.

    Bunun üzerine polislerin tekrar eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan’ın yaralanarak hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği aktarılan iddianamede, raporlar ışığındaki delillere göre Elvan’ın başına gaz fişeği atan kişinin sanık polis memuru F.D. olduğunun tespit edildiği bilgisi yer alıyor.

    İddianamede, sanık F.D’nin “olası kasıtla öldürme” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.