Etiket: güncelhaberler

  • 16 valinin görev değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı

    16 valinin görev değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı

    Vali atama kararnamesi, Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni kararnameye göre 16 ilin valisi değişti, 12 ilin valisi mülkiye başmüfettişliğine atandı. İstanbul, Ankara, Bursa, Hatay’da görevli 5 kaymakam, vali oldu.

    GÖREVDEN ALINAN İSİMLER

    Kırşehir Valisi Hüdayar Mete Buhara, Bolu Valisi Erkan Kılıç, Amasya Valisi Yılmaz Doruk, Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, Burdur Valisi Türker Öksüz, Karaman Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Çorum Valisi Zülkif Dağlı, Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz, Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, Artvin Valisi Cengiz Ünsal, Manisa Valisi Enver Ünsal ve Şırnak Valisi Cevdet Atay görevden alınarak Vali-Mülkiye Başmüfettişliğine atandı.

    16 İLİN YENİ VALİSİ

    – Konya Valisi Vahdettin Özkan Manisa Valiliğine,

    – Kırklareli Valisi Birol Ekici Şırnak Valiliğine,

    – Uşak Valisi Turan Ergün Artvin Valiliğine,

    – Isparta Valisi Aydın Baruş ise Gümüşhane Valiliğine,

    – İçişleri Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanı İbrahim Akın Konya Valiliğine,

    – Göç İdaresi Başkan Yardımcısı Önder Bakan Amasya Valiliğine,

    – Mülkiye Başmüfettişi Ali Çalgan Çorum Valiliğine,

    – İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Tülay Baydan Bilgihan Burdur Valiliğine,

    – İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Fatih Çiçekli Karaman Valiliğine,

    – Vali-Mülkiye Başmüfettişi Abdullah Erin Isparta Valiliğine,

    – Vali-Mülkiye Başmüfettişi Rahmi Doğan Sakarya Valiliğine,

    – Bursa-Gemlik Kaymakamı Uğur Turan Kırklareli Valiliğine,

    – İstanbul-Sancaktepe Kaymakamı Ahmet Karakaya Bitlis Valiliğine,

    – Hatay-İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek Kırşehir Valiliğine,

    – İstanbul-Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın Bolu Valiliğine,

    – Ankara-Etimesgut Kaymakamı Naci Aktaş Uşak Valiliğine atandı.

  • Tüketicilere ucuz bal uyarısı

    Tüketicilere ucuz bal uyarısı

    Ardahan Arıcılar Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, sahte ballara karşı vatandaşların daha dikkatli ve duyarlı olmasını isteyerek, “Bazı insanlar haksız para kazanmak uğruna hilelere başvurmaktadır. Bu her üründe olduğu gibi balda da var. Tüketici hiç bir zaman aldanmasın” dedi.

    2024 yılı bal fiyatlarını belirlemek için arıcılarla bir araya gelip maliyetleri hesaplayarak en uygun fiyatı belirlediklerini söyleyen Evliyaoğlu, “Fiyatları belirlerken yıllık maliyetleri baz aldık. Fiyatlarımız, normal ballarda 700 TL olarak belirlenirken, marka tescilli ballarda ise bu rakam 1000 TL olarak belirlendi. Ancak bu bölge Kafkas arısı koruma alanı olduğu için sadece Artvin ve Ardahanlı arıcılar bu bölgeyi kullanabiliyor ve birbirlerine gidip gelebiliyorlar. Artvinli arıcılar bal sezonunda Ardahan’da bulunarak Ardahan balı diye bal fiyatını 350 TL’den satışını yaptıklarını tespit edince biz de müdahale ettik. Çünkü fiyat hesaplaması yaparken maliyetleri hesapladık ve bunun sonucunda fiyatı belirledik” diye konuştu.

    Ardahan’da bal satışı yapan bazı marketlerde bal adı altına ucuza satılan ürünlerin doğal olmadığına da değinen Başkan Evliyaoğlu tüketicilere bu konuda uyarılarda bulundu.

    Evliyaoğlu, “Tüketicilerimize önerimiz, direkt arıcıya ulaşarak ballarını arıcılardan alsınlar. Bazı marketlerde bal adı altına ucuza satılan ürünlerin satıldığını görüyoruz. Maalesef resmen glikoz şurubu getirilip arıya verilerek elde edilen ballardır. Çünkü maliyetler belli ve ucuz satılan ballarda hile olduğu belli. Bizler de üretici olarak fiyatların düşük olmasını isteriz ama maliyetler belli. Bu konuda tüketicilerimize bal alırken marketlerden değil de üreticilerden almaları konusunda tavsiyede bulunuyoruz” dedi.

  • Duayen ressam Mustafa Ayaz son yolculuğuna uğurlandı

    Duayen ressam Mustafa Ayaz son yolculuğuna uğurlandı

    Dün Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında hayatını kaybeden ressam Mustafa Ayaz için Kocatepe Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene ailesi, dostları, güzel sanat fakültelerinden öğretim üyeleri, Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD) yönetici ve üyeleri, Tüm Sanat Galerileri Derneği (TÜSGAD) yöneticileri ve üyeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü yetkilileri, gazeteciler ve sanatseverler katıldı. Ayaz, Kocatepe Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Mustafa Ayaz kimdir?

    1938’de Trabzon’un Çaykara ilçesinin Kabataş köyünde doğan Mustafa Ayaz’ın çocukluğu, yoksulluk ve hastalıklarla geçtiğinden ilkokula 10 yaşında başladı. 1953’te Erzurum Pulur Köy Enstitüsü ortaokul son sınıfta resim yeteneğiyle hocalarının dikkatini çeken Ayaz, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu Resim Bölümü sınavlarını kazandı. Mezuniyetinin ardından bir yıl ilkokul öğretmenliği yapan Ayaz, 1960’ta Gazi Eğitim Enstitüsü’nün resim bölümüne girdi ve buradan 1963’te mezun oldu. Ayaz, sonrasında 3 yıl Çorum’da resim öğretmenliği ve atölye şefliği yaptı.

  • Oyuncu İrem Sak’ın acı günü

    Oyuncu İrem Sak’ın acı günü

    Ünlü oyuncu İrem Sak’ın Sivas’ta hekimlik yapan babası Dr. Şemsettin Sak, dün mide kanaması nedeniyle kaldırıldığı hastane 75 yaşında vefat etmişti.

    Dr. Şemsettin Sak’ın cenaze töreni, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nde düzenlendi. Cenazeye, Sak’ın yakınları dışında sanat camiasından birçok isim katıldı. Ünlü oyuncu İrem Sak, babasını gözyaşlarıyla uğurlarken Sak’ın naaşı, öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Yeni Ayazağa Mezarlığına defnedildi.

  • “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi”

    “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi”

    Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile ilgili, “Bir diğer iddia bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu” dedi.

    Lübnan’da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile şu ana kadar 9 kişinin ölümüne, 2 bin 750 kişinin yaralanmasına yol açan saldırının yankıları sürüyor. Lübnan’da gerçekleşen saldırıda çağrı cihazlarına müdahale edilip patlatılmasına ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Lübnan’da gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah’ın güvenli iletişim aracı olarak gördüğü yaklaşık 95 gram ağırlığında küçük çağrı cihazları kullanıldığını belirterek, “Büyük ihtimalle Hizbullah, kendi ekosistemi içerisindeki insanlarla güvenli haberleşme için kullanıyordu. Kuvvetle muhtemel çağrı cihazına sinyal giden kişi, güvenli iletişim cihazından ulaşması gereken ilgili yere ulaşıyordu. Aslında kendi güvenliğini sağlamak için kullandığı bir yöntemdi, fakat İsrail Hizbullah’ın bunu üçüncü parti tedarik hattından temin ettiğini fark etti. Hizbullah’ın adını vermeden bir alıcı bu tarz cihazları alır ve teslim eder. Bir diğer iddia da bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu. Çeşitli uluslararası gazetelerde bunların içine ’20 gramlık gelişmiş patlayıcının entegre edildiği’ bilgileri var ancak doğruluğunu bilemeyiz” dedi.

    “Saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu”

    Saldırının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Küçük, Hizbullah’ın otonom hareket edebilme kabiliyetinin zarar görmesinin İran’a olan bağımlılığını artırdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
    “Bu tarz idari ve lojistik taraftaki beyin takımı adamlarını yok ettiğiniz zaman Hizbullah, İran’a daha bağımlı oluyor. Bu aslında görece bakımından İran’ın da işine gelebilecek bir durum. Dolayısıyla İran’dan cihazlar geldi, İran’ın içinde istihbarat zafiyetleri var ya da yok ayrı bir tartışma konusu. MOSSAD’ın 7 Ekim’de ciddi bir yara aldığını biliyoruz. MOSSAD imaj olarak yara aldı. Çünkü yıllarca MOSSAD propagandası yapıldı, ‘MOSSAD düşmanı dünyanın neresinde olursa bulup öldürür, her türlü bilgiyi önceden ele geçirir’ gibi ama burnunun dibindeki saldırıyı görememişti. Bu da büyük bir imaj kaybıydı. Bu saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu.”

    “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir”

    Sivil kullanımdaki iletişim cihazlarında böyle bir durumun görülme ihtimalinin düşük olduğunu dile getiren Küçük, “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması, devasa markaların çok büyük para kaybetmesine, ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir. Buna da kimsenin kolay kolay cesaret edebileceğini zannetmiyorum” dedi.
    Saldırıda patlayan cihazlarda aşırı ısınma yaşanması durumunda güvenlik hattı bulunan lityum bataryalar kullanıldığını dile getiren Küçük, “Batarya ısındığı zaman işlemcinin frekansını kesmek, elektrik akımını kontrol etmek gibi bir önlem oluyor. Bu önlemi kaldırırsanız bataryanın ısınmasını sağlayıp patlayıcıyı da harekete geçirebilirsiniz. Ürünün sağlam halini görmediğimiz için şu an bir yorum yapamıyoruz” dedi.

    Saldırıda Hizbullah üyelerinin yanı sıra sivil kaybının da yaşandığını belirten Küçük, İsrail doğrudan hastaneyi vurduğunda bile uluslararası kamuoyunun harekete geçildiğini görülmediğini hatırlattı.

  • Motosikletin çarptığı astsubay şehit oldu

    Motosikletin çarptığı astsubay şehit oldu

    Ordu-Giresun karayolu Divane Camisi mevkisinde icra edilen yol emniyet kontrol devriyesi görevinde saat 09.50 sıralarında durdurulmak istenilen A.T.’nin kullandığı plakası öğrenilemeyen motosiklet durmayarak yol kenarında bulunan jandarma personeli Astsubay Çavuş M.F.Ç.’ye(26) çarptı.

    Ağır yaralanan ve olay yerine gelen ambulansla özel bir hastaneye kaldırılan astsubay, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Gülyalı İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli astsubayın Sakarya doğumlu olduğu öğrenildi.

    Motosiklet sürücüsü A.T. Ordu nöbetçi cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda gözaltına alındı.

  • Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği güncelleniyor

    Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği güncelleniyor

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyelerin karar organları olan belediye meclislerinin çalışma usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla 2005 yılında yürürlüğe giren Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği’nde değişiklik için çalışma başlattı. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre belediye meclis çalışması ve katılıma ilişkin esas ve usulleri belirleyen Bakanlık, 25 maddeden oluşan yönetmeliğin uygulayıcısı olan belediyelerin görüşlerini alarak yönetmeliği güncelleyecek.

    Bin 400’ü aşkın belediye görüş verecek

    Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün “[email protected]” adresi üzerinden 15 Ekim tarihine kadar Türkiye’de yer alan bin 407 belediye ile Türkiye Belediyeler Birliği’nin görüşleri toplanacak. Online doldurulabilecek cetvelle yönetmeliğin mevcut halinin karşısındaki bölüme talepler yazılabilecek. Ortaya çıkacak analiz sonucu yönetmelikte güncelleme yapılacak.

    Dijitalleşme hedefleniyor

    Yenilenecek yönetmelikle özellikle meclis çalışmalarının dijital ortama aktarılması, kararların elektronik ortamda saklanması ve işlenmesi, elektronik imza ile oylama gibi çağın gereğine uygun çalışma sisteminin oluşturulması hedefleniyor.

    Yönetmelik neleri kapsıyor

    Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği’nde belediye meclis komisyonlarının oluşturulmasından bu komisyonlarda çalıştırılacak uzmanlarda aranan şartlara kadar pek çok konuda usul ve esaslar yer alıyor. Güncellemeyle meclislerde görüşülen konuların kabul ve reddinden tutanakların düzenlenme usullerine kadar birçok konuyla ilgili görüş alınacak.

  • İsrail’in Filistin’e saldırısı film oluyor

    İsrail’in Filistin’e saldırısı film oluyor

    Senarist ve yazar Talat Özpolat’ın 2015’te kaleme aldığı ‘El-İsra’ isimli romanından uyarlanan aynı isimli film, Türk yapımcı şirketi HMK Film ile İsrail-Filistin çatışmasını beyaz perdeye taşımaya hazırlanıyor.

    7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail-Filistin çatışmalarını konu alan filmin kadrosunda 4 ülkeden oyuncular yer alacak. Filmin temel misyonunun ‘barış’ olduğunu belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Mehmet Kılınç, filmin bir dini ya da milleti yargılamadan süreci objektif şekilde ele aldığını dile getirdi. El-İsra filminin uluslararası bir yapım olduğuna dikkat çeken Kılınç, “El-İsra, uluslararası seyircilere ulaşması hedeflenen bir yapım. Dört ayrı devletin oyuncularından oluşan bir kadro ile uluslararası bir projeye imza atıyoruz. 10 yıl önce Talat Özpolat’ın kaleme aldığı El-İsra romanını okuduğumda, ‘Bu hikayeyi mutlaka filme çekmeliyiz’ diye düşünmüştüm. Ancak özellikle son dönemlerde yaşanan olaylar, senaryomuzun daha da güncellenmesine neden oldu. Altı aylık titiz bir çalışmanın sonunda senaristlerimiz Cavidan Balcı ve Talat Özpolat ile birlikte üst düzey bir senaryo hazırladık. Filmimizin temel misyonu barışı anlatmak, bunu yaparken dini veya milleti yargılamadan objektif bir şekilde hikayemizi sunmayı başardık. Çekimler New York, İstanbul, Hatay ve Kudüs’te gerçekleştirilecek” dedi.

  • YRP’den yeni anayasa açıklaması

    YRP’den yeni anayasa açıklaması

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında Genel Merkez binasında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın açıklamasında bulundu. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın gerçekleştirdiği görüşmeye değinen Kılıç, Babacan’ın parti yöneticileriyle gerçekleştirdiği ziyarette Türkiye gündeminin değerlendirildiğini belirterek, “1 Ekim tarihinde TBMM, yeni yasama yılının açılışını gerçekleştirecek. DEVA, Yeniden Refah Partisi ve diğer siyasi partilerin TBMM’de yapılacak çalışmalarla Türkiye’nin gündemine daha fazla tesir etmeleri, insanlarımızın refahına daha fazla katkı sağlayacak iş birliklerini geliştirmeleri yönünde fikir alışverişinde bulunulmuştur. Türkiye’deki elbette iktidar partileri olduğu gibi muhalefet partileri vardır. Bütün bu partilerin varlığı çok partili siyasal hayatın en temel gerekliliğidir. Yeniden Refah Partisi bu partiler arasında önemini koruyan ve her geçen gün üye sayısıyla birlikte önem katsayısını da artıran bir siyasi parti olarak tezahür etmektedir. Tüm siyasi partilerin iktidar karşısında Türkiye adına doğruları söylemeleri, siyasetin de, hukukun da, vicdanın da gereğidir. Yeniden Refah Partisi bu doğrultuda doğruya doğru, yanlışa yanlış stratejisini baştan itibaren ortaya koymuş; iktidarın doğrularına doğru derken, yanlışlarını da açık sözlülükle eleştirmekten geri durmamıştır” açıklamasında bulundu.

    “Dünyanın ve bölgemizin yeni bir krize ihtiyacı yoktur”

    Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında imzalanan Ortak Savunma İş Birliği Antlaşması’nın Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik ciddi bir tehdit mahiyetinde olduğunu ifade eden Kılıç, “NATO müttefikimiz ABD’nin Akdeniz’de tansiyonu yükseltmeye matuf GKRY ile sınırlı böyle bir adım atmasını tasvip etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD ile GKRY arasındaki antlaşmanın etkisizleştirmesi yönünde atacağı tüm adımları destekliyoruz. GKRY ile ABD arasındaki bu antlaşma, bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecektir. Doğu Akdeniz’deki maden rezervleri, hidrokarbon yatakları, petrol ve kömür rezervleri ve doğalgaz rezervleriyle ilgili olarak ABD’nin GKRY ile Türkiye ve KKTC’yi yok sayan yakınlaşması bölgedeki ilişkileri bozucu mahiyetindedir. Dünyanın ve bölgemizin yeni bir krize ihtiyacı yoktur” değerlendirmesinde bulundu.

    “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır”

    Bir gazetecinin HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın 4. maddesi ile ilgili ifadelerini Yeniden Refah Partisi’nin nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Kılıç, şu cevabı verdi:

    “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır. Türkiye’de anayasa değişimini herhangi bir partiye göre yapmak mümkün değildir. Değişimi toplumun herhangi bir kesimine göre yapmakta mümkün değildir. Anayasalar temel metinlerdir. Toplumsal uzlaşılar ve sözleşmelerdir. Anayasa’nın toplumun genelinin heyecan ve hissiyatını yansıtan ve hepimizi bir arada tutan maddeleri içermesi gerekmektedir. Anayasa, TBMM’de de yapılacak olsa, TBMM’de oylandıktan sonra referanduma da taşınacak olsa toplumun genelinin görüşlerini yansıtmak mecburiyetindedir. Hiçbir beşeri metin kutsal, kusursuz ve eksiksiz değildir. 100 maddenin 99’una katılır, birinden rahatsızlık duyabilirsiniz, bu herkes için geçerlidir. Öyleyse çoğunluğun uzlaşını yansıtan ve bizi bir arada tutan anayasa metinlerine sahip çıkmak hepimiz için gerekliliktir. Türkiye’nin başkentini, resmi dilini, milletin temel değerlerini, devlet şeklimizin cumhuriyet olduğunu tartışmanın hiçbirimize bir faydası yoktur. 4. maddeyi ortadan kaldırmak, diğer üç maddeyi tartışmaya açmak anlamına gelecektir. Türkiye’nin bugün ihtiyacı bu değildir.”

  • Sözcü Çelik’ten Lübnan saldırısına tepki

    Sözcü Çelik’ten Lübnan saldırısına tepki

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Türkiye Buluşmaları’ kapsamında Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Programı’nda konuştu. Türkiye’yi geleceğe taşımak için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini vurgulayan Çelik, farklı görüşlerin medeni bir üslup içinde tartışılabileceğini belirtti. Ancak esas meselenin, bu masaların etrafında oturabilmek ve ortak bir dil geliştirmek olduğunu ifade etti. Çelik, “Ne kadar farklı görüşümüz olursa olsun, bu masaların etrafında oturabiliyorsak, konuşabiliyorsak, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygımız olmasın. Birileri dışarıdan dayatmalarla masayı devirmeye çalışıyorsa, aramızdaki fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp masayı korumalıyız” diye konuştu.

    Türkiye’nin geçmişte büyük acılar yaşadığını belirten Çelik, 12 Eylül darbesinin Türkiye’ye zarar verdiğini söyledi. Çelik, “12 Eylül’ü yapanlar, ‘Bir sağdan bir soldan asalım’ diyerek gençlerin hayatına kıydılar. Ancak bu müdahalelerin Türkiye’nin huzurunu sağlamakla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Bu darbeler, ülkemizin milli egemenliğini çalmak ve Türkiye’yi geri bırakmak için yapılmış siyasi projelerdir” dedi.

    Çelik, hukuk dışı vatanseverliğin en büyük zarar verdiğini ve vatanseverliğin hukukun içinde kalması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin çevresindeki savaş ve istikrarsızlıkların artarak devam ettiğine dikkat çeken Çelik, Türkiye’nin bu durumdan korunmaya devam edeceğini belirtti. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetini değerlendiren Çelik, “Narin kızımız için yüreğimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor. Her gün televizyonlarda yapılan haberler yüreğimizi parçalıyor. Ancak Gazze’de de 40 bine yakın insan hayatını kaybetti. Dünya düzeninin adaletsizliğine karşı tek söz söyleyen kişi Cumhurbaşkanımızdır” dedi.

    Çelik, Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi ile ilgili batı basınında çıkan haberleri eleştirdi. Küresel sistemin felç olduğunu belirten Çelik, “İsrail’deki Netanyahu hükümeti, bir katil şebekesidir. Katliam şebekesi suçlarını örtbas etmek için yalanlara başvuruyor. Gazze’yi korumak için değil, katliam yapanları korumak için savaş gemileri konuşlandırılmıştır. Bu durum, iç bünyemizi ve bağışıklığımızı sağlam tutmamız gerektiğini gösteriyor” dedi.

    Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’deki direnişi Kurtuluş Savaşı’na benzettiğini ve bu görüşe itiraz edenler olduğunu belirtti. Çelik, program sonrası sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor”

    İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıyla ilgili soru üzerine Çelik, saldırının ardından Lübnan’daki çağrı cihazlarına yapılan saldırıda 2 bin 800 kişinin yaralandığını ve 8 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Çelik, “İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor” dedi.

    Saldırının nasıl gerçekleştiği ve çağrı cihazlarının nasıl patlayıcıya dönüştüğü konusunda tartışmaların sürdüğünü vurgulayan Çelik, bu olayın, Netanyahu hükümetinin uluslararası baskıyı ortadan kaldırmak ve savaşı genişletmek amacıyla yaptığı bir hamle olduğunu söyledi. Çelik, “Netanyahu’nun savaşı Lübnan’a yayma çabası, siyasi hesaplarla şekillenen bir stratejidir ve Cumhurbaşkanımızın bu olayları Kurtuluş Savaşı’na benzetmesinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor” dedi.

    Barış müzakerelerinde İsrail’in direncinin, uluslararası baskıyı azaltmak için saldırılara başvurmasına neden olduğunu belirten Çelik, Hamas’ın barışa olumlu yaklaşımının, Netanyahu hükümetini baskı altında bıraktığını ifade etti. Çelik, Netanyahu’nun bu baskıdan kurtulmak için Lübnan’daki sivillere yönelik saldırılar düzenlediğini belirtti.

    Çelik, Ayşenur Ezgi Eygi’nin öldürülmesiyle ilgili uluslararası basında çıkan haberlerin eksik ve yanıltıcı olduğunu, ABD Başkanı Biden’ın olay hakkında yeterli bilgi sahibi olmamasının da şüpheli bir durum oluşturduğunu söyledi. Çelik, Netanyahu hükümetinin savaş gemilerini korumak için bölgeye gönderdiğini, bu durumun ikiyüzlülük ve çifte standart örneği olduğunu vurguladı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti iktidarını yaşam tarzlarına müdahale etmekle suçlayan açıklamalarıyla ilgili Çelik, Özel’in sözlerinin, AK Parti’ye karşı açılmış uyduruk kapatma davasındaki iddialarla benzer olduğunu belirtti. Çelik, AK Parti’nin yaşam tarzları konusunda vesayeti kaldırma ve hakları koruma konusunda mücadele ettiğini vurguladı.

    Bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan ve 18 gün sonra cezaevinden tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu’nun, katıldığı bir yayında “üzerine alınan kimseden özür dilemiyorum” ifadelerinin hatırlatılması üzerine Çelik, Kayserilioğlu’nun sözlerinin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından desteklenen bir kişinin açıklamaları olması nedeniyle, bu tür açıklamaların sorumluluğunu destekleyenlerin taşıdığını söyledi. Çelik, bu tür açıklamaların CHP’nin meselesi olduğunu, AK Parti’nin ise önüne bakmaya devam edeceğini ifade etti.