İzmir’de, cami hoparlörlerinden müzik yayınına ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklandı.
Etiket: güncelhaberler
-
Kamu işçilerine ilave ikramiye ödemesi
Kamu işçilerine ilave ikramiye ödemesi bugün yapılacak. Açıklama, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’tan geldi.
Bakan Selçuk, ilave tediyelerin 56 günlük olduğunu ve yılda 2 kez yayınlanıp ikişer taksitte ödendiğini anımsatarak, 26 günlük zorunlu ödemede ilk taksitin 31 Ocak’ta yatırıldığını, ikinci taksitin de bugün ödeneceğini kaydetti.
6772 sayılı kanun gereği kamu işçisine ödenen ilave tediyelere, 2017 yılında taşerondan kadroya geçen işçilerinin de dahil edildiği bilgisini paylaşan Selçuk, “Bakanlık olarak her zaman olduğu gibi Türkiye’mizin geleceği için değer üreten, kalkınmamızın en büyük destekçisi olan işçi kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
-
Koronavirüs arı satışlarını ikiye katladı
Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde arıcılık yapan Mukadder Karataş (41), koronavirüs salgınıyla birlikte köylerine dönenler sayesinde, arı satışlarının geçen yıla oranla yüzde 100 arttığını söyledi.
Karpuzlu ilçesinin 3 bin 500 nüfuslu kırsal Tekeler Mahallesi’nde yaşayanların çoğunluğu geçimini, arıcılık yaparak sağlıyor. Mahalle sakinleri bal, polen ve diğer arı ürünlerinin yanı sıra ürettikleri arıları talep gelmesi halinde Türkiye’nin dört bir tarafına satıyor.Geçen yıl 8 çıtalı toplam 10 bin kovan arı sattıklarını belirten Mukadder Karataş, bu yıl sattıkları arılı kovan sayısının ikiye katlandığını söyledi. 13 yıldır babası Ali İhsan Karataş (61) ve kardeşi Mustafa Karataş ile arıcılık yaptıklarını ifade eden Karataş, “Biz sadece 8 çıtalı kovan ile arı satıyoruz. Türkiye’nin çeşitli illerine bu arıları sattığımız için 8 çıtalı olarak göndermek daha kolay oluyor. Her çıtada ortalama bin ile 2 bin arasında arı olan bu kovanları plastik kutular içine koyarak kamyonlarla talebe göre her ile gönderebiliyoruz. Geçen yıl 350 liraya sattığımız arılı kovanlar, bu yıl 450 liradan satılıyor. Kovandaki çıta ve arı sayısına göre fiyatlar değişiyor. Fiyatların ve satışın artması arı üreticisinin yüzünü güldürdü” dedi.
Aydın bölgesinin arı ve bal üretimine çok uygun olduğunu vurgulayan Karataş, her yıl yaklaşık 150 TIR arı kovanının yaylalara gittiğini kaydetti.
‘KORONAVİRÜS SALGINI ARICILIĞA İLGİYİ ARTIRDI’
Aydın’ın her ilçesinde arıcılığın olduğunu ancak Karpuzlu ilçesinde daha yaygın olduğunu vurgulayan Karataş, “Burada birçok arkadaşımız bu işi meslek haline getirmiş. Koronavirüs salgını nedeniyle başta İç Anadolu Bölgesi olmak üzere pek çok yerden köylerine dönenler oldu. Şehirlerde salgın nedeniyle getirilen kısıtlamalardan dolayı iş yapamayanlar çareyi köylerine dönüp, tarım ve hayvancılık yapmakta buldu. Köyüne dönen birçok kişi atasından gördüğü arıcılığı yapmaya başladı. Böyle olunca da arı satışlarımız arttı. Hobi amaçlı yapmak isteyenler de satışların artmasında etkili oldu” diye konuştu.
-
Süper Lig’in tarihi belli oldu
Türkiye Futbol Federasyonu ile Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı videokonferans aracılığıyla toplantı yaptı.
Toplantı sonrası açıklama yapan TFF Başşkanı Nihat Özdemir, “18 kulübün tamamının desteği ile liglerin 12 Haziran’da başlaması için anlaştık. Kesin karar 28 mayıs’ta verilecek” dedi.
Özdemir, bu sezon Süper Lig’de düşme olmaması ve gelecek sezonun 21 takımla oynanması için 7 kulüpten başvuru aldıklarını konuyu değerlendireceklerini belirtti.
-
Ofis hayatına dönüş hazırlıkları
Türkiye’de koronavirüs sonrası normalleşme sürecinde milyonlarca çalışan haziranda ofise dönmeye hazırlanıyor. Uzaktan çalışan şirketler farklı çözümlerle iş başı planlıyor.
Türkiye’de evden çalışmaya başlayan milyonlarca kişinin kademeli olarak 1 Haziran’dan itibaren ofislere dönmesi bekleniyor.
Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 11 Mart’tan itibaren üretim ve saha elemanı haricindeki pek çok beyaz yakalı evlerden çalışmaya başlamıştı.
Milliyet gezetesinin haberine göre, Türkiye’nin büyük gruplarının bir kısmı haziranda ofise dönme kararı verirken, bazıları kısmen başlayarak bir geçiş süreci ortaya koydu. Bazı firmalar bundan sonra da tamamen uzaktan çalışmayı gündeme alıyor.
Nasıl yapılacak?
Koç Holding İnsan Kaynakları, normale geçiş için yol haritası hazırladı. Grupta 90 bin çalışan var. Şu an sahada, ofiste ve evde çalışan ekipler bulunuyor. Normale dönüş dönemini bu şekilde geçirmek hedefleniyor. Salgın sonrası yeni dönemin gerektirdiği çalışma düzeni ile başlamak üzere hazırlık yapılıyor.
Sabancı Holding, 1 Haziran’dan itibaren çalışanların yüzde 50 şeklinde ofise dönmesi kararını aldı. İki grup halinde işe dönme planı yapılıyor. Pazartesi, salı günü bir grup işe gelecek. İkinci grup evden çalışacak. Çarşamba günü ofis dezenfekte edilecek. Perşembe, cuma günü ise ikinci grup işe gidecek, birinci grup evden çalışacak.
Eczacıbaşı Holding, 20 Mart’tan itibaren tüm ofislerinde uzaktan çalışmaya geçti. 11 Mayıs haftasından itibaren, yönetim kademesi haftada üç gün ofise dönmeye başladı. 1 Haziran’dan itibaren de, iki grup halinde çalışma düzenine geçiliyor. Birinci grubun ofiste olduğu hafta, ikinci grup uzaktan çalışacak. İkinci grubun ofise geldiği hafta ise, birinci grupta uzaktan çalışma düzeninde olacak.
Gözler 1 Haziran’da
Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, “1-15 Haziran arası grup şirketlerimizde yüzde 25, yüzde 50 ve yüzde 75 oranında, kademeli çalışan grupların ofise dönecek. İlk 4 hafta boyunca haftada 2 gün ofisten, 3 gün evden, kalan 4 haftada ise 3 gün ofisten, 2 gün evden çalışılacak. 60 yaş üzeri, hamileler, kronik rahatsızlığı olanlar, engelliler evden çalışmaya devam edecek” dedi.
‘Risk grubu’ evde kalacak
Doğuş Holding, “Pandemi sırasında işi evden çalışmaya elverişli çalışanlarımız evden çalıştı. Normalleşme sürecinde de evden çalışma gibi yeni ve esnek çalışma modellerini uygulamak üzere planlama yapıyoruz” açıklamasını yaptı.
Yaşar Grubu’nda gıda ve içecek grubu normal çalışma düzenini sürdürüyor. İdari tarafta dönüşümlü olarak nöbetleşe ve evde çalışma sistemiyle devam ediliyor.n Kale Grubu’nun ise henüz kesin karar alınmamakla beraber yüzde 90 oranında 1 Haziran itibariyle ofislere döneceği belirtildi.
Akfen Holding, sağlıkla ilgili ülke genelindeki gidişatı takip ediyor. 1 Haziran itibariyle ofislere dönülmesi düşünülüyor.
Turkcell’de saha elemanları görevini sürdürürken, uzaktan çalışan ofis çalışanları için kademeli olarak işe dönüş planlanıyor ama net bir takvim verilmedi.
Türk Telekom’da evden çalışanların vaka sayısına göre, merkez ofislerde kademeli olarak 15 Haziran’da iş başı yapması planlanıyor.
Bazıları sürekli…
Boyner Grup CHRO’u Emek Yurdanur, “Merkez ofislerimiz için haziran ayı itibariyle kademeli dönüş planlıyoruz. Yaş ya da mevcut hastalıkları nedeniyle risk grubundakiler evde olmaya devam edecek. Ofislerde sıkı tedbirler alacağız. Ofislerimizin havalandırma sistemleri tekrar tasarlanıyor” dedi.
Bazı firmalar ise bundan sonra tamamen uzaktan çalışma sistemine geçeceğini duyurdu. Emre Kurttepeli’nin sahibi olduğu Mynet.com, bundan sonra tamamen uzaktan çalışma kararı aldı.
Türkiye’de sayıları 80’i aşan teknopark ve 1.250’yi geçen Ar-Ge merkezlerinin de evden çalışma süreleri 27 Mayıs’a kadar uzatılmıştı. Bunların da bu tarihten itibaren iş başı yapması bekleniyor.
Uzaktan ve esnek çalışma sürebilir
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (Peryön) Başkanı Berna Öztınaz, iş yapış şekillerinde büyük değişiklik yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
“Uzaktan çalışma tüm dünyanın hızlıca adapte olduğu bir çalışma yöntemi haline geldi. Mercer Türkiye ile yaptığımız ankete göre, salgın öncesinde evden çalışma uygulaması olan şirketlerin oranı yüzde 45 iken bu dönemde yüzde 95’e ulaştı. Şirketlerin yüzde 59’u Covid-19 süreci sonrasında uzaktan ve esnek çalışma modeline devam edeceğini belirtiyor. Bu tüm dünya olarak köklü bir değişimin eşiğinde olduğumuzu bize gösteriyor. Ofisteki günlük işleyişler konusunda net kuralların çıkarılması ve bütün bu sürecin doğru iletişim uygulamaları ile çalışanlara anlatılması gerekiyor.”
-
“İspat etmezsen şerefsizsin”
AK Partili Ankara eski Belediye Başkanı İbrahim Melih Gökçek, Tarihi Hacı Bayram-ı Veli Camisi’nde bir klip çekimi için drift yapan bir motorsiklet ile video paylaşarak halefi Mansu Yavaş’ı, “Yılın skandalı… Mansur Yavaş’ın yakın adamlarından Alper Kaya, kent konseyinin ve basın müşaviri Volkan Gültekin’in talimatı ile Hacı Bayram-I Veli hazretlerinin türbesi önünde şerefsizce motosikletle drift yaptı. Mansur Yavaş başka yer bulamadın mı? Tam CHP’li oldun…” sözleriyle hedef almıştı.
Fakat daha sonra Alper Kaya isimli kişinin hem Osman Gökçek’in okul arkadaşı olduğu hem de Beyaz TV’de sunuculuk yaptığı ortaya çıktı. Söz konusu olay gün yüzüne çıkınca şarkıcı Gökhan Özoğuz’dan “Yalan rüzgârla gemi yol almaz!” tepkisi geldi. Özoğuz’un tweetini alıntılayan Göçek, “Söylediğini ispat eden şerefli, edemeyen şerefsizdir” sözleriyle cevap verdi.
-
Maske takma zorunluluğuna iki şehir daha eklendi
Kocaeli ve İzmir’de koronavirüs tedbirleri kapsamında açık alanlarda maske takma zorunluluğu getirildi.
Kocaeli Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu toplantısında Covid-19 ile mücadele kapsamında yeni kararlar alındı.
Kurul, tüm tedbirlere ek olarak kent genelinde 20 Mayıs’tan itibaren ikinci bir karara kadar “açık alanlar da dahil olmak üzere” tüm vatandaşların maske kullanmasının zorunlu hale getirilmesine karar verdi. Alınan kararlara uymayanlar hakkında idari ve adli işlem başlatılacak.
İzmir’de ise İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından alınan kararla il geneli ve 30 ilçede maske kullanımı zorunlu hale getirildi.
-
Sütlacıyla ünlü Hamsiköy sessizliğe büründü
Tarihi İpek yolu güzergahındaki Zigana Dağı eteklerinde, bozulmamış doğasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağında bulunan Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Hamsiköy Koronavirüs salgını nedeniyle bugünlerde sessizliğe büründü.
İl merkezine 50, ilçe merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Hamsiköy, doğası kadar yöreye has sütlacı ile de son yıllarda özellikle Arap turistlerin ilgi odağındaydı. Renk cümbüşü ve doyumsuz manzarası ile misafirlerine sütlaç keyfi sunan Hamsiköy, trekking ve safari sporlarına da uygun yapısı, şelaleleri ile yerli ve yabancı turistleri cezbediyordu.
Her yıl Mayıs ayından itibaren hareketliliğin yaşandığı ve gelen vatandaşların araçlarını bile park etmeye yer bulamadığı Hamsiköy Koronavirüs salgını nedeniyle bugünlerde sessizliğe büründü. 2017 yılında coğrafi işaret alarak tescil edilen, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen turistleri lezzetiyle kendine çeken Hamsiköy sütlacını üreten tesislerin çoğu hem Koronavirüs hem de Ramazan ayı nedeniyle üretime ara verdi.
Yöre sakinlerinden Nurettin Aydemir, Hamsiköy’ün sessizliğe büründüğünü belirterek, “Normalde Hamsiköy’de bu zamanlarda araba bile park etmeye yer bulamıyorduk. Ama şuada çok sakin. Hamsiköy’ün tam yaşanılacak dönemi. Şuanda sadece yöre halkı var. Bugünlerde sessizliğe büründük” dedi.
Hamsiköy’de sütlaç ve ekmek üretimi yapan Seydi Konak ise “Biz beklemedeyiz. Bu sadece bizim değil tüm dünyanın bir sorunu. Fazla gelen olmadığı için sütlaç üretmiyoruz. Gelen oluyor ama çok az. Onları için sütlaç yapsak zarar ederiz. Ramazan’dan sonra inşallah bu durumlar düzelir” ifadelerini kullandı.
-
Mustafa Cengiz ameliyata alındı
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in, geçirdiği mide kanaması sebebiyle acil olarak ameliyata alındığı bildirildi.
-
Yatırımcıyı küstürmenin püf noktaları…
Dedikten sonra bir iki hatırlatma daha yapıp asıl konumuza girmek istiyorum:
İşçi kenti olduğu kadar göç dalgalarıyla yeni hemşehrilerini de bağrına basan şehir Bursa…
Daha iyi yerlerde olmalı mı? Tabi ki hep daha iyisi vardır…
Önemli olan doyduğu şehirlere katma değer sağlayanları baş tacı etmek, onları onurlandırarak yeni destekçilerin önünü açmaktır…
Sizler ne kadarını tanırsınız veya tanımazsınız ama bu kadim şehir Bursa’nın köklü aileleri vardır…
Sıralamaya kalkınca birini unutursak, eminim incitir kırarız bu asırlık çınar aileleri…
Ben bugün bu ailelerden birinden bahsetmek istiyorum…
Gökçen ailesi…
Saymaya kalktığımızda mutlaka ‘aaaa şu da vardı’ diyeceğimiz zenginlikleri vardır mutlaka bu ailenin…
Ama en öncelikleri gönül zenginlikleri…
Sonradan değil en baştan görmüş olmaları…
Tevazudan da taviz verdiklerini gören yoktur diye düşünüyorum
400 yıllık aile geçmişleri, sanayicilikte aralıksız 6.nesli ulaşmış ender ailelerden olarak, şehrimize ve şehrin yönetimine her zaman güvenmiş. Güçlerine rağmen rantiyeci gibi davranıp şehrin rantını kovaladıklarına tanıklık eden kimse yok.
Ancak kişisel anlamda bazı konularda haksızlığa uğradığını düşünüyorum bu ailenin…
‘Sana ne’ diyenler olabilir, hatta ‘Avukatı mısın?’ diyenler de…
Mesele anlatmak istediğim konulara gelince
SÜRPRİZ 1-
BOİ
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait Bursa Otobüs İşletmeleri’nin bulunduğu alan…
Dönemin Büyükşehir Belediyesi orada bulunan araziyi ihaleye çıkarıyor…
İmar sorunları aşılmış, ‘armut piş, ağzıma düş’ modunda…
Dört defa ihaleye çıkıyor olmasına rağmen kimse yanaşmıyor;
Gökçen ailesi ise istimlak değerinin çok üzerinde 2012 yılında açık ihalede 53 milyon TL, yani 30 milyon dolar karşılığında ‘hayırlı olsun’ deniyor…
Akabinde sıra dışı bir gelişme yaşanıyor.
İmzaların mürekkebi kurumadan yerlerin imar planları tapu tescili sonrası hemen iptal ediliyor. Pimi çekilmiş bomba elde kalıyor, deyim uygunsa bebek ölü doğuyor…
Peki; 8 yılın sonunda 30 milyon doların finans kaybı sizce ne kadardır?
Ayrıca her yıl ödenen en yüksek emlak vergisi ve alanın bedelsiz kullandırma hakkı sizce hak mıdır?
Üzerine çivi bile çakamamanın psikolojik ve ekonomik yorgunluğu.
Buna rağmen hala ayrıcalık, fırsat ve rant olarak görenler kör değilseler bu işin avantajını göstersinler pek çok sürprizim olacak onlara…
SÜRPRİZ 2 –
SICAKSU TABAKHANELER
Eski Bursalılar bilir;
Şehrin meşhur termal sularını barındıran lokasyonu adından menkul;
Sıcaksu bölgesi…
Dönemin belediyesi yine ihaleye çıkıyor…
İstimlak edilerek bölge parsellerde proje geliştirmek için yapılan yerel ve ulusal yatırımcıların davetleri üzerine hazırlanan mega projelere rağmen yatırımcı bulunamadığı için imar sorunları çözülmüş parseller ihaleye çıkarılıyor ama yatırımcı bulunamıyor. Parsellerin istimlak değerinin çok üzerine açık ihale ile Gökçen ailesi 21 milyon doları peşin sayıyor ve yine ‘hayırlı olsun’ deniyor…(Tolon fabrikasının olduğu bölge)
Akabinde tapu tescil, ardından imar planları yine iptal ediliyor…
Ne hikmetse alınan yerlerin imar planları tapu tescil sonrası error veriyor.
Burada da hala ayrıcalık ve rant olarak görenler bu işin avantajını göstersinler onlara da ayrı bir sürprizim olacak.
SÜRPRİZ 3 –
KAPLICALAR PLAZA OTOPARK YEŞİL ALAN
Parsel bazlı imar planlarında konuttan ticarete, sağlıktan eğitime, özel proje alanına vb. imar değişikliklerini Meclis birkaç oturumunda sonuçlandığı onaylandığı bir yerde, onlarca yıl tüm çaba ve gayrete rağmen yol alınamamış.
1990’lı yılların sonunda şartlı ve terk karşılığı yapılan imar değişikliği ile de birçoğumuzun hatırlayacağı Continent mağaza binası yapılabilmişti…
Ruhsat öncesi yeşil alan terk ve altına yapılacak otopark, alınan meclis karar ve plan notlarına göre yapılmış ruhsat ve mağaza açılışı gerçekleşmişti.
Müşterilerin sırayla alındığı Bursa’nın ilk AVM’si…
Kısa süre sonra ruhsat iptali ile kapandı ve bina boşaltıldı.
2006 yılında tekrar ruhsat alınır fakat…
“Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye.” Kurumsal müşteriyi kaçırt sonra bekle ki uygun birini bulasınız…
Gerçekleşen güncel maliyeti yaklaşık 8-10 milyon TL olan otopark için 20 yıl belediyenin belirlediği fiyattan kira ödenir; son 2019 için Mayıs ayına kadar belediyeye 5 bin 500 TL yazıyla “beş bin beş yüz lira” aylık kira ödeniyor… Bakım, park sulaması, bahçıvan, temizlik gibi ekstra giderler de tabii ki Gökçen ailesinin cebinden çıkıyor… Tabii, düzenli olarak emlak vergisinin de hem de yüksek rayiç bedelden ödendiğini hatırlatmazsak olmaz…
Elbette kentin ileri gelen yöneticileri kendilerine yakışan adımı atacak ve de şu an ‘kul hakkı’ gibi görünen haksızlığı adalet terazisine oturtacaktır diye düşünüyorum.
Adalet güvenmemiz gereken bir kavram
..Ve terazisi şaşmamalı…
İster kamu ister özel sektör.
Bazen geç de olsa tecelli eder…
Yeni aktörler bulmak için eski ‘kahramanlar’a brövelerini iade etmek farzdır…
Aile şehrin yönetimine inanmakla ve de güvenmekle “acziyet” içine düştüğü ya da kandırıldığını düşünmüyorum şahsen. İster şansızlık deyin ister talihsizlik deyin ister güven kurbanı deyin…
Şehrin yönetimine, kanun ve yasalara güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksiniz…
Tüm bu geçmiş karar ve uygulamalar, yapının fiziki durumu dikkate alınmadan ihaleye çıkılması ihale sonrası basına yansıtılmaya çalışılanlar; yapılan suç duyuruları ile bu sürecin avukatlığını yapanlar hakkında bilgiyi başka bir yazımda sizlerle paylaşacağım. O zamana kadar sürecin başta kamu tarafı ve resmen başkasının malına çöker gibi davrananlar, şapkaları önüne alıp düşünme zamanları olur umarım. Çünkü, yanlış hesap Bağdat’tan er geç mutlaka dönermiş…
Mehmet Çetinkaya