Etiket: güncelhaberler

  • Şizofreni hastası dehşet saçtı

    Şizofreni hastası dehşet saçtı

    Olay, Yeşiltepe Mahallesi’nde meydana geldi. Oğuz Ş. isimli şahıs, birlikte yaşadığı ablası Emine, eniştesi İhsan ve yeğenleri Boncuk ile İhsan S.’yi henüz bilinmeyen bir nedenle bıçakla yaraladı.

    Çığlık seslerini duyan komşular eve girdiklerinde aileyi kanlar içerisinde bulurken durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi.
    Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar hastaneye kaldırıldı.
    Tedavi altına alınan yaralılardan Emine ve eşi İhsan S.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
    Polis ekipleri olay sonrası kaçan saldırganı kısa sürede yakalayarak gözaltına alırken suç aleti bıçak çöp konteynerinde bulundu.
    Saldırganın şizofreni hastası olduğu öğrenilirken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • YRP hızla büyüyen bir partidir”

    YRP hızla büyüyen bir partidir”

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan teşekkür ziyaretleri kapsamında geldiği Manisa’da esnaf ziyareti yaparak partisinin İl Başkanlığı ve Şehzadeler İlçe Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılışta halka seslenen Erbakan, Türkiye’nin umudunun Yeniden Refah Partisi olduğunu belirterek, “Yeniden Refah Partisi Türkiye’nin en hızla büyüyen partisidir. Türkiye’nin yıldızıdır” dedi.Yerel seçimler sonrası teşekkür ziyaretlerini devam ettiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan 2 günlük ziyaret kapsamında geldiği Manisa’da Yeniden Refah Partisi’nin Manisa’da kazandığı tek ilçe olan Selendi, ardından Demirci, Kula ve Ahmetli ilçelerini ziyaret ettikten sonra Manisa’nın merkez ilçelerinden Şehzadeler’de esnaf ziyareti yaparak partisinin il binasının açılışını gerçekleştirdi.

    İkindi namazını tarihi Hatuniye Camii’nde kıldıktan sonra Kuyumcular Çarşısı ve Mustafa Kemal Paşa Caddesinde esnaf ziyareti gerçekleştiren Erbakan, parti binası önünde partililerin ‘Mücahit Erbakan’ sloganlarıyla karşılandı. Programa Şehzadeler’in CHP’li Belediye Başkanı Gülşah Durbay da katıldı. Yapılan duanın ardından açılış konuşmasını yapan Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Serhat Orhan partilerini Manisa’da daha da güçlendirmek için var güçleriyle çalışacaklarını söyledi.
    Yeniden Refah Partisi’nin hem üye sayılarını hem de aldığı oyları hızla artırdığını belirten Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “Dün ve bugün biraz evvel il başkanımızın da ifade ettiği gibi Manisa’nın ilçelerinde halkımızla buluşma programlarını gerçekleştiriyoruz. Selendi’de, Demirci’de Kula’da Ahmetli’de halkımızla esnafımızla buluşup bugün Manisa merkezde de biraz evvel yine esnafımızla buluştuk. Bütün buluşmalarımız açık bir gerçeği ortaya koyuyor halkımız değişim istiyor, kurtuluş istiyor. Bu kurtuluşun adresi olarak da Milli Görüşü de Yeniden Refah Partimizde görüyor. 31 Mart seçimlerinin hemen öncesinde başlayan çok hızlı bir yükseliş trendi Yeniden Refah Partimiz için seçimlerden sonra ivmesi artarak devam ediyor. Halkımızın ilgisinden teveccühünden dolayı esnafımızı ziyaret etmekte sokaklarda yürümekte zorlanıyoruz. Ziyaret için girdiğimiz yerlerde büyük ilgi nedeniyle çıkmakta zorlanıyoruz. Bu gerçeği teyit eden bir diğer husus da üye sayımızın seçimden sonra da seçim öncesinde olduğu gibi de katlanarak artıyor oluşu. Bugün 550 bin seviyesine geldik yılbaşına kadar 1 milyon hedefimize ulaşmak üzere 81 ilde teşkilatlarımız canla başla koşuyor. Sahada gördüğümüz gerçek Manisa’da da tüm Türkiye’de de karşı karşıya kaldığımız heyecan dalgası bizim en kısa zamanda 1 milyon üye hedefine ulaşacağımızı gösteriyor” dedi.

    “Millet Milli Görüş’e özlem duyuyor”

    Milletin Milli Görüş’e özlem duyduğunu kaydeden Erbakan konuşmasını şöyle tamamladı:
    “Milletimizin teveccühü, teşkilatlarımızın gayreti ve Allah gani gani rahmet eylesin merhum Erbakan Hocamızın ve davamızın bereketi. Millet neden Milli Görüş’e özlem duyuyor. Rahmetli Erbakan Hocamızın 42 senelik mücadelesinde bu millete en büyük hizmetleri yapmasından dolayı. En son 1996-1997 yılları arasında Başbakan olarak bu milletin alım gücünü, refah seviyesini cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde artırdı. Bu efsane hizmetleri yaptı. Kıbrıs Barış Harekatı, 1976-1977 tarihlerinde Türkiye’nin en büyük ağır sanayi ve kalkınma hamlesi, 1996-1997’de işçiye, emekliye, köylüye en yüksek maaş zamlarının verilmesi. 1989-1994 arasında iktidar partisi başka partiden olmasına rağmen Refah Partili Milli Görüş belediyelerinin tarih yazması, destan yazması. Bütün bunlar merhum Erbakan Hocamız zamanında yapıldı. İşte atılan bu tohumlar, o dönemdeki hizmetler bugün milletimizin yeniden Milli Görüş’e kavuşmak istemesine yol açıyor. Projelerimiz hazır, Kaynak paketlerimiz hazır, kalkınma için bütün dokümanlarımız, hesaplarımız uzmanlarımız tarafından hazırlanmış durumda. Milli Kaynak Paketleri kitabımız. Bir senede zam yapmadan, borçlanmadan 150 milyar dolar nasıl kaynak bulunacak bu kitapta bunu ortaya koyduk. 81 ilimize yüzlerce refah projesi kitabımız. Türkiye’nin dört bir köşesinde 81 ilimizde, istihdama, katma değere yönelik hangi projelerimizi ortaya koyacağız bunların hepsi hazır. Makam ve rakam için değil, Allah rızası için çalışan kadrolarımız hazır, kadrolarımız hazır. İnşallah geleceğiz ve 54. Hükümet döneminde olduğu gibi yine adil bir ekonomik sistemle, borç, faiz, sıcak para ekonomisi yerine, üretme dayalı bir ekonomi modeli ile, önce, imtiyazlılar, önce akrabalar, önce yandaşlar değil, önce ezilenler, önce dar gelirliler diyen bir anlayışla inşallah bu milleti yeniden ayağa kaldıracağız ve bu milletin yüzünü güldüreceğiz.”
    Yapılan konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak parti binasında incelemelerde bulunuldu.

  • Aydın’ın doğa harikası Koçak Kanyonu

    Aydın’ın doğa harikası Koçak Kanyonu

    Tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın, antik kentleri ve ören yerlerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de dikkatleri üstüne çekmeye devam ediyor. Bu çerçevede Köşk ilçesi sınırlarında yer alan ve doğal güzelliği ile misafirlerine görsel şölen sunan Koçak Kanyonu da özellikle sıcak yaz aylarında vatandaşların rotalarında yer almaya başladı.

    Derin yarların oluştuğu vadinin her iki yanından geçen yollar doğal seyir terası görevi üstlenirken, vadiye hayat veren su, birçok yan dere tarafından besleniyor. Yaklaşık 8 kilometre kıvrılarak giden vadi içinden akan Koçak Çayı’nın ismini alarak oluşan Koçak Kanyonu’nun ise her köşeden farklı güzellikler fışkırıyor. Biyolojik çeşitlilik açısından zengin türlere ev sahipliği yapan ve yukarıdan suya inildiğinde tropikal bir ormana girdiği hissi veren Koçak Kanyonu, özgün kliması sayesinde de sıcak yaz aylarında tercih edilen yerlerden biri haline geldi.

    Bitki koridoru oluşturan sarmaşıkların içinden geçerken bazen gökyüzünün kaybolduğunu hissettiren kanyonda, doğa yürüyüşçülerinin büyük keyif alacağı, muhteşem güzellikleri izleyebileceği çok güzel rotalar bulunmaktadır.

    Özellikle sonbahar aylarında zengin biyolojik çeşitliliği ile tüm renklerin hakim olduğu ve görsel şölen sunan kanyon, koruma statüsüne alınacağı günü beklerken, her fırsatta kanyonun eko turizme kazandırılması gerektiğine dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü ise kanyonun korunarak geleceğe taşınabilmesi için mutlaka bir koruma statüsünün verilmesi gerektiğini vurguladı.

  • Güneş ve ay aynı gökyüzünde

    Güneş ve ay aynı gökyüzünde

    Son yıllarda yapılan yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Soğanlı Vadisi, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğramaya devam ediyor. Peribacaları ve kaya oyma kiliselerin bulunduğu Soğanlı Vadisi, misafirleri doğanın en güzel imkanlarını sunmaya devam ederken aynı zamanda fotoğrafçıların da ilgi gösterdiği bölgelerden biri. Vadide bazı günlerde güneşin batışa geçtiği anda diğer taraftan da ayın doğması gökyüzünde görsel şölen oluşturuyor. Fotoğrafçıları Soğanlı Vadisi’nin güzelliklerini keşfetmeye davet eden Yücel Yıldırım; “Köyümüz, Yeşilhisar ilçesine bağlı Soğanlı köyü. ‘Kapadokya’nın Giriş Kapısı’ olarak adlandırılan bir köy.

    Çünkü Ürgüp, Göreme yöresinin tüm özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Ihlara Vadisi’nin özelliğini gösteriyor, peribacaları ve kiliselerle birlikte gece ışıklandırmasıyla harika bir doğa manzarası sunuyor. Herkesin gelip görmesi gereken bir köy. Özellikle ay ve güneş çekimleri için fotoğrafçıları köyümüze davet ediyoruz. Çekimler için köyümüz ideal imkan sunuyor. Vadinin içerisine girdikçe ay çekimini istediğiniz kadar uzatıyorsunuz. Çıkış anında normal bir yerde 45 saniyede çekeceğiniz ay görüntüsünü gece boyunca çekme imkanına sahipsiniz. Ayrıca mesafenizi ayarladığınız için istediğiniz büyüklükte ay görüntüsü elde edebilirsiniz. Öyle bir yerdeyiz ki hem güneş hem ay fotoğrafını aynı mekanda, aynı zaman içerisinde sağa dönüp güneş sola dönüp ay fotoğrafını çekebiliyorsunuz. Köyümüzde dış mekan çekimleri de çok güzel oluyor. Evlenecek çiftlerimizi de köyümüze bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Sıcaktan kaçarken canlarını hiçe sayıyorlar

    Sıcaktan kaçarken canlarını hiçe sayıyorlar

    Yaz mevsimi nedeniyle yurt genelinde sıcak havalar etkisini sürdürüyor. Yüksek sıcaklıklarda pek çok vatandaş bunaldığını hissederken, bazı motosiklet sürücüleri terledikleri gerekçesiyle kasklarını ve diğer koruma ekipmanlarını takmıyor. Zorunlu olmasına rağmen kaskını bile takmadan eksik şekilde trafiğe çıkan motosiklet kullanıcılarıyla ilgili konuşan sürücü kursu öğretmeni Halil İbrahim Hiçyılmaz, vatandaşların ekipmansız gezmek yerine değerlendirebileceği alternatif çözüm önerilerini paylaştı. Kask takarken pamuklu bandana kullanılabileceğini ve havalandırma sistemlerinin açılması gerektiğini söyleyen Hiçyılmaz, yazlık montların terletici olması nedeniyle ‘body armor’ adı verilen fileli ancak omuz, dirsek, göğüs ve sırt koruması bulunan kıyafetlerin alınabileceğini ifade etti. Kasktan sonra en önemli eşyanın ise eldiven olduğunu belirten motosiklet eğitmeni, arkalarına binecek artçıların ekipmanlarına dikkat etmeleri konusunda da sürücüleri uyardı.

    “Düştüğünüz zaman genelde ilk önce kafayı ya da çeneyi vuruyorsunuz”

    Konuyla ilgili konuşan Halil İbrahim Hiçyılmaz, “Kask takmak mecburi ve 690 TL cezası var. Vatandaşlar kaskın içerisine bandana takabilirler. Zaten kask kirlenmesin diye takıyoruz onu. Mesela onun pamuklularını kullanabilirler. Kasklarda havalandırma sistemleri oluyor. Kullanan sürücü onları açacak. Ekipman olarak yazlık montlar polyester içerikli olduğu için terletebilir. O yüzden body armor dediğimiz fileli ama omuz, dirsek, göğüs ve sırt koruması olan kıyafetler mevcut. Çünkü düştüğünüz zaman genelde ilk önce kafayı ya da çeneyi vuruyorsunuz. Kask o yönden çok önemli. Ondan sonra eldiven çok önemli. Düşerken ilk önce elimizi koyuyoruz, sonra genelde omuz ve kalça çarpar. Mesela belli testlerden geçen kasklar var. Onlara dikkat edilmeli. Zaten 3-4 bin liranın altında düzgün kask alamazsınız. Kask deneyerek alınmalı ve kafaya oturduğu zaman kafatasını sıkmayacak. Artı olarak, kasklarda ilk başta yanakları sıkması gerekiyor. Ben sağa döndüğümde kaskın oynamaması gerekiyor. Artçıda kask mecburiyeti var. Diğer ekipmanlara genelde bir şey demiyorlar ama mesela benim ekipmanım iyi ise çıkarıp artçıya veriyorum yani” dedi.

  • Iğdırlı çocukların su taşıma çilesi

    Iğdırlı çocukların su taşıma çilesi

    Iğdır’ın Asma köyünde yaşayan çocuklar, günlük hayatlarının bir parçası haline gelen su taşıma zorluğuyla mücadele ediyor. Yaz aylarının kavurucu sıcaklarında, köydeki çeşmelerin kuruması ya da yetersiz su akıtması, çocukları her gün kilometrelerce uzaklıktaki su kaynaklarına yönlendiriyor. Köylerin birçoğunda su kaynakları ve altyapı eksiklikleri nedeniyle evlere su ulaştırılamazken, bu eksiklik özellikle çocuklar için büyük bir yüke dönüşüyor. Genellikle ailelerine yardım etmek için su taşıyan çocuklar, sabah erken saatlerde eşeklerine bidonları yükleyerek, bazen kilometrelerce yol kat etmek zorunda kalıyor. Köy halkı, yıllardır süren bu su sıkıntısının bir an önce çözülmesini talep ediyor. Bazı köylüler kendi imkanlarıyla kuyular kazsa da, bu da her zaman yeterli olmuyor. Köyde su şebekeleri çekildiği halde bir su kaynağının bulunmamasından dolayı çeşmeler sürekli akmıyor.

    “Günde iki veya üç defa 2 kilometre yol gidip geliyoruz”

    İçme suyunun temini için ailelerine yardım ettiklerini belirten Adem Şengül; “Köyde su olmadığı için günde iki veya üç defa aşağıdaki köye gidip su getiriyoruz” Hayvanlar için su tankerleri ile Iğdır’dan taşınan suları bidonlara boşaltan Şengül; “Böyle tankerlerle su getirip bu suyu da koyunlara veriyoruz” dedi.
    Köy sakinlerinden Çetin Şengül sıcak geçen yaz aylarının kendileri için çok zor olduğunu belirterek hayvanlar için açtıkları birkaç su kuyusunun da selden dolayı kapandığını dile getirerek; “Burada birkaç tane su kuyusu vardı. Selden dolayı bu kuyular kapandı. Biz yine kendi imkanlarımız ile bir kuyu açtık ama daha güzel kuyular açılabilir. Bizim istediğimiz burada veya köy içinde bir kuyu açılması. Hem içme suyu hem de hayvanlar için suyun karşılanmasını istiyoruz. Birkaç defa ilgili yere başvurduk. Ama hala mağduruz. Yan köylerden su alıyoruz. Bizde diğer köylüler gibi çeşmelerimizden su almak istiyoruz. Bazı köyler ekinlerini bile suluyorlar. Bizde bırakın ekin suyunu içme suyu bulamıyoruz. Yan köylerden hayvan yardımı ile su alıyoruz. Biz yeni bir şebeke çekilmesini istemiyoruz. Zaten herkesin evinde çeşmesi var. Ama o çeşmelerden su akmıyor” dedi.

    “Su olmayınca köylüler köyü boşalttı”

    Suyun olmamasından dolayı köylülerin köyü boşalttığını belirten Şengül; “Köyde su olmadığı için köylüler köyü boşaltmaya başladı. Şu an hayvan besleyenler hem çobana para veriyor hem ota para veriyor. Birde kalkıp suya para veriyorlar. Su olmadığı için köylüler şehre gitmeye başladı. Şu an pek bir ev yok. Onlar da gitmeyi düşünüyor. Köy şu an boş kalmış durumdadır” dedi.

    “Sular boşuna akıyor”

    Köy içinde geçen derenin yaz ayı hariç diğer aylardan aktığını söyleyen Şengül; “Bu derede yaz ayı hariç su akıyor. Aşağıda bir gölet yapsalar o gölet dolar. Hiç olmasa hayvanların suyu oradan karşılanır. Yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi.
    Su taşıma çilesi, Iğdır’ın birçok köyünde sadece çocukların değil, aynı zamanda köy halkının da günlük hayatını zorlaştırıyor. Çocuklar ise bu zorluğun en masum kurbanları olarak, eğitimleri ve çocukluklarını bu ağır yükün gölgesinde geçirmeye devam ediyor.

  • Adana’da ceviz hasadı başladı

    Adana’da ceviz hasadı başladı

    İlçeye bağlı Karanebili Mahallesi 850 rakımda geleneksel yöntemlerle ceviz hasadı başladı. Cevizler hasat edildikten sonra yeşil kabuğundan özenle ayrılıp kurutulmaya bırakılıyor. Gölgede kurutulan cevizler satış için hazır hale getiriliyor.

    Ceviz yetiştiricisi Gökhan Özkan, “Araziler atadan, dededen kalma. Engebeli arazilerimizi buğday ve belirli meyve ağaçlarıyla değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizim ektiğimiz cevizlerimizi toplamaya geldik. Günün ilk saatleriyle da bahçemize giderek hasada başlıyoruz. Kışlık ve satmak için ceviz kavlatma makinemiz ile kabuklarından ayırmak için bir çuvalı döküyoruz 20 dakika bekliyoruz. Kabuklarından ayrılınca kurutmaya döküyoruz. Bir hafta içerisinde kurutuyor hem kışlık hem de satılık hale getiriyoruz” dedi.

    Geçen yıla oranla olumsuz hava şartları sebebiyle rekoltenin düştüğü görüldü.

  • Güzeldere tüneliyle mesafe kısalacak

    Güzeldere tüneliyle mesafe kısalacak

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Van ile Hakkari arasındaki ulaşımı sağlayan yolun Güzelsu ve Başkale arasında kalan 61 kilometrelik kesimin 38 kilometrelik bölümünü tamamladıklarını ifade etti. 3 bin 150 metre uzunluğundaki çift tüplü Güzeldere Tüneli hakkında da bilgi veren Bakan Uraloğlu, tüneldeki kazı destek çalışmalarını geçtiğimiz aylarda tamamladıklarını hatırlattı. Tünelin nihai beton kaplama çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Uraloğlu, “Van-Hakkari yönündeki tüpte sona yaklaştık, diğer tüpte ise yapım işlerimiz devam ediyor. Tünel sayesinde yol 1 kilometre kısalacak. 32 virajlar sayesinde 40 dakikada geçilen güzergahın ulaşım süresi tünelimiz sayesinde 6 dakikaya düşecek” dedi.

    Güzelsu ile Başkale arasında 61 kilometrelik kesimin 38 kilometrelik kısmını tamamladıklarını belirten bakan Uraloğlu, 3 bin 150 metre uzunluğundaki çift tüplü Güzeldere Tüneli’nde Van-Hakkari yönündeki tünelde çalışmaların sona yaklaştığını duyurdu. Bakan Uraloğlu, nihai beton kaplama işleri devam eden tünel ile ulaşım süresinin de 40 dakikadan 6 dakikaya düşeceğini kaydederek proje tamamlandığında akaryakıt ve zamandan yıllık toplam 145,7 milyon lira tasarruf sağlayacaklarını vurguladı.

    “61 kilometrelik yolun 38 kilometrelik bölümünü tamamladık”

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Van ile Hakkari arasında kuzey güney aksı olarak uzanan devlet yolu ile Esendere, Umurlu ve Üzümlü gibi İran ve Irak’a açılan sınır kapılarına ulaşım sağlanarak, yurt dışı ticaretine hizmet verildiğini belirterek, “Bölgedeki ulaşım ağının güçlendirilmesi çalışmaları kapsamında yolun Güzelsu ile Başkale arasında kalan 61 kilometrelik kesiminde bitümlü sıcak karışım kaplamalı bölünmüş yol çalışmalarının 38 kilometrelik bölümünü tamamladık. Kalan kısımda çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

    “Van-Hakkari yönündeki tüpte sona yaklaştık”

    3 bin 150 metre uzunluğundaki çift tüplü Güzeldere Tüneli’ndeki kazı çalışmalarını da geçtiğimiz aylarda tamamladıklarını hatırlatan Bakan Uraloğlu, “Tünelimizin nihai beton kaplama çalışmalarına devam ediyoruz. Van – Hakkari yönündeki tüpte sona yaklaştık, diğer tüpte ise yapım işlerimiz devam ediyor. Bir yandan da tünel bağlantısını sağlayacak olan varyant kesiminde bölünmüş yol ve bitümlü sıcak kaplama çalışmalarını yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Karbon salınımını 8 bin 700 ton azaltacağız”

    Güzeldere Tüneli’nin tamamlanmasıyla 32 virajlar olarak adlandırılan ve özellikle kış aylarında ulaşımın güçlükle sağlandığı yol kesiminin terk edileceğinin altını çizen Bakan Uraloğlu, yol kotunun da 200 metre aşağı çekilerek trafiğin güvenli ve konforlu akışını tesis edeceklerini vurguladı. Uraloğlu, “Tünelimiz ile güzergah 1 kilometre kısalırken, 32 virajlar ile 40 dakikada geçilen güzergahın ulaşım süresi tünelimiz sayesinde 6 dakikaya düşüyor. Bölünmüş yol konforuyla hızlı ve güvenli ulaşım sağlayacağımız proje tamamlandığında zamandan 72,2 milyon lira, akaryakıttan 73,5 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 145,7 milyon lira tasarruf sağlayacağız, karbon salınımını ise 8 bin 700 ton azaltacağız” şeklinde sözlerini tamamladı.

  • Kadınların zorlu pestil yapımı

    Kadınların zorlu pestil yapımı

    Kemaliye’nin hemen hemen her yerinde yetişen dut, kimi zaman geçim kaynağı, kimi zaman kışlık ev ihtiyacı oluyor. Dut, yörede en çok pekmez ve pestil yapımında kullanılıyor. Bunun yanı sıra güneşte kurutulan dut, kış aylarının vazgeçilmez çerezi de oluyor. Kemaliye’de aileler bir araya gelerek zamanı geldiğinde pekmez ve pestil yapıyorlar. Kolektif bir çalışma sonucu elde edilen ürün ya satılıyor ya da evde kışlık ihtiyaç olarak kullanılıyor. Pestil ve pekmez yapımı zamanı geldiğinde imece usulü yapılan çalışmalar, zahmetli işi eğlenceli hale dönüştürüyor. İlçenin Apçağa köyünde pestil yapımı için bir araya gelen kadınlara erkekler ise dut silkelemek için yardım ediyorlar. Dutların silkelenmesinin ardından bütün işler neredeyse kadınlara kalıyor.

    Köyde kurdukları kazanlarda pekmez kaynatan kadınlardan Hatice Çalışkan, “Önce dut ağacının altına serilen filelerin üstüne düşen dutları ayıkladıktan sonra kazanlarda kaynatıyoruz. Pestilin üretimi oldukça zahmetli. Kaynatılmış dut suyunun içine kenarda soğuttuğumuz şireye biraz un, nişasta katılıyor. Kazanda kaynatıyoruz. Sonra bu karışım bezlerin üzerine dökülüp güneş önünde bekletiliyor. Daha sonra bezlerden çekiliyor. Tamamen organik yapılıyor. Yüz yıllardır atadan toruna devam eden geleneksel yöntemle yapımımız sürmektedir. Pestil yapımında Duygu Aydınlık, ablalarım Kadriye Karaca, Hatice Çalışkan, kardeşim Fatma Aydınlık pestil yapımının her aşamasında yardımcı oluyorlar” dedi.
    İlçe ekonomisinin en önemli gelir kaynaklarından biri olan dut pestili ve pekmezinin bu yıl yüz güldürdüğünü anlatan Hatice Çalışkan, Kemaliye’de yılda tonlarca pestil üretiminin gerçekleştirildiğini söyledi.

  • Aracı çalınmasın diye konteynere koydu

    Aracı çalınmasın diye konteynere koydu

    Antakya ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Mahmut Gece isimli vatandaş, yaklaşık 10 yıl önce hayatını kaybetti. Gece’nin kullandığı otomobil ise ailesine hatıra olarak kaldı. Aracı satmayan ve hatırasını yaşatmak isteyen aile otomobili yıllarca Küçük Sanayi Sitesi’ndeki işletmenin önünde bekletti. Hırsızların hedefi olan park halindeki otomobilin motorunun çalınması üzerine harekete geçen aile aracın da çalınmaması için farklı bir yola başvurdu. Ersin Gece, otomobili hırsızlardan korumak için işletmenin önünde bulunan konteynerin üzerine vinçle otomobili koydurdu. Konteynerin üzerinde 1 yıldır duran otomobil, vatandaşların ilgisini çekerken adres tarifinde de kolaylık sağlanıyor. Aile tarafından hırsızlardan korumak için konteynerin üzerinde yerleştirilen otomobilin motoru bulunana kadar orada kalmaya devam edeceği belirtildi.

    “Dedemin hatırasına arabayı oraya koyduk ve güzel görünüyor”

    Konteynerin üzerindeki otomobilin dedesinin hatırası olduğunu ifade eden Mehmet Fikret Sincik, “Arkamızdaki araba benim dedemin arabasıydı. Dedem 10 yıl önce vefat etmişti. Araba sürekli burada duruyordu ve motoru çalınmıştı. Dedemin hatırasına arabayı oraya koyduk. Güzel görünüyor. Araba çok ilgi görüyor. Adres için konum istiyorlar. Konteynerin üzerindeki kırmızı araba deyince herkes biliyor. Kırmızı araba sayesinde burayı biliyorlar. Çok uzun zamandır araba orada duruyor” dedi.

    “Arkamızdaki gördüğünüz bu aracı, hırsızlardan korunmak amacıyla oraya çıkarttık”

    Otomobili hırsızlardan korunmak için konteynerin üzerine koyduğunu belirten Ersin Gece, “Arkamızdaki gördüğünüz bu aracı, hırsızlardan korunmak amacıyla oraya çıkarttık. Hırsızlara karşı çözüm olsun istedik. Hırsızlar arabanın içinde çalınacak bir şey bırakmadılar. Bu araba yaklaşık 1 yıldır orada duruyor. Arabanın motorunu ve içindeki malzemelerini çalmışlar. Şu anda kullanılmıyor. Çünkü kullanılacak vaziyette değil. Arabanın motorunu bulduğumuz zaman komple indireceğiz. Arabayı merak eden var. Adres konusunda konteynerin üzerinde araç var oraya gelin diyoruz” ifadelerini kullandı.