Etiket: güncelhaberler

  • Orman yangınlarında 9 tutuklama

    Orman yangınlarında 9 tutuklama

    Adalet Bakanı Tunç, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “12-17 Ağustos tarihleri arasında Aydın, Muğla, İzmir, Manisa, Tunceli, Bolu ve Uşak olmak üzere 7 ilimizde meydana gelen orman yangınları hakkında ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında şu ana kadar toplam 22 şüpheli gözaltına alınmış olup, şüphelilerden 9’u tutuklanmış, 5’i hakkında adli kontrol kararı verilmiş, 1’i ifadesinin ardından serbest bırakılmıştır. 7 şüphelinin gözaltı işlemleri devam etmektedir” dedi.

    Bakan Tunç, “Yangınlarla ilgili soruşturmalar titizlikle ve çok yönlü olarak sürdürülmektedir. Hayat kaynağımız ormanlarımıza sahip çıkmak hepimizin görevidir. Yangınlardan etkilenen vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yeşil vatanımızı korumak için fedakarca görev yapan tüm ekiplerimize kolaylıklar diliyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Osmaniye’de orman yangını

    Osmaniye’de orman yangını

    Edinilen bilgiye göre, Kadirli ilçesine bağlı Bağdaş Yaylası Demircik Bucağı gölet yakınlarında saat 17.45 sıralarında ormanlık alanda yangın çıktı. İhbar üzerine Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri bölgeye sevk edildi. Yangında bölgeden yükselen dumanlar kilometrelerce uzaklıktan görülürken, havadan 1 helikopter ve karadan da 5 arazöz, 1 su ikmal aracı, 3 pikap ve 35 personel ile alevleri kontrol altına almak için çalışma başlatıldı.

     

  • 36 yıl sonra sözünü tuttu

    36 yıl sonra sözünü tuttu

    Rize’nin Pazar ilçesi Aktepe köyünde yaşayan 57 yaşındaki Mikail Karbuz ile 54 yaşındaki Nebahat Karbuz, 36 yıl önce birbirlerini severek evlenme kararı aldılar. Fakat aile büyüklerinden izin olmayınca Mikail Karbuz eşi Nebahat Karbuz’u kaçırarak evlenmek zorunda kaldı. Eşine düğün yapamayan Mikail Karbuz, 36 yıl önce düğün yapacağına dair söz verdi. 36 yıllık evlilik hayatlarında 3 çocukları olan ve onların da evlenmelerine yardımcı olan çift, kendi düğünlerini bir türlü gerçekleştiremedi. Çiftin çocuklarından da 6 torunları oldu. Mikail Karbuz, yıllar önce eşine verdiği düğün sözünü ise şimdi yerine getirdi. Mikail Karbuz, öncelikle Nebahat Karbuz’u istemeye gitti. İsteme merasimi sonrası tulum ile birlikte düğün yapıldı. Çift 36 yıl sonra damatlık ve elbise giyerek yapamadıkları düğünü gerçekleştirdikleri için mutlu olduklarını belirtti.

    “36 sene içerisinde kendisine güzel bir düğün yapacağımı söylemiştim”

    36 yıl önce verdiği sözü tutarak düğün yaptığını ifade eden Mikail Karbuz, “36 sene önce Nebahat Azaklı’yı genç kız iken kaçırarak evlendim. 36 sene içerisinde kendisine güzel bir düğün yapacağımı söylemiştim. İmkanlarımız el vermemişti. Çocuklarımız oldu. Onları büyüttük ve evlendirdik. Şu anda imkânım oldu. Bu vaziyette bir düğün yaptık. Güzel bir şey oldu. Eşime de teşekkür ediyorum bunu kabul ettiği için. 3 çocuğumuz ve 6 tane torunumuzla düğünümüzü devam ettiriyoruz. Şimdi gençlerin bu düğün salonlarında yaptıkları düğünler hiçbir şey değil. Eski geleneklerimiz ile köylerde düğün yapmalarını istiyorum. Karı koca olarak çok sabırlı olmalarını, kısa zamanda boşanmaların olmamasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    “İçimizde kalmıştı”

    36 yıl sonra eşinin düğün yapmasından ötürü çok mutlu olduğunu belirten Nebahat Karbuz, “Büyüklerimiz gençlik zamanlarımızda düğünümüzü yapmadılar. İçimizde kalmıştı. 36 yıl sonra eşim böyle bir şey düşünmüş. Eşimden çok razıyım. Gençler düğünlerini aynen böyle yapsınlar, geleneklerimizi sürdürsünler” şeklinde konuştu.

    “Bugün dedemin ve anneannemin düğünü var”

    Dedesi ve anneannesinin düğününe geldiklerini söyleyen çiftin torunlarından Erem Zümra Avcı, “Bugün dedemin ve anneannemin düğünü var. Dedem anneannemi kaçırmıştı. Düğün yapamadıkları için dedem de bugün düğün yapmaya karar vermiş” dedi.

    “Ben de çok mutluyum”

    Dedesi ve anneannesinin düğününe geldiği için mutlu olduğunu söyleyen torunlardan Mina Dila Avcı ise, “Bugün dedem ve anneannemin düğününe geldim. Onlar zamanında düğün yapmadılar. Bu akşam yaptılar. Ben de çok mutluyum” diye konuştu.

    “Kaçarak evlendikleri için içlerinde kalan heveslerini düğün yaparak sonlandırdılar”

    Yavuzköy Muhtarı İdris Kambur ise, “Birçok zaman düğüne gideriz. Maalesef düğünler eve gidene kadar. Günümüzde bu evlilikler bazen kısa sürebiliyor. Bu arkadaşlarımız canıgönülden birbirlerini severek evleniyorlar. Fakat şu anda bulunduğumuz düğünde bunlar birbirlerine kaçarak evlendikleri için içlerinde kalan heveslerini düğün yaparak sonlandırdılar. Biz de bu düğüne katıldık. Torunları ve çocukları var” ifadelerini kullandı.

  • Buğdayın tarladan değirmene yolculuğu

    Buğdayın tarladan değirmene yolculuğu

    Geçimlerini çiftçilikle sağlayan vatandaşlar, kışlık ihtiyaçları olan un ve bulgur hazırlıklarını sürdürüyor. Hasadı yapılan buğdayları önce akarsularda yıkayarak güneşte kurutan çiftçiler, daha sonra mahsulleri elekten geçirerek, yemeklik ve ekmek pişirimi için hazır hale getiriyorlar. Çeşitli aşamalarda geçirilen buğday, son olarak değirmenlerde öğütülerek una dönüştürülüyor
    Hasadı yapılan buğday elek yardımıyla temizlediklerini ifade eden çiftçilerden Mehmet Aykut, “Rüzgarın yardımıyla buğday arasındaki otlar daha güzel ayıklanıyor. Buğdayımızın belli bir miktarını tohumluk olarak ayırıyoruz. Geri kalan kısmını da değirmene götürüp ihtiyaçlarımızı karşılamak için una dönüştürüyoruz. Kış için hazırlık yapıyoruz. İhtiyaç durumunda da 10-20 teneke kaynatıp bulgur yapıyoruz. Unu da tandır ekmeği yapmak için hazırda bulunduruyoruz” dedi.
    Buğdayın önce yıkamaya alındığını ve sonrasında ise kurutup değirmene götürüldüğünü anlatan Aykut, “Değirmende, buğdayın içerisindeki taşları ayırıyorlar. Unun yanı sıra bulgur da yapıyoruz. Buğday 2-3 günlük bir aşamadan geçiyor. Kışa hazırlık için bu çalışmaları yapıyoruz. Bu bizim bir geleneğimiz. Her sene devam ettiriyoruz. 6 nüfuslu bir aileyiz, onun için bize 30 teneke buğday yetiyor. Dışarıdan gelen misafirlerimiz olduğu zaman 50 teneke un da bize yetmiyor. Tandır ekmeği daha güzel ve maliyeti de daha düşük. Bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman un tüketmek daha mantıklı geliyor” diye konuştu.

  • İstanbul’un barajlarında doluluk oranları düştü

    İstanbul’un barajlarında doluluk oranları düştü

    İstanbul’a su sağlayan barajların su miktarı yüzde 51.36 seviyesine kadar geriledi. Şehrin barajlarının doluluk oranı 3 Ağustos 2024 tarihinde yüzde 57 seviyesindeydi. Barajların 13 gün sonra doluluk oranı ise yüzde 52 seviyesine gerileyerek yüzde 5 düştü. Alibey Barajı ise doluluk oranı yüzde 17,82 ile İstanbul’un en kurak barajı oldu. Mağlova kemerinin büyük bir kısmının gün yüzüne çıktığı görüntüler havadan çekilen karelere yansıdı. Su seviyesi azalması ile onlarca lastik, bidon, ayakkabı gibi atıklar gün yüzüne çıktı. Kuruyan baraj alanlarındaki toprakların çatalmış hali kuraklığın geldiği seviyeyi ortaya çıkarttı. Yaz aylarında bilinçsiz su tüketimi ve sıcaklar nedeniyle hızlı buharlaşma, yağışsız geçen yaz ayları nedeniyle su seviyesi hızla azalmaya devam ediyor. Uzmanlar yaz aylarında su tüketiminde dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

    Su seviyesi en yüksek Terkos, en düşük seviye Alibey Barajı oldu

    Son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranları ise şöyle: Ömerli Barajı yüzde 53,14 ve Terkos Barajı yüzde 65,24 ile en yüksek doluluk oranına sahip. Büyükçekmece Gölü yüzde 49,66 doluluk oranına kadar gerilerken, Darlık Barajı yüzde 55,43 su oranına sahip. Sazlıdere Barajı yüzde 52,16 Kazandere Barajı yüzde 18.6 ile doluluk oranı en az olan ikinci baraj oldu. Papuçdere yüzde 31.62 doluluk oranına kadar düşerken, Elmalı Barajı yüzde 59,17 seviyelerinde. Istrancalar Barajı ise yüzde 33.43 oranına kadar düşüş gösterdi.

  • Uşak’taki orman yangınına müdahale sürüyor

    Uşak’taki orman yangınına müdahale sürüyor

    Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı Dereli köyünde henüz belirlenemeyen nedenle dün öğlen saatlerinde otluk alanda çıkıp ormanlık ve meşelik alana sıçradı. Yangın rüzgârın da etkisiyle kısa sürede büyüyerek Manisa’nın Sarıgöl ilçesi sınırlarına kadar büyüdü.
    Yangına dün akşam saatleri itibarıyla karadan müdahale devam ederken, havanın aydınlanmasıyla 4 helikopterle beraber havadan da müdahale devam ediyor.
    Yangın bölgesine yakın yerleşim yerlerinden Dereli köyü ve Sarıgöl ilçesine bağlı Demirciler Mahallesi’nde bulunan 21 hane tedbir amaçlı tahliye edilmişti.
    Öte yandan, dün akşam saatlerinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yangın bölgesinde incelemelerde bulunurken, burada gazetecilere yaptığı açıklamada yangına ilişkin 1 kişinin gözaltına alındığını dile getirdi.

  • 20 ton kavunu ücretsiz dağıttı

    20 ton kavunu ücretsiz dağıttı

    Kavun dolu tırı Muratpaşa ilçesindeki Yeşildere Mahallesi’nde bulunan Aşık Veysel Caddesi’ne park edip kavunları vatandaşa dağıtmaya başladı. Haberi duyan vatandaşlar, tırın etrafında hızla toplandı ve yarım saat gibi kısa bir sürede kavunlar tükendi.
    Ücretsiz kavun dağıtıldığı haberini alıp gelen vatandaşlardan bazıları araçlarının bagajlarını doldururken, kimileri kavunları motosikletlerine yükledi. Bazıları ise elleriyle üçer beşer kavun taşıdı. Vatandaşlar bedava ikramdan faydalanmak için büyük bir çaba gösterdi.

    “Maliyeti karşılamayınca, vatandaşlar bedavaya yesin dedik”

    Önder Yakıcı getirdiği kavunlara Antalya Hali’nde herkesin düşük fiyat verdiğini belirterek, “Hesap yaptım, maliyeti bile karşılamayınca, vatandaşlar bedavaya yesin dedik. Tır ağzına kadar kavun dolu, burada 20 ton kavun var. Şu ana kadar 10 tonu tükendi, kalan 10 ton da birazdan biter. Para etmeyince bari insanlar götürüp yesinler diye bedava dağıtıyorum” dedi.

    “Kardeşimiz, para etmese bile kavunları halka bedava dağıtıyor”

    Vatandaşlardan Ali Rıza Dikmen ise Yakıcı’nın bu cömert davranışını takdir ettiğini belirterek, “Kardeşimiz, para etmese bile kavunları halka bedava dağıtıyor. Bazı insanlar para etmeyen ürünleri döküyor, bu yazık ve günahtır. Onlar da dökmesinler, halka ücretsiz dağıtsınlar, hem de sevap kazanırlar. Bu kavunları burada dağıtandan Allah razı olsun” dedi. Ücretsiz kavun alan ve dualarını eksik etmeyen Mustafa Lekesizoğlu ise, “Bu kavunları dağıtanların dünyadaki tüm geçmişlerinin ruhuna varsın. Millet beleş olunca alıyor, talep çok” ifadelerini kullandı.

  • Sahipsiz mezar, mezarlığın dışında kaldı

    Sahipsiz mezar, mezarlığın dışında kaldı

    1964 -1968 yılları arasında yaşamış İsa oğlu İsmail Uçar adlı çocuğa ait olduğu yazılı mezarın, yıllar önce mezarlığın duvarları yapılırken, sahibi olmadığı için mezarlığın içine alınmadığı öğrenildi.
    Mahallede yaşayan 90 yaşındaki Selim Ayaz, yıllar önce Karayollarının yolu genişlettiğini, mezarlığın sınırını belirlediğini belirterek, “Orada birkaç tane daha mezar vardı. Onların sahibi geldi mezarlarını mezarlığın içerisine aldı. Bu mezarın sahibi gelmedi ve o mezar sahipsiz olduğu için dışarda kaldı. Dışardaki sahipsiz mezarı alalım bir torbaya koyalım içeride yerimiz var, mezar kazdıralım oraya yerleştirelim sahipleri yok kim bilir nerede” dedi.

    Her cuma mezarlık ziyaretine gelince sahipsiz mezarın başında da dua ettiklerini belirten 87 yaşındaki Ali Yılmaz, “Bu mezar sahipsiz, kimin olduğu bilinmiyor. Mahallemizden birine ait değil. Mezar taşını koymuşlar başına bir daha da gelip sahip çıkmamışlar. Her cuma gelir yakınlarımıza dua ederiz. Sahipsiz mezarımızı da unutmayız ona da okuruz” dedi.

    “Kime ait olduğunu bulamadık”

    Mezarı, mezarlığın içine almak istediklerini kaydeden Güzelyurt Mahallesi Muhtarı Teslime Yılmaz, “Karayolları istimlak duvarını yıllar önce yapınca mezarlığın dışında küçük bir çocuğun mezarı kaldı. Bu mezar sahipsiz. Mahallemizden araştırdım kime ait olduğunu bulamadım. Mezarlıklar müdürlüğüyle de iletişime geçtik. Eskiden şimdi olduğu gibi mezar kayıtları yok bunu kayıtlardan bulma şansımız yok. İstimlak duvarı çekilirken sahipli mezarlar içeri alınmış ama bu minik yavrumuzun mezarı sahipsiz olduğundan dışarda kalmış. Gönlümüz razı gelmedi bu duruma bu mezarımızı da içeri alalım istiyoruz belki sahibi de çıkar sizin vasıtanızla, biz o mezarımızı mezarlığın içine almak istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Mezarlık sınırları içerisine taşınacak

    Mezarın durumu hakkında Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre; uzun zaman önce mahalle mezarlığının duvarları çevrilirken karayolları istimlak sınırları içinde yeşil alanda kaldığı düşünülen mezarın sahipsiz olmasından dolayı da kimsenin müracaatta bulunmadığı, bu nedenle mezarın, mezarlığın içerisine alınmadığı, kadastro sınırları dışında kalan ve zaman içerisinde yeşil alan olma özelliğini yitiren mezarın bulunduğu alan için mezar sahiplerine ulaşılıp, gerekli evrakları tamamlayıp mezarı, mezarlığın sınırları içerisine taşıyacakları belirtildi.

  • “Arabulucular hayal satıyor”

    “Arabulucular hayal satıyor”

    ABD, Mısır ve Katar arabuluculuğunda Perşembe günü başlayan ve dün sona eren Gazze Şeridi’nde ateşkes müzakerelerinin ardından açıklamalar gelmeye devam ediyor. Arabulucu ülkelerin görüşmeler sonunda yaptığı “iyimser” açıklamalar ile ABD Başkanı Joe Biden’in yaptığı “anlaşmaya hiç olmadığımız kadar yakınız” açıklaması Hamas tarafından kabul görmüyor. İsmi açıklanmayan Hamas’ın üst düzey bir yetkilisi BBC’ye yaptığı açıklamada, müzakereler sonunda ateşkes anlaşmasında ilerleme kaydedildiği yönündeki görüşleri “yanılsama” olarak nitelendirdi. Müzakerelere ilişkin konuşan yetkili, arabulucuların “hayal sattığını” vurgulayarak, “Arabuluculardan aldığımız bilgiler hayal kırıklığına neden oldu. Hiçbir ilerleme kaydedilmedi” dedi.

  • Gurbetçilerin dönüş çilesi

    Gurbetçilerin dönüş çilesi

    Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’nda gurbetçilerin dönüşü çileye dönüştü. Yıllık izinlerini Türkiye’de geçirdikten sonra dönüş için Pazarkule Sınır Kapısı’na giden gurbetçiler, Yunanistan ve diğer ülkelerin gümrük kapılarında saatler süren işlem kuyruğu sebebiyle yorgun düşerek, yol kenarlarında beklemek zorunda kaldı. Binlerce gurbetçinin saatlerce beklediği gümrükte yorgun düşenler, yetkililere uzun bekleyiş süresine çözüm bulması çağrısında bulundu.

    Ayrıca, Edirne’ye, İstanbul’a ve çevre illere gezi ve alışveriş için gelen yabancı turistlerde saatlerce beklemekten dolayı adeta isyan etti.
    Vatandaşlar ve turistler gündüz 40 dereceyi bulan sıcağın altında beklediklerini gece ise sivrisinek ısırıklarında korunmaya çalıştıklarını ifade etti.

    “Çok yorulduk, bunaldık”

    Avusturya’da yaşayan gurbetçilerden Mine Yılmaz, “Biz şu an dönüş yolundayız üç, üç buçuk saattir bekliyoruz ama daha ne kadar bekleyeceğimizin de garantisi yok. Küçük çocuklarımız var, yaşlılarımız var gerçekten yorucu bir yolculuk gerçekten çok yorulduk, bunaldık. Bu gerçekten bize yapılan büyük bir haksızlık diye düşünüyorum. Kendi memleketimizde, kendi vatanımızda, kendi topraklarımızda bu bize yapılan büyük bir haksızlık bence. Kendi memleketimizde büyük haksızlık yapılıyor, diğer memleketlerde zaten yabancıyız. Ama kendi memleketimizde bu muameleyi görmek gerçekten bizi çok üzüyor. Yaklaşık 40 derece falan var sıcaklık, gerçekten çok zor şartlar altındayız şu anda burada bekliyoruz ve sinekler öyle böyle saldırmıyor ben çok zor konuşuyorum şu anda. Gerçekten çok zor bir durumdayız söylenecek çok fazla bir şey yok bence zor durumdayız yani. Artık buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu bizim çilemize artık bir son verilmesi gerekiyor, bizim sesimize biraz kulak verilmesi gerekiyor. Biz kendimiz konuşup kendimiz duymak istemiyoruz. Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz” dedi.

    “Herkes mağdur”

    Gurbetçi vatandaşlardan Cihan Şimşek, “Üç buçuk saat oldu ama bunun dışında gördüğüm kadarıyla yaşlı insanlar var, yaşlı bayanlar var. Biz belli bir yaşta olduğumuz için kaldırabiliyoruz ama 40 derecenin altında bu insanların bu kadar mağdur olması, bu kuyrukta bu kadar insanın perişan olması yetkililerden kimseyi rahatsız etmiyor. Yeni bina yapıldı, yeni yol yapıldı, yeni bir ortam yapıldı ama bunun yanında bir lavabodur bir ihtiyaçtır bu tarz şeyleri getirmeleri gerekiyor sonuçta kendi memleketimiz. Biz kendi memleketimizde mağdur olursak dışarıda başka memlekete gittiğimizde ağlamamamız lazım. Lavabo gibi ihtiyaçların burada giderilmesi, konteyner olur başka bir şey olur o tarz bir şey giderilmesi. İkinci bir ihtiyaç tabii ki polislerimize gelip bizi 24 saat burada bekleyin, bizi sıraya koyun diyemeyiz. En azından böyle bir yoğunluk olduğu zaman polis görevlilerimiz ya da buradaki jandarma, gümrük memurluğunda çalışan memurlarımız gelip burada kısa vadede olursa müdahale edebilirler o da iç açıcı bir şey olur. Ama şu an hiç kimse yok herkes mağdur, herkes sinirli baktığımız zaman herkes mağdur. Niye memleketimizde mağdur olalım? Hasretten geliyoruz 3 bin kilometre yoldan geliyoruz. Onun da giderilmesi illaki önemli ama tabii ki senelerdir bu böyleyse bundan sonra da değişir mi değişmez mi artık devlet büyüklerinin bileceği bir şey” şeklinde konuştu.

    “Tuvaletimiz yok”

    Hollanda’da yaşayan Gurbetçi Mustafa Ak, “Tüm kapılar dolu, arkadaşlarla irtibata geçtik en uygun olarak burayı söylediler bize ve buraya geldik. Saat iki buçuktan beri buradayız. Saat ikiden beri bekliyorum ben niye bekleyeyim ya? Neden bekliyorum ben burada, sebebi ne? Benim her şeyim var. Pasaportum, vizem var oturumum var ben niye burada bekliyorum sebebi ne? Benim günahım ne? Ya tuvaletimiz bile yok. Şurada bayanlar mısır tarlasına gitti ya. Ablaya dedim ki, Abla genelde oraya gidiyorlar dedim. Çocuğunu aldı oraya gitti kadın. Tuvaletimiz yok ya. Şurada su içsen tuvalete gidecek yer yok. Bu ne rezillik ya? Tamam yolu yapmışlar sağ olsunlar ama hepsi karşılanmıyor ki” ifadelerini kullandı.

    “İnsanlara eziyettir bu”

    Atina’ya giden Belgin Zorlutuna, “Ya böyle bir şey olmaz. İnsanlara eziyettir bu ya. Niye bunun çözümü yok? İçeride tek bir kapı var Yunan tarafı için söylüyorum burada üç tane gişe olsa ne olur? İçeride tek kapı var niye insanları buraya yönlendiriyorlar? Ya bu kapıların yoğunluklarını an ve an niye açıklamıyorlar ki? Yazık değil mi bu insanlara? Hepimiz için öyle. Bu kuyruk on saatte geçer çünkü biz 15 Temmuzda da aynı yoğunluğu yaşadık. O zaman beş saatte geçmiştik. Ya buna bir çözüm üretmeleri gerekmiyor mu ? Bizim olduğumuz yerden 3-4 kilometre falan var biz yürüyerek geldik şimdi kapıya gidiyoruz. Oradaki duruma bakacağız olmadı İpsala tarafına yönleneceğiz. Ya beklemektense çözüm arıyoruz. Lavaboyu kullanmak istiyoruz. O yolda yok, gördüğünüz gibi yok öyle bir şey” dedi.

    Diğer gurbetçilerde kilometrelerce uzayan kuyrukta saatlerce beklemekten dolayı yorgun düştüklerini belirterek sitem etti.

    Türkiye’ye alışveriş için gelen yabancı turistlerde yaşanan durumdan şikayetçi olduklarını belirtti.