Etiket: güncelhaberler

  • Havuzda haşema yasağına gözaltı kararı

    Havuzda haşema yasağına gözaltı kararı

    Düzce’nin Akçakoca ilçesinde özel bir sitede mülkü bulunan M.A. adlı kadın, sitenin ortak kullanımında bulunan havuza haşema ile girmek istemiş, site çalışanı ve site yöneticisinin haşema ile havuza girmenin yasak olduğunu, sadece mayo veya şort ile girebileceğini, havuza haşema ile girmesi durumunda havuzu kapatacaklarını söylemeleri üzerine bu şahıslardan şikayetçi olmuştu. M.A.’nın şikayeti üzerine soruşturma başlatılmıştı. Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheli şahısların gözaltına alınmasına karar verirken, şahıslar mevcutlu olarak hazır edilecek.

  • “Barış yerine çatışmaları yaymaya çalışıyor”

    “Barış yerine çatışmaları yaymaya çalışıyor”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan paylaşımına tepki göstererek, “Uluslararası Adalet Divanı önünde soykırım ve savaş suçlarıyla yargılanan, Gazze’de kalıcı ateşkes ve barış yerine çatışmaları bölgeye yaymaya çalışan, insani değerlerin içini boşaltan (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu yönetiminden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hadsiz ifadeler yok hükmündedir.” ifadesini kullandı.

    Yılmaz, sosyal medya hesabından, İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın X sosyal medya platformundan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan paylaşımına ilişkin açıklama yaptı.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları kaydetti:

    “Uluslararası Adalet Divanı önünde soykırım ve savaş suçlarıyla yargılanan, Gazze’de kalıcı ateşkes ve barış yerine çatışmaları bölgeye yaymaya çalışan, insani değerlerin içini boşaltan Netanyahu yönetiminden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hadsiz ifadeler yok hükmündedir. Köklü geleneği olan demokratik bir hukuk devleti olarak; mazlum Filistin halkını, hangi dinden olursa olsun herkes için adaleti, bölgesel istikrarı ve küresel barışı savunmaya devam edeceğiz. İnsanlık er geç kazanacak. Günümüzün Hitlerleri ve Nazi zihniyetlilerinin sonu ise tarihte yaşanandan farklı olmayacak.”

  • Osmanlıdan günümüze yaşayan kutnu kumaşı

    Osmanlıdan günümüze yaşayan kutnu kumaşı

    Gaziantep’te yaşayan 4. kuşak olarak kutnu kumaşı ustalığı yapan 53 yaşındaki Yusuf Mekikçi, kutnu kumaşını geleceğe taşıyarak hem Gaziantep’in hem de Türkiye’nin bu değerli mirasını koruma ve tanıtma hedefinde emin adımlarla ilerliyor. Mekikçi, kutnu kumaşının sadece geleneksel ürünlerle sınırlı kalmadığını, yeni tasarımlar ve modern kullanımlarla da uyarlamalar yapıldığını belirtiyor. Kravat üretimi uzun yıllardır devam ederken, son dönemlerde topuklu ayakkabı ve düz ayakkabı üretimine de başladıklarını ifade etti. Ayrıca, ev tekstili ve giyim alanında da kutnu kumaşını kullanarak çeşitlilik kazandırdıklarını belirtti.

    “Ben 4. kuşak olarak devam ettirmekteyim”

    Kutnu kumaşıyla ilgili bilgi veren Mekikçi, “Kutnu kumaşı bizim ata mesleğimiz. Ben 4. kuşak olarak devam ettirmekteyim. 40 yıldır bu işin içindeyim. Kutnu Gaziantep’in tarihi olan bir kumaştır. 16. yüzyıllarda Osmanlıda kullanılmaya başlayıp günümüze kadar gelmiştir. Özelliğinin içinde bitki ipeği ve pamuk vardır. Yüzde 65 ipektir. Yüzde 35 ise pamuktur. Tamamen bitkisel en ufak bir sentetik madde yoktur” dedi.

    “Topuklu ayakkabı ve düz ayakkabısını da yapmaya başladık”

    Kutnu kumaşında yeni tasarımların çıktığını söyleyen Mekikçi, “Tasarım olarak kravatı uzun yıllardır yapıyorduk. Son dönemlerde topuklu ayakkabı ve düz ayakkabısını da yapmaya başladık. Ev tekstili ve giyime de uyarladık. Ürünlere taleplerimiz güzel. Türkiye’de 4 şubeyiz. Bu dört esnafın hiç boş kalmaması gerekiyor. Türkiye’ye ve Dünyaya üretilen bir kumaşın, üretim kapasitene bakıldığında çok gerideyiz. Kumaşımızın metresini 225 TL. Bizde fiyatlar kumaş artı maliyet olarak hesaplanır. Ayakkabılarımızı bin TL’den, kravatlar ise 125 TL’ye satıyoruz” diye konuştu.

  • Terör propagandasına 18 tutuklama

    Terör propagandasına 18 tutuklama

    Alınan bilgiye göre, İstanbul’da dün düzenlenen operasyonda, bölücü terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptıkları belirlenen 13 şüpheli yakalanmıştı.

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya platformları üzerinden bölücü terör örgütü propagandası yapan 23 şüpheli hakkında yapılan incelemeler neticesinde 15’inin tutuklandığını duyurdu.
    Bakan Tunç konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

    “Sosyal medya platformları üzerinden bölücü terör örgütü propagandası yapan, terör örgütünü övücü ve destekleyici faaliyetlerde bulunanlarla ilgili Türkiye genelinde Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında; İstanbul’da gözaltına alınan 18 şüpheliden 11’i tutuklanmış, 7’si hakkında adli kontrol kararı verilmiş, Siirt’te ise gözaltına alınan 5 şüpheliden 4’ü tutuklanmış, 1’i hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Soruşturmalar titizlikle sürdürülmektedir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, milli birlik ve beraberliğimizi hedef alan girişimler asla hedefine ulaşamayacaktır.”

    Tutuklu sayısı 18’e yükseldi

    İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ile TEM ekipleri tarafından yapılan ve devam eden operasyonlarda 5 PKK yandaşının da gözaltına alındığı öğrenildi. Yakalanan şüpheli sayısı 18’e yükselirken, emniyet güçleri tarafından Arnavutköy ve Esenyurt’ta sokakta, Gaziosmanpaşa’da ise bir düğünde terör örgütü PKK/KCK’nın sözde marşı eşliğinde halay çekilmesi ve terör örgütü elebaşı lehine slogan atılmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada yakalananların emniyetteki işlemleri tamamlandı.

    Trafikte seyir halindeki araçta örgütsel şarkı dinlediği anlara ilişkin sosyal medya paylaşımı yapan Ö.R.(36) adlı kadın da dahil 18 şüpheli polisteki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Zanlıların 11’i çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Aralarında araçta bölücü örgüt yanlısı şarkı dinlediği anlara ilişkin sosyal medya paylaşımı yapan Ö.R.’nin de olduğu 11 kişi tutuklanırken, geri kalan 7 PKK yandaşı hakkında ise ‘adli kontrol‘ hükümleri uygulanarak salıverildiği öğrenildi.

  • TİGEM’den Azerbaycan’a ikinci sperma ihracatı

    TİGEM’den Azerbaycan’a ikinci sperma ihracatı

    Bakan Yumaklı, 2024-2028 yılları arasında uygulayacakları hayvancılık yol haritasının en önemli maddelerinden birinin de suni tohumlama ve yerli sperma kullanımının teşvik edilerek verimliliğin artırılması olduğunu anımsattı.

    Türkiye’de yerli sperma üretiminde söz sahibi kuruluşlardan birinin de Bakanlığa bağlı TİGEM olduğuna dikkati çeken Yumaklı, kuruluşun Sultansuyu Tarım İşletmesi Sperma Üretim Merkezi’nde genetik kapasitesi yüksek boğalardan sperma elde edildiğini, özel sektör aracılığıyla çiftçilere ulaştırılan bu dondurulmuş spermaların, hayvansal üretimde kullanılması ile et ve süt verimi daha yüksek büyükbaş hayvanların yetiştirildiğini aktardı.

    Sultansuyu Tarım İşletmesi bünyesindeki Sperma Üretim Merkezi’nde, Türkiye’deki dondurulmuş boğa sperması üretiminin yüzde 38’inin gerçekleştirildiğini bildiren Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Merkezimiz Türkiye’deki izinli merkezler arasında en yüksek paya sahip durumda. Aynı şekilde elde ettiği satış rakamı ile de bu alanda açık ara lider konumda. Sultansuyu Tarım İşletmemizde yeni boğaların tedariki amacıyla da Boğa Anası ve Boğa Adayı Üretim Tesisi’ni projelendirdik. Böylelikle bu tesiste ülke içerisindeki tüm sperma üretim merkezlerinin boğa ihtiyaçlarının 2026 yılından itibaren karşılanmasını hedefliyoruz.”

    Bakan Yumaklı, TİGEM’in, hayvancılık yol haritasının en önemli enstrümanlarından biri olan suni tohumlama ve yerli sperma kullanımının artırılmasına büyük katkıları olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

    “Kuruluşumuz aynı zamanda, Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da gıda güvenliğinin sağlanmasına yönelik önemli çalışmalar yürütüyor. 2023 yılında Azerbaycan’a gerçekleştirdiği 7 bin 200 dozluk satışla ilk ihracatını gerçekleştiren Kuruluşumuz, bu yıl dost ve kardeş ülkeye farklı ırklardan 9 bin doz sperma daha ihraç etti. Bu sayede Azerbaycanlı yetiştiricileri de TİGEM’in üstün özelliğe sahip genetik materyali ile buluşturmuş olduk. Yaptığımız iş birliklerinin, ülkemizin bilgi ve tecrübesinin kardeş ülkelere aktarılarak bu ülkelerin tarım sektörlerini güçlendireceğini umut ediyoruz. Bu bağlamda, Bakanlık olarak köklü bağlara sahip olduğumuz çevre ülkelerde tarımsal üretimin artırılması ve geliştirilmesine yönelik iş birliği ve desteklerimiz bundan sonra da devam edecek.”

    Yılda 1 milyon doz sperma üretiliyor

    Sultansuyu Tarım İşletmesi Sperma Üretim Merkezi’nde yılda 1 milyon doz sperma üretiliyor.

    Bugüne kadar 7,5 milyon doz dondurulmuş boğa sperması üretilen merkezden özel sektöre bugüne kadar 5,5 milyon doz sperma satışı gerçekleştirildi.

    Halihazırda 42 baş boğa ile faaliyetlerine devam eden TİGEM bünyesindeki tesiste; siyah alaca, simmental, esmer, şarole, limuzin ve Belçika mavisi ırklarından üretim yapılıyor. Kuruluş, yetiştiricilerin talepleri doğrultusunda ırk çeşitlendirme çalışmalarına devam ediyor.

    Merkezdeki üstün vasıflı boğa sayısının artırılarak yıllık dozun 1,5 milyona çıkarılması hedefleniyor.

    Öte yandan, yüksek kaliteli boğa sperması ihracatı, genetik çeşitliliğin ve hayvan ıslahının geliştirilmesine katkı sağlarken Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanındaki teknolojik ve bilimsel ilerlemelerini yansıtarak küresel pazarda rekabet edebilirliğini de artırıyor.

    Sperma ihracatı aynı zamanda, ekonomik büyümeye katkıda bulunurken Türk çiftçilerine ve üreticilerine yeni pazarlar ve iş fırsatları da sağlıyor.

  • “15 bin çocuk aile ortamında”

    “15 bin çocuk aile ortamında”

    Bakan Göktaş, aileyi temel alarak geliştirdikleri hizmet modelleriyle çocukların sıcak bir yuva ortamında yaşamalarını sağladıklarını bildirdi. Çocukların öz aileleri ve akrabaları yanında bakılmalarının sağlanması, bunun mümkün olmadığı durumlarda koruyucu aile ve evlat edindirme gibi aile odaklı hizmetlerinden yararlandırılmalarını sağladıklarını ifade eden Bakan Göktaş, bunun da mümkün olmadığı durumlarda çocuklara ev tipi bakım kuruluşlarında hizmet sunduklarını belirtti.

    Tüm sosyal hizmetleri ve sosyal politikaları çocukların üstün yararını gözeterek yürüttüklerini belirten Bakan Göktaş, “Devlet himayesi altında yetişen çocuklarımız her alanda eksiksiz hizmetten faydalanıyor. Karşılaştıkları zorlukları devletimizin kendilerine sunduğu imkanlarla aşıyorlar” dedi.

    Çocukların sağlıklı ortamlarda büyüyebilmeleri amacıyla birçok çalışma yürüttüklerini ve onlara yönelik farklı sosyal hizmet modelleri uyguladıklarını dile getiren Bakan Göktaş, “Koruma ve bakım altındaki çocukların sağlıklı ortamlarda büyümelerine önem gösteriyoruz. Bu kapsamda 1.185 çocuk evi, 115 çocuk evleri sitesi ve 62 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesi aracılığıyla 15 bin çocuğun aile ortamında büyümelerini sağlıyoruz” diye konuştu.

    Bakan Göktaş, çocukların içinde yaşadıkları ortamın iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin artırılması amacıyla eski koğuş tipi yuva anlayışını geride bıraktıklarını belirterek, şunları söyledi:

    “Çok sayıda çocuğun barındırıldığı büyük fiziksel binalar ve koğuş tipi yapılar yerine, aile ortamına en yakın ev tipi yatılı sosyal hizmet birimleri olan çocuk evleri ve çocuk evleri sitelerini hayata geçirdik. Çocuklarımız artık aile sıcaklığını hissedebileceği, yaş gruplarına uygun inşa edilen ev tipi kuruluşlarda kalıyor. Çocukların aile birlik ve bütünlüğü içinde büyümelerini sağlamak koruma hizmetlerimizin temelini oluşturuyor.”

    Çocukların yaşadıkları ortamı iyileştirmenin yanı sıra bakım personelinin niteliği konusunda da ilerleme kaydettiklerini vurgulayan Bakan Göktaş, “Fiziksel dönüşüm çalışmaları ile personel yapılarında da önemli değişiklikleri hayata geçirdik. 2002 yılında 20-25 çocuğa bir bakım personeli ile hizmet verilirken, şimdi 2 çocuğa bir bakım personeli ile hizmet veriyoruz” diye konuştu.
    Bakan Göktaş kuruluşlarda görev yapan bakım personelinin psikoloji, çocuk gelişimi, eğitim, sağlık ve sosyal hizmet gibi lisans programlarından mezun olduklarının altını çizerek, “Personel eğitimlerine çok önem veriyoruz. Bakım personelinin niteliğinin artırılması amacıyla oryantasyon eğitimleri ile hizmet içi eğitimler gerçekleştiriyoruz” dedi.

  • Kapıkule Sınır Kapısı’nda gurbetçi yoğunluğu

    Kapıkule Sınır Kapısı’nda gurbetçi yoğunluğu

    Edirne’de Kapıkule Sınır Kapısı’nda Avrupa’nın farklı ülkelerinden Türkiye’ye giriş yapan gurbetçiler, bir yandan vatan toprağına ayak bastıkları için sevinç yaşarken, diğer yandan ise yıllık izinlerini ve tatillerini tamamlayan binlerce gurbetçi ülkeden hüzünlü ayrılıyor.
    Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’deki ailelerini, yakınlarını ve sevdiklerini ziyarette gelen gurbetçiler mutlu olduklarını belirtti.
    Dünyanın farklı ülkelerine dönüş yapan gurbetçiler ise vatan toprağından buruk bir şekilde ayrılıyor.
    Kapıkule Sınır Kapısı’nda yaşanan gurbetçi yoğunluğundan dolayı peron ve görevli sayısının artırtıldığı belirtildi.
    Öte yandan, 22 Haziran’dan bugüne kadar gümrük kapılarından 328 bin 394 araç ve 1 milyon 322 bin 264 gurbetçinin giriş yaptığı öğrenildi.

  • Balıkçılar yeni sezondan umutlu

    Balıkçılar yeni sezondan umutlu

    Denizlerde 1 Eylül’de yeni av sezonu başlayacak. Bununla birlikte balıkçıların da hazırlıkları sürerken, palamut balığı bu sene erken görüldü. “Halkımızın gözü aydın palamut görüldü” diyen yarım asırlık balıkçı Türkiye Deniz Canlıları Müzesi kurucusu Balıkçı Kenan Balcı, av yasağının kalkması ile birlikte palamut bolluğu yaşanacağını belirtti. Balcı, “Oltamızı denize bıraktığımız zaman, Ordu’da, Trabzon’da, Karadeniz’in her bölgesinde palamut gözüküyor. Marmara Denizi’nde de palamut var. İstavrit büyüklüğünde. Sardalya sürüsünün arasında yakalandı. Ortalama 30 gram. 1 Eylül’den sonra 500 gram olacak” şeklinde konuştu.

    “Bu yıl bol ve bereketli bir sezon bekliyoruz”

    Denizlerde av yasağının 1 Eylül’de kalkmasıyla birlikte büyük tekneler sezona palamut avıyla başlayacak. Kıyı balıkçıların ağına takılan palamutlar ise yeni sezon için umut verdi. Palamut balığının 20 gün önce yumurta yaptığının altını çizen yarım asırlık balıkçı Balıkçı Kenan Balcı, “Palamut balığı en hızlı büyüyen balık türüdür. 20 günde bir istavrit boyutuna geldi. 25 gün sonra 250-300 gram arasında olacak. Eylül ayı itibariyle ortalama yarım kiloya ulaşacak. En çabuk gramaj alan balık palamut. En çok Omega 3’e sahipler arasında da ilk sırada palamut yer alıyor. Halkımızın gözü aydın. Türkiye’nin gözü aydın. Bu yıl bol ve bereketli bir sezon bekliyoruz. Çünkü palamut erken görüldü. Bu da yeni sezonda palamutun bol çıkacağını gösteriyor. Gelişim açısından en çabuk büyüyen balık palamut. Umuyorum ki bu yıl palamut balığının yılı olacak. İnşallah bu sezon halkımız palamuta doyacak” dedi.

  • “En önemli konu Filistin’deki katliamlardır”

    “En önemli konu Filistin’deki katliamlardır”

    11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri’de Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) mezuniyet törenine katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törenin açılış konuşmasını yapan AGÜ Rektörü Prof. Dr. Cengi Yılmaz, “Tarih boyunca ve tüm dünyada üniversitelerin birbirleri ile olan rekabetlerinde en belirleyici faktör ne kadar köklü bir üniversite oldukları ve bununla bağlı olarak mezun sayılarıdır. Bir üniversitenin en değerli varlıkları ve rekabet gücü mezunlarıdır. Yıllar içerisinde birikmiş ne kadar çok mezununuz varsa, mezunlarınız ne kadar etkili pozisyonlar elde etmişlerse ve üniversiteye bağlılıkları ne kadar güçlüyse o derece güçlü bir üniversite olursunuz. AGÜ henüz 14 yaşında bir üniversite olarak ve toplam bin 292 mezunu ile çok önemli rekabet faktörü açısından kritik eşiğin henüz biraz gerisinde. Zaman içerisinde mezunlarımız arttıkça ve mezunlarımızla bağlılığımızı koruduğumuz müddetçe bu çok kıymetli gücü etkin kullanmaya başlayacağız. Ancak bugünün şartlarında bile genç ve yeni nesil bir üniversite olarak ülkemizin en saygın üniversiteleri arasında yer aldığımızı ve uluslararası alanda da yüksek marka gücü olan bir yüksek eğitim kurumu haline geldiğimizi mutlulukla değerlendiriyoruz. Bu gerçek artık bütün uluslararası uzmanlar ve derecelendirme kuruluşları tarafından kabul ve tescil edilmiş durumdadır” ifadelerini kullandı.

    “Bugünlerde dünyanın en önemlisi konusu ekranlarda bazen gözyaşı, bazen büyük bir üzüntüyle izlediğimiz Filistin’deki katliamlar”

    11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, üniversitelerin kamunun vicdanı olduğunu söyleyerek, “Üniversite aslında kamunun vicdanıdır. Bütün toplumun rahatsızlıkları, bütün toplumun öne çıkardığı konular üniversitelerde başlar. Sadece kendi ülkesinde değil, bütün dünyayla ilgili. Bugünlerde dünyanın en önemli konusu ekranlarda bazen gözyaşı, bazen büyük bir üzüntüyle izlediğimiz Filistin’deki katliamlar. Bugün dünyanın en büyük üniversiteleri ayağa kalkıyor. Yönetimleri, idarecileri ve devlet adamları Filistin’deki katliama gözlerini kapatıp, çeşitli diplomatik oyunlarla bu işi kamuoyundan saklamaya çalışırken, üniversite gençliği temiz, saf ve iyi niyetli olarak dünyanın vicdanı oluyor. Öğrenciler haftalarca üniversitelerini işgal ediyor, Gazze’deki, Filistin’deki katliamı dile getiriyorlar. Bu bakımdan üniversiteler sadece eğitim veren kurumlar değil, üniversiteler serbest fikrin olduğu, insan hakları meseleleri ile ilgilenilen topluluklardır. O bakımdan üniversiteleri diğer kurumlardan ayrı tutmamız lazım. Üniversiteler ayrıca öğrenmeyi de öğreten yerlerdir. Burada sizlere sadece bilgi şırınga edilmedi. Bilgiyi nasıl öğrenirsiniz, bilgiye nasıl ulaşırsınızı en iyi şekilde öğrettiler” diye konuştu.

    “Önce iyi insan olun”

    Öğrencilere nasihatlerde bulunan Gül, “Önce iyi insan olun. Ailenize değer verin. Aile bağlarınız güçlü olsun. Ülkenize ve vatanınıza bağlı olun. Doğru bir insan olarak çalışkan olun. Çalışkan olun ama ihtiraslı olun. Disiplinli olun ama acımasız olmayın. Kurnaz olmayın ama zeki olun. Bütün bunlar tüm insanlar için geçerli güzel prensiplerdir. Bunları kendinize yol edindiğinizde eminim ki doğru yerlere geleceksiniz. Kendinizi eğitmeye devam edin. Nasıl eğiteceğinizi burada öğrendiniz. Dünya o kadar hızlı değişiyor ki, bunu takip etmezseniz hemen eski kalırsınız” dedi.
    Konuşmaların ardından bölüm birincisi öğrencilere plaket verildi. Törene Vali Yardımcısı Şemsettin Erkaya, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitci ve davetliler katıldı.

  • Olumsuz hava bal verimini etkiledi

    Olumsuz hava bal verimini etkiledi

    Bu yıl ülke genelinde olduğu gibi Çankırı’da da bal mevsiminde etkili olan yüksek sıcaklıklar ve ani yağışlar, arıların gelişim ve beslenmesini olumsuz etkiledi. Geçen yıl yaklaşık 450 ton bal üretiminin yapıldığı Çankırı’da, yüksek hava sıcaklığı sebebiyle kovandan ayrılamayan arılar, ani sağanak yağışlar sebebiyle de nektarlı bitkilerden faydalanamadı. Yaşanan durum sebebiyle bal üretimi büyük ölçüde düştü. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, bal üreticilerine arı beslenmesine daha erken başlamasını tavsiye etti.

    “Sıcaklıklar ve ani yağışlar sebebiyle üretimimiz kısmen etkilendi”

    Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, “İlimizde yaklaşık 56 bin adet arı kovanı vardır. Geçen seneki değerlere göre, 450 ton bal üretimi yapan bir iliz. Bu sene ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de mevsim normallerinin çok üzerinde bir sıcaklık yaşadık. Bu sıcaklıklar ve ani yağışlar sebebiyle üretimimiz kısmen etkilendi. Arı yetiştiricilerimizi ana arının yenilenmesi konusunda uyarıyoruz. Geçmiş yıllardan farklı olarak bu sene bitki fenolojisinin aşırı sıcaklıklara göre biraz daha erken çiçeklenme dönemi bitmesi sebebiyle arıların beslenmesine erken başlamalarına tavsiye ediyorum. Geçmiş yılara göre çok verimli olmasa da yetiştiricinin çalışmasının kazancını alacak kadar üretim yapmalarını düşünüyoruz. Aşırı yağışlarda ve yüksek sıcaklıklarda arı çalışamıyor. Yetiştiricilerimiz bu üretimi bilinçli olarak yaptıkları sürece özel bir durum olmadığı sürece iklim şartları ne olursa olsun kazanacaklarına inanıyorum” dedi.

    “Balın en verimli olduğu dönemde yağmurların yağmasından dolayı iyi bir verim elde edemedik”

    Havaların yağışlı geçmesinden dolayı verim elde edemediğini belirten arıcılıkla uğraşan Salih Sağlam, “Bu seneye kadar arılıktan yüzümüzü somurtarak dönmemiştik. Bu sene Haziran ayının yağışlı geçmesi bizi dibe vurdurdu. Bazı kaynaklara göre, bal mevsimi yılda 10-15 gündür. Bu günler içerisinde yağmur yağarsa çiçeklerde ballar yıkanıp toprakla buluşuyor. Dolayısıyla arı da nektar bulamıyor. Balın en verimli olduğu dönemde yağmurların yağmasından dolayı iyi bir verim elde edemedik. Geçtiğimiz senelerde çektiğimiz çitalar doluydu, fakat bu sene arılarımın çoğu bal katına dahi çıkmadı. Dışarıdan bal gelmediği için ana arı yumurta atmadı. Kovanın nüfusu çoğalmadı. Yıldan yıla bizim verimimiz düşüyor. İnşallah bir dahaki seneye verim elde ederiz” diye konuştu.