Etiket: güncelhaberler

  • Tropikal ‘aşk meyvesi’ üreticisini sevindirdi

    Tropikal ‘aşk meyvesi’ üreticisini sevindirdi

    4 yıl önce memleketi Hatay’dan Mersin’in Erdemli ilçesine yerleşen 5 çocuk babası Mustafa Akdoğan, çocuklarının desteğiyle tropik meyvelerin de olduğu 12 dönümlük örnek bir bahçe oluşturdu. Üretici Akdoğan, bahçesinde 2 yıl önce deneme amaçlı Türkiye’de çarkıfelek veya aşk meyvesi olarak bilinen passiflora fidanlarından dikti. Örnek fidelerden verim fazla, talep de iyi olunca 12 dönümün yaklaşık 8 dönümüne passiflorayı dikerek yaygınlaştırdı. Açıkta diktiği üründen ciddi bir kazanç elde eden Akdoğan, her gün kasa kasa hasat yapmaya başladı. Birçok müşterinin bahçeye gelerek kendi elleriyle topladığı ürünleri satın aldığını belirten Akdoğan, kilogramını 100 TL’ye sattığını söyledi.

    “Meyveyi beklediğimizden iyi aldık”

    Üretici Mustafa Akdoğan, “İlk başta deneme amaçlı birkaç kök ektik. Verim ve satışı olunca bahçeye demir direkler getirdik. 8 dönüm alana passiflora ile avokado ektik. Şu anda hasat zamanı, hemen hemen her gün topluyoruz. Her günde müşterilimiz gelerek alıyor. Satışımız iyi, piyasası 100 ile 125 TL arasında, biz 100 TL’den veriyoruz. Memnun oluyoruz. Ürünün maşallahı var, meyveyi beklediğimizden iyi aldık. Bu sene sıcak ama ürün yine de iyi” ifadelerini kullandı.

    Müşteriler bahçeden kendileri alıyor

    Aslen Adanalı olan ancak yurt dışında yaşayan müşterilerden Betül Özyaka, “Bu meyveyi çok seviyorum. Bunlar çok çok değerli meyveler. Yiyen tekrar tekrar yemek ister” dedi.
    Bahçeye gelerek çarkıfelek alan Ümit Yıldız ise, “Erdemli’de yazlığa geliyoruz. Üretici Mustafa ağabeyi de tanıdık, sürekli bahçesine geliyoruz. Burada aradığımız herşeyi bulabiliyoruz, kendi ellerimizle topluyoruz. Passiflorayı denedik, çok hoşumuza gitti. Birçok faydası varmış. Denedik, deneyeli sürekli alıyoruz. Hatta bunun meyve suyu da oluyormuş, onu da deneyeceğiz” diye konuştu.

  • Selçuk’taki orman yangını kontrol altında

    Selçuk’taki orman yangını kontrol altında

    Yangın, saat 14.00 sıralarında Belevi Mahallesi’ndeki ormanlık alanda meydana geldi. İhbar üzerine adrese İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı 4 uçak, 4 helikopter, 12 arazöz, 4 su ikmal, 1 dozer ve 4 yer ekibi sevk edildi. Alevler ekiplerin havadan ve karadan müdahalesi sonucu kontrol altına alınırken bölgede soğutma çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.

  • ‘Acemiyim’ yazısıyla korkusunu yendi

    ‘Acemiyim’ yazısıyla korkusunu yendi

    Antakya ilçesinde yaşayan Pelin Tuzluoğlu, yaklaşık 14 yıl önce araç kullanma hevesiyle ehliyet aldı. 14 yıldır ehliyeti olan Tuzluoğlu, korkusunu yenemedi ve yıllardır trafiğe çıkıp araba süremedi. Trafik korkusunu bir türlü yenemeyen Tuzluoğlu, aklında bir çözüm üretti ve aracına “Acemiyim. Lütfen anlayışlı olur musunuz” ifadelerini içeren bir not astı. Yazdığı not sayesinde araç kullanmaya başlayan Tuzluoğlu, 10 gündür güvenle aracını kullanıyor. Trafiğe çıkmayı araçtaki not sayesinde başardığını iade eden Tuzluoğlu,
    diğer araç sürücülerinin kornaya basmamaya özen gösterdiğini söyledi.

    “Ben 14 yıldır ehliyet sahibiyim ama bir türlü cesaretim olup da trafiğe çıkamamıştım”

    14 yıl boyunca trafiğe çıkamadığını ifade eden Tuzluoğlu, “Ben 14 yıldır ehliyet sahibiyim ama bir türlü cesaretim olup da trafiğe çıkamamıştım. Kendimi şu an günümüz şartlarında mecbur hissettim. Çocuklarım adına işim gereği sürekli araç kullanmak zorundayım. Hatay trafiğinde mecburen kendimi araba kullanmak zorunda hissettim. Buralarda dolmuş sıkıntısı çok yaşıyoruz. İşime geç kalıyorum, çocuklarıma yetişemiyorum. Evime yetişemiyorum ve artık zamanı geldi dedim. Allah’ın izniyle ben de trafiğe çıkacağım. Bu şekilde bir yazıyla kendimi daha güvende hissettim. Çünkü hafriyat kamyonları ve tırlar çok tehlikeli bir araçlardır. Sağ olsun arkadaşlar da böyle bana daha destek oluyorlar. En azından bir korna çalma çabaları olmuyor. Kendimi daha güvende hissediyorum. Korna çaldıkları zaman çok heyecan yapıyorum. Elim ayağıma dolaşıyor. Şu an için daha güvende hissediyorum. Bir süre bu şekilde arabayı kullanmaya çalışıyorum” dedi.

    “10 gündür bu yazı arabamın arkasında duruyor ve gerçekten çok faydası oldu”

    Aracının arkasına astığı yazının faydası olduğunu dile getiren Tuzluoğlu, “Ben trafiğe çıkalı bir hafta oldu. 10 gündür bu yazı arabamın arkasında duruyor. Gerçekten çok faydası oldu. Yazı gerçekten işe yaradı. Kendimi daha güvende hissediyorum. Etrafımdaki insanlar en azından daha anlayışlı karşılıyorlar. Ben bir paniğe kapılma hissi yaşamıyorum. Alışana kadar da bu şekilde devam edeceğim. Bir haftadır bilmiyorum belki ben acemiliğin vermiş olduğu şey mi bilemedim ama belki de bu yazıdan kaynaklı ters bir şey yaşamadım çok şükür. Sürücüler şu an için daha anlayışlı davranıyorlar ama sonrasında bu yazı çıktıktan sonra ne olur bilemiyorum” ifadelerini kullandı.

  • Samandağ biberinde hasat başladı

    Samandağ biberinde hasat başladı

    Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’ın bereketli topraklarında çiftçiler toprakla buluşturdukları tohumların hasadına devam ediyor. Türkiye’de acı severlerin afiyetle tükettiği Samandağ biberinde de hasat mevsimi geldi. Arsuz ilçesinde kavurucu sıcakta zorlu şartlarda hasat edilen biber tarladan 20 TL ile 25 TL arasında alıcı buluyor. Zorlu hasatta litrelerce su tüketerek çalışan işçilerin yevmiyesi ise 800 TL.

    Hasattan memnun olduğunu dile getiren 51 yaşındaki Tahir Öztürk, “Sabah 05.30-06.00 gibi başladık, bu sıcaklığın altında hasat halimi görüyorsun. Çok sıcak, iyi olmuyor yani güzel olmuyor fazla yoruluyoruz. Gelen kutular gidiyor, bidonlar sular boşalıyor. Günlük yevmiye ortalama 800 TL ama işine göre değişiyor. Biberi 4 dönüm gibi bir alana ektim. Daha bugün başladık siftah ettik. Şimdi pek bilemiyorum ne kadar olacağını, tam net bir şey söyleyemem şu anda ama tarladan 20 TL ile 25 TL’den sattık. Samandağ biberi acı olduğu için herkes tercih ediyor. Hilesi hurdası olmaz bunun şu anda Samandağ biberimiz güzel 10 numara diyebiliriz yani” ifadelerini kullandı.

  • Plastik atıklardan yedek parça üretiliyor

    Plastik atıklardan yedek parça üretiliyor

    Çorum Belediyesi “Sıfır Atık” projesi çerçevesinde kurduğu filament üretim merkezinde plastik atıkları geri dönüşüme kazandırıyor. Tesiste plastik atıklardan doğaya ve çevreye zarar vermeden hediyelik ve süs eşyası gibi geri dönüşümleri sağlayan Çorum Belediyesi, Makine İkmal Müdürlüğü bünyesindeki araçların plastik aksamlarının üretimini de gerçekleştiriyor. Bu sayede bünyesinde hizmet veren araçların yedek parça ihtiyacını karşılayan belediye, doğaya zarar vermeden bertaraf ettiği plastik atıkları ekonomiye kazandırıyor. Çorum Belediyesi’nin sürdürülebilir çevre ve sıfır atık kapsamında hizmete aldığı merkez Türkiye’de ilk defa bir belediye tarafından kurulan tesis olma özelliği taşıyor.

    “Tesisimiz çevreye ve doğaya vizyonel olarak bakışımızın bir göstergesi”

    Tüm dünyada atıkların ekonomiye kazandırılmasının önemli gündem maddesi olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, “Ülkemizde de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde yürütülen ‘Sıfır Atık’ projesi var. Proje çerçevesinde de özellikle çevreye zarar veren atıkların doğaya zararların önlenmesi ve ekonomiye kazandırılması çok kıymetli. Bu noktada tüm belediyeler ve iller bir çalışma yürütüyor. Çünkü çevre bize miras. Çocuklarımıza, gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmalıyız. Çorum Belediyesi olarak sıfır atık noktasında ve çevreye zarar veren konuların bertarafı noktasında birçok çalışma yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de filament tesisimiz. Bu tesisimiz de çevreye ve doğaya vizyonel olarak bakışımızın bir göstergesi” dedi.

    “Piyasada bulunmayan plastik aksamları üretiyoruz”

    Çorum Belediyesi olarak filament ürettiklerini kaydeden Başkan Halil İbrahim Aşgın, “Bu filamentlerle de hediyelik eşyadan tutun bazı araç gereçlerin plastik aksamlarına kadar ürün elde edebiliyoruz. Burada üretilen ürünlerin bir kısmı hediyelik eşya, bir kısmını da Çorum Belediyesi’ndeki Makine İkmal Müdürlüğü başta olmak üzere çalışma yapan araç, gereçler. İhtiyaç duyduğumuz parçaların üretimini yapıyoruz. Örneğin Park Bahçeler Müdürlüğümüzdeki çim biçme makinelerinde kullanılan tıpayı her yerde bulamıyorduk. Her yerde bulamıyorsak Çorumlunun yaptığını herkes yapamaz düşüncesiyle kendimiz yapalım dedik. Şuanda plastik tıpa ve buna benzer parçaları belediye olarak tesisimizde üretiyoruz. Makine İkmal Müdürlüğü’müzdeki bazı kamyonların piyasada bulunmayan plastik aksamlarını da yapıyoruz. Bu bizim işimizi de kolaylaştırmış oldu” diye konuştu.

    “Üretimde atık malzemeler kullanılıyor”

    Filament üretimi yaparken atık malzemeleri kullanmaya dikkat ettiklerini anlatan Aşgın, “Pet şişeler, pet şişe kapaklarını belli işlemlerden geçirerek 3 boyutlu yazıcılarda kullanılacak boyutlara dönüştürüyoruz. Özellikle filament pila olarak bu ham madde kısmını tamamlamış oluyoruz. Bu filametin yüzde 60’ını atıklardan oluşturuyoruz. Bu çok önemli bir rakam. Bunu yapmazsak bu atıklar doğaya atılacak ve çevreye zarar verecek. Plastik atıkların geri dönüşümünü sağlayarak hem doğanın ve çevrenin kirlenmesini önlemiş oluyoruz hem de ekonomiye katkı sağlıyoruz. Filamentlerin yüzde 40’ı ise atık malzemeden oluşuyor. AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. Yüzde 60 atık oranını daha üst seviyeye çıkarmayı planlıyoruz. Mümkün olduğunda maksimum atık, minimum granür kullanarak filament üreteceğiz. Doğada gördüğümüz plastiklere atık diye bakarsanız atık. Ancak atık olarak görmezseniz tekrar ekonomiye kazandırabileceğimizi son derece önemli. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de filament malzemesini kendisi tesisinde üreten başta yedek parça üretimi olmak üzere hediyelik eşya üretimi yapan sanıyorum tek belediyeyiz. Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Vatandaşlardan ‘kedi sesli’ çözüm

    Vatandaşlardan ‘kedi sesli’ çözüm

    Dün akşam saatlerinde Cacabey Meydanı’nda bir otomobilin altına kedi girdi. Aracın altındaki kedinin miyavlamasını duyarak seferber olan vatandaşlar ise kediyi çıkaramayınca çareyi telefondan kedi sesi dinletmekte buldu. Vatandaşların duyarlı davranışları takdir toplarken, çabalar sonucu da kedi girdiği aracın altından çıktı.

  • Antep fıstığında yüksek rekolte beklentisi

    Antep fıstığında yüksek rekolte beklentisi

    Gaziantep’te, dolu ve don gibi ürün kaybına yol açan olumsuzlukların yaşanmaması ile Antep fıstığında yüksek rekolte bekleniyor. Türkiye’nin Antep fıstığı üretiminin yüzde 90’ından fazlasının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapıldığını belirten Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürü Ahmet Şahan, fıstık bahçelerinde 60 kişilik ekiple inceleme yaparak her yıl olduğu gibi bu yıl da rekolte tahminini kamuoyuna duyuracaklarını söyledi.

    “Antep fıstığı ülkemizin en önemli tarımsal ve ekonomik ürünlerinden”

    Antep fıstığının Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünleri arasında yer aldığını söyleyen Şahan, “Antep fıstığı ülkemizin en önemli tarımsal ve ekonomik ürünlerinden biridir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin vazgeçilmezidir. Ülkemizde üretimin en çok yapıldığı yer ise yüzde 90 oranında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir. Bu üretimin yaklaşık yüzde 70’i sadece Şanlıurfa ve Gaziantep illerimizde yapılmaktadır” dedi.

    “Antep fıstığı son zamanlarda çok değerli bir ürün haline geldi”

    Antep fıstığı üretiminin yıldan yıla hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Şahan, “Bunun en büyük nedenlerinden biri ise Antep fıstığının son zamanlarda çok değerli bir ürün haline gelmesidir. Üreticilerimizin Antep fıstığı üretimine yoğun ilgi göstermesidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 1000-2000 bin ton civarında olan Antep fıstığı üretimimiz 2010’lu yıllarda 100-150 bin ton bandına yükseldi. Son yıllarda 200-300 bin ton bandına yükseldi. Bu üretimle dünyada 3. sırada yer almaktayız. Dünyada 1. sırada ABD, 2. sırada İran ve 3. sırada ise Türkiye yer almaktadır. Ancak üretimimiz bu hızla artmaya devam ederken ileriki yıllarda daha üst sıralara çıkacağımızı tahmin etmekteyiz. Şu anda 60 milyon civarında meyve veren ağaç varlığımız var. Bunun yanında henüz meyve yapmamış ve yeni tesis edilmiş bahçelerdeki fidan sayısı da 30 milyon civarındadır. Bu açıdan baktığımızda önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ülke üretimimiz yüzde 50-60 civarında artacak diye öngörmekteyiz” ifadelerini kullandı.

    “Yüksek bir rekolte beklemekteyiz”

    Antep fıstığının bir yıl ürün verip ertesi yıl da rekoltesinin azaldığını belirten Şahan, “Geçen yıl yok yılı olmasına rağmen 70 bin ton civarında fıstık üretimimiz vardı. Bu yıl Antep fıstığında var yılı ve arazi gözlemlerimize baktığımızda Antep fıstığı ağaçları çok iyi meyve tutmuş. O yüzden yüksek bir rekolte beklemekteyiz. Rekolte bu yıl yüksek olacak gibi gözüküyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında Antep fıstığının çiçek döneminde çok yağışın olması tozlanmanın kısıtlı olması gibi nedenlerden dolayı bazı bahçelerde sorun oldu. Halen de bu riskler mevcut. Bu riskler bittiğinde biz Temmuz ayı içerisinde Antep fıstığında bölgedeki mühendis arkadaşlarla birlikte rekolte çalışması yapıp bu yıl Antep fıstığı üretimimizi belirleyeceğiz” diye konuştu.
    Çiftçileri de uyaran Şahan, çiftçilere düşen en önemli görevin ise Antep fıstığının gübrelenmesi, beslenmesi ve bazı hastalıklara karşı ilaçlanması olduğunu belirtti.

  • Doğru klima kullanımının altın kuralları

    Doğru klima kullanımının altın kuralları

    Klimalı ortamlarda geçirilen vakit arttıkça, dikkat edilmesi gereken noktalar daha da önem kazanıyor. Uzm. Dr. Abdülkadir Dağ, klimaların yanlış kullanımının solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit, kas ağrıları, cilt kuruluğu ve dehidrasyon gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi. Uzm. Dr. Dağ, yaz aylarında doğru klima kullanımının 7 altın kuralını anlattı:

    Düzenli bakım ve temizlik: “Klimaların düzenli olarak bakımının yapılması ve filtrelerinin temizlenmesi, hem cihazın verimli çalışmasını sağlar hem de sağlık açısından büyük önem taşır. Bakımı yapılmayan ve filtreleri temizlenmeyen klimalar, zamanla bakteri ve virüslerin birikmesine ve üremesine uygun ortam oluşturur. Bu mikroorganizmalar, klima çalıştıkça havaya karışarak solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Dolayısıyla, klimaların periyodik bakım ve temizliğinin yapılması, bu tür sağlık risklerini en aza indirir ve daha temiz bir hava sirkülasyonu sağlar.”

    Klimanın sıcaklık ayarı 22-24 derece olmalı

    Uygun sıcaklık ayarı: “Klima sıcaklığını 22-24 derece arasında tutmak, vücut ısınız ile dış ortam ısısı arasında aşırı fark oluşmasını engelleyerek sağlık sorunlarını önler. Ani sıcaklık değişimleri, vücudun savunma mekanizmasını zayıflatarak bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyebilir. Özellikle yaz aylarında dış ortamdan içeriye girildiğinde yüksek sıcaklık farkı, soğuk algınlığı ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, klima sıcaklığını makul bir aralıkta tutmak, hem konforlu bir ortam sağlar hem de sağlığınızı korur.”

    Nem dengesine dikkat: “Klima kullanımı, ortamdaki nem oranını düşürerek cildinizin ve mukozaların kurumasına neden olabilir. Düşük nem oranı, ciltte kuruluğa, kaşıntıya ve tahrişe yol açarken, burun ve boğaz mukozalarının kuruması ise solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız hale gelmenize neden olabilir. Bu durum, özellikle alerji ve astım gibi kronik solunum yolu hastalıkları olan kişiler için daha da risklidir. Ortamın nem dengesini korumak için klima kullanırken nemlendirici cihazlar kullanmak veya belirli aralıklarla doğal havalandırma yapmak, bu olumsuz etkileri azaltmada yardımcı olabilir.”

    Direkt hava akımından kaçının: “Klima havasının direkt olarak üzerinize gelmemesine dikkat etmek, sağlığınız için oldukça önemlidir. Klima, ortamın sıcaklığını hızla düşürürken, doğrudan maruz kalmak soğuk algınlığı, kas ağrıları ve sinüzit gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, uzun süreli doğrudan temas cilt kuruluğuna ve solunum yolu problemlerine sebep olabilir. Bu nedenle, klimayı dolaylı olarak kullanarak hava akımının odanın geneline yayılmasını sağlamak, hem sağlıklı hem de konforlu bir ortam oluşturur. Klima yönünü yukarıya veya yanlara doğru ayarlayarak, serin havanın odanın her köşesine eşit şekilde dağılmasını sağlayabilir ve bu olumsuz etkilerden korunabilirsiniz.”

    Belli aralıklarla klimayı kapatıp ortamı havalandırın

    Klima kullanım süresini sınırlayın: “Klima kullanımını sürekli hale getirmek yerine belirli aralıklarla kapatıp doğal havalandırma yaparak, ortam havasının tazelenmesini sağlayabilirsiniz. Sürekli klima kullanımı, havadaki nem oranını düşürerek solunum yolu rahatsızlıklarına ve cilt kuruluğuna yol açabilir. Bu nedenle, klima kullanımını aralıklı hale getirip, pencereleri açarak taze hava akışını sağlamak hem hava kalitesini artırır hem de enerji tasarrufu sağlar. Doğal havalandırma, ortamın oksijen seviyesini yükseltir ve kapalı alanda biriken toz ve mikropların dışarı atılmasına yardımcı olur. Böylece daha sağlıklı ve ferah bir yaşam alanı oluşturabilirsiniz.”

    Ortamı havalandırın: “Kapalı ortamlarda uzun süre klima kullanımı, hava kalitesinin düşmesine ve mikrop birikimine neden olabilir. Klima cihazları, havayı soğuturken aynı zamanda nemi de alır, bu da ortamdaki havanın kurumasına yol açar. Kuru hava, solunum yollarını tahriş edebilir ve bu da solunum yolu hastalıklarına yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, klima filtreleri düzenli olarak temizlenmediğinde, bakteriler, virüsler ve diğer mikroorganizmalar filtrelerde birikerek ortama yayılabilir. Bu durum, enfeksiyon riskini artırarak sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir. Dolayısıyla klimaların düzenli bakımı ve filtrelerin temizlenmesi, kapalı ortamlarda hava kalitesinin korunması için önemlidir.”

    Baş ağrısı, yorgunluk ve baş dönmesi görülebilir

    Yeterli sıvı tüketin: “Klima kullanımı sırasında vücut su kaybı yaşayabilir. Klima, havadaki nemi azaltarak ortamın kurumasına neden olur. Kuru hava, cildin ve solunum yollarının nemini kaybetmesine yol açabilir. Bu durum, terleme ve solunum yoluyla vücuttan daha fazla su kaybedilmesine sebep olabilir. Özellikle uzun süre klimalı ortamlarda bulunan kişiler, yeterli miktarda su tüketmezlerse dehidrasyon riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Dehidrasyon, baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösterebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, klimalı ortamlarda bol su içmek ve cilt nemlendiricileri kullanmak vücut su dengesini korumak açısından önemlidir.”

  • Ali Babacan’dan CHP’ye ziyaret

    Ali Babacan’dan CHP’ye ziyaret

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyet ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

    CHP lideri Özel’e, Genel Başkan Yardımcıları; Yalçın Karatepe, Gülşah Deniz Atalar, Gökan Zeybek, Meryem Gül Çiftci, Burhanettin Bulut ve Gökçe Gökçen eşlik etti.

    Babacan, haftaya pazartesi de İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu ziyaret edecek.

    ÖZEL: 3 GÜNDEM MADDEMİZ VARDI

    Görüşmenin ardından iki parti lideri ortak basın toplantısı düzenledi.

    Basın toplantısında Özgür Özel, 3 gündem maddesi görüştüklerini ve görüşmenin verimli geçtiğini söyledi.

    Ali Babacan ise ülkedeki ekonomi gündemini ve yoksulluğu, Suriye ile diplomatik temas görüşmeleri ile sığınmacıların durumunu ve yeni anayasa tartışmalarını değerlendirdiklerini söyledi.

    CHP lideri Özel şu ifadeleri kullandı:

    “Kendilerine değerli ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum. 3 gündem maddesi kapsamında kendisinin ifadeleri ve değerlendirmeleri oldu. Son derece verimli ve iki partinin bugüne kadar sürdürdükleri iletişimin devamı niteliğinde bir toplantı oldu.”

    BABACAN: SURİYE İLE NORMALLEŞME MUHALETTE DE OLMALI

    DEVA Partisi lideri Babacan ise şöyle konuştu:

    “Bugün bir hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirmiş olduk. 3 konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Birincisi; geçim sorunu, enflasyon, geçim sıkıntısı ve sosyal ayağı olmayan bir ekonomi politikasının uygulanmaya çalışılması.

    İkinci konumuz sığınmacılar yani Suriye. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Esad ile görüşme mesajı son derece kıymetli. Bu normalleşme sadece iktidar olarak değil, muhalefet bağlamında da olmalı.

    Üçüncü gündem maddemiz de, Meclis Başkanı Kurtulmuş’un başlattığı yeni anayasa çalışmaları. Önümüzdeki süreçte de bu konu hakkında CHP ile temasların olacağını değerlendirdik.”

    BABACAN’DAN TÜİK’E ELEŞTİRİ

    Babacan, anayasa tartışmalarıyla ilgili “Öncelikle anayasaya bağlı bir iktidar anlayışının olması gerektiğini ifade ettik. Yeni anayasaya tartışması sırasında iki parti arasındaki temasların sürmesinin kıymetli olduğunu belirttik” dedi.

    Emekli aylıklarına yapılan zammın sorulduğu Ali Babacan, TÜİK’in açıkladığı verilerle ilgili toplumda oluşan tepkiye dikkat çekerek şu eleştirilerde bulundu:

    “Milletimizin yaşadığı gerçek enflasyonu saklamaya çalışan bir yönetim anlayışı var. TÜİK’te derhal iç denetim mekanizması kurulmalı. Bu sağlanmadan açıklanan enflasyon rakamlarına güven olmaz. Merkez Bankası’nın hangi enflasyonla mücadele edeceğini belirlemesi de zor olur. 1 Temmuz’da asgari ücret zammının pas geçilmesi de kul hakkıdır. IMF programlarının bile bir sosyal ayağı olur. Şu anki uygulamaların bir sosyal ayağı da yok.”

    ÖZEL’DEN ‘EMEKLİ AYLIĞI’ AÇIKLAMASI

    Özgür Özel ise en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu:

    “Bu zam geçinemeyen emeklilerle dalga geçmektir. Emekliler yıl başında 15 kilo kıyma alabilirken şimdi 20 kilo alabiliyor. Emeklinin sofrasından 5 kilo kıymayı aldılar. Dün yapılan ayarlama zam değil, emeklilerin cebinden çalmaktır.”

    ERDOĞAN’A ‘İZMİR’ YANITI: ‘ÖZÜR DİLEYECEK Mİ?’

    İzmir’de iki yurttaşın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesine dair AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine yanıt veren Özel, şunları söyledi:

    “Suç bizdeyse gereğini yerine getiririz. Peki suç elektrik dağıtım şirketindeyse Erdoğan çıkıp özür dileyecek mi? 2010-13 arası elektrik dağıtımlarını özelleştiren ben miydim Erdoğan mıydı? Elektrikte özelleştirme cinayettir diyenlere özür diliyorlar. Bunu söyleyen Erdoğan’ın 22 yıldır iktidarda olanla isim-soy isim benzerliği var. Yaşanan her şeyden sorumlu olan biri bunu söylüyorsa bunu verecek cevapta insan kelimeleri nezaketle seçmekte güçlük çekiyor.

    Erdoğan özür davetinde bulunuyorsa ben de şunu sorayım. Depremin üzerinden 1.5 sene geçti. 1 yılda 620 bin konut yapacaklardı 76 bin yaptılar. Depremzedeler 1.5 sene sonra yine sokakta, çadırda, konteynırda. Sen 1.5 sene boyunca ev veremediğin depremzedelerden özür dileyecek misin?”

    KATLİAM YASASI… ÖZEL: ‘KIRMIZI ALARMDAYIZ’

    Özel ve Babacan, sokak hayvanlarının öldürülmesini de öngören yasa teklifine karşı atacakları adımları da değerlendirdi.

    Ali Babacan, yanlış politikalar nedeniyle sokak hayvanlarının sayısında ‘patlama’ yaşandığını söyledi. “Hayvan haklarından ödün vermeden çözüm bulmak durumundayız. Zor bir konu” diyen Babacan, iktidarın bu işi belediyelere devredip geri çekilme ihtimalini de takip edeceklerini söyledi.

    Özgür Özel ise hayvan hakları komisyonunun raporuna dikkat çekti. Oluşturulabilecek bir fon bütçesiyle aşılama, kısırlaştırma ve barınaklar yapılabileceğini belirten Özgür Özel, şöyle devam etti:

    “Bu, belediyelere sokak hayvanlarını katledin demek. CHP’li belediyeler bunu yapmayacak ama yapacak onlarca belediye çıkacak. Muğlak ifadeler var. Kamu tehdidine im karar verecek? Engelli hayvanların itlafına yol açabilecek kötü ifadeler var. Biz bu teklife karşı kırmızı alarmdayız. Çok özel ve sağlık sorunlarına dayalı mazeretler hariç grubumuz mücadelesini sürdürecek. Tarih önünde yapmamız gerekeni yapacağız.

    Kadınların yalnızca kendi soy isimlerini kullanmalarının önüne geçilmek için de yasa hazırlığı olduğunu hatırlatan Özel, “Bu konuda karar kadınlarındır. CHP’nin de buradaki tutumu kadın haklarından, bu konuda mücadele eden derneklerin yanındadır. Bu konuda da kırmızı alarmdayız.”

     

  • Sise sarı çizgili önlem

    Sise sarı çizgili önlem

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekipleri, şehir genelinde ihtiyaç duyulan ve hasar görmüş yerlerde yol şerit çizim çalışmalarına devam ediyor. Son olarak, Hıdırnebi Yaylası yolunda yapılan çizim çalışması, Kuruçam Mahallesi sakinlerinin ve yayla ziyaretçilerinin memnuniyetini kazandı. Yola çizilen sarı şeritler, sisli havalarda sürücülere daha güvenli ulaşım imkanı sağlayacak. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı’nın bu tür önleyici ve iyileştirici çalışmalarının şehrin her noktasında devam edeceği belirtildi.

    Kuruçam Mahallesi Muhtarı Sinan Gedikoğlu, “Mahallemiz, Hıdırnebi Yaylası’na giden yol üzerinde ve büyük bir turizm potansiyeline sahip. Bu nedenle yolun güvenliği ve konforu çok önemli. Özellikle sisli havalarda yaşanan sürüş zorluklarına çözüm bulmak amacıyla yapılan sarı renkli çizimler, sürücülere büyük kolaylık sağlayacak. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Metin Genç’e katkılarından dolayı teşekkürlerimizi iletiyoruz” dedi.