Etiket: güncelhaberler

  • Denizde dev Türk bayrağı açıldı

    Denizde dev Türk bayrağı açıldı

    Darıca Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliğe Türkiye Sualtı Federasyonu, Nicomedia Su Sporları ve Sualtı Avcılığı Spor Kulübü, Darıca Arama Kurtarma Derneği, İMEAK Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi, Kocaeli Sualtı Arama Kurtarma, Darıca Bayramoğlu Balıkçılar Spor Kulübü ve POYRAZSUB katıldı. Dalgıçlar tarafından deniz içerisinde bin 923 metrekarelik dev Türk bayrağı açıldı. Bu anlar vatandaşlar tarafından da ilgiyle takip edildi. Etkinlik kapsamında dip ve deniz temizliği de yapıldı. Dalış yapan dalgıçlar, denizden aralarında araç lastiği, boru, pet şişeler ve pankartın bulunduğu birçok çöp çıkardı.

    “Çok üzgünüm”

    Dalışın ardından açıklamalarda bulunan dalgıç, denizin kirletildiğini ifade ederek, “Çok üzgünüm. Temiz denizlere dalmak varken, kirli denizlere dalmak gerçekten içler acısı” dedi.
    Etkinliğin gurur verici olduğunu da belirten dalgıç, “Etkinlik efsane. Çok gurur vericiydi. Burada olmaktan çok mutluyum” diye konuştu.

    “Denizlerimize, mavi vatanımıza sahip çıkmak zorundayız”

    Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık ise programdaki konuşmasında, “Karasularımızın mutlak bağımsızlığını kazandığımız 1 Temmuz 1926’de yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile denizlerimizde egemen olduğumuzu ilan ettiğimiz günün 98’inci yıl dönümünü kutluyoruz. Denizler bizim. Denizlerimize, mavi vatanımıza sahip çıkmak zorundayız. Ecdadımızın asırlar önce Akdeniz’de, Karadeniz’de, Ege’de her türlü başarıyı verdiyse, bugün biz de 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde aynı mücadeleyi vermek zorundayız” dedi.

  • 83 yaşında, 2 saat halay çekti

    83 yaşında, 2 saat halay çekti

    Tunceli’nin Çemişgezek ilçesindeki bir düğüne katılan 83 yaşındaki Şefine Cebeci, dikkat çekti. Yaklaşık 2 saat halay başında sempatik ve hareketli oyunlarıyla kendinden geçen 83 yaşındaki Şerife Cebeci, gençlere adeta taş çıkarttı.

    Halayda gençler bile yorgun düşerken, halayın başında enerjik haliyle dikkat Şerife nene, enerjik yapısı ve sağlığını Çemişgezek ilçesinden dünyaya ihraç edilen Ulukale dutuna bağladı. Şerife Cebeci, “Ben Çemişgezek ilçesi Erkalkan köyünde yaşıyorum. Bu ilçede düğüne de giderim, cenazeye de. Bugün düğüne geldim.

    Düğüne gelen oynar. Ben 83 yaşındayım ve halay çekmeyi seviyorum. Sağlığımı, Çemişgezek Ulukale dutuna borçluyum” dedi.

  • Kocaeli’de kekik hasadı başladı

    Kocaeli’de kekik hasadı başladı

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesince, katma değeri yüksek ürünler yetiştirmeye teşvik edilen çiftçilerin gelir düzeyini artırmak ve tarımsal kalkınmaya destek sağlamak amacıyla 4 yıl önce hayata geçirilen “Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Projesi” (TABİP) kapsamında, il genelinde yaklaşık 1140 dekar alanda biberiye, nane, melisa ve kekik toprakla buluşturuldu. Geçen yıl 37 hektar alanda dikilen ve olgunlaşan kekiklerin hasadına ise başlandı.
    Kekik hasadı, insan gücüyle ve aynı zamanda tasarımı ve üretimi tamamen milli ve yerli imkanlarla Büyükşehir Belediyesince yaptırılan römork yüklemeli aromatik bitki hasat makinesiyle yapılıyor. İlk kez Kocaeli’de kullanılan makine sayesinde hasat, bitkilere zarar vermeden, seri olarak gerçekleştiriliyor.

    Dikim yapılan alanlar sigortalandı

    Büyükşehir Belediyesi Sekapark A.Ş’nin kontrolörlüğünde 5 üretim yılı boyunca tüm tarımsal faaliyetler, çiftçilere ait sertifikalandırma süreci, eğitimler ve saha uygulamalarının takibi, uluslararası standartlara uygun olarak organik bitki sertifikalandırma doğrultusunda yapılıyor. Fide dikimi gerçekleştirilen arazilerin, yıllık bitkisel ürün sigorta poliçeleri, Sekapark A.Ş. tarafından karşılanıyor. Proje doğrultusunda, Büyükşehir ziraat mühendisleri ve Sekapark A.Ş. teknik ekibi dikim yapılacak tarlalarda gerekli kontrolleri sağlarken, çiftçilere teknik konularda danışmanlık hizmeti de veriyor.
    Büyükşehir Belediyesince yürütülen TABİP ile “sanayi kenti” Kocaeli, tıbbi ve aromatik bitki üreticiliğinin de merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Hasadı yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler, Büyükşehir’in kurduğu Distilasyon Merkezinde ve Süper Kritik Akışkan Ekstraksiyon Tesisinde, katma değeri yüksek tarım ürünlerinden elde edilen uçucu yağlar; ilaç, takviye gıda ve kozmetik sektöründe kullanılıyor.

  • Efsaneler ‘Altın Ayaklar’ ile yaşatılıyor

    Efsaneler ‘Altın Ayaklar’ ile yaşatılıyor

    Tepebaşı Belediyesi Altın Ayaklar projesi ile Türk futboluna değer katan isimleri, Eskişehirspor’un efsanelerini yaşatmayı sürdürüyor. Proje ile futbolun unutulmaz isimleri, ayak ve el izleriyle ölümsüzleştirildi. Tepebaşı Belediyesi’nin sürdürdüğü çalışmalar neticesinde, futbol tarihimizin unutulmaz kramponlarının ayak izleri, file bekçilerinin ise el izleri alınarak Eskişehir’in en işlek yerlerinden biri olan Espark AVM önündeki alanda yer alıyor.

    Proje beğeni toplamayı ve ülke genelinde ses getirmeyi başardı

    Efsane futbolcuların ayak ve el izlerinin futbol severlerin gösterimine açılan proje, 2012’den bu yana beğeni toplamayı ve ülke genelinde ses getirmeyi başardı. Proje Eskişehir’de vatandaşların takdirini toplarken, şehir dışında da birçok organizasyondan davet alarak kendisine yer buldu. Proje çerçevesinde ayak, el izi sergilenen unutulmaz futbolcular arasında başta Eskişehirspor’un efsane takımında yer alan futbolcular olmak üzere, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi Türk futbolunun önde gelen kulüplerinin futbolcuları bu çalışmalara dahil edildi.

    Ediz Bahtiyaroğlu gibi futbolcuların yanı sıra Amigo Orhan da projede ile ölümsüzleşti

    Eskişehirsporlu Fethi Heper, Sinan Alağaç, Abdurrahman Temel, İhsan Şahinkol, Faik Şentaşlar, Burhan Tözer, İsmail Arca, Nihat Atacan, İlhan Çolak, Ender Konca, Taşkın Yılmaz, Mümin Kasap, Süreyya Özkefe, Vahap özbayar, Hakkı Aygün, Ayhan Aşut, Burhan İpek, Halil Güngördü, Orhan Aydıngör, Kamuran Yavuz, Ediz Bahtiyaroğlu gibi futbolcuların yanı sıra Amigo Orhan da projede ile ölümsüzleşti. Eskişehirspor ile birlikte Beşiktaşlı Süleyman Seba, Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis, Galatasaraylı Metin Oktay ve Trabzonsporlu Şenol Güneş de vefa projesinde yer alan isimler arasında oldu.

  • Tunca Nehri’ni kuraklık vurdu

    Tunca Nehri’ni kuraklık vurdu

    Edirne’de geçtiğimiz mayıs ayından bu yana beklenen yağışların düşmemesi Tunca Nehri’nin debisini son yılların en düşük seviyesine düşmesine neden oldu. Yaşanan kuraklık ise Edirne’deki Tunca Nehri’nin su seviyesinin dibi görmesiyle birlikte kontrollü sulamaya geçilmesine sebep oldu. Aşırı mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklar ise kuraklık endişesi yaşayan çiftçileri tedirgin ediyor.

    “Su debisi alarm veriyor”

    Taşkınlarla sürekli gündeme gelen Tunca Nehri’nde istasyonda yapılan son ölçümlerde debisi 2 metreküp/saniye olarak ölçülürken, yaşanan kuraklığın son yılların en düşük seviyesi olduğu öğrenildi. Tunca Köprüsü mevkiinde ise yaşanan düşüş nedeniyle, nehrin yüzeyi yosun ve otlarla kaplanıp yeşile büründü.

    “Tunca Nehri’ndeki kuraklık nedeniyle bakanlık devreye girecek”

    Edirne merkeze bağlı köylerin kuzey kısmında kalan ve Bulgaristan’a yakın sınırı bulunan Tunca Nehri kıyısındaki çeltik alanlarında tarımsal sulamanın yetersiz kalması ve çeltik ekili alanların sulanamaması bir dizi tedbir alınmasına neden oldu. Yaklaşık 15 bin dekarlık çeltik ikili alanın bulunduğu Balkan köyleri özellikle Çömlekakpınar, Suakacağı, Yolüstü, Büyükdöllük, Çömlek, Muratçalı, Avarız, Değirmenyeni köylerine yakın alanlardaki arazilere Tunca nehrindeki kuraklıktan dolayı su verilemiyor.
    Çeltik ekimi yapan çok sayıda üretici Tunca nehrinden su çekmeye yarayan motopompları durdurma noktasına getirmiş durumda. Edirne Valiliği almış olduğu bir kararla üst kısımlarda kalan Bulgaristan sınırına yakın köylerdeki çeltik ekili alanların yeterli miktarda su kullandığını, alt kısımlarda kalan alanların su ihtiyacının yeteri derecede karşılanamadığını, bunun için de kademeli olarak elektrik kesintisi yaparak üst kısımlardaki köylerde sulamaya geçici süreyle ara verildiği öğrenildi. Tunca Nehri’nin debisinin sıfıra kadar düşmesinin ardından Bulgaristan makamları ile görüşmeler yapıldı.

    “Valilik devreye girdi, Bulgaristan Bakanlığına kuraklık tehlikesi bildirilecek”

    Edirne Valisi Yunus Sezer’in bu konuda çalışma başlattığı, yaşanan durumu geçtiğimiz hafta gittiği Ankara ziyaretinde Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’ya ilettiği öğrenildi. Önümüzdeki hafta Bulgaristan tarım bakanının Ankara’ya gerçekleştireceği ziyareti esnasında su talebinin de gündeme geleceği ve önümüzdeki günlerde Bulgaristan’dan su salınımının gerçekleştirilebileceği ifade ediliyor.

    “Yeni model kaçınılmaz oldu”

    Kuraklık ve aşırı sıcaklara bağlı buharlaşmanın artmasından kaynaklı Tunca’nın su seviyesi azalırken, nehirden sulama yapan üreticiler için dönüşümlü sulama modeline geçildi.
    Nehirde incelemede bulunan Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, kuraklık nedeniyle çiftçilerin zor günler yaşadığını ve Tunca Nehiri’nde su seviyesinin ciddi ölçüde azaldığını ifade etti. Kuraklık endişesi yaşayan çiftçileri ziyaret eden Bayazıt, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının etkisiyle su seviyesi azalan Tunca Nehrimizden 12 bin 500 dekarlık kısmı çeltik olmak üzere toplamda yaklaşık 15 bin dekar alanda sulu tarım yapılmaktadır. Nehir debisinin saniyede 2 metreküp aktığı şu günlerde, çeltik üretiminde artan su ihtiyacı ile birlikte su seviyesinin düşüş göstermesinden dolayı, üreticimizin su ihtiyacını karşılayabilmek için kesintili sulamaya geçilmiş olup, su seviyesi belli bir seviyeye gelene kadar kontrollü sulama yapılacaktır” dedi.

  • Nemrut Kalderası’nın bir yanı kar bir yanı bahar

    Nemrut Kalderası’nın bir yanı kar bir yanı bahar

    Her gün yüzlerce yerli ve yabancı turistin akın ettiği Nemrut Kalderası doğal güzellikleri ile kendine hayran bırakıyor. Yazı ayrı, kışı ayrı güzel olan mükemmeliyet ödüllü Nemrut Kalderası her mevsim ayrı güzellikler sunuyor. Yaz aylarında bile iki mevsimin bir arada yaşanabildiği olan Nemrut Kalderası’nın iç kısmında bahar havası yaşanırken, kalderanın yaklaşık 2 bin 500 rakım yüksekteki zirvesinde ise halen metrelerce kar bulunuyor. Doğal güzelliğiyle uzaydaki astronotların bile dikkatini çekmeyi başaran Nemrut Kalderası, Bitlis’in önemli turizm destinasyonlarının başında geliyor. Bu doğal güzelliği zirveden izlemek isteyen doğaseverler ve fotoğraflamak isteyen fotoğraf sanatçıları ise yaz ortasında karlı dağları aşarak bu doğal güzelliğin tadını çıkarıyor. Kaldera içine gelen ziyaretçiler ise kalderanın kendine hayran bırakan görüntüsünün keyfini çıkarıyor. Nemrut Kalderası’nın bir yanı kar bir yanı bahar görüntüsü ise seyrine tatminsiz görüntüler oluşturuyor.

    Kalderanın zirveden muhteşem bir görüntüsü olduğunu belirten Fotoğraf Sanatçısı Oktay Subaşı, kaldera içinin de ayrı bir güzelliğe sahip olduğunu söyledi. Kaldera manzarasının en güzel görülebileceği yerin zirve kısmı olduğunu dile getiren Subaşı, “Kaldera inanılmaz güzel. Kalderanın zirveden görüntüsü muhteşem. Herkesin gelip görmesini tavsiye ediyorum” dedi.

    Kalderada iki mevsimin bir arada yaşandığını anlatan Dron Pilotu Hakan Okay ise, kalderada yazın ayrı kışın ise ayrı bir güzellik sunduğunu ifade etti.
    Yazın ortasında olunmasına rağmen kalderada halen metreleri bulan kar manzaraları bulunduğunu kaydeden Okay, Nemrut Kalderası’nın yazın ortasında iki mevsimin bir arada görülebileceği nadir yerlerden biri olduğunu dile getirerek herkesi bu doğal güzelliği yerinde görmeye davet etti.
    Öte yandan dronla kaldera içinden ve zirveden görüntülenen Nemrut Kalderası seyrine tatminsiz görüntüler sundu.

  • 100bin ton kayısı ihraç edildi

    100bin ton kayısı ihraç edildi

    Türkiye’de sofralık kayısı üretiminin büyük çoğunluğu Mut’ta üretiliyor. Coğrafi işaretli Mut kayısısının açık alanda hasadı bu yıl sona erdi. 712 bin dekar tarım arazisi olan Mut ilçesinde toplam 79 bin dekar alanda üretim yapılan kayısıda bu yıl rekoltenin 200 bin ton ve ihracat ise 100 bin ton olduğu öğrenildi.
    Mersin Büyükşehir Mut Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Zeki Cüce, kayısının kilosunun turfanda döneminde 60 liradan alıcı bulurken daha sonra kilosunun 10 ila 20 liraya kadar düşmesinin üretici de ciddi bir kazanç düşüklüğüne neden olduğunu söyledi. Cüce, geçen yıl kayısının meyve suyunun yani ıskartasının kilosunun 7 ila 8 lira arasında alıcı bulurken bu sene 2 liraya dahi alıcı bulmamasının umutları seneye bıraktığını kaydetti.

    Bu yıl iç piyasada geçen yıllara oranla büyük bir canlılık olmadığını belirten Cüce, “Dayanıklı, kokusu, aroması ve lezzetiyle Mut kayısısı artık dünyada da bir marka haline geldi. 2023 yılında üretilen 350 bin ton kayısının 100 bin tonu ihraç edildi. Bu yıl geçen yıllara göre rekoltemiz düşük oldu. 200 bin ton rekolte oldu bu yıl. Yalnız fiyatların çok aşağılarda olması üreticimize para kazandırmadı. Kayısı daha çok Romanya, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine ihraç edildi” dedi.
    Mut kayısısının kalite bakımından altın yılını yaşadığını söyleyen Cüce, “Üretici kaliteli ve verimli kayısı üretmenin ustası oldu. Bunun da karşılığını alamayınca çok üzüldü. Her yıl ilçemize ihracatçı acaba gelecek mi diye bir endişemiz kalmadı. Kayısı sezonu başlamadan ilçemize en az 50 ihracatçı tezgahını açıyor. Bu yıl yine 50 civarında ihracatçı firma Mut halinde kayısı alımı yaptı. İhracatın ilk kayısı alımı 60 liradan alıcı buldu. Üretimin ortalarına doğru ise bu fiyat 10 ila 20 liraya düştü” diye konuştu.

    Mut Ziraat Oda Başkanı Muharrem Yılmaz ise, “Mut ilçemizde 79 bin dekar alanda kayısı üretimi yapmaktayız. Ürettiğimiz kayısıların hemen hemen yüzde 90’nı 95’i sofralıktır. Türkiye’de Mut tekdir. İlçemizin bulunduğu coğrafi konumundan dolayı erkenci kayısı Mut ilçemizde başlamaktadır. Mut ilçemizde kayısı nisan sonu başlar haziran sonu sona erer” dedi.

  • Artvin’de yaban mersini hasadı başladı

    Artvin’de yaban mersini hasadı başladı

    Hopa’nın Koyuncular köyünde likapa yetiştiriciliği, son yıllarda artan talep ve desteklerle hızla büyüyor. Bölge ikliminin ve toprağının Likapa üretimi için elverişli olması, üreticileri bu alana yönlendirmiş durumda. Hasat edilen likapalar, taze tüketimin yanı sıra reçel, meyve suyu ve kurutulmuş meyve olarak da değerlendiriliyor.

    Likapa, yüksek antioksidan içeriği ve sağlığa faydaları ile bilinirken, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve göz sağlığını desteklemesi ile öne çıkıyor. Hopa’da üretilen likapalar, doğal ve organik üretim yöntemleri ile yetiştiriliyor, bu da ürünlerin kalitesini daha da artırıyor.

    Bu yılki hasadın, üreticilere ekonomik olarak da büyük katkı sağlaması bekleniyor. Bölgedeki üreticiler, likapa hasadının başlamasıyla birlikte hummalı bir çalışma içine girmiş durumda ve bu çalışmaların sonunda yüksek verim elde etmeyi hedefliyor.

    Konuyla ilgili bilgi veren Likapa üreticisi Uğur Karabacak, 2016 yılında bahçesinde yetiştirmeye başladığı likapaları, 2 yıl sonra hasat etmeye başladığını söyledi. Karabacak “Bu yıl iyi bir hasat yılı geçirmeyi umut ediyorum. Bu toplattığımız meyveleri hem taze olarak hem de marmelat ve reçel olarak satışa sunacağız. Başta şeker hastalığı olmak üzere bir çok hastalığa iyi geliyor. Son yıllar Likapa’nın bilinirliği de arttı. Önümüzdeki yıllarda bahçemizi büyütmeyi planlıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Ani Harabeleri’ne yoğun ilgi

    Ani Harabeleri’ne yoğun ilgi

    UNESCO Dünya Miras Listesi’ne yer alan ve ilk yerleşimin milattan önce 3 binli yıllara dayandığı ve Saka Türkleri, Sasaniler, Bagratlı Krallığı, Bizanslılar, Şeddat Oğulları Beyliği, Anı Gürcü Atabeyleri, Harzemşah Devleti, İlhanlılar, Selçuklular, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Osmanlı Devleti ile Rusların hüküm sürdüğü Ani Örenyeri, son günlerde Fransa ve Almanya’dan gelen ziyaretçilerine kapılarını açıyor.

    Yaklaşık 23 medeniyete ev sahipliği yapan, aynı zamanda Kafkaslardan Anadolu’ya ilk giriş kapısı olan “Dünya kenti” Ani’ye gelen yerli ve yabancı turistler, bölgede Anadolu’da yapılan ilk Türk camisi “Ebul Menucehr Camisi”, “Amenaprgiç Kilisesi”, “Ani”, “Ani Katedrali”, “Dikran Honentz Kilisesi”, “Abugamir Pahlavuni Kilisesi” gibi eserlere yoğun ilgi gösteriyor.

    “Yabancı turistlerin ilgi odağı”

    Kars’ta uzun yıllardan beri rehberlik yapan Bengül Toprak, “Yaz döneminde özellikle yabancı turistler için çok büyük ilgi odağı oluyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olması sebebiyle en ziyaret edilen, tercih edilen Türkiye’deki destinasyonlardan biri haline geliyor. Yabancı misafirlerimiz yoğunlukta, özellikle yaz sezonunda bunun en önemli etkenlerinden biri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olması, yeterli düzeyde tanıtımlarla çok daha iyi seviyelere ulaşabilecek bir noktadayız. Çünkü bunu için potansiyel alt yapısı da müsait, herkesin gelip görmek isteyeceği çok güzel manzaralara sahip noktalardan birisi Ani kenti, herkesi bekliyoruz” dedi.

    Öte yandan, 11. ve 12. yüzyıla ait İslam mimarisi eserlerini de bünyesinde barındıran ve 2012’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan antik şehir, 15 Temmuz 2016’da Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Ani Ören eri, yurt dışından ve yurt içinden ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkarıyor. Bilimsel dergilerin bile konu edindiği Ani Ören Yeri taşıdığı tarih ile herkesin dikkatini üzerine çekiyor.

  • Ayçiçekleri kuruyup çürüdü

    Ayçiçekleri kuruyup çürüdü

    Ayçiçeğinin ambarı Edirne’de son yılların en en sıcak ve en kurak Haziran ayı yaşanıyor. Yağışların az olması ve yaşanan aşırı sıcaklıklar ayçiçeğinin gelişimini olumsuz etkiledi. Nisan ayında ekilen ayçiçekleri tamamen kururken, Mart ayında ekilen ayçiçeklerinde de yüzde 50 verim kaybı öngörülüyor.

    Trakya’nın sarı gelini ayçiçeğin boynu büküldü

    Trakya’nın sarı gelini olarak bilinen ayçiçeğinin kafa ve dane oluşumunun tamamlanmadığı tarlalar bu kez sarı renge değil, kurumuş ve çürümüş ayçiçeği saplarına büründü. Ayçiçeğinin adeta can çekiştiği tarlalardaki yarıklar, kuraklığı gözler önüne serdi.

    “Böyle kuraklık görmedik”

    59 yaşındaki çiftçi Ömer Kara, daha önce bu kadar etkili bir kuraklık görmediğini söyledi. Ayçiçek veriminde düşüş beklediklerine değinen Kara, bu yıl masraflarını bile karşılamakta zorluk çekeceklerini belirtti. Bir başka çiftçi Mehmet Berber de, bölgede geçen senenin kış kuraklığının devam ettiğini anlattı.

    Tunca Nehri kurudu çiftçi sulama yapamıyor

    Geçmiş yıllarda taşkınlarla sıkça adından söz ettiren Tunca Nehri de kuraklıktan olumsuz etkilendi. Çiftçilerin tarımsal sulamada kullandığı Tunca Nehri’nin kuruması sonucu tarlalarına su salamayan çiftçiler karara düşünüyor. En az 4 metre derinliğe sahip olan nehir yatağı, su akışının durmasıyla bugünlerde adeta kumsala dönüştü.

    Sulama motorlarını çalıştıramaz oldular

    Çiftçiler Özcan Gülsün ve Salim Evren, nehirde su seviyesinin dibi görünce sulama motorlarını çalıştıramaz olduklarını söyledi. Eskiden yüzüp balık tuttukları nehir yatağında şimdi ise yürüyerek gezen çiftçiler, bir önlem alınması için çağrıda bulundu.