Etiket: güncelhaberler

  • Rize usulü asansör

    Rize usulü asansör

    Rize merkeze bağlı Çiftekavak Mahallesi’nde 128 dairenin bulunduğu 3 bloktan oluşan Çiftekavak Konutları bir süre önce inşa edildi. İnşaat firması yetkilileri de bina giriş kapıları kot farkı nedeniyle yoldan 20 metre yüksekte kalınca ulaşımı kolaylaştırmak için çözüm yolu için arayışa geçti. Hem yaşlıların hem de engellilerin merdivenleri çıkmakta zorlanmasıyla birlikte çevre duvarına asansör kurulmasına karar verildi. Siteye yaya ulaşımını merdiven ve araç yolunun ardından da asansör ile giriş kapılarına daha hızlı ve kolay bir şekilde ulaşılacak projenin çalışmalarına başlandı. Taş duvarın bir kısmı içeri alınarak asansör boşluğu oluşturuldu. Asansör hem site sakinlerini hem de yoldan geçen vatandaşlar asansörün görünümü ve bulunan çözüm yolunu görünce “Rizeli yine kıvrak zekasını kullandı” dedirtti.

    “40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi”

    İlk siteye geldiklerinde gördükleri asansörü garipsediklerini vurgulayan Murat Yılmaz, “Biz de ilk geldiğimizde bunu garipsemiştik ama daha sonra burada yaşamaya başlayınca yokuştan yukarı buraya gelişte yaya olarak çok yoruluyorsun. Bu efor sarf ettikten özellikle yaşlılar ve engelliler için çok rahat bir şekilde aparmana ulaşabilecekleri bir asansör oldu. Biz genelde arabamız olduğu için yolları kullanıyoruz. Özellikle yaşlılar ve engelliler için baya takdirle karşılandı. Şuan asansör yapısına bakıldığı zaman farklı gözükebiliyor. Zaten kot farkı ile yapılmış bir apartman. Teknik olarak bakıldığı zaman hiçbir sıkıntısı yok. Bu ortamda bu hizmeti vermek isteyenler için en güzel şekil diye düşünüyorum. Rize’nin yapısına bakınca sürekli tepelerin üzerine kurulmuş bir şehir. Ben Anadolu’yu çok gezdim. Daha çok ovalarda yaşam olduğu için böyle şeylerle karşılaşmak zor oluyor. Binaların bulunduğu yer itibariyle tepeler ve yamaçlar olduğu için bu tip şeylerle karşılaşabiliyoruz. Bide Rizeli’nin keskin zekâsı var. Onu da göz ardı etmemek gerekiyor. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi” ifadelerini kullandı.

    Yapılan asansörün Rize’de artık meşhur olduğunu ifade eden Ertuğrul Tüfekçi, “Bunu müttehidimiz yaşlılar için yaptı. Buraya güzel bir şey yaptı. Yaşlılar bu merdivenleri yürümekte zorlanıyor. Gittiğim hiçbir yerde böyle bir şeyle karşılaşmadım. Burası artık meşhur oldu. Yakında ziyaretçi almaya başlar” şeklinde konuştu.

  • Karaman’da orman yangını

    Karaman’da orman yangını

    Yangın, öğle saatlerinde Ermenek ilçesine bağlı Yeşilköy köyü Yaylacık Yaylası mevkiinde kalan çalılık alanda başladı.

    Henüz belirlenemeyen bir nedenle çalılık alanda yangın çıktı. Çıkan yangın rüzgarın da etkisiyle büyüyerek ormanlık alana sıçradı.

    İhbar üzerine yangın yerine ilk olarak Ermenek Orman İşletme Müdürlüğüne ait arazözler ile Ermenek Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangının büyüyerek yayılma ihtimaline karşı bölgede bulunan köylerdeki vatandaşların da yangın söndürme çalışmalarına katılmaları istendi. Yangının dağlık arazide olması nedeniyle bölgeye 3 adet yangın söndürme helikopteri sevk edildi.

    Bölgeye ulaşan helikopterler yangına müdahale etmeye başladı. Yangına, Ermenek Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri 10 arazöz 100 kişilik ekip ile Ermenek, Sarıveliler, Başyayla ilçesi ile Güneyyurt, Kazancı, Göktepe Belde Belediyelerine ait 6 itfaiye aracı, ekskavatörler, 3 yangın söndürme helikopteri müdahale ediyor. Vatandaşlar da söndürme çalışmalarına destek veriyor.

  • “Dünyayı en az kirleten ülkelerdeniz”

    “Dünyayı en az kirleten ülkelerdeniz”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Ticaret Borsası’nda düzenlenen Kocasinan Tarıma Dayalı OSB’ni basın lansmanına katıldı. Burada konuşan Bakan Özhaseki, “Küresel ısının önüne geçilmesinin bir tek yolu var, O da saldığımız karbon emisyonlarının azaltılması. Bunun dışında başka bir çaresi de yok. En önemli konu da, sanayi arkadaşlarımızla buluştuğumuzda hep ifade etmeye çalışıyorum. 1.1.2026’dan itibaren AB’ye satacağımız ürünlerde sınırda karbon düzenlemesi gelecek. Nasıl ürettiğimizi soracaklar. Kabaca söylüyorum; eğer biz kirleterek üretmişsek o ürünlerde vergi ödemek zorunda kalacağız. Öyle bir vergi çıkacak ki biz malımızı satamayacağız. O yüzden herkes kendi konumunu bir daha gözden geçirmeli diye düşünüyorum. Şimdilik 6 tane sektör belirlendi. Daha çok demir çelik, alüminyum, hidrojen gibi konular. Bu konularda sınırda karbon düzenlemesi başlayacak ama daha sonraki yıllarda satacağınız bir gömlekte bile sınırda nasıl ürettiğinizi soracaklar” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin dünyayı en az kirleten ülkeler arasında başta olduğunu kaydeden Özhaseki, “O yüzden hepimizin hazırlıklı olması gerekiyor. Bizim projemizin de bu anlamda yeşil mutabakat sürecine çok uygun bir üretim çeşidi olduğunu söyleyebiliriz. Aslında dünyayı en az kirleten ülkelerin başındayız. Böyle diyerek sorumluluktan kaçamayız. Üzerimize düşeni hakkıyla da yapmak istiyoruz” dedi.

  • Depremden kurtuldu, LGS’de birinci oldu

    Depremden kurtuldu, LGS’de birinci oldu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve bin 400 kişiye mezar olan 22 bloklu Ebrar Siteleri’nin yıkılmayan nadir blokları arasında yer alan T Blok’ta ailesi ile birlikte depreme yakalanan, ancak birçok akrabasını yine Ebrar Siteleri’nde kaybeden Efe Talha Palabıyık, onca zorlu sürece rağmen LGS’de Türkiye birincisi olmayı başardı.

    Deprem süreci sonrası yakın akrabalarını kaybetmenin hüznünü yaşayan ancak eğitim hayatının bu büyük travmadan etkilenmemesi için yoğun çalışma programına giren Palabıyık, LGS sınavında tam puan alma başarısını göstererek ailesini gururlandırmayı başardı.

    6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden yakın akrabaları için kendisine hedef koyduğunu belirten Palabıyık, öğretmenlerinin de yardımı ile zorlu süreci atlattığını ifade etti.

    “Türkiye birinciliğini almak için hedefledim bunu”

    LGS Türkiye birincisi depremzede Efe Talha Palabıyık, “Depremde yaşadıklarımızdan sonra rehber öğretmenlerimin yardımları ile bu süreci atlattım. O süreçten sonra da kendimi derslerime çalışarak, depremde vefat etmiş yakınlarımı da gururlandırmak amacıyla kendime derse çalışmaya ve Türkiye birinciliğini almak için hedefledim bunu, Allah’ın izni ile de birinci oldum. Sınava girerken hedefim soruların tamamına doğru cevap vermek ya da en fazla 1 yanlış yapmaktı. Stresim oldu ama o stres sözel bölüme girdikten hemen sonra gitti. Bundan sonraki hedeflerimde de İstanbul’da tercih edeceğim okullarda başarılar elde etmek” dedi.

    “Bunu oğlum çok zor şartlarda gerçekleştirdi”

    Anne Fatma Palabıyık ise “Şu an çok gururluyum, güzel duygular içerisindeyiz. Sayılı kişiler içerisinde benim oğlum da var diyorum. Bunu oğlum çok zor şartlarda, okulunun desteği ile gerçekleştirdi” diye konuştu.

    Yunus Emre Ortaokulu Müdürü Osman Gündoğan da, “Efe Talha’yı, annesini ve öğretmenlerini kutluyorum. Tam puan aldı, birinci oldu bizler de gururlandık” ifadelerini kullandı.

  • Mağaza açılışında izdiham

    Mağaza açılışında izdiham

    Depremden etkilenen Hatay’ın İskenderun ilçesinde hayat her geçen gün normalleşiyor. Adana’da uzun yıllardır faaliyet gösteren Televole Mağazası, 9. şubesini ilçede depremden en çok etkilenen yerlerden olan Savaş Mahallesi’nde açtı. Saat 10.00’da açılan mağazadaki indirimli kıyafetleri almak için kadınlar sabahın 6’sında sıraya girdi. Kurdele kesiminin ardından kepenklerin kaldırılmasıyla birlikte kadınlar mağazaya adeta akın etti. Bu sırada birçok kadın indirimli kıyafetleri almak için birbirleriyle yarıştı.

    “Amaç kar değil”

    Mağaza sahibi Ufuk Doyuran, “Biz deprem zamanında sürekli bu bölgedeydik ve bu bölgenin kalkınmasına katkı sağlamak için bu şubeyi açtık. Çok güzel bir yer bulduk ve mağazayı açtık. Bu mağazanın açılmasındaki amaç kar değildir. Amacımız sadece hizmet etmek. İlk gelen müşterimiz sabah 06.00’da gelmişti ve bu bizi çok mutlu etti” ifadelerini kullandı.

    “Açılıştaki fiyatlar bugüne özel değil”

    Hatay’da çok acı günler yaşadığını anlatan Doyuran, “Şuanda bu bölgeye yatırım yapmanın ve katkı sağlamanın peşindeyiz. Açılıştaki fiyatlar bugüne özel değil bizim amacımız her gün bu fiyatlardan hizmet vermek” diye konuştu.

    “Beni kavgada gör”

    Esra Pınar isimli vatandaş ise fiyatların çok uygun olduğunu belirterek, “Sırada bekliyoruz. Her şeyi alırım. Sen şimdi içeride beni kavgada gör. Fiyatlar çok iyi” dedi.

  • Alman turistler Süphan Dağı’na tırmandı

    Alman turistler Süphan Dağı’na tırmandı

    Almanya’dan yola çıkan Tobias Ich Schröder ve Bianca Heringhaus, Türkiye’ye gelene kadar Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkeleri gezdi. Türkiye’de ise beş aydır seyahat eden turistler, son olarak Adilcevaz ilçesine geldi. Karavana araçlarıyla konakladıkları süre boyunca ırk, inanç ve ten rengi ayrımı yapmadan insanlarla bağ kurmak amacıyla “El Ele” sloganıyla tanıştıkları insanların ellerini boyayarak karavanlarına el izlerini nakşeden turistler, ilçe sınırlarında bulunan Türkiye’nin en yüksek zirvelerinden biri olan Süphan Dağı’na da tırmandı.

    Kamp kurdukları her şehirde insanlarla güzel vakit geçirip kültürlerini öğrenmeye çalıştıklarını ifade eden Tobias Ich Schröder, “Almanya’dan başlayıp Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye geçtik. Zaten beş aydır Türkiye’de seyahat ediyoruz. Biz bu ülkeyi çok seviyoruz. ‘El Ele’ sloganıyla geziyoruz. Ten renginiz veya dininiz ne olursa olsun insanlarla birlikte gülmek istiyoruz, kültürlerini tanımak, ülkelerini görmek istiyoruz. Bu yüzden seyahat ediyoruz ve bizi bekleyen tüm dağları sevdiğimiz için geldik ve artık buradaki insanları da sevmeyi öğrendik. Çok misafirperver bir şekilde karşılaştık ve bu bizim için harikaydı. İnsanların misafirperverliğinden ve güzelliğinden çok etkilendik” dedi.

    Konakladıkları tüm kentlerde insanların el izlerini karavana araçlarına nakşettiklerini söyleyen Tobias Ich Schröder, “El izleri biz insanların birbirimizle bağlantı kurduğumuzu göstermeyi amaçlıyor. Dünyaya biraz daha huzur getirmek, insanlarla güzel vakit geçirmek istiyoruz. Bilirsiniz, insanlar arasında çoğu zaman saygı kaybolur. Televizyon izliyorsunuz, kötü haberleri görüyorsunuz. O zaman anlayış eksikliği ortaya çıkıyor. Hemen önyargılar devreye gidiyor. Bunu yalnızca biz insanlar değiştirebiliriz, onu da sadece birbirimizle konuşursak ve birbirimizin gözlerine bakarsak değiştirebiliriz. El izleriyle ulaşmak ve tanıtmak istediğimiz şey tam olarak budur” diye konuştu.

  • Asırlık el dokumaları yaşatılıyor

    Asırlık el dokumaları yaşatılıyor

    Mesleğin son temsilcileri

    Köydeki dokumacıların çoğunun yaşlı ve bu geleneği gençlere öğretmekte zorlandıklarını anlatan 65 yaşındaki Münevver Yılmaz, “Köyümüzde büyüklerimizden öğrendiğimiz dastar, çanta, dırmaç gibi dokumaları kendimiz yapıyoruz. Günümüzde dastarın yerini halı, bizim dokuma çantalarımızın yerini kol çantaları, dırmacın yerini ipler alsa da bizim köyde hala kullananlar var. Neredeyse ihtiyacı olan herkesin dokuyabildiği bu el sanatlarını gençlere öğretmek zor çünkü hevesli değiller. Benim yaşlarda olanlar hem evinde dastar kullananların hem de bu mesleğin son temsilcileriyiz diyebiliriz. Bizden sonra ne kullanan nede dokuyan olmaz diye düşünüyorum. Dastar dokumak için tezgahı kurmak zor olduğu için bu işi yardımlaşarak yaparız. Hep bir araya geldiğimiz için de oldukça eğlenceli olur. Bir günde ancak bir kulaç dokunabiliyor. Yaptığımız dastar da genelde 3 ila 5 kulaç arasında oluyor. Dokuma işini kadınların olurken, erkekler ise dokumak için ihtiyacımız olan tezgâhtaki araç gereçlerimizi yapıyorlar” dedi.

    Köyde ihtiyaç, şehirde nostalji

    Dastar ve diğer el dokumaları, köyde hala birçok amaçla kullanıldığını ifade eden Emine Kirman, bu dokumaların genç kızların çeyizlerinde olmazsa olmaz olduğunu belirterek “Köyümüzde dastar sadece zemine sermek için değil, örtü, seccade gibi birçok yerde kullanılıyor. Dırmaçı ise ulaşımın olmadığı yamaç arazilerimizde yük taşımak için kullanıyoruz. Köyümüzde genç kızların çeyizinde olmazsa olmazı. Özellikle rengarenk dokunan dastarlar geçmişte koyun yününden, keçi kılından kök boya kullanılarak yapılıyordu. Ben dahi yün ipliğini boyamak için ormanlardan renk verecek ağaç kabuğu, bitki kökleri topladım. Ama günümüzde artık renkli iplikler var. Onları alarak dokumaya devam ediyoruz. Yaptıklarımızı kendimiz kullanıyoruz. Nostalji olsun diye şehirlere gidenler de yanlarında götürüyor. Ben kendi çocuklarıma öğrettim isteseler dokurlar ama pek ihtiyaç görmedikleri için uğraşmak istemiyorlar” diye konuştu.

  • Can Kıraç son yolculuğuna uğurlandı

    Can Kıraç son yolculuğuna uğurlandı

    Bir süredir sağlık problemleri nedeniyle hastanede tedavi gören iş adamı Can Kıraç, 97 yaşında hayatını kaybetti. Kıraç için Bebek Hümayun-u Abad Camii’nde bir cenaze töreni düzenlendi.

    Törene, Can Kıraç’ın kardeşi İnan Kıraç, yeğeni İpek Kıraç, Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci Hasan Cemal, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Galatasaray kulübünün eski başkanlarından Faruk Süren, tarihçi İlber Ortaylı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski genel başkanlarından Altan Öymen, iş adamı Rahmi Koç, İstanbul Büyükşehir Belediye eski Başkanı Bedrettin Dalan, iş kadını Güler Sabancı, iş adamı Ali Koç ve iş adamı Aydın Doğan, iş adamı İlhan Kesici, Aydın Doğan’ın kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ, iş adamı Alp Yalman, iş adamı Ergün Gürsoy katıldı.

    “Türkiye çok önemli bir entelektüelini kaybetti”

    Yeri kolay kolay dolmayacak bir büyüğünü kaybettiğini söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Hepimizin başı sağ olsun. Koç ailesinde çok önemli görevler üstlendi. Türkiye çok önemli bir entelektüelini kaybetti. Yeri kolay kolay dolmayacak bir büyüğümüzü kaybettik” ifadelerini kullandı.

    “Bu ülkeye kattıklarını saygı ve minnetle hatırlıyoruz”

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Can Kıraç, Türk sanayisinin duayen yöneticilerinden ve çok özel bir insan. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği önemli insanlardan biri. Ürettikleri bu ülkeye kattıklarını saygı ve minnetle hatırlıyoruz. Hizmetlerinden ötürü kendisini de minnetle anacağız. Yakınlarına, sevenlerine sabır diliyoruz. Rahmet diliyorum” diye konuştu.

    “Galatasaray için çok önemli bir kişiliği var”

    Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ise “Can Abi’yi kaybettik. Galatasaray için çok önemli bir kişiliği var. Duayen abilerimizden birisiydi, her zaman eksikliğini hissedeceğiz. Mekanı cennet olsun. Geride kalan ailesine sabırlar diliyorum” dedi.

    Kıraç, cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Kabristanlığına defnedildi.

  • “Kirletmeye devam edersek Marmara’yı yitireceğiz”

    “Kirletmeye devam edersek Marmara’yı yitireceğiz”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Türkiye Yüzyılı Çevre Projeleri”nin tanıtımını gerçekleştirdi. Bakanlığın konferans salonunda düzenlenen proje tanıtım toplantısına medya kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Bakan Özhaseki, projelerin ilki olan “Türkiyedeniz” projesi hakkında bilgi verdi. Denize kıyısı olan illerin valileriyle toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Özhaseki, “Onlara Anayasa’nın 43’üncü maddesini hatırlattık. Anayasa’nın 43’üncü maddesinde ‘Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır’, sonra da ‘Yararlanmada kamu yararı gözetilir’ hükmü var. Bunu ihtar etti. Bu işi bundan sonra da zaten valilikler eliyle sürdürmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

    “Ne kadar zorluk, şahıs ve grup varsa temizleyeceğiz”

    Vatandaşların denize ulaşmasındaki zorlukların üstesinden geleceklerini söyleyen Bakan Özhaseki, “Ne kadar zorluk, şahıs ve grup varsa temizleyeceğiz. Yıkımlar bayram boyunca başladı. ‘Bu ne kadar devam edecek’ diye sorarsanız belki senelerce bitene kadar. ‘Çevre Deniz İhbar Hattı’ kurduk. Bu hatta da gelen ihbarları değerlendiriyoruz” diye konuştu.

    “100 halk plajı açılacak”

    Bakan Özhaseki, “100 tane kadar da bakanlık olarak halk plajı açmayı düşünüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının bizden istediği yerleri tahsis ettik. Onlar gerekli çalışmayı yapıyorlar. Halkın denizlere rahatça erişimini sağlayacak şekilde 100 tane plaj kurmayı hedefledik” şeklinde konuştu.

    “Halkımız denizlere rahatça ulaşabilmeli”

    Vatandaştan yana tavır aldıklarını aktaran Özhaseki, “Biz tarafız, halktan yanayız ve bu hiç değişmeyecek. Arkadaşlarımız güzel bir slogan bulmuşlar, ‘Türkiyedeniz’. Halkımız o denizlere rahatça ulaşabilmeli. Her vatandaşımızın rahatça kıyıya ulaşabileceği ‘Türkiyedeniz’” açıklamasında bulundu.

    Mapa Şamandıra Projesi

    Bakan Özhaseki, deniz kıyılarındaki yat ve teknelerin demirlenmesi sırasında kancaların su altındaki ekosisteme zarar vermesinden ötürü “Mapa Şamandıra Projesi”ni de hayata geçireceklerini ifade etti. Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Özel çevre koruma bölgeleri olmak üzere tüm sahillerimizi teknelerin vermiş olduğu zararlardan korumak istiyoruz. Bu bölgelerde yapmış olduğumuz incelemelerde şunu gördük. Birincisi yat sahibi arkadaşlar, rastgele yatlarını bağlıyorlar. Sonra da çapa atıyorlar. Bir müddet sonra da onu çekerken yerin altındaki denizlerin ormanı dediğimiz oksijen deposu çayırları koparıp alıyorlar. Bir taraftan sahillerde ve kıyılardaki ağaçlara zarar veriyorlar. Atmış oldukları çapayla 8-10 metrekarelik bir alanda onlarca yıl oluşmuş olan oradaki çayırları yolup alıyorlar ve denizlerin ormanını oksijensiz bırakıyorlar. İçinde insanlar yaşıyor. Onların kirliliklerini rastgele şekilde koylara veya biraz açığa çıkınca açığa veriyorlar.”

    “Böyle gider ve kirletmeye devam edersek Marmara’yı yitireceğiz”

    Marmara Denizi’ndeki musilaja da değinen Özhaseki, Marmara’ya kıyısı olan tüm illerin ilgilileriyle toplantı yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
    “Bazı hocalarımız 25 metre kadar denizin altında görüntü çekmiş. Oksijen neredeyse bitmiş gibi. Oradaki canlılık neredeyse bitmiş gibi. Yakında da Allah korusun böyle gider ve kirletmeye devam edersek özellikle evsel atıklardan oluşan azot, fosfor gibi maddeleri, tarımsal ürünlerin imalathanesinde kullanılan malzemeleri denizlere vermeye devam edersek bırakın koyları Marmara’yı yitireceğiz.”

    “700 kadar mapa sapandıra yerleştireğiz”

    Marmara Denizi’ndeki kirliliği yok etmeye çalıştıklarını anlatan Bakan Özhaseki, “Bu tespitlerden sonra Mapa Şapandıra Projesi’ni gündeme aldık. Bu alanda 40- 50 metre arayla uygun yerlere 700 kadar mapa şapandıra yerleştireğiz. Kıyıda bağlı olacağı yer belli olacak. Onun da denizdeki çapa attığı yerde sabitlemesi için kullanacağı alttaki 4 veya 5 tonluk kütleyi de koyup oraya bağlamasını sağlayacağız” diye konuştu.

    Yat ve teknelere atık denetimi

    Yatlar ve teknelerin kıyıda konaklaması için mobil uygulama geliştirdiklerine dikkati çeken Bakan Özhaseki, şu ifadelere yer verdi:

    “Yatlar istedikleri gibi istedikleri yere duramayacak. O sistemi herkes görecek. Oradan işaretleyerek gitmek istediği yeri belirleyecek. Oraya bağlı kalacak ve belli sürelerde orada kalacak. Sonra da kirliliklerini 12 kişiden az olan tekneler varsa 15 günde bir 12 kişiden fazla olanlar ise 10 günde bir atıklarını bizim istediğimiz yere verecek. Bu projemizle bizler tekne ve yatların belli sürelerle kontrollü sürelerle konaklamalarını sağlayacağız. Denetimlerini de sağlamış olacağız.”

    Söz konusu uygulamayla koylardaki ağaçlar ile tarihi ve kültürel varlıkların korunacağını aktaran Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
    “10 kadar grup yatların kirliliklerini alıyor ama birçok kaptan ile konuştum. Dediler, ‘Efendim siz bizim bakanımızsınız. Yalan söyleyemeyiz. Parayı veriyoruz ama kirliliği vermiyoruz. Onları bir yere giderken hafif açığa çıktığımızda olduğu gibi denize boca ediyoruz. Buna hakkımız yok arkadaşlar. Bu tespitler ışığında biz bunu çok ısrarlı bir şekilde takip edeceğiz. Gelecek sene nisan ayıyla birlikte izah etmeye çalıştığım sistem Göcek koylarında başlayacak. Sonra da imkanlarımız el verdikçe en hızlı bir şekilde bütün koylarımızda yaygınlaştıracağız bunları. Taviz vermeden bunu da zaten uygulayacağız.”

    Depozito Yönetim Sistemi

    2022 yılında pilot bölge seçilen Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde kurulan depozito iade makinelerini işaret eden Bakan Özhaseki, çevreyi temiz tutmak için söz konusu makinelerin sayısının arttırılacağını bildirdi. Bakan Özhaseki, şunları kaydetti:

    “‘Biz bu geri dönüşüm atıklarını topluyoruz ama nereye iade edeceğiz, kime vereceğiz?’ 0,1 litre ile 3 litre arasında günlük kullanıp attığımız pet şişe ve camların oranı bir yılda Türkiye’de tam 20 milyar. Bunu düzenli bir şekilde toplarsak birçok kazancımız olacak. Bunu sağlayamazsak eğer 20 milyar bunlardan her birisi tabiata atılacak ve yüzlerce yıl tabiatta kalacak. O yüzden de biz projemize önem verdik. Vatandaşımız kaç tane pet şişe getirmişse önce kendini tanıtıp makineye atacaklar. Sonra da oradaki telefonu vasıtasıyla ‘e-cüzdana’ bedeli işlenmiş olacak.”

    Hedef 2028 yılında 30 bin depozito iade makinesi

    Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Kaba hesaplarımız oldu. Sadece geri kazanım bedeli yıllık 120 milyon avro. Hammaddeden tasarruf 250 milyon avro. Bir kısmı dışardan alınıyor. İthalattan karımız 50 milyon avro. Attığımız bu atıkları yerel yönetimlerdeki binlerce insan benzin yakarak depolama alanlarına götürüyor. Bunların da masrafı var. Şu anda ilçe belediyelerinin en büyük masrafı çöpleri alabilmek. Onun da getirmiş olduğu masrafları da yan yana koyunca toplam 520 milyon avro çevrenin yanında ekonomik kazancımız da oluyor. Depozito Yönetim Sistemi, Türkiye Çevre Ajansı ile yürütülüyor. Hedefimiz 2025 yılı ortasına kadar asgari makine ve alt yapı kurulumu yapılarak ulusal depozito sistemini başlatmak. 2025 yılında 5 bin noktaya ulaşacağız. 2028 yılında da tam 30 bin sayıya ulaşacağız. Bunları en yoğun insanların yaşadıkları yerlere, üniversitelere, belediyelerin giriş çıkışlarına, millet bahçelerine, otellere ve restoranlara ve ‘yerim müsait’ diyenlere ‘buyurun’ deyip koymalarını sağlayacağız.”

  • “Türkiye bugün gri listeden çıkmıştır”

    “Türkiye bugün gri listeden çıkmıştır”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından Türkiye’nin gri listeden çıkmasına ilişkin paylaşımda bulundu. Yılmaz, “Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının engellenmesine yönelik tamamlamış olduğumuz eylem planı sayesinde Türkiye bugün gri listeden çıkmıştır. Bu gelişme ile birlikte uluslararası yatırımcıların ülkemizin finansal sistemine olan güveni daha da güçlenmiştir. Kararın hem finans sektörümüz hem de reel sektörümüz açısından son derece olumlu sonuçları olacaktır. Türkiye’nin gri listeden çıkmış olması, uluslararası kaynak girişini hızlandıracak ve borçlanma maliyetleri üzerinde pozitif etki oluşturacaktır. Ülkemize yönelik sermaye akışının ivmelenmesiyle Türk lirası varlıklara olan ilginin artması, dezenflasyon sürecini de hızlandıracaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere, bu süreçte emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.