Etiket: gündemhaber

  • Sıcaklıkta kritik eşik geçiliyor

    Sıcaklıkta kritik eşik geçiliyor

    Avrupa Birliği İklim İzleme Birimi yeni yayınlanan raporunda geçtiğimiz haziran ayında küresel ortalama yüzey sıcaklığının rekor kırdığını açıkladı. Avrupa Birliği Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından hazırlanan rapora göre, haziran ayında dünya, 1991-2020 ortalamasının 0,5 derece üzerinde ısındı. Haziran ayındaki alışılmışın dışında artış 2023 yılını kayıtlara geçen ‘en sıcak yıl’ yapabilir. Rapor, Kuzey Atlantik denizindeki yüzey sıcaklığının alışılmışın dışında aşıldığını da not ediyor.

    Söz konusu raporları ve açıklamaları haberglobal.com.tr için değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz 2023 yılında hız kazanan ısınmanın geleceğiyle ilgili 2027 yılına işaret ediyor. Kurnaz’a göre önümüzdeki dört yıllık dönemde ısınma konusunda yeni rekorlar gelebilir.

    1,5 derecelik kritik ısınma eşiğinin tam olarak ne olduğu üzerinde durmak gerekiyor. Ortalama küresel sıcaklıklarla ilgili yapılan ölçümlere göre, dünya 2021 yılında sanayileşme öncesi döneme kıyasla 1,1 derece ısındı. Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın taraflarının önüne konan rapora göre, iklimle bağlantılı felaketlerin önüne geçilmesi için küresel ısınmanın 1,5 derecenin üzerine çıkmaması gerekiyor. Eğer bu eşik aşılırsa dünya felaketlerle baş edemeyebilir.

    Önümüzdeki 4 yıllık döneme dikkat çeken Prof. Dr. Kurnaz’a göre ise kritik eşik çoktan aşıldı ve artık geri dönüş mümkün değil. Kurnaz, bu durumu şöyle değerlendiriyor:

    “Isınma yeni başlamadı. Söz konusu ölçümler endüstri öncesi ve sonrası dönemi kıyaslıyor. Görülüyor ki dünya geçmişe kıyasla ısındı. Şimdiki ölçümler, dünyanın 1,5 derecelik küresel ısınma eşiğini geçmesinin yüzde 66 ihtimal olduğunu ortaya koyuyor. Dünyada günümüzdeki ısınma 1,2 ila 1,3 derece arasında. Her bir derece ortalama sıcaklık artışı, ölçülen en yüksek sıcaklıkların da en az 3 derece artması anlamına geliyor. Örneğin bugün 49,1 derece olan en yüksek sıcaklık dünya 1 derece ısınacak olsa 52,1 dereceye yükselecek.”

    Kritik eşiğin tam olarak ne olduğu konusunda farklı bir değerlendirmede bulunan Kurnaz şunları söyledi:

    “Küresel ısınma konusunda dünyanın kırmızı çizgisi çoktan aşıldı. Dünya 1,5 derece ısınacak ancak zaten 1,2 derece ısınmış olması da kötü. Eğer gerekli önlemler alınmazsa 1,5 derece 2,0’ye de çıkacaktır. Kırmızı çizgi sıfır derece ısınmaydı.”

    Kurnaz, 1,5 derecelik ısınmanın doğuracağı sonuçlarla ilgili şunları dile getiriyor:

    “Sıcaklık ortalamasının artması beraberinde aşırı yağışlar, kuraklık ve alışılmışın dışında sıcaklık artışı getirecek. Meteorolojinin işi bu gibi iklim durumlarını önceden tespit etmek, örneğin 7 günlük periyotlar halinde raporlamaktır. Ancak iklimin seyrine bir müdahale imkansız. Artık 1,5 derecelik sıcaklık artışını geriye çevirmek de mümkün değil. Umutlu olmak için elimizde pek fazla bir şey yok.”

    İklim sorununun gündemde geniş şekilde yer almasının önemine değinen Kurnaz şunları ifade etti:

    “Dünyada en önemli gündemin iklim krizi olması gerekiyor. Ne zaman toplum bu konuyu öncelikli hale getirirse o zaman çok uluslu şirketler, devletler bu doğrultuda adım atmaya başlar.”

    Türkiye’nin küresel iklim değişikliği konusunda uluslararası alanda üzerine düşen her şeyi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini vurgulayan Kurnaz, “Ancak küresel durum pek iyi değil. Hiçbir ülkenin tek başına atacağı adımlar yeterli olmayacaktır” vurgusunu yaptı.

    Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi ısınmanın 1,5 derecenin üzerine çıkarak 2,0 dereceye yaklaşması durumunda oluşacak felaketlerle ilgili rakamlara daha önce işaret etmişti. Buna göre her 10 yılda bir meydana gelen aşırı sıcaklık olaylarının, 1.5 derecelik ısınmada on yılda 4,1 kez, 2,0 derecelik ısınmada ise 5,6 kez gerçekleşeceği belirtildi. Küresel ısınma 4,0 dereceye ulaşırsa bu tür olaylar 10 yılda 9,4 kez gerçekleşebilecek.

     

  • Altın fiyatları yükselişte

    Altın fiyatları yükselişte

    Altın fiyatları yeni haftaya yatay seyirde başlamıştı. Fed’in kritik faiz kararına 1 gün kala altın fiyatları yükselişe geçti. Gram altın yeniden 1,700 TL’ye dayandı.

    Yarın Fed, Perşembe günü ise ECB faiz kararlarını açıklayacak. Her iki Merkez Bankası’nın da yüzde 0,25’er baz puan faiz artırması bekleniyor.

    Gram altın 1,699 TL

    Çeyrek altın 2.762 TL

    Yarım altın 5.524 TL

    Cumhuriyet altını 11.354 TL

    ONS altın 1,963 dolar
  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Hava sıcaklığı: Genellikle mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının; Perşembe gününe kadar yurt genelinde artmaya devam edeceği, batı ve iç kesimlerde normallerinin 7-10 derece üzerine ulaşacağı, Perşembe günü batı bölgelerinden başlayarak azalacağı tahmin ediliyor.

    Rüzgar: Genellikle kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette; Güney Ege kıyıları, Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun güneyi ve Doğu Anadolu’nun batısında kuzey ve kuzeybatı yönlerden yer yer kuvvetli (30-60 km/sa) eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Az bulutlu ve açık 32
    İstanbul: Az bulutlu ve açık 33
    İzmir: Az bulutlu ve açık 38
    Adana: Az bulutlu ve açık 40
    Antalya: Az bulutlu ve açık 41
    Samsun: Parçalı bulutlu 27
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 28
    Erzurum: Parçalı, yer yer çok bulutlu, yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, kuzey çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor 25
    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 40

  • Uzmanlardan sıcak hava uyarısı

    Uzmanlardan sıcak hava uyarısı

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Diyetisyen Rozelin Aslan, yaz aylarında sıcaklıkların artmasıyla birlikte bedende birçok değişiklik meydana geldiğini ifade ederek, vatandaşlara uyarılarda bulundu. Yaz aylarında vücut sıcaklığının normal değerlerde tutulması için terlemeyle birlikte sıvı kaybının yaşandığını belirten Aslan, “Günlük olarak çeşitli şekillerde vücuttan yaklaşık 2,5 litre su kaybı oluyor. Bu kayıpların farklı içeceklerle giderilmesi gerekiyor. Yaklaşık 2- 2,5 litreye ulaşan sıvı ihtiyacımızı sağlamak için öncelikle su, süt, ayran, çay, limonata, meyve suları gibi sıvıları tüketmeliyiz. Sıcaklarda aşırı terleme sonucu vücuttan terle birlikte sodyum, potasyum gibi mineraller de atıldığından, halsizlik, nabız zayıflığı, yorgunluk ve dolaşım bozukluğu belirtileri görülebilir. Sodyum kaybını önlemek için tuzlu ayran, potasyum kaybını önlemek için de bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Asitli ve gazlı içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilebilir” dedi.

    Vücudun savunma sistemini korumak için yoğurt, ayran gibi gıdaların tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Aslan, “Yanlış beslenmeden dolayı rafine şeker, meyve suları ve tatlıyı fazla tüketmekten dolayı sıkıntılar başlıyor. Bunun önüne geçmek için ara öğünle beslenme, meyveleri tek başına yememek, yanında yağlı proteinli yoğurt, yağlı tohumlu cevizle tüketmek diyabetin önüne geçecektir. Yaz aylarında tüketilen yağlı ve hamurlu yiyecekler; aşırı sıcaklarda vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve tansiyona neden olur. Bu nedenle özellikle sıcak yaz günlerinde, ağır hamur işleri, hamur tatlıları ve kızartmalar gibi yiyeceklerden kaçınmalıyız. Sıcak aylarda mümkün olduğunca yağı azaltmak faydalı olacaktır. Kızartma yerine ızgara, buğulama, haşlama veya fırında pişirme yöntemlerini tercih edebilirsiniz. Sebzeleri kızartmak istediğinizde çok az yağla harmanlayarak fırınlayıp, üzerine yoğurt ekleyerek kızartma tadına ulaşabilirsiniz. Bir kilo sebze pişirirken iki yemek kaşığı kadar yağ kullanılmalı. Bunun yanında vücut direncinizi artırmak için bol sebze, salata ve meyve tüketmeye özen gösterin. Sebze ve meyveler içerdikleri vitamin, mineral ve antioksidanlar nedeniyle sağlıklı beslenmede öncelikli olarak yer vermemiz gereken besin gruplarıdır. Sebze tüketimi ile genel su ihtiyacımızı gidermiş oluruz. Posa miktarı ile bağırsak sağlığımıza etki eder, dolayısıyla da genel sağlığımıza fayda sağlamış olur. Buna ilave olarak meyveler şeker içeriğinden dolayı, tatlı isteğimizi de karşılayacağı için tatlıya olan eğilimi de azaltacaktır” ifadelerini kullandı.

    Ekmek seçiminde de doygunluk sağlaması içi tam buğday unundan yapılmış olan ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirten Aslan, “Çavdar ve yulafı tercih edebilirsiniz. Pilav ve makarnayı sınırlandırın ve bunları az yağlı yapmaya çalışın. Çorbalar yaz için sıcak olabilir. Soğuk ayran çorbası gibi yaz çorbalarını tercih edebiliriz. Yine yaz aylarında fiziksel aktivitemizi artırmak (tempolu yürüyüş ve yüzme), kış aylarında aldığımız kilo fazlalıklarını atmamızı sağlar. Böylelikle de kemik, kas ve kalp sağlığımızı korumuş oluruz” diye konuştu.

  • Bebeklerde burun tıkanıklığına dikkat

    Bebeklerde burun tıkanıklığına dikkat

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanları, bebeklerde ve çocuklarda görülen burun tıkanıklığına dikkat çekiyor. Bu durum, beslenme sırasında zorluk çekmeye, huzursuzluğa ve gece uykusunun bozulmasına neden olabilir.

    Burun tıkanıklığının en sık nedeni soğuk algınlığıdır, ancak alerjik nezle, geniz etinin büyümesi veya yabancı cisimlerin buruna kaçması da tıkanıklığa sebep olabilir. Ailelere, piyasada bulunan ağızla kullanılan aspiratörlerin kullanılmaması uyarısında bulunuluyor.

    Tıkanıklık için fizyolojik serum ve deniz suyu kullanımı önerilirken, ilaç içeren damla ve spreylerin doktor kontrolünde kullanılması gerektiği belirtiliyor. Evde alınabilecek önlemler arasında nemlendirici cihazlar ve doğal burun açıcı yağlar kullanımı yer alıyor.

  • Göçte yüzde 33,2 azalma

    Göçte yüzde 33,2 azalma

    Türikiye İsatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre; yurt dışından Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 2022 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 33,2 azalarak 494 bin 52 kişi oldu. Göç eden nüfusun yüzde 52,9’unu erkekler, yüzde 47,1’ini ise kadınlar oluşturdu. Yurt dışından gelen nüfusun 94 bin 409’unu Türk vatandaşları, 399 bin 643’ünü ise yabancı uyruklular oluşturdu.

    Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden göçün cinsiyete göre dağılımı, 2021, 2022

    Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 62,3 artarak 466 bin 914 oldu. Göç eden nüfusun yüzde 55,7’sini erkekler, yüzde 44,3’ünü ise kadınlar oluşturdu. Türkiye’den yurt dışına giden nüfusun 139 bin 531’ini Türk vatandaşları, 327 bin 383’ünü ise yabancı uyruklular oluşturdu.

    Türkiye’ye 2022 yılında gelen yabancı uyruklu nüfus içinde ilk sırayı yüzde 25 ile Rusya Federasyonu vatandaşları aldı. Rusya Federasyonu’nu yüzde 8,1 ile Ukrayna, yüzde 6,5 ile İran, yüzde 5,4 ile Afganistan ve yüzde 4,8 ile Irak vatandaşları izledi.

    Türkiye’den göç eden yabancı uyruklu nüfus içinde ilk sırayı yüzde 20 ile Irak vatandaşları aldı. Irak’ı, yüzde 10,6 ile İran, yüzde 7 ile Özbekistan, yüzde 6 ile Afganistan ve yüzde 4,8 ile Türkmenistan vatandaşları takip etti.

  • Borsa rekorla başladı

    Borsa rekorla başladı

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftaya yüzde 0,63 artışla 6.730,03 puan ile rekor seviyeden başladı.

    Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 42,25 puan artışla ve yüzde 0,63 değer kazanarak 6.730,03 puana çıktı.

    Bankacılık endeksi yüzde 0,34 ve holding endeksi yüzde 0,56 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 8,04 ile spor, tek kaybettiren ise yüzde 1,23 ile menkul kıymet, yatırım ortaklığı oldu.

    Cuma günü dalgalı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,08 değer kazancıyla 6.687,78 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük ve haftalık kapanışını gerçekleştirdi.

    Analistler, küresel pay piyasalarının, ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının para politikası kararlarının açıklanacağı haftaya temkinli başladığını belirterek, enflasyon ve resesyon ikileminin varlık fiyatları üzerindeki etkisinin sürdüğünü ifade etti.

    ABD Merkez Bankası’nın (Fed) çarşamba günü açıklayacağı para politikası kararları ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın toplantı sonrası yapacağı sözle yönlendirmelerin yatırımcıların odağına yerleştiğini aktaran analistler, Banka’nın “şahin” adımlarına bu toplantı itibarıyla son verip vermeyeceğine ilişkin soru işaretlerinin varlığını koruduğunu söyledi.

    Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in politika faizini 25 baz puan artırmasına kesin gözüyle bakılırken, 20 Eylül’deki toplantıda yüzde 81 ihtimalle politika faizinin sabit bırakılacağı öngörülüyor.

    Analistler, bu hafta yurt içinde gözlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıklayacağı yılın 3. Enflasyon Raporu’na çevrildiğini belirterek, Erkan’ın yapacağı sözle yönlendirmelerden alınacak mesajların yurt içi piyasalarda oynaklığı artırabileceğini vurguladı.

    Bugün yurt içinde finansal hizmetler güven endeksi, yurt dışında ise dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin takip edileceğini bildiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 6.800 ve 6.900 seviyelerinin direnç, 6.600 ve 6.500 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

  • Kızamık ve Zona’ya dikkat

    Kızamık ve Zona’ya dikkat

    Covid-19’un, diğer virüs, bakteri ve kanser hastalarının olağan semptomlarında hatta hastalığın seyrine dair ne tür değişikliklere neden olduğu merak konusuydu. Şimdi bunların yavaş yavaş belirginleşmeye başladığını ifade eden Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr Şevket Özkaya, özellikle Covid-19 dışı viral hastalıklarda artış yaşandığına dikkat çekti. İlk olarak herpes virüslerinin neden olduğu zona hastalarında belirgin bir artışın görüldüğü bilgisini veren Prof. Dr. Şevket Özkaya, Zona’nın hafif semptomatik geçirilen bir hastalık olmakla birlikte önümüzdeki günlerde ortaya çıkabilecek diğer virüslere bağlı olarak, karşılaşabileceğimiz rahatsızlıklara karşı önlem alınmasını tavsiye etti. Özkaya, “Sadece Covid-19 için değil, tüm viral ve bulaşıcı hastalıklar için mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.

    “Kızamık hastalığı da yükselişte”

    Kızamığın ise halkımızın en iyi bildiği çocukluk hastalıklarından biri olduğuna değinerek sözlerine devam eden Özkaya, “Nadiren de olsa özellikle 1 yaş altında çocuklarda beyin, kalp ve/veya akciğer komplikasyonlarına bağlı ölümcül olabiliyor” dedi. Daha çok çocukluk çağında görülen kızamık hastalığının, korona virüse göre 5-6 kat daha bulaşıcı olma özelliği taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Özkaya’ya göre, son dönemde Türkiye’de salgın haline dönüşen ve pek çok vakanın duyurulduğu kızamık için alınabilecek önlemlerin başında aşı geliyor. Aşılı olunmadığında ise özellikle gebelere ve bağışıklığı düşük kişilere kolayca bulaşabiliyor ve riskli durumlara sebebiyet verebiliyor.


    “Etrafa yayılan damlacıkların solunmasıyla bulaşıyor”

    Özkaya, yüksek ateş ve halsizlikle kendini gösteren kızamığın, enfekte olmuş kişilerin öksürmesi, hapşırması veya konuşması esnasında yayılan damlacıkların solunması ya da bu kişilerin kullandığı nesnelere temas edilmesiyle bulaştığını hatırlattı. Kızamık hastalığının kesin bir tedavi yöntemi bulunmamakla birlikte bazı semptomatik şikayetlere yönelik tedaviler uygulanabildiğini kaydeden Özkaya, “Her ne kadar sayılar artsa da halkımızın paniğe sevk edecek, ölümcül bir salgın beklemiyoruz. Kızamık ülkemizde en iyi bilinen ve Sağlık Bakanlığımızın hem aşılama konusunda hem de özellikle çocukluk çağı viral hastalıkları takibinde en hassas davrandığı konulardır. Kızamık vakalarının artmasına rağmen hayatı tehdit eden bir tablo yoktur, sadece iş gücü kaybı oluşturduğu için halkımızın kontrollü sosyal hayata dikkat etmelerini öneriyoruz” dedi.

  • Sıcaklara sağanak molası

    Sıcaklara sağanak molası

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkenin kuzey ve iç kesimlerinin parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu, Artvin, Sivas, Yozgat ve Çankırı illeri ile Ankara ve Eskişehir’in kuzey çevrelerinin yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların öğle saatlerinden sonra Kars ve Ardahan çevreleri ile Erzurum’un kuzeydoğusunda yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

    Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda hissedilir derecede (4 ila 8 derece) olmak üzere kuzey ve iç kesimlerde azalacağı tahmin ediliyor.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Erzurum, Kars ve Ardahan için sarı kodlu uyarı yayımladı.

  • “Kesintisiz klima kullanımını kesinlikle önermiyoruz”

    “Kesintisiz klima kullanımını kesinlikle önermiyoruz”

    Yaz aylarının gelmesi ve sıcaklıkların normalin üzerine çıkmasıyla klima kullanımı yoğunlaştı. Bazı illerde sıcaklığın 40 derecenin üzerine çıkması klima kullanımı zorunlu hale getirdi. Vatandaşlara klima kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler veren Memorial Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hatice Karagöz, klima kullanımında en çok görülen vakanın kas ağrıları olduğunu söyledi. Kas ağrısı dışında klimanın baş ağrısının da sebebiyet verdiğini ifade eden Hatice Karagöz, “Klima özellikle yaz aylarında bizim hayat konforumuzu artıran bir şey ama etkileri kadar bizim istemediğimiz sıkıntıları da mevcut. Klima kullanımında en çok gördüğümüz problem kas ağrıları. Özellikle boyun ve sırt bölgesinde ağrılara neden olabiliyor. Onun dışında yine baş ağrısı çok sık gördüğümüz bir problem. Bu ağrıları yakın temasta çok daha fazla görüyoruz. Kas ve baş ağrıları dışında klima, ciddi bir cilt ve göz kuruluğu yapabiliyor. Onun dışında bizim en çok gördüğümüz bulgular, solunum sistemi ile ilgili. En tehlikelisi de bu durum. Özellikle lejyoner dediğimiz, Legionella bakterisinin yarattığı bir zatürre çeşidine sebep olabiliyor. Bu tabi ki daha çok toplu kullanım alanlarındaki klimalarda gördüğümü bir problem. Ev tipi klimalarda daha az sıklıkla rastlanılan bir durum” şeklinde konuştu.

    Klimaya direkt olarak temas etmemeye önem gösterilmesi gerektiğini dile getiren Karagöz, ”Bulunduğumuz ortamı soğutup, arkasından o ortamda bulunmak çok uygun olur. Onun dışında kesintisiz klima kullanımını kesinlikle önermiyoruz. Eğer havalandırmaya müsait bir ortamımız varsa en geç 3 saatte bir mutlaka klimaların kapatılıp, ortamın havalandırılması sağlık açısından çok uygun olur. Klima kullanırken, dereceyi mümkün olduğunca oda ortamına göre ayarlamamız gerekiyor. Çok düşük ısıları kesinlikle tavsiye etmiyoruz. 22 derecenin altındaki ısınları çok tercih etmememiz gerekiyor. Bir de eğer ortam çok sıcaksa ani soğutup, çok düşük derecelere çekmemiz çok öneriliyor. Özellikle lejyoner hastalığı açısından bulunduğumuz ortamdaki klimaların periyodik, rutin bakımlarının yapılmasına çok ciddi önem göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
    Araç klimaları ile ilgili olarak da tavsiyelerde bulunan Karagöz, “Araç klimaları daha küçük ve daha kapalı bir ortam olduğu için daha çok problemlere yol açabiliyor. Özellikle de kas ağrıları çok fazla gördüğümüz bir durum. O yüzden araçta da klimayı açtığımız zaman direkt yüzümüze temas etmemesine çok özen göstermemiz gerekiyor. Bir de araca biner binmez, klimayı çok düşük sıcaklıklar açmamanızı öneriyorum” dedi.