Etiket: gündemhaber

  • Sıcaklar kalp sağlığına tehdit

    Sıcaklar kalp sağlığına tehdit

    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Halil Tolga Koçum, yazın yaşanan kavurucu sıcaklarda kalp hastalıkları ile ilgili şikayetlerde artış yaşandığını söyleyerek, “Sıcak ve nemli hava, özellikle yaşlılar, kalp hastalığı olanlar ve hipertansiyon ilaçları kullanan kişiler açısından ciddi anlamda risk oluşturuyor” dedi.

    Sıcak ve bunaltıcı günlerde kalbin, vücudu soğutan temel mekanizma olan terleme olayını başlatmak için normalden daha fazla kan pompalamak zorunda kaldığını kaydeden Prof. Dr. Koçum, “Sıcak çarpması ise vücudumuzun kendini soğutma işlevinde başarısız olması ile ortaya çıkıyor. Bu durum, halsizlik, bulantı, kusma, baş ağrısı-dönmesi, kas seğirmesi kendini gösteriyor. Belirtilerin organ yetmezliklerine bile yol açabilecek kadar ciddi bir durum oluşturabilir. Bu gibi şikayetleri olanların zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir” diye konuştu.

    Yaşlı bireyler risk altında

    Aşırı sıcak havanın özellikle yaşlı sağlığını olumsuz etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Koçum, “Yaş ilerledikçe, vücut sıcaklığımızı dengeleme yeteneğimiz azalıyor. İlerleyen yaşla beraber tüm atardamarlarda artan plak yükü nedeniyle damarlar daha sert bir yapıya dönüşüyor ve susama hissinde de bir azalma oluyor. Bu durum yaşlılarda bayılmaya kadar varan sağlık problemlerine yol açabiliyor” şeklinde konuştu.
    Kalp hastalıkları ya da hipertansiyon için kullanılan ilaçlara karşı sıcak havalarda temkinli yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Koçum, “Bazı ilaçlar idrar söktürücü özellikleri yüzünden aşırı su kaybına neden olurken bazen de vücudun sıcaklığını düşürmek için damarların genişlemesi, aynı zamanda tansiyon düşüklüklerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla normalde kullandıkları ilaçlar fazla gelebiliyor” diyerek, hastaların gerekirse ilaçlarının yeniden düzenlenmesi için doktorlarına danışmalarını önerdi.

    Mutlaka bol su tüketin

    Susuzluğun, vücudun ihtiyacı olan suyun metabolizmada olmadığı anlamına geldiğini belirten Koçum, “Böyle bir durumda ise önce kan hacmi düşüyor, sonra da organlara pompalanan kan miktarı hızla azalıyor. Ardından, uç vakalarda organların işlevlerini yitirdiği bile görülebiliyor. Aşırı sıcaklarda yeterli miktarda su içmek önemli. Bazen minerallerin de terleme yoluyla kaybedilmesi sonucunda metabolizmada sorunlar yaşanabiliyor. Böyle durumlarda kaybedilen maddelerin hızla yerine konulması gerektiğinden yeterli miktarda sıvı alımı büyük önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
    Yeterli önlemler alındığı takdirde sıcak havalarda kalp sağlığını korumanın mümkün olduğuna değinen Koçum, “Bol su için, su kaybı yaşamak risk anlamına gelir. Bu nedenle su içmek için susamayı beklemeyin. Aşırı miktarda kafein ve alkolden uzak durun. Açık renkli idrar çıkarmak yeterli sıvı aldığınızın en iyi göstergesidir. Uygun giysiler seçin. Hafif ve açık renkli kıyafetleri, nefes alan pamuklu kumaşları tercih edin. Güneşten korunun. Güneşin en tepede olduğu 11.00 ila 16.00 saatleri arasında dışarıda bulunmamaya gayret edin ve dinlenin. Dışarıya çıkacaksanız mutlaka şapka veya şemsiye kullanın” diyerek tavsiyede bulundu.

  • Sanayi üretimi yıllık olarak azaldı

    Sanayi üretimi yıllık olarak azaldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı Mayıs ayı sanayi üretim endeksini açıkladı. Buna göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 0,2 azaldı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,1 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,6 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,3 azaldı.
    Sanayi üretimi aylık yüzde 1,1 arttı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,4, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,9 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,4 arttı.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Hava sıcaklığının ülke genelinde 2 ila 4 derece artacağı tahmin ediliyor.

    Rüzgarın ise genellikle kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve az bulutlu 31
    İstanbul: Az bulutlu ve açık 32
    İzmir: Az bulutlu ve açık 36
    Adana: Az bulutlu ve açık 39
    Antalya: Az bulutlu ve açık 38
    Samsun: Parçalı bulutlu 29
    Trabzon: Parçalı bulutlu 28
    Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 22
    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 37

  • İklim krizi beraberinde kıtlık getiriyor

    İklim krizi beraberinde kıtlık getiriyor

    İklim değişikliği ile beraberinde gelen sel, kuraklık, sıcaklık artışı gibi koşulların deniz ürünleri çeşitliliğinde, hayvansal ve bitkisel üretimde gerek üretim koşulları gerekse ürün verim ve çeşitliliği üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunuyor. Değişen iklim koşullarının özellikle buğday, mısır ve pirinç rekoltesini şimdiden olumsuz etkilediğini söyleyen Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Değişen iklim koşulları ekin çeşitleri, yabani otlar ve haşereler ile tozlaştırıcılarda meydana gelebilecek değişimler gibi parametrelerde önümüze olağandan farklı bir seyir serebilir. İklim değişikliği ve sıcaklık artışının tarımsal üretimdeki etkileri, gıda güvenliğini etkileyen ekonomik ve sosyal sonuçlara dönüşebilir. Buradan yola çıkarak üretimdeki etkilenmenin tüketimdeki değişiklik olarak karşımıza çıkacağını ön görmek hiç de zor değil. Bazı ürünlerin faydalı besin içeriği olumsuz iklim koşulları nedeniyle azalma da gösterebilir. Hatta durum o kadar evham verici ki; kahve, bal, çikolata, muz, elma, yer fıstığı gibi ürünler, hammaddelerini verecek ağaçların olumsuz iklim koşulları nedeniyle verim kaybı yaşamasının sonucu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya” diye konuştu.

    Bu tarım ürünlerinin üretimi tehlikede

    İklim değişikliği nedeniyle verim kaybı yaşaması muhtemel tarım ürünlerinden bahseden Doç. Dr. Uzel, “Çikolatanın hammaddesinin yarısından fazlasının üretildiği Afrika kıtası ülkelerinde, sıcaklık artışı sonucu çikolata hammaddesi olan kakaoda gitgide düşen verim sonucunda yakın gelecekte kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Eğer kakao kaynağı olan ağaçlar tehlikeye girerse beslenme listelerimizden çikolatayı çıkarmak durumunda kalacağız. Soğuk ılıman iklimi çok seven bir meyve ağacı olan elma ağacı ise kış dinlenmesine ihtiyaç duyar ve yüksek sıcaklıktan hoşlanmaz. Bu nedenle iklim değişikliği ile eskiye göre daha ılık geçen kış koşulları bu türdeki verimi tehdit edecek. Yer fıstığı tarımı büyük ölçüde yağmur suyuna bağlı. Yağmur suyuna olan bu bağımlılık, geçmişe göre daha az yağış alan ekim alanlarında yer fıstığı verimini olumsuz etkiledi. Yağışlardaki dengesizliğin devam etmesi durumunda tarımı yapılamayacak ürünler arasında maalesef yer fıstığı da sayılacak. Bu kategoride ne yazık ki buğday, mısır ve pirinç de bulunuyor. Muz ise uygun yetiştirme koşullarına hemen olumlu yanıt verebilen bir bitki ancak koşullar olumsuza döndüğünde de bunun yansımasını hemen gösterir. Özellikle nem ve sıcaklık değişiminden kötü etkilenen muzun gelecek yıllar için yapılan verim tahminleri yaygınlaşması muhtemel hastalıklar nedeniyle olumlu sinyaller vermiyor” dedi.

    Su kıtlığı avakado üretimini etkileyebilir

    Meyve ve deniz ürünlerinde ise sıcaklık ve çevre kirliliğinin olumsuz etkisini anlatan Doç. Dr. Uzel, şunları söyledi:
    Kiraz, şeftali ve erik meyvelerinin ağaçları ise havalar ısındığında çiçek açar ve tomurcuklanırlar. Düzensiz seyir izleyen hava sıcaklıkları ve daha sıcak geçen ilkbahar hava koşulları nedeniyle erken çiçeklenme, hava sıcaklığındaki dengesizlik nedeniyle soğuyan havada ağaçlarda görülen don olayları verimi kötü etkiliyor. Hasat döneminde görülen sıcaklık düşüşü ve yağmurlar küflenme, diğer hastalıklar, çürüme ile birlikte verim kaybı yaşatıyor. Balıklar denizde gelişimleri ve büyüklükleri ile doğru orantılı olarak her büyüme aşamasında daha fazla oksijene ihtiyaç duyuyor. Ancak çevre kirliliği ve atıkların denizlerde bulunan oksijeni azaltması neticesinde balıklar oksijenin daha bol bulunacağı okyanuslara çekilecek ve bu durum balık tüketimini bizler için ulaşılması zor hale getirecek. Avokado yetiştiriciliği ise Antalya başta olmak üzere ülkemizin güneyinde yaygın. Sağlıklı beslenmeye olan katkısı nedeniyle de oldukça ilgi gören bir meyvedir. Ancak avokado tarımı çok fazla suya ihtiyaç duymaktadır. Dünyada ve dolayısıyla ülkemizde tükenmeye başlayan temiz su kaynakları nedeniyle avokado tarımı da gelecekte kaybolmaya aday alanlardan birisi olabilir.

    İklim değişikliği mevcut seyrini değiştirmezse günlük öğünlerde tüketilen besinlerden bazılarının gelecekte tüketilemeyebileceğini aktaran Doç. Dr. Uzel, “Biz tüketicilerin beslenme düzenlerini alternatif besin kaynaklarına yönelterek, yani gıda tüketim alışkanlıklarımızda yapılandırma gerçekleştirerek tüketimdeki dengeyi sağlayarak katkı sağlaması gerekiyor. Aynı zamanda sürdürülebilir tarım ilkelerinin uygulanması da tarladan sofraya olan süreçte kaynak yönetiminin verim artışını getirecek olmasından dolayı büyük öneme sahip. Üretimde benimsenen sürdürülebilir ilkelere tarıma dijitalizasyonun entegre edilmesi yoluyla da hem verim artışını sağlayacak hem de ürün yetiştirme ve hasattaki kayıpların önüne geçecektir. Ek olarak, üretimdeki ve tüketimdeki iyileştirmeye köprü olacak gıda dağıtım kanallarında da verimlilik analizi etkin yapılmalı, gıda alanında lojistik uygulamaları tarım ve gıda üretim ilkeleri ile doğru paslaşarak ürün kalite ve güvenliğini ön planda tutarak ilerletilmelidir” şeklinde konuştu.

  • Cari işlemlerde 7,93 milyar açık

    Cari işlemlerde 7,93 milyar açık

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), mayıs ayı ödemeler dengesi istatistiklerini paylaştı. Buna göre, Mayıs ayında cari işlemler hesabı 7 milyar 933 milyon dolar açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 1 milyar 283 milyon dolar açık verdi.

    Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 10 milyar 480 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 3 milyar 858 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 3 milyar 50 milyon dolar oldu. Birincil gelir dengesi kalemi 1 milyar 320 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi de 9 milyon dolar net giriş kaydetti.

    Finans Hesabı

    Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 89 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 1 milyar 412 milyon dolar tutarında net çıkış kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında sırasıyla 630 milyon dolar ve 90 milyon dolar net satış yaptığı görüldü. Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar 52 milyon dolar net borçlanma gerçekleştirmişken, diğer sektörler 102 milyon dolar net geri ödeme yaptı.

    Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 4 milyar 14 milyon dolar net artış kaydetti.

    Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 59 milyon dolar net artış, Türk lirası cinsinden 63 milyon dolar net azalış olmak üzere toplam 4 milyon dolar net azalış kaydetti.

    Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, Genel Hükümet 49 milyon dolar net geri ödeme, bankalar ve diğer sektörler ise sırasıyla 725 milyon dolar ve 37 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi.

    Resmi rezervlerde bu ay 16 milyar 578 milyon dolar net azalış oldu.

  • Bu meslekler tansiyonu yükseltiyor

    Bu meslekler tansiyonu yükseltiyor

    Uzmanların ölümcül olarak tanımladıkları hipertansiyon, aslında bir yaşam tarzı hastalığı. Stres ve beslenme tarzının hipertansiyonun nedenleri arasında olduğu biliniyor. Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Esen, en sık rastlanan ölüm nedenlerinin başında hipertansiyonun geldiğini ancak toplum tarafından yeterince bilinmediğini anlattı. Prof. Dr. Özlem Esen, yüksek tansiyon sahibi bir hastanın belirtileri hissetmediğini bunun ancak doğru şekilde ölçerek farkına varılabileceğini de hatırlattı. Yüksek tansiyonu, yaşam tarzı hastalığı olarak tanımlayan Prof. Dr. Özlem Esen, stres faktörü yüksek meslekler, örneğin finans sektörü çalışanlarının yüksek risk altında olduğunu belirtti.

    Yüksek tansiyon nasıl ölçülür

    Prof. Dr. Özlem Esen doğru tansiyon ölçümünün, sakin ve rahat bir pozisyonda oturarak ve iki koldan yapılarak tespit edilebileceğini söyledi. Günümüzde dijital cihazların da klasik tansiyon aletleri kadar güvenilir olduğunu belirten Esen, en sağlıklısının her iki koldan birden ölçüm yapılarak en yüksek değerin takip edilmesi olduğunu anlattı.

    Beyaz önlük sendromu

    Maskeli hipertansiyon konusuna da dikkat çeken Esen, “Yüzde 15 – 20 oranında rastlanıyor. Hasta beyaz önlüklü, doktorun yanında kendini rahat hissettiği için tansiyonu düşüyor. Sinsice ilerlemesi durumunda hasar ancak iç organlara bakılınca anlaşılıyor” dedi. Bunun bir yaşam tarzı hastalığı olduğunun altını da çizen Esen, “Bir grip gibi virüse ya da bakteriye bağlı değil. Hayatlarında, stres faktörü yüksek olan örneğin finans sektörü çalışanlarının yüksek tansiyon hastası olma riskleri yüksektir. Bu, aslında hayatınızda bazı şeyleri yanlış yaptığınızın sinyalidir. Arabaların yağ miktarı azaldığında nasıl sinyal göstergesi değişir, hata sinyali verir. Tansiyon yükseldiğinde de bir şeylerin ters gittiğini düşünebiliriz. Bununla birlikte kaygı bozukluğu da tansiyonu yükseltir. Deprem döneminde birçok vaka yaşadık. O dönem çok kaygı ve üzüntü yaşayan kişilerin geçici yüksek tansiyon atakları oldu. Ama bu kişiler daha sonra tansiyon hastası olarak hayatlarını sürdürmediler” açıklamalarını yaptı.

    “75 yaş üstüne yüzde 85 hiper tansiyon riski”

    Özlem Esen, ayrıca ömür uzadıkça yüksek tansiyon olma olasılığının yüzde 90’a çıktığına dikkat çekerek damarlardaki kolajenin, elastikiyetinin azaldığını, kanın daha sert bir duvara çarptığını söyledi. Esen, böylece sertleşen damarların, yüksek tansiyona neden olacağını anlatarak insanın damar yapısının 12 – 8 tansiyon ile yaşamaya dizayn edildiğini belirtti. Tansiyonun 8 üzerine çıktığı an rejenerasyon denilen bozulmaların başladığına işaret eden Esen, “13 -14 tansiyon sizi öldürmüyor. Ama 10 yıl sonra böbreklerinizde arızalar, göz ve kalp damarlarınızda hastalıklar başlıyor. Kişi ,15’e 9 tansiyon ile de hiçbir rahatsızlık hissetmeyebilir. Çünkü beyin kan akımı dediğimiz, beynimize giden damarlarımız bizim aslında koruma mekanizmamız. Beyin kanamasını engellemek amacıyla damarlar gevşiyor, kan akımı oraya daha yavaş gidiyor. Biz 16 tansiyona alışıyoruz. O kişinin tansiyonunu birdenbire 12’ye düşürürsek, kişi bu sefer düşük tansiyona alışmakta zorluk çekiyor. Gördünüz mü, ben zaten 16 ile yaşamaya alışmıştım, 12 bana iyi gelmiyor diyebiliyor. Oysa daha yumuşak geçişler ile hasta rahatlatılmalı” açıklamalarında bulundu.

    “Sarımsakla, limonla tedavi olmaz”

    “Halk arasında limonun yüksek tansiyona iyi geldiği söylenir” diyen Esen, “Gerçekten de soğuk su ile limon karışımı ani yükselen tansiyonu düşürmek için kullanılabilir. İdrar söktürücü etki yapar. Ayran soda ikilisi ise düşük tansiyonu en hızlı yükselten içecektir. Ancak sarımsakla, limonla tedavi olmaz. Düzenli ilaç kullanımıyla tedavisinin yapılması lazım” değerlendirmelerini yaptı.

    “İlacı kullanma oranı maalesef yüzde 50”

    Özlem Esen, tansiyon ilacının hayat boyu alınması gerektiğini vurgulayarak “Çünkü ilacın ömrü 24 saattir. 24 saat sonra ilaç kanımızda kalmıyor ve damarın gevşemesini sağlayacak bir maddeye ihtiyaç duyarız. Dünyadaki bütün bilimsel çalışmalarda, ilacını düzgün kullanan insanların oranı neredeyse yüzde 50. Bu çok önemli bir bilgi. İlacını iyi kullananların tansiyonunun hedefte olması yani ilacını aldı, tansiyonu 12 – 8’e ulaştı. Bunların oranı da yüzde 50. Yani o kadar az insan hedef tansiyonda yaşıyor ki. Bunun için de çok sinsi ve öldürücü. Oysa teşhisi kolay, tedavisi kolay bir hastalık. Ancak ilacın devamlılığını sağlamak çok zor. İlaç kullanımı sonrasında da sıkı takip isteyen bir hastalık ve süreklilik arz ediyor” uyarılarında bulundu.

    Kırmızı üzüm, çilek ve kiraz tansiyon dostu yaz meyveleri

    Özlem Esen, ek olarak kırmızı üzüm, çilek ve kirazın, tansiyon dostu yaz meyveleri olduğuna dikkat çekti. Bu meyvelerin, tansiyon düşürücü özelliği olan antosiyanin maddesi içerdiklerini, porsiyon kontrolü ile belli saatlerde düzenli tüketilmelerinin çok faydalı olduğunu söyledi. Ancak karpuz tüketimi konusunda da uyarılarda bulundu. Yazın en çok tüketilen karpuzun yüksek tansiyona neden olabileceğinin altını çizdi. Bunun halk arasında çok az bilindiğini kaydeden Esen, “Yazın çoğu hastamız karpuz ve peynirden oluşan diyetler yapıyor. Eşlik eden ürün de maalesef tuzlu peynir. İkisi birlikte tüketildiğinde vücutta ciddi ödeme neden oluyor. Dolayısıyla karpuzun 2 üçgen dilimden fazlasını önermiyoruz” diye uyarılarda bulundu.

    Sotelenmiş domates kalp dostu

    Esen, domatesin içeriğinde olan likopen maddesinin de kalp için çok faydalı olduğunu kaydetti. Ancak bu likopenin enteresan bir şekilde ısı ile temas ettiğinde aktif olduğunu hatırlattı. “Zeytinyağı ile hafif sotelenerek tüketilirse antioksidan değeri kat ve kat artıyor. O nedenle Akdeniz diyetine kalp dostu diyoruz” bilgisini paylaştı.

    Lifli gıdalar tüketin

    Tansiyon hastalarına son olarak, mutlaka lifli gıdalar ile beslenmelerini öneren Esen, lifin bağırsaktaki gıda kalıntılarını temizlediği, hızlıca bağırsaktan atılmasını sağladıklarına ifade etti. “Toksik olan gıda ile temas süresini azaltıyor. Gıdalar ne kadar uzun süre bağırsakta kalırsa, o kadar çok tuzları emiliyor. O nedenle meyveleri de smoothie gibi değil lifleriyle normal çiğneyerek tüketmeli” dedi.

  • İnşaat maliyet endeksi arttı

    İnşaat maliyet endeksi arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı Mayıs ayı inşaat maliyet endeksi verisini açıkladı. Buna göre, inşaat maliyet endeksi, Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,95 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,28, işçilik endeksi yüzde 1,23 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 33,55, işçilik endeksi yüzde 104,83 arttı.

    Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık yüzde 49,97, aylık yüzde 0,77 arttı

    Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,97 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,60, işçilik endeksi yüzde 1,17 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 35,38, işçilik endeksi yüzde 105,27 arttı.

    Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık yüzde 41,50 arttı, aylık yüzde 0,22 azaldı

    Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,22 azaldı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,50 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,78 azaldı, işçilik endeksi yüzde 1,42 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 27,93, işçilik endeksi yüzde 103,18 arttı.

  • Borsa güne rekor seviyede başladı

    Borsa güne rekor seviyede başladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 1,61’lik yükselişle başladı. Endeks 100,80 puan artışla 6.371,22 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 2,25, holding endeksi yüzde 1,62 değer kazandı.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; Erzurum’un güney, Bingöl’ün kuzey kesimleri ile Ağrı çevrelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

    Hava sıcaklıklarının iç ve doğu kesimlerde mevsim normallerinin altında, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, akşam saatlerinden itibaren Marmara’da güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Akdeniz’in iç kesimlerinde yer yer kuvvetli (40-60 kilometre/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve az bulutlu 27
    İstanbul: Parçalı ve yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak yağışlı 30
    İzmir: Az bulutlu ve açık 36
    Adana: Az bulutlu ve açık 37
    Antalya: Az bulutlu ve açık 37
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25
    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 17 (Yağışların güney kesimlerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.)
    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 34

  • Uçuk deyip geçmeyin

    Uçuk deyip geçmeyin

    Dr. Koç, virüs nedeniyle oluşan uçuğun, küçük kızarık kabarcıklar olarak meydana geldiğini belirterek, “Dudak uçuğu çıkmadan önce ağız çevresinde veya dudakta batma, yanma gibi şikayetler meydana gelir. Diğer şikayetler de 24 saat içinde kendini göstermeye başlar. Kaşınma, sızlanma veya yanma hissi gibi. Uçuk virüsü, vücuda girip bir kere iltihap oluşturduktan sonra o bölgede var olan sinir düğümüne girer ve yerleşir. Özellikle vücudun zayıf olduğu anları yakalayarak o zaman çoğalarak yeniden var olur” dedi.

    Uçuk virüsünün depresyon, stres, kabus görme gibi durumlarda ortaya çıktığını anlatan Dermatoloji Uzmanı Dr. Sibel Koç, “Bağışıklık sistemi zayıfladığında, kadınların adet dönemlerinde, deri bütünlüğü bozulduğunda (dudak çevresine çarpma, vurma, ısırma gibi), uyku bozukluklarında (aşırı uykusuzluk gibi), yorgunluk olduğunda, çok fazla güneş ışığına ve zarar verici UV ışınlara maruz kalındığında, vücutta bir enfeksiyon oluştuğunda uçuk virüsü aktifleşebilir. Ayrıca anemi hastalıklarında bu cilt sorunu oldukça sık görülür. Uçuk virüsü bulaşıcıdır. Bu nedenle uçuğu olan kişiler kişisel eşyalarını (bardak, çatal, yastık, kaşık, havlu gibi..) başka kişilerle paylaşmamalıdırlar. Öpüşmekten ve uçuk olan bölgeye dokunmaktan da (uçuğu ellemek, kabuğu ile oynamak gibi..) uzak durmalılardır. Uçuğu olan ve makyaj uygulayan bayanlar makyaj yaparken yada makyajlarını çıkarırken çok dikkatli olmalılar, kesinlikle uçuğa el sürmemeliler. Uçuk tedavisinde bu virüsün tekrar etmesine sebep olan durum oldukça önemlidir. Bu sebeple tedavisi için mutlaka bir dermatoloji uzmanına görünülmelidir” diye konuştu.