Etiket: gündemhaber

  • En çok kârı çekme altın sağlıyor

    En çok kârı çekme altın sağlıyor

    Sivas’ta kuyumculuk yapan Tayyib Urfan, 24 ayar saf altın olan çekme altın hakkında bilgiler verdi. Urfan, “Kesme altın; 24 ayar saf altındır. Paketsiz hali silindirde çekilir. Paketli olanları da vardır ve bunların kayıpları daha azdır” dedi.

    “Vatandaşlarımız çekme altını bilmiyor”

    Çekme altının diğer altın çeşitlerine göre daha avantajlı olduğunu vurgulayan Urfan, “Kesme altın; 24 ayar saf altındır. Paketsiz hali silindirde çekilir. Paketli olanları da vardır ve bunların kayıpları daha azdır. İkisinin kazancı da aynıdır. Çekme altın paketli olana göre daha avantajlıdır. Bunu vatandaşlarımız pek bilmiyor. Bunu bilezik atölyelerinde daha çok kullanıldığı için çok bilinmiyor. Vatandaşlarımızın asıl kârı ve kazancı çekilmiş altında olacaktır” dedi.

    “En güzel yatırımlık altın budur”

    Çekme altın bozdururken makas aralığı daha düşük olduğunu belirten Urfan, şunları kaydetti:
    “Bozdururken 10-15 TL’lik bir makası oluyor. En güzel yatırımlık altın budur. 24 ayar saf altın. Bütün meslektaşlarımızın bildiği gibi 24 ayar saf altın Türkiye’de ve dünyanın diğer yerlerinde olsun bellidir ve istedikleri yerde bozdurabilirler. Bu altın değil diyenler olursa da onlara vatandaşlarımız kulak asmasın. Bu 24 ayar saf altındır ve diğer altınlara göre gerçekten kazancı olan bir altındır.”

    “Kaç gram isterlerse temin ediyoruz”

    Vatandaşlar talep ettiği miktarda çekme altın temin ettiklerini belirten Urfan, “Bu silindirden geçiyor. Belirli bir gram almak isteyebilirler. Bunu kesip biz kendimiz verebiliyoruz. 1,5,20,50 grama kadar istedikleri kadar kesip verebiliyoruz. İsterse 1 kilogram bile olsa bunu silindirden çekilmiş bir şekilde temin ediyoruz. Paketlisi ile arasında 10 ila 15 TL oynar. Kazanç olarak paketliden daha iyidir. Dediğim gibi makas aralığı daha düşüktür ve kazancı da çok. Vatandaşlarımızı da tatmin edecek rakamlardadır. Yatırım yapmak isteyen vatandaşlarımız 24 ayar saf çekme altın temin edebilirler” diye konuştu.

  • Artan baş ağrısı tümör olabilir

    Artan baş ağrısı tümör olabilir

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Mansur Mammadov, beyin tümörlerinin, beyin cerrahisinde (Nöroşirürji) önemli bir hastalık grubunu oluşturduğunu belirterek, “Beyin dokusundan kaynaklanan tümörlere birincil (primer) beyin tümörü denilir. İkincil (sekonder) beyin tümörü ise beyin dışı bir kanserin beyne yayılması ile oluşur. Genel olarak beyin tümörlerini malign (kötü huylu) ve benign (iyi huylu) olarak sınıflandırabiliriz” dedi.

    Santral sinir sisteminin, özellikle de beynin, çok sıkı korunan kapalı bir kutunun (kafatası) içinde olduğundan basınç değişikliklerine çok hassas olduğuna değinen Dr. Mammadov, bu nedenle kanser hücresi içermemelerine rağmen bazı iyi huylu tümörlerin de önemli yapılara baskı yaparak hayati tehlikeye neden olabileceğini dile getirdi.

    “Teşhisi çok kolay ve hızlı konuluyor”

    Beyin tümörü belirtilerinin kafa içi basıncının artması ile seyrettiğini ifade eden Dr. Mammadov, en sık görülen belirtileri “Özellikle sabahları artan baş ağrısı , hareket ve mimiklerde yavaşlama, bulantı ve ani kusmalar, epileptik nöbetler, kişilik değişiklikleri, hatırlama bozuklukları, yazı yazma gibi bazı özelliklerde aksamalar, çift görme, bulanık görme, denge ve yürüme bozuklukları, kollarda ve bacaklarda hissizlik, karıncalanma veya güç kaybı, erken puberte, el ve ayaklarda büyüme, adet bozuklukları, kortizol yetmezliği veya fazlalığı gibi hormonal bozukluklar ve buna bağlı belirtiler” olarak sıraladı.

    Günümüzde beyin tümörü teşhisinin çok kolay ve çabuk konulduğu bilgisini veren Dr. Mammadov, belirti gösteren kişilerde hastalık öyküsünün alınması, genel veya nörolojik muayene yapılmasının teşhiste oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı. Beyin tomografisi (BT) ve beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi test yöntemleri ile beyin tümörü yerleşimi, cinsi, hakkında ve büyüklüğü hakkında kısa sürede bilgi alınabileceğini sözlerine ekledi.
    Beyin tümörlerinin tedavisinin, tümörün büyüklüğü, tipi ve yayılımı gibi faktörlere bağlı olduğunun altını çizen Dr. Mammadov cerrahi, kemoterapi ve radyoterapinin temel tedavi yöntemlerinden olduğunu söyledi.

    “Nöronavigasyon ile kitlenin sınırları kesin olarak belirleniyor”

    Cerrahi müdahalenin, tümörün çıkarılmasına veya azaltılması için yapıldığını belirten Dr. Mammadov, “Bu yöntemde maksat, beyin dokusuna hasar vermeden tümörün çıkarılmasıdır. İyi huylu tümörlerde tümörün tamamı çıkarılarak yüzde yüz başarı sağlanmaktadır. Tümörün tamamı çıkarılmaya çalışılır, bunun için mikro cerrahi teknik, endoskopi, haritalama, uyanık cerrahi, navigasyon gibi cerrahiye destek teknolojik yöntemler tümörün yeri ve konumuna göre ek olarak kullanılmaktadır” diye konuştu.
    Adana Acıbadem Hastanesi’nde kendilerinin de tümör ameliyatları ve endoskopik tümör ameliyatlarını nöronavigasyon yardımıyla yaptıklarını kaydeden Dr. Mammadov, nöronavigasyon ile operasyon sırasında kitle sınırlarının net bir şekilde belirlendiğini ve tümörün tamamının çıkarılmasına imkan sağladığını dile getirdi.

    Mammadov nöronavigasyon tekniğinin faydalarını ise “daha küçük ve iyi merkezli bir kemik pencere açılması, daha az kan kullanılması, ameliyatın daha kısa sürede yapılması, yaranın daha hızlı iyileşmesi, hastanede yatış süresinin kısalması, gündelik hayata daha hızlı dönülmesi” olarak sıraladı.

    “Hastanın ertelemeden doktora başvurması gerekir”

    Dr. Mammadov, endoskopik yöntemlerin kafatası açılmadan beyin tümörü ya da uygun hastalarda çok küçük açıklıklardan endoskopik ventriküliçi tümör ameliyatları yapılmasına yardımcı olduğunu, cerrahi müdahale sonrasında, dokuların patolojik analizinin yapılarak ek tedaviye gerek olup olmadığına karar verildiğini anlattı.

    Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesi için kullanılan bir tedavi yöntemi olan radyoterapinin, tümörün küçültülmesi veya çıkarılmasından sonra kullanıldığını belirtti. Kemoterapinin ise, kanser hücrelerinin büyümesini engellemek için kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu ve genellikle radyoterapi ile birlikte kullanıldığını ifade etti.
    Hayati tehlikesi olan her hastalıkta olduğu gibi, beyin tümörlerinde de erken teşhisin hayat kurtarıcı bir rol oynadığının altını çizen Dr. Mammadov hastanın kendisinde görülen değişiklikleri iyi gözlemlemesi, fark etmesi ve hiç beklemeden, ertelemeden doktora başvurmasını tavsiye etti.

  • Nisan ayı işsizlik rakamları

    Nisan ayı işsizlik rakamları

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayı işsizlik verilerini açıkladı. Buna göre, işsizlik oranı nisanda önceki aya göre 0,1 puan artışla yüzde 10,2’ye yükseldi.
    15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı bir önceki aya göre 74 bin kişi artarak 3 milyon 585 bin kişi oldu.

    İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,1 kadınlarda yüzde 14,3 olarak tahmin edildi.

    15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile yüzde 19,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 15,7, kadınlarda ise yüzde 25,4 oldu.

    İstihdam edilenlerin sayısı nisanda bir önceki aya göre 521 bin kişi artarak 31 milyon 610 bin kişi, istihdam oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,9 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.

  • Kurbanlık seçerken dikkat

    Kurbanlık seçerken dikkat

    Erdoğan, kurban alacaklara ve keseceklere önemli uyarılarda bulundu. Hareketsiz ya da tepki vermeyen kurbanlıklar yerine; hareketli, besili, gözleri canlı bakan hayvanların tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan,

    “Kurbanlıklar; veteriner sağlık raporu, nakil belgesi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen koruyucu aşıları yapılmış, hayvan kimlik sistemine kayıtlı olanlardan seçilmelidir” dedi.

    Hayvanın fiziki görünümünde normal dışı bir şey olmaması gerektiğini vurgulayan Veteriner Hekim Mustafa Erdoğan,

    “Kurbanlık olarak seçilen hayvanın özellikle kulağında küpe olup olmadığına dikkat edilmeli. Sağlıklı bir hayvanın tüy yapısı çok parlaktır. Besisi yerindedir. Hayvanın fiziki görünüşü normal olmalı, vücudunda yara, şişlik, dem bulunmamalı, yuvarlak hatlı olmalıdır. Hastalık daha ziyade zayıf hayvanlarda görülür.

    Vatandaşlar, hayvanın hasta olabileceğini düşündüğü zaman gerek bize gerekse kesim yerlerinde görev yapacak ilçe tarım müdürlüğünün veteriner hekimlerine müracaat edebilirler. Hayvanın hasta olup olmadığını kontrol ettirebilirler. Özellikle kır danalarını ve alaca danaları satın alınırken iki yaşından büyük olmalarına dikkat edilmelidir. Satıcılar bazen bu konuda kurnazlık yapıp iki yaşından küçük danaları satabiliyor. Bir diğer önemli unsur da dişi hayvanlarda görülen gebeliktir. Dişi hayvan satın alırken hayvanın gebe olmadığına dair raporunun olması gerekiyor” dedi.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı iç kesimlerde yağışla birlikte 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgarın, genellikle kuzeyli, Akdeniz kıyıları ile doğu kesimlerde güneyli yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden itibaren güney ve doğu kesimlerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 26
    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak yağışlı 26
    İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların iç kesimlerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 29
    Bursa: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra doğu kesimleri yerel olmak üzere sağanak yağışlı 27
    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden sonra kuzeyinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 29
    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların öğle saatlerinden itibaren yer yer kuvvetli olması bekleniyor. 26
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 22
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 23
    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 23
    Diyarbakır: Parçalı ve az bulutlu 37

  • Son ders zili 16 Haziran’da

    Son ders zili 16 Haziran’da

    Depremler nedeniyle eğitime bir süre ara verilen 11 ilde ise 1 Ağustos – 1 Eylül tarihleri arasında telafi eğitimi yapılacak.

    Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) da 17-18 Haziran’da gerçekleştirilecek. Geçen yıl barajın kaldırılması ile rekor katılımla yapılan sınava, bu yıl da rekor başvuru oldu.

    Temel Yeterlilik Testi’ne 3 milyon 528 bin,
    Alan Yeterlilik testine 2 milyon 500 bin,
    Yabancı Dil testine ise 358 bin 14 aday başvurdu.

    Deprem bölgesindeki 11 ilde ise başvurular neredeyse iki kat arttı. ÖSYM Başkanı Bayram Ersoy, geçen sene 550 bin olan başvuru sayısının bu sene 900 bine yaklaştığını açıkladı.

    Ersoy, artışta deprem bölgesinde sınav başvurularının ücretsiz olması ve bölgedeki üniversitelere yüzde 25 ek kontenjan verilmesinin etkili olduğunu söyledi.

     

  • Alerji mevsimine dikkat

    Alerji mevsimine dikkat

    Alerjik hastalıkların en çok artış gösterdiği yaz aylarına girildi. Özellikle nezle, alerjik ve astım gibi solunum yolunda artan şikayetler için Özel Denizli Tekden Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslıhan Banu Er, alerjik hastalıklara karşı alınacak önlemleri ve bu hastalıkların tedavi yollarına değindi. Çevre faktörlerin alerjik hastalıkların artışında önemli rol oynadığına dikkati çeken Dr. Aslıhan Banu Er, “Alerji, vücudumuzun normalde zararsız özelliği olan maddelere karşı verdiği anormal yanıttır. Bu durum herhangi bir alerjene karşı duyarlılığı olan bir bireyin alerjenle karşılaştığı zaman mast vb hücrelerden salınan histamin ve diğer maddelerin etkisiyle çeşitli verilerle ortaya çıkmaktadır. Bu alerjen hangi yolla vücuda girerse ona göre semptomla karşılaşabilmekteyiz.

    Örneğin alerjen burunla temas ederse burunda kaşıntı, burun akıntısı gibi semptomlar görürken, gözle temasında gözde kaşıntı, sulanma, kızarma, yanma meydana gelebilmektedir. Yine cilt ile temas ederse kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı gibi belirtiler oluşabilmektedir. Ayrıca boğazda kaşıntı, devamlı yutkunma isteği, geniz akıntısı, hapşırma, öksürük, hışıltı, nefes darlığı, dudak ve göz çevresinde şişlik, sebebi bilinmeyen bulantı, kusma ve ishal durumlarında da alerjiyi akla getirmek gerekir. Ama bu semptomların hepsinin bir hastada olmasını beklemiyoruz. Birkaç tanesinin bir arada olması bile alerjiden şüphelenmemiz için yeterlidir. Alerji nezle ile çok karıştırılmaktadır. Nezle birkaç günlük bir hadise iken, alerjik rinit daha uzun süreli hastalarda görülmektedir. Alerjik rinitli hastalarda burun akıntısı, burunda kaşıntı, geniz akıntısı, burundan nefes alamama gibi semptomlar görülebilmektedir. Bu hastalarda özellikle bahar dönemlerinde sabahları uyanmakta zorlanırlar, gece sık sık uyanırlar, burundan nefes alamazlar. Rahat nefes alamayınca vücudun oksijenlenmesi de bozulur. Böylece kişinin yaşantısı olumsuz yönde etkilenmektedir” dedi.

    “Alerji semptomları ile gelen hastalarda öncelikle astım var mı diye tarama yapıyoruz”

    Yapılan çalışmalarda alerjik riniti olan hastaların aynı zamanda astım birlikteliği mevcut olduğunu belirten Uzman Dr. Aslıhan Banu Er, “Bize başvuran hastalarda ilk yapmak istediğimiz, hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmektir. Hastanın alerjisini tetikleyen hangi alerjen ise, amacımız o alerjeni kişinin bulunduğu ortamdan mümkünse uzaklaştırmaktır. Uzaklaştırmak mümkün değilse kişinin maruziyetini azaltmak için hangi tedbirleri alması gerektiği bilgisini vermekteyiz. Bu şekilde aldığımız tedbirler hastanın hem hayat kalitesini arttıracak, hem de şikayetlerinin giderilmesini sağlayacaktır. Alerjinin astıma çevirme konusu bize başvuran hastalarımızın sıklıkla sorduğu ve korktuğu konulardan biridir. Yapılan çalışmalarda özellikle alerjik riniti olan hastaların yüzde 40’ında astım birlikteliği mevcuttur. Yine yapılan çalışmalarda astımlı hastaların yüzde 80’inde alerjik rinit mevcuttur. Kliniğimize alerji semptomları ile gelen hastalarda öncelikle astım var mı diye tarama yapıyoruz. Alerjen nasıl ki üst solunum yollarını etkiliyorsa, alt solunum yollarını da etkilediği zaman oluşan inflamasyon dediğimiz hava yolunu daraltan durum yani astım tetiklenecektir. Dolayısıyla bizim tetikleyici tespitimiz ve mevcut tetikleyiciyi ortamdan uzaklaştırmamız kişinin astımını da kontrol altına almamızı sağlayacaktır. Özellikle belirtmek isterim ki eğer bir kişide geçmeyen bir öksürük, merdiven çıkarken yorulma, efor sarfederken nefes darlığı varsa astım olma ihtimali çok yüksektir. Astımı olan kişiler farkında olsun olmasın hayatımı bir şekilde devam ettiriyorum diye düşünüyorlarsa yanlış düşünüyorlar. Zira eğer astım hastası ilaç kullanmıyorsa hava yolundaki daralmaya sebep olan sitokin denilen maddeleri salgılayan mast vb hücreler bir yandan salgıladıkları sitokinlerle kalıcı daralmalara yol açabileceklerdir. Dolayısıyla varsa astımın da tanısını koymak ve tedavi vermek bizim için elzemdir” diye konuştu.

    “Bahar alerjisine yapılan testlerle teşhis konulabilmektedir”

    Alerji şikeyeti ile başvuranları birçok test yaptıklarını anlatan Dr. Aslıhan Banu Er, “Bahar alerjisine yapılan testlerle teşhis konulabilmektedir. Hastalarımız bize muayeneye geldiklerinde hastamızı önce dinleriz, çoğu verdikleri anamnezle neye duyarlı olduklarını farkında olmadan ya da farkında olarak anlatacaklardır. Daha sonra hastalarımızdan bazı kan testleri, solunum testleri ve görüntüleme testleri yaparız. Ve alerji için başvuran ya da alerjisi olduğunu düşündüğümüz hastalarımıza alerji testi yapmaktayız. Alerji testi yaparsak çıkan sonuca göre neye alerjisi varsa ona dikkat etmesini sağlayarak hastamızın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışmaktayız. Biz kendi kliniğimizde deri prick testi ve kandan spesifik Ig-Etestleri yapmaktayız. Deri prick testlerini cilde alerjenin uygulaması ile derinin verdiği reaksiyonu değerlendirerek yapmaktayız. Tabi her reaksiyon alerji olmadığı gibi her deride reaksiyon görülmemesi kişinin alerjisinin olmadığını göstermemekte. Biz özellikle alerji ilaçlarını kesemediğimiz ya da örneğin antidepresan gibi ilaç kullanan hastalarda, anaflaksi dediğimiz şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren hastalarda, deride aktif dermatit ya da dermografizmi bulunan hastalarda kandan spesifik Ig-E testini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Alerjik hastalıklar kronik olduğu için ilaçların uzun süreli kullanılması gerekebilir”

    Koruyucu yöntemlerden bahseden Dr. Er, “Alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar uygun şekilde kullanıldığında son derece etkilidirler. Bu ilaçlar ile çoğu zaman hastalığın kontrolü sorunsuz olarak sağlanmaktadır. Alerjik hastalıklar kronik olduğu için ilaçların uzun süreli kullanılması gerekebilir. Burun, göz, solunum yollarına ve cilde lokal tedavi yöntemleri olduğu gibi ağızdan sistemik tedaviler de kullanıyoruz. Aslına bakarsak tetikleyiciye yönelik koruyucu tedavi önerilerimiz mevcut. Bu yönde verdiğimiz eğitimler ile alerjenlerden korunma yöntemleri uygulanabilir. Alerjenlerden başka tetikleyici olarak adlandırdığımız hastaların semptomlarını kötü yönde etkileyecek faktörleri de kontrol etmemiz gerekir. Sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal deterjan ve parfüm vs. en önemli tetikleyicilerdendir. Çevrel kontrol ne kadar iyi sağlanırsa hastalığın kontrolünün de o kadar iyi olacağını unutmamak gerekir. Zira çevre kontrol önlemleri aynı zamanda ihtiyaç duyulan ilaç miktarında da azalmaya neden olacaktır. Yapılması gerekenleri kliniğimizde detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Alerji ile ilgili her türlü sorunu olan hastalarımızı kliniğimize bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • 4 büyüklüğünde deprem

    4 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Adana’nın Saimbeyli ilçesi olan 4 büyüklüğündeki sarsıntının 4,85 kilometre derinlikte gerçekleştiği belirlendi.

  • Sıcak hava kalbi yoruyor

    Sıcak hava kalbi yoruyor

    Küresel ısınmayla birlikte yaz mevsimlerinin bir önceki sezondan daha sıcak olduğuna değinen Kardiyoloji Uzmanı Doktor Burcu Çağlar, havaların ısınmaya başladığı şu günlerde kalp damar sağlığımızı zorlamamak adına çeşitli önerilerde bulundu.

    “Sıcak havada ölümlerin dörtte biri kalp damar hastalıklarına bağlı görülüyor”

    Vücudun, ısısını normal aralıklarda tutabilmek için ekstra güç harcadığını ve bu zorlanmanın başta kalp olmak üzere böbrekleri de yorduğunun altını çizen Dr. Çağlar “Terlemeyle birlikte vücuttan kaybolan sıvı kanda koyulaşmaya yol açarak pıhtılaşmaya sebep olabilir. Bu da kalp krizi ve felç riskini arttırır. Sıcağa bağlı ölümlerin yüzde 25’i kardiyovasküler yani kalp ve damar sistemi kaynaklıdır. Ayrıca terlemeyle birlikte vücuttan atılan potasyum, magnezyum gibi minerallerin azalması çarpıntı ve hayatı tehdit eden ritim bozukluklarının habercisi olabilir” dedi.

    “Kalp hastaları daha dikkatli olmalı”

    Bu durumun sağlıklı insanlarda sorun olmazken kalp sorunu olanlarda yüksek tansiyon, ritim bozukluğu ve kalp krizine neden olabileceğine değinen Dr. Çağlar kalp yetersizliği, kalp damarlarında tıkanıklık olanlar, kalp damarlarında stenti olanlar, bypass operasyonu geçirenler ve yüksek tansiyonu olanların risk grubunda yer aldığını dile getirdi. Ayrıca hava sıcaklığında artan her 5 derecede, kalp krizi riskinin de yüzde 5 arttığı bilgisini aktardı.

    “Bu önerileri uygulamaya çalışın”

    Dr. Çağlar, sıcak havada kalp sağlığını korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
    Özellikle güneş ışınlarının dik geldiği saat 10:00 -14:00 saatleri arasında dışarı çıkmaktan kaçının. Egzersiz / yüzme gibi aktiviteleri sabah ve akşam üstü saatlerinde yapın.

    Kıyafetlerinizi terletmeyecek, güneş ışınlarını çok çekmeyecek açık renkli ince kumaşlardan tercih edin.
    Günde en az 2,5 litre olmak üzere bol sıvı tüketin. Özellikle idrar söktürücü kullanan hipertansiyon ve kalp yetmezliği hastalarının daha çok su tüketmesi gerekiyor.

    Yağlı yiyeceklerden uzak durun, meyve sebze ağırlıklı beslenin.
    Fazla miktarda mineralli içeceklerin (soda, maden suyu gibi) tüketimi, içinde yüksek miktarda sodyum bulunduğu için kalp yetmezliği hastalarında nefes darlığına ve hipertansiyon hastalarında tansiyon değerlerinde yükselmeye sebep olabilir. Aşırı kullanımından kaçının.
    Pıhtılaşmaya yatkınlığı artırdığı için Sigara ve alkol tüketiminden kaçının.
    Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, bayılma hissi gibi şikayetleriniz olursa en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.

  • Borsa’da haftalık kapanış rekoru

    Borsa’da haftalık kapanış rekoru

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in, Merkez Bankası Başkanlığı’na da Hafize Gaye Erkan’ın atanması piyasalarda pozitif etki yarattı.

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftanın son işlem gününü (9 Haziran Cuma) yüzde 1,31 değer kazancıyla 5.626,49 puandan tamamladı. BIST 100, böylece tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.

    BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 72,49 puan artarken, toplam işlem hacmi 89 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.

    Bankacılık endeksi yüzde 0,68 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 1,28 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 4,72 ile iletişim, en çok kaybettiren ise bankacılık oldu.

    Analistler, küresel pay piyasalarında, merkez bankalarının “şahin” politikaları yakında terk edebileceği beklentisinin güçlenmesiyle küresel piyasalarda risk iştahının arttığını bildirdi.

    FED VE AVRUPA MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KARARLARI

    Para piyasalarındaki fiyatlamalara göre, Fed’in 14 Haziran’da 25 baz puan faiz artıracağına yönelik öngörüler yüzde 28 seviyesinde.

    Euro Bölgesi’nin resesyona girmesine karşın Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırımlarına devam edeceğine yönelik fiyatlamalarda bir değişiklik olmazken, bankanın 15 Haziran’daki toplantıda 25 baz puanlık faiz artışına gideceğine kesin gözüyle bakılıyor.

    ECB’nin sene sonuna kadar toplamda 50 baz puan faiz artıracağı öngörülüyor.

    Öte yandan, Dr. Hafize Gaye Erkan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) atanan ilk kadın başkan olurken, Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanlığına getirildi.

    Haftaya Fed, ECB ve Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz kararları ile uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye değerlendirmesinin piyasaların odağında bulunacağını aktaran analistler, veri gündeminde yurt içinde ödemeler dengesi, işsizlik oranı, bütçe dengesi, konut satışları, TCMB piyasa katılımcıları anketi, yurt dışında ise ABD’de enflasyon, sanayi üretimi, perakende satışlar, Avro Bölgesi’nde enflasyon, sanayi üretimi, Almanya’da enflasyon, Çin’de sanayi üretimi ve enflasyon başta olmak üzere yoğun veri gündeminin takip edileceğini söyledi.

    Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 5.700 ve 5.850 seviyelerinin direnç, 5.500 ve 5.400 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

    AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının nisanda 4,47 milyar dolar açık vermesini bekliyor.

    BU HAFTA HANGİ YATIRIM ARAÇLARI KAZANDIRDI?

    Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 10, dolar/TL yüzde 11,9, euro/TL yüzde 12, altının gram satış fiyatı yüzde 11,8 değer kazandı.

    BIST 100 endeksi, en düşük 5.204,48 ve en yüksek 5.639,23 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 10 artarak 5.626,49 puandan tamamladı.

    Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı, bu hafta yüzde 11,8 değer kazancıyla 1.476 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 11,8 artışla 9.889 liraya yükseldi.

    Geçen hafta sonu 2.165 lira olan çeyrek altının satış fiyatı 2.420 liraya çıktı.

    Bu hafta ABD doları yüzde 11,9 değer kazancıyla 23,3610, euro ise yüzde 12 kazançla 25,1360 liraya yükseldi.

    Yatırım fonları bu hafta yüzde 8,49, bireysel emeklilik fonları yüzde 7,10 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 10,97 ile “Fon Sepeti Fonları” oldu.