Etiket: gündemhaber

  • Dik duramıyorsanız dikkat

    Dik duramıyorsanız dikkat

    Fisyoterapisti-Schroth Terapisti Gülnihal Ertürk, omurga eğriliği hakkında önemli bilgiler verdi. “Sağlıklı bir omurgaya arkadan bakıldığında omurların düz bir hat üzerinde dizilmiş olduğu görülür” diyen Ertürk, “Omuzların ve kalçanın yüksekliği simetrik ve baş orta hattadır. Skolyozda ise bu düz hat bozulmaya başlar ve omurlar zaman içinde sağa veya sola doğru yer değiştirmeye başlar. Omurlar kendi ekseni etrafında dönebilir, bu da göğüs kafesi ve kalçada kaymalara neden olabilir. Scoliosis Research Society’e (SRS) göre Cobb açısı 10 derecenin üzerinde olan omurga eğrileri skolyoz olarak değerlendirilir” dedi.

    “Tesadüfen tespit de edilebilir”

    Ertürk, skolyozun herhangi bir nedenle çekilen grafilerde tesadüfen de tespit edilebileceğini ifade ederek, “Skolyoz erken dönemlerde belirti göstermeyebilir. Herhangi bir nedenle çekilen grafilerde tesadüfen tespit de edilebilir. Detaylıca açıklayacak olursak aynı yükseklikte olmayan omuz ve kürek kemikleri, bir kalçanın diğerine göre daha çok önde, arkada veya yukarıda olması, dik durmada zorluk çekme ve omurgada oluşan asimetrik kavisler skolyoz hastalığının belirtileridir” diye konuştu.

    “Ağır sırt çantaları taşımak skolyoza neden olmaz”

    Sanılanın aksine ağır sırt çantaları taşımak, yatış ve duruş bozukluğu gibi faktörlerin skolyoza neden olmadığını söyleyen Ertürk, “Çoğu durumda nedeni bilinmeyen yani idiyopatik skolyoz görülür. Diğer nedenler ise kas ve sinir hastalıklarına ve metabolik hastalıklara bağlı skolyozlardır. Omurgada meydana gelen deformiteler özellikle kemik gelişimi devam eden çocuklarda net bir artış gösterebiliyor. Erken teşhisle skolyoz veya kifoz (kamburluk) kontrol altına alınabiliyor” ifadelerini kullandı.

    “Fizyoterapist desteği almadan yapılan yüzme faaliyeti skolyozu artırıyor”

    Fizyoterapist desteği almadan yapılan yüzme faaliyetinin skolyoz derecelerini arttırdığına değinen Ertürk, “Kıyafetlerin vücuda tam oturmaması, pantolon giyildiğinde tek taraflı kalçayı daha fazla sıkması, sürekli düşen tek taraflı atlet veya sütyen askısı, öne eğilme ile artan omurga eğriliği, omuzlarda düşüklük ve postürde genel asimetrik görüntü açısından dikkatlice incelenmelidir. Herhangi bir durum fark edildiğinde aileler vakit kaybetmeden uzman hekime başvurmalıdır. Akademik kaynaklar kişiye özel değerlendirme yapılmadan ve fizyoterapist desteği almadan yapılan yüzme faaliyetinin skolyoz derecelerini arttırdığını göstermektedir. Skolyoz kendiliğinden düzelmez, yüzme ya da başka bir sporla durdurulamaz. Skolyozlu bireyler omurgadaki deformitelerinin üç boyutlu olduğunu ve tedavisinin de yine üç boyutlu egzersizlerden oluşan kanıtlanmış egzersizleri içermesi gerektiğini unutmamalıdır. Schroth yöntemi bu konuda etkinliği kanıtlanmış en eski uygulamalardan biridir” şeklinde konuştu.

    Her skolyoz egzersiz ile düzelir mi?

    Son olarak Ertürk şu bilgileri verdi:

    “Skolyozun derecesi akciğer fonksiyonlarını etkilemeye başladıysa, eğrilik kısa zamanda hızlı arttıysa ve derecesi çok yüksek ise cerrahi gerekebilir. Bunun kararını konuyla ilgili uzman hekim vermelidir. Ancak hem cerrahi öncesi hem de cerrahi sonrası fizyoterapist eşliğinde çalışmanız sürecin daha olumlu ilerlemesini sağlayacaktır.”

  • Makyaj yapmadan iyi düşünün

    Makyaj yapmadan iyi düşünün

    Makyaj yapmanın pek çok kadın ve genç kız için gündelik hayatın vazgeçilmez bir parçası olurken, makyaj ürünlerine bağlı olarak çeşitli dermatolojik yan etkileri de ortaya çıkmaktadır. Bu yan etkilerin en başında makyaj ürünlerine bağlı alerjik deri döküntüleri yer aldığını ifade eden Özel Nilüfer Doruk Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Deniz Seçkin, “Bu alerjik reaksiyonlar, ciltte özellikle makyaj ürünlerinin temas ettiği bölgelerde kızarıklık, kaşıntı ve kepeklenme ile kendini gösterir. Göz kapakları ve göz çevresindeki deri ince ve hassas özellikte olduğundan makyaj
    ürünlerine, özellikle de göz farları ve rimellere bağlı olarak bu bölgelerde alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir.

    Bir kişide daha önce makyaj ürünlerine bağlı olarak alerjik bir reaksiyon gelişmişse ve bu reaksiyona neden olan madde deri testiyle saptanmışsa, o kişinin bir makyaj ürünü satın almadan önce mutlaka etiketine bakıp o alerjik maddenin ürünün içinde olup olmadığını kontrol etmesi gereklidir. Özellikle yağlı özellikteki kapatıcılar, fondötenler yüz derisindeki gözenekleri tıkayabilmekte, yağlı cildi olan kişilerde ve akne (sivilce) gelişiminin sık görüldüğü gençlerde sivilce ve sivilce öncülü siyah nokta (komedon) oluşumuna sebep olabilmektedir. Bu sebeple özellikle yağlı cildi olan ve akneye yatkın kişilerin kapatıcı makyaj yapmamaları, yağlı özellikteki makyaj ürünleri ve fondötenleri kullanmamaları uygun olur” dedi.


    Prof. Dr. Deniz Seçkin, makyaj yaparken güneşten koruyucu kullanımının da ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

    “Korunmasız olarak güneş ışınlarına (ultraviyole) maruz kalmak uzun dönemde erken deri yaşlanmasına (kırışıklıklar, çizgilenmeler, lekeler) ve deri kanserlerine neden olabilmektedir. Bu sebeple dışarı çıkmadan önce yapılacak makyaj öncesinde güneşten koruyucuların kullanılması uygun olur. Makyaj öncesinde güneşten koruyucu kullanmak istemeyen kişiler, ultraviyoleden koruyucu içeren (ulraviyoleden koruyucu özelliği en az SPF 30 olmalı) makyaj ürünlerini de kullanabilirler. Makyaj malzemelerinin kişinin kendi cilt tipine uygun özellikte olması bir başka önemli konudur. Yağlı ciltlerde yağlı özellikteki ürünler kullanıldığında ciltteki yağlı görünümde artış olabilir, kuru ciltlerde ise uygun ürünler kullanılmadığında ciltteki kuruluk artabilir. Bu sebeple cilt özelliklerine uygun ürünler, tercihan bir dermatoloğun önerileri doğrultusunda seçilmelidir.”

    Makyaj ürünlerini satın alırken ürünün son kullanım tarihinin de önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Seçkin, “Makyaj ürünlerini satın alırken mutlaka son kullanım tarihine bakılmalıdır. Son kullanım tarihi geçmiş olan ürünlerin kullanılmaması gerekir. Bu ürünler zaman içinde bakteri barındırır hale gelebilir ve özellikle göz çevresi ve kirpikler için kullanılan ürünler kirpik dipleri ile gözün konjonktiva tabakasında enfeksiyonlara sebep olabilir. Makyaj ürünlerinin bir başka kişiyle paylaşılmaması ve makyaj için kullanılan fırçaların en az haftada bir kez temizlenmesi uygun olur” diye ekledi.
    Sosyal medyada son zamanlarda sıkça reklamı yapılan bazı ev yapımı ürünlerin veya içeriği belli olmayan ürünlerin kullanılmaması gerektiğini de ifade eden Seçkin, makyaj temizliğinin önemini de vurguladı. Prof. Dr. Seçkin, gece yatmadan önce yüzdeki makyajın mutlaka deri tipine uygun temizleyici ürünlerle temizlenmesi ve ardından da cildin nemlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

  • Kuvvetli yağış uyarısı

    Kuvvetli yağış uyarısı

    Ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Trakya hariç Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu (Malatya hariç) ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusunun yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Marmara’nın güneyi ve doğusu, Ege, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Çorum, Isparta, Burdur, Antalya’nın kuzey ve batı çevreleri ile Çanakkale’nin doğu ilçelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

    Hava sıcaklığı ülkemiz genelinde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor.

    Yağışların; Marmara’nın güneyi ve doğusu, Ege, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Çorum, Isparta, Burdur, Antalya’nın kuzey ve batı çevreleri ile Çanakkale’nin doğu ilçelerinde yer yer kuvvetli (21-50 kg/m2) olması beklendiğinden ani sel, yerel su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı ve yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.

    MGM tarfafından 30 il için sarı kodlu kuvvetli  yağış uyarısı yapıldı. 

    Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Eskişehir, Isparta, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Muğla, Sakarya, Sinop, Uşak, Zonguldak, Kırıkkale, Bartın, Yalova, Karabük ve Düzce için sarı kodlu uyarı verildi.

  • Öncelikli gündem ekonomi

    Öncelikli gündem ekonomi

    Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçimi ikinci turuna ilişkin kesin sonuçları açıklamasıyla süreç tamamlandı. Gözler TBMM’deki yeni dönem ve yeni kabineye çevrildi. Yeni kabine önümüzdeki hafta başı ilk toplantısını yaparak göreve başlayacak.

    Yeni hükümetin öncelikli gündemi ekonomi olacak. İlk ele alınacak konulardan biri ücret zamları olacak. Memur, memur emeklisi, işçi emeklisi ve asgari ücretliler için ücretler yeniden düzenlenecek.

    EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 22 BİN LİRAYA ÇIKACAK

    Ocak ayında memur ve memur emeklilerine yüzde 30 zam yapılmıştı. İlave düzenleme yapılmaması halinde SSK ve Bağ-Kur emeklileri enflasyon kadar zam alacak. Memur ve memur emeklieri yüzde 6 toplu sözleşme ve yüzde 8’i aşan enflasyon farkını alacak. En düşük memur maaşının 22 bin liraya yükseltileceği açıklanmıştı. Bu düzenlemenin yasayla çıkarılması gerekiyor.

    BÜYÜKŞEHİRLERDE MEMURLARA KİRA YARDIMI

    Büyükşehirlerde memurlara kira yardımını içeren seyyanen zam düzenlemesi de yasaya dahil edilecek.

    EMEKLİLERE KADEMELİ ARTIŞ

    En düşük emekli aylığı 7 bin 500 liraya çıkarılmıştı. 7 bin 500 üstü maaş alanlar için kademeli artış düzenlemesi yapılacak. Bununla ilgili düzenleme de Meclis’in ilk ele alacağı konulardan olacak.

    ASGARİ ÜCRETE “500 DOLAR” DÜZENLEMESİ

    Asgari ücret yılbaşında 8 bin 500 liraya çıkarılmıştı. Seçim öncesinde asgari ücretin 500 dolara çıkarılması yönünde ifadeler yer almıştı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarının ay sonu ya da temmuz başına kalabileceği belirtiliyor.

    KİRA ARTIŞ SINIRI NE OLACAK?

    Kira artışlarını yüzde 25’le sınırlayan düzenleme 1 Temmuz’da sona erecek. Bu konuda da Meclis’te yapılacak yasal düzenlemeyle nasıl adım atılacağı belirlenecek.

    EV HANIMLARINA KOLAY EMEKLİLİK

    Ev hanımlarına kolay emeklilik imkanı, Bağ-Kur ve SSK gün sayısında eşitleme, evlenecek çiftlere kredi kolaylığı gibi yasal düzenlemeler Meclis’te öncelikli olacak.

  • Su ürünleri üretimi arttı

    Su ürünleri üretimi arttı

    TÜİK, 2022 yılı su ürünleri üretimi verilerini yayınladı. Buna göre, üretimin yüzde 30’unu avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları, yüzde 5,6’sını avcılık yoluyla elde edilen diğer deniz ürünleri, yüzde 3,9’unu avcılık yoluyla elde edilen iç su ürünleri ve yüzde 60,6’sını yetiştiricilik ürünleri oluşturdu.

    SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞI 2022 YILINDA YÜZDE 2,1 ARTTI

    Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim 335 bin 3 ton olurken, yetiştiricilik üretimi 514 bin 805 ton olarak gerçekleşti. Su ürünleri avcılığı 2022 yılında yüzde 2,1 artış gösterdi. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 2,3, iç su ürünleri avcılığı ise yüzde 0,4 arttı.

     

    EN ÇOK HAMSİ AVLANDI

    Avlanan deniz balıkları miktarı 254 bin 535 ton olarak gerçekleşti. Avlanan deniz balıklarının türlerine göre dağılımı incelendiğinde, hamsinin 125 bin 980 ton ile en yüksek miktarda avlanan balık olduğu görüldü. Hamsiyi, 49 bin 892 ton ile palamut-torik ve 16 bin 729 ton ile sardalya takip etti.

    YETİŞTİRİCİLİK 2022 YILINDA YÜZDE 9,1 ARTTI

    Yetiştiricilik yoluyla yapılan üretimin 2022 yılında 368 bin 742 tonu denizlerde, 146 bin 63 tonu iç sularda gerçekleşti. Yetiştirilen en önemli balık türü iç sularda 145 bin 649 ton ile alabalık, denizlerde ise 156 bin 602 ton ile levrek ve 152 bin 469 ton ile çipura oldu.

     

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; Ege, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Kocaeli, Sakarya, Bilecik, Burdur ve Isparta çevreleri, Antalya’nın batı kesimleri ile Bursa’nın doğu ilçelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.

    Hava sıcaklığının doğu bölgelerde 4 ila 6 derece artacağı, yurt genelinde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise kuzey ve kuzeydoğu zamanla güney ve güneydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetlice (30-50 kilometre/saat) eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, yerel kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 23
    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, gece saatlerinden sonra doğusu sağanak yağışlı 26
    İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 28 (Yağışların öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor.)
    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, kuzey kesimleri yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 31
    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25 (Yağışların batı ilçelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.)
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 22
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 21
    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 20
    Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu 33

  • Sigara, mesane kanseri riskini artırıyor

    Sigara, mesane kanseri riskini artırıyor

    Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Şevket Tolga Tombul mesane kanserinin, idrarın depolandığı ve vücuttan atıldığı organ olan idrar kesesi yani mesanedeki hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle kendini belli eden bir kanser türü olduğunu ifade etti. Mesane kanserinin genellikle mesane iç yüzeyini döşeyen hücrelerde, nadiren de olsa diğer hücre türlerinden kaynaklandığını sözlerine ekledi. Mesane kanserinin, dünya çapında en sık görülen kanser türlerinden biri olduğuna işaret eden Doç. Dr. Tombul; “Çevresel etkiler, yaşam tarzı ve genetik yatkınlık gibi birçok faktöre bağlı olarak mesane kanseri batı ülkelerinde daha yüksek oranlarda rastlanırken, Asya ve Afrika gibi bölgelerde daha düşük oranlarda görülür. Mesane kanseri, erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha yaygın olduğu biliniyor. Bununla birlikte, kadınlarda da mesane kanseri görülme oranı artmaktadır, bu artıştaki önemli nedenlerden biri kadınlarda sigara kullanım oranın artması olduğu düşünülüyor. Mesane kanserinin yaşla da ilişkisi var; genellikle orta yaşlı ve yaşlı bireylerde daha sık görülür. İleri yaş, mesane kanseri riskini artıran bir faktördür” diye konuştu.

    “En önemli risk faktörü sigara içmek”

    Dünyada 7. en yaygın kanser türü olan mesane kanserinin gelişiminde en önemli risk faktörünün ‘sigara’ içmek olduğunun altını çizen Doç. Dr. Tombul; “Sigara içenlerde mesane kanseri riski daha yüksektir. Diğer risk faktörleri arasında kimyasal maddelere (örneğin aromatik aminler) maruz kalma, mesane enfeksiyonları, radyasyon tedavisi ve bazı mesane hastalıkları yer alır. Kimyasal maddelere maruz kalan meslekler (örneğin boya sanayii, tarım, metal işleme) mesane kanseri riskini artırabilir” dedi.

    “Bu belirtilere dikkat edin”

    Mesane kanserinin başlıca belirtilerini ‘sık idrara çıkma, idrar yaparken ağrı veya yanma hissi, kanlı idrar, idrar yapma sıklığında artış’ olarak sıralayan Doç. Dr. Tombul, en yaygın başvuru sebebinin idrarda ağrısız, pıhtılı gözle görülür kanama ve idrarda yanma olduğunu söyledi. Mesane kanserinin erken evrelerde genellikle semptomsuz olabileceğini belirten Doç. Dr. Tombul bu nedenle düzenli tıbbi kontrollerin önemine değindi. Teşhisin genellikle idrar analizi, görüntüleme testleri (ultrason, BT taraması, MRG) ve sistoskopi (mesanenin içini görmek için bir tüp kullanarak yapılan bir test) ile konulduğunu, kesin teşhis için biyopsi gerekebileceğini ifade etti.

    “Tedavi, kanserin evresine ve hastaya göre değişiyor”

    Tedavi seçeneklerinin mesane kanserinin evresine, büyüklüğüne, yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değiştiğinin altını çizen Dr. Tombul, seçenekler arasında kapalı ameliyat ile tümörün kazınması sonrasında mesane içerisine verilen kemoterapi, immunoterapi, daha ileri evrede mesanenin alınması ile damardan kemoterapi ve radyoterapinin yer aldığını anlattı. Doç. Dr. Tombul, önemli olanın hastalığın erken evrede yakalanarak gerekli tedavinin başlanabilmesi olduğunu vurgulayarak, “İdrarda yanma ve kanama, sigara kullanım öyküsü durumlarında üroloji uzmanına başvurulması mesane kanseri erken tanısı için önemlidir” dedi.

  • Türkiye’de obezite oranı

    Türkiye’de obezite oranı

    TÜİK, 2022 yılına ilişkin Türkiye sağlık araştırması verilerini bugün yayınladı. Buna göre, boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde; 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 21,1 iken 2022 yılında yüzde 20,2 oldu. Cinsiyet ayrımında bakıldığında; geçen yıl kadınların yüzde 23,6’sının obez ve yüzde 30,9’unun obez öncesi, erkeklerin ise yüzde 16,8’inin obez ve yüzde 40,4’ünün obez öncesi olduğu görüldü.

    0-14 YAŞ ÇOCUKLARDA EN FAZLA ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU GÖRÜLDÜ

    Çocuklarda son 6 ay içinde görülen hastalık türleri incelendiğinde, 0-6 yaş grubunda yüzde 31,3 ile en çok üst solunum yolu enfeksiyonu görüldü. Bunu sırasıyla yüzde 29,4 ile ishal ve yüzde 6,9 ile alt solunum yolu enfeksiyonu izledi. 7-14 yaş grubunda da yüzde 27,1 ile üst solunum yolu enfeksiyonu ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 19,8 ile ishal, yüzde 11,2 ile ağız ve diş sağlığı sorunları takip etti.

    BEL BÖLGESİ PROBLEMLERİ EN FAZLA GÖRÜLEN HASTALIK OLDU

    Son 12 ay içinde 15 yaş ve üstü bireylerde görülen hastalık türleri incelendiğinde, bel bölgesi problemleri 2019 yılında yüzde 29,7 ile 2022 yılında da yüzde 24,6 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 17,2 ile boyun bölgesi problemleri, yüzde 16,1 ile hipertansiyon, yüzde 11,4 ile şeker hastalığı ve yüzde 9,6 ile alerji izledi.

    HER GÜN TÜTÜN MAMULÜ KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 28,3

    Her gün tütün mamulü kullanan 15 yaş ve üstü bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 28 iken 2022 yılında artarak yüzde 28,3’e yükseldi. Bu oranın erkeklerde yüzde 41,3, kadınlarda ise yüzde 15,5 olduğu tespit edildi. Tütün mamulü kullanmayan bireylerin (bırakanlar ve hiç kullanmayanlar) oranı 2019 yılında yüzde 68,7 iken 2022 yılında yüzde 68’e geriledi.

    ALKOL KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 12,1

    Alkol kullanan 15 yaş ve üstü bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 14,9 iken 2022 yılında azalarak yüzde 12,1 oldu. Bu oranın erkeklerde yüzde 18,4, kadınlarda ise yüzde 5,9 olduğu tespit edildi.

    Alkol kullanmayan bireylerin (daha önce kullanan ve hiç kullanmayanlar) oranı, 2019 yılında yüzde 85,1 iken 2022 yılında artarak yüzde 87,9’e yükseldi.

     

    YATAKLI TEDAVİ HİZMETİ ALANLARIN ORANI YÜZDE 9,7 OLDU

    Hastanede en az bir gece yataklı tedavi hizmeti alan bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 10,8 iken 2022 yılında yüzde 9,7’ye geriledi. Bu oran erkeklerde yüzde 8,7, kadınlarda da yüzde 10,7 oldu.

    EN ÇOK FAYDALANILAN KORUYUCU HİZMET TANSİYON ÖLÇTÜRME OLDU

    15 yaş ve üstü bireylerden tansiyonunu ölçtürenlerin oranı 2019 yılında yüzde 50,8 iken 2022 yılında azalarak yüzde 44,7 oldu. Kolesterolünü ölçtürenlerin oranı yüzde 39,6 ve kan şekerini ölçtürenlerin oranı yüzde 41,6 oldu.

  • Türkiye, Zirveden Girdi

    Türkiye, Zirveden Girdi

    Avrupa’da 2016 yılından beri açıklanan Dadı Devlet Endeksi (DDE), ‘yaşam tarzı düzenlemeleri’ne ilişkin tespitleri sıralayan bir endeks.
    30 ülkeden oluşan endeks, ülkeleri içki, tütün, e-sigara ve fast-food/meşrubat alanlarında uyguladıkları yasaklara, düzenlemelere ve vergi oranlarına ilişkin puanlıyor.

    Bu yıl DDE endeksine eklenen Türkiye açılışı listenin zirvesinden yaptı.
    Diken’de yer alan habere göre,Türkiye Avrupa’da tüketim için ‘en az özgür’ ülke olarak tespit edildi.

    Türkiye, yalnızca endeksin genel toplamında değil, ayrıca dört temel kalemin üçünde birinciliği aldı.
    Kategorik bazda bakıldığında içkiler, e-sigara ve fast-food/meşrubat oranları bakımından birinci olan Türkiye, tütün politikaları bakımından üçüncü sırada.

  • Önemli besin: Süt

    Önemli besin: Süt

    1 Haziran Dünya Süt Günü çerçevesinde Pendik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Elif Süleymanoğlu açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Elif Süleymanoğlu, kıymetli bir besin kaynağı olan sütün önemine dikkat çekerek “Süt, memeli canlıların yavruları için salgıladığı önemli bir gıdadır. Küçük ve büyükbaş hayvanlardan elde edilen sütün insan hayatında da önemi büyüktür. Süt sade haliyle tüketildiği gibi, farklı işlemlerden geçirilerek süt ürünleri olarak ve yiyeceklere ilave edilerek de tüketilmektedir. İşlemden geçirerek tükettiğimiz bu gıdalar başlıca yoğurt, peynir, dondurma ve sütlü tatlılar şeklinde sıralanabilir. Bu besinler yüksek protein içeriğinin yanı sıra fosfor, kalsiyum, çinko, B1, B2, B6 ve B12 vitaminleri başta olmak üzere birçok besin öğesi bakımından zengin bir kaynaktır” diye konuştu.

    Tüm yaş gruplarının gelişimine katkı sağlıyor

    Alerjik bir durum bulunmaması ve yaşının süt tüketimine uygun olması şartıyla her bireyin süt ve süt ürünlerinden faydalanması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Süleymanoğlu, şöyle devam etti:

    “Süt protein ve kalsiyum zengini olduğu için çocuklarda boy uzaması, diş ve kemik gelişiminde önemlidir. Bunun yanı sıra tokluk sağlaması, saç-tırnak sağlığına faydalı olması, uykusuzluk, kolesterol, hipertansiyona iyi gelmesi de tüm yaş grupları açısından da önemli bir besin kaynağı olduğunu göstermektedir. Örneğin bir bardak süt 6 yaşında bir çocuğun ihtiyacı olan; proteinin yüzde 35’ini, enerjinin yüzde 6’sını; kalsiyumun yüzde 52’sini, potasyumun yüzde 30’unu, magnezyumun yüzde 18’ini, fosforun yüzde 55’ini, çinkonun yüzde 12’sini, iyotun yüzde 30’unu; A vitaminin yüzde 9’unu, B1 vitaminin yüzde 11’ini, B2 vitaminin yüzde 44’ünü, B6 vitaminin yüzde 13’ünü, B12 vitaminin yüzde 98’ini, folatın yüzde 12’sini, niasinin yüzde 16’sını karşılar. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere her gün uygun miktarlarda tüketilen süt günlük besin ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılamaktadır. Bu sebeple sütün insan sağlığı için önemini, ekonomiye ve toplumsal yaşama katkılarını hatırlamak ve hatırlatmak, süt ürünlerinin üretilmesi ve tüketilmesinin önemini vurgulamak amacıyla her yıl 1 Haziran tüm dünyada ‘Dünya Süt Günü’ olarak kutlanmaktadır. Sütün tüketiciye ulaşana kadar tüm süreçleri denetlenip, süt üreticileri de desteklenerek, insanların gönül rahatlığıyla sağlıklı süt ve süt ürünlerine ulaşımı sağlanmalı ve tüketimi teşvik edilmelidir.”