Etiket: gündemhaber

  • Çeyrek altın üretiminde artış

    Çeyrek altın üretiminde artış

    Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, yılın ilk üç ayında çeyrek altın üretiminde büyük artış kaydedildi.

    Darphane’nin çeyrek üretimi ocakta 2 milyon 211 bin 250 adet, şubatta 2 milyon 243 bin 580 adet ve martta 1 milyon 312 bin 110 adet oldu.

    Böylece geçen yılın ilk çeyreğinde 1 milyon 546 bin 960 adet olan çeyrek altın üretimi, bu yılın aynı döneminde yüzde 273 artarak 5 milyon 766 bin 940 adede yükseldi. Çeyrek altın üretimi geçen yıl ocakta 824 bin 110 adet, şubatta 438 bin 590 adet ve martta 284 bin 260 adet olarak gerçekleşmişti.

    Darphane’nin farklı ağırlık ve ölçülerdeki toplam altın üretiminde de bu yıl adeta “patlama” yaşandı. Yılın ilk çeyreğinde toplamda 9 milyon 888 bin 350 adet üretim gerçekleştirildi. Böylece geçen yılın aynı dönemine göre üretime yüzde 408 artış kaydedildi.

    2022 yılının ilk çeyreğinde ise toplam altın üretimi 2 milyon 421 bin 672 adet olmuştu.

  • Çocuklarda bahar alerjisine dikkat!

    Çocuklarda bahar alerjisine dikkat!

    Alerjik nezlenin 2 gruba ayrıldığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Arslan, “Bahar nezlesi, çimen, ağaç ve ot polenlerine bağlı gelişmekte iken, perennial alerjik nezle ise ev tozu akarı, hamamböceği, küf ve evcil hayvanlara bağlı gelişmektedir. Özellikle bahar aylarında burun akıntısı, burun tıkanıklığı sorunu yaşayan hastaların yaklaşık yarısı bahar nezlesidir. Bahar nezlesi yıl boyu sürer ya da mevsimseldir” dedi.

    Dr. Mesut Arslan, “Sık tekrarlayan burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve aksırık nöbetleri ile kendini gösterir. Aksırıklar arka arkaya 10-20 atak halinde, burun akıntısı ise su gibi olup çok bol miktarda ve devamlıdır. Akıntı olmadığı durumlarda çocuk burun tıkanıklığından şikâyet edebilir. Burun tıkanıklığı burun içini kaplayan mukozanın şişmesinden olur. Alerjik nezle, göz sulanması ve kaşıntısı gibi göz alerjileri ile birlikte de görülebilir. Bazen damakta ve genizde akıntı veya kaşıntı hissedilebilir. Alerjik nezle ekseriyaten soğuk algınlığıyla karıştırılabilen bir hastalıktır. Eğer nezle, ilkbahar ve yaz aylarında başlayıp, üç haftadan uzun sürüyorsa ve iyileşme eğilimi göstermiyorsa, alerjik nezle şüphesi kuvvetli hale gelir. Böyle durumlarda mutlaka doktora danışılması gerekir. Bahar alerjisi çocuklukta 2 yaşından önce nadir görülür. Özellikle okul çağında sık görülür. Alerjik nezlesi olan çocuklarda astım da görülmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle aileler çocukta öksürük ve hırıltı belirtilerine karşı dikkatli olmalıdır. Çocukluk yaşlarında ilk belirtilerini veren hastalık yetişkin döneminde de devam edebilir” diye konuştu.

    Çocukta alerjik nezleden şüphelenildiği durumlarda, alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testleri yapılabileceğini ifade eden Arslan, “Testlerin sonucunda, çocuğun belli bir alerjene karşı duyarlı olduğu tespit edildiği takdirde, buna karşı tedbirler alınabilir ya da bu alerjiye yönelik tedaviye başlanabilir. Alerjik nezle tedavisinin ilk adımı alerjiye sebep olan alerjenlerden kaçınmaktır. Eğer çocuktaki alerjik nezle polenlere karşı gelişiyorsa, tozlaşmanın sıkça görüldüğü aylarda, çocuğu yeşil alanlardan mümkün olduğunca uzak tutmak gerekebilir ya da temas kaçınılmazsa tedavi altında tutulması sağlanmalıdır. Çevre ile alakalı korunma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktır. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüğü günlerde kullanıldıklarında bile, çocuğun şikâyetlerini gidermeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi de yetersiz kaldığında çocuklarda aşı tedavisi, ‘immünoterapi’ uygulanmaktadır. Çocuğun duyarlı olduğu alerjenlerin artan dozlarda çocuğa verilmesiyle bağışıklık sistemini düzenlemeyi hedefleyen aşı tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doğal karşılayabilmesini sağlamaktadır” dedi.

  • Sudan’dan ilk tahliye uçuşu yapıldı

    Sudan’dan ilk tahliye uçuşu yapıldı

    Sudan’da devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle ülkede mahsur kalan Türk vatandaşlarının tahliyesi yapılmaya başlandı. Önceki gün sabah saatlerinde otobüslerle Sudan’dan Etiyopya’ya getirilen Türk vatandaşları bu gece saatlerinde Türkiye’ye ulaştı. Dışişleri Bakanlığının kiraladığı özel uçakla 167 Türk vatandaşı saat 01.00’de Etiyopya’dan İstanbul’a geldi. Sudan’dan tahliye edilen Türk vatandaşlarını havalimanı yetkilileri çiçeklerle karşıladı.

    “Allah devletimizden razı olsun”

    Tahliye edilmeleri için destek veren tüm yetkililere teşekkür eden Akgün, “Allah devletimizden razı olsun. Bizi Sudan’dan kurtardı. Şartlar ağırdı. Bütün ülkeler aynı anda insanlarını çıkarmak istiyordu. Ülkemizden Allah razı olsun. Bize elinden geleni yaptı. Şu anda Türkiye’ye ilk kafile olarak geldik. Çok memnunuz. Türk Büyükelçiliğine çok teşekkür ediyoruz. Bazı sıkıntılar yaşandı ama olabilecek sıkıntılardı. Teşekkür ediyoruz bütün yetkililere. Türkiye’ye dönen ilk kafileyiz. Çok mutluyuz. Türkiye, Sudan, Etiyopya Türk büyükelçiliklerine çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
    Tahliye sürecini anlatan Akgün, “12 saatte Etiyopya sınırına vardık. Oradaki işlemlerle birlikte 4 saat daha kaldık. Kara yolu ile 4 saat daha devam ettik. Askeri bir birlikte konakladık. Akşam 6’yı geçtiği için ileri gitmemize izin vermedi. Sabah 9’a kadar orada tuttular. Çay, kahve, su ve yiyecek ikram ettiler. Oradan en yakın havalimanına naklettiler. Buradan da uçakla Addis Ababa Havalimanı’na geldik. Oradan da uçakla Türkiye’ye geldik.” diye konuştu.

    çatışmaların devam ettiğini belirten Akgün, “Sokak savaşları devam ediyor. Allah Sudanlıların yardımcısı olsun. Sudanlı kardeşlerimiz iyi insanlar. Sudan güzel bir ülke. İnşallah düzelir ve biz de geri döneriz.” dedi.

    “Savaşın içinden çıktık ”

    Tahliye edilen vatandaşlardan Mehmet Kazan ise şunları söyledi, “Hartum’dan savaştan geliyoruz. Bize yardımcı olan büyükelçilerimize, herkese teşekkür ediyoruz. Sayın Cumburbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz. Allah herkesten razı olsun. Sağ salim geldik. Zor günlerdi. Savaşın içinden çıktık. Çok şükür diyoruz. Evlerde kalarak korunduk. Çok zor günlerdi savaşı gerçekten yaşadık. Tahliye sürecimiz biraz zorluydu ama çok şükür iyi geçti. Hartum’da büyükelçimiz gerektiğinden fazla yardımcı oldu. Oradan bizi bir an önce tahliye etti. Etiyopya sınırda da büyükelçimiz bize otobüsler ayarladı. Addis Ababa’dan İstanbul’a geldik.” dedi.
    Evlerinde yedi gün sıkıntı çektiklerini söyleyen Şükrü Tapan, “Öncelikle, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ çok önemli bir cümle, bunun kıymetini yüz sene sonra da olsa anlıyoruz. Memleketimize sahip çıkacağız ki aynı Sudan gibi karışmasın. Bunun için diyorum ki Cumhuriyetimize sahip çıkalım. Olayların başlayacağı zaten bir aydır konuşuluyordu. Yıllardır da konuşuluyor. Fakat son on günde çok şiddetlendi. Evlerimizde yedi gün sıkıntı çektik. Bizim için en büyük endişe geride kalan birçok insan var. Biz ilk kafileyiz. Bizim gibi orada en az on kafile var, onların buraya gelmesi bizim en büyük endişemiz. Şu anda bizim sevinmeye bile hakkımız yok diyebilirim.” şeklinde konuştu.

  • Oraj soğukları geliyor

    Oraj soğukları geliyor

    Baharı beklerken Türkiye’ye çarşamba günü soğuk hava dalgası giriş yapıyor.

    Meteoroloji ve AKOM, İstanbul’da oraj olarak adlandırılan şimşek, yıldırım, sağanak, gök gürültüsü ve yer yer dolu barındıran hava olayının yaşanabileceğinin uyarısını yaptı.

    Öğle saatlerinden sonra saat 15.00 ile 19.00 arasında kuvvetli yağış olabileceğini ve İstanbul’daki vatandaşların dikkatli olması gerektiği uyarısı yapıldı.

     

  • Keçe, moda dünyasında yükseliyor

    Keçe, moda dünyasında yükseliyor

    Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Sevim Tuğba Arabalı Coşar, Çukurova Türkoloji Araştırma Merkezi’nde (ÇÜTAM) “Geleneksel Keçe Tekniğinin Sanatsal İfade Aracı Olarak Kullanımı ve Çağdaş Yorumlamalar” konulu bir konferans verdi. Coşar, keçenin sözlük anlamı olarak, yapağı veya keçi kılının dürülüp kuvvetlice bastırılması veya dövülmesiyle elde edilen kepenek, çadır, cank, külah ve döşeme örgüsü yapımında kullanılan dokunmamış kaba kumaş (aba) olarak tanımlandığını söyledi.

    Maddi kültürün en güzel örnekleri olan el sanatlarının, Türk halk kültürünü tanımlaması, çeşitliliği ve sanat değeri ile geçmişten geleceğe taşıması özellikleri ile dünya el sanatları içinde seçkin bir yere sahip olduğunu ve geleneksel Türk el sanatları ya da halk sanatlarından biri olan keçe yapımcılığının en eski el sanatı olarak nitelendirilebildiğini ifade eden Coşar, “Keçenin soğuğa dayanıklı ve su geçirmez olması, onu kullanım aracı olarak ilk sırada tutmuştur. Türkçe’de, keçe sözüne ilk kez XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde rastlanmıştır. Keçe kelimesinin, geçme-geçmek (kaynaşıp birleşmek anlamında) kelimeleri arasındaki bir ilişkiden dolayı kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir.

    Keçeleme kelimesi de lifi keçeye dönüştürme sürecini ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir çok bilim adamı ve araştırmacı keçenin tekstilin ilk örneği olduğu, iklim Özellikleri nedeniyle de muhtemelen ilk kez Orta Asya’da üretildiği konusunda hem fikirdir. M.Ö 4. yüzyıldan bu yana keçenin buluntuları, koyunun olduğu her coğrafyadaki kazıdan çıkmıştır. Özellikle Orta Asya göçerleri, keçeyi ürününü ana temel ihtiyaç olarak kullanmışlardır. Geçmişte iklim şartlarına ve yaşam tarzına uygunluğu, sağlıklı olması, nemi tutması ve yalıtıma yatkı olması özellikleri nedeniyle “çadır örtüsünden yer örtüsüne, giysilerden günlük yaşamda kullanım ve taşıma aksesuarlarına kadar birçok alanda yaygın olarak kullanılmıştır” diye konuştu.

    “Günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur”

    Geleneksel Türk el sanatlarının sonsuz döngü içinde yer almaya ve geleceğe taşınan kültür mirasının bir parçası olmaya devam etmekte olduğunu belirten Coşar, “Geleneksel Türk El Sanattan içinde geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan keçe popüler kültür içinde, doğal, kültürel değerleri barındıran, yenilenebilir, sürdürülebilir ve ekolojik bir malzeme olması nedeniyle günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur. Günümüzde birçok yerli ve yabancı sanatçı keçeyi geleneksel yöntemlerin ve kullanımının dışında farklı malzeme ve tasarımla kullanarak, çağdaş sanat dünyası içinde yerini korumasına destek olmaktadır” şeklinde konuştu.
    Toplantı sonunda ÇÜTAM Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik tarafından Doç. Sevim Tuğba Arabalı Coşar’a bir teşekkür belgesi verildi.

  • Sıcaklıklar düşüyor, yağışlı hava başlıyor

    Sıcaklıklar düşüyor, yağışlı hava başlıyor

  • Hangi ayda hangi aşı yapılır

    Hangi ayda hangi aşı yapılır

    Virüs ve bakteri gibi mikroorganizmaların hastalık yapıcı etkilerinin azaltılması ya da ortadan kaldırılması ile oluşturulan ve sağlam kişilere uygulanarak, hastalıklara karşı bağışıklık kazanılmasını sağlayan biyolojik ajanlara aşı denildiğini ifade eden Özel hastanede görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Murat İmal, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş, bebeklik döneminden itibaren temel sağlık hizmeti olarak uygulanan bir aşı takvimi olduğunu söyledi.

    “Aşılardan tam sonuç alınması için uygun yaşlarda ve uygun dozda yapılmaları gerekir”

    Yeni doğan bebeklerinin büyüme ve gelişmeleri takip edilirken, aşılarının da bu takvime göre düzenli olarak yapıldığını işaret eden Uzm. Dr. Murat İmal, bebekler doğduğundan itibaren uygulanacak aşılar hakkında merak edilen soruları yanıtladı. Uzm. Dr. Murat İmal, “Aşılar içerdikleri zayıflatılmış ya da ölü mikroorganizmalarla bağışıklık sistemi yanıtını oluşturmaktadır. Aşılardan tam sonuç alınması için uygun yaşlarda ve uygun dozda yapılmaları gerekir. Aşılar zayıflatılmış virüs veya bakteri içerirler. Maksat bu bakteri ve virüsleri bağışıklık sistemine tanıtmak, daha sonra karşılaştığında hızlı tepki vermesini sağlamaktır. Aşılar kol veya bacağa uygulanabilir. Bazı aşılar ağızdan, bazıları kas içine bazıları ise deri altına yapılır. Aşılama doğumdan hemen sonra başlar ve ilköğretimin sonuna kadar devam eder. Sağlık Bakanlığı programında olan aşılar aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz yapılmaktadır. Temel sağlık birimleri haricinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları da aynı aşı programını takip eder” dedi.

    Hangi ayda hangi aşı yapılır

    Bebeğe doğum sonrası hastaneden taburcu edilmeden önce Hepatit B aşısının ilk dozunun uygulandığını ifade eden İmal, “1. ay aşı takvimine uygun olarak Hepatit B aşısının ikinci dozu uygulanır. 2. ay bebek rutin kontrolü sırasında BCG (verem aşısı), KPA (zatürre) ve 5’li karma aşı yapılır. Bazı bebeklerde verem aşısının yapıldığı yerde ufak bir iz oluşabilir. Karma aşı bebeği difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci ve menenjite karşı korumak için yapılır. KPA, konjuge pnömokok aşısı bebekleri menenjit, orta kulak iltihabı ve zatürreye karşı korumak için yapılır. 4. ay 5’li karma aşı ve KPA aşıları yapılır. 6. ay Hepatit B aşısı, 5’li karma aşı uygulanılır. Ayrıca ağızdan canlı çocuk felci aşırısı verilir. 9. ay kızamık aşısı uygulanır. 12. ay KPA’nin son dozu, kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) ve suçiçeği aşıları yapılır. 18. ay 5’li karma aşı, ağızdan canlı çocuk felci ve hepatit A (sarılık) aşıları yapılır. 24. ay Hepatit A aşısı tekrarlanır. 4 yaşta KKK ve 4’lü karma aşı pekiştirme dozları yapılır. İlkokul 8. sınıfta ise tetanoz pekiştirme dozu yapılır” ifadelerini kullandı.

    “Rota aşısına 2-3 aylıkken başlanır”

    Bebek ve çocuklarda rutin aşı takvimi dışındaki aşılara da değinen İmal, “Sağlık Bakanlığı’nın rutin aşılama programı dışında olan özel aşılar da vardır. Bunlar, bebek ve çocuklarda ishali engellemek için rotavirüs aşısı. Beyin zarı iltihaplanmasını engellemek için meningokok aşısı. Genital siğiller ve ileri yaşta rahim ağzı kanseri gelişimini engellemek için HPV aşısı. Grip aşısı. Rota aşısı 2-3 aylıkken başlanır, aşı markasına göre 2-3 doz yapılabilir. 6. aya kadar rota aşılamasının bitmesi gerekir. Meningokok hastalığı ağır, sakat bırakıcı ya da öldürücü bir bakteriyel hastalıktır. Hastalık özellikle 1 yaşın altındaki çocuklarda daha sık ve ağır seyreder. Pek çok gelişmiş ülkede aşı rutin aşı programındadır. Ülkemizde özel aşı olarak yapılmaktadır ve 2. aydan itibaren önerilmektedir. Meningokok aşısının doz sayısı bebeğin ayına göre değişebilir” şeklinde konuştu.

  • Benzin ve motorin güncel fiyatları

    Benzin ve motorin güncel fiyatları

    25.04.2023 Salı gününden geçerli olmak üzere motorin grubunda 47 Kuruş fiyat indirimi bekleniyor.

    Motorin: 20,15
    Bensin: 21,21

    Türkiye’de benzin ve motorin fiyatları hesaplanırken; Gümrüksüz rafineri fiyatına ÖTV ve EPDK payının eklenmesiyle KDV hariç Rafineri satış fiyatı bulunuyor.

    Gümrüksüz Rafineri Fiyatı hesaplanırken ise, Akdeniz-İtalyan piyasasında yayınlanan günlük CIF Akdeniz ürün fiyatları ve günlük Dolar kuru takip edilerek, belli bir fiyat değişim farkında gümrüksüz rafineri tavan satış fiyatı elde ediliyor

  • Beslenme tavsiyeleri

    Beslenme tavsiyeleri

    Ramazan’dan sonra beslenme hakkında bilgi veren uzmanlar, özellikle oruç süresince sıvı alımının azaldığını belirterek günlük 2-2,5 litreye çıkarılması gerektiği vurgulandı. Alanında uzman diyetisyenler yaptıkları uyarıda, “Farklı bir beslenme düzenine alışan vücut için oruç sonrasında dikkatli olunmalıdır. Şekerli, hamurlu ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Hafif bir kahvaltı ile güne başlamalı ve gün boyu öğün atlamamalı.

    Tatlı tüketilecekse hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bayramda tatlı ve hamur işleri tüketiminin artmasıyla sebze, meyve ve kuru baklagil tüketimi azaltılmamalı. Şeker, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile kronik hastaları, sürdürdükleri diyete özen göstermeli. Sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasında, öğle yemeği ile akşam yemeği arasında ve akşam yemeği ile yatma saati arasında olmak üzere meyve, süt, yoğurt gibi besinlerin tüketildiği üç ara öğün olmalıdır. Öğle ve akşam yemekleri de küçük porsiyonlarda, yağ miktarları düşük, kan şekerini hızla yükseltmeyecek besinlerden oluşmalıdır. Öğünler tüm besin gruplarını içermelidir. Ramazan ayı süresince sıvı alımının azaldığını, Ramazan ayının bitişiyle birlikte günlük sıvı alımını artırılarak 2-2,5 litreye ulaşması gerekiyor. Ramazan ayı sonrasında ayran, komposto gibi sıvı içeriği yüksek gıdaların tüketilmelidir” ifadelerine yer verdi.

  • Hava sıcaklıkları artıyor

    Hava sıcaklıkları artıyor