Etiket: gündemhaber

  • 5 ilde hava kirliliği alarmı

    5 ilde hava kirliliği alarmı

    Hava kirliliğinin tehlike seviyesi artarken fabrika dumanları, egzoz gazlar, yangınlar ve birçok etken artışa neden olmaya devam ediyor.

    Temiz Hava Hakkı Platformu’nun raporuna göre, Türkiye’de hava kalitesi en düşük iller arasında sırasıyla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya yer aldı.

    En temiz havanın ölçüldüğü il ise Hakkari oldu.

    Temiz Hava Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel, her ilde fosik yakıtların çok yüksek düzeylerde tüketildiğini dile getirdi.

    Örneklerle durumu açıklayan Gümüşel, “Batman’da bir petrol rafinerisi ve petrol rafinerileri yüksek miktarlarda işlemleri sırasında petrolü refine ederken çok ciddi miktarlarda toz emisyonuna havaya salıyorlar.” dedi.

    Gümüşel, Iğdır’daki hava kirliliğinin önemli bir kısmının kentteki kömürden ısınma nedeniyle sobalarda yakılan kömürden kaynaklandığını belirtti.

    Deprem bölgesindeki toz kirliliğinin asbest olmak üzere birçok tehlikeye neden olduğuna değinen Gümüşel, “Hatay’da İskenderun merkezde bulunan istasyondan aldığımız veriler bölgede çok ağır bir toz kirliliğinin olduğunu söylüyor.” dedi.

    Gümüşel, şöyle devam etti:

    “Hatay’da İskenderun merkezde bulunan istasyondan aldığımız veriler bölgede çok ağır bir gene toz kirliliğinin olduğunu söylüyor.”

    Öte yandan raporda; kanser, kalp-damar, KOAH gibi hastalıklara yol açan hava kirliliğinin ruh sağlığı ve uyku düzenini de olumsuz etkilediğine yer verildi.

  • Kalp hastalarına uyarı

    Kalp hastalarına uyarı

    Özellikle yaşlı bireylerle, hipertansiyon, akciğer, şeker ve kalp hastalığı olan kişilerin bu virüsten daha fazla etkilendiğine ve hastalığın bu kişilerde daha ağır seyrettiğinin bilindiğine işaret eden Doç. Dr. Işık, hastalığın aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını artırarak, kalp krizi, kalp kası iltihabı, ritim bozuklukları, pıhtılaşma ve emboli gibi birçok kalp damar sistemine ait komplikasyonlara neden olduğunu söyledi.

    “Kovid-19’a bağlı ölümlerin 3’te 1’i kalp hastalarında görülmekte”

    Doç. Dr. Mehmet Emirhan Işık, “Kovid-19’un koronavirüsün kalp hastalıklarıyla ilişkisi kanıtlanmış durumda, tabii diğer bulaşıcı hastalıklar da yine kalp hastalıklarına neden olabilmektedir. Kovid-19’a bağlı ölümlerin yaklaşık 3’te 1’i kalp hastalıkları sonucu görülmekte ve aynı zamanda kalp hastalığı olan kişilerde Kovid-19 daha ağır görünmekte ve kalp hastalıklarını ağırlaştırılmaktadır. Bunun yanında Kovid-19 geçirilmesi sırasında ve sonrasında da yine aritmi gibi hipertansiyon gibi kalp krizi ve ritim bozuklukları da artmaktadır” dedi.

    “Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en iyi yolu hijyen ve temizlik”

    Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en önemli yolunun el hijyeni ve temizlik olduğunu belirten Işık, “Kişisel hijyene önem verilmesi bunu sağlayabilmektedir. Aynı zamanda eğer kendimizde bir bulaşıcı hastalık riski varsa veyahut kendimizde bir bulaşıcı hastalık olabileceğini düşünüyorsak mutlaka kendimiz de maske kullanmalıyız. Yoğun yerlerden, toplu yerlerden kaçınmalıyız. Bunun yanı sıra gıdaları taze tüketmeli, bol meyve ve sebze yemeliyiz. Gıdalarımızı yıkamalıyız çünkü özellikle gıdalardan bulaşabilecek hastalıklar için gıdaları iyi yıkamak çok önemli. Bunun yanı sıra aşıyla korunabilecek hastalıklarımız var. Aşılarımızı mutlaka zamanında olmalıyız. Çocukluk aşılarını eğer çocuklarımıza zamanında yaptırırsak, ileride de gerektiği hallerde yine aşı yapılabilmektedir” diye konuştu.

    “Kalp hastalıklarında hareket etmek önemli”

    Bulaşıcı hastalığa yakalananların, özellikle kalp sağlığını koruması için hareketsiz kalmaması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Mehmet Emirhan Işık, “Mutlaka spor yapmalılar. Beslenmelerine çok dikkat etmeliler. Hareketsizlik, gelecekte şişmanlığa, şişmanlık da kalp hastalıklarına neden olmakta. Özellikle Kovid-19 döneminde yaşadığımız hareketsiz kalma, eve kapanma nedeniyle giderek şişmanlık arttı. Obezite arttı. Buna bağlı olarak da insanlardaki kalp krizi, kalp hastalıkları riski artmış durumdadır. Özellikle viral hastalıklarda antibiyotik kullanımından kaçınılması, doktorların tavsiyesi dışında ilaç kullanılmaması gerekmektedir. Kalp hastalarının özellikle farklı ilaçlar kullanması, diğer ilaçları veya etkileşebileceği için mutlaka ve mutlaka doktor tavsiyesiyle alınması gerekmektedir. Antibiyotik direncinde gelecekte önemli bir sorun olması nedeniyle antibiyotik kullanımından kaçınmamız da toplumsal sağlık açısından önemlidir” şeklinde konuştu.

  • Sedef hastalığı

    Sedef hastalığı

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, sedef hastalarının tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

    “Tedavisi var”

    Sedef genetik ve bağışıklık sistemi hücrelerinde yaşanan soruna bağlı bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğu ve tedavisinin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Müge Güler Özden, “Bu bağışıklık sistemi hastalığı eklemleri tuttuğunda romatizma, ya da tiroit bezlerini tuttuğunda bazı tiroit hastalıkları olurken deride gerçekleştiğinde de birçok hastalık olduğu gibi sedef hastalığı da gerçekleşebilir. Bulaşıcı değildir. Bir bağışıklık sistemi hastalığıdır ve genetiktir. Tedavisi vardır. Artık günümüzde oldukça gelişmiş şanslı hasta gruplarının başında sedef hastaları gelmektedir. Sedef hastalığı çok gelişmiş biyolojik olarak adlandırdığımız tedavilerle moleküler düzeyde hangi noktada sorun olduğu keşfedilmiş ve bu sorunların oldukça güvenli bir şekilde uzun yıllar tedavi edilebildiği bir hastalık grubudur. Son yıllardaki gelişmeler sayesinde bu açıdan sedef hastalarının hepsinin tedavi açısından şanslı olduğunu söyleyebilirim. Sedef hastalarının ilk önce genetikten kaynaklı hasta olduğunu bilmeleri ve ömür boyu onlarla beraber bazen alevlenerek, bazen sönerek, bazen on yıllarca kaybolarak ama bazen de uzun bir dönem aktif bir şekilde seyredebileceği bilgisine sahip olmalıdırlar ki hastalığın şifası olacağına dair bazı yalan ya da yanlış bilgilere kapılmasınlar. Bu bilginin yanı sıra tedavisinin olduğu bilgisini de unutmasınlar. Özellikle üniversite, eğitim araştırma veya diğer dermatoloji uzmanlarına başvurarak mutlaka tedavi hakkında bilgi alarak tedaviye ulaşsınlar. Yaşam kalitelerini arttıracak, hem sosyal hem psikolojik hem de fiziksel sağlık açısından yapabilecekleri en önemli şey tedavi olmaktır” diye konuştu.

    “Ev yapımı yoğurt ve Akdeniz mutfağı tipi beslenme”

    Sedef hastalarının beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini ve kesinlikle kilo almamaları gerektiğini belirten Özden, “Gıda açısından hastalar ‘ne yemeliyim?’ veya ‘ne yememeliyim?’ diye sorabilirler. Sedef hastaları özellikle son yıllarda Akdeniz tipi mutfak beslenmesinden çok fayda gördüğü, probiyotik beslenmeden de fayda görebildiği tartışılan konulardandır. Yani aslında Akdeniz tipi beslenmenin yanı sıra ev yapımı yoğurt ve farklı mayalardan yoğurt yenmesi benim hastalarıma tavsiyelerimden bir tanesidir. Bunun dışında ek bir desteğe ya da katı diyetlere gerek yoktur. Sağlıklı beslenmeden bahsederken sedef hastalıklarının kilo almaması da çok önemli bir konudur. Sigara içmemeleri de çok önemli bir konudur. Çünkü sedef hastalığı tek başına kalp hastalığı açısından bir risk faktörüdür. Risk faktörleri bir kişide bir araya gelirse ve bir sedef hastası hem kilolu hem de sigara içiyorsa o zaman kalp hastalığı açısından risk söz konusu olacaktır. O yüzden sedef hastalarının kilo vermesi, spor ve egzersiz yapması, Akdeniz mutfağından ve sigaradan uzak durması yapabileceği en güzel yaklaşımlardır” şeklinde konuştu.

  • Şubat ayı işgücü istatistikleri

    Şubat ayı işgücü istatistikleri

    Bu illerdeki örnek hane sayısının örneklem içerisindeki payı %7,8’dir. Şubat ayı bülteninde yer alan sonuçlar anket uygulaması gerçekleştirilebilen iller üzerinden Türkiye bazında tahmin verecek şekilde ağırlıklandırma yapılarak hesaplanmıştır. Yapılan geçici yöntemsel değişiklik ile ilgili açıklamalar metaveri bölümünde sunulmuştur. Belirtilen illerde uygulama gerçekleştirilemediği için, depremin etkisi göstergelere yansıtılamamış olup ilerleyen dönemde alan uygulamasına başlanabilmesi ile birlikte geçmiş dönemlere ait deprem etkisinin ölçülmesi ile ilgili çalışmaların yapılması planlanmaktadır.

    Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %10,0 seviyesinde gerçekleşti

    Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi artarak 3 milyon 514 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak %10,0 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %8,7 iken kadınlarda %12,6 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %48,2 oldu

    İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 361 bin kişi azalarak 31 milyon 460 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan azalarak %48,2 oldu. Bu oran erkeklerde %65,0 iken kadınlarda %31,8 olarak gerçekleşti.

    Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,6 olarak gerçekleşti

    İşgücü 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 295 bin kişi azalarak 34 milyon 975 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,5 puanlık azalış ile %53,6 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,2 iken kadınlarda %36,4 oldu.

    Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %19,2 oldu

    15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalış ile %19,2 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %15,4, kadınlarda ise %26,2 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış temel işgücü göstergeleri, 15+ yaş, Şubat 2023
    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,7 saat oldu

    İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 0,1 saat azalarak 44,7 saat olarak gerçekleşti.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi, Şubat 2021-Şubat 2023

    Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %23,4 oldu

    Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 1,5 puanlık artış ile %23,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %16,0 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %17,9 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne ilişkin tamamlayıcı göstergeler, Şubat 2021-Şubat 2023

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 5 günlük hava tahmin raporunu yayımladı. Pazartesi günü yurt genelinde yağışlı havanın etkili olması beklenirken hava sıcaklıkları da batı bölgelerde düşeceği doğu bölgelerde ise artacağı tahmininde bulunuldu.

    Yağışlı havanın perşembe gününden itibaren etkisini kaybetmesi beklenirken hava sıcaklıklarının da batı bölgelerinde 6-8 derece artması bekleniyor.

    15 il için sarı kodlu yarı

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü Adana, Adıyaman, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Malatya, K.Maraş, Mardin, Tunceli, Şanlıurfa, Batman, Kilis ve Osmaniye illeri için sarı kodlu uyarı yayınladı.

    Sarı kod uyarısı nedir? Hava durumu potansiyel tehlikelidir: Tahmin edilen meteorolojik hadise olağandışı olmamakla birlikte, meteorolojik şartlardan etkilenebilecek faaliyetler konusunda dikkatli olunmalıdır.

    Bugün hava nasıl olacak?

    Ülkenin genelinde yağış bekleniyor. Genellikle sağanak, güney kesimlerde yer yer gök gürültülü sağanak şeklinde beklenen yağışların, Marmara, İç Ege, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi ve batısı, Batı Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı ve güneyi ile Güneydoğu Anadolu’da yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor. Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu’da toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor.

    Hava sıcaklıklarının batı kesimlerde 2 ila 4 derece azalacağı, Güneydoğu Anadolu’da 3 ila 5 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

    Kuvvetli yağış uyarısı

    Yağışların; Marmara, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi ve batısı, Batı Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı ve güneyi ile Güneydoğu Anadolu’da yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.

  • İlk çeyrekte en yüksek ihracat

    İlk çeyrekte en yüksek ihracat

    Küresel ekonomik aktivitedeki zorluklar, resesyon endişeleri, jeopolitik riskler ve Kahramanmaraş merkezli depremlerden kaynaklı etkilere karşın Türkiye’nin tarım sektörü, dış satımda rekorlar kırmaya devam ediyor.

    AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin ihracatı, Ocak-Mart 2023’te geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,5 artarak 61 milyar 587 milyon dolara yükseldi.

    Türkiye’nin tarım ihracatı da 8 milyar 626 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ilk çeyrek ihracat rakamına ulaştı.

    Ocak-Mart 2023’te geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,5 ihracat artışı kaydeden tarım sektörünün, Türkiye’nin toplam dış satımı içerisindeki payı yüzde 14 oldu.

    Tarım grubu 5 sektörle rekora koştu

    Tarım grubunda yer alan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, yaş meyve ve sebze, zeytin ve zeytinyağı, süs bitkileri ve mamulleri, mobilya, kağıt ve orman ürünleri dış satımda rekora ulaştı.

    Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 2 milyar 944 milyon dolar, yaş meyve ve sebze 941 milyon 524 bin dolar, zeytin ve zeytinyağı 294 milyon 754 bin dolar, süs bitkileri ve mamulleri 48 milyon 452 bin dolar, mobilya, kağıt ve orman ürünlerin 1 milyar 962 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ilk çeyrek ihracatına imza attı.

    Söz konusu dönemde hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 7,9, yaş meyve ve sebze yüzde 23,4, zeytin ve zeytinyağı yüzde 156,7, süs bitkileri ve mamulleri yüzde 7,4, mobilya, kağıt ve orman ürünleri yüzde 1,6 ihracat artışı kaydetti.

    Bu arada, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 1 milyar 127 milyon dolar, süs bitkileri ve mamulleri 18 milyon 306 bin dolarla martta tüm zamanların en yüksek aylık dış satımını da gerçekleştirdi.

    Yaş meyve ve sebze sektörünün Rusya’ya ihracatı 250 milyon doları aştı

    Tarım grubunda ihracatta rekor kıran sektörlerin en fazla dış satım yaptığı ülkeler Irak, Rusya Federasyonu, İspanya ve Hollanda oldu.

    Irak’a hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 503 milyon 214 bin dolar, mobilya, kağıt ve orman ürünleri 216 milyon 614 bin dolar, Rusya Federasyonu’na yaş meyve ve sebze sektörü 258 milyon 376 bin dolar, İspanya’ya zeytin ve zeytinyağı 104 milyon 114 bin dolar, Hollanda’ya süs bitkileri ve mamulleri 12 milyon 497 bin dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi.

    İller bazında bakıldığında ise İstanbul’dan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 907 milyon 841 bin dolar, mobilya, kağıt ve orman ürünleri 846 milyon 183 bin dolarlık ihracat yaptı.

    Mersin’den yaş meyve ve sebze sektörü 239 milyon 282 bin dolar, İzmir’den zeytin ve zeytinyağı sektörü 139 milyon 705 bin dolar, Antalya’dan süs bitkileri ve mamulleri sektörü 21 milyon 749 bin dolar tutarında dış satım gerçekleştirdi.

  • Otomotivde Mart’ta tarihi rekor geldi

    Otomotivde Mart’ta tarihi rekor geldi

    Türkiye otomotiv endüstrisi, mart ayında aylık bazda tarihi rekora imza attı. Sektörün mart ayı ihracatı bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 22,8 artışla 3,3 milyar dolar oldu. Türkiye ihracatında ilk sırada yer alan endüstrinin aldığı pay da yüzde 13,9 olarak gerçekleşti. Yılın ilk üç ayında otomotiv endüstrisi ihracatı yüzde 15,8 artarak 8 milyar 619 milyon dolara ulaştı.
    Otomotiv sektörünün en büyük ürün grubu olan tedarik endüstrisinin geçen ay ihracatı yüzde 15 artarak 1 milyar 333 milyon oldu. Binek Otomobillerde mart ayı ihracatı yüzde 47 artarak 1 milyar 7 milyon dolar oldu.

    Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta yüzde 13 oranında artış görülürken, yine önemli pazarlardan İtalya’ya yüzde 9, Fransa’ya yüzde 29, Rusya’ya yüzde 350, İngiltere’ye yüzde 11 artış, ABD’ye ise yüzde 8 ihracat düşüşü yaşandı. Binek otomobillerde önemli pazarlardan olan Fransa’ya yüzde 238, İspanya’ya yüzde 81, İtalya’ya yüzde 46, Birleşik Krallığa yüzde 68 Almanya’ya yüzde 60 Polonya’ya yüzde 30, Bulgaristan’a yüzde 65 ihracat artışı, İsrail’e yüzde 31 ihracat düşüşü yaşandı.

    Ülkeler bazında en büyük pazar olan Almanya’ya mart ayında 475 milyon dolarlık ihracat yapılırken, ikinci büyük pazar Fransa’ya yüzde 97 artışla 434 milyon dolar, Birleşik Krallık’a yüzde 15 artışla 309 milyon dolar, İtalya’ya yüzde 22, İspanya’ya yüzde 46, Polonya’ya yüzde 32, Slovenya’ya yüzde 16, Romanya’ya yüzde 40, Rusya’ya yüzde 350 ihracat artışı, ABD’ye ise yüzde 30 ihracat düşüşü yaşandı.

    Ülke grubu bazında yüzde 70 pay ile en büyük pazar olan Avrupa Birliği ülkelerine yüzde 29 artışla 2 milyar 310 milyon dolar ihracat yapıldı. Diğer Avrupa Ülkeleri yüzde 12 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat yüzde 20 arttı. Bağımsız Devletler Topluluğu’na ise ylüzde 212 ihracat artışı oldu.

  • Karayemiş mevsimleri şaşırdı

    Karayemiş mevsimleri şaşırdı

    Yörede geçtiğimiz haftalarda etkili olan sıcak ve güneşli günlere aldanan karayemiş ağacının 4 ay erken meyve verdiğini belirten mahalle sakini Burhan Yiğit “Normal şartlarda temmuz ayında meyve veren taflan ağacı, önce çiçek açtı sonra da meyve verdi.

    Arkadaşlarla ilk gördüğümüzde şaşırdık ve tadına bakmak istedik. Yediğimizde tadının yaz aylarında olan taflandan daha tatlı olduğunu gördük” dedi.

  • Türk turizmi yeni sezona hazır

    Türk turizmi yeni sezona hazır

    Turizmci Reşat Aydın, Türkiye’nin bir turizm cennetti olduğunu belirterek, “Ülkemizde dört mevsimi yaşıyoruz, kültürel varlığımız olağanüstü fakat bunu değerlendiremiyoruz. Çünkü öngörülerimiz yok. Yatırım yaptığımız zaman hemen paraya dönüştürmek istiyoruz. Burada hata yapıyoruz. Turizm işletme mantığını değiştirmemiz lazım” dedi.

    Depremin Türk turizmine etkilerini anlatan Aydın, “Depremde büyük yara aldık. Hiç kolay değil 11 ilimizi etkileyen bir büyük felaketten bahsediyoruz. Hakikaten Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi asrın felaketi. O kadar deprem ve afet gördük, hiçbir zaman bu kadar yıkıcı ve yakıcı etkisi olanı ve bu kadar geniş bir alanı kapsayanını görmedik. Biz büyük bir ülkeyiz, her şeyin üstesinden geliriz. Bundan önceki dönemde pandemi süreci geçirdik. Uçuşlar ertelendi, oteller kapandı, her şey bir sıkıntılı hale geldi ve bunlar hep ekonomik olarak yansıdı. Sektörümüz birçok olumsuz senaryolar ile karşılaştı ancak her seferinde yeniden toparlandı. Bu mesleğe gönül verenlerinin sinerjisi, enerjisi, birlik ve beraberliğin yanında devletimizin de katkıları ile kısa zamanda yine yeniden eski günlerine kavuşacağına inanıyoruz. Televizyonlarda depremle ilgili 3-5 kişinin çıkıp yaptıkları açıklamalar dünya basınında yer aldı. Bunlar turizmimizi ciddi şekilde etkilemiştir. Televizyonlarda korku panik yaptıkları için turist sayısında azalma olabiliyor. Bu sene geçen yılın üzerinde turist geleceğini düşünüyorum. İnşallah eski günlere döneceğimize eminim. Her kışın sonunda bir bahar ve yaz vardır” dedi.

    En büyük sıkıntılardan birisinin de Türk kültürünü tanıtamamak olduğunu belirten Aydın, “Bizim Osmanlı Türk mutfak kültürü, dünyanın en iyilerinden birisi. Bunu tanıtmamız lazım en büyük görevimiz bu. Turistler İstanbul’a Osmanlı kültürünü tanımak, gezmek ve Osmanlı mutfağını tatmak için geliyorlar. Bizim kendi orjinal mutfağımızı modernize ederek dünya literatürüne katmamız lazım. Yabancılar kebap çeşitlerini tercih ediyor, pidelerimiz tercih ediliyor. Bunların tanıtımını yapıp ülke ekonomisine katkıda bulunmamız lazım. Buraya ayak basan turisti ekonomimize katkıda bulunduğu için başımızın üstünde taşımamız lazım” diye konuştu.
    Turizm alanında, aşçılıktan başlayarak yöneticiliğe kadar yükselen Reşat Aydın, zirveye ulaşmasının kahramanının babası olduğunu söylüyor.

    Aydın, turizm sektörünün bu yıl hem turist sayısı hem de döviz girdisi olarak tarihin en yüksek rakamlarına ulaşmasını beklediklerini belirterek, “Bizim hizmet anlayışımızın temelinde misafirlerimizi evinde gibi hissettirmek yatıyor. Tüm misafirlerimizi evindeymiş gibi hissettirerek, her zaman bizleri tercih etmelerini sağlamamız lazım. Eğer gelen misafirlerimizi iyi bir şekilde konaklamasını sağlayamazsak ne kadar turist bekliyorsunuz sorunuza da cevap veremez duruma geliriz. Bu bakımdan her şeyden öte güzel karşılama, iyi bir konaklama ve kültürümüze uygun yemek ve damak tatları ile hizmet vermeye devam edersek bundan sonraki süreçte de güzel İstanbul’umuza gelen turist sayısı artmaya devam edecektir” dedi.

  • Kahramanmaraş’ta 4,1 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 4,1 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi olan 4,1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

    Depremin 16,36 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.