Etiket: gündemhaber

  • Deprem bölgesi için uyarı

    Deprem bölgesi için uyarı

    Meteoroloji’den deprem bölgesine yönelik sarı ve turuncu kodlu yağış uyarısı geldi.

    Meteoroloji, Adıyaman, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş, Muş, Tunceli, Şanlıurfa ve Kilis’te kuvvetli yağış beklendiğini duyurdu.

    Meteoroloji’den yapılan açıklamada, bölgede beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa’da kuvvetli (21-50 kg/m2), Adıyaman, Elazığ, Malatya’nın güneyi ve Şanlıurfa’nın kuzeyinde çok kuvvetli (51-75 kg/m2) olacağı tahmin ediliyor.

    Açıklamada, pazar günü gece saatlerine kadar yer yer devam etmesi beklenen kuvvetli yağışların sebep olabileceği sel, su baskını, yıldırım, ulaşımda aksamalar, yerel dolu yağışı ve yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması uyarısı yapıldı.

  • Altın fiyatlarında son durum

    Altın fiyatlarında son durum

    Küresel piyasalarda altın rüzgarı esiyor.

    Ons altın geçtiğimiz günlerde bankacılık krizine ilişkin endişeler ile 1 yılın zirvesine yükselmişti. Birkaç gündür gerileyen ons altın yeniden yukarı doğru hareketlendi ve 2 bin doları geçti. Bu içeride gram altının fiyatına da yansıdı. Gram altın, doların 19 lirayı aşmasının da etkisiyle 1234 lirayı görerek rekor kırdı.

    Hem ons hem gram altın bu ay yüzde 10 değer kazandı. İç piyasada çeyrek altın 2033, cumhuriyet altını 8 bin 364 liradan satılıyor.

    Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gelecek dönem para politikalarına yönelik belirsizliklerin piyasalarda fiyatlamaları zorlaştırdığını belirterek, para piyasalarındaki fiyatlamalarda faiz indirimi beklentilerinin güçlendiğini kaydetti.

    Bankanın gelecek iki toplantıda faiz artışlarını durdurmasını ve temmuz ayında ise faiz indirimine gideceğini öngören analistler, buna paralel tahvil faizlerindeki düşüşün altın fiyatlarını desteklediğini bildirdi.

    Analistler, teknik açıdan altının ons fiyatında 1.970 doların destek, 2.010 doların direnç konumunda bulunduğunu söyledi.

  • Turist sayısında yüzde 37’lik artış

    Turist sayısında yüzde 37’lik artış

    Türkiye, 2023 yılının ilk iki ayında 3 milyon 876 bin 381 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. İki aylık dönemde artış oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,31 oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Rusya Federasyonu yüzde 105,99 artış ile ülkemize ocak-şubat döneminde en çok ziyaretçi gönderen ülke oldu. Bulgaristan yüzde 33,19 artış oranıyla ikinci, Almanya yüzde 24,6 artış ile üçüncü sırada yer aldı. İran ile Gürcistan da sırasıyla Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler arasına girdi. İlk iki ayda Rusya’dan 507 bin 513, Bulgaristan’dan 318 bin 11, Almanya’dan ise 288 bin 124 kişi ağırlandı.

    Şubat ayında da sıralama değişmedi

    Türkiye’ye şubat ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 21,35 artış ile 1 milyon 870 bin 414 yabancı ziyaretçi geldi. Rusya Federasyonu, şubat ayında en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında yüzde 103 artış ve 227 bin 965 kişi ile birinci olurken, Bulgaristan yüzde 17,14 artış ve 150 bin 873 kişi ile ikinci, Almanya da yüzde 15,16 artış ve 148 bin 169 kişi ile üçüncü sırada yer aldı. Almanya’yı İran ve Gürcistan takip etti.

  • Dünya Tüberküloz Günü

    Dünya Tüberküloz Günü

    25 Mart Dünya Tüberküloz Günü nedeniyle Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2019 yılındaki verilerine göre dünyada yaklaşık 10 milyon yeni tüberküloz vakası görüldüğünü ve bir milyon 400 kişinin de tüberküloz nedeniyle öldüğü belirtildi.

    Tüberküloz’un hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalık olduğu ifade edilen açıklamada “Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen halen dünyanın en ölümcül enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir. Ülkemizde başarı ile yürütülen Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı sayesinde her yıl hasta sayısında azalma (her yıl yaklaşık yüzde 3-5 oranında azalmaktadır) gözlenmektedir. 2021 yılında kayıtlı toplam tüberküloz hasta sayısı 9.156’dır. Bu hastaların yüzde 57,0 erkek, yüzde 43,0 kadındır. Hastaların yaklaşık yüzde 58,4’ü akciğer tüberkülozudur. Tüberküloz hastalığının belirtileri genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Akciğer dışı diğer organ tutulumu varsa tutulan organa özgü bulgular görülür. Genel yakınmalar; özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ve sırtta ağrı, nefes darlığı ve ses kısıklığıdır. Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç başvurabilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına sebep olur. Bu arada hasta çevresine basil saçar ve daha çok kişinin infekte olmasına neden olur. İki haftadan uzun süren öksürük ve ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, istahsızlık, halsizlik gibi şikayetleriniz varsa lütfen en kısa zamanda en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz” denildi.

    Tüberkülozdan korunmanın yolları

    Tüberkülozdan korunmanın yolları ile ilgili ise yapılan uyarıda “Tüberküloz basiliyle karşılaşma sonucu gelişen enfeksiyon, vücut direncinin düştüğü durumlarda aktif hastalık gelişimine yol açar. Tüberkülozdan korunma dört başlık altında sıralanabilir. Tüberküloz tedavisinde en önemli faktör ilaçlardır, verem tanısı konulan hastalarda, gecikmeden ilaç tedavisine başlamak gereklidir. Tüberküloz ve dirençli tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır. Ülkemizde genel olarak başlangıç döneminde dört ilaç, idame tedavisinde ise en az iki ilaç kullanılmaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar, hastanın balgamındaki tüberküloz basil sayısını hızla azaltmaktadır. Aynı zamanda öksürük sayısı da azalmaktadır. Bu nedenlerle tedaviye başladıktan bir süre sonra verem hastaları bulaştırıcılıklarını yitirmektedirler. Tedavi başarısında yeterli sürede düzenli ilaç kullanımı en önemli unsurdur.Koruyucu ilaç tedavisinin amacı, tüberküloz hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini ya da tüberküloz enfekte kişide tüberküloz hastalığı gelişimini önlemektir.

    Ülkemizde koruyucu tedavide genellikle tek ilaç altı ay süreyle verilir. İlaçların düzenli kullanılması ve yeterli sürenin tamamlanması çok önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Tüberküloz (verem) kontrol programları için önerilen tedavi yöntemi Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) dir. DGT, verem hastasının tüm tedavisi boyunca ilaçlarının her dozunu bir görevli ya da gözetmen eşliğinde içmesi tedavi başarı oranlarını artırmaktadır. BCG (Verem) aşısı özellikle çocuklarda yaygın ve öldürücü tüberküloz hastalığını önlemede çok etkilidir. Tüberkülozla mücadelenin temelini oluşturan BCG aşısı Aile Sağlığı Merkezlerinde 2. ayın sonunda ücretsiz olarak yapılmaktadır. Verem hastalığının sağlam kişilere bulaşmasının önlenmesinde en önemli faktör, hastalara hızlı tanı konularak en kısa sürede ilaç tedavisi başlanmasıdır. İlaç tedavisi başlanmayan hastalar yaşadıkları evde, çalıştıkları ortamda vs. hastalığı bulaştırmaya devam etmektedirler.

    Tüberküloz hastalığı solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu nedenle hastalar bulaştırıcı oldukları dönemde cerrahi maske kullanmalı, öksürük ya da hapşırık sırasında ağızlarını mendille kapatmalıdır. Hastanın en azından balgam mikroskopisi negatif olana kadar ayrı bir odada tutulması önemlidir. Hastanın odasına girip çıkanlar da mutlaka maske takmalıdır. Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmak, bu ortamlara temiz hava sağlamak, havadaki bulaştırıcı partikülleri azaltarak, bulaşma olasılığını azaltır. Odanın güneş görmesi ortamdaki basilleri öldürür” ifadelerine yer verildi.

  • Her meyve suyu, doğru değildir

    Her meyve suyu, doğru değildir

    Ramazan ayının başlamasıyla birlikte sofraların da çeşitliliği artıyor. Kimileri iftarda kimileri ise sahurda sıcak içeceklerden ziyade meyve sularını tercih ediyor. Peki ama meyve suyu alırken, hazırlarken ya da tüketirken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? 30. yılını kutlayan Meyve Suyu Endüstrisi Derneğinin (MEYEDE) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, konuya dair önemli değerlendirmelerde bulundu.


    Ambalajlı ya da hazır meyve suyu kavramının meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecek gibi dört farklı içecek tipini kapsadığını belirten Prof. Dr. Ekşi, “Tüketici olarak öncelikle bunlar arasındaki farkı bilmeliyiz. Çünkü bunların meyveye yakınlığı farklı. Dolayısı ile meyve suyu diye başka bir içecek satın almış olabiliriz” dedi.

    ‘Meyveye en yakın olanı tercih etmeliyiz’

    Prof. Dr. Aziz Ekşi, söz konusu içeceklerdeki meyve oranının önemli bir yer tuttuğunu ve ne anlama geldiğini açıklayarak, “Meyve oranı; ambalaj içindeki içeceğin ne kadarının meyveden geldiğini göstermektedir. Geri kalanı su, şeker, asit gibi maddelerden oluşmaktadır. Eğer meyveye en yakın olanını içmek istiyorsak etiketinde “meyve suyu. Yüzde 100 yazanı tercih etmeliyiz. Meyveye ikinci yakın olan meyve nektarıdır. Bunların meyve oranı meyve çeşidine göre yüzde 35- 50 arasındadır. Üçüncü sırada meyveli içecek geliyor. Bunların meyve oranı genellikle yüzde 10’dur. Kalanı su ve şekerden oluşuyor. Son sırada ise aromalı içecek yer alıyor. Bunların meyve oranı yüzde sıfır veya sıfıra yakındır. Genellikle şeker, su, boya ve meyvenin kokusundan oluşmaktadır. Dolayısı ile önce etiketi okumalıyız. Meyveye en yakın (önce meyve suyu sonra meyve nektarı) olanını tercih etmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.

    “Taze sıkılmış mı ambalajlı meyve suyu mu”

    Taze sıkılmış meyve suları ile ambalajında ‘yüzde 100 meyve suyu’ yazan içecekler arasındaki farkı da değerlendiren Prof. Dr. Aziz Ekşi, “İkisinin de meyve oranı yüzde 100’dür. Yani içerdiği her şey meyve kaynaklıdır. Ancak; hazır meyve suyuna raf ömrü kazandırmak için pastörizasyon denilen ısıl işlem uygulandığı için tadı biraz daha farklıdır. C vitamini miktarı biraz daha düşük, mineral miktarı ise aynıdır. Buna karşılık hazır meyve suyu taze sıkılana göre daha hijyeniktir. Patojen bakteri içermez. Oysa taze meyve suyu, eğer temizlik kurallarına uyulmazsa meyve, cihaz veya el kaynaklı bakteri (özellikle koliform) içerebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “Ramazan ayında meyve suyu tüketimini artırmalıyız”

    Prof. Dr. Aziz Ekşi, ambalajlı meyve sularının açıldıktan sonra 3-4 gün içerisinde tüketilmesi gerektiğini söyledi. Ramazan ayında meyve suyu tüketimine mutlaka yer verilmesi gerektiğinin altını çizen Ekşi, “Çünkü oruç tutarken bir yandan uzun süre aç kalıyoruz aynı zamanda da su kaybı yaşıyoruz. Dolayısı ile hem sahurda hem de iftarda tok tutan ve susatmayan yemeklerin yanında susuzluğu gideren, besin ögesi içeren içecekleri tüketmeliyiz. Bu açıdan meyve suyu ideal gözükmektedir. Çünkü meyve suyu hem serinletici hem de besleyici bir içecektir. Ayrıca, açlık nedeni ile bozulan kan şekeri dengesinin yeniden oluşmasına katkıda bulunduğu ve sindirimi de kolaylaştırdığı için sahur ve iftarda tüketime oldukça uygundur” dedi.

    “Ne içtiğimizi bilelim, etiketi okuyalım ve karşılaştıralım”

    Tüketicilere verdiği tavsiye ile sözlerini noktalayan Prof. Dr. Aziz Ekşi, “Ne içtiğimizi bilelim. Satın almadan önce etiketi okuyalım ve karşılaştıralım. Bu açıdan öncelikle kayıt numarası, meyve oranı, tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) ve beslenme bildirimi çok önemli” hatırlatmasında bulundu.

  • “Konutlarımızı 1 yıl içerisinde bitireceğiz”

    “Konutlarımızı 1 yıl içerisinde bitireceğiz”

    Türkiye’yi yasa boğan depremlerin merkezi Kahramanmaraş’ta 17 bin 902 afet ve köy konutunun temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum eşlik etti. Törende ilk olarak konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, 46 gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşrifleriyle yeni konutların temelini atacaklarını belirtti. Bakan Kurum, “Sayın Cumhurbaşkanım zatıaliniz son 21 yılda gece gündüz demeden, kar kış demeden her zaman aziz milletimizin yanında oldunuz. Bu millet ne zaman dara düşse ilk eli uzatan siz oldunuz. Ne zaman zorda kalsa en büyük destekçisi sizler oldunuz. Her zaman milletimizle beraber yol yürüdünüz. Bu kutlu yolda bizler de sizlerin göstermiş olduğu yolda bir ışık çerçevesinde bir rehberle birlikte yol yürüdük. Bizler de sizlerin liderliğinde her zaman devlet, millet için anlayışı ile hep milletimizin yanında olduk. Hiçbir afette, hiçbir felakette milletimizi açta, açıkta, sahipsiz bırakmadık. İzmir’de, Elazığ’da, Malatya’da deprem oldu bizler oradaydık. Kastamonu’da, Sinop’ta, Bartın ve Rize’de sel oldu, yine milletimizin yanındaydık. Antalya’da, Muğla’da yangınlar oldu, biz yine milletimizin, afetzede kardeşlerimizin yanında soluğu aldık. Devletimiz burada olduğu gibi bütün imkanlarıyla, bütün birikimleriyle hep afetzede kardeşlerimizin yanında oldu. Her türlü arama kurtarmadan insani yardıma, geçici barınma sürecine kadar her işimizi devletimiz seferberlik mantığı ile sürdürdü. Allah’ın izniyle de sürdürmeye devam edecek” dedi.

    “1 yıl içerisinde tamamlayacağız”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her afet sonrası sözler verdiğine dikkat çeken Bakan Kurum, “Cumhurbaşkanım dediniz ki ‘Bir yılda sizi güvenli konutlarınıza kavuşturacağız’ dediniz. Biz de gece demeden, gündüz demeden hiçbir mevsim şartına aldırış etmeden tüm ekibimizle birlikte durmaksızın canla başla çalıştık, güvenlikli konutlarımızı afetzedelerimize teslim ettik. Son 20 yılda liderliğinizde bir asırlık nasıl yatırım yaptıysak, 1 milyon 180 bin konutumuzu TOKİ’mizle inşa edip, 3.3 milyon konutumuzu nasıl vatandaşlarımıza teslim ettiysek, aynı anlayışla 11 ilimiz için çalışacağız. Ve yükselen Anadolu için tarihten aldığımız ilhamla yeniden 11 ilimizi kendi kimliği tarihi dokusuyla, buradaki sanayisi, kültürüyle yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz demeden çalışacağız. Bilim insanlarımızın ışığında, görüşleri doğrultusunda Kahramanmaraş’ımızı inşa edeceğiz. İnşallah önceki afetlerde olduğu gibi konutlarımızı 1 yıl içerisinde camileriyle, parklarıyla, okulları ve sosyal donatılarıyla afetzedelerimize teslim edeceğiz” diye konuştu.

  • Şeker fiyatları 6 yılın zirvesinde

    Şeker fiyatları 6 yılın zirvesinde

    Mısır’da alınan karar ile ihtiyaç fazlası hariç her türlü şekerin ihracatı üç ay süreyle kısıtlandı.

    Mısır, şeker ticaretinde nispeten küçük bir ihracatçı olmasına rağmen alınan kısıtlama kararının yaklaşık 250 bin tonluk şeker ticaretini etkilemesi bekleniyor.

    Kararın alınmasının ardından beyaz şeker vadeli işlemleri Londra’da yüzde 2,2’ye kadar yükselirken ham şeker de değer kazandı. Böylelikle, şeker vadeli işlemleri altı yıldan fazla bir sürenin zirvesine yükseldi.

    Bloomberg HT’de yer alan habere göre, Mısır İç Ticaret ve Tedarik Bakanı Ali El-Moselhy, Mısır’ın mevcut şeker stoklarının üç ay yetecek seviyede olduğunu belirttiği değerlendirmesinde, yerel pancar şekeri üretiminin stokların yenilenmesine yardımcı olacağını kaydetti.

    Uluslararası Şeker Örgütü’nün şubat ayında yaptığı tahmine göre, Mısır’ın ekim ayında başlayan 2022-23 sezonunda 200 bin ton rafine şeker ihraç etmesi bekleniyor.

  • 80 fayın eli kulağında

    80 fayın eli kulağında

    Deprem sonrasında yer kabuğunun sol yönlü, yatay şekilde yaklaşık 7.5 metre yer değiştirdiğini belirten Tatar, “Yani bunun üzerinde hiçbir binanın kalması mümkün değil. O yüzden sürekli ‘fay yasası’ diyoruz. Bu fay yasası meslek şovenizminin çok ötesinde bir şey. Gerçekten çok ciddi şekilde ele alınması gereken bir husus ve en kısa zamanda yasalaştırmak durumundayız” diye konuştu.

    Türkiye’deki her fayın parametresinin ortaya konulması gerektiğini, bu kapsamda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) 485 fayın 172’si, üniversitelerin de yaklaşık 70’i üzerinde çalışma yaptığını belirten Tatar, “Son depremlerin ardından hemen aksiyon aldık, TÜBİTAK MAM, AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, MTA ile 25 üniversiteden alanında uzmanlarla, geniş bir grupla çalışma yapılacak. Bu yıldan itibaren 80 civarında, yani eli kulağında diyebileceğimiz, her an deprem üretme potansiyeli bulunan faylara öncelik verecek şekilde bunların çalışılmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Deprem bölgelerinde vatandaşların kendilerine sürekli, “Yeni bir deprem olacak mı? Artçı olacak mı?” sorusunu yönelttiklerini aktaran Tatar, bölgedeki vatandaşların psikolojisini ise, “Köpek havladığında, kedi miyavladığında insanlar kaçışıyor. Psikolojik olarak bu noktaya gelindi” sözleriyle anlattı.

  • Kahramanmaraş’ta 4.3 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 4.3 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) alınan bilgiye göre, saat 08.45’te Kahramanmaraş’ın merkez Onikişubat ilçesinde 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde meydana gelen depremin, merkez ve çevre ilçelerden de hissedildiği bildirildi.

  • Kızılay’ın Ramazan Seferberliği

    Kızılay’ın Ramazan Seferberliği

    Kızılay, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen afetzedelerin ihtiyaçlarını Ramazan ayında da karşılamaya devam edecek. Depremzedelerin yaralarının sarılması için çalışmalarını aralıksız sürdüren Kızılay, Ramazan ayında da beslenme ihtiyaçlarının yanı sıra psikososyal destek hizmetleri, mobil sağlık hizmetleri, sosyal marketlerden yardım malzemesi dağıtımlarını kesintisiz devam ettirecek.

    10 il 49 ilçede 1.6 milyon kişiye yemek dağıtımları devam edecek

    Kızılay’ın koordinasyonunda Afet Beslenme Grubu, depremden etkilenen 10 il 49 ilçede bulunan 1,6 milyon afetzedeye Ramazan ayında da 3 öğün sıcak yemek dağıtımı kesintisiz devam ettirecek. Akşam yemeklerinin dağıtımı iftar saatlerinde gerçekleştirilecek. Oruç tutmayan afetzedeler içinde sabah ve öğle yemek dağıtımları aynı noktalarda çadır kentlerde yapılacak.

    Kızılay, Valilikler ve Belediyeler tarafından kurulan iftar çadırlarında da sıcak yemek dağıtımı yapacak. Bölgedeki ikram aracıyla iftar saati ile sahur vakti arasında çay, kahve gibi sıcak içecek dağıtımları gerçekleştirilecek. İftar menüsünün yanında afetzedelere sahurluk/kahvaltılık kumanya verilecek. Sahur içeriği olarak piknik tipi (peynir, zeytin, reçel, tereyağı, helva) ürünler ve meyve suyu, simit/poğaça, su, ekmek dağıtımı yapılacak.

     


    Kızılay hayırseverlerin destekleriyle 19 milyon kişiye ulaşmayı planlıyor

    Depremzedelerin ihtiyaçlarını ramazan ayından da karşılamak için tüm imkanlarını seferber eden Kızılay, hayırseverlerinin bağışlarıyla daha fazla depremzedeye yardım ulaştırmayı planlıyor.

    Kızılay, deprem bölgesindeki 10 ilde yaşayan ve Türkiye’nin farklı illerine tahliye edilen afetzede ve ihtiyaç sahibi 18 milyon 966 bin 330 kişiye, Ramazan sosyal yardım planıyla; “Nakdi Yardım, Kızılay Esen Kart, Bayramlık, İftar Desteği, Konserve, Giyim Yardımı, Gıda Yardımı” aracılığıyla toplam 2 milyar 118 milyon TL değerinde yardım ulaştırmayı planlıyor.

    Genel Merkez ve Şubeleri aracılıyla hayırseverlerden gelen bağışların desteği ile planlanan yardımların kapsamı;

    1 milyon 736 bin 452 kişiye 376 milyon 307 bin 636 TL değerinde nakdi yardım,
    Deprem bölgelerindeki 148 bin 667 haneye, 223 milyon TL değerinde “Kızılay Esen Kart” dağıtımı,
    1 milyon 73 bin 376 kişiye, 128 milyon 555 bin 525 TL değerinde gıda yardımı,
    21 bin 807 çocuğa, 12 milyon 242 bin 186 TL değerinde bayramlık yardımı,
    304 bin 103 çocuğa, 15 milyon 577 bin 94 değerinde çocuk ikram paketi dağıtımı,
    1 milyon 170 bin 888 kişiye, 84 milyon 713 bin 747 TL değerinde konserve et dağıtımı,
    493 in 409 kişiye, 76 milyon 56 bin 44 TL değerinde giyim yardımı,
    Türkiye genelindeki Kızılay şubeleri tarafından kurulacak iftar sofraları aracılığıyla 1 milyon 500 bin 000 ihtiyaç sahibine, 30 milyon TL değerinde iftar yemeği,
    Kızılay’ın Türkiye genelindeki 36 aşevinden 3.5 milyon kişilik 25 milyon TL değerinde yemek dağıtımı,
    Afetten etkilenen illerde Kızılay kendi imkanlarıyla 8 milyon 100 bin kişilik, 1 milyar 134 milyon TL değerinde iftar ve sahur yemeği verecek.

    (Kızılay’ın koordine ettiği beslenme platformunun desteği ile bu rakam günlük 1.6 milyon, aylık ise 48 milyon kişiye iftar ve sahur yemeği verecek şekilde gerçekleştirilecektir)


    8 bin 100 yetim çocuğa, 567 bin TL değerinde beslenme desteği planlanmaktadır.

    11 ili etkileyen yıkıcı depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, depremzedelerin beslenme, hijyen, temizlik, giyim ve sosyal yardım gibi birçok ihtiyaçları Ramazan ayında da devam edecek. Dayanışma ve paylaşma ayı Ramazan’da insani yardım ihtiyaçların karşılanması için seferber olan Kızılay, “Bu Ramazan Acımız Bir Aşımız Bir” sloganıyla hayırseverlere seslenerek yaraları sarmaya devam edecek.

    Hayırseverler Kızılay’ın Zekat, Fitre, Fidye, Genel Nakdi, Aşevlerine Nakdi Bağış, Yurt içi – Yurt dışı Gıda Yardımı ile İftar Sofrası, Bayramlık, Oyuncak Yardımı ve Çocuk İkram Paketi yardım seçeneklerine destek olabilecek. Ramazan yardımlarını Kızılay’la ulaştırmak isteyen bağışçılar; bankalarda bulunan Kızılay bağış hesaplarından, www.kizilay.org.tr ’den, 168 Kızılay ücretsiz danışma ve bağış hattından, mobil uygulamadan, tüm PTT İşlem Merkezlerinin 2868 no’lu Kızılay Posta Çeki hesabından ve ülke genelindeki tüm Kızılay şubelerinden bağışlarını ulaştırabilecekler. Tüm operatörlerden 1877’ye FİTRE yazarak 70 TL’lik, bağış yapabilecek.