Etiket: gündemhaber

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Sabah ve gece saatlerinde doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı görüleceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek kesimlerinde çığ riski bulunuyor.

    Hava sıcaklığının yurdun kuzeydoğusunda mevsim normalleri civarında, diğer yerlerde mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi bekleniyor.
    Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, yurdun kuzey kıyılarında doğu ve güneydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu öğle saatlerinden sonra batısı, akşam saatlerinden itibaren il geneli sağanak yağışlı 15
    İstanbul: Parçalı çok bulutlu sağanak yağışlı 12
    İzmir: Parçalı çok bulutlu, sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 17
    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, kuzey ve doğu kesimleri sağanak yağışlı 21
    Antalya: Parçalı ve bulutlu yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 18
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 13
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 12
    Erzurum: Çok bulutlu, öğle saatlerinde hafif yağmurlu 11
    Diyarbakır: Parçalı ve az bulutlu 20

  • Konteyner otel konsepti

    Konteyner otel konsepti

    İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG) tarafından ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılında Yeni Turizm Vizyonu’ konferansı İstanbul’da yapıldı. Konferans kapsamında ‘Deprem Yaralarını Turizm ile Nasıl Saracak?’ ve ‘Marka Şehir Nasıl Olunur?’ başlıklı paneller gerçekleşti. Panellerde depremin turizme etkisi ve bölgedeki turizmin tekrar canlanması için neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişi yapıldı.

    Etkinlikte söz alan turizmciler deprem bölgesindeki turizmi, gastronomi ve arkeoloji alanlarında projelerle kalkındırabileceklerini anlattı. Öne çıkan projeler arasında konteyner otel fikri dikkat çekti. Projeyle, deprem sonrası güvenlik endişesi duyan yabancı turistlere farklı ve daha güvenli bir konsept amaçlanıyor.

    İSATAG Başkanı Aylin Kopan Özsavaş, turizm sektörünün paydaşlarını bir araya getirerek fikir alışverişinde bulunduklarını belirterek, “Daha sonra bu görüş veya projelerin raporlanarak yetkili yerlere sunulması için hareket geçmek istiyoruz. Deprem acımız çok büyük ancak ayağa kalkarak hem depremzedelere hem de etkilenen şehirlere görevlerimizi yerine getirmek için turizm sektörü adına çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Deprem bölgesindeki turizmin ayağa kaldırılması için elbette bir süre gerekecek. Merkezi ve yerel yönetimlere çok iş düşüyor. Deprem bölgesinde turizm tamamen durmuş durumda” dedi.

    “İstanbul’da yapılacak Şampiyonlar Ligi finali için rezervasyon almaya devam ediyoruz”

    Özsavaş, “Turistlerin deprem bölgesi ve yakın çevresine gelme konusunda bir tedirginlik var ancak korkmamaları ve turizmin kalkınması konusunda çalışmalarımızın devam ettiği mesajlarını vermeye devam ediyoruz. Bu sene İstanbul’da Şampiyonlar Ligi finali de var. Buna ilişkin rezervasyonları almaya devam ediyoruz. Herhangi bir iptal söz konusu değil. Yeni rezervasyonlar geliyor” ifadelerini kullandı.

    “Konteyner otel konseptini planladık”

    İSATAG Genel Sekreteri Ömer Kartın ise depremden etkilenen bölgelerde Türkiye’nin en önemli gastronomi kentlerinin de yer aldığını hatırlatarak, “Gastronomi turizmi temelinde neler yapılabileceği konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bunun öncesinde güvenli konaklama ön plana çıkıyor. Konteyner otel projesi üzerinde çalışıyoruz. Güvenlik her şeyden önemli. Turist güvenlik konusunda endişe edebilir. Deprem bölgesinde de bu endişeyi bitirmek için konteyner otel konseptini planladık. Bölgede hızla yapılacak konutlarda depremzede halkımız yaşamaya başladıktan sonra konteynerlar boşta kalmış olacak. Bu konteynerlar otel ve otel odası konseptinde turizme kazandırılmasını düşünüyoruz. Turistler hem güvenli hem de farklı bir konseptle karşılaşacak” açıklamalarında bulundu.

    Kartın, “Yeni kurulacak şehirlerin turizm master planı üzerinden kurulmasını istiyoruz. Özellikle arkeolojik bölgelerin arkeo park tahsis edilmesini istiyoruz. Bölgenin bir yıllık bir sürede tekrardan turizm faaliyetlerine kavuşmasını planlıyoruz. Deprem bölgesindeki tüm rezervasyonlar iptal oldu ve şu anlık yeni rezervasyonlar bulunmuyor. Turizme tekrar başlamak için hızlı planlamalara ihtiyaç var. Bunun üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Daha sonra yetkili yerlere bu projeleri sunacağız” dedi.

  • Baharın müjdecisi leylekler

    Baharın müjdecisi leylekler

    Türkiye’de havaların ısınmasıyla birlikte ilk leylek sürüleri görülmeye başlandı. Leylek göçleri baharın da habercisi olması nedeniyle doğaseverler tarafından heyecanla izleniyor.

    Baharın müjdecisi olarak bilinen leylekler, Aydın’ın birçok yerine gelerek, yıllardır aynı konumda olan yuvalarını etraftan topladıkları kuru ağaç dalları ile onarıyor.

    Aydın’ın Koçarlı ilçesinde yaşayan vatandaşlar, yazı geçirecekleri yuvalarına geri dönen leyleklerin mahallenin simgesi haline geldiklerini ifade ettiler. Aydın semalarında uçan leylekler renkli görüntüler ortaya çıkartırken, uzun gagalıların muhteşem görüntüleri dron ile görüntülendi.


    Koçarlı’da çiftçilik ile uğraşan Süleyman Üncül, “Leylekler, 15-20 gün önce geldiler. Şu anda sayıları az ama ilerleyen günlerde çoğalırlar inşallah. Yuvaları sabit duruyor ve her leylek her yıl aynı yuvaya geliyor. Yuvalar daha önceden teller üzerindeydi sonra onlar yapılan çalışmalarla yükseltildi. Onlara hastayız, çift sürerken tarlada arkamızdan gelmeleri falan çok zevk veriyor hoşumuza gidiyor” dedi.

  • Uyku haline karşı hurma

    Uyku haline karşı hurma

    İftarda besinlerin hızlıca tüketilmesi kan şekerinin yükselmesine, uyku hali ve ağırlık çökmesine sebep oluyor. İftar sonrası oluşan uyku hali sindirim problemlerinin artmasına neden olurken, bu soruna karşı iftarı hurma ile açılması önerisinde bulunuldu. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Ebru Nur Bilce, iftarı hurma ile açmanın biranda bastıran uyku haline çözüm olabileceğini ifade ederek, “Ramazanda sahur ile iftar arası uzun süren bir açlık olacağı için iftarda besinleri hızlı tüketmek, karbonhidrat ağırlıklı beslenmek, iftar sonrasında halsizlik, yorgunluk, bir uyku haliyle karşımıza geliyor. Bunu önlemek için kan şekerini daha yavaş yükseltecek bir adet hurmayla orucumuzu açabiliriz. Daha sonra çorbamızla devam edip mümkünse biraz ara verip ana yemeğimizi o şekilde devam edebiliriz. Sonrasında mutlaka fiziksel aktivitemiz olmalı. Yürüyüşle destekleyebilirsiniz” dedi.

    “Bir porsiyon meyve yerine günde 2-3 adet hurma”

    Hurmanın içerdiği yüksek diyet lifi sayesinde sindirim, kabızlık, şişkinlik gibi problemlere iyi geldiğini ifade eden Bilce, “Hurma içerdiği demir A, B gibi vitamin ve mineraller sayesinde sahurdan iftara kadar olan sürede kaybolan vitamin, mineral dengesini korumaya ve vücudun çabuk toparlanmasına yardımcı olmaktadır. Bir porsiyon meyve yerine günde 2-3 adet hurma tüketebilirsiniz. Sadece iftar değil sahurda da hurma tüketebilirsiniz. Vitamin mineral içeriği yüksek olduğu için uzun süre diyet lifi sayesinde de tok tutacaktır” diye konuştu.

  • Gram altında yeni rekor

    Gram altında yeni rekor

    Uluslararası piyasalarda ons altın 2.000 doları aştı.

    Altındaki yükseliş iç piyasaya da yansıdı. Gram altın 1.220 lirayı geçerek tüm zamanların rekorunu kırdı.

    Altının gram fiyatı bugün 1.224 liradan alıcı buluyor.

    Çeyrek altın 2.015, Cumhuriyet altını 8.033 liradan satılıyor.

  • Ramazan pidesi fiyatları belli oldu

    Ramazan pidesi fiyatları belli oldu

    Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, 2023 yılı ramazan pidesi fiyatını açıkladı.

    Balcı açıklamasında şunları söyledi:

    “Bu sene Türkiye genelinde azami uygulanacak fiyat, 300 gramı 10 TL olarak uygulanacaktır; kilogram fiyatı 33 TL.”

    EKMEK FİYATINDA DEĞİŞİKLİK YOK: 5 TL

    Balcı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: Yaklaşan Ramazan ayının ülkemize, milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ekmek fiyatında bir değişiklik yok ülke genelinde ekmek 5TL; gündemimizde ekmek fiyatında bir değişiklik bulunmuyor.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Batı Karadeniz kıyıları, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Sakarya çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

    Genellikle yağmur ve sağanak, Orta ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunun yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülmesi beklenen yağışların; Ordu ve Giresun çevreleri ile Samsun’un doğu kesimlerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

    Sabah ve gece saatlerinde iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı görüleceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek kesimlerinde çığ tehlikesi riski bulunmaktadır.

    Hava sıcaklığı iç ve batı kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, kuzeydoğu kesimlerde 3 ila 5 derece azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Genellikle yağmur ve sağanak, Batı ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülmesi beklenen yağışların; Doğu Anadolu’nun güney ve batısı, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu, Orta Karadeniz ile Adana’nın doğusu, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş’ın batısı, Konya’nın kuzeyi, Kırşehir, Nevşehir, Yozgat, Sivas, Kayseri, Giresun, Kars, Adıyaman ve Şanlıurfa çevrelerinde yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor. Ülkenin kuzeydoğu kesimlerinde buzlanma ve don olayı, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek kesimlerinde çığ tehlikesi riski bulunmaktadır.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı iç ve doğu kesimlerde biraz azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak, genellikle mevsim normalleri civarında, doğu kesimlerde yer yer mevsim normalleri üzerinde seyredecek. Rüzgarın, genellikle kuzeyli, güneydoğu kesimlerde doğu ve güneydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette eseceği tahmin ediliyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Çok bulutlu, yerel olmak üzere yağmur ve sağanak yağışlı 9
    İstanbul: Çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 10
    İzmir: Çok bulutlu 17
    Adana: Çok bulutlu, doğu kesimlerinde yer yer kuvvetli olmak üzere aralıklı sağanak, yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, gece saatlerinde Toroslar mevkisinin yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı 18
    Antalya: Çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kuzey ve doğu kesimleri yerel olmak üzere sağanak yağışlı 22
    Samsun: Çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı (Yağışların yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor.) 10
    Trabzon: Çok bulutlu, yerel olmak üzere aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 11
    Erzurum: Çok bulutlu, yağmurlu, zamanla karla karışık yağmur ve yer yer kar yağışlı 9
    Diyarbakır: Çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı (Yağışların yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor.) 14

  • Çanakkale Zaferi’nin 108.yılı

    Çanakkale Zaferi’nin 108.yılı

    Bugün 18 Mart… Çanakkale’nin ‘geçilmezliği’ni dünyaya ilan eden bu büyük zaferin 108’inci yıl dönümünü kutluyoruz.

    Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli muharebelerinden biri. İngiltere, Avrupa’da savaşın mevzi çatışmalara dönüşmesi üzerine, Çanakkale ya da Balkanlar’da yeni bir cephe açıp İstanbul’u ele geçirerek, Osmanlı Devleti’ni Almanya’dan ayırmayı ve kararsız Bulgaristan’ın ittifak devletleri yanında yer almasını önlemeyi düşünüyordu.

    En güçlü donanma

    12’si İngiliz, 4’ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama tarama ve bir uçak gemisinden oluşan müttefik donanması, Çanakkale Boğazı’nda ilerliyordu. Karşılarında ise vatanı savunmak için kanlarının son damlasına kadar savaşmaya hazır Mehmetçik vardı. Mehmetçik ve düşman donanması, 18 Mart 1915 günü karşı karşıya geldi. Türk topları, Nusret Mayın Gemisi’nin denize döşediği mayınlar, art arda patladı. O güçlü donanma bozguna uğratıldı.

    Milletin canı pahasına verdiği mücadelenin zaferle taçlandığı savaşta düşman orduları Çanakkale’yi geçemedi. Batı’yı dize getiren bu zafer tarihin akışını değiştirirken, bu topraklarda yaşayan milyonlara Kurtuluş Savaşı’nı müjdeleyen büyük bir uyanışın da
    kapısını araladı.

    ‘Size ölmeyi emrediyorum’

    Denizde ağır bir yenilgiye uğrayan itilaf devletleri, 25 Nisan’da Gelibolu Yarımadası’nın güneyindeki 5 noktaya asker çıkarınca kara savaşı başladı. Bu savaşın kaderini 34 yaşındaki bir yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) belirledi. Askerleriyle Arıburnu’nu, Cesarettepe’yi, Kanlısırt’ı, Anafartalar’ı ve Conkbayırı’nı tuttu. “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” sözü ile harekete geçen Mehmetçik, düşman birliklerini sahile hapsetti, bu büyük direniş 8 ay sonra zaferle taçlandı. İngiliz ve Fransız güçleri, 20-21 Aralık’ta geldikleri gibi gittiler.

    Büyük zafer 7 saatte geldi

    Müttefik donanması, 18 Mart saat 11.15’te ilk atışla taarruz başlattı. Saat 18.00’e kadar süren şiddetli çatışmalar sonunda, “Bouvet”, “Irresistible” ve “Ocean” zırhlıları battı, iki muharebe gemisiyle bir muharebe kruvazörü yara aldı.

  • Aşırı tuz tüketenler dikkat!

    Aşırı tuz tüketenler dikkat!

    14-20 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Nefroloji Uzmanı Dr. Evrim Bozkaya, aşırı tuz tüketiminin başta hipertansiyon ve böbrek hasarı olmak üzere önemli sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti. Bozkaya, “Genel adıyla tuz (sodyum-klorür) insan vücudunun temel fizyolojik bir bileşeni ve ihtiyacı olmakla birlikte gıda ile alınan miktarındaki aşırılıklar başta hipertansiyon ve böbrek hasarı olmak üzere önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Tuz milattan önce 2000’li yıllarda daha çok gıda korunması ve yiyeceklere lezzet katması amacıyla insanlık tarihine dahil olmuştur. İlkel çağlarda 1.5 gram /gün gibi düşük düzeyde olan tuz tüketimi öğrenme ile artarak günümüzde değişik toplumlarda değişmekle birlikte ortalama 9-12 gram /gün civarındadır. Dünya çapında tuz alımının kaynakları incelendiğinde yüzde 68 gibi en yüksek oranda hazır işlenmiş gıdalardan alındığı görülmüştür. Fazla tuz tüketiminin nabız basıncı ve sertliğini artırdığı çeşitli araştırmalar ile net olarak anlaşılmış. Tuz kısıtlaması hipertansiyon tedavisindeki yerini almıştır. Daha sonra yapılan çalışmalar aşırı tuz tüketiminin böbrek hastalığı ve kalp damar hastalık riskini artırdığını göstermiştir. Aşırı tuz tüketiminin ayrıca böbrek taşı oluşumu, mide kanseri ve osteoporoz gelişim riskini artırdığı, bronşial hiperreaktiviteye yol açtığı da gösterilmiştir” diye konuştu.

    Yüksek tuz tüketiminin primer hipertansiyon gelişiminde rol aldığını ifade eden Bozkaya, böbrek hastalarında tansiyon yüksekliğinin en önemli sebeplerden bir tanesi olduğuna dikkati çekti ve şöyle konuştu: “Primer hipertansiyon, benign nefroskleroz gelişiminin temel tetikleyicisidir. Günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin, diyabetik nefropatiden sonra en sık sebebi hipertansif böbrek hastalığıdır. Hipertansiyon, böbrek hasarının sebebi olabileceği gibi aynı zamanda önemli bir sonucudur. Tuz, kan basıncından bağımsız olarak da böbrek hasarı oluşturabilir. Tuzun böbrekten atılmasındaki azalma ve tuza cevaben normalden fazla kan basıncı artışı tuz duyarlılığı olarak tanımlanmıştır. Primer hipertansiyonun gelişiminde, böbreklerin tuz atma kapasitesinde ki yetersizlik başlatıcı mekanizma olarak ileri sürülmektedir. Yüksek tuz tüketimi özellikle tuza duyarlı hastalarda hipertansiyon gelişimini daha kolay tetiklemektedir. Yüksek tuz tüketimi yaşla birlikte gelişen hipertansiyon riskini de artırmaktadır”

    Bir çay kaşığından daha az tuz tüketin, hazır gıdalardan uzak durun

    Düşük tuzlu diyetin, hipertansiyon tedavisinde ilk yaklaşım olduğunu söyleyen Bozkaya, “Böbrek hastalıkları, bizim için son dönem böbrek yetmezliği ve diyalizle sonlanıyor. Hastalarımızda böbrek yetmezliği gelişmemesi için özellikle polikliniklerimizde kendilerine tavsiye ettiğimiz en önemli şey tuzu azaltmalarıdır. Böbrek, tuzu atmaya çalışırken fazladan çalışıyor ve fazladan güç kaybediyor. Bu nedenden dolayı tansiyon yüksekliği olan, böbrek hastalığı olan hastalarımıza özellikle günlük 6 gramın altında (1 çay kaşığından daha az) tuz tüketimini tavsiye ediyoruz. Bunun için asla yemeklere tuz atmamalarını, hazır paketli gıdalardan uzak durmalarını istiyoruz. Çünkü hazır paket gıdalarda, uzun süre saklanabilmesi için çok fazla tuz kullanılıyor. Bu konuda sağlık otoritelerinin yapacağı kısıtlamalar ve kontroller toplum sağlığını olumlu etkileyecektir. Suyun öneminden daha çok burada tuzu vurguluyoruz. Düşük tuz tüketimi, kalsiyum kanal blokerleri hariç antihipertansif ilaçların etkisini de artırmaktadır. Günümüzdeki veriler ışığında hipertansif bireylerde en fazla 6 gram, normotansif kişilerde 6-12 gram arası tuz kısıtlaması uygun görünmektedir” şeklinde konuştu.