Etiket: gündemhaber

  • Altında yükseliş bekleniyor

    Altında yükseliş bekleniyor

    Altın fiyatları, yılın en düşük seviyelerini gördükten sonra toparlanma sürecine girmişti. Altına yatırım yapanlar piyasayı yakından takip ederken, yatırıcımcılar altın fiyatları yükselecek mi düşecek mi? merak ediyor.

    6 mart pazartesi günü saat 18 itibariyla altın gramı bin 126 liradan işlem görüyor. Çeyrek altın da bin 868 liradan… Bu fiyatlarda artış bekleniyor.

    Vatandaşlarsa altının yatırım için mantıklı olabileceğini düşünse de bazıları emekli oldukları için alamadıklarını dile getiriyor.

     

  • Çocuğunuzda bu belirtilere dikkat

    Çocuğunuzda bu belirtilere dikkat

    Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Işık, glokom (göz tansiyonu) hastalığı konusunda açıklamalarda bulundu. Glokom hastalığının tanımını yapan Op. Dr. Işık, “Halk arasında göz tansiyonu adıyla bilinen glokom, göz içi basıncının yükselmesine bağlı görme sinirinin etkilenmesine yol açan sinsi bir hastalıktır. Normalde göz içi sıvısı, düzenli bir şekilde üretilir ve belirli bir mekanizmayla emilerek göz içi basıncının dengede kalması sağlanır. Bu dengedeki bir bozukluk göz içi basıncının artmasına yol açar. Ani göz içi basıncı artışı olarak adlandırabileceğimiz glokom krizi olmadığı sürece göz tansiyonu bulgu vermez. Bu nedenle hastalar geç tanı alırlar ve göz siniri hasarı çoktan başlamış olabilir” şeklinde konuştu.

    “Diyabet ve hipertansiyon hastaları risk altında”

    Glokom için en büyük risk faktörünün yaş olduğunu ifade eden Op. Dr. Işık, “İlerleyen yaşlarda bu hastalığa daha çok dikkat etmek gerekir. Ancak daha nadir de olsa bebeklerde ve çocuklarda görülen formları da vardır. Ayrıca ailesinde göz tansiyonu olanlar daha yüksek risk altında oldukları için bu hastalık açısından çok daha yakından takip edilmelidir. Ayrıca uzun süreli steroid kullananlar, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları, hipotiroidisi bulunanlar, yüksek miyop ve hipermetropisi olanlar da risk altındadır. Hiçbir risk faktörü bulunmasa da sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için kişilerin düzenli göz kontrolü yaptırmaları önemlidir” açıklamasında bulundu.

    “Geç fark edilebilir”

    Glokomun belirtilerinden bahseden Op. Dr. Işık, şu bilgileri paylaştı: “Üstünde tekrar durulması gereken glokomun yüksek oranda belirtisiz olduğudur. Yavaşça etraftan başlayarak görme alanı merkeze doğru daralır. Dolayısıyla, bu görme alanı daralmasını da kişiler geç fark edebilir. Ancak ani göz içi basıncı artışıyla karakterize glokom krizi olursa kişide ağrı, gözde kızarıklık, bulanık görme görülebilir. Bu kişiler acilen göz doktoruna başvurmalı ve göz içi basınçları ivedilikle düşürülmelidir.”

    “Rutin bir göz muayenesi ile tanı koyulabilir”

    Glokomda tanı koyma sürecini anlatan Op. Dr. Işık, “Göz içi basınç ölçümü göz muayenelerini rutin bir parçası olduğu için bu hastalar çoğunlukla bu muayeneler sırasında tesadüfen tanı alırlar. Bazı hastalarda göz içi basıncı normal olsa da göz tansiyonu olabileceği için şüphelenilen hastalara da görme alanı testi ve optik sinir başını inceleyen optik koherens tomografi testi yapılır” açıklamasında bulundu.

    “Göz testleri uzun yıllar düzenli yaptırılmalıdır”

    Hastalıkta erken teşhisin önemli olduğunu vurgulayan Op. Dr. Işık, “Glokom hastalığının göz sinirine verdiği hasar geri dönüşümsüzdür. Bu sebeple erken teşhis edilmesi çok önemlidir. Tespit edildiği noktadan sonra amaç hastalığı durdurmak ve verebileceği hasarı önlemektir. Aynen şeker hastalığı gibi göz tansiyonu da tamamen iyileşebilen bir hastalık değildir. Hastalara uzun yıllar düzenli göz testlerini yaptırmalıdır” ifadelerini kullandı.

    “Tedavide ilk tercih göz damlaları olabilir”

    Tedavi yollarına değinen Op. Dr. Işık, “Glokomda göz içi basınç çok yüksek değilse, ilk tercih ilaç tedavileridir. Bunlar da göz damlalarıdır. İlaç tedavisiyle göz içi basıncı kontrol altına alınsa da hasta çoğunlukla ömür boyu ilaç kullanmaya devam eder. İlaç tedavisiyle kontrol altına alınamayan durumlarda lazer tedavisi ya da cerrahi tedavi tercih edilebilir. Bazen hastalar cerrahi sonrası ilaç kullanmayı bırakabilir. Ancak mutlaka göz kontrollerine gelmeye devam etmeleri gerekir” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Elektrik üretim ve tüketim verileri

    Elektrik üretim ve tüketim verileri

    Türkiye’de dün günlük bazda 844 bin 703 megavatsaat elektrik üretildi, tüketim ise 854 bin 834 megavatsaat oldu.

    Türkiye Elektrik İletim AŞ verilerine göre, dün en yüksek elektrik tüketimi 41 bin 689 megavatsaatle 12.00’de, en düşük tüketim ise 26 bin 993 megavatsaatle 05.00’te gerçekleşti. Günlük bazda dün 844 bin 703 megavatsaat elektrik üretildi, tüketim ise 854 bin 834 megavatsaat olarak kayda geçti. Üretimde ilk sırada yüzde 25,6 ile doğal gaz santralleri yer aldı. Bunu, yüzde 24,2 ile ithal kömür santralleri ve yüzde 13,3 linyit santralleri izledi.

    Dün 5 bin 834 megavatsaat elektrik ihracatı, 15 bin 966 megavatsaat elektrik ithalatı yapıldı.

  • “Haklarını bilmeyen kadın kalmamalı”

    “Haklarını bilmeyen kadın kalmamalı”

    Üniversitelerinin 100. Yıla Armağan Kitapları Serisi’nden yayınlanan “50 Soruda Aile Hukuku ve Kadının Yasal Hakları” kitabıyla bilinmesi gereken en önemli hakları, en basit haliyle anlattıklarını dile getiren Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Şıpka, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yayınlanan kitapta yer alan en önemli maddeler hakkında bilgi verdi.

    “Hiç kimse zorla evlendirilemez, evliliğin iptali davası açılabilir”

    Prof. Dr. Şükran Şıpka, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre hiç kimsenin zorla evlendirilemeyeceğini belirtti. “Günümüzde hala küçük yaşta çocukların aile onayıyla evlendirilmesi kanayan yaramız” diyen Prof. Dr. Şıpka, “Oysa erkek veya kadın, 17 yaşını doldurmadıkça hiçbir Türk vatandaşı evlenemez. 17 yaşını doldurmuşsa, evlenmek için öncelikle kendi isteği ve rızası olmalıdır” ifadelerini kullandı. Şıpka, evlenmek istemeyen kişinin, evliliğe zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabileceğini hatırlattı.
    Şıpka, ayrıca kişinin Türk Medeni Kanunu’nun 149, 150 veya 151. maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabileceğine de dikkat çekti.

    “Korku ile yaptırılan evliliğin iptali için 5 yıl içinde iptal davası açılabilir”

    Şükran Şıpka, az bilinen ama en önemli haklardan birinin de 152. Madde ile düzenlendiğine değindi. Kanunun, kadına yanıldığını veya aldatıldığını öğrendikten veya korkutulmanın etkisinin geçmesinden itibaren 6 ay ve evlenme tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde dava açma hakkı verdiğinin altını çizdi.

    Evlilik birliği içerisindeki hak ve görevler

    Şükran Şıpka, her şeyden önce evlilik birliği içerisinde kadının eşiyle eşit haklara sahip olduğunu vurgulayarak, kadın çalışmıyor bile olsa, ev içindeki emeğinin, aile geçimine katkı olarak değerlendirildiğini anlattı. “TMK m. 196/2 uyarınca eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, diğer eşin eve yapacağı katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır” bilgisini verdi.

    “Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler”

    TMK m. 186’ya göre, eşlerin ailenin oturacağı konutu tek başına seçme hakkına sahip olmadığını kaydeden Şıpka, kural olarak eşlerin bu konutta üçüncü kişilerden bağımsız oturma hakkına sahip olduklarına değinerek, “Şayet eşiniz sizi kayınvalide, kayınpeder gibi akrabalarıyla oturmaya zorlar ve bu durum evliliğinize ve kişilik haklarınıza zarar verirse, eşinizle ayrı bir bağımsız konutta oturma hakkına sahipsiniz. Bu konuda eşinizle anlaşamadığınız takdirde TMK m. 195 vd. maddelerine dayanarak aile hakiminin müdahalesini talep edebilirsiniz” diye konuştu.

    “Tapuda aile konutu şerhi koydurmanız isabetli olur”

    Şıpka, TMK m. 194/3 çerçevesinde, aile konutunun eşler tarafından satılmaması ya da üzerinde sınırlı ayni haklar kuramaması için tapuda aile konutu şerhi koydurulabileceğinin altını çizdi. Merkezi nüfus idaresi sisteminden veya nüfus müdürlüğünden alınan “yerleşim yeri belgesi ile medeni hâli gösterir nüfus kayıt örneği” ile birlikte, aile konutun kayıtlı olduğu ilgili tapu müdürlüğüne bir dilekçe ile başvurulması bu şerhin konulması için yeterli olacağını belirtti. Şıpka, sözlerine şöyle devam etti:
    “Böyle bir aile konutu şerhi verdirmemiş olsanız bile, örneğin; eşiniz aile konutunuzu bir başkasına devretmek veya bir bankaya ipotek ettirmek istiyorsa, tapuda sizin onayınızın ve imzanızın alınması ya da bankanın imzalı onayınızı alması gerekiyor. Onayınız olmadan işlem yapılması halinde tapuda yapılan devir ve ipoteğe ilişkin kayıtlar geçersiz olacağından, mahkemeden tapu kaydının düzeltilmesini talep edebilirsiniz. Bu durumda, mahkemece sizin rızanız alınmadan yapılan işlem geçersiz sayılacak ve tapu kaydı yine eşinizin adına kaydedilir. Daha önceden tapuda aile konutu şerhi koydurmamış olsanız dahi bu davayı açma hakkınız vardır.”

    Aile içinde görülen kötü muamele veya şiddete karşı ne yapabilir

    Aile içinde kötü muameleye ve şiddete uğrayan kadınların mutlaka bilmesi gereken haklara da değinen Şükran Şıpka, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre; şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişi, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna, cumhuriyet savcılığına, aile mahkemesi hakimliğine, kaymakamlığa veya valiliğe başvurabilir” şeklinde konuştu.

    “Şiddete uğrayan kadın, psikolojik destek, geçici korunma veya sosyal yardım alabilir”

    Şıpka, kadınların ilgili makamlardan neler talep edebileceklerine de açıklık getirdi. İlgili makamların, kadın ve çocukları için uygun barınma yeri, maddi yardımlar, psikolojik, mesleki, hukuki destek, sosyal bakım, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri vererek, geçici koruma altına alınmalarını sağlayabileceklerini ve hatta çocuklara kreş imkânı da sunabileceklerini kaydetti.

    “Gerekli durumlarda aile hakimi, kimlik bilgilerini değiştirebilir”

    Bazı tedbirlerin ise sadece aile hakimince alınabileceğini vurgulayan Şıpka, “İş yerinizin değiştirilmesi, evli iseniz ortak yerleşim yerinizden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi, hayati tehlike varsa ve diğer tedbirler yeterli olmayacaksa rızanız olduğu takdirde kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi de mümkündür. Ayrıca hakim, şiddete uygulayan kişiyi uzaklaştırma kararı alabileceği gibi, o kişide bulunan silah varsa onların alınmasını, tedavi görmesini sağlayabilir” ifadelerini kullandı.

    Boşanma hakkı

    Şıpka son olarak, kadının eşinden şiddet gördüğü veya kişilik haklarının zedelendiği durumlarda ve eşinin, evin, çocukların geçimine katkıda bulunmaması hallerinde boşanma davası açabileceğini vurguladı. Dava açmadan önce de bazı hakların olduğuna değinen Şıpka, konuya şu şekilde açıklık getirdi:
    “TMK m. 195 vd. maddeleri gereğince aile mahkemesinin müdahalesi istenebilir. Bu tedbirler şiddet uygulayan eşin konuttan uzaklaştırılması, evin geçimini sağlayacak nafaka ödemeye zorlanması, gerekirse eşin üçüncü kişilerden olan parasal alacaklarının size ödenmesi gibi tedbirlerdir. Örneğin hakim, eşinizin maaşının belirli bir kısmı ya da kira getiren bir malvarlığı varsa onun kira gelirlerinin size ödenmesinin saptanması (TMK m. 198), çocukların geçici velayetinin size bırakılması gibi kararlar verebilir.”

  • Barajlar alarm veriyor

    Barajlar alarm veriyor

    İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan 10 barajda kuraklığa bağlı düşüş yaşanıyor. Geçtiğimiz sene mart ayında 10 barajın ortalama su oranı yüzde 89 olarak ölçülürken, son verilere göre bu oran 35.29’a geriledi.

    Kırklareli’nin Vize ilçesinde bulunan ve İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan Kazandere ve Papuçdere barajlarında da ciddi oranda düşüş yaşanıyor. Geçtiğimiz sene mart ayında Kazandere Barajı yüzde 100 seviyesinde iken, son verilere göre su seviyesi yüzde 5,31’e, Papuçdere’de ise yüzde 94,53’ten yüzde 6,96’ya geriledi.

    Doluluk oranı Ömerli Barajı’nda 91.66’dan 51.34’e, Papuçdere Barajı’nda yüzde 94,53’ten yüzde 6,96’ya, Sazlıdere Barajı’nda yüzde 63.87’den yüzde 33.26’ya, Büyükçekmece Barajı’nda yüzde 94.45’ten yüzde 31.45’e, Alibey Barajı’nda yüzde 78.39’dan yüzde 10.87’ye, Terkos Barajı’nda yüzde 85’ten yüzde 31.98’e, Kazandere Barajı’nda yüzde 100’den yüzde 5.31’e, Elmalı Barajı’nda yüzde 96.56’dan yüzde 35.23’e, Darlık Barajı’nda yüzde 100’den yüzde 40’a, Istranca Barajı’nda yüzde 100’den yüzde 33.87’ye geriledi.

  • Meteoroloji’den sağanak yağış uyarısı

    Meteoroloji’den sağanak yağış uyarısı

    Türkiye’nin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu (Karaman dışında), Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Bitlis, Muş, Şırnak ve Hakkari çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

    Bugün hava durumu nasıl olacak ?

    Genellikle yağmur ve sağanak, batı kesimlerde yer yer gök gürültülü sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinin yüksekleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması beklenen yağışların, Ege, Batı Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz. Ankara ve Eskişehir çevrelerinde yerel olarak kuvvetli olacağı tahmin ediliyor.

    Gece ve sabah saatlerinde kuzeydoğu kesimlerde buzlanma ve don olayı bekleniyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek kesimlerinde çığ tehlikesi riski bulunmaktadır.

    Hava sıcaklığının Batı Akdeniz ile İç Anadolu’da 3 ila 5 derece azalacağı, Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında 2 ila 4 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

  • Çocuklara söylenmemesi gereken cümleler

    Çocuklara söylenmemesi gereken cümleler

    Ebeveynler olarak çocuğumuzu yetiştirirken zaman zaman hatalı söylemlerde bulunabiliyoruz. bu söylemler bazen çocuklarımıza hayatları boyunca taşıyacakları kaygıları, korkuları ya da gereksiz sorumlulukları yüklememize sebep oluyor. Çocuklarımızla aramızdaki ilişkiyi bozacak noktalara gelebiliyor. Bu yüzden çocuklarımızla konuşurken cümlelerimizi doğru seçmemiz çok önemli.

    Şımarık,dik başlı,inatçı gibi…etiketlemelerle büyüyen çocuklar bir süre sonra bunları bünyelerine kabul ediyorlar. Onlara yüklediğiniz bu sıfatlara uygun davranmaya başlıyorlar.

    “Ablalar / abiler korkmaz”

    Bazen çocuklarımızı cesaretlendirme niyetiyle kurduğumuz bu cümlenin çocuklarımızın duygularını küçümsediğimiz algısını yaratacağını düşünmeliyiz. Korkan bir çocuk anlaşılmak ister. Burada onu bu tarz cümlelerle cesaretlendirmek yerine, korkunun altında yatan duyguyu bulup çıkarmak ve onun üzerine çalışmak gerekir.

    “Seni bırakıp giderim”

    Bu tarz konuşmalar çocukta ayrılık kaygısına sebep olabiliyor. Ayrılık kaygısı yaşayan bir çocuk anneye daha bağımlı hale geliyor. Uykuya dalmada zorluk, okula gidememe gibi sorunları da beraberinde getiriyor.

    “Büyüklerine karşı gelme, ne olursa ol saygılı ol”

    Çocuklara saygının tek taraflı değil karşılıklı olması gerektiği duygusunu aşılamak çok önemlidir. Kültürel olarak büyüklere koşulsuz saygı duyulması gereken bir toplumda yaşasak da saygının karşılıklı olması gerektiği, çocukların da saygı duyulması gereken bireyler olduğu ve bazı haklarının olduğu fikri çocuklara aşılanmalıdır.

    “Şu an çok meşgulüm git başımdan”

    Bu cümle çocuğa kendini değersiz hissettirebilir. Çocukların büyüklerin ilgisine ihtiyacı vardır. Tabi ki her zaman uygun olup onlarla ilgilenmemiz mümkün değil ama bunu ‘Ben de seninle vakit geçirmek istiyorum ama şu an bir işim var, işimi hallettikten sonra seninle ilgileneceğim’ şeklinde söylemek daha doğru olacaktır.

    “Sen bunu yapamazsın ya da sen her şeyi yapa bilirsin”

    Bu iki tabir de yanlış tabirlerdir. Çocuklara azmi, çalışmayı, sebat etmeyi öğretmek doğru olan davranıştır. Sürece odaklanmak emeğini takdir etmek onların kişisel olarak emek vermenin önemini kavramalarına yardımcı olur.

    “Beni üzersen hasta olurum”

    Çocuklarınıza anksiyete yüklemekten başka bir işe yaramaz. Sizin hastalık durumunda tüm suçu kendinde görür. Bunu içselleştiren çocuk kendini suçlar bu da ilerleyen dönemlerde psikolojik sorunlar olarak gün yüzüne çıkabilir.

    “Neden onun gibi değilsin”

    Çocukları başka akranlarıyla kıyaslamak çocuğun kıskançlık duygularını harekete geçirir. Sürekli kıyaslanan bir çocuk sorumluluk almaktan kaçınır. Sosyal ilişkilerinde zorluk yaşayabilir. Kendini yetersiz ve değersiz hissedebilir. Çabalarının görülmediği fikrine kapılıp, çabalamayı bırakabilir. Anlaşılmadığını düşünerek içine kapanabilir.

     

  • Meteorolojiden uyarı!

    Meteorolojiden uyarı!

  • Katkı payı ve öğrenim ücreti alınmayacak

    Katkı payı ve öğrenim ücreti alınmayacak

    Resmi Gazete’de bugün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca, depremden etkilenen öğrencilerden bahar yarıyılında katkı payı ve öğrenim ücreti alınmayacak. Olağanüstü Hal Kapsamında Yükseköğretim Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, 129 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca, depremzede üniversite öğrencilerinden bahar yarıyılı için katkı pay ve öğrenim ücreti alınmayacağını belirtti. YÖK Başkanı Özvar, bu çerçevede ailesi veya kendisi OHAL illerinde ikamet eden ve devlet üniversitesinde öğrenim görenler ile OHAL illerindeki devlet üniversitelerinde eğitimlerine devam eden tüm öğrencilerin 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminde katkı pay ve öğrenim ücreti ödemeyeceğini kaydetti.

    Özvar, katkı pay ve öğrenim ücretini ödeyen öğrencilere ise ücretin yükseköğretim kurumlarınca iade edileceğini belirtti. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, “Öğrencilerimize bu kolaylığı sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim” dedi.

  • Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı

    Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı

    Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK verilerine göre, TÜFE şubat ayında yüzde 3,15 artış gerçekleştirdi. Yıllık bazda TÜFE yüzde 57,68’den yüzde 55,18’e geriledi.  Yurt içi ÜFE şubatta yüzde 1,56 artarken, yıllık bazda 76,61 oldu.

    AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, şubat ayında TÜFE’nin yüzde 3,52, yıllık TÜFE’nin ise yüzde 55,74 artmasını bekliyordu.

    Ekonomistlerin yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 51,57 düzeyinde.

    TÜFE’de ana harcama grupları itibarıyla şubat ayında bir önceki aya göre en yüksek artış yüzde 7,36 ile gıda ve alkolsüz içeçeklerde oldu.

    En çok düşüş ise yüzde 1,76 ile giyim ve ayakkabıda görüldü.

    Yıllık bazda en çok fiyat artışı yüzde 74,34 lokanta ve oteller olurken, en az artış yüzde 21,69 ile giyim ve ayakkabıda meydana geldi.

    TÜFE’de kapsanan 143 temel başlıktan 117 başlıkta artış, 23 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı.

    TÜİK, TÜFE için deprem bölgesinde yer alan Gaziantep, Malatya ve Hatay’da saha fiyatları derlenemediğini açıkladı.
    Şubat ayının zam şampiyonu yüzde 24,56 ile sebze (patates ve bazı yumru bitkiler hariç) oldu. Onu yüzde 14,47’lik artışla şarap, yüzde 10,47’lik artışla taze meyveler izledi.

    Şubatta fiyatı en çok düşen ürün yüzde 4,40 ile kadın giyim oldu. Onu yüzde 2,10 ile veri işlem ekipmanı ve yüzde 1,92 ile çocuk giyim takip etti.