Etiket: gündemhaber

  • Benzin ve motorine zam

    Benzin ve motorine zam

    Brent petrol fiyatları ve dövizdeki değişikliklerle birlikte vatandaşlar benzin ve motorin fiyatlarını takibe devam ediyor.

    Cumartesi gününden geçerli olmak üzere motorin grubunda 91 kuruşluk
    fiyat artışı bekleniyor.

    Güncel akaryakıt pompa fiyatlarına göre;

    İstanbul’da motorin litre fiyatı 20.63 liradan satılıyor.

    Benzinin litresi ise ortalama 20.48 liradan satılıyor.

  • Elektrikli otomobillerde matrah düzenlemesi

    Elektrikli otomobillerde matrah düzenlemesi

    Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararla, sadece elektrik motorlu araçların matrah limitleri arttırıldı.

    Buna göre, motor gücü 160 kilovatı aşmayan araçlarda ÖTV matrahı 700 bin TL’den 1 milyon 250 bin TL’ye yükseltildi. Motor gücü 160 kilovatın üzerindeki araçlarda ise ÖTV matrahı 750 bin TL’den 1 milyon 350 bin TL’ye çıkarıldı.

    Elektrikli araçların vergi oranlarında ise herhangi bir değişikliğe gidilmedi.

    Motor gücü 160 kilovatı aşan araçlarda vergi oranı yüzde 10 ila 40 arasında değişirken, motor gücü 160 kilovatı aşan araçlarda ise vergi oranı yüzde 50 ila 60 arasında olacak.

  • 4 il için sınav kararı

    4 il için sınav kararı

    Önümüzdeki günlerde yapılacak olan YÖKDİL/1, YDS/1, TUS/1 ve MSÜ Aday Belirleme Sınavı’nın, deprem bölgesindeki illerde yapılıp yapılmayacağı merak ediliyor. ÖSYM aldığı kararla birlikte bu 4 ilde sınavların yapılamayacağını açıkladı.

    ÖSYM’den 4 il için sınav kararı

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’ın açıklamasına göre Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da YÖKDİL/1, YDS/1, TUS/1 ve MSÜ Aday Belirleme Sınavı yapılamayacak.

    4 ildeki sınav merkezlerinde sınava girmek için tercihte bulunan adaylar, MSÜ sınavı için 1-6 Mart 2023 tarihleri arasında, YÖKDİL/1 sınavı için 2-6 Mart 2023 tarihleri arasında, YDS/1 sınavı için 8-9 Mart 2023 tarihleri arasında, TUS/1 sınavı için 1-8 Mart 2023 tarihleri arasında geç başvuru yapabilecek.

    Sınav merkezleri değişecek

    Bu illerde sınavların yapılamaması nedeniyle, daha önce bu illeri sınav merkezi olarak seçen adaylar, sınav merkezlerini değiştirmek zorunda. Adaylar, Türkiye’deki diğer merkezlerden istedikleri sınav merkezini seçebilecek.

    Adaylar, ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminden (https://ais.osym.gov.tr) ve mobil uygulamasından sınav merkezi tercihlerini güncelleyebilecek.

    Sınavlarla ilgili değişiklik ve düzenlemeler, ÖSYM web sitesinden takip edilebilecek.

  • Şubat ayında ihracatta düşüş yaşandı

    Şubat ayında ihracatta düşüş yaşandı

    Ticaret Bakanlığı, tarafından açıklanan verilere göre aynı ayda ithalat 30,8 milyar dolar olurken, bu rakamın %22’si enerji ithalatı kaynaklı gerçekleşti.

    Açıklamada şöyle denildi: “Bilindiği üzere, 2022 yılında ihracatta büyük başarılar elde edilmiştir. Mal ihracatının yanı sıra hizmetler ihracatında da önemli bir aşamaya gelinmiştir. 2022 yılında mal ihracatımız %12,9 oranında artış ile 254,2 milyar dolar olur iken, hizmet ihracatımız ise %46,5 oranında artış neticesinde 90 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

    Türkiye ekonomisi, 2022 yılında %5,6 ile Orta Vadeli Program (2023-2025) tahmini olan %5’in üzerinde büyümüştür. Mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı yıl genelinde 2,2 puan pozitif gerçekleşerek büyümenin %40’ını oluşturmuş ve ihracat büyümenin itici gücü olmayı sürdürmüştür.

    Öte yandan, ülkemizin toplam ihracatının %8,6’sını oluşturan 11 ilimizde yaşanan deprem felaketinin ihracatımız üzerinde aşağı yönlü etkisi olmuştur.

    2023 yılı Şubat ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %6,4 azalışla 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Gümrük kapıları verilerine göre bu iller arasında özellikle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da deprem sonrasında ihracatta önemli ölçüde gerileme meydana gelmiştir.

    Aylık tahminlerimizde yaşanan sapmalar ve il bazlı düşüşler dikkate alındığında, deprem nedeniyle Şubat ayı ihracatımızda doğrudan 1,5 milyar dolarlık bir aşağı yönlü etki olduğu değerlendirilmektedir.

    Geçen yılın aynı dönemine göre dış talebin nispeten zayıf seyri ve avro-dolar paritesinin düşük gerçekleşmesi de ihracatımızı aşağı yönlü etkilemiştir. Parite sebebi ile ihracatımız 2023 yılı Şubat ayında 529,2 milyon dolar daha az gerçekleşmiştir.

    Şubat ayı ithalatımız ise 30,8 milyar dolar olurken, bu rakamın %22’si enerji ithalatı kaynaklıdır.

    Ayrıca, ithalattaki artış önemli oranda işlenmemiş altın ithalatından kaynaklanmaktadır. Nitekim bu dönemde işlenmemiş altın ithalatı 3,7 milyar dolar artarak (%858,7 artış) 4,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

    2023 Şubat ayında ithalattaki artışta öne çıkan ürün grupları arasında otomotiv ithalatı yarı iletken krizinin aşılmasından dolayı 2,1 milyar dolar (%81 artış), makine ithalatı 2,9 milyar dolar (%22,2 artış), elektrikli makineler ithalatı 2,1 milyar dolar (%40,5 artış) olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılı itibarıyla, depremden etkilenen 11 ilimizin Türkiye GSYH’si içindeki payı %9,8’dir.

    Depremin illerin ekonomisinde yol açtığı tahribatın ivedilikle aşılması amacıyla gerekli tedbirler hayata geçirilmekte olup, depremden etkilenen işletmelerimizi tekrar ayağa kaldırmak üzere kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar kapsamında çalışmalar yapılmaktadır. “

  • Otomotiv satışları Şubat’ta rekor kırdı

    Otomotiv satışları Şubat’ta rekor kırdı

    Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD), Şubat ayı satış verilerini açıkladı. Buna göre; otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2023 Şubat ayında yüzde 63,4, otomobil pazarı yüzde 56,5, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 85,2 oranında arttı.

    2023 yılı Şubat ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2022 yılı Şubat ayına göre yüzde 63,4 artarak 81 bin 148 adet oldu. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlarına göre yüzde 74,3 arttı. Otomobil pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre yüzde 65,8 artış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Şubat ayı ortalama satışlara göre yüzde 101,6 arttı.

    Otomobil ve hafif ticari araç pazarı Ocak-Şubat döneminde yüzde 50,4 arttı

    Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50,4 oranında artarak 132 bin 42 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları, 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde geçen yıla göre yüzde 44,3 oranında artarak 96 bin 195 adet, hafif ticari araç pazarı yüzde 69,7 artarak 35 bin 847 adet oldu.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, yağışların genellikle yağmur ve sağanak, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer gök gürültülü sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzeyinin yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Sabah ve gece saatlerinde ülke genelinde yer yer pus ve sis ile birlikte doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı bekleniyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek kesimlerinde çığ riski bulunuyor.
    Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı, ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzey yönlerden, güneydoğu kesimlerde güney yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.
    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra ve gece saatlerinde sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 19

    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde hafif sağanak yağışlı 10

    Bursa: Parçalı ve çok bulutlu 8

    İzmir: Parçalı bulutlu 17

    Adana: Parçalı ve az bulutlu, iç kesimleri yer yer çok bulutlu 27

    Antalya: Parçalı ve az bulutlu, iç kesimleri yer yer çok bulutlu 22

    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, sabah ve öğle saatlerinde yağmur ve sağanak yağışlı 11

    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, sabah ve öğle saatlerinde yağmur ve sağanak yağışlı 10

    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı karla karışık yağmur ve kar yağışlı 7

    Diyarbakır: Parçalı, yer yer çok bulutlu 20

  • EYT’lilerin yapması gerekenler

    EYT’lilerin yapması gerekenler

    EYT ile ilgili düzenlemeleri içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. İlk etapta yaklaşık 2 milyon 250 bin kişinin emekli olmasını sağlayacak düzenlemeyle beraber gözler başvuru sürecine çevrildi. Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmesinin ardından vatandaşlar, e-Devlet üzerinden veya SGK müdürlüklerine başvurarak emekli aylığı bağlatma talebinde bulunabilecek.
    Yasa çerçevesinde, 8 Eylül 1999 ve öncesinde sigorta girişi olanlar yaş sınırı bulunmaksızın emekli olabilecek; Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur ayrımı gözetilmeyecek. Prim gün sayısını ve çalışma süresini dolduran her vatandaş emeklilik hakkı elde edecek, yasa kapsamında taşerondan kadroya geçen işçiler için zorunlu emeklilik de kaldırılacak. Ayrıca işverenlere de kıdem tazminatı için kredi desteği verilecek, yüzde 5’lik sosyal güvenlik destek primi de sağlanacak.

    “SSK’lıların emekli aylığı bağlatmak için işten ayrıldıklarını beyan etmeleri gerekecek”

    Emeklilik sürecinde 5 bin ila 5 bin 975 prim gün şartını tamamlayan SSK’lı EYT’liler, SGK’dan “emekli olabilir” yazısı alarak, işverenlerine emeklilik dilekçesi vermeleri ve dilekçede emekli aylığı bağlatmak için işten ayrıldıklarını beyan etmeleri gerekecek. Ayrıca kıdem tazminatları ve varsa diğer işçi alacaklarını talep edebilecek. İşveren tarafından alınan dilekçe de işten ayrılış nedeni olarak 08 No’lu kodu kullanılarak işçinin çıkışını yapması gerekecek. Herhangi bir iş yerinde çalışmayan EYT’liler ise “emekli olabilir” yazısı almadan emekli aylığı talebi için doğrudan e-Devlet üzerinden ve SGK müdürlüklerinden başvurabilecek.

    “Bağ-Kur’lu vatandaşların emekli olmaları için prim günlerini doldurmaları yeterli”

    Bağ-Kur’lu 4/B’ye tabii vatandaşların, emekli başvuru sürecinde “emekli olabilir” yazısı almalarına gerek olmadan emekli kadınlarda 7 bin 200, erkeklerde 9 bin prim günü şartlarını tamamlayan her vatandaş emekli aylığı bağlatma talebinde bulunabilecek.

    “Memurların kurumlarına Emeklilik Talep Formu doldurmaları gerekecek”

    Emeklilik sürecinde 4/C’ye tabii olan memurlar ise kurumlarına Emeklilik Talep Formu doldurarak veya dilekçeyle başvuracak. Atamaya yetkili kurum amiri emekliliğe sevkini onaylamasıyla HİTAP yetkisi verilmiş personel de bunu HİTAP üzerinden SGK’ya iletebilecek.

    “EYT kapsamında ilk maaşlar ise Nisan ayında ödenecek”

    Vatandaşlar, Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek olan yasayla birlikte başvuruda bulunabilecek. Başvuruyu takip eden ay maaşlar hesaplara yatacak, ilk maaşlar Nisan ayında ödenecek.

  • Borsa ilk yarıda yükseldi

    Borsa ilk yarıda yükseldi

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi günün ilk yarısında yüzde 0,86’lık değer kazandı. Endeks 44,95 puan artışla 5.282,28 puana çıkarken, toplam işlem hacmi 37,9 milyar lira oldu. İlk yarıda bankacılık endeksi yüzde 0,33, holding endeksi ise yüzde 1,02 değer kazandı.

  • Deprem endişesiyle uykusuz kalanlar dikkat

    Deprem endişesiyle uykusuz kalanlar dikkat

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler, ülke genelinde büyük üzüntü ve korkuya neden oldu. Deprem gibi büyük bir felaketi yaşayan ve oradan sağ kalıp çıkabilmiş bireylerde değişik sebeplerle uyku sorunlarının ortaya çıkabileceğini söyleyen Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, bu durumun uzun sürmesi halinde mutlaka uzmandan destek alınması gerektiğinin altını çizdi.

    Derin üzüntüye yol açan depremler sonrası travma ve stres bozukluğu gibi çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Deprem gibi doğal afetler toplumda ortak bir korku, kişilerde ise farklı izler ve kaygı durumlarına sebep olabilir.
    Tekrar yatıp uyuma halinde depreme yakalanırsam korkusu ile uykuya dalma ya da uykuyu sürdürme güçlükleri ortaya çıkabileceğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, dikkatli olunması ve bu durumun hafife alınmaması gerektiğine vurgu yaptı.

    Depresif duygu durumun belirtisi olarak ya da travma sonrası stres bozukluğu ile birlikte uykusuzluk gözlenebileceğini belirten Prof. Dr. Öztürk, deprem yaşayanlar ve depremde kayıpları olan bireylerde yalnızlık hissi, kendi değerini sorgulama ve depresyon ya da intihar düşünceleri olabileceğinden dolayı uyku sorunlarını ciddiye alarak dikkatli olmak gerektiğini ifade etti.

    Uyku sorunları çeken bireylerin bir uzamana danışarak sebebini anlaması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Öztürk, uykusuzluk sorununun bireyin hem sonraki yaşamında sağlıklı olma durumunu da etkileyeceğine değindi.

    “Her 5 depremzededen birinde travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkıyor”

    Uyku sorununun altta yatan bir depresyonun ya da stres sonrası bozukluğun nedeni olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Literatürdeki çalışmalara baktığımız zaman ilginç rakamlar var. 2000’li yıllarda, Çin’in Schun eyaletinde yaşanan 8 şiddetindeki depremde yapılan çalışmada depremzedeleri 10 yıl süreyle takip ediyorlar ve 10 yıl sonra (İnsomnia) ya da uykusuzluk yakınmasının yüzde 20’lerde olduğu gösteriliyor. Yine Japonya’da Kumamoto depremi sonrasında depremden 5 sene sonra uykusuzluk yakınmalarının yüzde 35’lerde olduğu gösteriyor. Bu çok büyük bir rakam. Yani neredeyse her 5 depremzededen birinde travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkıyor” şeklinde açıklamada bulundu.

    “Üzerine düşülmezse bu sorun yıllarca sürebilir”

    Uyku şikayetlerinin sadece deprem sonrasındaki erken dönemde, aylar içerisinde değil eğer üzerinde durulmazsa yıllarca sürebilen kronik bozukluk haline gelebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Öztürk, bu nedenle bir psikiyatri veya bir uyku uzmanıyla görüşerek altta yatan sebebin ortaya çıkarılması ve girişimin de ona göre yapılması gerektiğine dikkat çekti.

  • Binalar incelendi, 8 kritik hata

    Binalar incelendi, 8 kritik hata

    Türkiye’yi sarsan deprem felaketinin 23 gününde bölgedeki enkaz çalışmaları devam ederken bir yandan da alanında uzman kişilerce yıkımlara sebep olan hatala araştırılıyor.

    Hatay’daki 500 binayı inceleyen bilirkişi, sahadaki kritik sorunları belgeledi. Buna göre; yıkımlara sebep olan hatalar, “zayıf kolon”, “düz demir kullanımı”, “taşıyıcı elemanlara verilen zararlar”, “kesit yetersizliği”, “uygunsuz etriye aralıkları”, “yumuşak kat etkisi”, “zemin sıvılaşması” ve “çerçeve süreksizliği” gibi 8 başlıkta toplandı.

    İnşaat mühendisi Suat Torun yaptığı açıklamada, Hatay’da depremin hemen ardından hasar tespit çalışmalarına katkı vermek ve İnşaat Mühendisleri Odası üyesi olarak gönüllü bilirkişilik yapmak üzere sahaya gittiğini ve 10 gün bölgede kaldığını anlattı.

    Meslek odası olarak hasar tespiti yaparken ayrıca bilirkişi olarak savcılık adına gerekli verileri topladığını dile getiren Torun; mimarlar, jeoloji mühendisleri ve inşaat mühendisleri olarak birlikte hareket ettiklerini, araziyi, yapıyı ve tasarımı incelediklerini aktardı.

    TOPLAM 500 BİNA İNCELENDİ

    Mühendis Torun, bölgede savcılık adına 200’e yakın, İnşaat Mühendisleri Odası adına ise 300 olmak üzere toplam 500 binayı incelediğini söyledi.

    Bu çalışmaları yaparken bir inşaat mühendisi olarak yaptığı çalışmaları paylaşan Torun, delillerin karartılmaması için binaların fotoğraflarını ve videolarını çektiklerini, binanın ne sebeple yıkıldığını tespit etmek için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

    ”KOLON VE KRİŞLERDEN ÖRNEKLER ALDIK”

    Torun, “Binaların kolon ve kirişlerinden örnekler aldık. Yapının bütünlüğü bozulmuşsa bile her bir donatının ölçümlerini yaptık. Sahadaki numuneleri de yetkililere teslim ettik.” dedi.

    Hatay’da yapıların çok büyük hasar gördüğünü vurgulayan Torun, sahada gördükleri binaların büyük çoğunluğunun eski yapılar olduğunu ifade etti.

    ÖNCELİKLİ SEBEP YAPIM HATALARI

    Torun, depremde yıkıma neden olan hatalar konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Sahada en çok rastladığımız sorun beton kalitesizliği yani istenen dayanıma sahip olmayışıydı. Bunun dışında demir gibi donatıların istenen çapta ve yapıda olmadıklarını tespit ettik. Proje ve uygulama hatalarını da gördük. Bir de zemin etütlerinin iyi yapılmaması ve zemin sıvılaşmasından kaynaklı büyük problemlerle karşılaştık. Genelde öncelikli sebep yapım hataları kaynaklı olarak ortaya çıkıyor. Genel başlıkları ise zayıf kolon, düz demir kullanımı, taşıyıcı elemanlara verilen zararlar, kesit yetersizliği, uygunsuz etriye aralıkları, yumuşak kat etkisi ve çerçeve süreksizliği olarak sıralayabiliriz. Proje hataları da gördük. Tasarım yapılırken binanın x ve y düzleminde deprem kuvvetlerini alması için perdeler tasarlanır. Bunların tüm kolonlarının kirişlerle bağlanması gerekir. Yapılmaması halinde yapı hasarları oluşur.”

    BETONDA BÜYÜK TANELİ ÇAKILLAR TESPİT EDİLDİ

    İncelediği 500’e yakın binada rastladığı sorunları çektiği fotoğraflarla belgeleyen Torun, yıkımların en çok kontrolsüz yapım hataları nedeniyle oluştuğunu tespit ettiklerini ifade etti.

    Hatay’da yıkılan bir binanın fotoğrafı üzerinden örnek veren Torun, beton içindeki agrega denilen çakıl, kum gibi malzemenin istenen boyutta olmadığını gözlemlediklerinin altını çizdi.

    Betondaki bu çakılların boyutunun 8-10 santimetreye varan büyük çaplarda olduğunu tespit ettiklerini aktaran Torun, “Bu çakılların büyük oluşu deprem açısından büyük risk yaratır ve binanın mukavemetini zayıflatır. Burada kırma taş kullanılması gerekirdi. Bunları maalesef incelediğimiz binalarda göremedik.” diye konuştu.

    DENİZ KUMU BETON YAPISINI BOZMUŞ

    Hatay’da binalarda deniz kumu kullanıldığını da tespit ettiklerini belirten ve kumun içinde deniz kabuğunu belgeleyen bir fotoğrafı gösteren Torun, “Deniz kumunun en büyük tehlikesi, tuz oranının yüksek olmasından dolayı betonun yapısını bozar. Bu nedenle beton istenen dayanıma sahip olamaz. Deniz kumunun, binalarda beton içinde bulunan demirin korozyona uğramasına yani çapının küçülmesine, ayrıca paslanıp çürümesine de neden olduğunu gördük. Korozyon nedeniyle 16 milimetre çapında olması gereken demirin 10 milimetreye kadar düştüğünü gördük.” ifadelerini kullandı.

    Torun, demirlerin açıkta olması ve havayla temas etmesinin de korozyona uğrayarak çap kaybetmelerinin bir diğer nedeni olduğuna dikkati çekti.

    KOLONLAR DAHA İNCE, DEMİR KALİTESİ YETERSİZ

    Torun, eski yönetmeliklere göre inşa edilen yapıların kolon kesitlerinin yetersiz olduğuna işaret ederek, “Hatay’da eski binalarda genelde 18-20 santimetre dolayında kolonlar, 15-20 santimetre arasında da kirişler tespit ettik. Bu boyuttaki elemanlar kesit yetersizlikleri sebebiyle yapıların hasara uğramasına sebep olmuş. Şimdiki yönetmeliklerde kolon boyutunun minimum 30, kiriş genişliğinin de 25 santimetre olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    Betonarme binalarda betonla daha iyi birliktelik sağlayan nervürlü demirlerin de önemine değinen Torun, “Nervürsüz demir beton içinde sıyrılması kolay olduğu için görevini yerine getirememiş. Bu sebepten yapılar çok hızlı hasar almış ve çökmüş. Nervürlü yapılarda yapı hasar alsa da donatı sıyrılmamış, yıkılma olmamıştır. Şimdiki yönetmeliklerde nervürlü demir kullanmak mecburi.” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep bölgesinde hasar tespit çalışmalarına katılan inşaat mühendislerinin de kolonlarla ilgili gözlemlerini aktaran Torun, “Meslektaşlarımız, bu şehirde bazı yapılarda bulunulan mekanı genişletmek amacıyla kolon kesimlerine rastladı. Bu binayı yıkıma götüren, ana taşıyıcı sisteminin tamamen çökertilmesi anlamını taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    ”KÜÇÜK” TEKNİK DETAY YIKIMI NEDEN OLDU

    İnşaat çeliğinin bükülmesiyle elde edilen bir sargı donatısı olan etriyelerin birleştirilme yönteminin ve aralıklarının çok önemli olduğunu görsellerle anlatan Torun, şöyle konuştu:

    “Bu donatının istenen düzeyde yapılmaması nedeniyle binaların mukavemetinde ciddi sorunlar ortaya çıkmış görünüyor. Çapları 6 milimetre olan ve gönyesi 135 derece bükülmeyen etriyeleri tespit ettik. Hem çap yetersizliği hem de 135 derece bükülmemeleri, görevlerini yerine getirmesine engel olmuş. Deprem olduğunda bu bükümlerin binayı koruyucu bir özelliği vardır. Bu küçük bir teknik detay gibi görünse de yapılmadığında binayı yıkıma kadar götüren büyük bir hatadır.”

    TAŞIYICI ELEMANLARA VERİLEN ZARARLAR

    Torun, Hatay’da özellikle yıkılan ve ağır hasar alan binalarda tesisat gibi yapı tamir işlerinin taşıyıcı elemanlara zarar verdiğini de gördüklerini belirterek, “Bazı binalarda tesisatın kesilen kolonların aralarına yerleştirilmiş olduğunu da gördük. Tamiratlar sırasında binalara ek yükler de yüklenmiş. Ustaların bilinçsizce yaptığı bu tür yanlışlar, yapılara ağır hasarlar vermiş ve yıkıma sebep olmuş.” diye konuştu.

    YUMUŞAK KAT ETKİSİ, ZEMİN SIVILAŞMASI…

    Özellikle zemin katlarda betonarme binaların deprem esnasında yıkılmasına neden olan en önemli mimari tasarım hatalarından birinin yumuşak kat meydana gelmesi olduğunu aktaran Torun, bu nedenle yıkılmış bir binanın görselini de paylaştı.

    Yapı yaklaşma mesafesini de çok yetersiz bulduklarını dile getiren Torun, “Neredeyse yan yana yapılan binalar gördük. Bu nedenle hasarlı bir bina yanındaki binayı da yıkmış. İki bina arasındaki darlıktan dolayı ağır hasarlı bir binanın yandaki binaya zarar vererek ölümlü bir hasar oluşturduğunu gördük.” dedi.

    Torun, özellikle yan yatan bazı binalarda yapı hasarlarının yanı sıra zemin sıvılaşmasına bağlı sorunlar ile alt katlardaki çıkmalar nedeniyle çerçeve süreksizliğinin oluşmasına neden olan sorunları tespit ettiklerini söyledi.

    ”TAŞERONLAR VE USTALAR EĞİTİLMELİ”

    Bilirkişi Suat Torun, inşaat yapım işlerinin meslekten gelen kişilerce yapılması ve bu kişilerin altında çalışan taşeronların ve ustaların eğitilmesi gerektiğini vurguladı.

    İnşaat mühendisliği lisans derslerinde bu tür problemlerin tekrarlanmaması için müfredata yeni derslerin eklenmesi gerektiğini belirten Torun, “Şu anda bu tür dersler yüksek lisans derecesinde okutuyor. Staj süreleri uygulama deneyimi için uzatılmalı. Tabii toplum bilincinin de oluşması gerekiyor. Mümkün olduğunca dayanıklı olması için çaba gösterilmesi, ev sahibi olmak isteyenlerin evin içinden çok yapının taşıyıcı özelliklerini öğrenip sorgulaması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.