Etiket: gündemhaber

  • Deprem sonrası yeme bozukluğu

    Deprem sonrası yeme bozukluğu

    Deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunların kişilerde strese bağlı yeme bozukluklarına neden olabildiğini ifade eden Diyetisyen Eral, “Deprem sonrasında hastalarımdan bunu daha sık duymaya başladım. ‘Farkında olmadan kendimi buzdolabının önünde buluyorum’ diyenler oluyor, aslında bu dönemlerde vücut bizden karbonhidrat içeren besinler istiyor ama biz bunu tatlı olarak algılıyoruz.” diye konuştu.

    Bu durumlarda duygusal açlık (hedonik açlık) yaşandığını belirten Eral, “İnsanlar yalnızca fiziksel olarak açlık hissetmezler, yaşanan stresli dönemlerde psikolojik olarak aç hissetmese kişi, duygusal açlık yaşayabilir ve bu durumda yeme artışı görülebilir.” şeklinde konuştu.

    Duygu durumunun yeme eğilimi etkileyebildiğini ifade eden Diyetisyen Eral, “Bu kişiden kişiye değişen bir durumdur, psikolojik sorunlar yaşayan bazı kişilerde iştah artarken bazılarında ise azalabiliyor.” dedi.

    Tiptofan ve selenyum içeren besinler

    Hasta öyküsünün bir diyetisyen için çok önemli olduğunu aktaran Eral, “Bir anamnez oluşturduktan sonra gerekirse danışanlarımı psikiyatriye de yönlendirebiliyorum ve birlikte nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini belirliyoruz.” diye konuştu.
    Son dönemde antidepresan kullanımının da arttığına dikkat çeken Eral, “Bazen aldıkları ilaç gereği uykuya meyilli olabiliyor hastalar uyku süreleri beslenme sürelerinin şeklini etkiler ve bu hastalarda genellikle triptofan ve selenyum içeriği yüksek besinlerin işe yaradığını düşünüyorum. Kuru baklagiller, tam tahıllar, süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki triptofan sayesinde duygu durumunu olumluya çevirecek etkileri var. Selenyum içeriği yoğun besinler ise; muz, çiğ kuruyemiş, yağsız süt, yoğurt, brezilya cevizi, çiğ kaju, kakao oranı 70 ve üzeri olan bitter çikolatalar gibi besinlerdir, bunlar selenyum içerdiği için mutluluk hissini arttıran besinlerdir.”

    Açlik fiziksel mi yoksa duygusal mi?

    Hastanın gerçek bir açlık mı yoksa duygusal bir açlık mı yaşadığını nasıl ayırt edebileceğini ise Diyetisyen Şükriye Eral şu sözlerle açıkladı: “Bu gerçek bir açlık mı duygusal bir açlık mı nasıl ayırt edilir, stres altındayken kişinin bunu anlaması çok zor, ama bunu sık yaşıyorsak, önce bir iki bardak su içebiliriz, açlığın geçip geçmediğine bakarız, öğün saati gelmediyse atıştırmalıkları kullanabiliriz, ancak yemek yediğimiz halde açlık hissinin geçmemesi durumunda bunun duygusal (hedonik) açlık olduğunu düşünebiliriz.”

    Hastaya özel tablo

    Duygu durum bozukluğu ile gelişen yeme bozukluklarında da önce hastaya özel besinler içeren bir tablo verdiğini anlatan Diyetisyen Eral, “Sonra diğer hastalarımda da yaptığım gibi bir tıbbi beslenme programına başlıyoruz. Genel olarak tüm beslenme programlarının sürdürülebilir olmasına önem veriyorum, kişinin sürekli bir hastalığı yoksa hiçbir besini yasaklama yoluna gitmiyorum. Her şeyi yiyebiliriz ama miktarlar ve zamanı önemli, bunun dengesini öğrenmelerini sağlamaya çalışıyorum, bu sağlıklı besinlere yönlendiğimizde de duygusal ve fiziksel olarak da sağlık durumuna geçmemiz kolaylaşıyor.” ifadelerini kullandı.

    Yediklerimiz de stres seviyesini yükseltebilir

    Tüketilen besinlerle vücudumuza toksik maddeleri de yüklediğimize dikkat çeken Eral, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Fazla kızartma, sigara, alkol alımı, hava kirliliği… gibi durumlarda vücutta stres seviyemiz ve toksin miktarımız arttırıyor bu nedenle antioksidan besin tüketimimizi artırmalıyız. Antioksidan içeren besinler ise yüksekten düşüğe doğru şunlardır: Meyveler: Yaban mersini, turna yemişi, böğürtlen, nar, çilek, kiraz, incir, gojiberry, portakal, avokado, şeftali, limon, mango, kivi, kayısı, muz, Sebzeler ve Baharatlar: Zencefil(taze), enginar, sarımsak, kişniş (taze), kara lahana, kuşkonmaz, roka, pancar, turp, ıspanak, brokoli, maydanoz, patlıcan, çiğ soğan, karnabahar, kereviz, beyaz lahana. Kurubaklagiller: Meksika fasulyesi, mercimek, soya fasulyesi, börülce, kuru fasulye, nohut. Yağlı Tohumlar: Ülkemizde çok yaygın olmasa da pikan cevizi, makademya fındığı, ceviz, antep fıstığı, fındık, badem, kaju gibi besinleri arttırabilir, renkli beslenmeyi öne çıkarabiliriz. Ancak unutmayalım ki her besin her kişiye iyi gelmeyebilir. Bu besinleri sağlıklı bireyler tüketebilir. Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin ve hamilelerin hekimleri ve diyetisyenleri kontrolünde bu besinleri tüketmemesi veya dikkatli tüketmeleri gerekmektedir.”

  • Döviz kurlarında son durum

    Döviz kurlarında son durum

    Dolar/TL, Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından 18,87’den işlem görüyor.

    Euro/TL de 20,02’den alıcı buluyor.

    Dün yüzde 0,4 artışla günü 104,6’dan tamamlayan dolar endeksi, şu sıralarda önceki kapanışının yüzde 0,2 altında 104,3’te bulunurken, euro/dolar paritesi de önceki kapanışına göre yüzde 0,1 artışla 1,0620 seviyelerinde seyrediyor.

    TCMB FAİZİ DÜŞÜRDÜ

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, şubat ayı faiz kararını açıkladı.

    Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 9’dan yüzde 8,5’e indirilmesine karar verdi.

    FED TUTANAKLARI YAYINLANDI

    Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artışlarına beklenenden daha uzun süre devam edebileceği endişesiyle küresel ölçekte dolara olan talebin arttığını belirtti.

    Dün açıklanan Fed’in son toplantısına ait tutanaklar, neredeyse tüm Fed yetkililerinin faiz oranının 25 baz puan artırılmasında hemfikir olduğunu, birkaç yetkilinin ise 50 baz puanlık faiz artışını desteklediğini ortaya koydu.

    Bugün ABD’de açıklanacak 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve Euro Bölgesi’nde enflasyon verilerinin varlık fiyatları üzerinde etkili olabileceğini aktaran analistler, Fed yetkililerinin açıklamalarının da yakında takip edildiğini söyledi.

    Analistler, teknik açıdan dolar endeksinde 105 seviyesinin direnç, 103,5’in destek konumunda olduğunu kaydetti.

  • Göz Sağlığına İyi Gelen Besinler

    Göz Sağlığına İyi Gelen Besinler

    Havuçlar veya daha spesifik olarak içindeki vitaminler göz sağlığınız için önemlidir. Araştırmalar, beş gıdanın katarakt, göz merceğinin bulanıklaşması, göz kuruluğu ve glokomu önlemeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Ayrıca yaşlılarda geri dönüşü olmayan görme kaybının en yaygın nedeni olan yaşa bağlı makula dejenerasyonuna karşı koruma sağlayabilirler. 

    Göz sağlığınızı en üst düzeye çıkarmak için bu yiyeceklerden daha fazla tüketin. 

    *Havuç 

    Havuç, vücudun A vitamini yapmak için kullandığı beta-karoten içerir. A vitamini göz sağlığı için önemlidir. Onsuz veya yetersiz miktarlarda, düşük A vitamini seviyeleri göz kuruluğuna, kornea skarlaşmasına, gece körlüğüne ve görme kaybına neden olabilir.  

    *Kale 

    Lahana, ıspanak ve brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, retinada yüksek konsantrasyonlarda bulunan antioksidan lutein ve zeaksantin açısından zengindir. Bu antioksidanlar bir filtre görevi görür ve retinayı mavi ışığa zarar vermekten korur.   

    * Kırmızı biber 

    Kırmızı biber, portakal, çilek, brokoli ve kivi gibi turuncu ve kırmızı meyve ve sebzeler, katarakt gelişimini önlemeye yardımcı olabilecek başka bir antioksidan olan C vitamini içerir.  

    * Somon 

    Balık, özellikle somon, omega-3 yağ asitleri ile doludur. Omega-3 yağ asitleri, retinanın görsel sağlığını geliştirmeye yardımcı olur ve kuru gözlerin önlenmesine yardımcı olabilir. Somon, sardalye ve ringa balığı en fazla omega-3’e sahiptir, ancak pisi balığı, pisi balığı ve ton balığı da iyi kaynaklardır. 

     

  • TÜİK’ten pandemi sonrası ilk açıklama

    TÜİK’ten pandemi sonrası ilk açıklama

    Corona virüs pandemisinin başladığı Aralık 2019’dan bu yana ölüm istatistikleri, TÜİK tarafından ilk kez paylaşıldı. Türkiye’de 2019 yılında ölen kişi sayısı 435 bin 941 olmuştu.

    Buna göre, 2020 yılında 507 bin 938 kişi hayatını kaybetti. Ölüm sayısı 2019 yılında 435 bin 941 iken 2020 yılında yüzde 16,5 artarak 507 bin 938 oldu.

    Ölen kişilerin 2019 yılında yüzde 54,6’sını erkekler, yüzde 45,4’ünü kadınlar oluştururken 2020 yılında ölen kişilerin yüzde 56’sını erkekler, yüzde 44’ünü kadınlar oluşturdu.

    Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2019 yılında binde 5,3 iken 2020 yılında binde 6,1 oldu. Diğer bir ifade ile 2019 yılında bin kişi başına 5,3 ölüm düşerken 2020 yılında bin kişi başına 6,1 ölüm düştü.

    TÜİK 2020 ve 2021 yılı ölüm istatistiklerini açıkladı - 1

     

    2021 YILI DA BELLİ OLDU

    Ölüm sayısı 2021 yılında 565 bin 594 oldu. Ölüm sayısı 2020 yılında 507 bin 938 iken 2021 yılında yüzde 11,4 artarak 565 bin 594 oldu. Ölen kişilerin 2020 yılında yüzde 56’sını erkekler, yüzde 44’ünü kadınlar oluştururken 2021 yılında ölen kişilerin yüzde 54,6’sını erkekler, yüzde 45,4’ünü kadınlar oluşturdu.

    Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2020 yılında binde 6,1 iken 2021 yılında binde 6,7 oldu. Diğer bir ifade ile 2020 yılında bin kişi başına 6,1 ölüm düşerken 2021 yılında bin kişi başına 6,7 ölüm düştü.

    Sağlık Bakanlığı’nın en son açıkladığı 14-27 Kasım 2022 verilerine göre, corona virüs pandemisinde 101 bin 492 kişi hayatını kaybetmişti. Pandemide toplam vaka sayısı 17 milyon 42 bin 722 olarak kayıtlara geçmişti.

    2020 verilerine göre;

    Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 22 bin 136 oldu Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2020 yılında 22 bin 136 oldu. Ölenlerin 13 bin 699’unu erkekler, 8 bin 437’sini kadınlar oluşturdu.
    Covid-19 kaynaklı ölümler yaş grubuna göre incelendiğinde, COVID-19 kaynaklı ölümlerin en fazla 65-74 yaş grubunda olduğu görüldü. Bu yaş grubunda ölenlerin 4 bin 508’ini erkekler, 2 bin 546’sını kadınlar oluşturdu.
    2021 verilerine göre;

    Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 65 bin 198 oldu.
    Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2020 yılında 22 bin 136 iken 2021 yılında 65 bin 198 oldu. Covid-19 nedeniyle 2021 yılında ölenlerin 35 bin 693’ünü erkekler, 29 bin 505’ini kadınlar oluşturdu.
    Covid-19 kaynaklı ölümler yaş grubuna göre incelendiğinde, Covid-19 kaynaklı ölümlerin 2020 yılında en fazla olduğu yaş grubunun 65-74, 2021 yılında ise 75-84 olduğu görüldü. Covid-19 nedeniyle 2021 yılında 75-84 yaş grubunda ölenlerin 9 bin 493’ünü erkekler, 8 bin 566’sını kadınlar oluşturdu.

    TÜİK 2020 ve 2021 yılı ölüm istatistiklerini açıkladı - 2

    Ölüm nedenleri arasında dolaşım sistemi kaynaklı hastalıklar ilk sırada yer aldı

    Ölümler nedenlerine göre incelendiğinde, 2020 yılında yüzde 36 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 15,8 ile solunum sistemi hastalıkları, yüzde 15,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler izledi.

  • 1 milyar dolar ihracat hedefleniyor

    1 milyar dolar ihracat hedefleniyor

    Türk organik sektörü, dünya organik sektörünün en büyük buluşması BioFach Organik Ürünler Fuarı’nda yerini aldı. Türkiye Marka standında dünyaca ünlü Türk şef İbrahim Önen’in, Türk organik ürünleriyle birbirinden lezzetli yemekler hazırlayıp ziyaretçilerin hem gözüne hem de midesine hitap ettiği fuarla ilgili konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, fuarın 95 ülkeden 2 bin 765 firma ve 135 ülkeden 36 bin ziyaretçiyi buluşturduğunu söyledi. Eskinazi, “Avrupalılara bir lezzet şöleni yaşattık. Milli katılım organizasyonumuzla 16, bireysel 26 olmak üzere toplam 42 Türk firmamız BioFach Fuarı’na katıldı. Türk firmaları yoğun olarak; kuru meyve, tahıl ve bakliyat, dondurulmuş gıda, fındık, meyve suyu ürünlerini sergiledi” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de 49 bin çiftçinin 352 bin hektar alanda, 267 tür ve 1,6 milyon ton organik ürün ürettiği bilgisini paylaşan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye’de organik üretime ayrılan alanlar yüzde 1,7 ile dünya ortalamasının üzerinde. Organik üretici sayısında AB’de 3., dünyada 12. sıradayız. Ege Bölgesi organik üretim ve ihracatında lider konumda. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik ürün ithal eden Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7. sıradayız, hedefimiz bu listede ilk üçe girmek” diyerek sözlerini noktaladı.

    Avrupa Birliğinin 2019 yılında dünyanın gündemine getirdiği Avrupa Yeşil Mutabakatıyla, iklim krizine karşı daha yeşil ve yaşanabilir bir dünyanın temellerini attığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk organik sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamış bir sektör olduğuna dikkati çekti.

    “Organik sektörü olarak 1 milyar dolar ihracat hedefliyoruz”
    “Türkiye’nin de yaklaşık 35 yıllık organik sektöründe bir deneyimi var” tespitinde bulunan Başkan Işık, “Bu tecrübelerimizle diğer sektörlerimizin iklim kriziyle mücadelesine örnek olmalıyız ve 2050 yılına kadar Türkiye’nin karbon nötr hedeflerine ulaşmak için BioFach Fuarı ve benzer organizasyonlarda güçlü bir şekilde yerimizi almamız gerekiyor. En büyük ihraç pazarımız AB’nde konumumuzu korumak, sürdürülebilir ve çevreci üretim yapabilmek, küresel iklim krizine dur diyebilmek için insancıl bir ekosistemi tüm sektörlerimizde kurmak ve hayata geçirmek zorundayız. Ege İhracatçı Birlikleri olarak sürdürülebilirlik ile ilgili adımlarımızı atmak, stratejik planımızın öncelikli maddeleri arasında. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi yüzde 30 artırma kararı aldığını net bir şekilde dünya kamuoyuna iletti. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak. Organik üretimi artırmak için topraklarımızı korumamız şart. UR-GE ve ARGE projelerimizle bu başlığa odaklanacağız. Üniversiteler, enstitüler, üreticiler bu konuda paydaşlarımız olacak. Günümüzde 500 milyon dolar seviyesinde olan organik ürün ihracatımızı bu sayede 1 milyar dolara çıkaracağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.

    BioFach Fuarında 100’den fazla etkinlik yapıldı
    Öte yandan BioFach Fuarında organik ürünler konusunda uzmanlar eşliğinde 100 kadar workshoplar, sempozyum ve müzakereler yapılırken, BioFach’ın patronluğunu yapan IFOAM (International Federation of Agricultural Movements) tarafından sürdürülen “BioFach Congress” programına yoğun bir katılım gerçekleştirildi. Pandemi sonrasındaki ilk fuar, ziyaretçi ve katılımcı sayısı olarak pandemi öncesi dönem rakamlarının gerisinde kalsa da, katılımcılar, pandemi sonrası normalleşme süreci içerisinde değerlendirildiğinde katılımcı ve ziyaretçi sayılarından oldukça memnun kaldıklarını dile getirdi.
    BioFach Fuarını ziyaret eden Nürnberg Başkonsolosluğu Konsolos Vekili Ünal Atçalıoğlu ve Münih Ticaret Ataşesi Ali Bayraktar da, Türk firmalarının stantlarını ziyaret ederek, Türk firmalarına Avrupa ve organik pazarıyla ilgili deneyimlerini aktardı.

  • “İhmal, inmeye neden olabilir”

    “İhmal, inmeye neden olabilir”

    Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hale Ünal Aksu, kalp çarpıntısı hakkında bilgiler verdi. Çarpıntının, kişinin kendi kalp atımlarını hissetmesi olarak tanımlanabileceğini dile getiren Doç. Dr. Aksu, “Sağlıklı bireylerin kalbi dakikada 60-100 arası atar. Normal koşullarda kişi bu kalp atışlarını hissetmezken, çarpıntıda yoğun olarak hissetmeye başlar. Bunun nedeni kalbin ya daha hızlı, ya da düzensiz atmasıdır” diye konuştu.

    “Düzensiz kalp atışı görülebilir”

    Kalp çarpıntısında oluşabilecek belirtilerden bahseden Doç. Dr. Aksu, “Hasta kalbinin; göğsünde, boğazında ya da boynunda attığını hissedebilir. Kişi çarpıntıyı kalbinin hızlı atışı olarak hissedebilirken bazen hızdan ziyade düzensiz atış olarak tarif edebilir. Çoğu zaman kendi kendine sonlanan, başka bir şikâyetin eşlik etmediği çarpıntılar olarak karşımıza çıkar. Ancak kalp atımı çok hızlıysa ve uzun sürüyorsa, sersemlik, baş dönmesi hatta bayılmaya yol açabilir. Özellikle altta yatan kalp damar hastalığı, yapısal kalp hastalığı varsa beraberinde göğüs ağrısı, nefes darlığı yapabilir ve hastayı kalp yetersizliğine sokabilir” dedi.

    “Kalp damar hastalıklarına dikkat edilmeli”

    Stres, uykusuzluk, enfeksiyon ve kafein tüketiminin çarpıntıyı tetiklediğine dikkat çeken Doç. Dr. Aksu, kalp çarpıntısının neden olduğunu ve hangi hastalıkların çarpıntı yapabileceğini şöyle anlattı: “En sık kaygı, endişe, stres, korku, panik, heyecan gibi duygusal durumlar çarpıntı yapar. Kalbin egzersize yanıtı olarak çarpıntı karsımıza çıkabilir. Gebelik, kansızlık, tiroid bozuklukları, enfeksiyon durumları, hipoglisemi, hipoksi, kan elektrolit bozuklukları, sıvı kayıpları çarpıntı yapan kalp dışı rahatsızlıklardır. Fazla kafein tüketimi, bazı ilaç kullanımları, sigara ve alkol kullanımı da çarpıntı yapabilir. Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, kalp zarı ve kalp kası iltihabı, kalp yetersizliği, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp hastalıkları, kardiyomiyopati dediğimiz kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları, çarpıntı yapabilen kardiyak patolojilerdir.”

    “Hayatı tehdit edebilir”

    Hangi kalp çarpıntılarının tehlikeli olup olmadığını yanıtlayan Doç. Dr. Aksu, “Özellikle altta yatan yapısal kalp hastalığı varsa; hastalığın ciddiyetine bağlı olarak çarpıntılar hayatı tehdit edebilir. Kalp damar hastalıklarında kalpte oluşan beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ritim bozuklukları, yine altta yatan kanalopati dediğimiz ritim bozukluklarında, wolf parkinson white dediğimiz yan yol varlığında çarpıntılar hayatı tehdit edebilir. Özellikle ailede ani ölüm hikâyesi olan, çarpıntıya bayılmaların eşlik ettiği hastalarda çarpıntılara daha dikkatli yaklaşmak gerekir” dedi.

    “EKG ile tanı konuluyor”

    Doç. Dr. Aksu, teşhis koyma süreciyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Öncelikle iyi bir anamnez almak, hastanın şikâyetlerini iyi dinlemek gerekir. Hastanın kullandığı ilaçlar, bitkisel takviyeler, kafein tüketimi, sigara ve alkol tüketimi, eşlik eden hastalıklar sorgulanır. EKG değerlendirilir ve laboratuvar tetkikleri yapılır. Ekokardiyografi ve gerekirse efor testi yapılabilir. Özellikle sık tekrarlayan çarpıntılarda 24 saat ya da hastanın çarpıntı sıklığına göre daha uzun süreli ritim holter monitorizasyonu yapılır. Böylelikle hastanın ritim takibi kayıt altına alınır. Kesin tanı çarpıntı sırasındaki EKG ile konulur. Gereken durumlarda elektrofizyolojik çalışma yapılabilir.”

    Kalp çarpıntısında tedavi yolları

    Kalp çarpıntısında tedavi yollarına değinen Doç. Dr. Aksu, “Çarpıntı tedavisi, basit hayat tarzı değişikliği önerilerinden, ablasyon dediğimiz ciddi tedavilere kadar değişir. Yapılan testlerde altta yatan bir hastalık tespit edilirse (anemi, tiroit bozuklukları gibi) öncelikle tedavi bu hastalıklara yöneliktir. Hastaya hayat tarzı değişiklikleri önerilir (kafeinin azaltılması, sigara ve alkol alımının kesilmesi, bazı ilaçların kesilmesi gibi). Ritim bozukluğu saptarsak, ritim bozukluğunun tipine, altta yatan hastalığa göre ilaç tedavisi başlanabilir, gerekli durumlarda ablasyon dediğimiz işlem uygulanabilir. Hasta devam eden ciddi çarpıntı ile geldiyse, ritim bozukluğunun tipine göre; bazı manevralar, ilaçlar, kardiyoversiyon dediğimiz elektroşok tedavisi uygulanabilir” ifadelerini kullandı.

    “Kafein tüketimi azaltılabilir”

    Doç. Dr. Aksu, çarpıntının tipine göre değişmekle beraber şikâyeti olan hastalarda çarpıntı sıklığını azaltabilecek unsurları şöyle sıraladı: “Stres seviyenizi azaltmak, alkol tüketimini kesmek, kafein tüketimini minimuma indirmek, sigara ve türevlerini kullanmamak, egzersiz, çarpıntınızı artıran yiyeceklerden ve bitkisel takviyelerden uzak durmak.”

    “Düzenli egzersiz kalp sağlığını koruyabilir”

    Kalp sağlığını korumak için önerilerde bulunan Doç. Dr. Aksu, “Sağlıklı beslenmek, kaliteli ve yeterli uyku, sigara ve alkolden uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak ve kardiyoloji kontrolleri yaptırmak kalp sağlığını korumada önemlidir. Bazen çarpıntı hastayı çok fazla rahatsız etmeyebilir. Başka bir sebeple yapılan muayenede tesadüfen saptanabilir. Her ne kadar hastaya şikâyet oluşturmasa da bazı çarpıntılar tedavisiz ya da takipsiz kaldığında; kalp yetersizliği, inme, hatta ani ölüm gibi ciddi sağlık problemlerine sebep olabilirler. Bu nedenle kalp çarpıntılarını önemsemeli, hekimin önerilerine uyum sağlamalı ve takibi bırakmamalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Depremden etkilenenler için karar

    Depremden etkilenenler için karar

    Bakanlıktan yapılan paylaşımda deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların borçlarına esneklik tanımak amacıyla çeşitli düzenlemeler gerçekleştirildiği belirtildi.

    Deprem bölgesinde yerleşik kişilere yeni kullandırılacak veya yeniden yapılandırmaya tabi tutulacak konut, taşıt ve tüketici kredilerinin vadelerine ilişkin daha önce belirlenen sürelerin kaldırılması ile ödemesiz dönem uygulamasının bankalara bırakılacağının kaydedildiği paylaşımda, şu bilgilere yer verildi:

    Depremin etkilediği illerde yerleşik üye iş yerlerince kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet satımlarında kredi kartları taksitlendirme süreleri bir kata kadar artırılacak.

    Kredi kartlarında limite bakılmaksızın, asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 20’si olarak belirlenecek. Kart limiti tespit edilirken bankalarca dikkate alınan sınırlar yükseltilerek bankalarca toplam kart limitinin ilk yıl için ilgilinin aylık ortalama net gelirinin 4 katını, ikinci ve sonraki yıllar için ise 8 katını aşmayacak şekilde belirlenmesi ve aylık veya yıllık ortalama gelir düzeyinin tespit edilememesi durumunda gerçek kişilerin edinebilecekleri kredi kartlarının toplam limitinin 2 bin liradan 5 bin liraya yükseltilmesi kararlaştırıldı.

    Asgari tutarı ödenmeyen kredi kartlarının nakit kullanımına, mal ve hizmet alımına kapatılmasına, iptaline ve borcun tamamı ödeninceye kadar yeni kredi kartı düzenlenmemesine ilişkin hususlar bankaların inisiyatifine bırakılırken, kart borçlarının ötelendiği süre boyunca asgari tutar da dahil olmak üzere bankaların alacaklarını talep etmeyerek ödemesiz dönemler tanımlayabilmelerine imkan sağlanacak.

    Bankalar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerince kullandırılan tüketici ve taşıt kredilerinin anapara ve faiz ödemelerinin müşterilerin talebi üzerine ertelenmesi halinde erteleme süresi, ilgili mevzuatta belirlenen vade sınırlarında dikkate alınmayacak.

    Kredi müşterilerinden alınması gereken kredi derecelendirme notları ile alınması zorunlu olan ilave belgelerin temini bankaların inisiyatifine bırakılacak.

    Kredi kullandırımlarına ilişkin olarak bağımsız denetime tabi olan şirketler tarafından bankalara tevdi edilmesi gereken bilgi ve belgelere ilişkin süreler deprem bölgesindeki şirketler için uzatılacak.

    Deprem felaketinden etkilenen müşterilere kullandırılan kredilerin gayrimenkul niteliğindeki teminatlarının değerlemesi ile ilgili süreler ertelendi.

    Kredi vade sınırı ve kredi kartı taksit sınırına ilişkin sağlanan esneklikler 1 Ocak 2024’e kadar uzatılacak.

    Telefon bankacılığı işlemlerinde, kimlik doğrulama sürecinde iki bileşenli doğrulamanın yapılamadığı durumlarda, öncelikle PIN olmak üzere, güvenlik sorusu, müşterinin demografik bilgileri veya bankada yer alan diğer bilgiler kullanılarak kimlik doğrulama işlemi hayata geçirilecek.

    Müşterilerin bilgileri dışında kart kullanımlarının engellenmesini teminen kartlı ödemelerde yapacak ilk temassız işlemde şifre girilecek, sonraki işlemler için mevcut uygulama sürdürülecek.

    Payları borsada işlem gören bankaların, 6 Şubat’tan 1 Ocak 2024’e kadar geri alım yoluyla edindikleri kendi hisse senetleri, çekirdek sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınmayacak.

    Bireysel kredi kartlarına ve bireysel ihtiyaç kredileri ile ticari nitelikteki nakdi kredilere uygulanan yüksek risk ağırlıkları, 6 Şubat tarihinden sonra deprem bölgesindeki illerde 1 Ocak 2024’e kadar uygulanmayacak.

    Bankacılık hizmetlerinin sürdürülmesi için mobil şubeler afet bölgesine gönderildi.

    Türkiye Bankalar Birliği ile Türkiye Katılım Bankaları Birliği tarafından bankalara olan vadesi gelmiş veya 6 ay içinde vadesi gelecek borçların vadesi bugünden itibaren 6 ay sonraya kadar ötelenecek ve müşterilere ek kolaylıklar sağlanacak.

    Ortak ATM’lerden yapılacak işlemlerden ücret alınmayacak.

    Mücbir halin yaşandığı mahalde ikametgahı/iş yeri adresi veya şubede hesabı bulunan müşterilerin kredi risk, kredi ödeme, senet ve çek işlemlerine ilişkin bildirimleri, Risk Merkezi mücbir hal düzenlemesi çerçevesinde yapılacak.

     

  • Borsa günü yatay tamamladı

    Borsa günü yatay tamamladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi günü yüzde 0,01’lik yükselişle tamamladı. Endeks, 0,46 puanlık artışla 5.149,39 puandan kapanırken, toplam işlem hacmi 85,5 milyar lira oldu. Gün sonunda bankacılık endeksi yüzde 1,41, holding endeksi de yüzde 0,01 değer kaybetti.

  • Tansiyon Hastalığına Dikkat!

    Tansiyon Hastalığına Dikkat!

    Kronik yüksek tansiyon ( 120/80 mmHg’den yüksek ) hipertansiyon kalp hastalığına neden olur. İnsanlar yaşlandıkça ve yüksek tansiyona sahip olmaya devam ettikçe kalp hastalığı riskleri artar. Kalp yetmezliği en sık 65 yaşından büyük kişilerde görülür.

    Kronik yüksek tansiyon kalbinizi zorlar ve kanınızı pompalamasını zorlaştırır. Kalp kasınız kalınlaşıp zayıflayabilir ve muhtemelen kalp yetmezliğine yol açabilir. Kan damarlarınızın duvarları da yüksek tansiyon nedeniyle kalınlaşabilir ve bu, kan damarlarında kolesterol biriktiğinde daha tehlikeli hale gelir. O zaman kalp krizi ve inme riskiniz artar.

    Yüksek tansiyon, erkekleri iki kat, kadınları ise üç kat daha fazla kalp yetmezliğine götürür. Bununla birlikte, yüksek tansiyonunuzu iyi yönetmek, kalp yetmezliği riskinizi büyük ölçüde azaltabilir.

    Kalp yetmezliği olan hipertansif kalp hastalığı olan kişilerde aşağıdakiler için daha yüksek risk vardır: 

    *Dekompanse kalp yetmezliği

    *Akut koroner sendrom

    *Ani kardiyak ölüm.

    Hipertansiyon kalp hastalığı türleri nelerdir? 

    Yüksek tansiyon, kalbinizin kanı damarlarınızdan geçirmesini zorlaştırır. Kan damarlarınızda plak biriktiğinde veya yüksek tansiyon nedeniyle kalp kasınızın bir kısmı büyüdüğünde, şu sorunları yaşayabilirsiniz:

    *Koroner arter hastalığı

    *Genişlemiş kalp

    Hipertansif kalp hastalığı için kimler risk altındadır? 

    *Yüksek tansiyona sahip olmak.

    *Egzersiz yapma

    *Şeker hastası olmak

    *Yüksek kolesterol var.

    *45 yaşından büyükler.

    *Fazla kilo

    *Sigara içmek veya tütün ürünleri kullanmak.

    *Alkol kullanımı

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Yağışların; genellikle yağmur ve sağanak, Batı ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Yağışların Batı Karadeniz ile Sakarya çevreleri, Doğu Karadeniz ile Ordu çevrelerinde yerel olmak üzere kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. İç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun eğimli ve yüksek yamaçlarda çığ tehlikesi riski bulunmaktadır.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı yurdun kuzeybatı kesimlerinde yağışla birlikte azalacak, doğu kesimlerde biraz artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgarın, genellikle güneyli, öğle saatlerinden itibaren batı kesimler ile Karadeniz kıyılarında kuzey ve kuzeybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Orta Karadeniz kıyılarında kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 km/sa) şeklinde eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere yağmurlu 9
    İstanbul: Parçalı çok bulutlu ve aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 13
    İzmir: Parçalı ve az bulutlu, zamanla çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere hafif sağanak yağışlı 18
    Adana: Parçalı bulutlu, öğle saatlerinde sağanak yağışlı 17
    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, doğu kıyı kesimleri yerel olmak üzere sağanak yağışlı 17
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere yağmurlu 15
    Trabzon: Çok bulutlu öğle saatlerinden sonra aralıklı yağmurlu, yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı (Yağışların gece saatlerinden sonra yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.) 15
    Erzurum: Çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere kar yağışlı 2
    Diyarbakır: Parçalı ve az bulutlu zamanla çok bulutlu doğu kesimleri gece saatlerinden itibaren yağmurlu yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı 12