Etiket: gündemhaber

  • Deprem bölgesinde salgın hastalık açıklaması

    Deprem bölgesinde salgın hastalık açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş merkezli depremin etkili olduğu illerde bulaşıcı hastalık verilerini ve analizlerini düzenli takip ettiklerini belirterek, “Bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır.” dedi.

    Koca, Hatay’da düzenlediği basın toplantısında, afetin ilk gününden beri Hatay’da hizmetlerin aksamaması için gayret ettiklerini söyledi.

    Büyük afetin gerçekleşmesi dakikalar sürse de sebep olduğu yıkımın tamirinin ve geride bıraktığı yaraların iyileşmesinin zaman alacağına işaret eden Koca, tüm gayretlerinin yaraları en kısa sürede sarmak ve afeti yaşayanların maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu dile getirdi.

    Koca, Sağlık Bakanlığının üzerinde önemli bir sorumluluk bulunduğunu, bu sorumluluğun bilinciyle en titiz çalışmaları yürüttüklerini vurgulayarak, “Afetin ilk anında üzerimize düşen en kritik görev, sağlık tesislerimizi faal hale getirmek ve yaralılarımıza en kısa sürede ulaşıp sağlık hizmetini ulaştırmak oldu. Hamdolsun sağlık sistemimiz her yaralıya ulaşacak acil durum reaksiyonunu gösterebildi. On binlerce sağlık personelimiz, görevini layıkıyla yerine getirerek, milletimizin yarasını sarmaya gayret etti.” diye konuştu.

    “BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMAMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

    Afetin üçüncü gününden itibaren halk sağlığı krizi yaşanmaması için tedbirleri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini aktaran Koca, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün, birinci basamak sağlık hizmetlerinin eksiksiz verilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.

    Koca, köylere ulaştırılan ilaç ve yardım malzemelerine ilişkin de “Köylerimize doktor, ilaç ve yardım malzemeleri ambulanslar ve UMKE araçlarıyla götürülüyor.” bilgisini verdi.

    Köylerde sağlık taramaları yapıldığını, evde bakım gereken hastalara ulaşıldığını ve kronik hasta takiplerinin yapılarak ilaçlarının dağıtıldığını anlatan Koca, “Yeni kurulan, kurulmaya devam edilen toplu yaşam alanları için de birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimliği uygulamamızı aynen sürdürüyoruz. Bölgede dün sağlık hizmetini nasıl veriyorsak bugün de en az öyle hatta daha iyi ulaştırmaya gayret ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

    Bu tür afetlerden sonra bilinen en büyük risklerden birinin, ortam şartlarının hijyen açısından bozulmasına bağlı olarak bulaşıcı hastalıkların salgına dönüşmesi tehlikesi olduğuna dikkati çeken Koca, bu kapsamda toplu alanların dezenfekte edilmesi, kemirgen ve haşerelere karşı ilaçlanması çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü belirtti.

    “MUSLUK SUYU İÇİLEBİLİR DUYURUSUNA KADAR ŞEBEKE SUYU TEMİZLİK İÇİN KULLANILMALI”

    Koca, salgınlara sebep olabilecek en kritik konunun içme suyu güvenliği olduğunu vurguladı. Suların analizlerini düzenli yaptıklarını ve bakiye klor miktarını ölçtüklerini belirten Koca, eksik olan yerlerde süper klorlama yapıldığını kaydetti.

    Bu alanda bugüne kadar yapılanlara ilişkin bilgi veren Koca, sözlerine şöyle davam etti:

    “Depremin ilk günlerinde bulaşıcı hastalıklar açısından tanı koyabilecek mobil laboratuvarlarımızla su hijyeni açısından inceleme yapmak üzere mobil su laboratuvarımızı bölgede çalıştırmaya başladık. Deprem bölgesindeki şehirlerde şebeke suyu klorlanmakta ve bakiye klor ölçümleri ve mikrobiyolojik incelemeler yapılmaktadır. 6-17 Şubat arasında deprem bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılmış olup yüzde 81,54 oranında bakiye klor oranı uygun olarak görülmektedir.

    Hatay ilimizin Antakya ve Defne ilçeleri dışında deprem illerinde şebeke suyu verilebilmektedir. Hatay’da Antakya ve Defne ilçelerinde kontrollü olarak şebeke suyu sağlanmakta, sağlanamayan yerler için tankerle su verilip, tankerlerde klorlama yapılmaktadır. Hatay dışındaki bütün illerde süper klorlama yapılmış olup klorlamaya devam edilmektedir. Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Urfa, Kilis ve Osmaniye’de belediyeler de sistemsel klorlama yapmakta olup sahada ekipler uygun görmedikleri yerlerde klor tabletle de klorlama yapmaktadır. Bununla birlikte şebeke hasarları ve kaynakta meydana gelen olumsuzluklardan dolayı su kalitesinde uygunsuzluklar yaşanabilmektedir. Valilik ya da kaymakamlıkların ‘Musluk suyu içilebilir’ duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik için kullanılmalıdır.”

    “HERHANGİ BİR BULAŞICI HASTALIK SALGINI SAPTANMAMIŞTIR”

    Bakan Koca, Malatya’da şebeke suyu mevcut olmasına rağmen kaynakta sıkıntı olduğundan, süper klorlamanın etkin olmadığını, sudaki bulanıklığın ise azaldığının görüldüğünü aktardı.

    Halk sağlığı laboratuvarlarında 6-17 Şubat arasında analizi tamamlanan 2 bin 632 su örneğinden yüzde 77’sinin “mikrobiyolojik olarak uygun” şeklinde raporlandığını vurgulayan Koca, “Çadır kentlerimizde, depremzedelerimize içme suyu paketli dağıtılmakta, tankerlerle gelen kullanma suyu ise klorlanmaktadır. Bölgede 9 saha epidemiyoloğumuz görev yapmaktadır. Bölge illerinde bulaşıcı hastalık verilerini ve analizlerini düzenli takip ediyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır.” ifadesini kullandı.

    Bakan Koca, görülen ve spekülasyona konu edilemeyecek hastalıklara ilişkin şu bilgileri paylaştı:

    “Döküntülü hastalıkların depremden etkilenen 11 ilde de stabil seyrettiği görülmüştür. Kahramanmaraş ilinde bir suçiçeği vakamız mevcut olup hasta izolasyona alınmıştır. Temaslı takibi yapılmaktadır.

    Akut bağırsak enfeksiyonu olgularında sayıca artış olmakla beraber salgın tespit edilmemiştir. Gaziantep ve Osmaniye’de rotavirus enfeksiyonu, Adıyaman’da rotavirus ve adenovirus enfeksiyonu nedeniyle hastanede yatarak tedavi edilen az sayıda hastamız bulunmaktadır. Akut bağırsak enfeksiyonları açısından bir salgın durumu yoktur. Grip benzeri hastalıkların sayısı artmakla beraber salgın oluşturacak durum saptanmamıştır. Bildirilen sarılıklar, yeni doğan sarılığı olup bulaşıcı sarılık saptanmamıştır.

    Afetlerden sonra görülebilecek bulaşıcı hastalıkları önlemek için kişisel hijyen, su dezenfeksiyonu, bit ve uyuz hastalığı ile ilgili broşürler hazırlanmıştır. Bu hastalıklar için kullanılacak ilaçlar bölgeye gönderilmiştir.”

    Koca, rutin yenidoğan, anne çocuk, lohusa, kronik hasta takiplerinin ve çocukluk çağı aşılamalarının eksiksiz yürütüldüğünü dile getirdi.

    Devleti var edenin millet olduğunu belirten Koca, “Devletin kalbi, milletin yarası neredeyse orada atmaktadır. Millet de devlet de buradadır. Birlikte uyandığımız afet sabahının yaralarını hep birlikte saracağız. Hiçbir vatandaşımız yalnız değildir. Her bir depremzedemiz iyileşene kadar, normal hayata dönene kadar tüm imkanlarımızla burada olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Deprem bölgesi için genelge

    Deprem bölgesi için genelge

    İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde hasar gören binalardan eşyaların tahliye edilmesine ilişkin genelge yayımladı.

    Genelgede, ‘yıkık’, ‘acil yıktırılacak’ binalara kesinlikle girilmesine müsaade edilmeyeceği belirtilirken, kontrollü tahliye yapılacak binalara da nasıl girileceği ve nelerin alınabileceği anlatıldı. Ayrıca tahliyelerin valilikler ve kaymakamlıklar koordinasyonunda, kolluk kuvvetleri gözetimde yapılacağının altı çizildi.

    Buna göre; afet gören alanlarda ‘yıkık’ ve ‘acil yıktırılacak yapı’ niteliğinde olduğu belirlenen yapılara kısa süreliğine de olsa girilmesi ve eşya alınması yasaklandı. Ağır hasarlı tüm yapılara giriş izni ve eşya alımı konusu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca görevlendirilen uzmanların raporu doğrultusunda değerlendirilecek. Binasının hasar derecesi ağır hasarlı olarak belirlenmiş olan ve 30 günlük itiraz süresi içerisinde bina hasar durumuna itiraz etmeyecek vatandaşların eşyalarını alabilmeleri, yapıları ile ilgili uzmanlarca oluşturulacak tahliye raporuna uygun şekilde planlanacak.

    Planlamalar iletişim çadırlarında vatandaşlarla paylaşılacak. Uzman raporunda ‘girilemez’ şeklinde belirtilmesi durumunda can güvenliğini teminen yapıya girişe izin verilmeyecek.

    SABİT EŞYALAR ALINAMAYACAK

    Yapıya kontrollü 30 dakika girilebilir raporu verilmesi durumunda, 30 dakika kadar süre içerisinde yalnızca değerli eşya (pasaport, kıymetli evrak) alımına müsaade edilecek.

    Yapıya kontrollü 2 saat girilebilir raporu verilmesi durumunda, 2 saat içerisinde en fazla 4 kişi binaya girmek suretiyle eşyalarını alabilecek. Yapıya sabitlenmiş ve sökümü esnasında titreşim yaratacak her türlü faaliyet yasaklandı. Mutfak dolabı, kalorifer peteği, PVC kapı, pencere, her türlü yapıya monte aksamlar, elektrik ve aydınlatma tesisatı gibi eşyaların sökülmesi ve alınması yasaklandı.

    KOLLUK GÖZETİMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK

    Tahliye çalışmalarının genel koordinasyonu, valilikler veya kaymakamlıklar tarafından sağlanacak. Tahliye, kolluk kuvvetleri gözetiminde gerçekleştirilecek, belirtilen tüm kurallara uyulması zorunlu olacak.

    Tahliye sırasında artçı sartıntı gibi olası mücbir sebeplerle tahliyenin durdurulması zorunluluğu oluşması halinde tahliye derhal sonlandırılacak ve bu durum tutanak altına alınacak. İçeri girilmesine müsaade edilmeyen veya içerisinden eşya tahliyesi yapılamayan vatandaşlarımız için ayrıca eşya yardımı yapılacak.

  • “En sağlam zemin belirlenecek”

    “En sağlam zemin belirlenecek”

    Bilimsel raporlarla en doğru, en sağlam zeminin belirlenerek konutların inşaatına başlanacağını her seferinde vurgulayan Bakan Kurum, yeni yerleşim alanlarıyla ilgili il yöneticileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, bilim adamları ve akademisyenlerle ortak alınan kararlar doğrultusunda hareket edildiğini açıkladı. Bakan Kurum, yeni yerleşim yerleri belirlenirken ilk kriterin fay hatlarına olan uzaklığı olduğunu vurguladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremden etkilenen 11 ilde başlatılacak Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konutu seferberliği kapsamında çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

    Bakan Kurum, koordinatör Bakan olduğu Gaziantep’ten depremden etkilenen illere günübirlik yaptığı ziyaretlerde koordinasyon toplantıları düzenledi. Toplantılarda il yöneticileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenlerle bir araya gelen Bakan Murat Kurum, yeni yerleşim alanlarına ilişkin istişarelerde bulundu. Bu kapsamda şehirlerin yeni yerleşim yerlerine ilişkin tespitler koordinasyon toplantılarında ortak alınan kararlar doğrultusunda belirlendi. Yeni yerleşim yerleri belirlenirken ilk kriter, fay hatlarına uzaklığı oldu. Yine ayrıntılı jeolojik etüt çalışmaları kapsamında belirlenen yerlerde mikro bölgeleme ve zemin etüt çalışmaları, ayrıntılı bir şekilde incelenerek yapılıyor. Deprem bölgesinde 11 ilde zemin etüt çalışmaları yapılarak alınan parçalar inceleniyor ve zeminin konut yapımına uygun olup olmadığı tespit ediliyor.

    “Bilimsel raporlarla en doğru, en sağlam zemin belirlenecek ve buna göre konutların inşaatına başlanacaktır”

    Bakan Kurum, açıklamalarında deprem sebebiyle oluşan yeni kırıklar dahil zeminlerin her türlü ayrıntılarıyla incelendiğinin altını çizerek, çalışmalar sonrasında bilimsel raporlarla en doğru, en sağlam zemin belirlenerek, buna göre konutların inşaatına başlanacağını vurgulamıştı.

    Bakan Kurum, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

    “Şehrin 50 yılını, 100 yılını, tüm ihtiyaçlarını, buranın kültürünü yaşatacak ve daha iyisini daha güzelini yapabilecek anlayışla planlamaları başlattık. Depremin ağır hasar verdiği yerlere de yeni bir master plan çalışması yapıyoruz. Bu master plan çalışması çerçevesinde vatandaşlarımızın, şehrimizin ihtiyaçlarını içerecek anlayışla Türkiye’deki tüm mimarlarımızla bu işin en ileri gelenleriyle birlikte ortak bir çalışma başlattık. Bu kapsamda deprem sebebiyle oluşan yeni kırıklar dahil zemini her türlü ayrıntılarıyla birlikte mikro-bölgeleme ve ayrıntılı jeolojik etüt raporlarıyla, zemin etüt raporlarıyla hocalarımızla, jeologlarımızla, jeofizik mühendislerimizle inceliyoruz. En doğru, en sağlam zemine ve o zemine göre yapılaşmayı seçerek, radye temel üzerine tünel kalıp sistemiyle yöresel mimariye uygun, zemin artı 3-4 katı geçmeyecek konutlarımızın inşasının sürecini de eş zamanlı inşallah yürütüyor olacağız.”

    Çalışmaları paylaştı

    Bakan Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da, “TOKİ binaları nasıl sağlam kaldı? Doğru zemin, doğru teknikle. İstişareler sonucu belirlediğimiz yeni yerleşim yerlerimizde de doğru zemini bulmak için mikro bölgeleme ve zemin etüdü çalışmalarımız hızla devam ediyor” ifadeleriyle zemin etüt çalışmalarının devam ettiği bilgisini paylaştı.

  • “Afetzede Barınma Desteği” başvuruları başladı

    “Afetzede Barınma Desteği” başvuruları başladı

  • Can kaybı 38 bin 44

    Can kaybı 38 bin 44

    AFAD’dan yapılan açıklamada, “06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Depremlerin ardından 4 bin 734 artçı deprem meydana gelmiştir. Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 38 bin 44 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 29 bin 160 arama kurtarma personeli görev yapmaktadır. Dışişleri Bakanlığı ile yapılan görüşmeler neticesinde diğer ülkelerden gelen ve görevi devam eden arama kurtarma personeli sayısı 11 bin 488’dir. Ayrıca AFAD, Emniyet, Jandarma, MSB, UMKE, Ambulans Ekipleri, Yerel Güvenlik, Yerel Destek Ekipleri ve 9 bin 908 gönüllü dahil olmak üzere, sahada görevlendirilen saha personel sayısı ile birlikte bölgede görev yapan toplam personel sayısı 264 bin 389’dur. Afet bölgesine başta ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam 12 bin 600 araç sevk edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

    Açıklamaya göre afet bölgelerine 38 Vali, 160 Mülki İdare Amiri, 19 AFAD üst yöneticisi ile 68 il müdürü görevlendirilmiştir. Ayrıca, uluslararası yardımların koordinasyonu için 12 büyükelçi ve 16 Dışişleri Bakanlığı personeli bölgede görevlendirildi.

    Bölgeye, personel ve malzeme sevkiyatı için hava köprüsü kuruldu. Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı 121 helikopter ve 78 uçak görev yapmakta olup bugüne toplam 7 bin 940 sorti yapıldı.

    Bölgeye personel, malzeme sevkiyatı ve tahliye amacıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 24, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2 olmak üzere toplam 26 gemi görevlendirildi.

    Bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlar ile uluslararası ülke ve kuruluşlar tarafından 386 bin 874 Çadır sevk edilmiş olup bunların 172 bin 265’i kuruldu. Bölgeye 3 milyon 282 bin 725 battaniye sevk edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 78 bin 500 kişiye geçici barınma hizmeti, 79 bin 720 barınma malzemesi verildi.
    Kızılay, AFAD, MSB, Jandarma ve Sivil Toplum Kuruluşlarından (İHH, Hayrat, Beşir, TDV, İnisiyatif Dernekleri) bölgeye toplam 354 mobil mutfak, 86 ikram aracı, 38 mobil fırın ve 330 hizmet aracı bölgeye sevk edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2 milyon 179 bin 630 beslenme hizmeti verildi.
    Afet bölgesinde 33 milyon 908 bin 749 sıcak yemek, 7 milyon 499 bin 136 çorba, 20 milyon 722 bin 136 su, 37 milyon 72 bin 121 ekmek, 14 milyon 477 bin 997 ikramlık malzeme, 2 milyon 384 bin 785 içecek dağıtımı yapıldı.

    4 Mobil Sosyal Hizmet merkezi, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Malatya illerine gönderildi. Bölgeye deprem bölgesine sevk edilen personel sayısı 2 bin 502, deprem bölgesi dışında 2 bin 722 personel ve bin 154 araç sevk edilmiştir. Deprem bölgesinde 382 bin 565, deprem bölgesi dışında 115 bin 660 olmak üzere toplam 498 bin 225 kişiye psikososyal destek verildi.

  • Can kaybı ve yaralı sayısı

    Can kaybı ve yaralı sayısı

  • Can kaybı ve yaralı sayısı

    Can kaybı ve yaralı sayısı

    Diyarbakır’da deprem bölgesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1999 depreminden 3 kat daha büyük ve yıkıcı bir deprem yaşandığını belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, 21 bin 43 kişinin hayatını kaybettiğini, 80 bin 97 kişinin yaralandığını açıkladı.

  • Depremzedeler için oluşturulan tahliye noktaları

    Depremzedeler için oluşturulan tahliye noktaları

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen ve barınma ihtiyacı nedeniyle il dışına gitmek isteyenler için oluşturulan tahliye noktalarını duyurdu.

    AFAD’dan yapılan açıklamaya göre, depremlerden etkilenen ve barınma ihtiyacı nedeniyle il dışına gitmek isteyenler için jandarma birimlerince afetten etkilenen illerde tahliye alanları oluşturuldu.

    Bu noktalara tahliye talebiyle başvuranların tahliyesi yetkililerce belirlenecek olan en uygun vasıtalarla sağlanacak. Tahliyesi sağlananlar, gidecekleri illerdeki valilikler ve AFAD koordinasyonunda belirlenen barınma alanlarına ve misafirhanelere yerleştirilecek.

    BARINMA NOKTALARINA YÖNLENDİRİLECEK

    Tahliye talepleri ise illerin barınma kapasitesine göre planlanacak.

    Kendi imkanlarıyla ulaşım sağlayıp, afet bölgesinden ayrılmak isteyenler, çıkışlarından önce bulundukları yerlerdeki jandarma tahliye noktalarına bildirimde bulunmaları halinde, gidecekleri illerdeki barınma noktalarına yönlendirilecek.

    Tahliye alanları ve adresleri şöyle:

    Kahramanmaraş‘ta Fuar Merkezi (İstasyon Mahallesi 78008 Sokak No: 2, Dulkadiroğlu) ve Avşar Kampüsü (Batı Çevre Yolu, Onikişubat).

    Malatya‘da Emekliler Parkı (Valilik yanı, Battalgazi), Kubilay Anadolu İmam Hatip Lisesi (Turgut Temelli Caddesi, Battalgazi), MAŞTİ Açık alanı (Buhara Caddesi, Yeşilyurt), BELSOS Yaşam ve Spor Merkezi (Cevatpaşa Mahallesi, Yeşilyurt).

    Diyarbakır‘da Koşuyolu Parkı (Kayrantepe Mahallesi, Sunay Caddesi No: 67 Bağlar), Kent Meydanı (Mezopotamya Mahallesi 301. Sokak, 21070 Kayapınar).

    Adıyaman‘da şehir otogarı (Suratut Mahallesi, Diyarbakır Yolu Ziyaretpayamlı, Merkez) ve Eğriçay Parkı (Sümerevler Mahallesi Karaali Yolu No:15 Merkez).

    Gaziantep‘te M1 Alışveriş Merkezi Açık Otoparkı (Karacaahmet Mahallesi Şehir Ömer Halisdemir Bulvarı No: 129 Şehitkamil).

    Şanlıurfa‘da Mesire Alanı (Gülbağ Mahallesi 3016 Sokak Buluntu Hoca Bulvarı, Karaköprü), Cumhuriyet Parkı (GAP Vadi Bulvarı Mardin Yolu Haliliye) ile Arkeoloji Müzesi bahçesi ( Haleplibahçe 2327 Sokak No: 74/1 Eyyübiye).

    Osmaniye‘de Masal Parkı (Adnan Menderes Mahallesi Musa Şahin Bulvarı Valilik yanı, Merkez), Park Yerleri (Karaboylu Mahallesi kapalı yüzme havuzu arkası, Merkez) ve (Fakıuşağı Mahallesi Kredi Yurtlar Kurumu Yurdu arkası, Merkez).

    Hatay‘da Hatay Şehir Stadyumu (Yeni Hastane Yolu üzeri) ve Fuar Alanı (Çevre Yolu üzeri Adliye Binası yanı).

    Adana‘da TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi (Kurttepe Mahallesi Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bulvarı No: 242 Çukurova), Cumhuriyet Parkı ve Sosyete Pazarı (Yurt Mahallesi 71339 Sokak No: 11 Çukurova).

    Kilis‘te TIR parkı (Şıh Mansur Mahallesi, Gaziantep Yolu üzeri).

  • Deprem ruh sağlığını etkiliyor

    Deprem ruh sağlığını etkiliyor

    Depremin ruh sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili açıklama yapan Dr. Öztürk, “Yaşamın bir gerçeği olarak kabul ettiğimiz depremle bir kez daha yüzleştik. Güven duygumuzda ani zedelenmeye yol açan doğal afetlerde, korkmamız hatta dehşete düşmemiz son derece doğaldır. Bu tarz şiddetli travmatik olaylar, ruh sağlığımız üzerine derin bir etki oluşturma gücüne sahiptir” dedi. Travmatik bir olayın ardından çeşitli duygusal, bedensel, davranışsal ve zihinsel tepkilerin, travmaya maruz kalan hemen herkeste ortaya çıkmasının olağan olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, bu nedenle travmaya bağlı tepkilerin, “olağandışı durumlara verilen olağan tepkiler” olarak tanımlandığını kaydetti.

    Ruh tramvalarında yaşananlar
    Dr. Öztürk, ruhsal travmalardan sonra erken dönemde birçok kişide “Akut Stres Tepkisi’’ adı verilen ve ekseriyetle bir ay içinde azalarak kaybolan duygusal davranışsal ve bedensel bir dizi belirti ortaya çıkabildiğine dikkat çekti.
    ”Bazı kişilerde çok daha şiddetli belirtilerle karakterize ‘Akut Stres Bozukluğu’ olarak adlandırılan tablolar görülebilir. Bu kişilerde belirtiler, uzayarak aylar hatta yıllarca devam eden, ‘Travma Sonrası Stres Bozukluğuna’’ ilerleyebilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, yaşanabilecek duygusal, bedensel / fiziksel, davranışlar ve sosyal durumları şöyle özetledi:
    ”Duygusal, endişe, huzursuzluk, gerginlik, öfke, üzüntü, duygusal donukluk, suçluluk, umutsuzluk, yalnız hissetme gibi duygusal tepkiler. Bilişsel ise sürekli travmatik olayı düşünme, odaklanmada güçlük, dalgınlık, unutkanlık, kafa karışıklığı, karar vermede güçlük gibi belirtiler. Bedensel/Fizyolojik, irkilme, çarpıntı, uykuya dalmada güçlük, rahatsız eden rüyalar, iştah değişiklikleri, hareketlilikte artış ya da tam tersi azalma gibi bedensel / fizyolojik tepkiler. Davranışsal ve sosyal, ağlama atakları, insanlardan uzaklaşma, sık sık tartışmaya girme, yaşananları sürekli anlatma isteği, hatıraları canlandıran yerlerden veya etkinliklerden kaçınma, alkol/sigara kullanımında artış gibi davranışsal ve sosyal tepkiler.”

    Daha iyi hissetek için yapılması gerekenler
    Dr. Öztürk, bu tür durumlarda daha iyi hissetmek için yapabilecekleri şöyle sıraladı:
    ”Sosyal destek, ruhsal travma üzerine iyileştirici etkiye sahiptir. Bu nedenle duygularınızı, düşüncelerinizi yakınlarınızla paylaşmaktan kaçınmayın. Üzüntünüzü, duygularınızı bastırmaya çalışmayın. Arkadaşlar, aile, komşular ve depremden etkilenen diğer insanlarla olan olumlu ve destekleyici ilişkilerinizi, iletişiminizi sürdürün. Depremden etkilenen diğer insanlarla yardımlaşmak, imkanları paylaşmak yeterlilik düşüncelerinizi arttırarak daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Depreme ilişkin görsellere ve videolara aşırı maruz kalmak, tekrar tekrar, gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal etkilenmenizi artıracaktır. Bu dönemde güvenilir kaynaklardan yeterli düzeyde bilgi alınması ruh sağlığı için daha uygundur. Bu dönemde uykusuzluk ya da diğer stres semptomlarını bastırmak, gidermek amacıyla alkol ya da psikiyatri uzmanınca önerilmediği sürece psikiyatrik ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Sağlığınıza özen gösterin. Alkol ve sigara kullanımı gibi olumsuz baş etme yöntemlerini kullanmayın. Sizi rahatlatan aktivitelere (yürümek, okumak, sohbet etmek, dertleşmek, ibadet, doğada bulunmak vb.) zaman ayırmaya çalışın. Endişe hissediyorsanız nefes ve gevşeme egzersizleri yararlı olacaktır. Doğal afet ve travmalardan sonra insanlar, suçlu arama eğiliminde olabilirler. Kişileri günah keçisi haline getirecek haberler ve dedikodulara karşı dikkatli olun. Bu tür basit dedikodulardan doğaüstü açıklamalara kadar geniş bir yelpazede olan bu söylentiler toplumsal bölünmelere neden olabilmektedir. Kaynağından emin olmadıkça bilgi paylaşımından kaçının.”

    Çocuğa yardımcı olmak için yapılması gerekenler
    Çocukların, doğal afetler karşısında erişkinlere göre daha şiddetli ruhsal tepkiler verebildiğine ve çevresinde olup bitenleri tam olarak anlamlandırmayabildiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, bu tepkiler konusunda şu bilgileri paylaştı:
    ”Konuşmama ya da duygusal tepkilerinde azalma, donukluk, dalgınlık gözlenebilir. Bunun tam tersine olaya ilgisiz davranma, oyun oynama, şarkı söyleme gibi davranışlar görülebilir. Çocuklarda her iki tür tepki de doğaldır. Yalnız kalmaktan, kapalı yerlerden ve karanlıktan korkabilir. Uykusuzluk, kabuslar, ani seslerden irkilme olabilir. Anne- babadan ayrılamama, altını ıslatma, ısrarcılık, inatçılık vb. gibi yaşından daha küçük bir çocuk gibi davranabilir. Bulantı, karın ağrısı, baş ağrısı, sık tuvalete gitme, iştahsızlık gibi bedensel ortaya çıkabilir.”

    Dr. Öztürk, bu durumlarda çocuklara yardımcı olabilmek adına yapabilecekleri şöyle açıkladı:
    ”Bu dönemde çocuklarınız, sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaktadır bu nedenle bedensel yakınlığı, elini tutmayı, sarılmayı ihmal etmeyin. İhtiyaçlarını doğrudan siz karşılayın. Çocuklarınızın en temel ihtiyaçları kendilerinin ve sizin tekrar güvende olduğunuzu hissetmektir. Çocuklarınıza yardımcı olabilmenizin ilk şartı elinizden geldiği kadar sakin, güven verici ve tutarlı bir tavır içinde olmanızdır. Deprem sırasında ve sonrasında duyduklarını, gördüklerini ve yaşadıklarını, hissettiklerini anlatmasına izin verin, konuşmak istiyorsa konuyu kapatmayın. Ancak anlatmak istemezse de zorlamayın. Depremle ilgili travmatik görüntülerden uzak kalmasını sağlayın. Depreme ilişkin korkutucu ya da üzücü detayları yanında konuşmamaya özen gösterin. Yaşadıklarının son derece doğal olduğunu, bir hastalık olmadığını anlatın. Çocuklarınızı rahatlatmak, konuyu kapatmak için ‘Geçti, bitti artık’ ya da ‘Artık hiçbir şey olmaz’ demek yerine depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verin.”

    Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi tarafından yapılan çalışmalardan yararlanarak paylaştığı bilgilerin yardımcı olacağına inandığını vurgulayan Dr.  Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
    “Ancak deprem sonrası yaşadığınız ruhsal belirtiler, diğer insanlara göre daha şiddetliyse, günler geçtikçe azalmak yerine artma eğilimi gösteriyorsa, ailevi, sosyal, akademik ya da mesleki işlevselliğinizi bozacak düzeydeyse ruh sağlığı uzmanına başvurmayı ertelemeyin.”

  • Artçı depremler devam ediyor

    Artçı depremler devam ediyor

    Kahramanmaraş ve Malatya’da binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve on binlerce vatandaşımızın yaralandığı 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin artçı sarsıntıları devam ediyor. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre, son yarım saatte Malatya Doğanşehir’de 5 kilometre derinlikte 5,5 şiddetinde, Kahramanmaraş Göksun’da 8 kilometre derinlikte 2,7 şiddetinde artçı sarsıntı oldu.