Etiket: gündemhaber

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan muhalefete bütçe tepkisi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan muhalefete bütçe tepkisi

    AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütçe görüşmelerine değindi. Görüşmeler sırasında seviyeli değerlendirmeler yapıldığını söyleyen Erdoğan, “Ancak ahlak sınırlarını aşanlar da olmuştur” diyerek muhalefeti eleştirdi. Erdoğan’ın hedefinde CHP’deki taciz iddiaları da vardı.

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısına katıldı.

    Erdoğan’ın şu sıralar burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “Meclis’te kabul edilmesiyle bütçe artık iktidarı ve muhalefetiyle tüm milletin bütçesi haline gelmiştir. Her bütçe önemlidir ama salgın nedeniyla 2021 bütçesi daha önemlidir. Böylesine kritik dönemde bütçe tartışmalarının yoğun ve kapsamlı olması normaldir. Yalan ve iftiradan uzak her eleştiriye açığız. Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlak sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz. Bu zihniyetle hiçbir yere varamayız.

    Bizimle projede yarışamayanların işi yalan yarışına çevirenler ülkemiz adına büyük kayıptır. Bu yalanları milletin gözünün içine baka baka söylüyorlar. Bir doğrunun yanına 9 yalan katarak buna herkesin inanmasını bekliyorlar. Herkese hakaret etmekten çekinmiyorlar. kendilerini tek parti devrinde sanıyorlar. Bunlar kendilerini hala herkesi karşılarında hizaya diktikleri tek parti devrinde sanıyorlar.

    Demokraside asıl olan tehditler yağdırmak değil millete hizmet etmektir. Bu ülkede hiç kimsenin CHP’nin isteğine yönelik davranma gibi bir durumu yoktur. Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek bizim itibar edeceğimiz bir siyaset atrzı değildir.

    “TEMİZLENMEDEN MİLLETİN KARŞISINA ÇIKMAMALILAR”

    CHP’de gün geçmiyor ki bir taciz, tecavüz, hırsızlık olayı duymayalım. Sonradan çıkıp utanmadan başkanlarımız şöyle temiz şöyle başarılıdır diyor. Adliye adliye dolaşıyorlar. Ciddi manada bir check-up’tan geçmesi lazım. Milletimiz iktidarı ele geçirirlerse neler yapabileceklerini biliyorlar. Tecavüz, taciz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar. CHP’nin, eğer azıcık ar, haya duygusu varsa, tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır.

    “BU NE SAPKINLIK?”

    Ne diyor; ‘Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi’. Bu ne demek biliyor musunuz; ‘Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz’. Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış.

    TÜRKÇE KUR’AN TEPKİSİ

    Hz. Mevlana’nın izinden gidiyorsanız bu yolun geleneklerine saygı göstermek zorundasınız. Dert bu ülkenin değerleri ile oynamak. Milletin böyle bir talebi yokken, ideolojik, turistik, ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz. Korkarız ki bu iş bir tarihçi yazarımızın dediği gibi İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasına kadar gider.

    “1940’LARIN FAŞİZMİNE DÖNÜŞ HESAPLARI VAR”

    Ülkemizi geriye değil ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama milletimizin değerlerine, tarihine, kültürüne yönelik terbiyesizliği, saldırıyı da hoş göremeyiz. Biz, hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Ancak kimsenin de inancımıza, meşrebimize, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. CHP’nin kafasında, 1940’ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.

    “TARİHE GÖMMEK BOYNUMUZNU BORCU”

    17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da, 15 Temmuz darbe girişimine ‘tiyatro’ diyenin de gerisinde aynı silüet, aynı zihniyet vardır. Kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur. Bu zihniyetin temsilcisi olan zat, ülkemize yurt dışı ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz Varlık Barışı uygulamasını uyuşturucu, fuhuş ve organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü.”

    “ABD İLE YENİ BİR SAYFA AÇMAYI UMUYORUZ”

    Yeni yılda ABD ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmayı istiyoruz. ABD’nin yeni başkanı Biden’ın Türkiye-ABD ilişkilerine gereken ilgiyi göstereceğine inanıyorum. Bize bir adım gelene biz koşarak gittik. Bugün de aynı iyimserliği muhafaza ediyoruz.

    YENİ BURS MİKTARLARINI AÇIKLADI

    Üniversite öğrencilerine müjde vermek istiyoruz. Burs miktarını belirledik. Lisans öğrencilerine 650 lira, yüksek lisansta 1300 liraya, doktorada ise 1950 liraya çıkarıyoruz.

    AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI

    AİHM’in Demirtaş kararına da değinmek istiyorum. Bizim mahkemelerimizin yerine geçecek karar veremez. Mahkemelerimizce bu karar değerlendirilier. AİHM kararı iç hukuk yolları tükenmeden almıştır. Tamamıyla bu adımlar siyasidir. Bunun da gereğini ve gerekçesini biliyoruz. Bu karar çifte standarttır, iki yüzlülüktür. Kobani’nin katili budur, Diyarbakır’da 53 gencimizin katili budur. AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavır da belli olmaya başladı.”

  • AK Parti Sözcüsü’nden önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü’nden önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

    İşte Çelik’in açıklamalarından satır başları:

    ‘PKK-YPG TERÖR ÖRGÜTÜ HER TÜRLÜ KILIĞA GİREBİLİYOR’

    Teşkilat başkanlarımız, kongre süreçlerimizle ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Toplantımızda meclis gündemi ayrıntılı bir şekilde değerlendirilecek. Bütçe görüşmelerinde, muhalefet tarafından dile getirilen iddialar, arkadaşlarımız tarafından bunlara verilen cevaplar da değerlendiriliyor. Terörle mücadelede gayretli mücadele kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Suriye örneğinde gördüğümüz gibi PKK-YPG terör örgütü, her türlü kılığa girebilen bir yapıya sahip, Ülkemize dönük tehdit süreçleri söz konusu olduğunda hemen karşıdaki güçlerle yoğun bir şekilde iş birliğine giriyor. Her MKYK toplantımızda, bu terörle mücadele gündemini yakın bir şekilde takip ediyoruz. Polisimizi, jandarmamız, silahlı kuvvetlerimizin bu süreçlerde nasıl başarılar elde edildiğiyle ilgili yakın bir takibimiz var. Silahlı kuvvetlerimizin Fırat Kalkanı, Zeytindalı gibi harekatları olmasaydı, bugün orada U şeklinde bir terör devleti kurulmuş olacaktı. Kobani düşme tehlikesiyle karşı karşıyayken çeşitli yerlerdeki unsurlar, bazı Kürt bölgelerinden unsurlar Irak’tan yardıma geldiğinde PKK bunu engellemeye çalışarak orada bir katliam olsun şeklinde yaklaşım içerisindeydi. Türkiye bir günde Kobani’deki kardeşlerimize kapılarını açarak 100 bin kardeşimizi ölümden kurtarmıştı.

    ‘PKK’NIN DEAŞ’LA MÜCADELESİ YOK’

    PKK’nın son dönemde Kuzey Irak’a saldırılarda bulunduğunu görüyoruz. PKK’nın orada kurmaya çalıştığı totaliter yapıya boyun eğmeyen herkes bu düşmanlıktan nasibini alıyor. Türkiye’nin PKK terör örgütü ile mücadelesi, insanlığa karşı suç işeyen bir terör örgütüyle insanlığa karşı işlenen bu suçu engellemek bakımından son derece yüksek bir meşruiyete sahiptir. Çeşitli propaganda merkezleri tarafından gündeme getiriliyor: PKK’ya eğitim verdik, DEAŞ’la mücadele etsin diye. DEAŞ’la mücadelesi yok PKK’nın. DEAŞ’la mücadele eden esas güç TSK’dır. Sahada, karada yegane güç olarak TSK bu mücadeleyi vermiştir. Türkiye’nin içine sızmaya çalışan DEAŞ unsurlarına da polisimiz, jandarmamız en etkili mücadeleyi sürdürüyor. Bu hataların hepsini Afganistan’da yaptılar, terör örgütlerini birbirlerine karşı kullandılar. Bu bölgedeki barışı tehdit eden en tehlikeli organizasyonlardan, herkesle iş birliğine açık organizasyonlardan biridir PKK. Birilerinin PKK’yı meşrulaştırmak için DEAŞ’ı kullanması bu çifte standardın örneğidir.

    CHP’YE KORONAVİRÜS TEPKİSİ: PARALEL EVRENDE YAŞIYORLAR

    Türkiye olarak bu zorlu mücadeleyi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. CHP’den “Türkiye en kötü yöneten ülkedir” vs. açıklamalar oldu. Tabii ki onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. Başka bir alemde, paralel evrende yaşıyorlar. Türkiye etkili bir mücadele ortaya koydu. Küresel salgının ne şekilde seyredeceği konusunda kimsenin elinde bir model yok. Bu virüsün mutasyona uğradığı şeklinde bir değerlendirme oldu. Birçok Avrupa ülkesi İngiltere’yle uçuşlarını durdurdu. Biz de uçuşlarımızı durdurduk. 96 ülkeyle uçuşlarımız düzenli olarak sürüyor ama Kovid’le ilgili bir tehdit ortaya çıktığında tedbirler alınacaktır. Umuyoruz ki aşılar kitlesel bir zaferin kazanılmasına imkan verir. İstanbul’da kontrolden çıkmıştı, ama tedbirler alındığında, birtakım sokağa çıkma yasakları konulduğunda hemen rakamlar düşmeye başladı.

    ‘YASAKLARA UYMAK İÇİN GAYRET GÖSTERELİM’

    Bütün kaybettiğimiz vatandaşlarımız için çok üzülüyoruz. Bunun olmaması için kural basit: maske, mesafe, temizlik. Aşı kitlesel bir bağışıklık ortaya çıkarana kadar hiçbir gevşemenin olmaması gerekiyor. Bu süreçte en içten teşekkürlerimiz sağlık çalışanları için. Elimizden gelen her türlü teşekkürü hem fiili hem sözlü olarak her zaman kendilerine iletmek istiyoruz. Bugüne kadar sosyal koruma kalkanı altında nakit desteğinde bulunuldu. Bu süreçler devam edecek. Bir yandan hayatı korumak için Kovid’le ilgili almamız gereken tedbirler, aynı zamanda da hayatın döngüsünün devam etmesi için yürümesi gereken çalışmalar var. Burada öncelik hayatı korumak. Herkese bir kez daha arz ediyoruz; lütfen bu yasaklara, kurallara tam olarak uyarak, sağlık sistemimiz üzerindeki yükün azalması için gayret gösterelim. Bu hepimiz için ulusal bir mücadele. Uyduğumuz her tedbir vatanseverce bir adım atmamız neticesini doğuruyor.

    ÇELİK’TEN BELÇİKA’YA SERT AZERBAYCAN TEPKİSİ

    Azerbaycan’ın elde ettiği zaferden sonraki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Her nedense Azerbaycan’ın kendisine ait olan topraklarını yeniden alması gerek Minsk grubu içinde gerekse dışında birçok ülkeyi rahatsız etti. Fransa’nın da senatoda aldığı kararı gördük. En son geçtiğimiz günlerde Belçika Temsilciler Meclisi’nin Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ı kınayan bir kara tasarısı oldu. Bu kara tasarısı haksız, hukuksuz, geçersiz bir tasarıdır. Bu karar Türkiye – Belçika ilişkilerine ve Azerbaycan – Belçika ilişkilerine katkı sağlamaz. Ne kadar vizyonsuz bir karar olduğu ortadadır. 1915 olaylarıyla ilgili karar alıyorlar. Ne kadar ideolojik bir motivasyonla hareket ettiklerini ortaya koyuyor tüm bunlar. Minsk grubu içerisinde Fransa’nın sürekli olarak Türkiye’ye karşı durmaya çalışan, Türkiye neredeyse oranın karşısına kendisini konumlandırmaya çalışan bir tutumu var. Fransa sağlıklı bir rol edinme gayretindeyse onun yeri bu da değil. Türkiye’yle her zaman diplomatik çözümlerin arayışı içerisinde olmak en doğru yoldur. Gittiği kiliseden bile kovulan bir Ermenistan başbakanı var.

    ‘SOMUT KÜLTÜREL MİRASA SAHİBİZ’

    Türkiye’nin büyük kültürel mirası açısından da son derece sevindirici haberler var. UNESCO Temsili Listesi’ne Türkiye’nin yaptığı katkı sayısı 20’ye ulaştı. Azerbaycan – İran ile birlikte yaptığımız minyatür sanatı ve mangala. Bu konu son derece kıymetli bir konu. Çok miktardaki somut olmayan kültürel mirasa ve somut kültürel mirasa da sahibiz.

    KILIÇDAROĞLU’NA TEHDİT ELEŞTİRİSİ

    Sn. Kılıçdaroğlu’nun tehdit sırası bugün çiftçilere gelmiş. AKP’ye oy veren çiftçileri tehdit eden birtakım sözler söylemiş. Daha önce işçileri, sonra da öğretmenleri tehdit etmişti. Aslında şaşırmak gerekiyor ama artık bunlar yadırganmaz hale geldi. Birtakım politikaları, aldığımız oyu eleştirebilir. Demokratik bir haktır bu. Eleştiriyle düşmanlık yapma arasında düzgün çizgiler çekilirse tabii ki eleştiri demokrasinin olmazsa olmazdır. Ama çıkıp da her gün bir toplumsal kesimi “Siz niye AKP’ye oy veriyorsunuz” diye eleştirmek antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. CHP’deki arkadaşlara söylemek isterim: Bu siyaset tarzı doğru, sağlıklı bir siyaset tarzı değil. Kutuplaştırmadan bahsediyorsunuz.

    ‘KİMSE MİLLETİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR’

    Siz kutuplaşmayı eleştirirken çok daha ötesine geçen, doğrudan toplumun belli bir kesimine karşı, bugün de çiftçilere karşı düşmanlık ileten bir dil kullanıyorsunuz. Bu, zehirleyici bir dil. 1-1.5 yıldan beri hakimleri doğrudan hedef alarak tehdit ettiler. Partinin politikalarını eleştirmek başka, vatandaşı o partiye oy veriyor diye eleştirmek başka. Partiye oy veren vatandaşları hedef alıyorsanız totaliter olan yaklaşım budur, tehdit siyaseti budur. Memleketin sahibi vatandaşımızdır. Her yetkinin sahibi millettir. Kimse milletin üstünde değildir. Herhangi bir şekilde konuşurken zihniyetin altyapısı kriz zamanlarında ortaya çıkıyor. Bu kaçıncı toplumsal kesimi tehdit etmedir, biz saymaktan yorulduk. Biz de bu tehdit siyasetine karşı siyasetinin her alanında mücadele etmeye devam edeceğiz. Kendilerini siyaset-üstü olarak gördükleri vesayet zamanları sona ermiştir. Vatandaşının söylediği sözü bir tehdit haline getirmek demokratik siyasi kültürde olmaması gereken bir şeydir.

    SORU CEVAP

    Muhalefetin dış politika eleştirileri ve çıplak arama iddiaları

    Türk hariciye geleneği dünyada 3-5 ekolden bir tanesidir. Bazı dışişleri bakanlıkları, bir hariciye ekolüne sahiptir. Dünyanın her yerindeki büyükelçiler, her konudaki görüşlerini aşağıdan yukarıya doğru şekillendirir ve Dışişleri Bakanlığı’na, oradan da Cumhurbaşkanlığı’na iletirler. Ama son karar siyasidir. “Kıbrıs meselesi siyaset üstüdür, siz bir şey söyleyemezsiniz” dediler. Bunlar siyaseti vesayet almaya çalışan, bürokratik siyaseti seçilmiş siyasetin yerine koymaya çalışan yaklaşımlardır. Türkiye diplomatlarının birikiminden faydalanmayacak da neyden faydalanacak? Türk hariciyesinde cumhurbaşkanımızın cumhurbaşkanlığı döneminde etkinliklerini artırmak, özellikle de kadın diplomatlarımızın sayısını artırmak, Afrika-Latin Amerika vizyonu ortaya koymak konusunda çok değerli adımlar atılmıştır. Türkiye’nin kendini ifade edebileceği kanallar oluşturulmuştur. Irak’ta belli mezhep yapılarıyla temas edilmiş, belli mezhep yapılarıyla temas edilmemiş. halbuki hepsiyle temas edilmesi lazım. İktidarlığımız döneminde Cumhurbaşkanımızın talimatı kardeş ülkelerdeki bütün halkları kapsayacak şekilde bu aklın çalıştırılmasıdır.

    ÇIPLAK ARAMA

    Bunların yapıldığı döneme şahit olduğumuzda en önemli tavırlarımızdan biri işkenceye sıfır toleranstır. Bu ilkemiz o gün ne kadar güçlüyse bugün de o kadar güçlüdür. Bunları dile getiren şahısların her gün adliye teşkilatını zan altında bırakmaya çalışan yeni bir açıklaması ortaya çıkıyor. Bunların sayısı zaten 3-5 kişiyi geçmiyor. Cezaevlerindeki ve diğer yerlerdeki aram prosedürleri AİHM kararlarına, anayasa kararlarına uygun şekilde yapılıyor. Bütün bunlar denetleme mekanizmalarımız tarafından her gün denetleniyor. Sn. Kılıçdaroğlu da çıkmış “Bu önceden de vardı bugün de vardı” diyor. Nihayetinde Uşak’taki kardeşlerimiz de suç duyurusunda bulundular. Oradaki görüntüleri, kayıtları yayınlıyor yetkililer ve bunun yalan olduğu ortaya çıkıyor. İşkenceye sıfır tolerans ilkesinde hiçbir gevşeme olamaz. İnsanlık onurunu hiçe sayan hiçbir inceleme yapılamaz. Hiç kimse boş yere adliyeyi, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakan haksız hukuksuz işlere girmesin. İftira mekanizmasına dönüşmüş bazı sosyal hesaplar, siyasetçiler var. Onlar zaten iflah olmaz.

    BAHÇELİ’NİN ‘HDP KAPATILSIN’ SÖZLERİ

    Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Parti kapatmaların zorlaştırılması sivil siyaseti güçlendirmek bakımından bizim getirdiğimiz bir düzenlemedir. Fakat burada esas olan vatandaş iradesinin siyasal katılım yollarına tam olarak sağlanması. Bir parti siyasi olarak terör örgütünün propagandasını yapıyor, hukukun dışına çıkıyor, hukuk devletini yok etmek için açıkça bir performans gösteriyor ve bunu açıkça söylüyorsa bu durumda demokratik sistem çaresiz değildir. Siyasi partilerin görevi demokrasiyi ve hukuk devletini korumaktır. Bu misyonun dışına çıktığında demokrasi ve hukuk devleti çaresiz değildir. Birisi Türkiye’de çıktı bir parti kurdu. Şu ifadeleri kullanıyor: “DEAŞ terör örgütü değildir. Bizim siyasi misyonumuz DAEŞ terör örgütü liderinin heykelini dikmektir.” Hukuk devleti bunu seyir mi edecek? Numan Bey’in söylediği, bizim daha önce parti kapatmaların siyasi hayatta sonuç doğurmaması ve bunların sürekli olarak kendilerini yenilemesiyle ilgili. Sayın Bahçeli’nin de söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği. Bu tip terör örgütü propagandası yapanların, hazine yardımı alması engellemesi gibi örnekler var dünyada. Parti kapatmayı zorlaştıran biziz. Sivil siyaseti yok etmek için kullanıyorlardı bunu. Masum sivilleri ve kadınları kutsadığı zaman tabii ki hukuk devletinin bir çaresi olacak. Demokrasinin ve hukukun en büyük düşmanı terördür. Nasıl ki silahlı gücüyle mücadele etme yolları varsa, siyasi mekanizmaları, hukuk mekanizmaları da tedbir alacaktır.

    CHP’DE TACİZ-TECAVÜZ: TÜRK SİYASİ TARİHİNE GEÇECEK UTANÇ DURUMUDUR

    Geçen hafta kişilere “Susmayın” demiştik. Kurumsal bir suskunluğa dönüştü bu. Öteden beri bu susanlardan daha kıdemli CHP’liler partinin susmaması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu taciz – tecavüz olayları karşısında susulmasının CHP açısından, siyasi ahlak açısından kabul edilemez olduğunu söylüyorlar. Herkes siyasi ahlaktan bahsediyor özellikle CHP’de. Kadın onuru karşısında susanın, siyasi ahlaktan bahsetmeye hakkı olabilir mi? Mağdurlar zulme uğramış. Biz size “Mağdurun ismini verin” demiyoruz. Failin kim olduğuyla uğraşın diyoruz. Mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız zaman asıl travmayı yaşıyor. Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur. Maalesef siyasi meselelerde yaklaşılan konular içselleştirilmediği zaman bu tip şeyler, saçma sapan görüntüler ortaya çıkabiliyor.

    AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI

    Bu sıcak bir karar. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Hukuk sistemimiz tabii ki bunu değerlendirecek ve buna göre bir yaklaşım üretilecektir.

    TÜRKÇE KURAN

    Bizim kültürel, dini, sosyal hayatımızda ciddi acılar oluşturmuş bir mesele ibadet dilini değiştirmeye çalışmak. Bu ortaya çıktıktan sonra özür dileyecekleri yerde tam tersine çok daha sakıncalı bir iş yapıyorlar. Tabii ki Türkçe meal okuyabilir, dua edebilirler. Bizim karar vereceğimiz bir şey değil bu. Ama ibadet diliyle oynamak çok zalimane bir yaklaşım. Ezanın Türkçeleştirilmesi meselesinde olduğu gibi, çok ayıp bir şey. Halen ibadet diliyle oynamaya çalışmak, Murat Bardakçı’ya atıf yapayım, insanın zihninde bir istiklal mahkemesiyle açıklanabilecek bir şeydir.

    MUHALEFETİN PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMALARI

    Birisi parlamenter sistem meşrudur, başkanlık sistemi değildir diyorsa bu cahilliktir. Kullanılan argümanlara dikkat etmek lazım. Diyorlar ki Türkiye’nin çok ciddi bir parlamenter sistem birikimi vardır. Ben de diyorum ki “Nerede?” Darbeler, vesayet dönemleri, vesayetçi cumhurbaşkanları dönemleri, milli güvenlik kurulunun Türkiye’yi yönettiği dönemler, T.C. Anayasası’sın üstünde kırmızı kitapların olduğu dönemler. Bir muhtıra teşebbüsüyle karşı karşıya kaldı. Mesele başkanlık sistemi midir yoksa başkanlık sisteminin başında Tayyip Erdoğan’ın olması mıdır? Bugün kuvvetler ayrılığından bahsedenlerin, hiçbiri kuvvetler ayrılığıyla ilgili modern parlamenter sistemlerindeki hiçbir yaklaşımı getirmedi. CHP sürekli olarak parlamenter sistem diyor, hiçbir raporu zamanında veremiyordu. Eski vesayet kalıntılarını yeni dönemde de nasıl koruruz diye çalışıyorlardı. Gerçek arzu ettiklerinin bir kuvvetler ayrılığı konusunda tartışma yapmak, sistem tartışması yapmak değil, sadece eleştirel bir alan açmak. Getirin teklifinizi dendiğinde ortaya hiçbir şey koyamadılar. Kuvvetler ayrılığı, demokratik sistemin iyi işleyişi hiçbir zaman işlerine gelmedi, bugün de gelmiyor. Masaya oturmasını istediklerinizden bir tanesi T.C’nin seçilmiş başkanına diktatör diyor. Halkın karar verdiği konuda konuşacak bir şeyimiz yok.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN 6’LI PLATFORM ÖNERİSİ

    Sn. Cumhurbaşkanımız Gürcistan da olsun diye Sn. Putin’e teklif etti. Sn. Putin’in aralarında sorunlar olmasına rağmen Cumhurbaşkanımız teklifi üzerine kabul etmesi son derece vizyoner bir yaklaşım. İran olumlu, Sn. Aliyev olumlu, Putin ve Sn. Cumhurbaşkanımız zaten olumlu. Dolayısıyla burada Ermenistan’ın kendisini konumlandırması gerekiyor. Ermenistan için de bir fırsat penceresi oluşmuş oluyor. Teknik görüşmeler ilerliyor, herhangi bir negatif durum yok.

  • Sağlık Bakanı’ndan mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanı’ndan mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsün mutasyona uğraması ve bulaşıcılık hızının artmasına yönelik yaptığı değerlendirmede bulundu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İngiltere’de görülen ve yayılımı yüzde 70 oranında arttıran koronavirüs mutasyonuna yönelik açıklamalarda bulundu.

    Sonuçların kısa sürede tecileneceğini ifade eden Sağlık Bakanı Koca, “Genel Müdürlüğümüz salgının başından beri ülkemizde görülen tüm virüs suşlarında gen mutasyonunu düzenli olarak taramaktadır. Eylül ayından beri ülkemizde görülen suşların incelenmesi kısa sürede neticelenecektir” dedi.

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Bilim Kurulu Üyesi’nden mutasyon açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, İngiltere’de koronavirüsün yüzde 70 daha hızlı yayılmasına neden olan mutasyonun, hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığını belirtti. Prof. Dr Kara, “Türkiye’de de mutasyon takipleri yapılıyor. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda şu anda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok” dedi.

    Prof. Dr. Kara, İngiltere’de yeni ortaya çıkan araştırması devam eden mutasyonun ‘202012VUI’ diye isimlendirildiğini hatırlatarak, bu mutasyonun İngiltere’de vaka artışının hızlı olduğu 60’dan fazla bölgede tespit edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Kara, “Bu acaba mutasyondan mıdır? Olasılık olarak yüksek; ama kesin değil. Belki de o bölgelerde hem mevsimsel özellikleri hem insan aktivitesi hem noel döneminin olmasıyla artıyor, belki de virüsün mutasyonuyla artıyor. Bunu bugün için kesin söylemek mümkün değil; çünkü araştırma devam ediyor. Bu mutasyonları devletler düzenli takip ediyorlardı. İngiltere’deki takip sırasında bu mutasyon ilk eylül ayında tespit ediliyor. Eylül ayından beri aslında bilinen ve takip edilen; ama bu şekilde yoğunlaşması ve artması ise son 1 hafta içerisinde gözlenen bir tablo. Bu mutasyon bulaşmayı kolaylaştırıyor mu? Kolaylaştırıyor olma ihtimali var. Çünkü artan bölgelerde görülüyor. Böyle durumlarda önlem alınması gerekiyor ve dünyada bu konuda önlemler alıyor. Dünya Sağlık Örgütü de ‘bulaştırmayı kolaylaştırıyor olma ihtimali çok yüksek o bakımdan siz de önleminizi alın’ dedi. Bizim ülkemiz de diğer ülkeler de bu bakımdan önlemleri alıyor” diye konuştu.

    “ÜLKEMİZDE BU MUTASYONLA İLGİLİ VERİ YOK”

    Türkiye’de de mutasyon takiplerinin yapıldığını aktaran Prof. Dr. Kara, “Eylül ayından itibaren İngiltere’de bulunduğu için bu, sonrasında Danimarka’da, Hollanda’da ve bakıldığında başka ülkelerde de İtalya’da da örnek olduğunu görebiliyoruz. Bizim ülkemizdeki genetik takiplerde ve mutasyon incelemelerinde şu ana kadar tespit edilmiş böyle bir verimiz yok. Diyelim ki bulaşmayı hızlandırmıştır. Coğrafyamızda bulaşmanın atlayarak hızlandığı bir yer yok. Eylül ayından itibaren İngiltere’de görüldüğü için o şekilde gelen kişiler arasında olmuş olma ihtimali olabilir; ama bizdeki testlerde henüz çıkmadı. Önümüzdeki dönemde bu da takip edilecektir. Şu andaki bilgilerimiz bu yeni mutasyonun hastalığın daha ağır seyrine neden olmadığı; ama sayının artışına neden olduğu şeklinde. Hastalananlar daha öncekilerle aynı şekilde hastalığı geçiriyorlar gibi görünüyor; ama hastalanma olasılığı sanki biraz daha yükseliyormuş gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

    “AŞI ÇALIŞMALARINI ETKİLEMEYECEK”

    Prof. Dr. Kara, corona virüsün mutasyona uğramasının mRNA ve inaktif aşı çalışmalarına etkisini değerlendirerek, “mrRNA aşıları spike proteinini direkt olarak hedef alıyor. Spike proteinin belli kısmını hedef alıyor. O bölgeyi vücuda tanıtıp vücudun da kendi savunma silahlarını o bölge için üretmesini istiyor. Bugünkü konuştuğumuz mutasyon o bölgeyi direkt etkileyebilen bir mutasyon gibi görünmüyor. O bakımdan mRNA aşılarını etkilemesini çok fazla beklemiyoruz. İnaktif aşıda da virüsün zaten hemen hemen tamamını spike proteininde olduğu gibi verdiğimiz için orada birden fazla çeşitli antikor gelişimini bekliyoruz. Onun etkilenmesinin büyük olasılıkla olmayacağını söyleyebiliriz. İngiltere’de ortaya çıkan araştırma altındaki bu mutasyon şuandaki aşı çalışmalarını etkileyebilecekmiş gibi görünmüyor” dedi.

    “VİRÜSTEN KORUNABİLME ŞANSI YÜZDE 5’E İNECEKTİR”

    Prof. Dr. Kara, virüs mutasyon geçirse de, kendi bulaştırıcılığını kaybetmediği müddetçe önlemlerin aynı şekilde devam edeceğini vurgulayarak, “Biz karşılıklı konuşurken maskesiz isek aramızdaki mesafe 1 metre ise yaz aylarında 3 ila 5 dakikadan sonra virüsü bulaştırıyorsak, kış aylarında bu 1-2 dakika. Bu virüsün şimdi böyle bir mutasyon geçirmesi bu süreyi belki 1 dakikaya indiriyor. İnsanlar da özellikle de maske, mesafeye dikkat etmezlerse eskiden diyelim ki virüsten korunabilmek için yüzde 50 şansları varsa böyle bir durumda bu şansları yüzde 5’e inecektir. Arada büyük fark var. Bu kadar daha kolay bulaşır hale gelir. Eğer gerçekten bu virüs kendisi açısından bulaşmayı avantaj haline geçirecek bir mutasyonu geçirdiyse bizim için maske ve mesafenin daha önemli olduğunu söylememiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

  • Avrupa’dan Covid aşısına şartlı onay

    Avrupa’dan Covid aşısına şartlı onay

    Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Pfizer – Biontech’in koronavirüs aşısına şartlı onay verdiğini açıkladı. Avrupa’da yaşayan 450 milyonun üzerinde kişiyi kapsayan onayla birlikte AB ülkelerinin vatandaşları 27 Aralık itibarıyla aşılanmaya başlayacağı belirtildi.

    Avrupa ilaç düzenleme kurulu (EMA), ABD’li Pfizer ile Alman BioNTech tarafından geliştirilen Covid-19 aşısının Avrupa’da kullanımını onayladı.

    EMA başkanı Emer Cooke yaptığı sanal basın toplantısında “EMA bilimsel komitesinin bugün toplandığını ve Pfizer – BioNTech tarafından geliştirilen aşı için AB’de şartlı bir pazarlama izni önerdiğini duyurmaktan mutluluk duyuyorum” dedi.

    Aşının faydalarının risklerinden daha fazla olduğunu açıklayan EMA yaptığı açıklamada, “Aşının yeni koronavirüs mutasyonuna karşı işe yarayıp yaramayacağını gösteren hiçbir kanıt yok” ifadelerini kullandı.

    Pfizer – Biontech koronavirüs aşısına İngiltere 2 Aralık’ta, ABD ise 11 Aralık’ta acil kullanım izni vermişti.

    AB KOMİSYON BAŞKANI: 27 ARALIK’TA BAŞLAYACAK

    Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’ndeki (AB) Covid-19 aşılama kampanyasına 27 Aralık tarihinde başlanacağını duyurmuştu.

    Konuyla ilgili Twitter’dan açıklama yapan Ursula von der Leyen, “AB sınırları içerisinde aşılama çalışmalarının ilk etabı 27, 28 ve 29 Aralık tarihlerinde başlayacak. Vatandaşlarımızı birlik içerisinde koruyoruz. Bir arada daha güçlüyüz.” ifadelerini kullanmıştı.

  • Erdoğan’dan Özgür Özel’e tazminat davası

    Erdoğan’dan Özgür Özel’e tazminat davası

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in kendisi yönelik “diktatör” ifadesinin kullanmasının ardından 250 bin TL’lik  tazminat davası açtı.

    Dava için başvuruyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüsen Aydın gerçekleştirdi. Aydın başvuru dilekçesinde Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı’nın kişilik haklarını hedef aldığını belirtti.

    Özel’in sözleri nedeniyle manevi tazminat koşullarının oluştuğunun altını çizdi ve 250 bin liralık tazminat davası başvurusunda bulundu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Cumhur İttifakı mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Cumhur İttifakı mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla katıldığı törenle Kuzey Marmara Otoyolu’nun İzmit-Akyazı kesimi kullanıma açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için üretmeye ve mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, “Cumhur İttifakı konusunda başta Sayın Bahçeli olmak üzere ülkemiz için tüm gerekenleri yaptık. Adı ‘millet’ olan ancak zillet içinde olan, PKK terör örgütüyle iç içe olanlara sesleniyorum; 2023, Cumhur İttifakı için yeni bir zafer yılı olacaktır” dedi.

    Kuzey Marmara Otoyolu’nun İzmit-Akyazı arasında kalan 6’ncı kesimi, Sakarya’nın Akyazı ilçesindeki Akyazı kavşağında düzenlenen törenle açıldı. Video konferansla törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Açılışını yaptığımız otoyolumuzun ülkemize, bölgemize ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu otoyol, İstanbul’un her iki istikametinde de araç trafiğinde çok büyük rahatlama sağlayacaktır. Şu ana kadar açılan kısımlarda bu faydayı zaten sağladık. Çeşitli noktalarda kurulan bağlantılar sayesinde her istikamette ulaşım imkanları sunuyoruz. İnşası devam eden yolların tamamlanmasıyla birlikte de Marmara çevresindeki tüm yollarımızı tamamlamış olacağız” dedi.

    ’18 YILDA 880 MİLYAR LİRALIK YATIRIM’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığının güçlendikçe adımların daha kolay atıldığını belirterek, “İnsanlar ve ürünler ülke içerisinde bir yere hızlı şekilde ulaşamıyorsa, orada kalkınma ve refah olmaz. Türkiye uzunca bir süre bunun sıkıntısını yaşamıştır. İktidara geldikten sonra bölünmüş yol uzunluğumuzu 28 bin kilometreye çıkardık, otoyol uzunluğunu neredeyse ikiye katladık. Sadece ulaştırma yatırımları için 18 yılda 880 milyar TL’nin üzerinde kaynak kullandık. Demiryollarında ülkemizi hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarıyla tanıştırdık. İnşallah önümüzdeki yıl Ankara-Sivas hızlı tren hattımızı açıyoruz. Ülkemizdeki tren yollarının neredeyse tamamını yeniledik. Havayolu ve liman yatırımlarıyla ülkemizi öne çıkarma hedefindeyiz. Hala devam eden yatırımlarla ülkemizi pandemi süresi sonrası üretim merkezi haline getirmeye çalışmaktayız. Asıl büyük atılımı önümüzdeki dönemde bekliyoruz, ülkemizin siyasi ve ekonomik bağımsızlığını güçlendirdikçe adımlarımızı daha kolay atmaya başladık” dedi.

    ‘KARDEŞLİK İKLİMİNE SAHİP ÇIKIYORUZ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Terör örgütlerini kullanmaktan darbe girişimlerine, siyasi ve yaptırım hareketlerini denediler, ancak bunda başarılı olamadılar. Dayatmayla, ayak oyunlarıyla ülkemize diz çöktürme hayalinde olanlara sesleniyorum, sizleri hayal kırıklığına uğratacağız. Nice badireleri atlatmamıza vesile olan bu kardeşlik iklimine sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. Türkiye’nin bir cendere içerisine sokulmasına milletimiz izin vermeyecektir. Eser ve proje konusunda herkesle çekişmeye hazırız, ancak bunun dışındaki hiçbir tartışmanın ülkemize faydası olmadığını düşünüyor ve vaktimizi burada olduğu gibi yatırımlarımıza ve takibine ayırıyoruz.”

    ‘ÜLKEYLE GÖNÜL BAĞLARI KOPMUŞ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’dan Çin’e gidecek trenin rutin işlemler için Halkalı’ya geri gelmesi nedeniyle hükümete saldırıldığını ifade ederek, “Biz insanımıza hizmet etme heyecanını yaşarken, birilerinin ülkenin tökezlemesini istemesini anlıyoruz. Bunları biz ve milletimiz olarak çok iyi tanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan Çin’e yolladığımız trende bir kez daha gördük. 2 deniz ve 5 ülke kat edip hedefine uğurlanacaktı, rutin işlemler için Halkalı’ya geri gelen trenimizle ilgili sırf hükümete saldırmak için kullanmaya çalıştılar. Bu trenimiz uğradığı her durakta konum atarak 12 günde Çin’e ulaştı. Böylelikle ülkemiz için çok büyük bir dış ticaret adımı da atılmış oldu. Bu ülkemiz için büyük bir başarıdır. Böylesi önemli bir başarı karşısında üzüntüsünü saklamaya dahi gerek duymayan zihniyetin bu ülkeyle gönül bağı kopmuş demektir. Hamdolsun milletimiz bunları görüyor” diye konuştu.

    ‘BİZ TÜRKİYE İÇİN ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

    Türkiye için üretmeye ve mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Dün TBMM’de 2021 bütçemiz kabul edildi. Bu vesileyle her aşamada bütçeye katkı veren tüm milletvekillerine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı konusunda başta Sayın Bahçeli olmak üzere ülkemiz için tüm gerekenleri yaptık. Adı ‘millet’ olan ancak zillet içinde olan, PKK terör örgütüyle iç içe olanlara sesleniyorum: 2023 Cumhur İttifakı için yeni bir zafer yılı olacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te özel bir hastanede meydana gelen patlamada yaşamlarını yitirenlerin yakınları için başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Marmara Otoyolu’nun İzmit-Akyazı arasındaki kısmının hayırlı olmasını dilerken, tören alanında bulunan Bakan Karaismailoğlu, valiler, milletvekilleri ve belediye başkanları hep birlikte kurdeleyi kesti.

    ‘DÜNYANIN EN BÜYÜK PROJELERİNE İMZA ATIYORUZ’

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise yaptığı konuşmada, “Kuzey Marmara Otoyolu’nun 6’ncı ve son kesimi olan TEM İzmit-1 kavşağı ile TEM-Akyazı arasındaki kısmını tamamlayarak otoyolumuzun tamamını hizmete açtığımız bu önemli günde teşriflerinizden dolayı şükranlarımı sunuyorum. 18 yıl önce, AK Parti iktidarı ile başlayan ulaştırma ve altyapı hamlemiz güçlenerek devam ediyor. Ülkemizi dünyanın en büyük ekonomileri arasında hak ettiği konuma taşımak için, dünyanın en büyük projelerine imza atıyoruz. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, İstanbul İzmir Otoyolu, İstanbul Havalimanı, Bakü Tiflis Kars Demiryolu, Ordu Giresun Havalimanı ve Yüksek Hızlı Tren hatları gibi büyük projeleri başarıyla bitirdik ve hizmete verdik. Halen ülkemizin dört bir yanında 3 binin üzerinde şantiyemizde on binlerce mühendisimiz, teknik personelimiz, işçilerimiz gece gündüz çalışıyorlar. Sadece geçtiğimiz bir aylık dönem içinde Samsun-Sivas demiryolu hattı modernizasyon projesini bitirerek, hizmete başlattık” dedi.

    ‘İMKANSIZ DİYE BİR ŞEYİ KABUL ETMİYORUZ’

    Bakan Karaismailoğlu imkansız diye bir şeyi kabul etmediklerini ifade ederek, “Aydın Denizli Otoyolu, Kayseri Havalimanı yeni terminal binası ve Kayseri Anafartalar-YHT garı tramvay hattının temellerini attık. Kahramanmaraş Göksun yolu, Formula 1 Pisti, Hayrabolu-Tekirdağ yolu ve Sarıkamış-Karakurt Horasan yolu ve Manisa Akhisar çevre yolu açılışlarını gerçekleştirdik. İlk ihracat trenimizi Çin’e uğurladık, yolculuğunu kesintisiz ve başarılı bir şekilde tamamladı. Geçtiğimiz çarşamba günü, Ankara-Niğde Akıllı Otoyolu’nun son kısmı olan 2’nci kesimini açarak otoyolun tamamını hizmete aldık. Aynı şekilde önümüzdeki yakın süreç içerisinde ise pek çok projeyi hizmete alacağız. Geçit vermez denen dağları tünellerle deliyor, aşılmaz denen nehirleri köprülerle geçiyor, ‘imkansız’ diye bir şeyi kabul etmiyoruz. Aşkla bağlı olduğumuz vatanımıza ve aziz milletimize, büyük bir güçle, hizmete devam edeceğiz” diye konuştu.

    ‘KUZEY MARMARA OTOYOLU HAYATİ ROL OYNAYACAK’

    Bakan Karaismailoğlu, Kuzey Marmara Otoyolu’nun sanayi ve ticaret şehirlerine yeni bir soluk kazandıracağını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Kuzey Marmara Otoyolu, sadece Marmara’nın değil, tüm Avrasya bölgesinin ulaşımında ve ticaretinde hayati bir rol oynayacaktır. İki kıtayı birbirine bağlayan, Avrasya’nın lokomotifi Marmara’nın itici gücü Kuzey Marmara Otoyolu sayesinde, araçların şehir içi trafiğine girmeden, yüksek standartlı, kesintisiz, emniyetli ve konforlu bir yol ile transit geçişi sağlanacaktır. 2016 yılından itibaren kısım kısım kullanıma açılan otoyolumuzun, daha önce hizmete aldığımız 320 kilometrelik kesimlerinden sonra bugün de İzmit 1 Kavşağı– Akyazı arasında yer alan 72.72 kilometre uzunluğu ile son ve en uzun kesimini hizmete alarak 400 kilometre uzunluğundaki Kuzey Marmara Otoyolu’muzun tamamını hizmete alarak ticaretin kalbinde yer alan bölgeyi kuşatan bir ulaşım koridorunu tamamlamış oluyoruz. 6’ncı kesimde; 4 adet viyadük, 64 adet köprü, 22 adet üstgeçit, 20 adet alt geçit, 179 adet menfez olmak üzere toplam 289 adet sanat yapısı bulunmaktadır. Otoyolumuz ile yüksek standartlara sahip, dünyaya örnek ve tasarrufun önünü açan bir proje hayata geçirilmiştir.”

    ‘OLASI DEPREMDE MARMARA BÖLGESİ VE İSTANBUL’A HİZMET VERECEK’

    Bakan Karaismailoğlu projede depreme karşı dayanıklılığı sağlayan en modern mühendislik yaklaşımlarının kullanıldığını açıklayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Ülkemiz coğrafi olarak deprem olasılığının yüksek olduğu bir konumda. Bu nedenle projelerimizin her birinde, depreme karşı dayanıklılığı sağlayan en modern mühendislik yaklaşımları kullanılmaktadır. Kuzey Marmara Otoyolu, olası bir büyük depremde Marmara Bölgesi ve İstanbul’a hizmet verecektir. Kuzey Marmara Otoyolu ülkemizin önemli gücü olan sanayi ve ticaret şehirlerine yeni bir soluk kazandıracaktır. İstanbul’dan Anadolu illerine doğru gidişte ve dönüşte, mevcut TEM otoyolu ve D-100 Karayolunda oluşan uzun araç kuyruklarının da önüne geçilecektir. Zamanın ve konforun değeri Kuzey Marmara Otoyolu ile yeniden belirlenmiştir. Kuzey Marmara Otoyolu her bir vatandaşımız için bir gurur vesilesidir. Gençlerimize, çocuklarımıza Türkiye’nin aydınlık yarınlarının bir nişanesi olarak gösterebileceğimiz dünya çapında bir eserdir. Ülkemizi ve milletimizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşımak için hiçbir engel tanımayacağımızın ve Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada lider ülkelerden biri olacağı günlerin ne kadar yakın olduğunun ispatı niteliğindedir. Bu güzel ve hayırlı günde, projemizde emeği geçen her kademeden çalışma arkadaşıma, yüklenici firmalara ve bakanlığımız personeline teşekkür ediyorum.”

  • Bursa’da polise etmediği beddua kalmadı

    Bursa’da polise etmediği beddua kalmadı

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ederek, trafik sigortası olmayan otomobiliyle gezintiye çıkan ehliyetsiz sürücü Oğuzhan G.’nin (24) ceza yazdığı için “Hakkım sana helal olmasın. Çoluğundan çocuğundan çıksın” diyerek beddua ettiği polis memurunun sabrı, görenleri hayran bıraktı.

    İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle kent genelinde uygulama noktaları oluşturdu. 16 SBE 89 plakalı otomobil, Osmangazi ilçesi Acemler Kavşağı’nda kurulan kontrol noktasında polis ekiplerince durduruldu.

    Polis, sürücü Oğuzhan G.ye izin belgesini sordu. Ancak Oğuzhan G., izin belgesini gösteremedi. Ekipler, Oğuzhan G.’nin geçen ay alkollü araç kullandığı için ehliyetine 6 ay el konulduğunu ve otomobilin zorunlu trafik sigortası olmadığını belirledi.

    Oğuzhan G., kendisine ceza yazmak isteyen polis ekiplerine bir süre direndi. Oğuzhan G.’ye, kısıtlamayı ihlalden 3 bin 150 TL, otomobilin sigortası olmaması nedeniyle 132 TL, ehliyetsiz araç kullanmaktan 2 bin 473 TL ceza kesildi.

    Ayrıca ruhsat sahibi anneye de ehliyetsiz kişiye otomobilini verdiği gerekçesiyle 2 bin 473 TL ceza uygulandı. Oğuzhan G.’nin kullandığı otomobil ise çekici ile otoparka çekildi.

    BEDDUAYA RAĞMEN SABRINI KORUDU

    Oğuzhan G., ceza kesildikten sonra ehliyetli bir arkadaşını getirerek, otomobilini almak istedi. Ancak Oğuzhan G., otomobilinin çekiciyle götürüldüğünü öğrenince sinirlendi.

    Öfkeli genç, ceza yazan polise, “Ehliyetli adam getirdim. Sigorta da yapıldı. Arabamı nasıl teslim etmezsin. Arkadaşımı zamanında getirecektim, sen getirtmedin. Sen beni bir saat bırakmadın, hakkımı yedin. Hakkım sana haram olsun. Telefonum yanımda yoktu, arkadaşımı arayamadım. Şimdi aldım. Arabamı çekiciye koyamazsın. Arabanın altına yatarım, yine de otoparka çektirmem. Beni bir saat rehin aldın. Telefonum yoktu. Kimseye haber veremedim. Taksiyle gidip arkadaşımı aldım. Araba otoparka gidemez. Sen çok büyük bir yalancısın. Beni bir saat rehin aldın. Evraklara imza atmadım, yine de atmıyorum. Hakkım sana helal olmasın. Çoluğundan çocuğundan çıksın. Bir de yalan konuşuyorsun” diye bağırarak, beddua etti.

    Polisin tüm hakaret ve beddualara rağmen sakinliğini koruması ise takdir topladı.

  • Mahkemeden Osman Kavala kararı

    Mahkemeden Osman Kavala kararı

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan davada, firari sanık eski CIA Danışmanı Henri Jak Barkey ile “Anayasa’yı ihlal” ve “siyasi veya askeri casusluk” suçlarından yargılanan sanık Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

    İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tanıkların ve avukatların beyanları alındı.

    Beyanların ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, Leyla Alaton’un tanık olarak çağrılmasına ve Barkey hakkındaki yakalama kararının devamına karar verilmesini talep etti.

    Talebin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına ve Leyla Alaton’un tanık olarak çağrılmasına karar verdi.

    Firari sanık Barkey hakkındaki yakalama kararının devamına hükmeden heyet, duruşmayı 5 Şubat 2021’e erteledi.

  • Sahte içki soruşturmasında şüpheliler adliyede

    Sahte içki soruşturmasında şüpheliler adliyede

    Bursa’da sahte içkiden 3 kişinin öldüğü, 12 kişinin de hastanede tedaviye alındığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 3 kişi, adliyeye sevk edildi. Soruşturma kapsamında daha önce 2 kişi tutuklanmıştı.

    Kentte içki içen 15 kişi, rahatsızlanınca son 5 günde farklı zamanlarda Çekirge Devlet Hastanesi ile Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Sahte içkiden zehirlendikleri belirlenen Mehmet İncili (51), Sümer Çam (51), İrfan Çivi (39), Mehmet T. (51), Fatih Deniz Y. (49), Ferdi N. (37), Mustafa D. (58), Ramiz H., Güner M., Bahadır E. (36), Tamer M. (44), Emin A. (43), Aleattin G. (52), Mehmet Özgür K. ve Mehmet S. (62) tedaviye alındı. Bu kişilerden Mehmet İncili, Sümer Çam ve İrfan Çivi yaşamını yitirdi. Diğerlerinin tedavilerinin sürdüğü bildirildi.

    2 KİŞİ TUTUKLANDI

    Olayla ilgili soruşturma başlatan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Erhan Okumuşoğlu ve Uğur Kökkoparan, çarşamba günü çıkarıldıkları mahkemece ‘birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan tutuklandı.

    GÖZALTINA ALINMADAN ÖNCE 1 TON SAHTE ALKOL SİPARİŞ ETMİŞ

    Yürütülen soruşturma kapsamında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, tutuklu Uğur Kökkoparan‘ın telefon görüşmelerini inceledi.

    Ekipler, Kökkoparan’ın gözaltına alınmadan önce Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinden 1 ton sahte alkol siparişi verdiğini belirledi.

    Sahte alkolün kargoyla kente getirildiği bilgisine ulaşan ekipler, dün merkez Nilüfer ilçesi Çalı Mahallesi’ndeki kargo şubesine baskın düzenledi.

    Baskında kargo şubesinde bidonların içinde bulunan toplam 1 ton sahte alkole piyasaya sürülmeden el konuldu.

    3 ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Polis ekipleri, Erhan Okumuşoğlu ve Uğur Kökkoparan’ın ifadelerinden yola çıkarak, dün, Muhammet H. (42), Birkan B.’nin (44) ve Mesut G.’yi de gözaltına aldı.

    Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yaşayan Muhammet H., Bursa’da tekel bayisi işleten Birkan B. ve tutuklu Uğur Kökkoparan ile birlikte çalıştığı tespit edilen Mesut G. sorgulanmak üzere emniyete getirildi. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.