Etiket: gündemhaber

  • O magandanın cezası belli oldu

    O magandanın cezası belli oldu

    İstanbul Alibeyköy’de trafikte tartıştığı diş hekimi Sena Koçak’a hakaret edip saldırdığı, daha sonra ise arabasının üzerine çıkarak tekmeleyip camını kırdığı iddiasıyla tutuklanan şüpheli Emre Etyemez hakkında “hakaret”, “basit yaralama”, “tehdit” ve “mala zarar vermek” suçlarından 1 yıl 5 aydan 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

    İstanbul Alibeyköy’de trafikte yol verme nedeniyle tartıştığı diş hekimi Sena Koçak’a hakaret edip saldıran, daha sonra da arabasının üzerine çıkarak tekmeleyen Emre Etyemez şikayet üzerine gözaltına alınmıştı.

    TEHDİT VE MALA ZARAR

    Adli işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edilip tutuklanan Etyemez için hazırlanan iddianame tamamlandı. Etyemez hakkında “hakaret”, “basit yaralama”, “tehdit” ve “mala zarar vermek” suçlarından 1 yıl 5 aydan 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

  • Oxford Üniversitesi’ndeki aşı çalışması durduruldu

    Oxford Üniversitesi’ndeki aşı çalışması durduruldu

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Oxford Üniversitesi’nde devam eden koronavirüs aşı çalışmasının görülen istenmeyen etki nedeniyle şimdilik durdurulduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Ateş Kara, Twitter’daki hesabından İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan ‘AZD1222’ adlı aşıya ilişkin açıklama yaptı. Prof. Dr. Kara, “Klinik çalışma döneminde olan ‘AZDI1222’ aşı çalışması görülen istenmeyen etki nedeni ile şimdilik durduruldu. Tüm veriler incelendikten sonra istenmeyen etkinin ciddiyeti ve aşı ile mi ilişkili olduğu değerlendirilerek devam kararı verilecek. Özellikle aşı çalışmalarında katılımcı sayısı yüksek olduğu için görülebilecek sorunlar; örneğin aşı olan kişinin kanser tanısı alması aşı uygulandıktan sonra olduğu için aşı ile ilgisi olmasa dahi araştırılarak netleştirilir ve çalışma öyle devam eder” dedi.

  • Mustafa Er: Bu sene acı çekeceğiz

    Mustafa Er: Bu sene acı çekeceğiz

    Bursaspor Teknik Direktörü Mustafa Er, “Mutsuzluğun, umutsuzluğun, sevginin olmadığı yerden bir şeyler üretebilmek çok zor. İnsanların mutlu olması, birbirine güvenmesi gerekiyor. Ciddi adımlar attık, bunlar devam edecek” dedi. Genç teknik adam, Kubilay Kanatsızkuş ve Burak Kapacak hakkında çıkan transfer iddialarına ilişkin ise, ayrılacaklarsa takıma ciddi bir katkı koyarak gitmek zorunda olduklarını ve oyuncuların kafalarının karışık olduğunu söyledi.

    Bursaspor Teknik Direktörü Mustafa Er, TFF 1’inci Lig’de bu haftasonu başlayacak olan yeni sezon öncesi açıklamalarda bulundu.

    Yeşil beyazlıların, Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri’nde gerçekleştirdiği antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan genç teknik adam, ligin başlamasına çok az bir süre kaldığını ve 1 haftalık görev sürelerinde ciddi bir mesafe kat ettiklerini söyledi.

    “ÖLÜ TOPRAĞI SERPİLMİŞ GİBİYDİ”

    Göreve geldiklerinde Özlüce’de karamsar bir havanın olduğunu kaydeden Er, “Kulüp organizasyonunun nasıl olacağına dair oyuncuların tedirginliği, personelimiz geçen seneden gelen bazı problemleri var, açıkçası bir matem havası vardı. Ölü toprağı serpilmiş gibiydi. İnsanlar mutsuz, umutsuz. Kulüp organizasyonu ile alakalı güvensizlik vardı ki şehirde de var zaten bu, belki de ana problemimiz de bu. Bizim de acil eylem planımız şuydu; mevcut personelimizin direkt birinci dereceden mağduriyetlerimizin bir kısmının giderilmesi ve mevcut oyuncularımızın tümünün kulüp organizasyonuna inanarak burada devam etmelerini sağlamak. Bu konuyla alakalı da ciddi adımlar atılıyor. Bu hafta da devam edecek bu adımlar, en kısa sürede yapılmasını istiyoruz, Pazar günü lig maçımızı oynayacağız” dedi.

    “ÖZLÜCE’DE ARTIK YÜZLER GÜLÜYOR”

    Özlüce’de artık insanların yüzünün gülmeye başladığını ve daha mutlu, daha keyifli olduklarını kaydeden Er, “Mutsuzluğun, umutsuzluğun, sevginin olmadığı yerden bir şeyler üretebilmek çok zor. İnsanların mutlu olması, birbirine güvenmesi gerekiyor. Ciddi adımlar attık, bunlar devam edecek. Hem içeride hem dışarıda bunlarla alakalı eksiklerimiz olabilir ama mümkün olduğunca ilerlemeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    “BURASI OYUNCU SEÇECEĞİMİZ BİR MECRA DEĞİL”

    Göreve geldiklerinde 37 kişilik bir kadro verildiğini ve bunun çok fazla olduğunu belirten Er, profesyonel takımın bu kadar çok oyuncu ile idman yapmasını doğru bulmadığını ifade etti. Er, “Burası oyuncu seçeceğiniz bir mecra değil, burası altyapı da değil. Hangisinin yeterli olup olmadığı hocalarımızca biliyor, mevcut oyuncularımızın hepsi değerli. Şu an gözlemliyoruz. Fiziksel ve mental olarak hazır olanların zaten yeterlilikleri var, onlar arasından kısa ve uzun vadede faydalanacağız” ifadelerini kullandı.

    “KUBİLAY’IN KAFASI KARIŞIK”

    Kubilay Kanatsızkuş’un kafasının karışık olduğunu söyleyen Er, “Yönetime ilk geldiğim gün, mevcut oyuncuların tümünün kalmasını istiyordum. Tabii ki burada, bu organizasyon dışında kalmak isteyen olursa kimseyi zorla tutamayız. Gidecek kim olursa olsun Bursaspor’a bir şeyler kazandırmalı. Gidecekse bir oyuncu Bursaspor’a maddi anlamda katkı sağlayabilmeli. Kubilay ayrılacaksa, Bursaspor’un ciddi bir gelir elde etmesi gerekiyor. O ortam oluşursa Kubilay bizimle olmayacak, ama oluşmazsa da sürece bakacağız ne gerektiriyor ama şu an ki ruh halinin çok sağlıklı olmadığını söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

    “CİDDİ BİR HARMAN YAPMAK İSTİYORUZ”

    Transfer engeline ilişkin de konuşan Er, yönetim kurulunun bu noktada çalışmalar yürüttüğünü kaydederken, “Biz mevcut oyuncuların hepsinin kalmasını o yüzden istiyoruz. Ben şöyle bakıyorum; gençler, orta sınıf diyebileceğimiz yani iki üç yıldır bu takımın içerisinde olan altyapı oyuncularımız ve tecrübeli oyuncularımız. 3 gruba ayırıyoruz ve bunların içerisinden ciddi bir harman yapmak istiyoruz. Transfer tahtası açılacak mı açılmayacak mı bilmiyorum. Açılırsa da içeriyi çok boğmadan belki 4-5 tane, önce karakterli sonra takıma katkı sağlayabilecek oyuncu katmak isteriz. Bu oyuncular da fedakarlık yapıp kalıyor, oyuncularıma teşekkür ediyorum. Açılsa da açılmasa da planımızı ona göre yapıyoruz” dedi.

     

    “SHEHU’NUN BURADA OLMASINI İSTİYORUZ”

    Abdullahi Shehu’ya tekliflerin olduğunu söyleyen Er, “O’nun burada olmasını istiyoruz. O da imza atıp devam edebilecek oyunculardan bir tanesi, şu an ülkesinde. O’nunla alakalı olumlu bir sonuç çıkarabiliriz diye düşünüyorum ilerleyen günlerde” diye konuştu.

    “5. HAFTADAN SONRA GERÇEK OYUN KİMLİĞİMİZİ ORTAYA KOYMAK HEDEFİMİZ”

    Takımın fiziksel yönüne de değinen Er, “2-3 hafta 40 kişiyle antrenman yapılmış. Burada 40 kişi ile sağlıklı bir ortamda çalışamam, mümkün değil. Bununla alakalı problemlerimiz var. Ligin ilk başlarında sorun yaşayabiliriz. İlk 4 haftayı minimum hasarla atlatabilirsiz, Milli ara olacak. 5. Hafta her anlamda önde baskılı oyun anlamında dahi, gerçek fotoğrafın o zaman çıkacağını düşünüyorum. İlk 4 hafta biraz daha kontrollü olabiliriz. 5. Haftadan sonra gerçek oyun kimliğimizi ortaya koymak en büyük hedefimiz” ifadelerini kullandı.

    “BURAK KATKI KOYARAK GİTMEK ZORUNDA”

    Bursaspor’un mali yapıdaki tablosunun ortada olduğunu kaydeden Er, “Oyuncularıma söyledim bu sene acı çekeceğiz, pembe bir tablo yok ortada. Ama bunu içimizde yaşayacağız belli etmeyeceğiz, Bursasporluluk onu gerektirir. Bu savaşın içerisinde olacak bu yapıyı bilerek burayı isteyerek burayı sahiplenecek oyuncular olacaktır katacağımız oyuncular. Mali yapıyı da zorlamaması gerekiyor tahta açılırsa. Burak Kapacak ile alakalı çok açık ve net bir teklif kulübe gelmedi. Menajer aracılığıyla teklifler geliyor herhalde, Burak’ın da kafası karışık. Bazı paralar konuşuluyor, O’nun da konsantrasyon anlamında git gelleri oluyor. Bu hafta O’nu da gözlemleyeceğiz. Burak da gidecekse ciddi bir katkı koyarak gitmek zorunda. Katkı koymayacaksa gitmesin, 1 yıl daha oynasın bu takıma katkı sunsun öyle gitsin, biz takip ediyoruz” açıklamalarında bulundu.

    Transferlerin hepsini arka plana attıklarını belirten Er, mevcut durumu yükseltmek için çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti. Mustafa Er, şehrin armaya dönmesini istediklerini ve en büyük amaç ve isteklerinin bu olduğunu ifade etti.

  • Türkiye ve İran’dan ortak bildiri

    Türkiye ve İran’dan ortak bildiri

    Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Altıncı Toplantısı’na ilişkin ortak bildiride, “(Taraflar) PKK/PJAK ve bölgedeki tüm terör örgütlerinin Türkiye’nin ve İran’ın güvenliğine karşı ortak tehdit teşkil ettiğini dikkate alarak, ortak sınırlarda bulunan PKK/PJAK ve diğer terör örgütlerinin unsurlarının eylemlerine karşı mevcut iş birliği mekanizmalarından tam olarak istifade etmenin ve terörizm ile örgütlü suça karşı sonuç odaklı iş birliği amacıyla ortak operasyonlar dahil eş güdüm içinde adım atmanın, her iki ülkenin sorumluluğunda olduğunu vurgulamışlardır.” ifadesi kullanıldı.

    Ortak bildiride, Türkiye Cumhuriyeti ve İran İslam Cumhuriyeti arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Altıncı Toplantısı’nın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani eş başkanlıklarında ve koordinatör olarak her iki ülke dışişleri bakanları ile Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar, Hazine ve Maliye, İçişleri, Sağlık, Sanayi ve Teknoloji, Ticaret ile Ulaştırma ve Altyapı bakanları ve mevkidaşları İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkanı, Petrol, İçişleri, Enerji, Yol ve Şehir Planlama, Sağlık ve Tıbbi Eğitim bakanlarının katılımlarıyla bugün video konferans aracılığıyla düzenlendiği belirtildi.

    Bildiride, “ilişkilerini, bölgesel gelişmeleri ve koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerini gözden geçiren tarafların, güçlü siyasi iradelerinden beslenen iyi komşuluk ilişkilerini daha da geliştirme konusundaki kararlılıklarını yinelediği ve ikili ilişkilere dair kararların ortak çıkarlar temelinde etkin şekilde uygulanması yönündeki kararlılıklarını ifade ettikleri” kaydedildi.

    Tarafların Kovid-19’a ilişkin olarak vatandaşlarına gerekli tıbbi hizmetlerin, ilaçların, malzemelerin sunulmasında daha hazırlıklı olunmasını teminen salgınla mücadelede daha yakın istişare ve iş birliğinin önemini vurguladıklarına yer verilen bildiride, tarafların, iki ülke arasındaki iş birliğinin daha da derinleştirilmesi amacıyla ikili ve bölgesel konularda her seviyede yakın siyasi diyaloğun ve ikili ilişkilerin farklı veçhelerini kapsayan mekanizmalar çerçevesinde istişarelerin sürdürülmesinin önemine işaret ettiği belirtildi.

    Bildiride tarafların, ikili ticaret hacminde Kovid-19 dahil olumsuz küresel koşullarından kaynaklanan azalma eğiliminin tersine çevrilmesini teminen ortak çabaları yoğunlaştırma, bu çerçevede Karma Ekonomik Komisyon, Kara Ulaştırması Ortak Komisyonu gibi mekanizmalardan tam olarak istifade etme ve yeni ekonomik iş birliği alanları geliştirilmesi yönündeki taahhütlerini yineledikleri ifade edildi.

    Tarafların ekonomik iş birliğinin daha da ilerletilmesi, ikili ticaret hacminin artırılması, Kovid-19’un yarattığı ekonomik sınamaların aşılması amacıyla 28. Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nı, salgının yarattığı şartlar göz önünde bulundurulmak suretiyle mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirme isteklerini ifade ettikleri belirtilen bildiride, tarafların Tercihli Ticaret Anlaşması’ndan ortak çıkarlar temelinde tam olarak yararlanılmasının, anlaşmanın kapsamının genişletilmesinin ve her iki ülke iş adamları için yatırım ortamının iyileştirilmesinin önemini vurguladıkları kaydedildi.

    Terörizme karşı iş birliği

    Tarafların “halklar arası temasların daha fazla teşvikini teminen, Kovid-19’un yarattığı risklerin bertaraf edilmesinin akabinde turizm ve kültür alanlarında iş birliğinin daha da güçlendirilmesinde mutabık kaldıkları” duyurulan bildiride, tarafların “enerji sektörünün önemine vurgu yaparak, ortak fayda temelinde bu alanda iş birliğinin sürdürülmesinin önemini teyit ettikleri” belirtildi.

    Bildiride, şu ifadelere yer verildi:

    “PKK/PJAK ve bölgedeki tüm terör örgütlerinin Türkiye’nin ve İran’ın güvenliğine karşı ortak tehdit teşkil ettiğini dikkate alarak, ortak sınırlarda bulunan PKK/PJAK ve diğer terör örgütlerinin unsurlarının eylemlerine karşı mevcut iş birliği mekanizmalarından tam olarak istifade etmenin ve terörizm ile örgütlü suça karşı sonuç odaklı iş birliği amacıyla ortak operasyonlar dahil eş güdüm içinde adım atmanın, her iki ülkenin sorumluluğunda olduğunu vurgulamışlardır.

    Bölgesel güvenliği ve istikrarı artıran çok taraflı diplomasinin müstesna bir başarısı olan ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2231 sayılı kararı ile onaylanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) muhafazasının önemini yeniden vurgulamışlar ve KOEP’in muhafazası için BMGK’da ahiren ortaya konan geniş tabanlı desteği memnuniyetle karşılamışlardır.”

    Bölge ülkeleriyle ilgili değerlendirmeler

    Bildiride, tarafların “ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve küresel konuları ele aldıkları ve bu bağlamda, evrensel olarak kabul gören ilkelerden, özellikle, uluslararası hukuka tam saygı ve çatışmaların barışçı yollarla çözülmesi ile kuvvet kullanımına veya kuvvet tehdidine başvurmama ilkelerinin, uluslararası ilişkilere hakim olmaya devam etmesi gerektiği görüşünü paylaştıkları”, “Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini vurgulayarak, Suriye ihtilafının Astana formatı çerçevesindeki tüm anlaşmalar doğrultusunda ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararıyla uyumlu bir siyasi süreç yoluyla çözüme kavuşturulabileceğine dair inançlarını teyit ettikleri” aktarıldı.

    Tarafların, “Irak’ın istikrarının, refahının ve güvenliğinin bölgesel ve uluslararası barış ve istikrar için bir gereklilik olduğunun bilinciyle, Irak’ın toprak bütünlüğünün, siyasi birliğinin ve egemenliğinin korunmasına yönelik taahhütlerini teyit ettikleri ve Irak Hükümeti’ne desteklerini yineledikleri” belirtilen bildiride, tarafların İsrail-Filistin ihtilafının kapsamlı, adil ve kalıcı çözümüne sarsılmaz desteklerini vurguladıkları, bu bağlamda, başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması ihtiyacını yineledikleri ve üçüncü ülkelerin Filistin davasını zayıflatma girişimlerine karşı Filistin’e desteklerini ifade ettikleri kaydedildi.

    Tarafların Afganistan’da sürdürülebilir barışın ve istikrarın ancak gerçek anlamda Afgan öncülüğünde ve sahipliğinde olacak siyasi çözüme yönelik bir barış süreciyle sağlanabileceğini vurguladıkları ve böyle bir çözüme desteklerini beyan ettikleri aktarılan bildiride, iki ülkenin birlikte üye olduğu Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (CICA), Gelişen Sekiz Ülke (D-8) gibi uluslararası örgütler çerçevesindeki iş birliğinin önemine işaret ettikleri duyuruldu.

    Bildiride, tarafların Parlamentolararası Birlik (IPU), Asya Parlamenterler Asamblesi (APA), İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) gibi bölgesel ve uluslararası parlamenter örgütler çerçevesinde ikili iş birliğinin teşvikini teminen iki ülke yasama organları arasındaki etkileşimin kolaylaştırılması yönünde iyi niyetlerini ifade ettikleri de belirtildi.

  • Diyanet’ten Heybeliada’daki araziye ilişkin açıklama

    Diyanet’ten Heybeliada’daki araziye ilişkin açıklama

    Diyanet İşleri Başkanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında yeniden bir pandemi hastanesi inşası planlanması halinde Heybeliada’daki araziyi iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazır olunduğunu bildirdi.

    Başkanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bazı medya organlarında Diyanet İşleri Başkanlığına 2018’de tahsis edilen İstanbul Heybeliada’daki araziyle ilgili haberlerin yer aldığı hatırlatıldı.

    Haberlere konu edilen alanların, 2005’te Sağlık Bakanlığına bağlı Sanatoryumun kapanmasının ardından 13 yıl boş kaldığı, bu sürenin ardından 2018’de Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edildiği belirtilen açıklamada, başkanlığa bir pandemi hastanesi değil, son olarak Sanatoryum olarak kullanıldıktan sonra kapatılarak Milli Emlak Genel Müdürlüğüne iade edilen ve üzerinde kullanılamaz durumdaki binaların bulunduğu bir alanın tahsis edildiği aktarıldı.

    Açıklamada, söz konusu 200 dönümlük alanın Sanatoryum binasının da içinde olduğu yaklaşık 134 dönümlük bölümünün tahsisinin Başkanlığın görüşü doğrultusunda 2019’da Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından kaldırıldığı bildirildi.

    Halen Başkanlığa tahsisli yaklaşık 60 dönümlük alanda, harabe durumdaki Sanatoryumun idari hizmet binaları olarak kullanılan yerlerinin bulunduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Bazı medya kuruluşlarınca iddia edildiği gibi söz konusu alanların Başkanlığımıza bağışlanması söz konusu değildir. İlgili mevzuat doğrultusunda, kamuya ait araziler kamu kurumlarına nasıl tahsis ediliyorsa, Heybeliada’daki alanlar da Başkanlığımıza aynı usullerle tahsis edilmiştir.

    Başkanlığımız Kovid-19 salgınıyla mücadele sürecinde birçok ilimizde eğitim tesislerini Sağlık Bakanlığımızın kullanımına açmış ve 150 bin civarında personelimizle her türlü desteği vermeye gayret etmiş, bundan sonra da devam edecektir. Öte yandan salgınla mücadele kapsamında Heybeliada’ya yeniden bir pandemi hastanesi inşası planlanması halinde, söz konusu araziyi de Başkanlığımız iade etmeye ve süreçle ilgili gerekli desteği vermeye hazırdır.”

  • İki günde 36 derece soğudu!

    İki günde 36 derece soğudu!

    ABD’nin Denver kentinde hava sıcaklığı 48 saatten kısa bir sürede 38 santigrat dereceden 2 santigrat dereceye düştü. Kentte gün içinde kar yağması bekleniyor.

    Amerika Birleşik Devletleri’nin Colorado eyaletinde bulunan Denver kentinde yaşayan insanları hayatları iki günde değişti.

    Pazar günü bölgede yaşanan rekor sıcaklıkların üzerinden 48 saat geçmeden Denver’da kar yağışı bekleniyor.

    Sıcaklıklar 38 santigrat dereceden 2 santigrat dereceye geriledi. Kısa sürede meydana gelen bu rekor değişimin ardından bölgede güç içinde kar bekleniyor.

    Dün aşırı sıcak yüzünden bölgede yangın çıkmıştı. Bugün ise 25 santimetre yükseliğinde kar yağması öngörülüyor.

    ABD’nin iç bölgelerinde yer alan Denver’da daha önce de benzer sıcaklık değişimlerinin yaşandığı bildirildi.

  • Motorine 21 kuruş indirim

    Motorine 21 kuruş indirim

    Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikasından (EPGİS) alınan bilgiye göre, gece yarısından geçerli olmak üzere motorin fiyatlarında 21 kuruş indirime gidildi.

    Motorinin litre fiyatında gece yarısından geçerli olmak üzere 21 kuruş indirime gidilecek.

    Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikasından (EPGİS) alınan bilgiye göre, Ankara’da ortalama 6,16 liradan satılan motorinin litre fiyatı ise 5,95 lira olacak.

    Motorinin litresi İstanbul’da 6,11 liradan 5,90 liraya, İzmir’de 6,20 liradan 5,99 liraya inecek.

    Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor.

  • Muş’ta 4.1 büyüklüğünde deprem

    Muş’ta 4.1 büyüklüğünde deprem

    AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Muş’un Korkut ilçesinde 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı.

    AFAD’dan alınan bilgiye göre, saat 11.47’de merkez üstü Muş’un Korkut ilçesi olan 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Derinliği 9.60 kilometre olarak ölçülen sarsıntıya ilişkin yapılan açıklamada, “Muş’un Korkut ilçesinde saat 11.47’de 4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Korkut ilçesinde meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır” denildi.

  • “Yılbaşı sonrası aşı piyasada olabilir”

    “Yılbaşı sonrası aşı piyasada olabilir”

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de koronavirüs aşı çalışmalarının ileri aşamalarda olduğunu belirterek, “Yılbaşı, yılbaşı sonrasında aşının piyasada olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, antikorların, koronavirüs teşhisinin ardından en az 4 ay koruyuculuk sağladığı yönündeki araştırmayı değerlendirdi. Prof. Dr. İlhan, “Vücutta yeterli seviyede antikor olması, tekrar o hastalığa yakalanmaktan koruyor demek. Bir hastalıktan korunmak için ya aşı yolu ile antikor üretiyoruz ya da o hastalığın geçirilmesi yolu ile antikor üretilmiş oluyor. Eğer yeterli düzeyde antikor yoksa kişiler tekrardan hasta olabilirler. Bazen duyuyorum, görüyorum çok üzülüyorum. Koronavirüs tanısı almış, evde izolasyon koşulu verilmiş ya da yakınlarına karantina koşulu verilmiş, ama vatandaşlar bunu hiç dinlemiyorlar. Dışarıya çıkıyorlar, parka-bahçeye gidiyorlar, ‘zaten evdeyim’ diye düşünüyorlar. ‘Ben koronavirüs geçirdim, iyileştim, dışarıda dolaşabilirim, bana bir şey olmaz’ diye düşünmemesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

    ‘BAŞKA ÜLKELERİN AŞISINA GÜVENEMEYİZ’

    Dünyada yapılan aşı çalışmalarına da değinen Prof. Dr. İlhan, şunları söyledi:

    “Bir aşının bir ülke tarafından üretilip, kullanıma sokulması bizim de kullanıma sokacağımız anlamına gelmiyor. Yurt dışında üretilen tüm aşılar için bizim kendi ülkemizde de onay alınması gerekiyor. Biz başka ülkelerin aşısına güvenemeyiz. Bu aşıların ‘faz çalışmaları’ diye ifade ediyoruz ya bu çalışmaların çok hızlı geçerek piyasaya sürülmüş aşılar olabileceği konusunda endişeler var. Bu süreçler öyle kolay bitecek süreçler değil. Bu süreçlerde bakılan koşullardan biri de yan etkiler. Yan etkiler 1 ayda da çıkabilir, 2 ayda da, 3 ayda da çıkabilir. Bu süreçleri tamamlamadıkları için tüm aşılara dikkatli bakmak gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’nın onay verdiği aşılar olduktan sonra sorun olmayacaktır” dedi.

    ‘TÜRKİYE’DE AŞI ÇALIŞMALARI İLERİ AŞAMADA’

    Prof Dr. İlhan, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı onaylı aşı çalışması yapan gruplar olduğuna işaret ederek, “Oldukça ileri aşamada olduklarını söyleyebiliriz. Yine yılbaşı, yılbaşı sonrasında aşının piyasada olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. ‘Aşı piyasaya çıkacak, yüzde yüz koruyacak’ diye bir şey söz konusu değil. Aşı yeterli dozda antikor oluşturmazsa bu defa kişiler aşıya bağlı yeterli korumaya da sahip olamayabilir. Her aşı bağışık hale getirmeyebilir kişiyi. Aşı olsa bile vatandaşlarımız süreç iyice azalana kadar koruma önlemlerine dikkat etmesi gerekiyor” diye konuştu.

    ‘ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYLI OLMASI’

    Prof. Dr. İlhan, dezenfektan satın alırken dikkat edilmesi gerekenlere de değinerek, dezenfektan kullanımının el yıkamanın yerini tutmadığını söyledi. İlhan, “Vatandaşların hatta dezenfektanları satın alan ticari işletmelerin, kamu kuruluşlarının en önemli dikkat etmesi gereken konu dezenfektanların Sağlık Bakanlığı onaylı olması. Pek çok korsan dezenfektan da ortaya çıktı. İçlerinde bırakın dezenfektanı, normal sudan çok da farklı bir şey olmadığı ortaya çıkmıştı. İçindeki maddeye vatandaşlar çok takılmasınlar. Önemli olan Sağlık Bakanlığı’nın bu maddeyi dezenfektan olarak onaylamasıdır” dedi.

  • Trump’tan aşı açıklaması

    Trump’tan aşı açıklaması

    Trump, Pennsylvania eyaletinde düzenlediği etkinlikte, seçmenlere hitap etti.

    ABD Başkanı, koronavirüs aşısıyla ilgili mesaj da verdi.

    ABD Başkanı Donald Trump, yeni tip corona virüse (Covid-19) karşı 3 aşı adayının son klinik aşamada olduğunu belirten Trump, “Aşı belki ekim sonundan önce dağıtılır. Bunu seçimler yaklaştığı için değil, insanların hayatını kurtarmak istediğimiz için yapacağız” açıklamasında bulundu.