Etiket: gündemhaber

  • 200 yıllık Ata tohumu ticareti

    200 yıllık Ata tohumu ticareti

    Erzurum’un Aşkale ilçesinin Tazegül köyünde çiftçilik yapan Kemal Güven, 200 yıldan beri ellerinde bulunan Ata tohumlarını çoğaltmayı başardı.
    Türk mutfağının vazgeçilmezleri kuru fasulye, yeşil mercimek ve nohut tohumlarını yaklaşık 7 seneden beri ekip çoğaltmaya başlayan Kemal Güven, bu sayede çoğalttığı tohumlarında ticaretini yapmaya başladı.

    Güven, “Kuru fasulye, yeşil mercimek ve nohut bunlar 200 yıllık ata dede tohumları, eskiden 50 dönüm ekilirdi, şimdi ben son birkaç seneden beri 5-6 dönüm ekerek çoğaltmaya gayret ediyorum. Amacım tohumları çoğaltmak ve diğer çiftçilik yapan vatandaşlara da faydalı olmak. Ayrıca bu ektiğim tohumları satarak daha çok para kazanıyorum. Buğday ve arpadan daha çok getirisi var. Bunlarda işçilik ve emek çok zor fakat çalışacağız, üreteceğiz, kazanacağız” diye konuştu.

    Bölgede yetiştirilen ürünleri alıp pişiren vatandaşlar da lezzetine tam puan verirken ilçe merkezi başta olmak üzere diğer ilçelere ve şehir dışına da ticareti yapılıyor.

  • Hem üretici hem halk kazanacak

    Hem üretici hem halk kazanacak

    – Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Başkent Market projesi kapsamında, vatandaşların bütçesine katkı sağlayacak yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Başkent Market Gimat Şubesi’nde açılan manav reyonunda, tarımsal kooperatiflerin ürettiği taze sebze ve meyveler piyasa fiyatlarına göre yüzde 30 indirimle satılacak. “Tarladan Sofraya” reyonu sayesinde hem üretici kazanacak hem de Ankaralılar uygun fiyatlarla taze ve kaliteli ürünlere ulaşabilecek.

    2019-2024 yılları arasında Türkiye genelindeki 68 kooperatiften ve çiftçilerden 602 milyon liralık yöresel ürün satın alarak yerel üreticilere destek veren Ankara Büyükşehir Belediyesi, KÖY-KOOP iş birliğiyle, kooperatif ürünlerini Ankaralılarla buluşturacak bir adım daha attı. “Tarladan Sofraya” sloganıyla ilk olarak Başkent Market Gimat Şubesi’nde hizmete giren manav reyonunda mevsimine göre 20-25 çeşit taze sebze ve meyve bulunacak.

    Piyasa fiyatlarının en az yüzde 30 altında satış yapılan manav reyonu, hem üreticiyi destekleyecek hem de vatandaşların ekonomisine katkı sunacak.
    Gimat Şubesi’nde hizmete açılan manav reyonuna ilişkin bilgiler veren Halk Ekmek Fabrikası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muzaffer Pala şunları söyledi:

    “Başkent Market olarak yaklaşık 68 kooperatif ve çiftçilerden bugüne kadar 602 milyon liralık yöresel ürün alarak Ankaralı üreticilere destek vermiş bulunmaktayız. Bugün de yeni bir proje başlatıyoruz. KÖY-KOOP vasıtasıyla manav reyonumuzu açmış bulunuyoruz. Amacımız tamamen taze ve ucuz ürünleri halkımıza iletebilmek.”

    KÖY-KOOP Genel Başkanı Mehmet Varol ise, “Burada direkt tarladan sofraya, aracısız ürünleri piyasa şartlarının en az yüzde 30 altında satmayı hedefledik. Öncelikli hedefimiz Ankara’daki kooperatiflerle birlikte çalışmak. Onların ürünlerinin değerlendirilmesi. Ürünlerimize baktığımızda Akdeniz, İç Anadolu ya da Ege Bölgesi’nin de ürünleri var. Direkt üreticiden getirip, Ankaralıyla buluşturmayı hedefledik” ifadelerini kullandı.

    Başkent Market, 2025 itibarıyla diğer şubelerinde de manav reyonları açmayı planlıyor. Manav reyonu, Ankara’nın dış ilçelerinde faaliyet gösteren kooperatiflere öncelik vererek yerel üretimi teşvik ederken, Türkiye genelindeki KÖY-KOOP üyesi kooperatiflerin ürünlerini de Ankaralılarla buluşturuyor. “Tarladan Sofraya” reyonu sayesinde hem üretici kazanacak hem de Ankaralılar uygun fiyatlarla taze ve kaliteli ürünlere ulaşabilecek.

  • Su seviyeleri alarm veriyor

    Su seviyeleri alarm veriyor

    Kocaeli’nin içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Yuvacık Barajı’nda su seviyesi yüzde 17’ye düştü. Kocaeli’nin içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Başiskele ilçesindeki Yuvacık Barajı alarm vermeye başladı. Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) Genel Müdürlüğü verilerine göre doluluk oranının yüzde 17 seviyelerine kadar geriledi.

    Suların çekilmesi ve debisinin azalmasıyla baraj inşası sonrasında sular altında kalan bir köprü de gün yüzüne çıktı. Suyun çekildiği alanlarda toprakta çatlaklar oluşurken, köprünün bulunduğu kısımda da su seviyesinin azlığı dikkat çekti. Bölge halkından bir vatandaş, “Neredeyse barajda su yok diyebilirim. Bu kuraklık ve barajda suyun azalması, buradaki habitatın da başka yerlere gitmesine neden oluyor. Her yer çöp yığını, enteresan bir durum. Lütfen biraz doğaya ve çevreye karşı duyarlı olalım” dedi.

  • İlk Türk somonu hasadı yapıldı

    İlk Türk somonu hasadı yapıldı

    Artvin’deki Deriner Barajı, enerji üretiminin yanı sıra balıkçılıkta da önemli bir merkez haline geliyor. Barajda üretilen Türk somonlarının ilk hasadı gerçekleştirildi.

    Artvin’de 2012 yılında enerji üretimine başlayarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan Deriner Barajı, Türk somonu üretimiyle de ekonomiye katkıda bulunmaya devam ediyor. Kendi alanında Türkiye’nin en büyük ikinci barajı unvanına sahip olan Deriner Barajı’nda ilk Türk somonu hasadı yapıldı.

    Hasada katılan Artvin Valisi Turan Ergün, tekneyle üretim tesislerinde incelemelerde bulundu. Barajdaki 24 kafes işletmesinde yılda 8 bin 300 ton balık üretildiğini belirten Vali Ergün, Artvin’in su ürünleri üretiminde yüksek bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Barajın su kalitesine dikkat çeken Vali Ergün, “Bugün burada Deriner Barajı’ndaki ilk balık hasadını gerçekleştiriyoruz. Artvin, hem denizi hem de 5 büyük barajı ile su ürünleri açısından çok önemli bir il. Barajlarımızdaki su soğuk, temiz ve oksijen bakımından oldukça zengin. Bu özellikler, kaliteli balık üretimi için büyük bir avantaj sağlıyor” dedi.

    Artvin’in balıkçılık potansiyeli artıyor
    Borçka Barajı ile başlayan su ürünleri üretiminin diğer barajlara yayıldığını ifade eden Vali Ergün, “Bugünkü üretimin ekonomik değeri yaklaşık 1,4 milyar lira. 2024 yılı itibarıyla Artvin’deki somon üretiminin yıllık değerinin 2 milyar lirayı bulmasını bekliyoruz. Üreticilerimiz, burada üretilen Türk somonlarının uluslararası ünlü somon türlerinin önünde olduğunu söylüyor. Yağ, protein ve Omega-3 açısından zengin olan bu somonlar, hem iç pazarda hem de ihracatta büyük ilgi görüyor” diye konuştu.

    Kadın girişimciden öncü adım
    Deriner Barajı’na ilk balık tesisini kuran kadın girişimci ve su ürünleri mühendisi Eray Şeker, “22 yıldır kafes balığı üreticiliğiyle ilgileniyorum. Devlet desteğiyle Deriner Barajı’nda ilk balık atımını gerçekleştiren girişimci oldum. Barajın su kalitesi, somon üretimi açısından oldukça kıymetli. Tesisimizin kapasitesi 500 ton. 24 kafesimizde bu yıl 100 ton üretim hedefliyoruz. Türkiye’nin en büyük ikinci barajı unvanına sahip olan Deriner Barajı, Türk somonu üretimiyle hem bölge ekonomisine hem de ülkenin ihracat potansiyeline katkı sağlamaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

  • Ölüme teğet geçmek değil

    Ölüme teğet geçmek değil

    Samsun’un Atakum ilçesinde birçok kamu kurumunun bulunduğu yere ulaşmak isteyen vatandaşlar, yaya geçidinin uzaklığı ve üst geçidin bulunmaması nedeniyle Samsun-Sinop karayolundan tehlikeli bir şekilde geçmek zorunda kalıyor. Hayatlarını riske atan vatandaşlar, üst geçit yapılmasını talep ediyor.

    Atakum ilçesi Denizevleri Mahallesi Atatürk Bulvarı deniz tarafında Samsun Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB), Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) İl Müdürlüğü, Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi(SASKİ) Genel Müdürlüğü, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü ve Bilim Samsun gibi kamu kurumları ile golf sahası bulunuyor.

    Tramvay, otobüs veya dolmuşlarla bu kurumlara gelen çalışanlar veya vatandaşlar, yolun karşısına geçmek için ecel terleri döküyor. Vatandaşlar, Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Alaçam Caddesi’ne kadar yaklaşık 1 km’lik bölgede üst geçit, trafik lambası veya yaya geçidi olmaması nedeniyle karayolundan geçerek hayatlarını riske atıyorlar. Karayolları ışıklarında bulunan yaya geçidinin kurumlara uzak kaldığını belirten vatandaşlar, buradan geçilse bile güzergahtaki diğer yolların da yayalar için bazı riskler taşıdığını söyledi.

    “Karşıya geçmek için 10 dakika bekledim”
    10 dakikalık bir mücadelenin ardından tehlikeli bir şekilde karayolundan karşıya geçmek zorunda kalan Nuray Yılmaz, “Karşıdan karşıya çok zor geçtim. Üst geçit olsa bu kadar zorlanmazdım. Biz vatandaşlar için burada üst geçit olması elzem. Karşıya geçmek için 10 dakika bekledim. Ben SGK’ya gelmiştim. Buradaki kurumlara giderken karşıdan karşıya geçmekte zorlanıyoruz. Gelirken yoldan geçmeyi başardık ama dönerken de geçmek için mücadele edeceğiz” dedi.

    “Buraya üst geçit kesinlikle şart”
    En yakın yaya geçidinin kullanılmasının imkansız olduğunu ifade eden Ahmet Çubuk, “Burası kurumların tam geçiş noktası ancak insanlar yaya geçidi uzak olduğundan yürümeye eriniyor. Burada bir üst geçit yapılması şart. Üst geçit yapılmasının iyi olacağını düşünüyorum. Buraya en yakın yaya geçidine gitmek bayağı bir vakit alıyor. Bir de en yakın yaya geçidine ulaşmak için bile birçok yolun kesişiminden geçmeniz, zikzak çizmeniz gerekiyor. O nedenle üst geçit kesinlikle şart” diye konuştu.

    “Burası çok tehlikeli”
    Tehlikeli bir şekilde yolun karşısına geçen Hüseyin Güven ise “Burası çok tehlikeli. Çok sayıda kurumun olduğu bu bölgede bir üst geçit olmalı. Ben emekli dilekçesi vermek için geldim. Yoldan geçerken çok dikkat ederek geçtim. Yetkililerden üst geçit talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
    Birçok kazanın yaşandığı, her dakika da kazaya davet çıkartılan yolda vatandaşlar yetkililerden üst geçit talep ediyor.

  • Hava durumu

    Hava durumu

    Yapılan son değerlendirmelere göre, yurt genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Ege, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Batı Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu ile Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay’ın kıyı kesimleri, Eskişehir çevreleri Kahramanmaraş’ın batısının yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; kıyı kesimlerde sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak, iç kesimlerde yağmur, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun yükseklerinde karla karışık yağmur ve yer yer kar şeklinde görülmesi bekleniyor. Yağışların; Kıyı Ege, Batı Akdeniz kıyıları ile Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında yerel kuvvetli olması bekleniyor.

    Hava sıcaklıklarının Akdeniz kıyı kesimleri dışında kalan yerlerde 2 ila 4 derece azalması, Akdeniz kıyılarında önemli bir değişiklik olmaması bekleniyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli yönlerden, yurdun güneybatı ve doğu kesimlerinde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara ve Kuzey Ege kıyılarında kuzeydoğudan yer yer kuvvetli (40-60 kilometre/saat) esmesi bekleniyor.
    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu 12
    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu 13
    İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, yer yer kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 18
    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, gece saatlerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 22
    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 22 (Yağışların, akşam saatlerinden sonra yerel kuvvetli olması bekleniyor.)
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 14
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, yer yer kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak yağışlı 15
    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra aralıklı yağmurlu yüksekleri karla karışık yağmur ve zamanla kar yağışlı 7
    Diyarbakır: Parçalı, yer yer çok bulutlu, akşam saatlerinde sağanak yağışlı 16

  • Serbest piyasada döviz fiyatları

    Serbest piyasada döviz fiyatları

    İstanbul Kapalıçarşı’da 34,4170 liradan alınan dolar 34,4190 liradan, 36,3150 liradan alınan euro ise 36,3170 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 34,36 liradan, euro ise 36,31 liradan satılmıştı.

  • Noterlik Kanun Teklifi kabul edildi

    Noterlik Kanun Teklifi kabul edildi

    TBMM Genel Kurulunda Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, kabul edildi. Kanuna göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak. Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları veya yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı yapabilecek.

    Kanunla noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Noterlik Ücret Tarifesi, her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek. Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kağıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılarak tahsil edilecek. Noterler bir önceki aya ait beyannameleri, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere verilecek. Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde kişi ve kurumlarla paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince 2 lira işlem katılım payı alınacak.

    Kanuna göre, el yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sistemine kaydedilecek. Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklikle adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan edilecek. Boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek. Etki ajanlığına ilişkin hüküm tekliften çıkarıldı.

  • Yaşam tarzını değiştirmek diyabeti önlüyor

    Yaşam tarzını değiştirmek diyabeti önlüyor

    Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ile İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, Dünya Diyabet Günü çerçevesinde yaptığı açıklamada diyabetin bir metabolizma hastalığı olduğunu dile getirdi. Eğer etkin bir şekilde tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına, yaşam kalitesinin düşmesine hatta erken ölümlere sebebiyet olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Kıyıcı, “Tüm dünyada sık görülen bir hastalıktır. Dünyada her 10 erişkinden birinin diyabetli olduğunu biliyoruz. Uluslararası diyabet federasyonu verilerine göre 2021 yılında 537 milyon diyabetli birey yaşamaktadır. Avrupa’da ise Türkiye, diyabet sıklığı açısından önde gelen ülkelerden biridir. Ülkemizde de 2010 yılında yapılan bir çalışmaya göre yüzde 13,7 diyabet görülmektedir” dedi.

    Diyabetin; ağız kuruluğu, çok fazla susama, sık acıkma, sık idrara gitme, gece idrara kalkma, çok yemek yemeye rağmen kilo kaybı gibi belirtilerinin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kıyıcı, “Bu belirtiler varsa bireylerin mutlaka hekime başvurmasını öneriyoruz. Erken tanı, diyabete bağlı organ hasarlarının önlenebilmesi açısından çok önemlidir. Diyabet pek çok organ ve sistemde hasara yol açabilmektedir. Kalp damar hastalıkları, inme, böbrek hastalıkları, göz hasarı, görme kayıpları, ayak yaraları, kangrene bağlı uzuv kayıpları gibi sorunlar yer almaktadır. Özellikle kilo verilmesi, sağlıklı beslenme, hareketli yaşam diyabetin önlenmesi açısından atılması gereken önemli adımlardandır” şeklinde konuştu.

    Kilo verdi diyabet riskinden korundu

    Öte yandan Bursa’da yaşayan 46 yaşındaki Zuhal Sencan’ın 7 ay önce yaptırdığı tahlillerde kan şekerinin yüksek olduğu gözlendi. İlaçlı tedavi yerine yaşam tarzını değiştirmek isteyen Sencan, hekim tarafından Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Sağlıklı Hayat Merkezi’ne yönlendirildi. Tahlilleriyle başvuruda bulunan Sencan, doğru beslenme programıyla 7 ayın sonunda 20 kilo vererek 7,3 olan kan şekerini 6,1’e düşürmeyi başardı. Hem kilo vermenin hem diyabeti önlemenin mutluluğunu yaşayan Sencan, “Her türlü aktiviteyi yapabildiğimi görünce kendim de mutlu oldum. Etrafımdakiler benim bu değişimimi görünce çok şaşırdılar. Kilo vermeye hala devam ediyorum. Şekerimi daha da düşüreceğim” diye konuştu.

    Sencan’ın kilo verme sürecinde danışmanlık yapan Yıldırım Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Diyetisyen Rabia Tuğçe Etik ise, “Diyabetin önlenmesinde ya da komplikasyonların azaltılmasında sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite önem arz etmektedir. Biz burada hekimlerin yönlendirdiği hastalara tıbbi beslenme tedavisi düzenliyoruz. Onları burada takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Ahıska Sürgünü’nün 80. yılı

    Ahıska Sürgünü’nün 80. yılı

    Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin lideri Josef Stalin tarafından 14 Kasım 1944’te Gürcistan’ın güneyindeki Ahıska şehri ve civar ilçelerden Orta Asya’ya sürülen Ahıska Türklerinin sürgün acısı ve vatan hasreti sonlanmadı.

    Bin yıllık geçmişi olan Ahıska (Ahaltsihe/Yeni kale) şehri, bugünkü Gürcistan Cumhuriyeti sınırları içinde yer alıyor. İdarî merkez konumundaki Ahıska’ya bağlı Adigön, Ahıska, Aspinza, Ahılkelek ve Bagdanovka gibi 5 büyük ilçedeki 200 civarındaki köyde 14 Kasım 1944’te başlayacak olan trajik sürgüne kadar, 86 bin ila 117 bin Türk ve Müslümanın yaşadığı biliniyor.

    Eli silah tutan erkeklerin İkinci Dünya Savaşı’nda cephede olduğu bir dönemde, kendilerini sürgüne gönderecek bir demir yolu olduğundan haberleri olmayan Ahıska Türkü kadın ve yaşlılar, bölgedeki demir yolu inşaatında çalıştırıldı.

    Gürcistan’ın Türkiye sınırında yer alan Ahıska, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan antlaşmayla Rus Çarlığı’na bırakıldı.

    Rus Çarlığının 1917 yılında yıkılıp yerine Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla sonuçlanan gelişmeler, Ahıska’daki Türklere Osmanlı’ya yeniden bağlanma umudunu verdi.

    Bölgeye olası savaşın sıçramasını gerekçe gösteren askerler, kısa süre sonra evlerine geri getirecekleri vaadiyle, buradaki nüfusun tamamını birkaç saat içinde ABD yapımı Studebaker marka kamyonlara bindirdi.

    Kadın, çocuk ve yaşlılar bu baskının şokunu yaşarken yanına yeterli kışlık elbise ve gıda alamadan yük vagonlarının bulunduğu tren istasyon duraklarına taşındı.

    Geriye, tek veya çift katlı taş evleri, camileri, evdeki mülkleri, ziynet eşyaları, depo odalarındaki dolu rafları, küçük ve büyük baş hayvanları ile at arabaları kaldı.

    Yıllarca birbirlerinden haber alamadan yaşadılar

    Orta Asya’da dağıtılan Ahıska Türkleri, 12 yıl boyunca sıkı yönetim rejimi altında tutuldu ve şehirlere yerleşmelerine yasak getirildi, köyden köye gitmeleri izne tabi tutuldu. Bulundukları yerlerden izin almadan ayrılmamaları için kural konuldu ve bu kuralı ihlal eden Ahıskalılar cezalandırıldı.

    Sovyet yönetimi, oluşturduğu çalışma kamplarında kadın, yaşlı, çocuk ayrımı yapmadan Ahıskalıları en ağır işlerde çalıştırdı, eziyete maruz bıraktı.

    Stalin, sürgünle Karadeniz çevresini Türklerden temizlemeyi amaçlamıştı

    Stalin yönetimi, sürgünün gerekçesini “Tüm erkekleri Ruslarla cephede olan Ahıska Türklerinin 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerle iş birliği yapması” olarak gösterdi fakat Sovyetlerin dağılmasıyla, bu iddianın doğru olmadığı ve gerçek amacın başka olduğu ortaya çıktı. SSCB kayıtlarına göre, Kırım ve Ahıska Türklerine yönelik sürgünü Karadeniz çevresini Türklerden temizlemek amacıyla yapıldığı anlaşıldı.

    Sovyetler Birliği hükümetleri, tüm çabalara rağmen Ahıska Türklerinin Ahıska’ya dönmelerine izin çıkarmadı.

    Bu ülkelerin resmî nüfus kurumları ve derneklerin sayım kayıtlarına göre, Özbekistan’da 70 bin, Kırgızistan’da 45 bin, Kazakistan’da 85-105 bin, Azerbaycan’da 80 bin, Rusya Federasyonu’nda 105 bin, Ukrayna’da 8 bin, ABD’de 25 bin ve Türkiye’de 80 bin civarında Ahıska Türkü’nün kaydı görülüyor.

    Gürcistan yönetimi ise 2007 yılında kabul edilen Ahıska Türklerinin ana vatanlarına geri dönüşünü kapsayan yasaya karşın hâlâ somut adımlar atmadı.

    Merkezi İstanbul’da bulunan ve 2010’da Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Dünya Ahıska Türkleri Birliği’nde (DATÜB) 26 Ekim 2022 tarihinde, “Vatan Ahıska’ya Dönüş ve Hakların İadesi Komisyonu” kuruldu.

    Ahıska Türklerinin Anadolu’ya yerleşmesi devam ediyor

    Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından 1991 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Orta Asya’daki cumhuriyetleri ilk tanıyan Türkiye Cumhuriyeti devleti oldu.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan Ahıska Türklerinin Kabul ve İskanına Dair Kanun gereğince bir grup Ahıska Türkü 1991’de Türkiye’nin Iğdır şehrine yerleştirildi.

    Bu ilk yerleştirilenler dışında Türkiye’ye kendi imkânlarıyla gitmeyi sürdüren Ahıskalılar, İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Denizli, Kocaeli, Eskişehir ve Antalya gibi şehirleri tercih etmeye devam ediyor.

    Ukrayna-Rusya savaşından etkilenen Ukrayna’daki Ahıskalı Türkü aileler de Erzincan’ın Üzümlü ve Bitlis’in Ahlat ilçesine yerleştirildi.