Etiket: haciz

  • Gençlerbirliği haciz işleminin sonlandırıldığını duyurdu

    Gençlerbirliği haciz işleminin sonlandırıldığını duyurdu

    Trendyol 1. Lig ekiplerinden Gençlerbirliği, geçmiş dönemde alınan borçlardan dolayı başlatılan ihtiyati haciz kararının kaldırıldığına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Kırmızı-siyahlı kulüp tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
    “Önceki yönetim kurulu tarafından 2023 yılı içerisinde borç adı altında alınan paralar sebebiyle kulübümüz hakkında başlatılan haciz işlemleri, tarafların mutabakatı ile sonlandırılmıştır. Kulübü ait banka hesapları, taşınmazlar ve taşıtlar üzerine konan haciz kayıtları bugün itibari ile kaldırılmıştır. Kulübümüzü özlenen seviyeye getirmek için özveri ile çalışmaya devam edeceğimizi, karşımıza çıkarılan zorluklara rağmen asla mücadeleden ödün vermeden her bir sorunu çözerek hedeflerimize ilerleyeceğimizin bilinmesini isteriz.”

  • Belediye başkanının makam koltuğu ve masası haczedildi

    Belediye başkanının makam koltuğu ve masası haczedildi

    Tarsus Belediyesine, emekli olan alacaklıların başlattığı icra işlemleri nedeniyle Tarsus İcra Müdürlüğü memurları tarafından haciz işlemi yapıldı. Haciz işleminin, hukuki süreçler ve uzlaşma teklifleri göz ardı edilerek yapıldığını belirten Boltaç, “Tarsus İcra Müdürlüğü memurları, avukat eşliğinde makam odamıza gelerek muhafaza işlemini uygulamak istediklerini bildirmişlerdir. Belediyemiz Hukuk Müdürlüğü tarafından 3 aylık süre uzlaşma isteklerimiz icra dosyaları vekili tarafından reddedilmiş, kısmi ödemeler yapılmasına rağmen kötü niyetli olarak başkanlık makamı içerisinde bulunan eşyalar haczedilmiştir” diye konuştu.

    “İcra işleminin art niyet taşıdığı ortadadır”
    Tarsus Belediyesi Başkanlığının dosyalara toplam anapara borcunun 5 milyon 476 bin 500 TL olduğunu ifade eden Boltaç, “Ancak bu ana para icraya verilerek kötü niyetli olarak 10 milyon 800 bin TL’ye çıkarılmıştır. Belediyenin kıdem tazminatını alacak bütün işçilere eşit ödeme yaptığı dikkate alınarak yine eşit taksitli ödeme yapma talebinde bulunmasına rağmen, bu talep kabul edilmemiş ve icra işlemlerine başlanmıştır. Yapılan icra işleminin art niyet taşıdığı ortadadır” ifadelerini kullandı.

    “Biz itibarımızı ne oturduğumuz koltuktan ne makamdan alıyoruz”
    Engellemelere rağmen hizmetlerine devam edeceğini, 1 Nisan’dan bu yana Tarsus Belediyesi’nin, Tarsus’ta yaşayan her bireyin evi olduğunu belirten Boltaç, “Bugün Tarsus Belediyesi başkanlık makamında yapılan bu haciz yalnızca Tarsus Belediyesine değil, her bir vatandaşımıza yapılmıştır. 10 milyon 800 bin TL’lik bir borcun başkanlık makamından başkanın koltuğunu, sandalyesini, masasını götürerek tahsil edilemeyeceği herkesin bildiği bir gerçektir. Bu bir itibarsızlaştırma projesidir. Biz itibarımızı ne oturduğumuz koltuktan ne makamdan alıyoruz. Dün olduğu gibi bugün de tüm engellemelere rağmen daima Tarsus’a hizmet etmeye devam edeceğiz. Hiçbir olumsuzluk bizi engelleyemez” diye konuştu.

    “Tarsus halkına yapılmış bir hakarettir”
    Faiz ödeyemeyeceğini kaydeden Boltaç, “Biz itibarımızı birilerinin iki dudağından değil milletten alıyoruz. Tarsus halkı 88 bin oy vermiştir. Ben Tarsus Belediye Başkanı olarak bu belediyenin faiz ödeyemeyeceğini, bu faizlerin silinmesi ve alacaklıların yapılandırılmasını istedim. Fakat farklı bir zihniyetle bir direnç ile karşılaştık. Buradan anladığımız şu ki; bu, Tarsus halkına yapılmış bir hakarettir. Bu, Tarsus Belediyesinin 2024 yılının 1 Nisan’ından sonra kalan bir borç değildir. Tarsus Belediyesinin bizden önceki dönemden kalan durumunun sonucudur” dedi.

    “Tarsus halkı gereken cevabı verecektir”
    Yapılanların kendisini yıldıramayacağını dile getiren Boltaç, şöyle konuştu: “Eğer ki bu kadar yasalara, mevzuatlara hakimlerse bu arkadaşların bizden önceki dönem açılan dava dosyalarının kapağını kaldırmaları gerekmektedir. Önce o kapakları kaldırsınlar, ondan sonra bu döneme dair bir şey bulabiliyorlarsa gelsinler bizimle yüzleşsinler. Ben ne korkuyorum, ne de bir adım geri atıyorum. Benim faize verecek param yok. Benim dönemimde emekli olan arkadaşlarımın tamamı belli şartlardan hakkedişlerini almaktadırlar. Benden önceki dönem paralarını alamadıkları için seçimden hemen sonra icra işlemlerini başlatan arkadaşlar bunu art niyetli yapmaktadırlar. Buna Tarsus halkı gereken cevabı verecektir. Bizi makamlar, mevkiler, koltuklar yıldıramaz. Benim işime gelir; daha çok sahaya inerim, daha çok vatandaşıma dokunurum, onların hizmeti için gecemi gündüzüme katarım.”

  • Belediye başkanının makam odasına haciz

    Belediye başkanının makam odasına haciz

    Antalya’da 31 Mart 2024 tarihinde yapılan Yerel ve Mahalli İdareler Seçimi’nde Döşemealtı Belediye Başkanlığına seçilen Menderes Dal’ın makam odasında bulunan koltuk ve eşyalar haczedildi. Bir önceki dönemde yapılan ihaleyi kazanan bir firma Döşemealtı Belediyesi’nde alacaklarını tahsil edemeyince icra yoluyla haciz işlemi başlattı. Öğlen saatlerinde belediye hizmet binasına gelen alacaklı firma avukatları ve icra memurları belediye yetkililerinden borçların ödenmesi yönünde bir teminat alamayınca Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal’ın makam odasında bulunan eşyalar için haciz işlemi gerçekleştirdi. Başkan Dal’ın makam odasında bulunan masası, makam koltuğu, oturma grupları, TV, avize, masaj koltuğu, dolaplar, komidinler tek tek kayıt altına alınarak haczedildikten sonra gelen kamyona yüklenerek Adliye Yediemin Deposu’na götürüldü.

    “Hepinizi tanıyoruz”

    Yaşanan haciz işleminin ardından bir video yayınlayan Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, “4.5 aylık belediye icraatı dönemimizde şeffaf olduk, bundan sonra da şeffaf olacağız. 1.5 milyar TL borç ile devraldığımız Döşemealtı Belediyesi’nde yaptığımız işler bu 4.5 ayda semeresini gösterdi. Bir takım çevrelerin aldıkları kazançların sonucunda bugün belediyemize icra getirdiler. Hepinizi tanıyoruz. Şeffaf olmaya, ahlaklı ve vicdanlı olmaya devam edeceğiz. Döşemealtı halkına verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Bundan şüpheniz olmasın, dimdik ayaktayız. Belediye icraatları belediye makamında yapılmaz. Döşemealtı’nın sokaklarında caddelerinde yapılır. Bunu da hepinize göstereceğiz” dedi.

    Belediye binasına borç tablosunu astırmıştı

    Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal ve yönetimi göreve geldikten kısa bir süre sonra belediye binasına kendilerinden önce iki dönem belediyeyi yöneten ve aynı zamanda partilisi olan CHP’li Başkan Turgay Genç ve yönetiminden devraldıkları mali tablonun bulunduğu pankartı belediye binasının girişine asmıştı.

    Tahakkuka bağlanmış emanetlerde bekleyen borçlar, esnaf-müteahhit, personel, kamulaştırma, kurum borçları ve kredilerin yer aldığı tabloda belediyenin toplam borcunun 1 milyar 421 milyon 480 bin 557 lira 58 kuruş olduğunu gösterir pankartla vatandaşı bilgilendirmişti. Eski başkan Turgay Genç ve CHP Antalya İl Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaların ardından pankart asıldığı yerden indirilmişti.

     

  • Bursa’da hacze giden icra memuru ve avukatlar darp edildi

    Bursa’da hacze giden icra memuru ve avukatlar darp edildi

    Bursa’da hacze giden 2 avukat ve 1 icra memurunun darp edilmesi üzerine soruşturma başlatıldı.

    Bursa Barosu tarafından olayla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Baromuz üyeleri avukatlar E.K. ve B.S., haciz memuruyla beraber 24 Nisan 2024 tarihinde gittikleri haciz mahallinde 3 kişi tarafından darp edilmiş, hakarete ve tehditlere maruz kalmışlardır. Avukat meslektaşlarımıza, mesleki kimliklerinden ve üstlendikleri görevlerinden dolayı yapılan bu saldırıyı kabul etmiyoruz. Avukat hiçbir zaman takip ettiği uyuşmazlığın tarafı değildir. Avukatlara yönelik saldırılara ilişkin daha önce defalarca talep ettiğimiz yasal düzenlemeler derhal yapılmalı, şiddet eylemlerine son verilmelidir. Avukatları baktığı dosya ile özdeşleştirerek, mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelen bu saldırıyı şiddetle kınıyor, olayın faillerinin hak ettiği en yüksek cezayı alması için sürecin yakından takipçisi olduğumuzu, avukatlara yapılan fiili ve sözlü saldırılara karşı mücadelemizden asla geri durmayacağımızı kamuoyuna duyururuz” denildi.

  • Hürriyet: “Tek borçlu belediye biz değiliz”

    Hürriyet: “Tek borçlu belediye biz değiliz”

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, SGK borçları sebebiyle belediyeye ait tüm gayrimenkullere konulan haciz işlemleriyle alakalı basın açıklaması gerçekleştirdi.

    Tüm belediyelerin SGK ve vergi borçları olduğunu ve haciz işlemlerinin anormal bir durum olmadığını belirten Başkan Hürriyet, “Yapılan haberlerde sanki ilk defa gayrimenkul haczi yapılıyormuş, ilk vergi borcu olan belediyeymiş gibi bir algı yönetimi söz konusu oldu. Bu algı doğru değil. Yıllardan bu yana Türkiye’deki birçok belediye ve Kocaeli’deki birçok belediye SGK ve vergi borçlarını ödemekte zorlanır. Ödeyemez. Bir yandan maaşlar bir yandan kurum karşılıkları bunların hepsini ödemeye kalktığında yatırıma ayıracağı oranlar azalır. Dolayısıyla bugün Kocaeli’de de birçok belediye SGK ve vergi borçları gibi borçları ödeyemediği için hep borçlu konumdadır. Tek SGK borcu olan belediye biz değiliz. Bu borçlar ve haciz işlemi anormal bir durum değil. İlk defa da değil. Bütün belediyelerin gayrimenkullerinde SGK borçlarına ilişkin illaki hacizler vardır ya da yapılmış takip işlemleri vardır” dedi.

    “Belediyeler çoğu zaman kullanmadığı arazileri borçlarına karşılık takas yaparak kurumlara borçlarını öderler”

    Bu takip işlemlerinde belediyelerin mal varlığını gösterdiğini ifade eden Başkan Hürriyet, “Bunlara bazen usulen haciz işlemleri uygulanır bazen de bazı belediyeler bu borçlarına karşılık kamu arazilerini takas yaparlar. Hatta cami yerleri, okul yerleri satılıyor haberleri görürüz. İşte bunlar vergi ve SGK borçlarına ilişkin kurumlar arası takas sonucu oluşur. Belediyeler çoğu zaman kullanmadığı arazileri borçlarına karşılık takas yaparak kurumlara borçlarını öderler” diye konuştu.

  • 10 bin liralık deprem desteğine haciz iddiası

    10 bin liralık deprem desteğine haciz iddiası

    Bazı sosyal medya platformlarında ve internet sitelerinde depremzedelere verilen 10 bin liralık desteğe vergi dairelerince borca mahsuben haciz konulduğu yönünde iddialar yer aldı.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre, vergi daireleri, kamu alacaklarının tahsili için Kahramanmaraş merkezli ilk depremin olduğu andan itibaren bölgede herhangi bir haciz uygulaması yapmadı. 8 Şubat tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de vergi dairelerince yapılanlar da dahil olmak üzere tüm icra takipleri durduruldu.

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, deprem tarihinden önce konulmuş hacizlerin ise ilgililerin müracaatı üzerine değerlendirildiği ve gereken kolaylığın sağlandığı belirtilerek, vergi dairelerince bankalara gönderilen haciz taleplerinin gönderildikleri andaki varlıklara tatbik edildiği, daha sonra hesaplara yatan paralara etkisi bulunmadığı vurgulandı.

    Bu nedenle deprem tarihinden sonra hiçbir şekilde haciz yapılmadığından daha önce hesapta haciz olsa dahi bu haczin, devlet tarafından yapılan 10 bin liralık deprem yardımlarına etki etmediğinin altı çizilerek, şunlar kaydedildi:

    “Bu konuda sadece, deprem tarihinden önce konulmuş hacizler üzerine yine depremden önce vergi dairesine aktarılması talep edilmiş paraların vergi dairelerine intikali söz konusu olabilir. Böyle bir işlem varsa dahi bu işlemler, deprem tarihinden önce başlamış ancak deprem tarihinden sonra sonuçlanmış spesifik örneklerdir. Bu kapsamda konunun hukuki boyutuna ve yapılan işlemin mahiyetine bakılmadan, depremzedelere devletin yaptığı yardımlar haczediliyor şeklinde paylaşımlar yapmak en basit tanımla yanıltıcı bilgi paylaşmaktır. Devletimizin bu acı günde vatandaşları için yaptığı tüm iş ve işlemleri yok sayma amacı güden bu tür paylaşımlara vatandaşlarımızın itibar etmeyeceğine olan inancımız tamdır.”

  • Haciz kararı başına dert oldu

    Haciz kararı başına dert oldu

    Evine gelen GSM hattı faturası için icra kararıyla hayatının şokunu yaşayan tüketici, hattın kendisine ait olmadığını öne sürüp haciz kararına itiraz etti. Hemen ardından asliye Hukuk Mahkemesi’nin kapısını çalan tüketici, GSM firması hakkında manevi tazminat davası açtı. Hiçbir borcu bulunmadığı halde davalı şirket tarafından telefon faturası borcu olduğunun iddia edildiğini, hattın kendisine ait olmadığına yönelik itirazına rağmen davalı şirket tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını dile getirdi.

    3 bin TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etti. Davalı GSM firması avukatı ise şirketin başlattığı icra takibinin hukuki bir işlem olup davacının kişilik haklarını ihlal etmediğini, şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savundu.

    Mahkeme; savunma, icra dosyası ve tüm dosya çerçevesine göre davalı şirketin, hata sonucu davacı hakkında takip başlattığı ancak hatanın anlaşılmasıyla hacizden vazgeçtiğine dikkat çekti. Kasıtlı olarak davacı hakkında takip başlatıp haciz talep etmediği ve bu takibinde ısrarcı olmadığı, bu nedenlerle davacının kişilik haklarının ihlale uğramadığı kanaatiyle davanın reddine karar verdi. Davacıyı temsil eden avukatın ücretinin ise davalı tarafından ödenmesi gerektiğine hükmetti. Hüküm, davalı avukatınca vekâlet ücreti yönünden temyiz edildi.

    Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre; manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği hatırlatıldı.

    Kararda şöyle denildi: “Mahkemece, davacının manevi tazminat talebi tümden reddedildiğine göre davalı yararına tarifeye göre, maktu 1.500 TL vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken davacı yararına 1.500 TL vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan ‘Davacı vekilinin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alınarak avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 1.500 TL Avukatlık Ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine’ ibarelerinin çıkarılmasına yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3. maddesi gereğince 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,’ ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile düzeltilerek onanmasına oy birliğiyle karar verildi.”

  • Yargıtay mesainin haczedilmesine izin vermedi

    Yargıtay mesainin haczedilmesine izin vermedi

    Bir fabrikada çalışan işçinin, maaşına haciz koyduran alacaklı şirket hızını alamayarak fazla mesai ücreti; resmi bayram izin ücretlerine haciz koydurdu.

    Borçlu işçi mahkemenin yolunu tutarak icra müdürlüğünün işleminin iptalini talep etti. Mahkemeden eli boş dönen borçlu işçi, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 12. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan daire, borçlu işçilerin mesai ücretlerinin tamamının haczine vize vermedi. Kararda şöyle denildi:

    “Somut olayda, icra müdürlüğünce, borçlunun fazla çalışma ücreti ve genel tatil alacağının tamamı üzerine haciz konulduğu, borçlu vekilinin haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlunun fazla çalışma ücreti alacağı ile genel tatil alacağının 1/4’ünden fazlasının haczi mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin, borçlunun fazla çalışma ücreti alacağı ile genel tatil alacağı üzerine konulan haczin 1/4’ünü aşan kısım yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tümden kabulü isabetsizdir.”

  • Hacze kızıp aracını uçurumdan attı

    Hacze kızıp aracını uçurumdan attı

    İstanbul Beylikdüzü’nde bir adam haciz geldiği gerekçesiyle sinirlenerek aracını 25 metrelik uçurumdan denize attı. Şahıs, aracını uçurumdan atarken o anları cep telefonu kamerasıyla kaydedip sosyal medyadan paylaştı.

    İstanbul’da dün akşam saatlerinde Sahil Mahallesi’nde iddiaya göre, Muhammet Nuri Özkurt isimli şahsın aracına haciz geldi. Olaya sinirlenen Özkurt, Sahil Mahallesi’nde bulunan 25 metrelik uçurumun kenarından aracını deniz attı.

    Özkurt, yaşanan anları da cep telefonu kamerası ile kaydedip sosyal medyadan yayınladı. Olay yerine itfaiye çağırılırken, uçuruma ulaşmak mümkün olmadığından araç deniz kenarında kaldı.

    Polis, olayla ilgili inceleme başlattı.

  • Evine gelen çiçeği alıp kağıda imza attı, hayatı karardı

    Evine gelen çiçeği alıp kağıda imza attı, hayatı karardı

    4 çocuk annesi Şükran Candan’ın (55), Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Yüzüncüyıl Mahallesi’ndeki arsasına 2 bloklu bir site inşa edildi. Candan’a da bu siteden 5 daire verildi. Dairelerin 1’ini satan Candan, 3 daireyi ise evli çocuklarına verdi. 1 daireyi ise Halil B. (45) ismindeki bir kişiye geçen Aralık ayında kiraya verdi.

    Kiracının kendisini dolandırdığını öne sürdü

    Halil B. ise sevgilisi Nuray F. ile eve taşındı. Ancak çift arasında bir süre sonra şiddetli geçimsizlik başladı ve Nuray F., iddiaya göre evi terk etti. Ancak Halil B. aynı sitede oturan ev sahibi Şükran Candan ile sürekli görüşerek sevgilisiyle yaşadığı sorunları anlatıp Candan’ın güvenini kazandı. Halil B., geçen Ocak ayında ise Nuray F. ile ayrıldığını söyleyerek evden ayrıldı.

    Mart ayında gelen çiçek hayatını kararttı

    Şükran Candan’ın geçen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ise bir kurye tarafından evine çiçek geldi. Candan ise çiçeği çocuklarının gönderdiğini düşünerek teslim alıp kuryenin verdiği boş kağıda ise imza attı. Ancak akşam çocukları geldiğinde, ‘Anne biz sana çiçek göndermedik’ deyince Şükran Candan, imza attığını söyleyip telaşa kapıldı.

    3 gün sonra çiçekçiye ulaşan Candan ailesi, çiçekçiden annelerinin imza attığı öne sürülen kağıdı geri aldı. Eve gelen çocuklar kağıdı annelerine gösterdiklerinde ise Şükran Candan, evlatları kızmasın diye kendi imzasının olmayan kağıt için ‘Evet bu kağıt benim’ dedi.

    Nuray F. eve gelince gerçek ortaya çıktı

    Halil B.’nin sevgilisi Nuray F. ise geçen Nisan ayında Şükran Candan’ın evine kahve içmeye geldi. İkili kahve içerken Nuray F., Halil B. ile geri barıştığını, Halil B.’nin insanları dolandırdığını söyleyip ‘Şükran abla Halil sana da senet yapmış? Hiç imza verdin mi?’ diye sordu. Ancak Şükran Candan ise Halil B. ile hiç imza işi olmadığını söyledi. Ancak bir süre sonra Candan, kendisine isimsiz birinden çiçek geldiğini ve boş bir kağıda imza attığını, çiçekçiden de çocuklarının gerçek kağıdı almadıklarını hatırladı.

    Gerçek e-devlette ortaya çıktı

    Nuray F.’nin anlattıklarından da şüphelenen Şükran Candan, 25 Nisan’da kızı ile birlikte e-devletine baktı. Orada kendi adına açılan icra dosyasını gören Candan, durumu çocuklarına haber verdi. Hemen avukata giden Candan ailesi, Halil B.’nin 95 bin dolarlık senet için alacağı karşılığında Şükran Candan’ın 5 ev, 1 otomobil ve 1 motosikletine haciz koydurduğunu öğrendi.

    Hemen Halil B.’yi arayan aile, Halil B.’den de ‘Ben annenize 95 bin dolar verdim’ cevabını alınca durumu polise bildirip avukatları aracılığıyla da haczi durdurup karşı dava açtı. Bu sırada Halil B.’yi de araştıran aile, Halil B. ve Nuray F.’nin birçok insanı aynı yöntemle dolandırdığını öğrendi. Ayrıca aile Nuray F.’nin ablası, yeğeni ve birçok kişiyi eğitim merkezi açma vaadiyle dolandırdığını da öğrendi.

    Yardım istedi

    Başından geçen olayları anlatan Şükran Candan, yetkililerden yardım isteyip suçluların hak ettiği cezayı alması gerektiğini söyledi. Candan, “Evimi eşyalı bir şekilde kiraya verdim. Halil B., yanında getirdiği Nuray F. ile evleneceğini söyledi ancak biz Nuray hanımı 3 gün sonra dayak yerken gördük. Sonra ise Halil, her gün bana Nuray ile yaşadığı sorunları anlattı. Ben de sürekli ablalık yapıp yardımcı oldum” diye konuştu.

    “Söylenilenleri dikkate almadım”

    Nuray F.’nin ilk söylediklerini dikkate almadığını anlatan Candan, “Eve de bir çiçek geldi. Gelen kurye ‘Buraya imza at’ dedi. Ben de oğlum göndermiştir diye düşünüp imza attım. Sonra zaman geçti Nuray ile yanında Gökçe isimli bir kadın yanıma geldi. Nuray bana ‘Halil sana böyle bir senet yapmış. Dikkat et’ dedi. Ben de kimseye imza atmadığımı söyleyip söylenilenleri dikkate almadım. Ancak daha sonra kızımı aradım ve e-devlete baktık. Orada gerçeği gördük. Halil B.’nin bana senet yaptığını, bütün mal varlığıma da haciz koydurduğunu gördüm. Halil ve Nuray’ı aradım. İlk başta bilmiyor gibi konuştular sonra ‘Haciz koymuşsun’ deyince telefonu kapattılar” ifadelerini kullandı.

    “İmzamı kopyalamışlar”

    Bütün mal varlığında icra olduğunu söyleyen Şükran Candan, “Ben şimdi çok mağdurum. 5 dairemde, arabamda ve motosikletimde icra var. Toplam 1 buçuk milyon lira. Bu mal varlığımda 1 buçuk milyon lira yapıyor zaten. Ben hiçbir senede imza atmadım. Ben sadece çiçek teslim aldım ve imza attım. Ben Halil’e imza atmadım ki. İmzamı kopyalamışlar onun üzerine dolar senedi hazırlamış. Ben ne dolar gördüm ne de başka bir para aldım” ifadelerini kullandı.

    “Evlerde çocuklarım oturuyor”

    İcrayı durdurmak için 150 bin lira para yatırdığını, o parayı da akrabalarından borç aldığını öne süren Candan, “1 günün içerisinde o parayı bulduk, teslim ettik ve icrayı durdurduk. Benim oğlum Halil’i arayınca telefonda ‘Ben annene 95 bin dolar teslim ettim’ diyor. Benim Halil’den alacağım var, vereceğim yok. Bir an önce bunlar çözülsün. Benim gibi birçok insan mağdur. Birçok kişi geldi ve anlattı. Şu an dava sürüyor. Tek mal varlığım bu evler. Evlerde de çocuklarım oturuyor. Yardım bekliyorum” dedi.