Etiket: hak

  • ALKÜ bir patent daha aldı

    ALKÜ bir patent daha aldı

    Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Heclab Mühendislik ARGE Teknoloji şirketi tarafından tasarlanan “Yüzer İskele ve Kazık Arası Yaylı Kılavuz Sistemi” isimli buluş, Türk Patent Ofisi’nden tescil almaya hak kazandı.
    Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) bilimsel çalışmalarına tüm hızıyla devam ederken yapılan projeler de ulusal ve uluslararası alanlarda patent almaya devam ediyor. ALKÜ Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Murat Aksel, İTÜ’den Prof. Dr. Şevket Çokgör, Prof. Dr. Oral Yağcı, Heclab Mühendislik ARGE Teknoloji şirketinden Fatih Buğrahan Yorgun ve Mehmet Yusuf Erbişim ile tasarlanan “Yüzer İskele ve Kazık Arası Yaylı Kılavuz Sistemi” isimli buluş Türk Patent Ofisi’nden tescil aldı.

    “İskelelerdeki hasarlar önlenecek”
    Buluşun kaşiflerinden Doç. Dr. Murat Aksel, “Yüzer İskele ve Kazık Arası Yaylı Kılavuz Sistemi” hakkında detaylı bilgi vererek buluşla; yenilikçi ürün, marina ve balıkçı barınaklarında kullanılan yüzer iskelelerde, kılavuz kazıkları arasındaki sürtünmeyi azaltarak muhtemel hasarların önlenmesini sağlayacağını belirtti. Dünyadaki yüzer iskele kazıkları alanındaki çalışmalardan bahseden Doç. Dr. Aksel, “Buluşumuzun amacı yüzer iskelenin kara ile bağlantısını sağlayan kazıkların hasar almasını en aza indirmektir. Yüzer iskelelerdeki kazıklarda dalga ve rüzgâr şiddetinden dolayı sürekli hasar alma durumu meydana geliyor. Bu hasarları en aza düşürmek adına tekerlekli yöntemler gibi çeşitli uygulamalar hayata geçirilmiş ancak hasarlar büyük oranda önlenememiştir.

    Yaptığımız çalışmada tasarım, standart kazık kesiti olan dairesel kesite sahip olması ile gelen yatay yüklerin aktarımında ekstra zorlanan noktaların minimize edilmesini sağlıyor. Sistem içerisindeki çelik yaylar, sisteme elastik özellik kazandırıyor. Aynı zamanda çelik yaylar, kazıkları etkiyen yatay yüklerin sönümlenmesi ve muhtemel hareket halinde tekrar başlangıç koşuluna geri dönmesini sağlıyor. Sistem basit bir düzenekten oluştuğu için bakım maliyeti de oldukça düşük olacak. Buluşumuz, normalden fazla dalga ve rüzgâr yüküne maruz kalan bölgelere yapılmak istenilen yüzer iskelelerde ve büyük gemilerin yanaştığı yüzer iskelelerde kullanılmaya uygun olacak” dedi. Buluşun patent hakkı almasının ardından Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhan Cengiz, buluşa katkı sağlayan İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Aksel’i makamında ağırlayarak tebrik etti.

    “Bilgi birikimimizi ürüne dönüştürmeyi sürdüreceğiz”
    ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, üniversite olarak bilimsel çalışmaların tüm hızıyla devam edeceğini söyledi. Bilim dünyasına katkı sağlamayı her şartta sürdüreceklerini söyleyen Rektör Türkdoğan, “ALKÜ olarak bilgi birikimimizi toplumun faydasına sunmak için ürüne dönüştürmeyi her zaman sürdüreceğiz. Yakında Kestel Yerleşkemizde hizmete başlayacak Alanya TEKMER AŞ ile daha fazla inovasyon çalışmalarıyla ürünler ve hizmetler geliştirmeye başlayacağız. Bilime ve teknolojiye büyük katkılar sağlayan ALKÜ ailesinin her ferdine yürekten teşekkür ediyor, patent alan akademisyenlerimizi tebrik ediyorum” dedi.

  • Kadınlara hakları anlatıldı

    Kadınlara hakları anlatıldı

    Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Kocaeli İl Jandarma Komutanlığınca Kongre Merkezinde stant açıldı. Açılan stantlarda jandarma ekibi tarafından Kadın Destek Uygulaması (KADES) tanıtıldı. Erkeklere ise “Kadınlara El Kalkmaz” mottosu çerçevesinde bilgilendirme yapıldı.

    Son yıllarda giderek artan kadına şiddet olaylarının önüne geçebilmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla geliştirilen uygulamada, akıllı telefonlar üzerinden yapılan ihbarlar hızlı şekilde bu iş için kurulan Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne ulaşabiliyor.

  • Nilüfer’de görme engellilere hakları anlatıldı

    Nilüfer’de görme engellilere hakları anlatıldı

    Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü Bizim Ev Sosyal Yaşam Destek Merkezi, 15 Ekim Beyaz Baston Görme Engelliler ve Güvenlik Günü çerçevesinde anlamlı bir etkinlik düzenledi.

    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Özer’in de katıldığı etkinliğe görme engelli bireyler yoğun ilgi gösterdi.

    Etkinliğe Türkiye Görme Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Karadağ konuk oldu. Oğuz Karadağ katılımcılara, beyaz baston, engelli hakları ve değişen mevzuat hakkında önemli bilgiler verdi.

    Sivil toplum kuruluşlarından da katılımın olduğu etkinlikle, görme engelli bireyler karşılaştıkları sorunları da paylaştı. Toplantı sonrasında düzenlenen kokteylde de görme engelliler birbirleriyle tanışma imkânı buldu.

  • Öz Sağlık-İş Sendikası açıklama yaptı

    Öz Sağlık-İş Sendikası açıklama yaptı

    Değerli Basın Mensupları;

    Sizlerin de yakından bildiği üzere Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan sağlık işçilerinin yetkili sendikası ÖZ SAĞLIK-İŞ olarak 190 bin işçimiz işveren sendikası TÜHİS ile imzaladığımız Toplu İş Sözleşmesi’nin üzerinden 46 GÜN geçti.

    Toplu iş sözleşmemizde 2023 Ocak ayından geçerli olmak üzere geriye dönük alacaklarımızın ödenmesi kararının üzerinden de 46 GÜN geçti.
    İŞÇİ VEFAKARDIR
    İŞÇİ CEFAKARDIR
    İŞÇİ SABIRLIDIR
    İŞÇİ ÜLKESİNİ, MİLLETİNİ, DEVLETİNİ SEVER.

    Sağlık işçisi işini aksatmadan akşamı eder, bilir ki işini aksatsa bu ihmal bir insanın “CANINA” mal olur.
    Sendika olarak ilk günden beri defalarca masaya oturduk,
    Geriye dönük alacakları bekletmeyin dedik,
    İşçiye nefes aldıracak bu toplu parayı kuşa döndürmeyin dedik,
    Önümüz Kurban Bayramı işçi kurbanını kesebilsin dedik,
    Vergi dilimini işaret ettik,Ülke ekonomisinin zorluğunu gösterip alacakların bir an önce ödenmesi için çalmadık kapı bırakmadık.
    Sendika olarak devletin tüm kademelerini aşındırdık.

    Hesaplamalar yapılıyor dediniz BEKLEDİK
    Kasada para yok, ek bütçe istedik dediniz BEKLEDİK
    Bütçe Meclis’ten daha çıkmadı dediniz BEKLEDİK
    DAHA NE KADAR BEKLEYECEĞİZ!

    Biz sabırla beklerken bu arada neler oldu, bir hatırlayalım;
    Ev kiralarımız 10 bin liranın üzerine çıktı
    Vergi oranları arttı, akaryakıta dev zam geldi.
    Akaryakıta gelen zam, aynı gün başta gıda olmak üzere tüm sektörlere aynı oranda yansıdı.
    Biz sabırla beklerken beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarımız yüzde 200’e varan oranlarda artış gösterdi.
    Kimsenin almaya cesaret edemediği altın-döviz fiyatları fırladı, herkesin yemek zorunda olduğu domatesin, biberin yüzünü göremez olduk.
    Tüm bunlar olurken bizler, ekonomik krizle uğraşan devletimizin yanında olup sabretmeye devam ettik.
    Ama sabrımız bitti!
    çalışıp hak ettiğimiz geriye dönük alacaklarımızın önemsenmemesine karşı sabrımız bitti,
    Alın terimizin görmezden gelinmesine karşı öfkemiz her geçen gün büyüyor.
    Geriye dönük alacağımız paranın bu enflasyonist ortam karşısında pula dönüşmesinden dolayı evimize götüreceğimiz ekmek küçüldü, eridi, bitti.

    Ha şimdi, ha birazdan, ha yarın, ha yarından da yakın diyerek oyaladığınız biz sağlık işçileri artık seslerinin duyulmasını istiyor:
    Emeğimizi hiçe saymayın, çoluk çocuğumuzun ekmeğine ortak olmayın!

    Alın terimiz vicdanlarınızda kuruyalı çok oldu, görün artık!

    Herkese alacakları ödenirken sağlık işçisinin geriye dönük alacağına şahin kesildiniz,

    Alacak öderken bile işçiyi kadrosuna göre böldünüz, 696’lılara üvey evlat muamelesine devam ediyorsunuz, biz bu ayrımı yaşıyoruz, siz de bunu anlayın artık!
    Bize geriye dönük ödemelerimizi vermeyi unuttuğunuz, bazı üniversite sağlık işçilerine de 3 taksitte ödenme vermeye kalkıyorsunuz.

    Emek üstüne tasarruf olmaz.
    Vatan görevi diyerek gece gündüz, pandemide-depremde nefes almadan “peşin” çalıştıklarının karşılığı olan alacaklarını “taksit taksit” ödemek de ne ?

    Geriye dönük alacaklarımızın tek seferde ve daha fazla geciktirilmeden ödenmesini istiyoruz.
    Sağlık işçisinin artık sabrı kalmadı,
    Takati kalmadı,
    Alacağı toplu para ile ilgili sayenizde hayali bile kalmadı
    Devlet işçisine,
    Alın teri döküp,
    Kazandığı paranın yolunu gözletmez,

    Kulak verin emekçinin sesine;
    Geriye dönük alacaklarımızın daha fazla erimeden, ödemelerin yapılmasını “itibardan” sayıyoruz.
    Devletimizin itibarını yere düşürmeyin.!

    İşçiyiz haklıyız söke söke alırız…

    KIYMETLİ SAĞLIK EMEKÇİLERİ;

    Hak-iş konfedarasyonumuza bağlı sendikalarımızın şube başkanları,

    Çok değerli basın mensupları;

    Öz Sağlık-İş Sendikamızın her zaman olduğu gibi hakkın ve haklının sesi olacağını ;

    Kamu oyuna Saygı ile duyururuz.

  • “Haklarını bilmeyen kadın kalmamalı”

    “Haklarını bilmeyen kadın kalmamalı”

    Üniversitelerinin 100. Yıla Armağan Kitapları Serisi’nden yayınlanan “50 Soruda Aile Hukuku ve Kadının Yasal Hakları” kitabıyla bilinmesi gereken en önemli hakları, en basit haliyle anlattıklarını dile getiren Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Şıpka, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yayınlanan kitapta yer alan en önemli maddeler hakkında bilgi verdi.

    “Hiç kimse zorla evlendirilemez, evliliğin iptali davası açılabilir”

    Prof. Dr. Şükran Şıpka, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre hiç kimsenin zorla evlendirilemeyeceğini belirtti. “Günümüzde hala küçük yaşta çocukların aile onayıyla evlendirilmesi kanayan yaramız” diyen Prof. Dr. Şıpka, “Oysa erkek veya kadın, 17 yaşını doldurmadıkça hiçbir Türk vatandaşı evlenemez. 17 yaşını doldurmuşsa, evlenmek için öncelikle kendi isteği ve rızası olmalıdır” ifadelerini kullandı. Şıpka, evlenmek istemeyen kişinin, evliliğe zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabileceğini hatırlattı.
    Şıpka, ayrıca kişinin Türk Medeni Kanunu’nun 149, 150 veya 151. maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabileceğine de dikkat çekti.

    “Korku ile yaptırılan evliliğin iptali için 5 yıl içinde iptal davası açılabilir”

    Şükran Şıpka, az bilinen ama en önemli haklardan birinin de 152. Madde ile düzenlendiğine değindi. Kanunun, kadına yanıldığını veya aldatıldığını öğrendikten veya korkutulmanın etkisinin geçmesinden itibaren 6 ay ve evlenme tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde dava açma hakkı verdiğinin altını çizdi.

    Evlilik birliği içerisindeki hak ve görevler

    Şükran Şıpka, her şeyden önce evlilik birliği içerisinde kadının eşiyle eşit haklara sahip olduğunu vurgulayarak, kadın çalışmıyor bile olsa, ev içindeki emeğinin, aile geçimine katkı olarak değerlendirildiğini anlattı. “TMK m. 196/2 uyarınca eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, diğer eşin eve yapacağı katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır” bilgisini verdi.

    “Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler”

    TMK m. 186’ya göre, eşlerin ailenin oturacağı konutu tek başına seçme hakkına sahip olmadığını kaydeden Şıpka, kural olarak eşlerin bu konutta üçüncü kişilerden bağımsız oturma hakkına sahip olduklarına değinerek, “Şayet eşiniz sizi kayınvalide, kayınpeder gibi akrabalarıyla oturmaya zorlar ve bu durum evliliğinize ve kişilik haklarınıza zarar verirse, eşinizle ayrı bir bağımsız konutta oturma hakkına sahipsiniz. Bu konuda eşinizle anlaşamadığınız takdirde TMK m. 195 vd. maddelerine dayanarak aile hakiminin müdahalesini talep edebilirsiniz” diye konuştu.

    “Tapuda aile konutu şerhi koydurmanız isabetli olur”

    Şıpka, TMK m. 194/3 çerçevesinde, aile konutunun eşler tarafından satılmaması ya da üzerinde sınırlı ayni haklar kuramaması için tapuda aile konutu şerhi koydurulabileceğinin altını çizdi. Merkezi nüfus idaresi sisteminden veya nüfus müdürlüğünden alınan “yerleşim yeri belgesi ile medeni hâli gösterir nüfus kayıt örneği” ile birlikte, aile konutun kayıtlı olduğu ilgili tapu müdürlüğüne bir dilekçe ile başvurulması bu şerhin konulması için yeterli olacağını belirtti. Şıpka, sözlerine şöyle devam etti:
    “Böyle bir aile konutu şerhi verdirmemiş olsanız bile, örneğin; eşiniz aile konutunuzu bir başkasına devretmek veya bir bankaya ipotek ettirmek istiyorsa, tapuda sizin onayınızın ve imzanızın alınması ya da bankanın imzalı onayınızı alması gerekiyor. Onayınız olmadan işlem yapılması halinde tapuda yapılan devir ve ipoteğe ilişkin kayıtlar geçersiz olacağından, mahkemeden tapu kaydının düzeltilmesini talep edebilirsiniz. Bu durumda, mahkemece sizin rızanız alınmadan yapılan işlem geçersiz sayılacak ve tapu kaydı yine eşinizin adına kaydedilir. Daha önceden tapuda aile konutu şerhi koydurmamış olsanız dahi bu davayı açma hakkınız vardır.”

    Aile içinde görülen kötü muamele veya şiddete karşı ne yapabilir

    Aile içinde kötü muameleye ve şiddete uğrayan kadınların mutlaka bilmesi gereken haklara da değinen Şükran Şıpka, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre; şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişi, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna, cumhuriyet savcılığına, aile mahkemesi hakimliğine, kaymakamlığa veya valiliğe başvurabilir” şeklinde konuştu.

    “Şiddete uğrayan kadın, psikolojik destek, geçici korunma veya sosyal yardım alabilir”

    Şıpka, kadınların ilgili makamlardan neler talep edebileceklerine de açıklık getirdi. İlgili makamların, kadın ve çocukları için uygun barınma yeri, maddi yardımlar, psikolojik, mesleki, hukuki destek, sosyal bakım, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri vererek, geçici koruma altına alınmalarını sağlayabileceklerini ve hatta çocuklara kreş imkânı da sunabileceklerini kaydetti.

    “Gerekli durumlarda aile hakimi, kimlik bilgilerini değiştirebilir”

    Bazı tedbirlerin ise sadece aile hakimince alınabileceğini vurgulayan Şıpka, “İş yerinizin değiştirilmesi, evli iseniz ortak yerleşim yerinizden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi, hayati tehlike varsa ve diğer tedbirler yeterli olmayacaksa rızanız olduğu takdirde kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi de mümkündür. Ayrıca hakim, şiddete uygulayan kişiyi uzaklaştırma kararı alabileceği gibi, o kişide bulunan silah varsa onların alınmasını, tedavi görmesini sağlayabilir” ifadelerini kullandı.

    Boşanma hakkı

    Şıpka son olarak, kadının eşinden şiddet gördüğü veya kişilik haklarının zedelendiği durumlarda ve eşinin, evin, çocukların geçimine katkıda bulunmaması hallerinde boşanma davası açabileceğini vurguladı. Dava açmadan önce de bazı hakların olduğuna değinen Şıpka, konuya şu şekilde açıklık getirdi:
    “TMK m. 195 vd. maddeleri gereğince aile mahkemesinin müdahalesi istenebilir. Bu tedbirler şiddet uygulayan eşin konuttan uzaklaştırılması, evin geçimini sağlayacak nafaka ödemeye zorlanması, gerekirse eşin üçüncü kişilerden olan parasal alacaklarının size ödenmesi gibi tedbirlerdir. Örneğin hakim, eşinizin maaşının belirli bir kısmı ya da kira getiren bir malvarlığı varsa onun kira gelirlerinin size ödenmesinin saptanması (TMK m. 198), çocukların geçici velayetinin size bırakılması gibi kararlar verebilir.”

  • “Türk kadını, hak ederek kavuşmuştur”

    “Türk kadını, hak ederek kavuşmuştur”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinin 88’inci yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı. Bakan Yanık ve beraberindeki heyet, Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Mozoleye çelenk bırakıp saygı duruşunda bulunan Yanık ve beraberindeki heyet, daha sonra merdivenlerde hatıra fotoğrafı çektirdi.

    “Türk kadını, kendisine tanınan haklara sonuna kadar hak ederek kavuşmuştur”

    Misak-ı Milli Kulesi’nde Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Yanık, şu ifadelere yer verdi:
    “Aziz Atatürk, kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 88’inci yıl dönümü vesilesiyle, çalışma arkadaşlarım ile birlikte huzurunuzdayız. Kadınların siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamda varlıklarının en önemli göstergesi seçme ve seçilme hakkının kullanımıdır. Vizyonunuz sayesinde, Türk kadınları bu medeni hakka dünya ülkelerine göre çok daha erken sahip olmuşlardır.

    Tarihimiz boyunca ve Milli Mücadele’mizin başladığı andan itibaren hem cephede hem cephe gerisinde büyük vatanperverlik sergileyen kahraman Türk kadını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da baş aktör olarak yer almış, kendisine tanınan haklara da sonuna kadar hak ederek kavuşmuştur. Bugün memleketin istiklalini ve istikbalini emanet ettiğiniz yeni nesiller, milletimize yakışır bir şekilde emanetinize sahip çıkmaktadır.

    Kadınlar, tıpkı istiklal mücadelemizde olduğu gibi, aynı ruh ve kararlılıkla ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesine ve daha ileri gitmesine öncülük etmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz reformlar ve atılımlarla kadınların toplumsal görünürlüğünü artık çok daha ileri noktalara taşımış durumdayız. Cumhuriyet’imizin gelecek yüzyılının ‘Türkiye Yüzyılı’ olacağı inancıyla kadınlar olarak her alanda varlık göstermeye devam edeceğiz. Aziz hatıranızı bir kez daha saygıyla selamlıyor, sizi, silah arkadaşlarınızı ve bu topraklar için mücadele etmiş bütün kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhunuz şad olsun.”

  • Nilüferli çocuklar, hakları için yürüdü

    Nilüferli çocuklar, hakları için yürüdü

    20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”nin imzalanmasının ardından kabul edilen “Dünya Çocuk Hakları Günü”, Nilüfer’de şenlik havasında kutlandı. Nilüfer Belediyesi ile Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisinin “Haklarımızı biliyoruz, bugünümüz ve geleceğimiz için yürüyoruz” sloganıyla düzenlediği yürüyüşte, çocuklar haklarına dikkat çekti.

    Nilüfer Kent Konseyi önünden başlayan yürüyüşe katılım büyük oldu. Ellerinde dövizlerle, şarkılar söyleyerek yürüyen yaklaşık 700 çocuk, Halk Evi önünde yürüyüşü tamamladı. Çocukları, Halk Evi önündeki Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’nda Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem karşıladı. Meydanda toplanan çocuklar, Oyun Hareketi Derneğinin düzenlediği oyunlarla eğlendi. Renkli görüntülerin yaşandığı etkinlikte Başkan Turgay Erdem de çocukların neşesine ortak oldu.

    “Mutlu bir hayat ve sağlıklı bir toplumsal düzen oluşturabilmemiz sizlerin iyi yetişmesine bağlı”

    Oyunlara katılan Başkan Erdem, daha sonra çocuklara seslendi. Çocukların haklarına sahip çıkmalarının mutluluk verici olduğunu ifade eden Başkan Erdem, “Bizler Nilüfer’de sizleri geleceğe hazırlamak için, çocuklara fırsat eşitliği sağlamak adına çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Çocukları önemsiyoruz. Çünkü siz bizim geleceğimizsiniz. Bundan yıllar sonra burada belediye başkanlığı koltuğunda belki de içinizden biri oturacak. Mutlu bir hayat ve sağlıklı bir toplumsal düzen oluşturabilmemiz sizlerin iyi yetişmesine bağlı. Zamanın ruhuna uygun ve iyi eğitim almanız çok önemli. Haklarınızın farkında olmanız ve haklarınıza sahip çıkmanız da çok önemli. Nilüfer’de birlikte yönetim anlayışını benimsediğimiz için her yaştan insan için katılımcılığın önünü açıyoruz. Ülkemizde demokrasinin yeşermesi, sizlerin de bu bilinçle yetişmenize bağlı” dedi.

    “Her çocuğun, kendi fikirlerini dile getirmeye ve kendi yolunu çizmeye hakkı vardır”

    “Geleceğiniz için haklarınıza sahip çıkmalısınız” diyerek sözlerine devam eden Başkan Erdem, “Bizler her çocuğun temel hak ve özgürlüklere sahip ve fırsat eşitliği içinde; sağlıklı, mutlu ve refah içinde bir hayat sürmesini diliyoruz. Bizler ‘Her çocuğun, kendi fikirlerini dile getirmeye ve kendi yolunu çizmeye hakkı vardır’ diyoruz. Bizler ‘Her çocuğun çocuk olmaya hakkı vardır’ diyoruz. Bu düşüncelerle Dünya Çocuk Hakları Günü’nüz kutlu olsun” diye konuştu.

    Etkinlikte konuşan Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Özlem Yılmaz da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Nilüfer’de oturan bütün çocukları Çocuk Meclisine katılmaya davet eden Özlem Yılmaz, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne değindi. Sözleşmenin yaşama, koruma, gelişme ve katılım hakları olmak üzere 4 temel ilkeden oluştuğunu belirten Yılmaz, kendilerinin en çok katılım hakkı üzerine çalıştıklarını vurguladı. Çocukların haklarını iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, dünyanın geleceği için çevre ve iklim krizine karşı duyarlı olunmalarını vurguladı.
    Konuşmaların ardından çocuklar, Denden grubunun konseriyle eğlenerek renkli anlar yaşadı.