Etiket: hak ihlali

  • AYM’den Enis Berberoğlu için hak ihlali kararı

    AYM’den Enis Berberoğlu için hak ihlali kararı

    Anayasa Mahkemesi CHP’li eski milletvekili Enis Berberoğlu’nun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

    Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, durdurulan MİT tırları görüntülerini Cumhuriyet gazetesine verdiği iddiasıyla yargılandığı davada 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Enis Berberoğlu’nun, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının oy birliğiyle ihlal edildiğine hükmetti.

    Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusunda, “dokunulmazlık hakkını yeniden kazanan bir milletvekili hakkında yargılamaya devam edilmesi ve tutukluluğun sürdürülmesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, iddia tanığının duruşmada hazır edilmemesi nedeniyle de tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği” öne sürülmüştü.

    Başvuruyu bugünkü gündem toplantısında ele alan Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Berberoğlu’nun, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

    Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun oy birliğiyle aldığı kararın gerekçesi daha sonra yazılacak.

    5 YIL 10 AY HAPİS CEZASI ALMIŞTI

    Berberoğlu, durdurulan MİT tırları görüntülerini Cumhuriyet gazetesine verdiği iddiasıyla yargılandığı davada, “siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

    Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 20 Eylül 2018’de Berberoğlu’nun hapis cezasını onadı, milletvekilliği sona erinceye kadar cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine karar verdi.

    Yargıtay kararı üzerine tahliye edilen Enis Berberoğlu hakkındaki kesinleşmiş ceza, TBMM Genel Kurulu’nda 4 Haziran 2020’de okunmuş ve CHP’li Berberoğlu’nun milletvekilliği düşürülmüştü. Ertesi gün gözaltına alınan Berberoğlu, yeniden tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, aynı gün koronavirüs tedbirleri kapsamında izinli olarak cezaevinden çıkarılmıştı.

  • AYM’den gebeliğin sonlandırılması talebi hakkında ihlal kararı

    AYM’den gebeliğin sonlandırılması talebi hakkında ihlal kararı

    Anayasa Mahkemesi (AYM), Mersin’de 3 yıl önce 17 yaşındayken cinsel istismar sonucu hamile kalan R.G.’nin gebeliğinin sonlandırılması için sulh ceza hakimliğine yaptığı talebin sürüncemede bırakılmasını hak ihlali saydı. Anayasal güvence altındaki ‘kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının’ ihlal edildiğini bildiren AYM, bebeği dünyaya getirmek zorunda kalan R.G.’ye 100 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.

    AYM tarafından göürüşülen dava dosyasına göre, o tarihte 17 yaşında olan R.G’nin 2017 yılında Mut Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği’nde yapılan muayenesinde 10 hafta 3 günlük hamile olduğu belirlendi. 18 yaşından küçük olan R.G.’nin farklı kişilerle birlikte olduğunu söylemesi üzerine durum emniyete bildirilerek, Cumhuriyet Başsavcılığa intikal ettirildi. R.G.’nin birlikte olduğunu ifade ettiği S.K., D.K. ve S.Ö. ile yaşladı 18’den küçük A.U.Y. ve M.Ç. hakkında soruşturma başlatıldı. R.G. ifadesinde kimden hamile kaldığını bilmediğini, ilk cinsel birlikteliğinin 2016 yılı başlarında ‘zora dayalı’ gerçekleştiğini, çıplak fotoğraflarının ailesine gönderileceği tehdidi nedeniyle başka bir kişiyle de cinsel birliktelik yaşadığını, daha sonraki birlikteliklerinde ise rızasının bulunduğunu belirtti. R.G’nin annesi D.Ü. ve babası S.Ü., kızlarını istismar eden şüphelilerden şikayetçi olarak, gebeliğin sonlandırılmasına karar verilmesi talebinde bulundu.

    R.G. ise yaşadığı olaylar nedeniyle babasından korktuğunu, ailesiyle kalamayacağını söyledi. Bunun üzerine genç kız, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne teslim edildi.

    GEBELİĞİN SONLANDIRILMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

    Anne-babanın gebeliğin sonlandırılması yönündeki talebine, başsavcılık işlemin kısa zamanda gerçekleştirilebileceğini, ancak bu işlemden önce bebeğin babasının tespit edilmesi için DNA testi yapılması gerektiği yönünde yanıt verdi. Başsavcılık talebi, Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi. Hakimlik de talebi ‘soruşturma dosyasında R.G’ye ait herhangi bir talep ve rızaya ilişkin beyan olmadığı’ gerekçesiyle reddetti. Hakimlik kararında, kanuna göre gebelik süresi 10 haftadan fazla olan gebeliklerin sadece annenin hayatını tehdit ettiği takdirde sonlandırılabileceği hatırlatılarak, söz konusu dosyada annenin hayatının tehlikede olduğuna dair bir belge bulunmadığını kaydetti. Kararda ayrıca, gebeliğin cinsel saldırı veya reşit olmayanla cinsel ilişki suçu sonucu oluşabileceği, ancak suçun reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamında kalması halinde ceninin yaşam hakkının ihlal edileceğine ve ceninin biyolojik babasının henüz tespit edilemediğine işaret edildi. Bu karar üzerine R.G., başsavcılığa başvurarak, “İstemeyerek yaşadığı birlikteliklerden gebe kaldığını öğrendiğini, psikolojisinin çok kötü olduğunu, intihardan veya kendine zarar verici eylemlerde bulunmaktan korktuğunu, bebeği doğurmasının hayatının mahvolmasına neden olacağını” belirterek, kürtaj izni verilmesini istedi. Başsavcılığın hakimliğe ilettiği bu talep de reddedildi.

    ANAYASAYI İHLAL VE 100 BİN LİRA TAZMİNAT KARARI VERİLDİ

    Soruşturma kapsamında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan verilen raporda da “Annenin yaşının küçük olması ve annenin ruhsal açıdan travmatik süreç yaşamasından dolayı gebeliğin sonlandırılmasının hem anne hem de ceninin tıbbi yararına olacağı” görüşü yer aldı. Hakimlik, adli tıp raporu ile yapılan başvuruyu da kabul etmedi. Kararın kesinleşmesi üzerine R.G., 28 Temmuz 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Bireysel başvuruyu 23 Temmuz’da görüşen AYM, Anayasa’nın 17’inci maddesinde güvence altına alınan ‘Kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının’ ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme R.G.’ye 100 bin lira tazminat ödenmesine hükmederek, kararın bir örneğini bilgi için Mut Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi.

    Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan gerekçeli kararda, gebeliğin sona erdirilmesinin izne bağlanmasının amacının ceninin korunması ve bunun bir suç sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetlemesi olduğuna dikkat çekildi.

    ‘GEBELİĞİN SONLANDIRILMASINA ERİŞİMİ İMKANSIZ KILDI’

    Bununla birlikte kadının kişisel özerklik ve vücut bütünlüğünün korunması hakkına yapılan müdahalenin orantılı olması gerektiği vurgulanan AYM kararında, “Bu bağlamda kanun koyucunun gebeliğin sonlandırılması imkanına erişimi imkansız kılan veya zorlaştıran ya da bu imkanı anlamsız hale getiren yorum ve uygulamaları, müdahaleyi orantısız kılabilir” değerlendirmesinde bulunuldu.

    Dava konusu olayda başvurucunun gebeliğinin sonlandırılmasına izin verilmediği hatırlatılan kararda, itiraz merciinin de R.G.’nin itirazlarını incelemediği, gebeliğin sonlandırılması talebini sürüncemede bıraktığı anlatılarak, şu tespitlere yer verdi:

    “Olaydaki şartlar bütün olarak değerlendirildiğinde -nihai kararın sonucundan bağımsız olarak- mümkün olan en kısa sürede verilmesi gereken karar, zaman faktörünün kritik öneme sahip olduğu yaklaşık 2 aylık sürede bir türlü verilememiştir. Dolayısıyla yargı makamlarının tutumu başvurucunun gebeliğin sonlandırılması imkanına erişmesini imkansız kılmış ve başvurucuya aşırı bir külfet yüklemiştir. Bu durum söz konusu adil dengenin başvurucu aleyhine bozulmasına yol açmış, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkına yapılan müdahalenin orantısız olması sonucunu doğurmuştur.”