Dışişleri Bakanlığı kaynakları Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bugün (22 Kasım) Filistin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed Mustafa ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. Görüşmede, Gazze ve Batı Şeria’daki durum ele alındı. Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik çabalar değerlendirildi. Dışişleri Bakan Fidan, Filistinli gruplar arası uzlaşının önemine değinerek, bu konuda devam eden süreci desteklediğimizi vurguladı.
Etiket: hakan fidan
-
Bakan Fidan’dan Schengen açıklaması
Dışişleri Bakanlığın 2025 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sabah saatlerinde başlayan komisyon görüşmelerinde önce sunum yaptı. Sunumun ardından milletvekilleri, bütçeye ilişkin eleştirilerini ve görüşlerini dile getirdi. Milletvekillerinin konuşmalarının ardından milletvekilleri Bakan Fidan’a, bakanlığa ve bütçeye ilişkin sorularını iletti. Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) Dışişleri Bakanlığı’na geçen bürokratlar hakkındaki soru üzerine Bakan Fidan, “Bizim şu anda 39 tane genel müdürlüğümüz var. Ben MİT’ten 6 tane genel müdür arkadaş getirdim. Bunlardan birisi Personel Genel Müdürü. Bu arkadaş devlet personel kökenlidir. MİT’e de dışarıdan geldi. Örneğin Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü, hukukçu. Başbakanlık hukuk müşaviriydi. MİT’te benimle beraberdi. İstirham ettim tekrar geldi. Daha sonra Bilgi İşlem Genel Müdürü. Göreve geldiğimde eğer ihtisas sahibi bir arkadaş konunun başında olsaydı ben buna ihtiyaç duymazdım. MİT’ten bu konuyu halledecek arkadaşı aldım getirdim. Yani çalışmalarını gördüm. Onun dışında İstihbarat ve Güvenlik Genel Müdürlüğü var. MİT’te benim yerimde daha sonra Libya’ya büyükelçi olmuş, dolayısıyla hem dış politikada hem de dış işlerinde hem de MİT’i bilen bir arkadaşımızı getirdik. İstihbarat Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün başına koyduk. Ondan sonra MİT’te benimle beraber çalışmış Eşgüdüm Genel Müdürü var. Üstün başarılar üretmiş. Burada da eşgüdüm genel konusundaki gerekli sistemi kuran çok değerli seçkin bir arkadaşımız. Diplomatik Güvenlik Birimi var. Birim yeni kuruldu. Bizim dış elçiliklerimizin fiziki, haberleşme ve evrak güvenliği konusunda ihtisas sahibine arkadaşlara ihtiyaç var. Arkadaşımızı Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan ödünç aldık. Yani bu arkadaşlar Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan ödünç aldığımız iktisat sahibi arkadaşlar” dedi.
“Benim kurumsallaşmaya ne kadar önem verdiğimi beni tanıyan herkes bilir”
MİT ve Dışişleri Bakanlığı’nın kardeş teşkilat gibi çalıştığını belirten Fidan, “Buradan personel değişiminin olması sorun olmamalı. Benim Milli İstihbarat Teşkilatı’ndayken de Dışişlerindeyken de dikkat ettiğim bir husus var. Özellikle kariyer ve gruplarına dışarıdan pek atama yapmayı tercih etmiyorum. Ama iktisat konularına az önce ifade ettiğim gibi atamaları yapıyorum. Bunun dışında dışarıdan atadığım Strateji Bütçe başkan arkadaşımız var. Benim kurumsallaşmaya ne kadar önem verdiğimi beni tanıyan herkes bilir. Yani kurumsal verim ve derinleşme önemli. Bunun için de alanında iktisat sahibi arkadaşlarla çalışmak her zaman için benim tercihim. Çünkü taşıdığım emaneti en iyi şekilde taşımaya gayret ediyorum” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığına ait vakıflara ilişkin atamalar hakkındaki eleştirilere ilişkin Fidan, “Vakıf Kanunu geçtikten sonra biz mütevelli heyeti olarak atamayı yaptık. Yönetim kurulunu da atadık. Bakanlıkta atamalarımızı biz yaptık. Dışarıdan bir mali uzman atamamız gerekiyordu. Bir eski banka genel müdürünü mali uzman olarak atadık. Faaliyetimize başladık. Şirket kurulumunu yaptık. Vize şirketleriyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Vize şirketlerinin daha önceden bakanlık ile yapmış olduğu sözleşmeler var. Bunlar hukuken bağlayıcı olan sözleşmeler. Bunlara uygun şirketlerle de oturarak ve konuşarak, belli bir yol bularak yolumuzda gitmeye çalışıyoruz. Biliyorsunuz bu vize şirketleri gerçekten ülkemize olan rağbeti ve vize işlerini de yönetmek için iyi bulunmuş bir sistem. Vize verme sistemini de kolaylaştıran bir yapı. Örneğin bakanlık personelinin hayatı yurt dışında geçiyor. Çocukları yurt dışında büyütüyor. Yurt dışında okuyan çocukları var. Geldiği zaman da bu çocukların burada okuması gerekiyor. Bunlara özel orta dereceli eğitim kurumunun olması gerekiyor. Yani inşallah becerirsek ilk amacımız bir orta dereceli bir okul kurmak. Daha sonra bir üniversite vizyonumuz var. Becerebilirsek; bütün bunlar vakfın faaliyet arasında olacak” dedi.“Bakanlıkta çalışan insanların bindiği araçlar değil bunlar. Alıp dışarıya göndermeye çalışıyoruz”
Bakanlığın araç alımları hakkındaki soru üzerine Bakan Fidan, “Bazı basın yayın organlarında Dışişlerine şu kadar Mercedes lastiği alındı, bu kadar şey alındı şeklinde haberler var. Bakanlığımızda 261 tane misyon var. Buradaki temsil gereği araç kullanan misyon şeflerinin araçlarıdır. Bunların hepsinin en iyi araç olması gerekiyor. Bütçemizin el verdiği ölçülerde buralara her türlü imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Yani alınan araçlar Dışişleri Bakanı’nda çalışan insanların bindiği araçlar değil bunlar. Alıp dışarıya göndermeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Konuşmasının devamında Türk vatandaşlarının vize talepleri ve Türkiye’ye yönelik vize talepleri ilişkin rakamlar paylaşan Fidan, “Vize konusu Avrupa devletleriyle bizim aramızdaki bir konu. Avrupa devletleri şimdi kendileri Schengen meselesine bağladılar. Schengen meselesi girdikten sonra sadece bize karşı değil, dünyadaki herkese karşı bir ortalamayla hareket ediyorlar. Tamam Türkiye’de problemlerimiz var. Bunun sebebini araştırıyoruz. Sadece bize mi özel bir davranış var? 2014’ten başlayalım. 2014’te Türkiye başvurularına yapılan ortalama ret; yüzde 4.4, bütün Schengen başvurularına yapılan ret; yüzde 5.1. 2015’te Türkiye’de yüzde 3.9, dünyada 6.2; 2016’da bizde yüzde 4.4, dünyada 6.9; 2019’da bütün dünyada 9.7, bizde 9.7; 2020’de de bizde 12.7 dünyada 13.6; 2021’de 16.9. dünyada 13.4; 2022’de bizde 15.7, bütün dünyada 17.9; 2023’te bizde ret oranı 16.1, dünyada yüzde 16. Bizim ile dünya arasında dramatik bir sorunumuz yok” ifadelerini kullandı.“Vize serbestliği ve Avrupa Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesi AB ile aramızda yürüttüğümüz iki tane önemli başlık”
Avrupa Birliği ülkeleri ile Vize serbestliği konusundaki son duruma ilişkin bilgi veren Fidan, “Avrupa Birliği’nin vize serbestliğinin hayata geçmesi için altı tane madde var. Bu konuları biz kurumlarımızla konuşuyoruz, koordine ediyoruz. Bundan hayata geçmesi sizler eminim ki meclise gelirse destek verirsiniz. Ama öncelikli olarak politik iklimin hayata geçmesi için bizim biraz da onlarla belli konuları müzakere etmemiz gerekiyor. Vize serbestliği ve Avrupa Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesi şu anda Avrupa Birliği’yle aramızda yürüttüğümüz iki tane önemli başlık. Bizim bu konudaki resmi politikamız devam ediyor” şeklinde konuştu.
“Bizim BRICS ile ilgili sakladığımız hiçbir şey yok”
BRICS ülkelerinin bugün oldukça gündeme geldiğini söyleyen Fidan, “Bizim BRICS ile ilgili sakladığımız hiçbir şey yok. Benim gerek basın toplantılarında gerek televizyon programlarında olmazsa olmaz soru BRICS sorusu. Aylardır bu soru soruluyor. BRICS kurumsal bir başvuru ve kabul mekanizması olan bir yer değil. Üyeler öyle bir kurumsallaşması yok. Üyeler bir araya geliyorlar. Birilerini davet ediyorlar. Ama sizin de bir şekilde ilginizi ifade etmeniz gerekiyor. Biz ilgimizi ifade ettiğimizi söyledik. Yani kaç defa söyledim ben. Ben ilgi duyuyoruz dedim. Bu ilgiyi de karşı tarafa ilettik. BRICS son özellikle 1-2 yıldır olan jeostratejik gelişmelerden dolayı bir önceki yıldaki genişleme hamlesinden sonra baktılar ki BRICS bir artık bir genişleme sürecine gitti. İkincisi şaşırtıcı bir şey. Aldığı üyelerin kompozisyonunda öyle bir izlenim veriyor ki dünyadaki en fakir ülkede BRICS üyesi olabilir. En zengin ülkede üyesi olabilir. Herkes açıklık kulüp haline geldiği izlenimi verdi. Dolayısıyla muazzam bir fırsatı kaçırmak istemeyenler tarafından hücum başladı. Ama bizimki tabii öyle değildi. Bizimki çok böyle hesaplı kitaplı incelenmiş, bakılmış. Avrupa Birliği’nin kurumsallaşması burada yok, derinleşmesi burada yok, birliği burada yok, işleyişi de burada yok. Bunu biliyoruz. Bunun burada olması mümkün olacak mı? Zor. Ama burada bir dünya oluşuyor, bir tartışma var. Alternatif ekonomik düzenler aranıyor. Çünkü sizin kendi kurucusu olmadığınız ve egemeni olmadığınız herhangi bir kulüpte sizin isteme, mevcut şartlar sizin aleyhinize döndüğü zaman her zaman için şarta tabi tutabilirsiniz. Türkiye bunu yaşıyor. Başka ülkeler bunu yaşıyor. Başka ülkeleri kurmadıkları sistemin üyesi oldukları zaman zaman zaman yaptırımla karşılaşabiliyor. Bütün finansal altyapınızı batıya bağlamışsınız. Bütün savunma altyapınızı NATO standardına bağlamışsınız” diye konuştu.
“Eurofighter satışında sipariş aşamasına gelinmedi”
F-16’ların son durumuna ilişkin Fidan, “Kongrede o süreci biz tamamlattık. O bitti, yapılan görüşmelerle. Daha sonra Milli Savunma Bakanlığı’nın teknik görüşmeleri yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı o teknik görüşmeleri de bitirdi. Ön ödemeleri de yaptı. Siparişleri verildi. Ve artık o süreç başladı, F-16 süreci. Bizim için önemli olan askeri politik alanı, o siyasi iradenin orada oluşturmasını sağlamak daha sonra bunu onların firmasıyla bizim Milli Savunma Bakanlığı’nı bir araya getirmekti, o kısmı bitti. Eurofighter konusunda da aynı sistem. İlk önce Avrupalılarla siyasal irade kısmını hallettik. Şimdi Milli Savunma Bakanlığımızla teknik alanları konuşuluyor. Ama orada sipariş aşamasına gelinmedi. Onu biliyorum. Çünkü tartışılıyor şu anda” dedi.
-
Dışişleri Bakanı Fidan Yunanistan’a gidiyor
Dışişleri Bakanı Fidan, Yunan mevkidaşı Gerapetritis’in daveti üzerine 8 Kasım’da Yunanistan’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Bakan Fidan’ın Gerapetritis ile yapacağı görüşmede ikili ilişkiler ele alınarak, önümüzdeki yılın başlarında Ankara’da yapılması öngörülen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) 6. Toplantısı’nın hazırlıkları gözden geçirilecek. Görüşmeler sonucunda Siyasi Diyalog ve Pozitif Gündem Ortak Eylem Planı toplantılarının tarihleri de belirlenecek.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis ile yakın bir çalışma ilişkisi mevcut. Dışişleri Bakanı Gerapetritis 5 Eylül 2023’te Ankara’ya bir çalışma ziyareti gerçekleştirirken, iki bakan çeşitli uluslararası toplantılarda da birçok kez bir araya geldi.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerde olumlu yönde bir ivme yaşanıyor
Türkiye ile Yunanistan arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve meselelerin diyalog yoluyla ele alınması amacıyla YDİK, “Siyasi Diyalog”, “Pozitif Gündem Ortak Eylem Planı” ve “Güven Artırıcı Önlemler” gibi çeşitli mekanizmalar bulunuyor. Son iki yılda iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu yönde bir ivme yaşanıyor.
YDİK 5. Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in eş başkanlıklarında 7 Aralık 2023’te Atina’da düzenlenmişti. Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi’nin yanı sıra, çeşitli alanlarda toplam 15 anlaşma, protokol, mutabakat zaptı, niyet beyanı ve ortak açıklama imzalanmıştı. Kısa bir süre sonra ise Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine 13 Mayıs tarihinde Ankara’ya bir çalışma ziyareti gerçekleştirmişti.
İkili ticaret hacminde rekor seviye
Türkiye-Yunanistan arasındaki ticaret hacminde 2023 yılında 5,8 milyar dolar ile yeni bir rekor kırıldı. Bu yılın sonunda rakamın 6 milyar dolara çıkması bekleniyor. İki ülke liderleri tarafından belirlenen ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılması hedefi doğrultusunda çalışmalar sürdürülüyor. Ulaştırma ve turizm alanlarında da ilişkiler gelişirken, ilgili bakanların kasım ve aralık aylarında İstanbul ve Atina’da denizcilik ve turizm konulu toplantılar vesilesiyle bir araya gelmeleri öngörülüyor. Ulaştırma bakımından ayrıca İpsala-Kipi sınır kapısında ikinci köprü inşasına önümüzdeki dönemde başlanması bekleniyor. Turizm bağlamında ise Türkiye’ye yakın Yunan adalarına bu yıl başlatılan kapıda vize uygulaması, kazan-kazan yaklaşımının güzel bir örneğini oluşturuyor.
Türkiye, iki ülke arasında önemli gündem maddelerinden birini oluşturan Ege’deki sorunların birbiriyle bağlantılı olduğu ve bir bütün halinde ele alınması gerektiği yönündeki tutumunu ve bu doğrultuda görüşmelere hazır olduğunu Yunan tarafına her fırsatta belirtmeye devam ediyor. Bu bağlamda Türkiye, Atina Bildirgesi’nin de lafzı ve ruhuna uygun şekilde söylemde ve sahada provokasyonlardan uzak durulmasına yönelik beklentisini Yunan tarafına iletmeyi sürdürüyor. Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki mevcut olumlu ivmenin Batı Trakya Türk Azınlığı’nın (BTTA) ve Selanik, Rodos ve İstanköy’deki Türk soydaşlarının durumuna da yansıması ile Türk azınlığa ve soydaşlara yönelik hak ihlallerinin sona ermesi yönündeki Türk tarafının beklentisi de Yunan tarafına iletilmeye devam ediliyor.
-
“Terörle mücadelemizi azimle sürdüreceğiz”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ne (TUSAŞ) düzenlenen terör saldırısına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. Bakan Fidan, “Ankara’da, TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen alçak terör saldırısında şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. İçeride ve dışarıda, tüm terör unsurlarıyla ve onları besleyen güçlerle mücadelemizi azimle sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde de milli savunma yeteneklerimizi güçlendirmeye devam edecek, Türkiye’yi hedef alan odaklar ve vekillerinin ülkemiz üzerindeki emellerine ulaşmalarına asla izin vermeyeceğiz” ifadelerine yer verdi.
-
Bakan Fidan, IKBY Başkanı Barzani’yi kabul etti
Bakan Fidan, Ankara’ya ziyarette bulunan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’yi kabul etti. Görüşmede Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı.
-
“İsrail hükümetinin bedel ödemesi şart”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Ayman Safadi, AK Parti Genel Merkez binasında düzenlenen “Filistin’in Geleceği” adlı konferansta konuştu.
“70 yıldır gözümüzün önünde gerçekleşen bir trajedidir”
Bugün Gazze’de karşı karşıya kalınan trajedinin yeni bir trajedi olmadığına değinen Fidan, “70 yıldır gözümüzün önünde gerçekleşen bir trajedidir. Uluslararası, Arap ve İslam camiası maalesef güçsüz kalmış ve bu trajediyi bitirme konusunda başarısız olmuştur. Son 70 yıldır bölgede yaşayan insanlar ızdırap çekmekte ve hepimiz Filistin konusu nedeniyle bir utanç duyuyoruz. Bu trajedi 7 Ekim’den bu yana yeni bir form aldı ve hiç kimse böyle bir şeyin tahayyülünde bile değildi. İş artık soykırıma geldi. Bir soykırım gözümüzün önünde meydana gelmekte ve uluslararası camia bunu durdurma noktasında yaramamakta ve çaresiz kalmaktadır” diye konuştu.
“42 bin insan bilinçli ve sistematik bir şekilde hedef gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybetti”
Gazze’de çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 42 bin insanın bilinçli ve sistematik bir şekilde hedef gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılar sonucunda hayatını kaybettiğini hatırlatan Fidan, “Savaş terminolojisine baktığınız zaman bu kişiler İsrail askerleri tarafından hedef alınıyor. Bazı askeri analistler çok fazla kadın ve çocuk öldürüldü çünkü yapay zeka tarafından hedef belirlemesi yapıldı diye söylüyorlardı. Yapay zeka ‘vurun’ diyor, makine öldürüyor dediler. Kendilerinin ortaya koyabilecekleri en güzel ve en iyi bahane bu zaten, başka bir şey yok. Bu da insanlık değerlerine yapılan bir başka saygısızlık” değerlendirmesinde bulundu.
“Soykırım yapıldığının altını kalın çizgilerle çizmeliyiz ve hiçbir zaman unutmamalıyız”
Bakan Fidan, Filistin meselesinin kökenine gidilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Bununla alakalı çok şey söyleniyor ama çok az şey yapılıyor. Soykırım yapıldığının altını kalın çizgilerle çizmeliyiz ve hiçbir zaman unutmamalıyız. Bizlerin bu neden eyleme geçmesi lazım. İkinci nokta ise soykırımdan daha büyük bir trajedi daha var, bu da uluslararası camianın takındığı tavır. Uluslararası camia ve sistem tamamıyla çökmüştür ve bu da görmüş olduğumuz bir sınav oldu ve sınavın sonucunda son 1 yıldır sistem çöktü” ifadelerini kullandı.
“Dünya 5’ten büyük dedik ve her zaman demeye de devam edeceğiz”
Gazze’de yaşanan katliamın uluslararası camia tarafından belli bir azınlığın faydasına olacak şekilde tasarlandığının kanıtı olduğunu söyleyen Fidan, “Dünya 5’ten büyük dedik ve her zaman demeye de devam edeceğiz. Bu noktada uluslararası sistemin temel problemi budur. Bunu çözmemiz gerekiyor ancak bu çözülene kadar Gazze’de yaşanan benzer problemlerin tekrar yaşanacağını göreceğiz. Ukrayna’da ve Afrika’da binlerce insan hayatını kaybediyor. Yüz binlerce insan dünyanın dört bir tarafında açlık çekiyor çünkü uluslararası sistemin tercihleri var ve bazın azınlıkta olan imtiyazlı ülkelerin öncelikleri doğrultusunda gidiyor. Sistemin çöküşü, soykırım ve uluslararası camianın işe yaramamasını durdurmamız lazım. Özellikle batıdaki ülkelerin halkları her şeye tamam demiyor. Bizim orada da dostlarımız var. Oradan da biliyoruz ki insanlar da buna karşı ama uluslararası sistem maalesef buradaki soykırımı durdurma konusunda adım atmıyor. İnsanlar ellerinden geleni yapıyorlar, bu suça ortak olmuyorlar. Son aylarda bazı Avrupa ülkelerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Filistin Devletini tanıyorlar. İspanya, Slovenya, İrlanda ve Norveç aldığı tanıma kararlarıyla gerçekten asil ülkeler” dedi.
“Netanyahu kendisi adına son 20 yıldır başarılı bir sistem oluşturdu ve iki devletli çözümü bölgede bile unutturdu”
En baştan beri bölgedeki çözümün iki devletli yapıdan geçtiğinin altını çizdiklerini kaydeden Fidan, sözlerine şöyle devam etti:
“İki devletli çözüm, Filistin ve İsraillilerin güvenliği için elzemdir. Bölgede İsrail halkına sorduğunuz zaman onlar da Filistin halkına bunun verilmesi gerekiyor diyor. Biz dostlarımızla birlikte son 1 yıl içerisinde iki devletli çözüm için çok çalışıyoruz. Netanyahu kendisi adına son 20 yıldır başarılı bir sistem oluşturdu ve iki devletli çözümü bölgede bile unutturdu. İki devletli çözüm gerçekleşmediği müddetçe bölgesel krizlere neden olacak. Bunu durdurabilmemiz ve çatışmanın bölgeye yayılmaması için adil bir şekilde meseleyi ele almamız ve iki devletli çözümü getirmemiz lazım. Biz her zaman bunun altını çiziyoruz ama Netanyahu hükümeti uzun zamandan bu yana Filistinlilere devlet verme niyetini göstermiyor. Mevcut durumu İsrail’in güvenlik meselesiymiş gibi göstermeye çalışıyor. Biz, İsrail ve halkının, gelecek nesillerin güvenliğinin olabilmesi için iki devletli çözüme ihtiyacınız var ve bu tek çözüm opsiyonudur diyoruz. Filistinlilerin kendi egemenlikleri olursa ancak bu gerçekleşebilir. Şu anda biz uluslararası camianın tamamına bir çağrı yapıyoruz. İki devletli çözümü lütfen benimseyin ve bunun için bastırın. Bunu da elinizden gelenin en iyisiyle yapın. Dostlarımız ve uluslararası camia sayesinde BM’ye bağlı 150’nin üzerinde ülke Filistin Devletinin tanınması yönünde bir karar aldı ve Filistin BM’de artık temsil ediliyor. Genel Kurul’da diğer ülkelerin temsilcileriyle oturuyor. Bu tarihi bir başarıdır.”“Kahire’deki ilk zirvede Avrupa ülkelerinin ateşkes kelimesini kabul etmediğimizi gördük”
Birkaç ülke haricinde neredeyse her ülkenin Gazze’de derhal bir ateşkes, çok hızlı bir şekilde Gazze’ye ulaştırılacak insani yardımlar ve iki devletli çözümde mutabık olduğunu ifade eden Fidan, “Evrensel olarak ülkeler tarafından kabul edilmiş olan soykırıma karşı bütün devletlerin mutabık olduğu bir husus. Bizim için problem şu; bunu nasıl yürürlüğe koyacağız ve uygulayacağız. Bu pozisyona gelebilmek ve bütün ülkeleri bu 3 gerçeği kabul etmeye ikna edebilmek çok zordu. Savaş başladıktan yaklaşık 1 ay sonra Kahire’de ilk bölgesel zirve gerçekleştirildi. Hem bölgeden hem Avrupa’dan hem de diğer ülkelerden liderler geldi. 20 bakan tek bir oda tartışmalara başladığımızı ve bu zirvenin nihai bildirgesi üzerinde mutabık kalmaya çalıştığımızı çok iyi hatırlıyorum. Biz Avrupa ülkelerinin ateşkes kelimesini kabul etmediğimizi gördük. Kimse ateşkes kelimesini bu bildirgenin içine derç etmek istemedi” ifadelerine yer verdi.
“ABD’deki iki kanat da bu soykırımı durdurmak için herhangi bir şekilde fayda sağlamıyor”
ABD’nin kör bir şekilde İsrail’in planını desteklediğini ve bölgede çözüm konusunda yapılan işi daha güç hale getirdiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “ABD sadece bölgeyi değil aynı zamanda uluslararası sistemi domine ediyor ve veto gücüne de sahip. Şu anda ABD’de de İsrail politikaları ile ilgili iki kanat. Bunlardan bir tanesi İsrail sınırlarının genişletilmesini savunuyor. İsrail ne yaparsa yapsın desteklemek istiyorlar fakat iki devletli çözümü destekleyen bir grup da var ama İsrail’in soykırım yapmasını engelleyecek hiçbir şey yapmıyorlar. Bu iki kanat bu soykırımı durdurmak için herhangi bir şekilde fayda sağlamıyor. Sürekli olarak protestolar gerçekleştiriyorlar ama bu da açıkçası hiçbir şeye değmiyor. Bu hepimiz için çok büyük bir husus ve hepimiz bunun farkında olmamız lazım. Maalesef, Avrupa’daki bazı ülkeler ABD’nin pozisyonu yüzünden ABD’nin politikalarını destekliyorlar ve herhangi bir soru sormadan bunu yapıyorlar” açıklamasında bulundu.
Tek bir kamyonun bile Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye geçemediğini söyleyen Fidan, Filistinli insanlara gönderilen her türlü insani yardımın Mısır’ın El-Ariş kentinde durdurulduğuna dikkati çekti.
“İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart”
“Ne söylersek söyleyelim oradaki trajediyi bir zerre anlatmaya yetmez” diyen Fidan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Elimizden geleni yapmalıyız, yorulmadan, bıkmadan çok çalışmalıyız ve insani yardımın oraya girebilmesi için her şeyi yapmamız lazım. Bu insanlığın bir numaralı önceliği olmalıdır. BM Genel Sekreteri de oradaki insani krizden dolayı oldukça endişeli. UNRWA bir BM kuruluşu, Netanyahu hükümeti tarafından bir terörist organizasyon olarak kabul ediliyor ve ona da saldırıyorlar. Kelimelerin ve diplomasinin artık sınırına geldik diye düşünüyorum. Uluslararası camianın artık hukuk yoluna başvurması, İsrail’in boykot edilmesi ve daha fazla desteklenmemesi gerekiyor. Her ne alanda olursa olsun uluslararası camianın desteği kesmesi gerekiyor. İkinci aşamaya geçmemiz lazım, eğer geçemezsek İsrail soykırıma devam edecek. İsrail şu anda bir ekonomik, askeri ve politika olarak herhangi bir bedel ödemiyor. Netanyahu hükümetinin bedel ödememesi durumunda her hangi bir şekilde süregelen soykırımı durdurmamız mümkün değil. Dolayısıyla, İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart.”“Uluslararası medya artık daha çok Lübnan’a odaklanmaya başladı”
Netanyahu hükümeti tarafından savaş çığırtkanlığının devam etmesinin ve savaşın Lübnan’a sıçramasının Gazze’yi unutmaya sebebiyet vermemesi gerektiğini kaydeden Fidan, “Böyle bir tehlike de var. Uluslararası medya artık daha çok Lübnan’a odaklanmaya başladı. Bu savaş belki başka alanlara da sıçrayabilir. Lübnan’daki savaşın Gazze’yi unutturmasını engellemeliyiz” diye konuştu.
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ise İsrail’in Batı Şeria ve Lübnan’da sürekli savaş suçu işlediğine dikkati çekerek, bir ülkenin bu tür sorumsuzluktan sonra cezalandırılmadığının görüldüğünde o zaman hukukun uygulanmadığının söylenebileceğini kaydetti.
“Orta Doğu üstüne düşen görevi yapmadı”
Ukrayna’da uygulanan uluslararası hukukun Gazze’de ve Lübnan’da neden uygulanmadığına değinen Safadi, “Durum aynı değil, Gazze’nin bir devlet olduğu konusunda mutabık değiliz diyorlar. Biz buranın bir devlet olduğunu düşünüyoruz ve uluslararası hukukun çiğnendiği ve toprakları işgal altında olan bir devletten bahsediyoruz. Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın egemenliğini de hiçe sayıyor. Sürekli olarak masum insanlara saldırıyor ve hayatlarından ediyor. Orta Doğu üstüne düşen görevi yapmadı. İsrail’in uluslararası hukuk nezdinde sorumlu gösterilememesi büyük bir problem. Şu anda uluslararası mahkemelerde İsrail soykırım suçuyla yargılanıyor. Dünyanın bunu görmezden gelmesi ve hukukun en hızlı biçimde insani yardımların İsrail tarafından engellenmesi hukuki bir sorundur. İsrail’in yargılanması gerekmektedir. Bir sonraki savaşta yine insan hakları çiğnendiğinde geç olabilir çünkü uluslararası hukuk gereğini yerine getirmiyor” dedi.
“Gazze’de yaşanan acının dindirilmesi için kolektif bir duruş sergileniyor”
Gazze’de yaşanan acıların dindirilmesi için kolektif bir duruş sergilenmesi gerektiğine vurgu yapan Safadi, “Bir plan dahilinde hareket etmek ve bağımsız, egemen bir Filistin Devleti’ni kabul etmek gerekiyor. Özellikle Batı Şeria ve Gazze’yi de içine alacak şekilde ve başkenti Kudüs olacak şekilde bir planı devreye sokmak ve yeniden inşayı sağlamak gerekiyor. Eğer buradaki acılara göz yummaya devam edersek gerçekten 2,3 milyonun her şeyi kaybettiğini göreceğiz. Herkesin aile üyelerini, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin ve kiliselerin kaybolduğunu göreceğiz” ifadelerini kullandı.
-
“İsrail’in soykırımını durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin New York kentinde Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu marjında düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda konuştu. Bakan Fidan toplantıda, “Geçtiğimiz kasım ayından bu yana İsrail’in soykırımını durdurmak ve Filistinli sivillere yönelik devam eden saldırıları konusunda uluslararası farkındalığı arttırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu hafta mümkün olan her fırsatta karşı karşıya olduğumuz tehlikelere dikkat çekmeye ve bu çılgınlığı durdurmak için elimizdeki imkanları seferber etmeye çağırıyoruz. Bu hafta toplantılarımız ve ikili görüşmelerimiz sırasında Filistin’deki bıçak sırtı duruma ve bunun tehlikeli sonuçlarına odaklanmalıyız. İsrail yanlısı yayın organları tarafından üretilen dezenformasyona karşı koymalıyız. Bu tür yanlış anlatılar işgali derinleştirmek için kullanılmaktadır. Uluslararası hukuk bizim yanımızdadır. Bugün, ortak çabalarımız ve Filistinlilerin direnci sayesinde Filistin’in Genel Kurul’da bir sandalyesi var” ifadelerini kullandı.
Gazze Temas Grubu, 13 Eylül’de İspanya’nın başkenti Madrid ve 18 Eylül’de Ürdün’ün başkenti Amman’daki İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Dışişleri Bakanları Toplantılarının ardından 10 gün içinde üçüncü defa bir araya geldi.
-
Bakan Fidan, KKTC Başbakanı Üstel ile görüştü
Dışişleri Bakanlığı, Bakan Fidan’ın KKTC Başbakanı Üstel ile bakanlıkta görüştüğünü duyurdu.
-
“Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur”
Bakan Fidan, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, İsrailli bazı yetkililerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef olan söylemlerine ilişkin tepki gösterdi.
“Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur. Bu haklı sesi bastırmak isteyen, başta İsrail olmak üzere uluslararası siyonist çevreler büyük bir telaş içindeler.” ifadesini kullanan Fidan, tarihin bütün soykırımcılar ve destekçileri için aynı şekilde sonuçlandığını hatırlattı.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, sosyal medya hesabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan iftira ve hakaret içeren paylaşım yapmıştı.
-
Bakan Fidan, Hint mevkidaşı Jaishankar ile görüştü
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) 57. Dışişleri Bakanları Toplantısı marjında düzenlenen Türkiye-ASEAN Sektörel Diyalog Ortaklığı Altıncı Üçlü Toplantısı’na katıldığı Laos’un başkenti Viyentiyan’de temaslarını sürdürüyor. Bakan Fidan, Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile görüşme gerçekleştirdi.