Etiket: hapis

  • Cezaevine giren işçi tazminat alabilecek

    Cezaevine giren işçi tazminat alabilecek

    Taşeron firma bünyesinde bir kamu kurumunda çalışan işçi, karıştığı (hırsızlık) suçundan dolayı hapis cezası aldı.  Cezaevine gönderilen işçi, işten çıkarıldı. İhbar ve kıdem tazminatını talep eden işçi, İş Mahkemesi’nin kapısını çaldı.

    Davacı işçi; iş sözleşmesinin kesinleşen ceza sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi ise iş sözleşmesinin davacının hırsızlık sebebiyle mahkum olması ve cezaevine girmesi sebebiyle kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedildiğini dile getirdi.

    Toplu İş Sözleşmesinde yüz kızartıcı suçlardan hüküm giyenlerin iş sözleşmelerinin feshedileceğinin belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Karara karşı, davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurdu.  Bölge Adliye Mahkemesi, itirazın reddine hükmetti. Davacı mahkum işçi bu kez kararı temyiz etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Kararda; işçinin sadece iş sözleşmesinin işveren tarafından ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin düzenlendiği  belirtilen sebeplerle feshedilmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanamayacağı vurgulandı.

    İşverenin kanunun ilgili maddesindeki sebeplere dayalı olarak iş sözleşmesini sonlandırması halinde haklı bir sebep olsa bile kıdem tazminatı ödemesi gerektiği belirtildi.

    Yargıtay kararında şöyle denildi:

    “Belirtmek gerekir ki; iş yeri dışında ve iş yeri ile ilgisiz bir suçtan dolayı kesinleşen hükmün infazı çerçevesinde cezaevine girilmesi hali, İş Kanunu çerçevesinde değildir. Mahkumiyet hali işçiden kaynaklanmakta olup bir haftayı aştığı takdirde işçiyi çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı neden vardır. Zira, iş yeri dışında iş yeri ile ilgisiz suçun infazı için işe devamsızlık söz konusu olup devamsızlık iradi değildir.

    İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Derhal fesih hakkı vardır. Ancak, ilgili yasanın gerekli maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesinin iş yeri dışında işlediği suçlar sebebiyle hüküm giymesi sebebiyle sonlandırıldığı, işçinin cezaevine giriş tarihi 16 Ağustos 2015 olup toplam mahkumiyet süresinin 6 yıl 4 ay olduğu ortadadır.

    İş Kanunu’nun ilgilimaddesi uyarınca işçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıktığının kabulü gerektiği, bu durumda işverenin derhal fesih hakkının olduğu ancak kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Fesih sebebi ile bağlılık ilkesi de gözetilerek değerlendirme yapıldığında, fesih konusu yapılan eylemin doğruluk ve bağlılığa aykırılık ya da sadakat borcunun ihlali çerçevesinde ele alınması mümkün değildir.

    Açıklanan sebeplerle, 26 Ekim 1989-16 Ağustos 2015 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde geçen çalışması sebebiyle kıdem tazminatı ödenmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi kanunun açık hükmüne aykırı olduğundan kıdem tazminatının hüküm altına alınması için hükmün bozulması gerekmiştir.”

  • İlker Başbuğ hakkında hapis istemi

    İlker Başbuğ hakkında hapis istemi

    Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un, Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi kitabı hakkında bir gazetede yaptığı söyleşi nedeniyle 3 yıla kadar hapsi istenen davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık İlker Başbuğ’un avukatı hazır bulundu.

    3 yıla kadar hapis cezası talep edildi

    Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanık Başbuğ tarafından sarf edilen sözlerin eleştiri ve düşünce özgürlüğü sınırlarını aşar nitelikte olduğunu, söz konusu beyanların kamuoyunda ve toplumun bir kesimi tarafından tepki ile karşılandığını, bu haliyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin gündeme geldiğini belirtti.

    Açıklanan mütalaada sanık İlker Başbuğ’un, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

    Duruşmada sanık avukatı, açıklanan mütalaaya karşı savunma yapabilmek için mahkemeden süre verilmesini talep etti. Mahkeme, sanık avukatına esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapabilmesi için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İlker Başbuğ ‘şüpheli’, AK Parti Rize İl Başkanlığı, AK Parti il ve ilçe başkanlarının da aralarında bulunduğu 166 kişi ‘müşteki’ olarak yer aldı. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un 4 Ocak 2021’de Cumhuriyet Gazetesi’ne “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı alınmış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi açıkça milletin siyasi idaresine de vurulacak bir darbe olurdu” dediği anlatıldı. Başbuğ’un söyleşisinde ‘darbe’ imasında bulunduğunun kaydedildiği iddianamede, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama’ suçunu işlediği iddia edildi.

    İddianamede, şüpheli Başbuğ’un ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

  • Stokçuluk düzenlemesi Meclis’te kabul edildi

    Stokçuluk düzenlemesi Meclis’te kabul edildi

    Bir yandan enflasyon rakamlarının yüzde 73,5 seviyesine gelmesi diğer yandan fırsatçılık yapanlar nedeniyle gıda fiyatlarındaki yükseliş vatandaşın cebini zorlamaya devam ediyor. Gıda fiyatlarının düşmesi için daha önce atılan KDV indirimi adımı atılmış, denetimler daha etkin hale getirilmiş, Rekabet Kurumu kestiği milyonlarca liralık cezalarla stokçuluk yapanların önüne set koymuştu. Şimdi ise çok daha ciddi bir hamle yapıldı. Bu kapsamda fiyatları etkileme ile mal veya hizmet satımından kaçınma suçuyla etkin mücadele edilebilmesi ve stokçuluk faaliyetlerinin önlenebilmesi amacıyla Türk Ceza Kanunu’nda bu suçlar için belirlenen cezalar artırılıyor.

    HAPİS CEZALARININ SÜRESİ ARTIYOR

    TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen, Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile fiyatları etkileme suçunda hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 1 yıla, üst sınırı da 2 yıldan 3 yıla çıkarılacak. Stokçuluk suçunda da hapis cezasının alt sınırı 6 aydan 1 yıla, üst sınırı ise 2 yıldan 3 yıla yükselecek.

    Her iki suçun da örgütlü işlenmesi halinde söz konusu cezalar bir buçuk kata kadar artırılabilecek. Böylece, fiyat etkileme ve stokçuluk suçu işleyenler hakkında tutuklama kararı verilebilecek.

    Düzenlemeyle hakim ve savcı yardımcılığı da hayata geçirilecek. Sınavı kazananlar Türkiye Adalet Akademisi’ndeki temel eğitimden sonra “hakim yardımcısı ve savcı yardımcısı” olarak atanacak.

    Teklifle ayrıca, noterlerde gayrimenkul satışı yapılmasının önü açılacak.

  • Emsal karar: 18 yaş altına sigara satana hapis

    Emsal karar: 18 yaş altına sigara satana hapis

    Üzerinde okul üniforması olan çocuğa sigara sattığı iddia edilen kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Hazırlanan iddianame sonrası, 18 yaş altı öğrencilere sigara sattığı belirlenen şüpheli hakkında, Sulh Ceza Mahkemesi’nde ‘Sağlık için tehlikeli madde temin etme’ suçundan dava açıldı.

    Mahkeme, sanığın beraatine hükmetti. Cumhuriyet Savcısı kararı temyiz edince devreye Yargıtay 10. Ceza Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, mahkemenin beraat kararını bozdu.

    Beraat kararı yasaya aykırı

    Yargıtay kararında, “Suça konu sigaranın, olay tarihinde 18 yaşından küçük olan ve üzerinde okul forması bulunması nedeniyle öğrenci ve yaşının küçük olduğu kolaylıkla anlaşılan mağdura sanık tarafından satıldığı ortadadır. Mağdurun ve tanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları ile sabit olduğu halde, sanığın sağlık için tehlikeli madde temin etme suçundan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verildi” denildi.

    Kanunda suç olduğu açıkça belirtiliyor

    Küçük yaştaki çocuklara tehlikeli madde satanların cezası; Türk Ceza Kanunu’nun 194. maddesinde Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar bölümünde açıkça belirtiliyor.

    Sağlık için tehlike oluşturacak maddeleri çocuklara, akıl hastalarına veya uçucu madde kullananlara veren veya tüketimine sunan kişi sağlık için tehlikeli madde temini suçu işlemiş sayılıyor. Suçun oluşumu tehlikeli maddenin içirilmesi ile oluşmamaktadır, kanun maddesinde tüketimine sunma ibaresi yer aldığından tüketilmesi için verme eylemi dahi suç oluşturuyor.

    4250 Sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6. maddesinin 3. fıkrasında “Alkollü içkiler, tüketilmek veya beraberinde götürülmek üzere on sekiz yaşını doldurmamış kişilere satılamaz veya sunulamaz.” ifadelerine yer veriliyor.

    18 yaşını doldurmayan çocuklara alkollü içki veya sigara, tütün mamulleri satılması halinde de suç işlenmiş sayılıyor. Yasada, sağlık için madde temini suçunun cezasının 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası olduğu belirtiliyor.

  • Halil Sezai’nin konserdeki sözlerine hapis talebi

    Halil Sezai’nin konserdeki sözlerine hapis talebi

    Tuzla’da 15 Eylül 2020 tarihinde komşusu Hüseyin Meriç’i(68) darp ettiği gerekçesiyle 1 yıl 11 ay 17 gün hapse çarptırılan ve 42 gün tutuklu kalan şarkıcı Halil Sezai, sahne aldığı bir mekanda “Kafam iyi olduğu için gerekli şekilde tam dövemedim. Bir daha ki sefere inşallah. Hak etti. G…n tekiydi gerçekten” şeklinde sözler söylemişti. Meriç’in şikayeti üzerine başlatılan soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Sezai, “Kimseye yönelik hakaret ve tehditte bulunmadım. Konserde sohbet ediyordum” diyerek suçlamayı kabul etmemişti.

    Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Halil Sezai’nin 18 Temmuz 2021 tarihinde verdiği konser sırasında darp olayıyla ilgili konuştuğu, bu esnada müşteki Hüseyin Meriç’i hedef alarak küfür ve hakaret içerikli sözler söylediği anlatıldı.

    Taraflar uzlaşamadı

    Halil Sezai’nin bu sözleri söylerken konser alanında alenen yayınlanmak üzere kamera çekimi yapıldığını bildiği ve ‘alenen hakaret’ suçunu işlediği kaydedildi. Suçun uzlaştırma çerçevesinde kaldığı, taraflar arasında uzlaşma sürecinin başlatıldığı ancak tarafların uzlaşamadıkları aktarıldı.

    2 yıl 4 ay hapis talebi

    İddianamede, Halil Sezai’nin darp ettiği komşusu Hüseyin Meriç’e yönelik söylediği sözler nedeniyle “alenen hakaret” suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. “Tehdit” suçundan yürütülen soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi. İddianame gönderildiği mahkemece kabul edilirse Sezai önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

  • Rus askerlere Ukrayna’da hapis cezası

    Rus askerlere Ukrayna’da hapis cezası

    Ukrayna’da savaş suçu işledikleri iddiasıyla Rus askerlerinin yargılanmasına devam ediliyor. Ukrayna’nın Harkov bölgesini bombaladıkları gerekçesiyle Poltava bölgesindeki Kotelevsky Mahkemesi’nde yargılanan Rus askerler Aleksandr Bobukin ve Aleksandr İvanov hakkında karar çıktı.

    Geçtiğimiz hafta görülen ilk duruşmada Rusya’nın Belgorod bölgesinden Harkov bölgesindeki hedeflere ateş eden topçu birliğinin parçası olduklarını kabul eden iki asker hakkında mahkeme savcısı, bombalama faaliyetlerinde aktif görev aldıkları ve kentin işgaline yönelik sızma girişimlerinde yer aldıkları gerekçesiyle her sanık için 12 yıl hapis cezası talep etti. Mahkeme heyeti ise Rus askerlerini 11’er yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırdı. Yargıç Evhen Bolybok, “Bobikin ve Ivanov’un suçluluğu tam olarak kanıtlandı” ifadesini kullandı.

    Dava dosyalarına göre sanıklar, 24 Şubat’ta Rusya’nın Belgorod bölgesinden top mermisi ateşleyerek Harkov’da bulunan Kozacha Lopan’daki altyapıyı ve konutları (eğitim kurumu ve sivil alanlar) hedef aldı. Askerler Ukrayna sınırını geçerek Harkov bölgesini bombalamaya devam etti ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin karşılık vermesinin ardından Bobukin ve ve İvanov Ukraynalı askerlere teslim oldu.

    Daha önce 1 Rus askeri ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarından sonra Ukrayna’nın Sumi kentinde 28 Şubat’ta, 62 yaşındaki Ukraynalı Aleksandr Shelipov’u öldürmekten suçlu bulunan 21 yaşındaki Rus asker Vadim Shishimarin, 23 Mayıs’ta görülen davada mahkeme tarafından ömür boyu hapse mahkum edilmişti. Rus askeri Ukraynalı sivili öldürmekten dolayı pişman olduğunu söyleyip öldürdüğü sivilin ailesinden özür dilemişti.

  • Annesine attığı şişe silah sayıldı

    Annesine attığı şişe silah sayıldı

    Bolu’da mont almak için para istediği annesi Bircan Canayakın’a (58) şişe fırlatıp, zorla parasını aldığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan Cüneyt Canayakın (29), 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Canayakın’ın annesine fırlattığı şişeyi silah saydı.

    Bolu’da oturan Bircan Canayakın ve oğlu Cüneyt Canayakın arasında geçen yıl şubat ayında mont parası nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Cüneyt Canayakın, annesine şişe fırlatıp, elindeki parayı zorla aldı. Bircan Canayakın da savcılığa giderek oğlundan şikayetçi oldu. Cüneyt Canayakın hakkında ‘konutta yağma’, ‘üst soya karşı silahla basit yaralamaya teşebbüs’ suçlamalarıyla dava açıldı.

    Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, tutuksuz sanık Cüneyt Canayakın, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Bircan Canayakın ve taraf avukatları da mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmada söz hakkı verilen Cüneyt Canayakın, kendisinin de annesinden şikayetçi olduğunu belirterek, “Olay günü, hava çok soğuktu ve mont almak için annemden para istedim. Para vermeyerek bana ters laflar etti. Ben de kafasına doğru şişe attım ama isabet etmedi. Küfür ve hakaret ettiğim doğru ama malına falan zarar verip yağmada bulunmadım” dedi.

    ‘TEDAVİ GÖRMESİNİ İSTİYORUM’

    Oğlunun şizofreni hastası olduğunu belirten Bircan Canayakın ise, “Bana hakaretler edip, kafama şişe fırlattı. İş yerimdeki mallara da zarar verdi. Sürekli küfürler ve hakaretlerde bulundu. Onun tedavi görmesini istiyorum. Bu yüzden şikayetçiyim” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, sanığın annesine attığı şişeyi ‘silah’ kabul ederek Cüneyt Canayakın hakkında ‘konutta yağmaya teşebbüs’, ‘üst soya karşı silahla basit yaralamaya teşebbüs’ suçlarından 2 yıl 1 ay hapis cezası verilmesini kararlaştırdı. (DHA)

     

  • Metin Gürcan’a 20 yıl hapis istemi

    Metin Gürcan’a 20 yıl hapis istemi

    Ankara’da ‘siyasal ve askeri casusluk’ suçundan tutuklanan DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan hakkındaki soruşturma tamamlandı. Düzenlenen iddianamede, Gürcan’ın 20 yıla kadar hapsi talep edildi. Metin Gürcan ifadesinde, casusluk suçlamalarını kabul etmediğini, emekli olduktan sonra askeri ve jeo-stratejik analizler yaptığını, açık kaynaklardan derlediği analizleri telif karşılığında diplomatlara sunduğunu söyledi.

    DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya casusluk amacıyla temin etme’ suçundan yürüttüğü soruşturma kapsamında, 26 Kasım 2021’de İstanbul’daki evinde gözaltına alındı.

    Gürcan, soruşturmanın yürütüldüğü Ankara’ya getirilerek, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde sorgulandı. Gürcan, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği Ankara Adliyesi’nde çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

    SORUŞTURMA TAMAMLANDI

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame düzenlendi.

    İddianamede, Gürcan’ın yabancı devlet görevlileriyle paylaştığı tespit edilen bilgilerin, devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu vurgulandı. Teknik ve fiziki takip ile de Gürcan’ın yabancı devlet görevlileriyle yaptığı görüşmelerin ortaya çıktığı anlatılan iddianamede, bu takiplere ilişkin elde edilen görsellere de yer verildi.

    SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

    İddianamede, Metin Gürcan’ın ifadesine de yer verildi. Gürcan, ifadesinde, casusluk suçlamalarını kabul etmediğini, emekli olduktan sonra askeri ve jeo-stratejik analizler yaptığını, açık kaynaklardan derlediği analizleri telif karşılığında diplomatlara sunduğunu söyledi.

    Gürcan, ayrıca uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalıştığını ve 2019 yılından itibaren talep eden kişi ve kurumlara danışmanlık hizmeti verdiğini ileri sürdü.

    Danışmanlık hizmetlerini Türkiye ve Türkiye’ye komşu birçok ülkeye ilişkin verdiğini belirten Gürcan, bu kapsamda verdiği bilgilerin herkesin erişimine açık olduğunu, casusluk faaliyeti yürütmediğini ve gizli belgelerin paylaşımını yapmadığını savundu.

    Gürcan, Ankara’da diplomatlarla düzenli olarak görüştüğünü, kendilerine analizler sunduğunu ve karşılığında para aldığını söyledi.

    FOTOĞRAFLAR DOSYADA

    Metin Gürcan’ın casusluk faaliyetlerine ilişkin olduğu öne sürülen güvenlik kamera kayıtlarından elde edilen fotoğraflar da iddianamede yer aldı.

    Fotoğraflarda Ankara’da kafede buluştuğu yabancı diplomatla aynı masada görülen Gürcan, başka karede diplomattan içinde para olduğu belirtilen zarfı alırken görüldü. Gürcan’ın, aynı diplomatla başka bir zaman kapalı bir otoparkta görüştüğü ana ilişkin fotoğraf da yer aldı.

    20 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

    İddianamede, elde edilen deliller ışığında Metin Gürcan’ın, Türk Ceza Kanunu’nun 328’inci maddesi gereğince ‘siyasal ve askeri casusluk’ suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek, 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame, Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

  • Semiha Yankı’ya 5 yıl hapis istemiyle dava açıldı

    Semiha Yankı’ya 5 yıl hapis istemiyle dava açıldı

    İzmir’in Çeşme ilçesinde darbedilip, hakarete uğradığını iddia eden trans şarkıcı Anıl Şişman’ın suç duyurusu ile hazırlanan iddianamede, şarkıcı Semiha Yankı (63) hakkında ‘hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘basit yaralama’ suçlarından 5 yıl hapis cezası istendi.

    ‘Anıl Petek’ adıyla tanınan trans şarkıcı Anıl Şişman, 22 Nisan’da, şarkıcı Semiha Yankı tarafından darbedilip, hakarete uğradığını ileri sürerek, avukatı Esra Ünlü Polat aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yankı da kendisini yaraladığı ve hakaret ettiği gerekçesiyle Anıl Şişman hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Soruşturmasını tamamlayan Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı, Semiha Yankı hakkında ‘hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘basit yaralama’ suçlarından 5 yıl hapis; Anıl Şişman için ise ‘basit yaralama’ suçundan 1 yıla kadar istemiyle iddianame hazırladı. İddianame, Çeşme 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

    ‘SENİ BURADA YAŞATMAM, DEDİ’

    İddianame, Anıl Şişman ve Semiha Yankı’nın savunmalarına yer verildi. Şişman’ın 10 yıldır tanıdığı Yankı ile aralarının son zamanlarda bozuk olduğuna, konuşmadıklarını söylediğine dikkat çekildi. Yankı’nın olay günü cinsel kimliği nedeniyle tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu da ileri süren Şişman’ın ifadesinde şunları söylediği belirtildi:

    “Olay günü Çeşme PTT önünde yürürken Semiha Yankı kullandığı arabayı durdurup, bana hitaben ‘Sen bir dakika buraya gelsene’ diyerek küfretti. Bunun üzerine ‘Abla, saçmalama böyle bir şey yok. Sen neden bahsediyorsun’ diyerek elini öpmek için arabaya doğru yaklaştım. Yaklaşınca Semiha Yankı sol gözüme doğru tokat attı. Saçımdan tutup, beni aracın içine çekmeye çalıştı. Kendimi kurtarmak için geriye çekildiğim sırada tişörtüm yırtıldı. Bana yine küfürler edip ‘Ben Semiha Yankı’yım, seni burada yaşatmam’ dedi. Kendisinden şikayetçiyim.”

    ‘GÖĞSÜMDEN YARALANDIM’

    Semiha Yankı’nın da iddianamede yer alan savcılık ifadesinde Anıl Şişman ile aralarının bozuk olduğunu belirterek, kendisini 8 senedir tanıdığını söylediği aktarıldı. İddianameye göre, Şişman’ın sosyal medya üzerinden kendisiyle ilgili hakaret içeren videolar paylaştığını belirten Yankı, “Olay günü aracımla seyir halindeyken, ‘Sen o lafları kime söyledin’ dedim. Bana ‘Ay sen neden üzerine alınıyorsun’ diyerek karşılık verdi. O an sol elimi tuttu. Elimi kurtarmaya çalıştım. İki eli ile göğsüme doğru yapıştı. Göğüs kısmımda yaralanmalar oldu. Kendisinden şikayetçiyim” dedi.

    Davanın görülmesine gelecek aylarda başlanacak.

  • Burak Özçivit hakkında hapis talebi

    Burak Özçivit hakkında hapis talebi

    Oyuncu Burak Özçivit hakkında, başrol oyuncusu olduğu ‘Kuruluş Osman’ dizisinin çekimleri sırasında set çalışanlarına hakaret ettiği gerekçesiyle “zincirleme şekilde alenen hakaret” suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapsi talebiyle dava açıldı.

    Beykoz Riva’da 8 Aralık 2020 tarihinde ‘Kuruluş Osman’ dizisinin çekimleri sırasında 4 set çalışanına küfür ve hakaret içeren sözler söylediği iddia edilen oyuncu Burak Özçivit hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Beykoz Riva’da çekimleri yapılan Kuruluş Osman dizisinde müştekiler M.B.K., O.Ş. ve A.Ö.’nün kamera asistanı, diğer müşteki T.A.’nın ise görüntü yönetmeni olarak görev yaptığı anlatıldı. İddianamede, Özçivit’in dizinin başrol oyuncusu olduğu, olay günü Özçivit’in bulunduğu çadırdan çıkarak müştekilere yönelik küfür ve hakaret içeren sözler söylediği belirtildi. Müşteki tarafın sunduğu tanıkların alınan beyanlarında bu olayı doğruladıkları kaydedildi.

    UZLAŞMA SAĞLANAMADI

    Özçivit’in üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli şüphenin oluştuğunun vurgulandığı iddianamede, dosyanın suçun uzlaştırma kapsamında olması sebebiyle uzlaştırmacıya gönderildiği ancak uzlaştırmacı raporuna göre uzlaşma önerisinin olumsuz sonuçlandığı aktarıldı.

    4 YIL 1 AY HAPİS TALEBİ

    İddianamede, Özçivit’in “zincirleme şekilde alenen hakaret” suçundan 3 aydan 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianame gönderildiği Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Özçivit’in yargılanmasına ilerleyen günlerde başlanacak.