Etiket: hasat

  • Kebapçıların gözdesi sumağın hasadı başladı

    Kebapçıların gözdesi sumağın hasadı başladı

    Feke’nin Ormancık ve Gaffaruşağı Mahallelerinde zorlu yamaçlarda yetişen sumak bitkisinde hasat başladı. Sumağın sofralara uzanan lezzet yolcuğunun zorlu hasadının ardından sumak taneleri değirmenlerde dövülerek ekşi haline getiriliyor.
    Zorlu arazide sumak hasadı yapan Emine Kayboz, hasadın zorlu bir işlem olduğunu aktararak, “Hasadı çok zorlu sumak haline getirmek çok zor ama ilgi çok büyük” diye konuştu.

    Adana’da kebapçıların ilgisi yoğun

    Kebapçıların gözdesi olan bir ürün olduğunu aktaran Davut Kayboz ise, “Yararları saymakla bitmeyen şifa deposu bir bitki. Son dönemde Covid-19’un ilacı diyoruz. Burası 3 dönüm arazi ve eskiden üzüm bağı idi. Bağ kuruduktan sonra kendiliğinden sumak yetişti. Biz de hasat için geldik. Kebapçılar özellikle soğan salatasında kullanılıyor ve rağbeti büyük. Satışta sıkıntı yok geçen yıl 200 TL’den satıldı. Bu yıl da 300 – 350 TL arasında satışı oluyor” dedi.

    Hasat sonrası Sumağın ekşiye dönüşünde meşakkatli bir süreç olduğunu aktaran Kayboz, “Hasat sonrası sumak birçok aşamadan geçiyor. Ekşi haline gelmesi zor ve çok emek harcanan bir süreç” şeklinde konuştu.

  • Isparta’da üzüm hasadı devam ediyor

    Isparta’da üzüm hasadı devam ediyor

    Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi” doğrultusunda İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce hazırlanan “Kuyucak Köyünde Bağcılığı Geliştirme Projesi” kapsamında 2021 yılında Kuyucak Köyünde 1103 P asma anaçları ve Erkenci, Orta ve Geçci Prima, Michele Palieri ve Royal üzüm çeşitlerinin fidan dağıtımları gerçekleştirilmişti. Proje sayesinde verimden düşen ve ekonomik değerini kaybetmeye başlayan bağ alanları yenilenirken, tekrar meyve vererek üreticinin yüzünü güldürüyor.

    İlçede yaklaşık 15 bin dekar arazide, Alphonse Lavelle, Michele Palieri, Royal, Black Magic, Büzgülü ve Demre çeşitleriyle üzüm yetiştiriciliği yapılıyor.

    2022 TÜİK verilerine göre Isparta’da 36 bin 529 dekar alanda 46 bin 113 ton üzüm üretimi yapıldı. Şehirde üretimi yapılan üzümlerin yüzde 64’ü sofralık, yüzde 36’sı ise kurutmalık olarak değerlendirildi. Ancak bu yıl ilkbaharda il merkezi ve Senirkent İlçesinde yaşanan don olayı nedeniyle verim kaybının beklendiği bildirildi.

  • Sahiplendirilen kovanlardaki ballar hasat edildi

    Sahiplendirilen kovanlardaki ballar hasat edildi

    Toros yaylalarında yörük göçerlerin vargit çiçeği olarak tabir ettiği çiğdem familyasından çiçeklerin açtığını belirten arıcı İbrahim Tontul, artık yayladan yavaş yavaş göç edilmesi gerektiğini belirtti. Yaylalarda son açan vargit çiçeklerinden de arıların polen topladığını belirten Tontul, “Biraz polen tedarik ettikten sonra arılığımızı buradan indireceğiz” dedi.

    Tontul, hayata geçirdiği sahiplendirme sistemiyle kovan sahiplenen müşterilerini ister telefon kaydıyla, isterlerse de kendileri 2 bin 500 rakımlı yaylalardaki arılıklarda misafir olarak bal hasadının gerçekleştirilmesine ortak ediyor. Bal hasadı için Antalya’dan gelen Ali Saldıran, “Her sene Bozkır’ın zirvelerine geliyoruz, burada balcı Tontul ailesinden sahiplendiğimiz kara kovan balını hasat ediyoruz. İbrahim ağabey o kadar emin ki, işine güveniyor ki bizi buraya çağırıyor. Bal sahipleri yani kovanı sahiplenen kişiler ve aileler buraya geliyor, kendi arılarını burada görüp hasat edip buradan alıp gidiyor. Benim de bugün balım gayet güzel çıktı. Sahiplendiğim kovanın balını hasat ettik, güzel bir kara kovan balı çıktı” dedi.
    Sahiplendirme misafiri Ömer Doğan da, yaklaşık 12 yıldır ailesinin bal ve bal ürünlerini buradan temin ettiğini anlatarak, “İbrahim Tontul, 2 yıl önce yeni bir proje başlattığını, arı sahiplendirme yöntemi ile bizlerin de bu işe katkısı olabileceğini ve en azından bal üretim ve hasat işlemine şahit olabileceğimizi söyledi. Bal tüketim sürecinde hasada dahil olursak ne yediğimizi bilmemiz ve görmemiz gerektiği hususunda bizi bilgilendirdi. Geçen yıl güzel verim ve güzel lezzet aldık. Arıcılıkta da güzel hatıralar paylaştık ve bugün de o günlerden biri. Şu an insandan uzak, doğal ortam o kadar güzel ki, buraya gelmek bile büyük bir meşakkat” ifadelerini kullandı.

    Arıcı İbrahim Tontul ise, “Bugün 2 tane kovanı olan arkadaşımız geldi. Misafirlerimizin sahiplenmiş oldukları kovanları açtığımızda birinde çok güzel ve bu sezona göre beklemediğimiz bir bal oldu gerçekten. Öbüründe de kara kovan ana arısını kaybetmiş. Normal şartlarda ana arının kaybedilmesinin önüne geçebilir ama biz bu kovanları çok açıp uğraşmadığımız için tamamen doğal yetiştirmek için ortalama 3,5 aydır falan o kovanı hiç açmadık. Bu kovanı bugün açtığımızda da o yüzden hiç bal çıkmadı. Yapacak bir şey yok, bizim elimizde olan bir şey değil. Bu risk en doğal bala ulaşmak için göze alınması gereken bir risk. Bizim yaylaların vargit çiçekleri de açmış. Dağların kralları çobanlarımız bu çiçekler açtıktan sonra dağdan 1 hafta 10 gün içinde gider. Bizim de artık çiçeklerimiz açmış, bunların solmasına yakın artık biz de buradan biraz polenimizi alacağız ve gittiğimiz yerde bunun polenini kullanacağız. Kara kovan sahiplenmek isteyenler kıştan bizlere bilgi vermeleri gerekiyor. Çünkü kıştan gelen taleplere göre sahiplendirme kara kovan yapıyoruz. Sahiplendirme için yaz ortasında beni aradıklarında artık iş işten geçmiş oluyor” diye konuştu.

  • Vali Aydoğdu, üzüm hasadına katıldı

    Vali Aydoğdu, üzüm hasadına katıldı

    Dünyada sadece Üzümlü ilçesinde yetişen ve kendine has bir tadı olan Cimin üzümü, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2002 yılında Coğrafi İşaret Tescil Belgesi verilerek dünyanın ilk ve tek patentli üzümü olma özelliğini koruyor.
    Sonbahar ayları ile birlikte üzüm bağlarında başlayan hasat devam ederken Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, ilçede uzun yıllardır Cimin üzümü üretimi yapan Alaaddin Karağaç’a misafir olup, üzüm hasadına katıldı. Cimin üzümünün üretim süreci hakkında bilgiler alan Vali Aydoğdu, daha sonra asırlık bağlarda yapılan hasada katıldı.

    Cimin üzümünün tadı ve aroması bakımından eşsiz bir özelliğe sahip olduğunu ifade eden Vali Aydoğdu, “Cimin üzümünü hak ettiği değere kavuşturmak için üreticilerimize destek olacağız. Yapacağımız çalışmalarla Cimin üzümünü ülkemizde ve dünyada daha fazla duyuracağız.” dedi.

  • Tescilli Cimin üzümü hasadı sürüyor

    Tescilli Cimin üzümü hasadı sürüyor

    Üzümlü ilçesi bölgesinde yetiştirilen Cimin üzümü, kendine has eşsiz tadıyla sofralık olarak talep görüyor. Türkiye’de sayılı patentli üzümler arasında olan Cimin üzümünün hasadı sürüyor. Erzincan’ın Üzümlü bölgesinde yetişen Cimin üzümü başta Karadeniz bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok iline ulaştırılıyor. Üzümlü ilçesindeki yaklaşık 10 bin dekar alanda yetiştirilen ve yıllık 6 bin tonun üzerinde üzüm üretimi gerçekleştirilen ilçede tatlı hasat sürüyor.

    “İlk ürünler Erzincan’da tüketiciye sunuldu”

    Cimin üzümünün kilosu 50-55 TL’den satışa sunuluyor. Siyah rengi ve puslu yapısıyla tanınan eski adı ’Cimin’ olan Üzümlü ilçesinin güney kısımlarındaki bağlarda olgunlaşan siyah üzümün ilk ürünleri Erzincan’daki tüketiciye sunuluyor. 10 bin dekarlık alanda üretimi yapılan Cimin üzümü Erzincan ekonomisine ve tanıtımına da büyük katkı sağlıyor. Erzincan’ın tescilli ürünlerinden olan Cimin üzümünde yılda yaklaşık 6 bin tonun üzerinde üretim gerçekleşiyor. Türkiye’nin kendine özgü tat ve aromasıyla en iyi sofralık üzüm çeşitlerinden birisi olan Cimin üzümünde dekara yaklaşık 660 kilogram verim alınıyor.

    Üzüm üreticisi Cengiz Özen, Cimin üzümünün özellikle tatil için il dışından ve yurt dışından memleketlerine gelen vatandaşlardan büyük ilgi gördüğünü ifade ederek, “Cimin üzümünün fiyatı bu sene 50-55 lira civarında. İleriki günlerde daha çok yetişeceğinden fiyatı düşebilir.” dedi.
    Türkiye’nin önemli sofralık üzüm çeşitlerinden biri olan Karaerik üzümü, 13.06.2001 tarih ve 37 tescil numarası ile Cimin üzümü olarak “Tescilli Coğrafi İşaretler” listesinde bulunuyor.

    “Cimin üzümünün faydaları saymakla bitmiyor”

    Kurusunu da yaşını da bol bol tüketilmesini öneren uzmanlar siyah üzümün içerdiği demir sayesinde hastalıklara şifa olduğunu söyledi.
    Çekirdeğinden, kabuğuna, yaprağına, kurusuna kadar şifa deposu olan siyah üzümün faydalarının saymakla bitmediğini ifade eden uzmanlar, “Migrenden, hazımsızlığa, demir eksikliğinden, kabızlığa kadar iyi gelen siyah üzümün yumurtalıklardaki kist oluşumunu önler. Yapılan araştırmalar sonucunda siyah üzümün kadınlarda adet düzensizliği, kısırlık, düşük yapma gibi birçok soruna neden olan, yumurtalıklarda oluşan kistleri tedavi edici etkisi bulunduğu sonucuna ulaşıldı. Siyah üzüm 3 çeşit olan üzümün diğer bir çeşididir. Genel hatlarıyla sağlık açısından faydaları aynıdır fakat bazı özellikleri siyah üzümü diğerlerinden ayrı kılmaktadır. Ayrıca siyah üzümün tadı diğerlerinden biraz daha farklıdır, ekşi değildir. Özellikle cilt ve saç sağlığına ciddi anlamda katkı sağlar. Siyah üzüm kolesterol seviyesini dengeler, içerdiği mineral ve bileşenler yardımıyla insülin duyarlılığını arttırır. Siyah üzümün düzenli tüketimi konsantrasyon, hafıza ve ayrıca sözleri ve mekanları hatırlama yeteneğini geliştirmeye yardımcı olur. Siyah üzümün içerdiği vitamin ve diğer besinler kalp ve damar sağlığını korur. Düzenli olarak siyah üzüm tüketimi, başta cilt kanseri olmak üzere, kolon, prostat, mide ve bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltır. Siyah üzüm ayrıca sindirim sistemi için faydalı olduğu için kilo vermek isteyenlerin tercih edebilecekleri besin maddelerinin başında gelir. Mantar hastalıklarına karşı etkili olan siyah üzüm, güçlü bir antioksidan olarak, enfeksiyon ve bakterilerin yol açtığı iltihapları giderebilir. Siyah üzüm kabızlık ve hazımsızlığı giderir, midede bulunun asit seviyesinin sağlıklı düzeyde kalmasını sağlar.

    Siyah üzüm diğer üzüm çeşitlerinde olduğu gibi göz sağlığını korumak için gerekli olan besinler içerir, görme yeteneğini geliştirir. Saç ve cilt sağlığını korur, saçların sağlıklı kalmasını sağlar. Cildi özellikle güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korur.” bilgilerine yer verdi.

  • ‘Beyaz altın’ hasadı başladı

    ‘Beyaz altın’ hasadı başladı

    Ülkedeki pirinç ihtiyacının yaklaşık yüzde 5’ni karşılayan ‘Osmancık97’ pirinci, Osmancık’ta ve çevre ilçelerde yaşayan ailelerin önemli gelir kaynaklarından birisini oluşturuyor. Pirincin, ‘pırlanta’ ya da ‘beyaz altın’ olarak adlandırıldığı Osmancık’ta çeltik hasadı tanelerin olgunlaşmasıyla başladı. Mayıs ayında ekimine başlanan ve olgunluğunu yaklaşık 5 ayda tamamlayan çeltik, biçerdöverlerle hasat ediliyor. Hasat edilen çeltikler daha sonra kurutulma işleminden geçirilecek. Son aşamada ise pirinç fabrikalarına satılan çeltikler, özel bir gayret ile kabuklarından ve kepeklerinden ayrılıp pirinç haline getirilecek. Geçen seneye nazaran bu yıl rekoltenin yüksek olması üreticisinin yüzünü güldürdüğü ifade edildi.

    ‘Çorum’da bin 84 çiftçi 28 bin 395 Dekar’a ekim yaptı’

    Çorum Kızılırmak havzasında bulunan 3 ilçede yapılan çeltik ekimi için Dodurga’da 210 çiftçi 5 bin 200 dekar, Laçin’de 151 çiftçi 2 bin 433 dekar, Osmancık’ta ise 723 çiftçi 20 bin 762 dekar alana çeltik ekim ruhsatı alarak ekim yaparken, toplamda Bin 84 çiftçi 28 bin 395 dekar alana ekim gerçekleştirildi.
    Kurak geçen bir kış dönemi ve mevsim dışı düzensiz yağan yağmurların ardından ekimi tamamlanıp yetişen çeltik hasadına başlayan üreticiler, umutlu bekleyişlerinin sonucunu alarak mutlu olduklarını ifade ederken, maliyetlerdeki artışların kendilerini olumsuz yönde etkilediğini dile getirdiler.

    ‘Üreticileri TMO açıklayacağı çeltik fiyatlarını bekliyor

    Biçerdöver işletmecisi Müslüm Bayaner, “Bu sene çeltik hasadı sezonumuza başladık. Şükürler olsun bugünlere eriştik. İnşallah randımanlarımız güzel çıkar. Çiftçilerimizin hepsine bol kazançlar diliyorum. İnşallah seneye tekrarına kavuşuruz” dedi.
    Çeltik randımanının iyi çıkmasını ve emeklerinin karşılığını almalarını ümit ettiklerini dile getiren çeltik üreticisi Şaban Balcı, “Osmancık çeltiği biçme sezonumuz başladı. Belki iklimden dolayı verimler düşük filan diyorlar ama inşallah randımanlar yüksek çıkar, düşük olan verimi oradan telafi ederiz. Randımanlar iyi çıkarsa satarız emeğimizin karşılığını alırız. Çeltik çiftçisinin bütün ümidi, çeltik randımanının yüksek çıkması, verimin iyi olması. Belki, bu sene iklim değişikliğinden dolayı bahar aylarında havalar zamanında ısınmadı. Sonrada birden aşırı sıcaklar kızdırdı. Allah bütün çiftçimize gülerek biçmek, yemek nasip etsin” şeklinde konuştu.

    ‘Osmancık’ta dönüm başına 680 kilogram verim alındı’

    Çeltik üreticisi ve biçerdöver işletmecisi olan Osmancık Kumbaba köyü muhtarı Satılmış Güven ise, “ilk hasat verilerine göre bu yılki randımanımız şu an için iyi seviyede. Randıman yaklaşık 62 civarında ve dönüm başına ise 680 kilo verim var. Bundan aşağı düşmezse bizim için çok iyi bir durum. Tek isteğimiz Osmancık civarı ve Kızılırmak havzasında ekilen çeltikten üretilen pirincin başka yerlerde ekilen pirinç ile karıştırılmaması, Osmancık pirinci olarak tek çeşit şeklinde satılmasını, tüketicinin tercihinin ise kaliteli pirinç tüketmek istiyorlarsa bu bölgede üretilen pirinç ile başka bölgede ekilen pirinçleri gerçek Osmancık pirinci sanarak almamalarını tavsiye ediyoruz. Başka bir konu ise, henüz Toprak Mahsulleri Ofisi çeltik için bir fiyat açıklaması yapmadı. Fiyatların açıklanmasını TMO tarafından iyi bir fiyat açıklanmasını istiyoruz. Şimdiden çeltik üreticisi çiftçilerimize yeni sezonun hayırlı uğurlu olmasını ve hayırlı kazanç elde etmelerini diliyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘Mazot ve gübre fiyatları belimizi büküyor’

    Gübre ve ilacın pahalı olduğunu söyleyen çeltik üreticisi Selfet Bozkurt’da, “Bu seneki çeltiğimizi ektik, hasat zamanı geldi mahsulümüzü kaldırdık harmana kurutmaya serdik. Henüz randımanın ne olacağı belli değil. Çeltik alım fiyatlarını Toprak Mahsulleri Ofisi henüz yapmadı. Kar yada zarar edeceğimiz TMO’nun açıklayacağı fiyatlara bağlı. Mazot fiyatları artı, Gübre ve ilaç pahalıydı bizim şartlarımızı zorladı. Çiftçinin yüzü doğru dürüst gülmüyor. Bundan sonra inşallah verim iyi olursa, randımanda yüksek gelirse yüzümüz biraz olsun güler. Bu seneki verimlerimiz geçen seneye göre biraz daha iyi. Tek umudumuz TMO’nun fiyat açıklayarak yüzümüzü güldürmesi” dedi.

  • Elazığ’da üzüm hasadı başladı

    Elazığ’da üzüm hasadı başladı

    Türkiye’de üzüm yetiştiriciliğinde sayılı illeri arasında yer alan Elazığ’da yaklaşık 120 bin dönüm üzüm bağı bulunuyor. Üzüm denince akla gelen Hoşköy’de de bağbozumuyla birlikte tatlı bit telaş başladı. Siparişleri yetiştirmeye çalışan üreticiler, bağlarda çalışan mevsimlik işçilerle erken saatlerde ürünlerin hasadına başlıyor Toplanan üzümler kasalara konulup, kamyonlara yüklenerek, anlaşılan firmalar aracılığıyla Türkiye`nin birçok iline gönderiliyor. İlk olarak iç piyasaya giden üzümler ardından ihraç ediliyor.

    “Bölgenin yüzde 100’ü geçimini üzümle sağlamaktadır”

    Hoşköyü’nde üzüm hasadının başladığını belirten üretici Aytaç Göktan, “Yaklaşık 120 bin dönüm arazi üzerinde işçilerimiz çalışıyor. Üzümler kesilip piyasaya sunuluyor. Bölgenin yüzde 100’ü üzümle geçimini sağlamaktadır. Verimden bu sen memnunuz. Eğer piyasa şartları daha uygun olursa daha da memnun olacaklar. Geçen yıla oranla hasatta değişen bir şey yok. Sulu bağlar olduğu için rekolte aşağı yukarı aynı.

    Ama bu sene biraz daha kaliteli. Yurt dışına ihtiyacımız da var. Ekim ayının 15’inden sonar ihracatımız başlayacak, şimdi iç piyasaya dağıtıyoruz. Temmuz ayında da erkenci hasat iyi başlıyor ama bu çok fazla değil. Esas hasat ekim ayı itibariyle başlıyor. Buda havalar müsait ettiği sürece ocak ayına kadar devam ediyor” dedi.

    “Bu sene verim güzel”

    Eylül itibariyle hasadın başladığını aktaran üreticilerden Kemal Çolak, “Rekoltemiz çok şükür iyi. 3 ay sürüyor ve kasım ayının 15’i gibi sonlanıyor. Havalar iyi giderse Aralık 15’e kadar gitmektedir. Bu sene verim güzel. Bazı hastalıklar oldu ama mümkün olduğu kadar zirai mücadele ile hasada geldik. İlkbaharda yağan yağışlar biraz üzümün tutumunda düşüklük meydana getirse de daha sonraki üzüm iyi çıktı. Yağmurun yağışı sularımızın iyi olmasına vesile oldu. Bu da verimini artırdı. İşçilerimiz çalışmaya devam ediyor. Hoş köyünde bu şekilde istihdam da sağlamış oluyoruz” diye konuştu.

  • Mısır hasadına başlandı

    Mısır hasadına başlandı

    Bir milyon 200 bin civarında küçükbaş ve 3 bin büyükbaş hayvan varlığı ile Türkiye’nin önemli hayvancılık kentlerinden biri olan Muş’ta 36 bin dekara ekilen silajlık mısırın hasadına başlandı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün düzenlediği programda, Muş Valisi Avni Çakır’ın biçerdöver makinasının direksiyonuna geçmesi ile hasat başladı. Daha sonra gazetecilere açıklamada bulunan Vali Çakır, sözleşmeli tarımın yaygınlaşması ile çiftçinin teknik yönden desteklenmesinin başarıyı getireceğini ifade ederek, “Türkiye’nin en bereketli 3’üncü büyük ovasına sahibiz.

    Devlet olarak biz bu verimli toprakların önemini biliyoruz. Muş Ovasının yüzde 45 olan sulama alanlarını projelerimizle hayata geçirdiğimizde, hedefimiz ilk etapta yüzde 55, daha sonra ise yüzde 100’dür. Tarımın yanı sıra bölgemiz hayvancılık bölgesidir. Dolayısıyla hayvancılığın gelişmesi yönünde bu yem bitkileri çok önemli. Ben Türkiye’nin her yerini karış karış bilen biri olarak Muş’un bereketli topraklarında yetişen böyle bereketli mahsul görmedim. Dolasıyla bu topraklarımızın bereketini de gösteriyor. Sözleşmeli tarımın yaygınlaşması için çiftçilerimizin teknik yönden desteklenmesi bize başarıyı getirir. Muş’u tarımla Çukurova’dan sonra Anadolu ve Ege ile yarışır bir halde görmek için el ele vereceğiz” dedi.

    Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise yaptığı konuşmasında, Muş’ta büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı bakımından çok iyi bir yerde olduğunu söyledi. Gün, ”İlimiz ve ülkemiz açısından hayvanların kaba yem ile beslenmesi çok önemli bir yer tutmaktadır. Bunlardan biri de silajlık mısırdır. Özellikle süt sığırcılığı ile silajlık mısırın büyük bir önemi vardır. 2023 yılında silajlık mısır ekiminde ilimizde 36 bin dekar alanda 240 bin ton hasat beklemekteyiz. Bu da il ekonomisine 260 milyon lira katkıda bulunacaktır” diye konuştu.

  • Çameli fasulyesinde hasat devam ediyor

    Çameli fasulyesinde hasat devam ediyor

    Denizli’nin Çameli ilçesinde lezzeti ile ünlü coğrafi işarete sahip meşhur Çameli fasulyesinde geçtiğimiz Ağustos ayında başlayan yaş hasat devam ediyor. Sabah akşam toplanan meşhur fasulyeler, ilçeye bağlı mahallelere gelen toptancılar tarafından alınıp farklı illerdeki hallere gönderiliyor. Kuru fasulye için ayrılan fasulyelerde ise hasat yeni başladı.

    Çameli ilçesine bağlı Gökçeyaka Mahallesi’nde yaklaşık sekiz yıldır beş dönümlük arazilerinde meşhur Çameli fasulyesi üretimi yaptıklarını anlatan Zafer Şaylan, doğal kaynak suyu ve tavuk, güvercin gübresiyle fasulye üretimi yaptıklarını söyledi. Denizli’nin en meşhur kuru fasulyesinin şuan yaş hasat zamanı olduğunu anlatan Zafer Şaylan, “Fasulye üretimi mevsimlik olduğu için 3 ay içerisinde gelişir, lezzetli olur. Taze fasulyemiz şu anda çok ilgi görüyor. Fasulyeyi bizden alanlar doğal olduğu için çok memnun kalıyor. Havamız, suyumuz, çamlar güzel” dedi.

    Çevre illere de gönderiliyor

    Çameli’de üretilen yaş fasulyenin başta Muğla, Burdur ve Denizli olmak üzere çevre illere de gönderildiğine dikkat çeken Zafer Şaylan, “Bu fasulye tarlası beş dönüm. Ben sekiz yıldan beri taze fasulye kuru fasulye üretimi yapıyorum. Muğla, Denizli, Burdur’a satış yapıyoruz. Günde 300- 600 kilogram arası taze fasulyemiz çıkıyor. Fasulyeyi Haziranın 20 sinde ektik. Şu anda 1 ay daha hasadımız devam edecek. Fasulyemiz 55 günde verime gelmiştir. 60 günde çiçek gösterir. 75 günde satışa gelir. Ama ben bu sene doğal güvercin gübresinden 55 günde satışa hazırladım. Bu yıl güvercin gübresi nedeniyle 55 günde satışa sunduk. Gübremizi eritiyoruz, tankımıza koyuyoruz, damlamaya veriyoruz suyumuzu. Güvercin gübresini domates ve sebzelerde deniyordum. 2-3 yıldan beri fasulyede deneme yaptım. Verimi de arttı. Her şeye faydası oldu, güvercinleri de kendim besliyorum. 150-200 güvercinimiz var” dedi.

    “Tamamen doğal üretim”

    Meşhur Çameli fasulyesinin üretiminde doğal kaynak suyu, doğal tavuk ve güvercin gübresi kullandıklarına dikkat çeken Umut Şaylan’da, “Biz burada fasulye üretimi yapıyoruz. Sırık fasulyesini sabah toplamaya başlıyoruz. Akşama kadar topladıktan sora topladığımız fasulyeleri bir miktar para karşılığında toptancıya satıyoruz. Görmüş olduğunuz fasulyeleri hayvan gübresiyle ve doğal yeraltı sularıyla besliyoruz ve buranın yayla havası çok güzel olduğu için fasulyelerimiz taze ve lezzetli oluyor. Bu coğrafi işaretli meşhur Çameli fasulyemiz. Biz bunları güvercin ve tavuk gübresiyle besleyip yeraltından gelen sularla da suluyoruz. Bunlar görmüş olduğunuz gibi taze ve uzun uzun olur. Bunların konservelikleri olsun, her şeyi lezzetli olur. Yaylanın havasından dolayı her şey lezzetli ve taze çıtır olur. Fasulyemiz organiktir. Hiçbir şey kullanmıyoruz tamamen organik. Güvercin gübresi kullanıyoruz. Her şeyimiz organik. Suyumuz yer altından geliyor” dedi.

  • Hatay’da ‘beyaz altın’ hasadı başladı

    Hatay’da ‘beyaz altın’ hasadı başladı

    Asrın felaketinin ağır yaralar açtığı Hatay’da vatandaşlar yaralarını sarmak için üretmeye devam ediyor. Enkaz kentin bereketli topraklarında binlerce dönüm araziye ekimi yapılan ve ‘beyaz altın’ olarak adlandırılan pamukta hasat başladı. Depremzede çiftçiler, rekolteden de memnun.

    “Ürettiğimiz ve birlikte çalıştığımız sürece, bu günlerin üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz”

    Çiftçi Ayhan Tanış, rekolteden memnun olduğunu dile getirerek, “Şu an Kırıkhan bölgesindeyiz, Eylül ayıyla birlikte hasat başladı. Yaklaşık 10 gün oldu, rekolte çok şükür iyi bu sene. Umduğumuz güzel. Herkese bol bereketli hasatlar diliyorum. Umudumuzu kaybetmedik, üretime de o şekilde başladık. Ürettiğimiz ve birlikte çalıştığımız sürece bu günlerin üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz. Yaralarımızı sarıyoruz, devletimiz ve halkımız yardımcı oldu. Biz de elimizden geldiğince üzerimize düşen görevi yapıyoruz” dedi.