Etiket: hasat

  • Taze incir hasadı devam ediyor

    Taze incir hasadı devam ediyor

    Aydın’da erkenci taze incir üretimi, toptan ticareti ve ihracatının yapıldığı önemli noktalardan birisi olan Buharkent’te hasat sezonu oldukça hareketlendi. Yaklaşık 5 hafta önce incir bahçelerinde başlayan hasat ile birlikte ilçenin dışarıya açılan kapısı olan toptancı halinde de hareketlilik artarak devam ediyor.

    “Güzel bir sezon bekliyoruz”

    Mevsim şartlarının uygun olmaması nedeniyle sezonun geç başladığını ancak hızlı bir şekilde sevkiyatların sürdüğünü ifade eden Buharkent Toptancı Hali esnafından İbrahim Sancak, “Sezonumuz başlayalı yaklaşık 25 gün oldu. Rekoltemiz de iyi ve güzel bir sezon geçireceğiz inşallah. Ürünlerimiz piyasaya girdiğinde daha da iyi olacak ve daha da kaliteli geçecek inşallah. Ürünlerimizi en iyi şekilde Türkiye’ye ve ihracata sunacağız. Dağlarından yağ, ovasından bal akan Buharkent’imizde yetişen incirlerimizden herkesin yemesini sağlayacağız. Taze incirin dünya genelinde ilk olarak Buharkent’ten turfanda şekilde piyasaya girmesi bizim için çok iyi. Şu an iç piyasa ile birlikte uçak kargo ile Dubai ve Katar’a sevkiyatımız var. Ürünümüz bollaştığında tüm ülkelere ihracatımız başlamış olacak. Üreticimiz de bu işten çok memnun kalacak. 30 TL’den başlayan toptan alışlarımız şu an 22-23 TL bandında seyrediyor. Bizden de toptancıya yaklaşık 2 TL fark ile teslim ediliyor. Nihai tüketiciye de duyduğumuz kadarıyla 50-70 TL bandında satılıyormuş. Ürünümüz en güzel ve en taze şekliyle de pazara giderek tüketicimizle buluşturuyoruz. Bu sene 50-60 bin ton rekolte bekliyoruz. Özellikle de dünyada eşi benzeri olmayan Sarılop incirimiz, erkenciliği, kalitesi, araması, lezzeti ve güzelliği ile en çok tercih edilen, insanların incirle buluşmasını sağlayan taze incirimiz oluyor” dedi.

    “İlçemizin en değerli ürünüdür”

    Taze incirin hasadının hem erkenci olarak yapıldığı hem de toptan ihracatının yapıldığı tek yerin Buharkent olduğunun altını çizen Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol, “Sadece erkenci değil ayrıca toptan ihracatının yapıldığı tek yer taze incirin başkenti Buharkent’tir. Aydın’daki diğer ilçelere göre biz incir hasadına bir hafta 15 gün daha erken başlarız. Bizim açımızdan ilçemizin en değerli ürünü aslında taze incirdir. Buharkent ekonomisini ayakta tutan en önemli unsur incirdir. Çünkü rekoltemiz gerçekten yüksek, kalitesi zaten benzersiz. Sezonda ortalama 25-30 bin ton taze incir üretimi gerçekleşen, taze incir ve pazarlama konusunda Türkiye’de net olarak tek nokta Buharkent’tir. Aydın’da diğer yerlere gittiğiniz zaman kuru incir üretimi yaparlar. Taze incirin toptan ticareti yapılmaz. Burada geçmişten gelen bir gelenek var. İlk olması da tabi ki de avantaj. Bursa siyahı denilen incir türümüz de son dönemde Aydın’ın tamamında hızla yaygınlaşıyor. Buharkent’te de aynı şekilde Bursa siyahında da erkenciyiz.

    Buharkent; hem kuru incir hem siyah incir hem de Sarılop incirde Aydın’daki diğer bölgelere göre en erkenci üretim yapan bölgedir. İlekleme döneminde yaşanan olumsuz havalar nedeniyle bu sene 15 gün civarında bir gecikme yaşandı. Hasat ilk başladığında kilosu 80 liralara ulaşan incirimizin şu an kilosu halde 25-30 TL bandında seyrediyor. Ama beklenti yüksek. Çiftçilerimizde yüksek olmasını bekliyor. Eğer Türkiye’de taze incirin ihracatının yapıldığı tek yer Buharkent. Böylesine kaliteli, ekonomik boyutu yüksek, erkenci bir incirimiz, ürünümüz, değerimiz varken tabi bunu en iyi şekilde pazarlamak ve tanıtmak gerekiyor” dedi.

  • Mardar mısırında hasat başladı

    Mardar mısırında hasat başladı

    Türkiye genelinde yoğun talep gören Bafra’nın Mardar süt mısırının hasadı Çetinkaya Mahallesi’nde başladı. Çetinkaya Mahallesi’nde hemen her çiftçinin özenle yetiştirdiği meşhur Mardar süt mısırı hasadı 35 derecenin üzerinde hissedilen zorlu hava şartlarında yapılıyor. Tarlada mısırın tanesi 4 liradan alıcı buluyor.

    Bu yıl sezonun beklentilerinin altında kaldığını belirten çiftçi Dündar Haspulat, Mardar mısırının dönüme yaklaşık 4 bin mısır verdiğini aktardı. Ürünlerin; Ordu, Rize, Trabzon ve Artvin’e kadar tüm bölgeye gönderildiğini söyleyen Haspulat, Mardar mısırının bu kadar tutulmasının ve lezzetli olmasının kaynağı olarak da bölgenin toprağını ve havasını işaret etti.

  • “Trakya İlkeren” üzümünün hasadı başladı

    “Trakya İlkeren” üzümünün hasadı başladı

    Sabahları enstitüye ait bağlarda işçilerin hasat ettiği üzüm, kasalara doldurulduktan sonra traktörlerle kent merkezindeki satış noktalarına gönderiliyor.

    Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Ali Kiracı, Trakya İlkeren üzümünün 1991 yılında ülke bağcılığına kazandırılan önemli bir üzüm çeşidi olduğunu söyledi.

    Salkım ağırlığı 500-600 gram civarında olan üzümün erken hasat edilmesinden dolayı piyasa değerinin yüksek olduğunu vurgulayan Kiracı, “Bu sene iklim koşulları üzümün olgunlaşmasını 10 gün kadar geciktirdi.

    İlkbahar dönemindeki yağışlar bağlarda önemli hastalıklarla mücadelede etkin ilaçlamayı zorunlu kıldı.

    Enstitü olarak satışa sunduğumuz üzümlerimiz sağlıklı ve kaliteli. İlaçlama zamanına ve tarihine dikkat ederek hasadımızı yapıyoruz.” dedi.

    Kiracı, Trakya İlkeren üzümünün birçok çeşide göre, bağ hastalıklarına daha dayanıklı olduğunu bir dekar bağdan ortalama 2 ton üzüm alınabileceğini ifade etti.

  • Kapya biber hasadı başladı

    Kapya biber hasadı başladı

    Bafra’nın Yeşilyazı Mahallesi’nde kapya biber üretimi ve hal esnaflığı yapan Mustafa Katipoğlu, kapya biber hasadına başladıklarını ve Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiklerini söyledi. Şu anda kapya biberinin 25 liradan alıcı bulduğunu belirten Katipoğlu, bu durumun üreticinin yüzünü güldürdüğünü ifade etti.

    Üretici Yakup Kul, kapya biberin hassas bir ürün olduğunu ve gününde toplanması gerektiğini belirterek, Bafra’da üretilen kapya biberin Avrupa’ya da ihraç edildiğini ifade etti.

    Kapya biber üretimi yapan diğer bir üretici Burhan Yanık ise şuanda fiyatlardan memnun olduklarını ve dönüme 5 tonun üzerinde bir rekolte beklediklerini kaydetti. 10 kilogram biberden normalde 3 kg salça elde edildiğini aktaran Yanık, Bafra’nın kapya biberinden ise 10 kg’dan 7 kg salça elde edildiğini, bunun da Bafra biberini daha da değerli hale getirdiğini vurguladı.

    “Kapya biberimiz çok değerli, yüzde 70 salça verimi var”

    Açıklama yapan Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner ise “Şuan Bafra’nın en son mahallesinde, Yeşilyazı’dayız. Durağan’dan gecenin 03.30’da kalkıp hazırlanıp burada tarlaya çalışmaya gelen işçileri, kadınlarımızı görüyoruz. Kapya biberimiz çok değerli, yüzde 70 salça verimi var. Bu çok ciddi bir oran. Bizim devletimizden isteğimiz; çiftçilerin mazot, gübre, ilaç, hayvan yemi ve enerji giderinin yüzde 50’sini karşılasın. Bu biberi 25 değil de 5 liraya verelim vatandaşa” diye konuştu.

  • Kızılcıkta hasat zamanı

    Kızılcıkta hasat zamanı

    Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Çalı Mahallesi’nin Uludağ eteklerinde kızılcık hasadı başladı. 2000 rakımda, 30 dekar arazide, bin 700 ağaçlık kızılcık bahçesinde başlayan hasat 40 gün sürmesi ön görülüyor. Almanya, Fransa, İngiltere başta olmak üzere birçok ülkeye ihracatı yapılan kızılcık, iç piyasada 30 liradan alıcı buluyor. Türkiye’de üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç piyasada değerlendirilirken yüzde 20’lik kısmı paketlenerek farklı ülkelere gönderiliyor. Uludağ’ın zirvesine çıktıkça hasadın eylül ayı ortalarına kadar devam etmesi bekleniyor. Bu yıl verimin orta düzeyde olduğu bahçede, zirai ilaç yok denilecek kadar az kullanılıyor. Kızılcık sıklıkla komposto, reçel yapılarak tüketilse de yurt dışında cilt yenileme kremleri gibi ürünlerin de ana özünü oluşturuyor.

    Bu yıl verimlilik orta düzeyde

    Ailecek uzun yıllardır Bursa’da çiftçilik yapan Ziraat Mühendisi Selçuk Oruç, Nilüfer Çalı Mahallesi’nde bulunan kızılcık bahçelerinin toprak ve hava şartlarından dolayı meyvenin erken olmaya başladığını ifade etti. Bin 700 ağaçlık kızılcık bahçesinde Yalova, Karabük, Toroslar, Ukrayna, İtalya gibi birçok ülkeden getirdikleri ağaçların da bulunduğunu belirten Oruç, bu büyüklükte bir kızılcık bahçesinin dünyada nadir görülebileceğini söyledi. Ağacın meyveyi erken verdiği için bu dönemde rakibi olmadığının altını çizen Oruç, “Bize en yakın çıkan şuanda Yalova bölgesidir. Uludağ’ın alt etekleri ve Karadeniz bölgesinde bizden biraz sonra çıkıyor. Bizim pazara yakın olmamız dolayısıyla Bursa hali, manavlar ve dondurulmuş sektörü bu ürünü kullanıyor ve bizden çokça talep ediyorlar. Genel itibari ile kızılcık meyvesi şuanda verimi orta düzeyde. Ilıman bir kış geçirdik, ilkbaharda yoğun bir yağış geçirdiğimiz için verimlilik biraz düştü” dedi.

    Bahçeden 30 liraya alıcı buluyor

    “Meyve fiyatları iyi durumda. Yaklaşık 30 lira civarında satışı yapılıyor. Bu fiyat 40 liraya kadar da çıkabiliyor, bazı yerlerde ise 20 Türk Lirası’na kadar da düşebiliyor. Meyve kalibresi iyi olduğunda, güzel de ambalaj yapıldığında çok iyi bir şekilde değerlendirilebiliyor” diyerek sözlerini sürdüren Oruç, “Meyvenin pazara yakın olması sebebi ile değerlendirme avantajı çok fazla. Öncelikle bunu dondurulmuş ürünler olarak hoşaf, komposto ve su yapımında tüketiliyor. Ondan sonra ise taze tüketim olarak pazar tezgahlarına gidiyor. Değişik ‘Beri’lerden yaban mersini, kızılcık ve ahududu gibi özel ambalajlarda Avrupa’ya gönderiliyor. Avrupa’da en çok talep Almanya, Fransa gibi ülkelerden oluyor. Ayrıca Avrupa ülkelerinin dışında diğer ülkelere de gönderiliyor” diye konuştu.

    “Sindirim sistemine faydası var”

    Kızılcık üretiminin neredeyse sıfır ilaçla üretildiğini ve bu açıdan da insan sağlığı açısında faydasının arttığını anlatan Oruç, “Bundan dolayı çokça tercih ediliyor. Sağlık açısından sindirim sistemine faydası var. Ağızda kekremsi bir tat verdiğinden dolayı sıcak havalarda bolca soğuk şekilde tüketiliyor. Bunun dışında kurutularak komposto şeklinde veya dondurularak farklı tüketim şekilleri de mevcuttur. Tabi biz kıymetini bilemiyoruz. Avrupa bu tarzda ki doğal ürünlerin kıymetini çok iyi biliyor. Bu ürün sofrayı zenginleştirebilecek, içecek boyutu ile de yerini hiçbir şey tutmayan özel bir üründür. Bölgemizin doğal bir ürünü ve bu şekilde kapama bahçelerde yapıldığında daha da nitelik kazanıyor. Sıfır ilaç olduğu için oldukçada kazançlı bir ürün, sadece kısmi bir sulama ile destekleniyor. Bunun dışında hem çevre hem de insan sağlığı açısından değeri maalesef bilinmemiş bir ürün” ifadelerini kullandı.

    “Üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç piyasaya gidiyor”

    Türkiye’de üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç pazar, yüzde 20’si ise dış pazara gittiğini ifade eden Ziraat Mühendisi Selçuk Oruç, “Tabi içinde bulunduğumuz bahçe tamamen iri kızılcıklardan oluşuyor, yekpare tek cins bu tarzdaki ürünlere yurt dışından çok talep var. Yeterli düzeyde üretim olmadığı için bu konuda tonajlar doldurulamadığından yurt dışında cevap verilemiyor. Üretimin birçoğu dondurulmuş ürün sektöründe, kızılcık suyu olarak değerlendiriliyor. Bu tarzdaki doğal ürünleri insanlar tüketebilirse hem bağışıklık sisteminin güçlenmesinde hem de vitamin ve mineral değerlerinin yüksek olmasına bağlı olarak sağlıklı beslenmede çok büyük bir öneme sahip oluyor” şeklinde konuştu.

    “Suyun dibine batan tek ağaç kızılcıktır”

    Kıyı bölgelerde kızılcığın daha çok bilindiği, İç Anadolu Bölgesi’nde az bilindiğini vurgulayan Oruç, “Bursa’da muhacir kökenli çok fazla insan var. Genelde bu insanlar ve dağ bölgesinde yaşayan insanların kızılcığa karşı talepleri çok fazla. Bu dönemlerde ve kış dönemlerinde sofrada pilav, makarna gibi yemeklerin yanında çok güzel ve severek bolca suyunu içerler ve püresini tüketirler. Öz kütle ağırlığında en ağır meyve kızılcık meyvesidir. Suyun dibine batan tek ağaç dünyada kızılcık ağacıdır. Bunlar değerlendirildiğinde ne erken çiçek açan en geç meyve veren, çiçek dönemi olarak bitki üzerinde en fazla duran meyve yine kızılcık. Kızılcık ağacının meyvesi üzerinde iken aynı anda meyve ile çiçeği olan tek ürün” dedi.

    “Balkan ülkelerini kıymetini çok iyi biliyor”

    Oruç sözlerini şöyle sürdürdü; “Çiçek meyve oluşturana kadar bitki üzerinde 14 ay civarında kalıyor. Sonbahar, kış döneminde çiçeğini açıyor soğuklardan fazla etkilenmiyor. İlkbahar döneminde tomurcuklar halinde meyveler oluşuyor ve tahmini olarak ağustos ayı itibari ile olgunlaşmaya başlayıp eylül ayı ortalarına kadar devam ediyor. Çok güzel çeşitler var bunların nitelendirilmesi, tescillenmesi ve pazara sunulması lazım. Özellikle Balkan ülkeleri bunun kıymetini çok iyi biliyor, Kıymeti anlaşılmamış özel bir ürün. Bizim böyle yabancı kökenli değişik değişik şeylere ihtiyacımız yok. Ülke olarak kendi öz varlığımız olan bu tarzdaki meyvelerin değerini bilmeliyiz ve bunları çokça sofralarımızda tüketmeliyiz”

    “Türkiye’de yaklaşık 2 bin dekar kızılcık var”

    “Türkiye’de genel itibari ile ticari olarak üretim Bursa ve Yalova’da var” diyen Oruç, “Bunun dışında bölgelerde Kastamonu, Düzce ve Bartın bölgelerde geleneksel evsel üretim var. Bu büyüklükte kapalı bahçe nadir görürsünüz. Türkiye’de, tahminimce Marmara Bölgesi özellikle Güney Marmara Türkiye’deki üretimin, tahminimce yüzde 80’ini karşılıyordur. Burada da tahminimizce Türkiye’de yaklaşık, kapalı bahçe olup bunun yarıdan fazlası Bursa’dadır. Bursa’da bin dekar, Türkiye’de de 2 bin dekar kızılcık olacağını tahmin ediyorum” şeklinde konuştu.

    Krem yapımında kullanılıyor

    Kızılcığın birçok alternatif yerde kullanıldığının altını çizen Oruç, “Dünyada gıda takviyesi olarak kullanılıyor. Bunun dışında merhem ve cilt yenileyici olarak da değerlendiriliyor. İçindeki fenolik ve uçucu yağlar sayesinde konsantre üretiliyor. Bu konsantre ile de kremler, yanık kremleri, doku yenilenmesi ve sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların tedavisinde kızılcık ekstraktı kullanılıyor. Bunlar doğal ürünler olmuş oluyor. Türkiye’den de birçok ihracatı yapılan bu tarz ürünlerin ekstraktı ana özünün oluşturulmasında kullanılıyor. Bunlar farklı ülkelere fiyatları katlanmış olarak satılıyor” ifadelerine yer verdi.

  • Basra sıcaklarında zorlu hasat

    Basra sıcaklarında zorlu hasat

    Kozan’da birinci ürün olarak ekilen mısır yüksek verimi ile üreticisinin yüzünü güldürdü. Üreticiler şimdi açıklanacak fiyatı bekliyor.

    Kozan ilçesine bağlı Aslanlı mahallesinde mısır hasadına başlayan Hüseyin Topaloğlu “Topallarda çiftçilik yapıyorum. Hasadımız başladı, inşallah bereketli yıl olur. Devletimize milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. 50 derece sıcakta çalışıyoruz. Hasat yapıyoruz ama belirsizlik var, fiyatın açıklanmasını bekliyoruz. Bu sene girdiler oldukça yüksekti, inşallah emeğimizin karşılığını alırız. 150 dönüm araziye ekim yaptım. Gece gündüz demeden tarlamızı suladık mısırlara çocuklarımız gibi baktık. Allah’ım emeğimizi boşa çıkarmasın. Verimler güzel, dönüme 1500-1600 kilogram almayı hedefliyoruz ” dedi.

  • Bursa’da armut hasadı başladı

    Bursa’da armut hasadı başladı

    AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, AK Parti Kestel İlçe Teşkilatı, Serme Mahallesi Muhtarı Ramazan Kaya, Kestel İlçesi Serme Mahallesi’nde Santa Maria cinsi armudun hasadına katıldı. Başkan Tanır ve Milletvekili Kılıç, tarlada armut toplayarak tarım işçilerine yardımcı oldu. Daha sonra misafirler Kestel Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan ve 120 işçinin konaklayabileceği Tarım İşçileri Konuk Evi projesini gezdi. Konuk evinde tarım işçileri ile bir araya gelen ekip, işçiler ile birlikte akşam yemeği yedi. Sıcak görüntülerin oluştuğu buluşmanın ardından Başkan Tanır ve Milletvekili Ahmet Kılıç, işçiler ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

    “Gölbaşı Göleti projesinin ihalesine çıkacağız”

    AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç “Tüm çiftçilerimize başlayan hasat dönemiyle birlikte kolaylıklar diliyorum. Bursa’da farklı tarımsal ürünlerin dünyanın dört bir yanına ihracat yapılıyor. Şeftalisinden nektarinine, böğürtleninden armuduna kadar bir çok meyvemiz sofraları süslüyor. Bugünde Kestel Serme Mahallesi’nde çiftçilerimiz ve işçi kardeşlerimiz ile bir aradayız. Gördük ki hepsi verimden ve şartlardan memnunlar. Bizlerde ülkemizin, şehrimizin ürünlerinin marka olma noktasında ve çiftçimize daha fazla gelir kazandırması noktasına çalışmalar yürütüyoruz. Tüm tarımsal alt yapı planlarını belediye başkanlarımız, teşkilatlarımız ile takip ediyoruz. İnşallah kısa sürede Gölbaşı Göleti’nin proje aşamasını sonlandırıp ihaleye çıkacağız ve bu bölgedeki verimi arttıracağız” dedi.

    “Türkiye’de sayılı örneği olan bir proje”

    Hasadın bereketli olmasını dileyen Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, “Sezon güzel başladı, rakamlar tatmin edici düzeyde, rekolte güzel ne mutludur ki yüzler gülüyor. Çiftçi kardeşlerimizin her zaman yanındayız, projelerimiz ile onlara destek veriyoruz. Tabii ki işçi kardeşlerimizin de her zaman yanında oluyoruz. Türkiye’nin bir çok şehrinden ilçemize çalışmak için geliyorlar. Bizlerde onların konforlu ve sağlıklı bir ortamda konaklamalarını sağlamak üzere Tarım İşçileri Konuk Evi projesini hayata geçirdik. 120 tarım işçimiz burada otel konforunda konaklayabiliyor. Sıcak su, klima, bekçi, mutfak ve 3 öğün yemek ile onlara güzel bir hizmet sunuyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bu konuk evimizin sayısını arttırmayı planlıyoruz. Projemiz Türkiye’de sayılı örnekleri olan bir proje. İlçemize ve Serme Mahallemize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Pursaklar’da hasat vakti

    Pursaklar’da hasat vakti

    Ata tohumundan biber, domates, salatalık gibi birçok meyve ve sebzenin üretimini teşvik etmek için ilçe sakinlerine ve çiftçilere desteğini sürdüren Ankara’nın Pursaklar Belediyesi, tarım arazilerine ektiği buğday ve nohudun hasadını gerçekleştirdi. Göreve geldiği günden bu yana belediyeye ait boş arazilere yerli tohumların ekimi talimatı veren, bu adımlarla tarıma teşvik ve destek olan Başkan Çetin, yerli tohumlardan ürettikleri, nohut ve buğdayın hasat anını büyük bir dikkatle takip etti.

    ‘‘Her yıl olduğu gibi aşevimizde, sıcak yemeğe dönüşecek ve ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine ulaşacak”

    Her sene olduğu gibi bu yılda hasat işlemlerine başladıklarını belirten Çetin, ‘‘Bu senede hasadımızı kaldırdık. Her yıl olduğu gibi Aşevimizde, sıcak yemeğe dönüşecek ve ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine ulaşacak. İlerleyen zamanlarda ilçe genelinde ata ve yerli tohumlara olan rağbetin giderek artacağına gönülden inanıyor, tarımsal alandaki çalışmalarımızın çiftçilerimizle birlikte daha da büyüterek devam ettireceğimizi ümit ediyorum” dedi.
    Belediye ekipler tarafından, ekinlerin hasat edilmesinin ardından arta kalan samanlar balya haline getirilerek Endemik Vadi’de bulunan keçilere, buğdayların bir kısmı ise Evcil Hayvanlar Parkı’nda bulunan kanatlı hayvanlara yem olarak veriliyor.

  • Hasattan sonra 2. ürün yüz güldürdü

    Hasattan sonra 2. ürün yüz güldürdü

    Yaygın olarak tüketilen kuru fasulye ve arpa hasadından sonra 2. ürün olarak ekimi yapılarak Kayseri’de bir ilke imza atıldı. Yeşilhisar, İncesu ve Sarıoğlan ilçelerinde uygun çeşitler ile ekimi yapılan fasulyeler, yüksek çimlenme oranı ile toprak yüzeyine çıkmaya başladı.
    İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, bu çalışmanın Kayseri için önemli bir projenin başlangıcı olduğu ve devamının geleceği belirtildi.

  • ‘Napolyon’ hasadı yüzleri güldürdü

    ‘Napolyon’ hasadı yüzleri güldürdü

    Bursa’da bu yıl coğrafi işaret alan Keles kirazında sezonun son hasadı yapıldı. 1050 rakımda bulunan ilçede sezonun büyük bir kısmı yağışlı geçti. Hasat döneminde geçen yıllara oranla yüzde 50 verim alan çiftçilerin yüzü güldü. Tarlalarda bolluk görülen kiraz, kilogramı 50 liradan tarladan alınıyor.

    22 yıllık çiftçilik hayatında ilk kez bu kadar bolluk gördüğünü belirten Kemal Yağcı, “22 yıldır çiftçilikle uğraşıyorum. Kendi tarlamıza ekiyoruz. 20 yıldır ilk defa bu kadar verim aldık. Çok güzel kiraz oldu bu sene. Önceki yıllar 8 ila 10 ton arasında kiraz oluyordu, bu yıl ise 20 ton kiraz aldık. Daha önceleri ihracat yapıp Avrupa ülkelerine gönderiyorduk, bu yıl iç pazara gönderiyoruz. Bu yıl kilosunu tarladan 50 liraya veriyoruz. Yağışlı geçen havaların bize çok faydası oldu. Kiraz yağmuru sever ama bu yıl çok yağmur yağdı. Bizim kirazımız meşhurdur, coğrafi işaret de aldık. Kirazımızın tescillenmesinden dolayı çok mutluyuz” şeklinde konuştu.

    Kirazlara kendi çocuğu gibi baktığını söyleyen Azime Yağcı, “Sezon güzel geçti, yalnız biraz maliyette sorunlar oldu. 20 yıldır kiraz işi ile uğraşıyoruz. Genelde hep tarladayız. Kirazlarımızı çocuğumuz gibi büyüttük. İşçilerimizle beraber topluyoruz. Sabah 8 gibi buraya geliyorlar kahvaltı yapıyoruz. Akşam saat 17.00’da paydos ediyoruz. Bizim kirazımızın özelliği geç olması. Herkesin tarlasından hasat edildikten sonra biz de hasada başlayabiliyoruz. Bu yıl kirazımız çok güzel oldu. 10 tonun üzerine çıkamıyorduk bu yıl 20 ton ürün aldık” dedi.