Geçtiğimiz aylarda kapılarını açan Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin poliklinik hizmetleri istatistik verileri paylaşıldı. 4 günlük verilere göre 24 bin 386 hasta yeni hastanede muayene oldu. Bu süreçte bin 669 kişi randevularına gelmedi. Hastanede en çok muayene sayısı 4 bin 523 ile acilde gerçekleşti. Acili 2 bin 928 muayene ile iç hastalıkları polikliniği takip etti. Diğer polikliniklerin muayene sayısı ise şöyle oldu:
Genel diş polikliniği 74, beyin ve sinir cerrah isi 426, çocuk cerrahisi 97, çocuk sağlığı ve hastalıkları 985, dermatoloji 608, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları 342, enfeksiyon hastalıkları 145, fiziksel tıp ve rehabilitasyon 713, gastroenteroloji 155, geleneksel tamamlayıcı top ünitesi 237, genel cerrahi bin 58, göğüs cerrahisi 45, göğüs hastalıkları 878, göz hastalıkları bin 134, kadın hastalıkları ve doğum 962, kalp ve damar cerrahisi 436, kardiyoloji bin 296, kulak, burun, boğaz hastalıkları bin 15, nefroloji 121, nöroloji 992, ortopedi ve travmatoloji bin 549, psikiyatri 963, üroloji 869, radyoloji bin 835.
Etiket: hasta
-
4 günde 24 bin hastaya hizmet verildi
-
Kalp hastalarına uyarı
Özellikle yaşlı bireylerle, hipertansiyon, akciğer, şeker ve kalp hastalığı olan kişilerin bu virüsten daha fazla etkilendiğine ve hastalığın bu kişilerde daha ağır seyrettiğinin bilindiğine işaret eden Doç. Dr. Işık, hastalığın aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını artırarak, kalp krizi, kalp kası iltihabı, ritim bozuklukları, pıhtılaşma ve emboli gibi birçok kalp damar sistemine ait komplikasyonlara neden olduğunu söyledi.
“Kovid-19’a bağlı ölümlerin 3’te 1’i kalp hastalarında görülmekte”
Doç. Dr. Mehmet Emirhan Işık, “Kovid-19’un koronavirüsün kalp hastalıklarıyla ilişkisi kanıtlanmış durumda, tabii diğer bulaşıcı hastalıklar da yine kalp hastalıklarına neden olabilmektedir. Kovid-19’a bağlı ölümlerin yaklaşık 3’te 1’i kalp hastalıkları sonucu görülmekte ve aynı zamanda kalp hastalığı olan kişilerde Kovid-19 daha ağır görünmekte ve kalp hastalıklarını ağırlaştırılmaktadır. Bunun yanında Kovid-19 geçirilmesi sırasında ve sonrasında da yine aritmi gibi hipertansiyon gibi kalp krizi ve ritim bozuklukları da artmaktadır” dedi.
“Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en iyi yolu hijyen ve temizlik”
Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en önemli yolunun el hijyeni ve temizlik olduğunu belirten Işık, “Kişisel hijyene önem verilmesi bunu sağlayabilmektedir. Aynı zamanda eğer kendimizde bir bulaşıcı hastalık riski varsa veyahut kendimizde bir bulaşıcı hastalık olabileceğini düşünüyorsak mutlaka kendimiz de maske kullanmalıyız. Yoğun yerlerden, toplu yerlerden kaçınmalıyız. Bunun yanı sıra gıdaları taze tüketmeli, bol meyve ve sebze yemeliyiz. Gıdalarımızı yıkamalıyız çünkü özellikle gıdalardan bulaşabilecek hastalıklar için gıdaları iyi yıkamak çok önemli. Bunun yanı sıra aşıyla korunabilecek hastalıklarımız var. Aşılarımızı mutlaka zamanında olmalıyız. Çocukluk aşılarını eğer çocuklarımıza zamanında yaptırırsak, ileride de gerektiği hallerde yine aşı yapılabilmektedir” diye konuştu.
“Kalp hastalıklarında hareket etmek önemli”
Bulaşıcı hastalığa yakalananların, özellikle kalp sağlığını koruması için hareketsiz kalmaması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Mehmet Emirhan Işık, “Mutlaka spor yapmalılar. Beslenmelerine çok dikkat etmeliler. Hareketsizlik, gelecekte şişmanlığa, şişmanlık da kalp hastalıklarına neden olmakta. Özellikle Kovid-19 döneminde yaşadığımız hareketsiz kalma, eve kapanma nedeniyle giderek şişmanlık arttı. Obezite arttı. Buna bağlı olarak da insanlardaki kalp krizi, kalp hastalıkları riski artmış durumdadır. Özellikle viral hastalıklarda antibiyotik kullanımından kaçınılması, doktorların tavsiyesi dışında ilaç kullanılmaması gerekmektedir. Kalp hastalarının özellikle farklı ilaçlar kullanması, diğer ilaçları veya etkileşebileceği için mutlaka ve mutlaka doktor tavsiyesiyle alınması gerekmektedir. Antibiyotik direncinde gelecekte önemli bir sorun olması nedeniyle antibiyotik kullanımından kaçınmamız da toplumsal sağlık açısından önemlidir” şeklinde konuştu.
-
Hastalıklı dokular sanat eserine dönüştü
Konya Numune Hastanesi Tıbbi Patoloji Uzmanı Dr. Aysuhan Okay, meslek hayatı boyunca incelediği hastalıklı dokuların mikroskobik görüntüleriyle sanatla ilgili eserler ortaya koyuyor. Mikroskoptan aldığı görüntüleri hayal gücüyle işleyen Dr. Aysuhan Okay, bilgisayar ortamına aktardığı görüntülere ufak eklemeler yaparak onlara estetik kazandırıyor. Dr. Okay, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle de bugüne kadar ortaya çıkardığı sanat eserlerinden 65 adet fotoğrafın yer aldığı sergi açtı. Konya Numune Hastanesi’nde açılan fotoğraf sergisinden elde edilecek gelir depremzede üniversite öğrencilerinin eğitimi için bağışlanacak.
“Meslek hayatım boyunca birikimlerimi fotoğrafa dökmeyi istedim”
Dr. Aysuhan Okay, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle ‘Teşhisten Sanata Patolojinin Büyülü Dünyası’ adlı sergiyi açtıklarını söyledi. Her insanın bir hikayesi olduğunu, kendisinin de onlardan biri olduğunu belirten Dr. Okay, “Materyalim; mikroskop, mesleğim, cep telefonu kamerası, doku örnekleri ve hayallerim. Meslek hayatım boyunca birikimlerimi fotoğrafa dökmeyi ve bunların kalıcı olmasını istedim. Bu serginin en güzel tarafı ise gelirinin ülkemizde yakın zamanda yaşanan deprem felaketinden etkilenen üniversite öğrencilerinin eğitimine bağışlanacak olmasıdır. Sergimiz 65 adet fotoğraftan oluşmaktadır. Mide, uterus, prostat, deri, testis, tiroit dokularına ait örnekler var. Tüm fotoğraflar orijinal doku ve orijinal renktedir, sadece bazılarına hayal ederek dijital ortamda küçük eklemeler yaptım” dedi.
Sergiyi ziyaret eden Numune Hastanesi Eğitim Birim Sorumlusu Hemşire Olcay Güngör de, “Sergi çok güzel. Doktorumla aynı hastanede çalışıyor olmak da güzel bir duygu. Mesleki tecrübesini sanat alanına da taşımış. İnanılmaz keyifli bir sergi olmuş. Emeklerine sağlık, teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.
Numune Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Feyza Alp ise, “Sergiyi çok beğendim, çok ilginç buldum. Bilimle sanatın bir araya getirilmesi çok hoşuma gitti. Hayal gücü ortaya konmuş. Hiç böyle bir şeyi tasavvur etmemiştim. Çok beğendim” diye konuştu.Serginin açılış kurdelesini İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç ve Numune Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Halil Ekrem Akkurt, Dr. Aysuhan Okay ile birlikte kesti. Serginin açılışına hastane yöneticileri ve çalışanları da katıldı.
-
Çöp evde içler acısı yaşam
Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi’nde yaşayan Şemin Yetim (52), annesini 2015 yılında kaybedince hayatı darmadağın oldu. Ailesinden kendisine miras kalan 2 katlı müstakil binada yaşayan Yetim, felçli olduğu için çalışamadı. Komşuların ve hayırseverlerin yardımlarıyla hayatta kalan Yetim’in evi zamanla çöp ev oldu.
Kendisinin de topladığı eşyaları ile birlikte evde neredeyse atım atacak yer bile yok. Yetim, eşiyle ayrı olduğunu ve tek çocuğunun bulunduğunu kendisini de hiç aramadıklarını ifade etti.
Şemin Yetim, belediyeden ve hayırseverlerden evinin temizlenmesini istiyor.
Şemin Yetim şöyle devam etti, “Biz bu evi 1981 yılında yaptık. Kardeşlerimiz hiç yardımcı olmadı, yoklukta yaptık evimizi. Kendi ellerimizle taşlar topladık, el arabasıyla taşıyıp evi bu hale getirdik. Doğru düzgün bir eşyamız olmadı.Çöplerden eşyalar toplayıp eve getirdim. 2015 yılında annemi kaybettim, sonrasında ev bu hale geldi. Şu an tek başına yaşıyorum. Eşim var ama evim çöp ev olduğu için gelemiyor yanıma.
Balıkesir’de bir oğlum var ama onu da yıllar oldu göremedim. Sesini bile duyamadım. Bugüne kadar hiç arayıp sormadı. Kıyafetlerimi başka insanlar veriyor.
Parayla uzun zamandır kendime kıyafet alamıyorum. Maddi manevi her şeye ihtiyacım var. Engelimden dolayı yürüyemiyorum artık” dedi. Mahalle sakinlerinin ihbarıyla belediye ekiplerinin önümüzdeki günlerde Şemin Yetim’in evinde temizlik yapacağı öğrenildi.
-
“Ölmek için yiyen hastamız vardı”
Son yıllarda sağlıklı gıdalardan uzaklaşılarak işlenmiş gıdaların yoğun şekilde tüketilmesi, hareketsizliğin artması gibi durumlar nedeniyle tüm dünyada obezite rakamları gün geçtikte artıyor. Uzmanlar Türkiye’de de obezitenin gün geçtikçe arttığını ifade ederken “Gizli pandemi” olarak ifade edilen obeziteye karşı uyarılar her fırsatta yineleniyor. Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezi’nde de multidisipliner bir yaklaşımla obezite hastalarına tedavi imkanı sunuyor. Merkezde diyetisyen, psikolog, iç hastalıkları uzmanı ve hemşireler eşliğinde hastaların fazla kilolarından sağlıklı bir şekilde kurtulmalarına yardımcı olunuyor. Obezite Merkezi Sorumlu Hekimi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Şimşek ve Diyetisyen Beyhan Topçu da merkez hakkında bilgi verirken, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Dr. Emel Şimşek, merkeze gelen bir hastanın ilginç hikayesini de anlattı.
“Üzücü olan; meslektaşlarımız arasında da obezite bazen hastalık olarak görülmüyor”
Obezitenin tüm dünyada giderek artmaya devam eden bir sorun olduğunu söyleyen Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezi Sorumlu Hekimi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Şimşek, obeziteye karşı farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti. Uzm. Dr. Şimşek, “Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil aslında tüm dünyada obezite ile ciddi bir mücadele yapılıyor. Bunun nedeni; yaşam şeklimizin biraz değişmiş olması gibi geliyor, beslenme alışkanlıklarımız çok değişti buna bağlı olarak hareketlerimiz azaldı. Toplumsal olarak çok az hareket eden bir toplum haline geldik. Aslında üzücü olan şu; tıp dünyasında, kendi meslektaşlarımız arasında da obezite bazen hastalık olarak görülmüyor, görülemeyebiliyor. Bu çok önemli, bunun öncelikle hem hastaya hem topluma bir hastalık olarak anlatılarak, farkındalık oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Ben hastalara her geldiklerinde bunun bir hastalık olduğunu ve bu yüzden böyle bir merkezde tedavi edildiğini anlatıyorum. Biz onlarla sanki kilo veriyormuş gibi mutlu oluyoruz çünkü onların gözlerinde o ışıltıyı görüyorsunuz. ‘Hocam bunu giyemiyordum, giyiyorum, aynaya bakamıyordum, bakabiliyorum’ bunlar sizi o kadar motive ediyor ki o geri bildirimler olmasa inanın zor. Ölmek için yiyen sonra yaşamak için obezite merkezine gelen bir hastayla karşılaşmıştım. O beni çok etkiledi ‘hocam yedim, yedim, ölmedim artık yaşamaya karar verdim ve size geldim’ dedi. Bu çok etkileyiciydi gerçekten ve en iyi kilo veren hastalardan biri de o. Çok müthiş bir hikaye bence, eşinin kaybettikten sonra yaşama enerjisini kaybetmiş bir hastamızdı. Daha sonra torunuyla yaşam enerjisini tekrar yakalamıştı. Onunla daha çok vakit geçirmek için de kendini bize emanet etti, aslında biz bu yolda birlikte yürüyoruz. Bizim tek başımıza yaptığımız hiçbir şey yok, biz onlara sadece destek oluyoruz. Obezite multifaktöriyel bir hastalık olduğu için birçok branş bir arada çalışarak bununla mücadele ediyoruz. O hastamız yaklaşık 1,5 yılda 60 kilo civarında vermişti” dedi.
“Çocukluk çağındaki obezite çok daha tehlikeli”
Obezite Merkezi’nde görevli Diyetisyen Beyhan Topçu ise, “Kişi kilo vererek birçok kronik hastalık riskini de minimize edebiliyor. Bizim amacımız insanlara klasik diyet listeleri verip onlara kilo verdirmek değil, sağlıklı beslenme eğitimleri vererek hem kendilerine hem ailelerine, çevrelerine kilo verdirmelerini sağlıyoruz. Kalori hesabı yapmalarını istiyoruz, egzersizlerle ne kadar kalori harcayabileceklerini, bunların yeme ve içmelerine ne kadar yansıyabileceklerini konuşuyoruz. Bol bol su içmelerini öneriyoruz, özellikle diyabet hastaları veya yaş itibariyle azar azar sık beslenmelerini öneriyoruz. Çocukluk çağındaki obezite yetişkinlik çağındaki obeziteden çok daha tehlikeli çünkü çocukluktaki obezite ilerleyen zamanlarda çocuğun direkt olarak obez olmasını etkileyen bir etmen. Bu nedenle bir kere çocuklara evde kahvaltı kültürünü yerleştiriyoruz. Öğlen ve akşam yemeklerinde muhakkak et, tavuk, balık, sebze ve meyve yeme kültürünü aşılıyoruz. Abur cubur kültürünü minimum seviyelere indiriyoruz, şekerli içeceklerden uzak durmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Yokuş çıkamıyordum, şimdi spora gidiyorum”
Kilo problemi yaşayan insanların obezite merkezlerine başvurarak sağlıklı bir yaşama kavuşmasını tavsiye ettiğini ifade eden merkezde kilo veren vatandaşlardan 65 yaşındaki Şükran Taşkın, “94 kiloyla başvurdum, sağ olsunlar, çok güzel karşıladılar ve diyete başladık. 1-1,5 yıl içerisinde 68 kiloya düştüm. Pandemi başladı, pandemide de kendimi korumaya başladım. Şekerden, yağdan, üç beyazdan uzak dursunlar, şeker, tansiyon ve astım hastasıydım. Merdiven, yokuş çıkamıyordum, şimdi spora gidiyorum. 65 yaşında bir kadınım, fitness, zumba, crunch yapıyorum. Ne ayağımda ne sırtımda bir ağrı var, bunu kilo vermeye bağlıyorum. Kilo vermek çok büyük bir mutluluk, neşe, kilo vermek sağlık ben daha ne diyebilirim ki çok mutluyum” dedi.
“Arkadaşlarım benimle ‘kilolusun’ diye dalga geçiyorlardı”
Kilo vermeden önce arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini anlatan 53 yaşındaki Fatma Yeni, “93 kiloydum bir arkadaşımın tavsiyesiyle geldim, yazıldım. Azimle, başarıyla kilomu 77’ye düşürdüm. Kilolu hallerimde merdiven çıkamıyordum, yürüyüş yapamıyordum, bir iş yapamıyordum, yaptığım zaman çok yoruluyordum. Arkadaşlarım ‘kilolusun’ diye dalga geçiyorlardı. Şu anda çok hafifledim, sağlığımda yerinde kilomu da verdim. Şimdi ‘Sen bunu nasıl başardın, nasıl yaptın, azimlisin’ diyorlar. Çok yiyordum, gece mesela pilav, makarna yiyordum. Patates yemeklerinden her şeyden çok yiyordum, kendimi tutamıyordum o zamanda kilo çok artıyordu” ifadelerini kullandı.
-
Şırnaklı hastalar otellerde ücretsiz konaklıyor
Uludere ilçesine bağlı Şenoba beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Alihan Babat örnek bir uygulama başlattı. Babat, tedavi için Batman’a giden vatandaşların konaklaması için otel kiraladı. Şırnak’tan Batman’a hastaneye gidenler otelde ücretsiz konaklıyor. Hayata geçen uygulamayla 3 yıldır binlerce vatandaş ücretsiz konaklama fırsatı yakaladı. Aynı zamanda iş adamı olan Başkan Babat, Ankara’daki evini de hastaneye gidenlere tahsis ediyor.
Belediye başkanı olduğu günden beri böyle bir uygulama yapmak istediğini ifade eden Babat, “3 yıldır Batman’da bir otelle yaptığımız protokolle Şırnak ve ilçeleri dahil olmak üzere beldemiz genelinde Batman’a hastane için giden vatandaşlarımız bizlere bilgi verdikten sonra bir otel var, oraya gidip misafirimiz olabilirler. Şimdiye kadar yüzlerce vatandaşımız ücretsiz konaklayabildi” dedi.
Bütün belediyeleri bu uygulamaları yapmaya davet ettiğini aktaran Babat, “Ankara’da bir evim var, onu da vatandaşlarımıza tahsis ettim. Bütçemiz yetseydi Diyarbakır ve Van’da da böyle bir uygulama yapmak isterdim’’ diye konuştu.
Batman’daki otelin işletme müdürü ise, gelen misafirleri ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Otel işletmecisi Metin Olgun, “Belediyemizle yaptığımız protokol sonrası yıllardır Şırnak’tan gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Başkanlığımız bize bilgi veriyor, biz de konaklama işlerini yapıyoruz” ifadelerini kullandı. -
Ekipler hasta kadın için seferber oldu
Muş’un varto ilçesine 25 kilometre uzaklıktaki Eryurdu Köyü yolu yoğun kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandı. Akşam saatlerinde rahatsızlanan 77 yaşındaki Güllü Bozkurt’un yakınları 112’ye haber verdi. Hasta kadının durumunun İl Özel İdaresi ekiplerine aktarılması ile birlikte bölgeye iş makineleri sevk edildi. Sağlık ekipleriyle 2 saatlik çalışma sonucu köye ulaşan ekipler, hasta kadını ambulansa alarak Varto Devlet Hastanesine ulaştırdı.
Konuyla ilgili bilgi veren İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, etkili olan kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapanan Eryurdu Köyü’nde yaşayan 77 yaşındaki Güllü Bozkurt için ekipleri seferber ettiklerini ifade etti. Ekiplerin zorlu çalışma sonucunda köye ulaştığını ifade eden Yentür, “Ekiplerimiz 77 yaşındaki hasta vatandaşımız için hemen bölgeye hareket etti. Zorlu çalışma sonucu köye ulaşan ekiplerimiz, sağlık ekipleriyle hastayı hastaneye ulaştırmışlardır. Acil durumlar için muhtarlarımızla sürekli olarak iletişim halindeyiz. Karla mücadele çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.
-
Yıldırım’da 2 bin 589 hastaya ambulans desteği
Yıldırım Belediyesi, ihtiyaç sahibi vatandaşların yanında olmaya devam ediyor.
Yatağa bağımlı ve yürüyemeyecek haldeki hastaların sağlık kuruluşlarına, oradan da evlerine nakledilmelerini sağlayan Hasta Nakil Ambulans Hizmeti, 2022 yılında 2 bin 589 kişiye hizmet verdi. Geride bırakılan 3,5 yılda 9 bin 458 hastayı çeşitli sağlık kuruluşlarına götürüp getiren sağlık ekipleri büyük özveriyle görev yapıyor.
Yıldırım Belediyesi Hasta Nakil Hizmeti’nde 3 hasta nakil ambulansı, 10 sağlık personeli ve 4 hekimle hizmet veriliyor. Bu hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşlar, 444 16 02 telefon numarasından randevu alabiliyor.
Kimsenin kendisini yalnız hissetmediği bir Yıldırım için çalışmalar yürüttüklerini belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen bir medeniyetin temsilcileri olarak, insanı önceleyen çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Hiç kimsenin kendisini yalnız ve çaresiz hissetmeyeceği bir Yıldırım inşa ediyoruz. Sosyal belediyecilik anlayışıyla, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap veriyor, her türlü sıkıntılarında yanlarında olmaya gayret ediyoruz. Hasta nakil hizmetimiz ile her yıl binlerce hemşehrimize ücretsiz hizmet veriyoruz. Sağlık kuruluşlarına gitmekte zorlanan vatandaşlarımızın transferlerini sağlıyoruz. Biz, büyük bir aileyiz ve bu ailenin her bir ferdi bizim çok önemli. Yıldırım’da, kimse kimsesiz değil” ifadelerini kullandı.
-
Kanser hastası kadını dövüp gasp etti
Olay, 25 Aralık’ta Yüreğir ilçesi Seyhan Mahallesi’nde meydana geldi. Yüzünü cerrahi maskeyle gizleyen bir kişi, kendisini tüpçü olarak tanıtıp, yalnız yaşayan meme kanseri Lütfiye Atbeyen’in (72) kapısını çaldı. Şüpheli, kapıyı açan yaşlı kadının ağzını eliyle kapatıp, evin içine sürükledi. Yaşlı kadını baygınlık geçirene kadar darbeden şüpheli, yatak odasındaki dolapta bulunan 4 bin TL, 6 çeyrek, 1 tam altın ile çeşitli ziynet eşyalarını çalıp, evden çıktı. Bir süre sonra kendine gelen yaşlı kadın, komşularından yardım istedi. Atbeyen, adrese gelen sağlık görevlilerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Öte yandan, şüphelinin eve girip, gasp ettiği para ve altınlarla çıktığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.
Durumun polise bildirilmesi üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Gasp Büro Amirliği ekipleri, şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı. Bölgedeki ve kaçış güzergahındaki güvenlik kameralarını inceleyen polis, zanlının Habip Kölge (40) olduğunu belirledi. Ekipler, mobilyacıda çalıştığı öğrenilen Kölge’nin, olay yerine ise iş yerinden tanıdığı Oğuzhan T.’nin (23) otomobiliyle gelip, gittiğini saptadı. Bu tespitler üzerine harekete geçen ekipler, şüphelileri D-400 Karayolu’ndaki iş yerine düzenlenen operasyonla yakaladı. Emniyete götürülen Habip Kölge, ifadesinde, “Teyzenin parası ve altınları olduğunu biliyordum. Alkolün etkisindeydim ve şansımı denedim” dediği öğrenildi.
İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Kölge çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, Oğuzhan T. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.Yaşadığı dehşet anlarını anlatan Lütfiye Atbeyen, “Banyodayken, 3 kez kapı çaldı. Başta açmadım. Üzerimi giydikten sonra kapıyı açtım. Elleri eldivenli, maskeli bir şekilde karşıma çıktı. Hiçbir şey söylemeden ağzımı kapatıp, dövmeye başladı. Yere düştüm, ‘Allah’ını seversen bırak beni’ dedim, bırakmadı. Belki 20 dakika dövdü beni. Tek başımaydım, çok korktum. Yere düşüp, bayılınca altınlarımı ve paramı çalıp, gitmiş. Onlar benim kefen paramdı” diye konuştu.
-
Abdullah Gül’den hakkındaki iddialara açıklama
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ’30 Ağustos’ açıklaması geldi. Hakkında çıkan ‘her milli bayramda hastalanıyor’ iddialarına yanıt veren Gül, sosyal medya hesabı üzerinden bir video paylaştı.
Hakkımda süregelen insafsız bir yalana cevabımdır. pic.twitter.com/NwQpz439LG
— Abdullah Gül (@cbabdullahgul) August 29, 2022
Konuyla ilgili Twitter hesabından yıllar sonra açıklama yapan Gül, “Hakkımdaki insafsız bir yalana cevabımdır” diyerek bütün milli bayramlara katıldığını açıkladı. Gül açıklamasının devamında cumhurbaşkanlığı görevi süresince katılmış olduğu milli bayram ve anma törenlerinin görsellerini de paylaştı.
11. Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamaları şöyle;
“BUNLARI YALANLAMAYI ZÜL KABUL ETTİM”
“Yarın 30 Ağustos, çok şükür hasta falan değilim ama yalan söylemek ve önyargılı davranmak çok büyük bir hastalık. Ancak kasıtlı olarak yalan söylemek ise ahlaki bir sorun. Benim cumhurbaşkanı olduğum süre içerisinde milli bayramlara katılmadığım, Anıtkabir ziyaretlerini yapmadığımı uzun süre birileri aleyhimde anlattı. Bunları yalanlamayı zül kabul ettim. Ne zaman ki hiç ummadığım kişiler de buna inanmaya başladılar, o zaman böyle bir açıklamaya mecbur kaldım. Öncelikle şunu hatırlatmak isterim; 7 yıl cumhurbaşkanı olduğum süre içerisinde katılmam gereken tüm bayramlara katıldım ve gurur duydum. Onların en iyi şekilde kutlanmalarını sağladım.
ANITKABİR ZİYARETLERİ
Benden önce 30 Ağustos Zafer Bayramlarının resepsiyonları ordu evlerinde yapılırdı. İlk defa cumhurbaşkanı olarak onları uhdeme aldım ve Çankaya’da çok daha görkemli bir şekilde kutlanmalarını sağladım. Anıtkabir ziyaretlerini yapmamam ise söz konusu değildi. Hatta bazen ziyaretler konusunda problemler gördüğümde hep müdahaleci oldum.
“SADECE BİR KEZ KATILAMADIM”
7 yıllık cumhurbaşkanlığı sürecim içerisinde bir kez Kırgızistan ziyareti sırasındaki rahatsızlığım sebebi ile merasimlere katılamadım. Onun da sebebi şudur; Kırgızistan’daki Türk Konseyi zirvesine gidiyordum, o günlerde Gaziantep’te teröristlerin şehit ettiği 10 askerimiz vardı, onları arkamda bırakıp gitmek istemedim. Onların cenaze merasimlerine katıldım, yaralıları hastanede tek tek ziyaret ettim, sonra da seyahatimi yaptım.
Ne yazık ki doktorlar zaten seyahat yapmamam için uyarıda bulunmuşlardı ama bu seyahatte bir iç kulak kanaması geçirdim. Dönünce hastanede 1 hafta kalmak zorunda kaldım. Böyle bir insani meseleyi bile uzun süre bilerek aleyhimde propaganda yapanları artık sizlere havale ediyorum. Bu vesile ile 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum ve şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”