Etiket: hasta

  • Hematoloji Uzmanı Candır, hasta kabulüne başladı

    Hematoloji Uzmanı Candır, hasta kabulüne başladı

    Hematoloji Uzmanı Dr. Burcu Aslan Candır, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan 112.Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası (DHY) ile Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne atandı. Hematoloji Uzmanı Dr. Burcu Aslan Candır, hasta kabulüne de başladı.

    Uzman Dr. Candır’a görevinde başarılar dileyen Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mehmet Şirik, hastanelerindeki önemli bir eksikliğin daha giderildiğini belirterek, hastaların çevre illere gitmesini engellemek için yeni hastaneye branşları kazandırmak için çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

  • Epilepsi hastalarının %80’i tedavi edilebilir

    Epilepsi hastalarının %80’i tedavi edilebilir

    Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serdal Güngör, çocuklarda epilepsi hakkında bilgi vererek tanı ve tedavi yöntemlerine değindi. Beynin milyonlarca nörondan oluştuğunu ve bu nöronların birbiriyle bağlantılı halde olduğunu belirten Prof. Dr. Serdal Güngör, “Beyinde farklı işlevler gören bu nöronlarda ani ve anormal elektriksel aktiviteler sonucu ortaya çıkan yineleyici bozukluklar epilepsi nöbeti (sara hastalığı) olarak adlandırılırlar. Epilepsi aslında nadir görülen bir sorun değildir. Dünyada epilepsi yaygınlığı yüzde 0,5-1 gibidir. Ülkemizde 0-16 yaş altı çocuklarda yüzde 0,8 olarak bildirilmiştir. Kız ve erkeklerde birbirine benzer oranlarda görülebilir” dedi.

    “Epilepsinin farklı tipleri var”

    Epilepsinin farklı görülme tiplerini olduğuna değinen Prof. Dr. Güngör, “Nöbet sırasında hastanın bilinç durumu ve nöbetin klinik özelliklerine göre epilepsinin farklı tipleri vardır. Epilepsi nöbetlerinde aniden yere yığılma ve kasılma, çenede kilitlenme, sabit bakış ve bilinç kaybı şeklinde bulgular olabileceği gibi; sadece anlamsız sesler, görme algısında farklılık, baş dönmesi, ışık çakmaları, uyuşukluk, karıncalanma, basit halüsinasyonlar, terleme, anlık dalma atakları gibi durumlar da nöbet olabilir” diye konuştu.

    “Gereksiz ilaç kullanımından çocuğu korumak gerekir”

    Epilepsi ile karıştırılabilen sağlık sorunlarının ayrımının özenli yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Güngör, “Epilepsi nöbetlerinin tanısında ailenin veya hastanın mevcut sorunu tarifi, o sırada yapılan video kayıtları ve EEG incelemeleri kullanılabilir. Tanıda klinik bulgular çok önemlidir; bu nedenle tarif edilen durumun video kayıtları hekimlerin değerlendirmeleri sırasında çok katkı sağlar. Çocukluk çağında epilepsi ile karışabilen sorunların ayrımını yapmak ve gereksiz ilaç kullanımından çocuğu korumak için çok önemlidir” dedi.

    “Nöbete neden olan durumlar araştırılmalı”

    Epilepsi tanısı alan hastada nöbete neden olan durumların araştırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Güngör, “Beyindeki gelişimsel bozukluklar, kanama, kitle, doğumsal beyin zedelenmeleri, beyin enfeksiyonları ve beyin dışı enfeksiyonlar (ateşli havale), bebeklerde kan şekeri düşüklüğü, genetik nedenler, metabolizma hastalıkları gibi sorunlar olabilir. Nedeni araştırmak amacıyla beyin görüntülemeleri ve genetik incelemeler gerekebilir. Hastaların önemli bir kısmında da mevcut tanısal yöntemlerle herhangi bir neden ortaya konamayabilir” diye konuştu.

    “Tedavi edilebilir”

    Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ancak sabırlı olmak gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Güngör, “Genel olarak epilepsi hastalarının yüzde 80’i tedavi edilebilir. Öncelik ilaç tedavisidir ancak; ilaca dirençli olgularda ketojenik diyet tedavisi, epilepsi pili, cerrahi tedavi gibi yöntemler kullanılabilir. İlaç tedavisi 2-4 yıl gibi bir süreci içerir. İlaç seçimi hastanın yaşı, nöbetin klinik özellikleri, EEG bulguları dikkate alınarak uygulanır. Her hastanın kullanılan ilaca vereceği yanıt bireysel farklılıklar gösterebilir” şeklinde konuştu.

    “Nöbeti tetikleyecek durumlardan kaçınmak gerekir”

    Epilepsi nöbetini tetikleyecek durumlardan kaçınmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Güngör, “Tedavi sürecinde ilaçlar hekimin önerdiği dozlarda düzenli kullanılmalıdır. Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, stresin azaltılması çok önemlidir. Tedavi sürecinde grip ve soğuk algınlığı ilaçları, alerji ilaçları, psikiyatrik ilaçlar, kahve, kola, enerji içeceği gibi kafein içeren içecekler, işlenmiş paketli gıdalar, bilgisayar, bilgisayar oyunları, telefon kullanımı gibi nöbeti tetikleyecek durumlardan kaçınmak gerekir” ifadelerini kullandı.

    “Epilepsi nöbeti sırasında ilkyardım müdahalesinde yapılması gerekenler”

    Epilepsi nöbetinde ilkyardımın önemine değinen Prof. Dr. Güngör, “Epilepsi nöbeti geçiren bir kişiyle herhangi bir yerde karşılaşabiliriz. Doğru müdahale hayat kurtarıcıdır. Panik yapmayın. Zedelenmeye yol açabilecek şeyleri uzaklaştırın. Hastayı sağ ya da sol tarafına doğru yatay pozisyonda yatırın ve başının altına bir yastık koyun. Nöbetin geçmesini bekleyin, zaman tutun ve neler olduğunu kaydedin. Hastayı sallamayın, üstüne su dökmeyin, ağzına bir şey sokmaya çalışmayın. Nöbetin uzadığı durumda 112’yi arayarak en yakın sağlık kuruluşuna götürün” ifadelerine yer verdi.

  • Hipertansiyon hastalarına müjde

    Hipertansiyon hastalarına müjde

    Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Davran Çiçek, hipertansiyonun son derece önemli bir hastalık olduğunun altını çizerek, kan basıncının 14, 9’un üzerinde olmasına hipertansiyon olarak adlandırıldığını kaydetti.

    “Hipertansiyon tedavisinde yeni bir tedavi yönteminin Amerika Birleşik Devletleri’nin FDA kurumu tarafından onaylanmış olması. Bu tedavi yöntemi renal denervasyon (böbrek sinirlerinin yakılması) olarak adlandırılıyor. Hipertansiyon çok yaygın görülen bir hastalık toplumda. Her dört erkekten bir tanesinde, her kadının birinde hipertansiyon mevcut. Bu hipertansiyonu dünya genelinde tedavi etmeye çalışıyoruz. Ancak çok başarılı olduğumuz söylenemez. Hipertansiyon tedavisi verilmiş hasta gruplarının yüzde 40 ile 50’sinde normal değerler elde edemediğimiz saptanmış. Bu durumda yeni tedavi yöntemleri üzerinde uzun yıllardır birtakım çalışmalar sürdürülüyor” diye konuştu.

    Hangi hastalara uygulanıyor

    Bundan önce hipertansiyon tedavisinin iki aşamalı uygulandığını dile getiren Çiçek, “Önce hayat tarzı değişikliği hastalarda uygulanıyor. Bunun ardından ilaç tedavisi veriyoruz. 3’lü, 5‘li tedavi vermemize rağmen bazı hastalarda tansiyon değerlerini istediğimiz seviyelere çekemiyoruz. Bu durumda dirençli hipertansiyon veya kontrol altına alamadığımız hastaların ki bu toplumun çok büyük bir oranından bahsediyorum. Bu durumda renal denervasyon dediğimiz yöntemle hastalarımızın tansiyonunu mümkün olan normal değerlere çekildiği gösterilmiş” ifadelerine yer verdi.

    “İlaç sayısını düşürüyor, bazen hipertansiyonu tamamen ortadan kaldırıyor”

    Renal denervasyon tedavisiyle hipertansiyonun bazı hastalarda ortadan kalkmadığını aktaran Çiçek, “Eğer hastamız beş ya da altılı bir hipertansiyon tedavisi kullanıyorsa bunu ikiye, üçe, bazen bire indirebiliriz. Bir ya da iki tane tansiyon ilacı kullanıyorsa, bazen tamamen tansiyon kalkıyor. İlaçsız döneme geçebiliriz. Ya da bir ilaçla devam edebiliriz. Ama dört ya da beş ilaç kullanmaktansa bir ilaç kullanmak tabi ki çok daha kıymetli. Bu ilaçların bir sürü yan etkileri var. Onlardan kurtulmuş oluyoruz. Bazı hastalarda tamamen ortadan kalktığı da gösterilmiş. Artık gönül rahatlığıyla bu tedaviyi hastalarımıza uygulayabiliyoruz” dedi.

    “Basit ağrısız bir işlem”

    Renal Denervasyon hakkında bilgiler veren Çiçek, “Böbrek arterlerine giren sinirlerin ortadan kaldırılmasıdır. Oldukça basit bir işlem daha 30 ile 45 dakika arasında sürüyor. Yaklaşık 20 gün önce onay almış bir tedavi şekli ve bunu hastanemizde uygulamaya başladık. Bu uygulamayı hangi hastalara yapıyoruz. Öncelikle tansiyonunu kontrol altına alamadığımız iki ya da üçlü hipertansiyon ilacı vermemize rağmen hala on dört dokuz seviyesinin altına inemeyen hastalarımızda bunu önce kanıtladıktan sonra hastalarımıza bu yöntemi anlatıyoruz. Normal koroner anjiyografi uyum işlemi uygulanır gibi hastamızın kasıktaki damarından damar yolu açıyoruz önce. Kataterle oraya giriyoruz. Girdikten sonra hastamızı uyutmuyoruz. Lokal anestezi eşliğinde böbrek damarlarına ulaşıyoruz. Ulaştıktan sonra yaptığımız çok ince Renel Denervasyon yaptığımız kataterler var. Bunlarla beraber böbrek arterinin içerisine hafifçe girerek, girdikten sonra o bölgedeki beyinden gelen sempatik sinirleri ısı vererek onları çalışamaz hale getiriyoruz. Bu durumda böbreğin hipertansiyon yapıcı, tansiyonumuzu artırıcı etkisi ortadan yavaş yavaş kalkıyor. Bunun etkisini bazen hemen görmüyoruz. Üçüncü ay, altıncı ay ve en gerçek etkisini de birinci yılda görmeye başlıyoruz. İşlem son derece basit çok ağrılı bir işlem değil. Bir gün sonra hastalarımızı taburcu ediyoruz” diye konuştu.

    “Dirençli hipertansiyon hastalarında uygulanacak”

    Çiçek, her tansiyon hastasına bu uygulamayı kullanmayacaklarının altını çizerek, 3-4 ilaç kullanan ve dirençli hipertansiyon hastalarında bu yönteme başvuracaklarını kaydetti.

    Çiçek ayrıca, ilaç kullanamayan mide sorunu, ilaç kaplamalarına alerjisi olan hastalarda da bu uygulamayı kullanabileceklerini sözlerine ekledi.

  • Hemşir ile hasta arasında “eldiveni değiştir” kavgası

    Hemşir ile hasta arasında “eldiveni değiştir” kavgası

    Olay, dün saat 17.20 sıralarında Şişli Kaptanpaşa Mahallesi’ndeki bir hastanede meydana geldi. İddiya göre, B.D.K. tedavi için yakını V.O.B. ile birlikte hastaneye gitti. Hemşir S.E. hastaya tedavi için müdahale edeceği sırada hasta yakını V.O.B. eldivenini değiştirmesini söyledi. Hemşir, hasta ve yakını arasında eldiven değiştirmeme iddiası üzerine tartışma başladı. Kısa sürede karşılıklı kavgaya dönüşen olayda sağlıkçılar beyaz kod verdi. İhbar alan polis ekipleri hastaneye giderek hasta, hasta yakını ve hemşir gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Hakkında “kasten yaralama”, “tehdit” ve “hakaret” suçlarından adli işlem başlatılan 3 kişi, emniyetteki işlemleri tamamlanan ardından sevk edildikleri adli makamlarca serbest bırakıldı.

  • Gazzeli 23 hasta daha Türkiye’ye getiriliyor

    Gazzeli 23 hasta daha Türkiye’ye getiriliyor

    Türkiye, İsrail’in saldırılarının ardından Gazze’den Mısır’a getirilen hastalara yardım elini uzatmaya devam ediyor. Gazze’ye ulaştırılmak üzere yaklaşık 8 ton ilaç ve tıbbi malzemeyi Mısır’daki El Ariş Havalimanı’na getiren Milli Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı C-130 tipi uçak, yardımların teslim edilmesinin ardından Gazzeli hasta ve refakatçilerini aldı. Uçak, Türkiye’de tedavi görecek 23 yaralı ve 21 refakatçi ile birlikte El Ariş Havalimanından havalandı. Ankara Etimesgut Askeri Havaalanı’na iniş yapması planlanan uçakta çoğunluğu çocuk olan hastalar, varıştan sonra hastanelerde tedavi altına alınacak.


    İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda yaralanan 7 aylık kız bebek Hala Ashraf’ın da bulunduğu uçakta Türkiye’den gelen 7 kişilik uzman sağlık personeli, hastaların durumunu yol boyunca takip edecek.

  • Ambulans uçak, kalp hastası için havalandı

    Ambulans uçak, kalp hastası için havalandı

    Kars’ta yaşayan Hayrettin Cumentor (70), kalp damar tıkanıklığı şikayetiyle Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesine müracaat etti. Acil servise alınan Cumentor’a yapılan tedavinin ardından ritim bozukluğunun yakılması teşhisi konuldu. Hastanın durumunun stabil olmaması ve yakma işleminin hem uzun sürmesi hem de komplike olması nedeniyle hastane yetkilileri durumu Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yüksek İhtisas Kalp Merkezine bildirdi. Ankara’da tedavi edilmesine karar verilen Cumentor, Harakani Havalimanı’na gelen Sağlık Bakanlığının ambulans uçağı ile Ankara’ya sevk edildi.

    Aynı uçakla Kars’a gelen ve beyin ameliyatı olan Muhammet Bekirhan ise ambulansla Erzurum’a sevk edilerek takip altına alındı.

  • Apandisit tanısı konulan hasta için helikopter havalandı

    Apandisit tanısı konulan hasta için helikopter havalandı

    Bahçesaray Devlet Hastanesine şiddetli karın ağrısı şikayetiyle başvuran 36 yaşındaki Z.B. isimli hastaya apandisit tanısı konuldu. Hastanın ileri tetkik ve tedavisinin yapılması için ambulansla helikopterle Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevki yapıldı.

  • Ailesi kızlarının hastalığına çare arıyor

    Ailesi kızlarının hastalığına çare arıyor

    Didim’de kafe işletmecisi Kadir ve Senem Çelik’in kızları Deniz, 14 yıldır kulağının arkasında kapanmayan yara ile mücadele ediyor. Doğumundan bir süre sona yapılan rutin kontrollerinde kulağının arka kısmında fistül adı verilen bir deliğin tespit edildiğini kaydeden Anne Senem Çelik, “Kızım doğduktan sonra kontrol amaçlı götürdüğümüzde tespit edildi. 2018 yılında çocuk cerrahisindeki kontrolden sonra kulak arkasında yara oluştu.

    Sonrasında İstanbul’a tedaviye gittik. Ardından İzmir’de Ege Üniversitesinde tedaviye gittik; MR çekildi. Ameliyat önerildi. Antibiyotik tedavisinin ardından 2019 yılında ameliyat oldu. Ameliyattan 20-25 gün sonra enfeksiyon oluştu. Ameliyat olduktan sonra yarası geçmedi. ‘1,5-2 senede geçer, vücut tepki veriyor, bekleyelim’ dediler. Aynı yerden yine gittik durumu anlattık. Geçmediğini ifade ettik; bize yeni hasta muamelesi yaptılar. Ege Üniversitesinde yangın çıkınca kızımı bu kez Marmara Üniversitesine götürdüm. Oradaki hocamız özelde ameliyat yaptı. Bize ‘O bölgeyi temizleyeceğiz’ dedi ama kısa süre sonra fayda etmediğini gördük. Bu süreç kızımın günlük yaşamını da olumsuz etkiledi” dedi.

    Anne Senem Çelik, kızının doğduğu günden bu yana deniz kıyısında olmalarına rağmen denize giremediğini ve çocukluğunu yaşamadığını anlatarak, “Kızım okul hayatında da başarılı ama bu hastalık onu ruhsal olarak da etkiliyor. Son yaptığımız araştırmalar neticesinde, bu hastalıkla ilgili ABD’de bir yakınımız yardımcı oldu. ABD’deki bir hoca, iyi bir teşhis koyan hem KBB hem de boyun-baş cerrahisi olan bir ekiple ameliyatın gerekli olduğunu bildirdi. Biz de bu anlamda bu konuda bize yardımcı olabilecek doktor arıyoruz. Bu ameliyatın da bize maliyetinin 500 bin TL’ye yakın olduğunu bildirdiler. Umarım bu anlamda bizlere yardımcı olurlar. Kızımın artık bu hastalıktan kurtulup normal hayatına dönmesi tek isteğimiz” dedi.

  • Bandırma’da günlük 600 hasta tedavi ediliyor

    Bandırma’da günlük 600 hasta tedavi ediliyor

    Ağız ve diş sağlığı bilincin oluşması ve iyileştirilmesi için büyük çaba ve özveriyle hizmet veren Bandırma Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi bünyesinde çalışan diş hekimleri sayesinde Güney Marmara Bölgesine hitap ediyor.

    20-26 Kasım “Toplum ve Diş Sağlığı” haftası dahilinde Bandırma Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi çeşitli faaliyetler kapsamında etkinliği sürdürüyor. Bu kapsamda, Bandırma Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Bandırma Liman AVM’de stant açtı. Gün boyu açık olan stantta Diş hekimi Şennur Yener, Ağız ve Diş Sağlığı Teknikeri Suna Çapar görev aldılar. Stantta gelen vatandaşlara bilgilendirme ve tanıtıcı broşürler dağıtıldı.
    Günlük 600 hasta tedavi ediliyor

    29 Ağustos 2022 yılından beri hizmetini sürdüren Bandırma Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi büyük başarıya imza attı. Bandırma Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde Başhekim Halit Ağdacı ile birlikte 26 diş hekimi, Ağız ve Çene Cerrahi uzmanı, endodonti uzmanı ve Çocuk diş hekimi uzmanı olmak üzere 29 uzman kadrosuyla Bandırma ve bölgeye hizmet veriyor. 2023 yılının ilk 10 aylık verilerde sağlık merkezine gelen günlük hasta sayısı 500-600 dolayında. Poliklinik sayısı 96 bin 863, cerrahi müdahale sayısı 2 bin 140, dolgu tedavisi 26 bin 739, Diş çekim sayısı 18 bin 558, 2022 yılı öncelerinde dışarıya sevk sayıları 100’lerin üzerinde iken bu yıl ki sayı 7’ye kadar geriledi. Ayrıca evde bakım ve engelli vatandaşlara hizmet vermektedir.

  • Gazzeli hastalar Türkiye’de

    Gazzeli hastalar Türkiye’de

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye ile Mısır Koordinasyonunda yürütülen tedavilerinin devamlılığını sağlamak için Türkiye’ye getirilen 61 hasta ve beraberinde 49 refakatçiyi havalimanında karşıladı. Burada konuşan Koca, 15 Kasım günü Türkiye’ye getirilen 27 hastanın tedavisinin Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde devam ettiğini söylerken, bugün getirilen hastaların tedavilerinin ise Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerinde devam edeceğini ekledi.

    “İsrail Sağlık Bakanına 1-2 gün içerisinde yeni bir tahliye planladığımızı ifade ettim”

    Dün akşam saatlerinde Mısır Sağlık Bakanı Abdulgaffar, bugün öğle saatlerinde ise İsrail Sağlık Bakanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ifade eden Koca, “Görüşmede Türkiye, İsrail ve Mısır arasında kurulan Sağlık Koordinasyon Ekibinin faaliyetleri ve bundan sonraki süreçte planlanan çalışmaları ele aldık. İsrail Sağlık Bakanına; özellikle bebek ve çocukların tedavi amaçlı olarak ülkemize getirilmesi konusunda yoğun gayret gösterdiğimizi, 1-2 gün içerisinde yeni bir tahliye planladığımızı, bu konuyla ilgili yakın koordinasyondan memnuniyet duyacağımızı ifade ettim. Ayrıca Gazze içerisinde güvenliği sağlanmış bir bölgede erken dönemde ülkemizce sahra hastanesi kurulmasını düşündüğümüzü, bu hastanenin etnik kökenine bakılmaksızın herkese sağlık hizmeti vereceğini ve bununla ilgili olarak Sağlık Koordinasyon Ekibinin saha ziyareti yaparak uygun lokasyonları belirlemesinin uygun olacağını kendilerine belirttim” şeklinde konuştu.

    İsrail Sağlık Bakanının cevap olarak bebek ve çocukların tahliyesi için her türlü iş birliğine açık olduklarını belirttiğini vurgulayan Bakan Koca, “Gazze içerisindeki güvenli bölgede Türkiye tarafından kurulacak sahra hastanesinin lokasyonuyla ilgili Sağlık Koordinasyon Ekibince yerinde değerlendirme yapılmasını olumlu bulduklarını ifade ettiler” açıklamasında bulundu.

    “Önümüzdeki günlerde tahliyeler bu ağırlıkla devam ediyor olacak”

    Hasta ve refakatçı olmak kaidesiyle toplamda 150 Gazzeliyi Türkiye’ye getirdiklerini belirten Koca, “Önümüzdeki dönemde özellikle hem Mısır hem İsrail Sağlık Bakanlığıyla bebek, çocuk ve yaralıları da tedavi etmek istediğimiz ve önümüzdeki günlerde bu hastalara daha yoğunlaşmak gerektiği konusunda mutabık kaldık. Zannediyorum önümüzdeki günlerde tahliyeler bu ağırlıkla devam ediyor olacak” dedi.

    “Erken dönemde ağır iklim şartlarında sahra hastaneleri oluşturmak istediğimizi söyledim, bu konuda mutabık kaldık”

    Sahra hastanelerine de değinen Bakan Koca, “Mısır ve İsrail Sağlık Bakanları ile görüşmemizde saha araştırması yapmak istediğimizi, güvenli bir bölge talebinde bulunduğumuzu ve bunun için güvenli bölge oluşan yerde erken dönemde ağır iklim şartlarında sahra hastaneleri oluşturmak istediğimizi söyledim. Bu konuda da mutabık kaldık. Zannediyorum önümüzdeki günlerde saha araştırması özellikle 3 ülkeden oluş koordinasyon ekibimiz bu çalışmayı da yerinde yapmış olacak” ifadelerini kullandı.

    “Hangi branşlarda ihtiyaç olduğu hakkında koordinasyon ekibi birlikte çalışıyor”

    Bakan Koca, içerisinde plastik cerrahi gibi ihtiyaç duyulan alanlarda görev yapacak sağlık ekibi ile ilgili de çalışmaların devam ettiğinin altını çizerek, “Mısır’la özellikle hangi branşlarda ihtiyaç olduğu hakkında koordinasyon ekibi birlikte çalışıyor. Zannediyorum ilerideki günlerde netleşecek” dedi.

    “Özellikle 8 hastanın genel durumu biraz daha ciddi”

    Gelen hastaların sağlık durumlarına ilişkin soruyu da cevaplayan Koca, “Özellikle 8 hastanın genel durumu biraz daha ciddi. Daha çok kanser hastaları ağırlıklı olduğu için tedavileri açısından takip ediyor olacağız” ifadelerini kullandı. Ayrıca Bakan Koca, Gazze’de bulunan hamile kadınlara yönelik de koordinasyon ekibinin ihtiyaç doğrultusunda gerekli çalışmalar olacağını ekledi.