Etiket: hastalık

  • Zeytinde halkalı leke hastalığı ile mücadele

    Zeytinde halkalı leke hastalığı ile mücadele

    Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı en çok illerden olan Aydın’da, üreticileri yeni sezon hazırlığı telaşı sardı. Zeytin bahçelerinde budamadan, ilaçlamaya kadar yapılan çalışmalarla yoğunluk yaşanırken Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, üreticileri zeytinde halkalı leke hastalığı konusunda uyardı. Zeytindeki hastalıklarla mücadele çerçevesinde çalışmaların sürdüğü il genelinde yaprak dökümüne neden olan ‘zeytin halkalı leke hastalığı’na karşı ilaçlama çalışmalarının en kısa zamanda başlanması gerektiği vurgulandı.

    Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Aydın ili zeytin plantasyonlarında ‘Zeytinde Halkalı Leke Hastalığı’ ile mücadele kapsamında, etmenin bulaşık olduğu plantasyonlarda çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce yüzde 1 bordo bulamacı veya zeytinde ruhsatlı diğer bakırlı ilaçlar ile ilaçlamaya başlanmalıdır” ifadeleri yer aldı.

  • Serdar Ortaç tekerlekli sandalye kullanmaya başladı

    Serdar Ortaç tekerlekli sandalye kullanmaya başladı

    MS hastalığıyla mücadele etmesine rağmen sık sık alkol alarak canlı yayınlar açmasıyla gündemden düşmeyen Serdar Ortaç’ın son hali dikkat çekti.

    Ağrıları nedeniyle sahnede sürekli oturarak performans sergileyen ve ayakta durmakta güçlük çeken Serdar Ortaç, sahne öncesi ve sonrasında tekerlekli sandalye kullanmaya başladı. Sandalyeden kalkarken de oldukça zorlanan şarkıcı, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen hayranlarından destek alarak ayakta durabildi. Ortaç’ın o anları ise Hakan Kanburoğlu tarafından yayınlandı.

    CANLI YAYIN AÇIP TARKAN’A KÜFRETMİŞTİ

    Serdar Ortaç geçtiğimiz günlerde alkollü şekilde canlı yayın açarak Tarkan’a küfürler savurmuştu. Videodan sonra basın mensupları tarafından görüntülenen Ortaç, hiçbir şey hatırlamadığını belirterek özür dilemişti.

  • Kış mevsiminde cilt hastalıkları tetiklenebiliyor

    Kış mevsiminde cilt hastalıkları tetiklenebiliyor

    Cildiye Uzmanı Uzm. Dr. Osman Aydın, kış mevsiminin cilt üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetti. Dr. Osman Aydın “Soğuk ve kuru kış ayları, tüm cilt tiplerini etkiler. Cildimiz, soğuk kış günlerinde kuru havanın etkisiyle nemsiz kalır. Eğer cildiniz kurumaya eğilimliyse, uzun ve sıcak duşlar yerine kısa ve ılık duş almalısınız. Sıcak duşlar, cildin yağ tabakasına zarar verir ve cildi kurutur. Kış boyunca, gliserin içeren yağsız bir nemlendirici kullanmalısınız. Eğer cildiniz çok kuru ve çatlamışsa, krem veya losyon yerine merhem veya balsam türü nemlendiriciler seçilmelidir” dedi.

    “Hasta kişiler ciltlerini nemlendirmesi gerekmektedir”

    Cilt nemlendirmenin öneminden bahseden Dr. Osman Aydın, “Cilt yapısındaki nem miktarının azlığı, cilt problemlerinin hızlanmasına neden olmaktadır. Egzama, yağlı egzama, gül hastalığı, soğuğa bağlı kurdeşen, soğuğa bağlı kuru kaşıntı ve sedef hastalığı gibi cilt problemleri, kuruluk nedeniyle alevlenir ve bu hastalıklarda artış görülmektedir. Bu gibi hastalıklara sahip olan kişilerin, özellikle kış aylarında ciltlerini bol bol nemlendirmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

  • Balık hastalıkları ile mücadele devam ediyor

    Balık hastalıkları ile mücadele devam ediyor

    Su ürünleri yetiştiriciliğinin en önemli sorunlarından biri olan balık hastalıkları ile mücadele etme noktasında adım atan bilim insanları aynı zamanda yörede alabalık yetiştiriciliği gerçekleştirenlere tedavi konusunda destek verirken, Gürcistan’da da danışmanlık hizmeti veriyorlar.

    Balık hastalıkları nedeniyle ciddi ekonomik kayıpların yaşandığını ifade eden RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Kayış, “Bu kayıpların önlenmesi için balık hastalıklarının önlenmesi gerekiyor. Daha sonrası için ise doğru teşhis ve tedavi çok önemlidir. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Hastalıklar Ana Bilim Dalı olarak, 20 yılı aşkın bir zamandır bölgemize balık hastalıkları alanında ciddi katkı sunmaktayız. Özellikle alabalık yetiştiriciliği yapılan işletmelerde bakteriyel ve paraziter hastalıkların teşhis ve tedavisi konusunda işletmelere destek oluyoruz. Sadece bölgemize değil komşu ülke olan Gürcistan’a da bu konuda danışmanlık hizmeti vermekteyiz” ifadelerini kullandı.

    Hastalıklarla mücadele ile ilgili bilgilendirme yaptıklarını ifade eden Kayış, “Fakültemizde konu ile ilgili 2 profesör, 1 doktor öğretim üyesi ve 2 araştırma görevlisi donanımlı laboratuvar desteği ile bu hizmeti sunmaktadır. Asli görevimiz olan akademik çalışmalar ve eğitim faaliyetleri ile yeni araştırmacıların yetişmesine ve sorunların çözümüne katkı sunmaktayız. Balık patojenlerinin tanımlamaları, bu patojenlerin antimikrobiyal direnç durumları, balıklarda korunma amaçlı aşı uygulamalarının nasıl ve ne zaman yapılması gerektiği gibi konularda bilgilendirme hizmeti vermekteyiz” şeklinde konuştu.

  • ‘Yalancı bahar hasta edebilir’

    ‘Yalancı bahar hasta edebilir’

    Hava sıcaklıklarının normalin altında veya üstünde seyretmesinin insanların bağışıklık sistemini düşürdüğünü ve hastalığa davetiye çıkarttığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Huri Özkan Yılmaz, kişilerin ‘yalancı bahar’ adı verilen sıcak havalara aldanmamalarını, mevsim normallerine göre giyinmeleri gerektiğini belirtti.

    “Kış güneşi sizi aldatmasın”

    Uzm. Dr. Yılmaz, ani hava değişikliklerinin kişilerin vücudundaki ısı düzenleme mekanizmasını hazırlıksız yakaladığını belirterek, “Kişinin bağışıklık sistemini zayıflatma ve hastalıklara davetiye çıkartmaktadır. Bu nedenle, dışarıya çıkarken mevsim normallerine göre giyinmeli, uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmeli, hasta kişilerle teması en aza indirmeli, kapalı ortamları sık sık havalandırmalı ve en önemlisi hijyen açısından ellerimizi bol su ve sabunla yıkamalıyız” ifadelerine yer verdi.

    Hastalıklardan korunmak için alınması gereken önlemler

    Kış aylarında insanların sağlığını korumak için bazı önlemler almanın önemli olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Huri Özkan Yılmaz, kış hastalıklarına karşı dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:
    “Ellerinizi sık sık yıkayın: Ellerinizi sık sık yıkamak, grip ve soğuk algınlığı gibi bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en etkili yollarından biridir.
    Aşı olun: Grip ve zatürre gibi hastalıklara karşı aşı olmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek hastalıklara karşı direncinizi artırır.
    Bağışıklık sisteminizi güçlendirin: Dengeli beslenme, yeterli uyku, egzersiz yapma gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve hastalıklardan korunmanıza yardımcı olur.
    Hijyen kurallarına dikkat edin: Ellerinizle yüzünüze, gözlerinize ve ağzınıza dokunmaktan kaçının. Toplu taşıma araçlarında, kalabalık ortamlarda bulunurken el hijyenine özen gösterin.
    Doğru giyinin: Soğuk havalarda vücudunuzu koruyacak şekilde giyinmeye özen gösterin. Başınızı, ellerinizi ve ayaklarınızı sıcak tutun.
    Yeterince su için: Kış aylarında da vücudunuzun yeterli miktarda su almasını sağlamak önemlidir. Susuz kalmak bağışıklık sisteminizin zayıflamasına ve hastalıklara yakalanma riskinizi artırabilir.
    Kalabalık ortamlardan uzak durun: Grip gibi bulaşıcı hastalıkların yayılma riski kalabalık ortamlarda daha yüksektir. Mümkün olduğunca kalabalık yerlerden kaçının veya mümkünse maske takarak korunun.”

  • Aşı dozu bu yıl 3’e yükseltildi

    Aşı dozu bu yıl 3’e yükseltildi

    Sığır Manda Koyun Keçi gibi çift tırnaklı hayvanlarda rastlanan ve çok bulaşıcı Şap hastalığı ihbarı mecburi olan hastalıklar arasında yer alıyor. Ağızda, tırnakta ve memelerde yaralar oluşturan bu hastalık et ve süt veriminde ciddi kayıplara neden oluyor. Özellikle genç hayvanlar hastalığa karşı son derece hassas olan hastalık ölümlere de yol açabiliyor. Hastalıkla mücadelede, büyükbaş hayvanların iller arasında sevklerinde şap aşılama şartı aranıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvan Hastalıkları ve Zararlıları ile Mücadele Programı doğrultusunda yürütülen aşılama programı kapsamında her yıl rutin olarak 2 doz uygulanan Şap aşısı 2023 yılında tespit edilen daha önce ülkemizde görülmeyen SAT-2 virüsüne karşı 2024 yılında baskın aşılama, ilkbahar ve sonbahar dönemi olarak 3 doz uygulanacak. Denizli ilinde 255 bin 683 büyükbaş hayvan, Hayvan Hastalıkları ve Zararlıları ile Mücadele Programına göre şap aşı programına alındığı belirtildi.
    İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde yapılan açıklamada, “İlçe Tarım Müdürlükleri hayvan sağlığı ekiplerince 29 Ocak 2024 tarihi ile baskın aşılama çalışmaları başlamış olup 31 Mart 2024 tarihinde aşılama çalışmaları sona erecektir. Baskın Aşılama Programı kapsamında 29 Ocak 2024 – 31 Mart 2024 tarihleri arasında uygulanacak olan şap tetravalan aşısı, aşı bedeli alınmadan ücretsiz olarak uygulanacaktır” ifadeleri yer aldı.
    Konu hakkında açıklamalarda bulunan Denizli İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar ise “Hayvan hastalıklarından korunmanın en önemli ayağı aşılamadır. Bu bakımdan, Bakanlığımız tarafından hayvan hastalıklarına karşı hazırlıklı olmak ve hastalıklarla mücadele etmek amacıyla Ülkemiz genelinde belirlenen programlar dâhilinde aşılama çalışmaları yapılmaktadır. Yetiştiricilerimizin hayvanlarını aşılatması şap hastalığından korunmak için büyük önem arz etmektedir. Yetiştiricilerimizin şap aşılama programına katılım sağlamaları, ilimizde bu hastalığı önleyebilmek için titizlikle çalışan hayvan sağlığı ekiplerimize yardımcı olunması büyük bir önem taşımaktadır” dedi.

  • Enfeksiyon hastalıkları ölüm tehdidi taşıyor

    Enfeksiyon hastalıkları ölüm tehdidi taşıyor

    Havaların soğuması ile toplumda hızla çoğalarak etkisini gösteren enfeksiyon hastalıkları, birçok kişinin sağlık açısından zor anlar yaşamasına neden oluyor. Özellikle okul çağındaki çocuklarla topluma daha hızlı yayıldığı değerlendirilen enfeksiyon hastalıkları, dikkat edilmediği takdirde riskli gruplar için ölümcül sonuçlar oluşturabiliyor. Risk grubundaki vatandaşların özellikle enfeksiyon hastalıklarına dikkat etmesi gerektiğini belirten  Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevil Aykın, “Enfeksiyon hastalıkları, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi bağışıklık sistemini bozan hastalığı olanlarda ciddi sorunlara neden olabilir” dedi.

    “Havanın soğumasıyla birlikte özellikle soğuk algınlığı ve grip dediğimiz enfeksiyonların ya da gribal enfeksiyonların görülme sıklığı artar”
    Soğuk havalarda oluşan ortam şartlarının hastalıkların artmasında ve yayılmasında büyük etken oluşturduğunu belirten Uzman Dr. Nevil Aykın, “Kış ayları ve havanın soğumasıyla birlikte özellikle soğuk algınlığı ve grip dediğimiz enfeksiyonların ya da gribal enfeksiyonların görülme sıklığı artar. Sebebinin ne olduğuna gelirsek daha çok kapalı ortamlarda bulunmadır. Yani hava soğuk olduğu için kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunma, ortamın havalandırmasının azalmış olması, yakın temasların olması, salgınların artmasına neden olur. Soğuk havalarda virüsler daha dirençlidir. Yani kendilerini korumaya alırlar. Sıcak havaya göre dışarıda bulunma potansiyelleri de artar. Yine soğuk havayla birlikte bizim mukoza direnci dediğimiz ağız burun bölgesindeki bağışıklıkta da bir düşme olur. Bunun sonucu da virüs enfeksiyonlarına açık hale gelirsiz. Şimdi zaten hani soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlar küçük çocuklar arasında daha sık görülür. Şöyle söyleyeyim, bir yıl boyunca küçük çocuklar ortalama 6 ila 8 kere, erişkinler de 2 ila 4 kere bu tip enfeksiyonlara yakalanır. Yani bu doğal kabul edilir. Çocuklar arasında tabii onlar birbiriyle temas ettikleri için korunmayı da çok iyi bilemedikleri için ya da hijyene büyükler kadar dikkat etmedikleri için aralarında yayılma daha fazladır. Toplum içinde enfeksiyonun yayılmasında çocukların etkisi vardır. Özellikle anaokulu, bakımevi ve kreş çocuklarından ev halkına taşıma ve yayılma daha hızlı olur, daha kolay olur, birbirlerine de bulaştırırlar. Dolayısıyla virüs enfeksiyonları çocukların aracılığıyla yayılır toplumda. Çünkü onlar daha sık hasta olurlar” diye konuştu.

    “Ölüme kadar da sürükleyebilecek solunum yetmezliğiyle ya da kalp sorunlarıyla karşılaşılabilir”

    Kronik rahatsızlığı bulunan risk grubundaki kişilerin dikkat etmemeleri halinde enfeksiyon hastalığının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevil Aykın, şu ifadeleri kullandı:
    “Çocuklardaki enfeksiyonlar 2 ila 7 gün içerisinde kendi kendine geçen enfeksiyonlardır ama çocuklarda ciddiye almayı gerektirir durumlar da vardır. Eğer çocukta 48 saati aşan bir yüksek ateş varsa ve düşmüyorsa, solunumla ilgili problem varsa, dudaklarında morarma oluyorsa, hırıltılı solunum oluyorsa veya havlar tarzda dediğimiz bir öksürüğü varsa, sürekli devam eden geçmeyen bir orta kulak ağrısı varsa, çok keyifsizse ve yiyip içmiyorsa, çok bitkin görünüyorsa, sürekli susuyorsa bu durumda ciddiye almak ve doktora gitmek gerekir. Yani hem erişkin için hem çocuklar için bazı kötü senaryolar var ama bu daha çok özel veya riskli gruplar için geçerli. Mesela kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi bağışıklık sistemini bozan hastalığı olanlarda ciddi geçebilir. Sadece bir grip ya da üst solunum yolu soğuk algınlığı dışında zatürre gelişebilir. Orta kulak iltihabı gelişebilir. Ölüme kadar da sürükleyebilecek solunum yetmezliğiyle ya da kalp sorunlarıyla gidebilecek tablolar görülebilir. Ama bunlar riskli gruplar için daha çok geçerli ve enfeksiyonu geçirenlerin küçük bir yüzdesi için geçerlidir.”

  • Hastalıklardan korunmak için beslenme önerileri

    Hastalıklardan korunmak için beslenme önerileri

    Gülcan Yıldız, “Kış mevsiminde soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu hastalıklarının görülme oranı artar. Toplu alanlarda uzun süre geçirilen zaman nedeniyle de enfeksiyonların bulaşması maalesef tümüyle önlenemez. Ancak vücudumuzda enfeksiyona yol açan virüs, bakteri, mantar ile parazit gibi mikroorganizmaların zarar veren etkilerine karşı bizi koruyan bağışıklık sistemini güçlendirerek riski en aza indirmek mümkün olabilir. Bağışıklık sistemi, vücudu çeşitli patojenlere karşı koruyan karmaşık bir savunma mekanizmasıdır. Beslenme, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasında önemli bir rol oynar. İyi bir beslenme, vücuda gerekli olan vitamin, mineral ve diğer besin öğelerini sağlayarak bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz. A, C, D, vitaminlerini özellikle almayı ihmal etmeyelim. Kış sebzelerinin içerdiği sülforafan maddesi hem kilo kontrolü sağlarken hem de bağışıklığı destekler. A vitamini anti-infektiftir; bal kabağı, havuç, tatlı patates, yumurta sarısında bol miktarda bulunur. Bağışıklık hücrelerinin verimli çalışmasında rol alan C vitamininden zengin olan mevsim sebze ve meyvelerinden tüketip, azalan güneşli saatlerden kaynaklı kış aylarında D vitamini takviyesi alabiliriz. Özellikle çinko, magnezyum ve selenyum bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynar. Kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et, tam tahıllı ekmekler veya sert kabuklu kuru yemişler çinko bakımından zengindir” dedi.

  • Antibiyotiğin yeri olmayan hastalıklar

    Antibiyotiğin yeri olmayan hastalıklar

    Doç. Dr. Mansur Doğan, “Kış hastalıkları, özellikle sonbahar ve kış aylarının gelmesiyle oldukça sık görülmeye başlandı. Özellikle gördüğümüz üst solunum yolu enfeksiyonları gibi kulak burun boğazı ilgilendiren hastalıklar. Bunlardan başta gribal enfeksiyonlar, özellikle de virüslerin neden olduğu soğuk algınlıkları şeklinde karşımıza geliyorlar” dedi.

    “Antibiyotiği her hastaya kullanmamak gerekiyor”

    Sözlerini antibiyotik kullanımı üzerine sürdüren Doç. Dr. Doğan, “Bu hastalarda dikkat edilmesi gereken şey, destek tedavisinin düzgün alınmasıdır. Bu hastalarda antibiyotiğin yeri yoktur. Tabi hastalığın beraberinde, eğer bakteriyel bir enfeksiyon eklendiyse tonsilit, faranjit, sinüzit, otit gibi enfeksiyonlara dönüştüğünü ve bunun da sebebinin bakteriyel olduğunu düşünüyorsak antibiyotik uygulaması yapılmaması gerekir. Elbette hastalığın tanısının bir hekim tarafından konulması gerekir. Tanısı konulduktan sonra tedavide antibiyotiğin etkisi ve yeri vardır. Antibiyotiği her hastaya kullanmamak gerekiyor. Antibiyotik kullanırken dikkatli olmak gerekir. Dozunda almak gerekiyor. Bu konu, uzman hekimlerin değerlendirmesi sonrası karar verilmesi gereken bir durumdur” şeklinde konuştu.

    “Hastalığı artırıcı sigara ve alkol tüketimini azaltmak çok önemli”

    Konuşmasının devamında koruyucu hekimlik hizmetlerine değinen Doç. Dr. Doğan, “Gerek kış hastalıklarında, gerekse de mevsimsel hastalıklarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, koruyucu hekimlik hizmetleridir. Koruyucu hekimliğin iyi bir biçimde anlatılması gerekmektedir. Koruyucu hekimlikle anlatmak istediğimiz kış aylarında daha yoğun bir arada bulunulan, dış mekânlardan ziyade iç mekânların tercih edildiği durumlarda yakın temasın daha fazla olduğu ve bu hastalıklarda damlacık yoluyla bulaştığı için, hasta kişilerin enfeksiyonu birbirine bulaştırmaması önemli. Hasta kişilerin önce kendisini sonra da diğer insanları koruması gerektiğini, unutmaması lazım. Hastaların maske ve hijyen konusunda çok dikkatli olması gerekiyor. Maske ve mesafe bu konuda çok önemli. Yine sağlıklı beslenme, düzgün uyuma ile hastalığı artırıcı sigara ve alkol tüketimini azaltmak da çok önemli” ifadelerini kullandı.

    “Hastaların yeme içmelerine dikkat etmeleri gerekiyor”

    Açıklamasının sonunda kış hastalıklarının tedavisine dair bilgi veren Doç. Dr. Doğan, “Tedavi olarak, ilk önce istirahati öneriyoruz. İstirahatle ilk olarak yatak istirahati olarak anlaşılmaması lazım. Ayakta da olsanız bu daha çok dinlenme modunda olmalı. Hastaların yeme içmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Hekimlerinin uygun gördüğü tedavi şekline uyarak tedavi olmaları, bu hastalıkları atlatmalarında etkili olacaktır” dedi.

  • Kuduz hastalığı değerlendirme toplantısı

    Kuduz hastalığı değerlendirme toplantısı

    Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda kuduz hastalığı ile mücadele çerçevesinde düzenlenen toplantı, Vali Yardımcısı Ömer Coşkun başkanlığında Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Erdal Seven, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Muhammed Kasım Aydın ve veteriner hekimlerin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

    Toplantıda, kuduz hastalığı ile ilgili Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürlüğünce ayrıntılı sunum yapıldıktan sonra, kentte bulunan sahipli, sahipsiz evcil hayvanlara uygulanan programlı aşı çalışmaları, sahipsiz kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması, barınma sorunları, hayvan barınakları için yer temini, yaklaşık maliyetleri ile genel sorunlara ilişkin bilgi alışverişinde bulunuldu.