Etiket: hastane

  • İngiltere hastanelerinde cinsel saldırı raporu

    İngiltere hastanelerinde cinsel saldırı raporu

    Kadın Hakları Ağı’nın (WRN) yayınladığı bir rapora göre, kameralar ve güvenlik görevlilerinin yaygınlığına rağmen, 2019’dan bu yana İngiltere ve Galler’deki hastanelerde bazıları 13 yaşın altındaki çocuklara olmak üzere 6 bin 500’den fazla tecavüz ve cinsel saldırı işlendi.

    Örgüt, 43 polis gücüne yönelik Bilgi Edinme Özgürlüğü taleplerine atıfta bulunarak, Ocak 2019 ile Ekim 2022 arasında Birleşik Krallık’ta polis güçleri tarafından hastanelerde en az 2 bin 88 tecavüz ve 4 bin 451 cinsel saldırının kaydedildiğini söyledi.

    Raporda, bu saldırıların yedide birinin hastane koğuşlarında gerçekleştiği belirtildi.

    Bildirilen suçlar arasında iki West Midlands hastanesinde 13 yaşından küçük bir kız çocuğuna tecavüz edilmesi ve 16 yaşından büyük bir kadına toplu tecavüz edilmesi yer alıyor.

    Rapora göre Cambridgeshire’da 16 yaşından küçük bir kız çocuğuna üç tecavüz vakası rapor edilirken, Lancashire’da 13 yaşından küçük altı kız çocuğuna tecavüz edildiği iddia ediliyor.

    Elde edilen kayıtlar, WRN tarafından daha ayrıntılı bir araştırmayla belirlenen kurbanların cinsiyetini listelemedi.

    Rapora göre, en az 14 saldırıda biri 13 yaşın altında olan bir erkek kurban yer aldı.

    WRN kurucusu Heather Binning yaptığı açıklamada , “Bu istatistikler insanın ağzını açık bırakıyor. Cinsel saldırı ve tecavüzlerin hacmi, bu verilerin, ülkenin büyük bir kısmının tecrit altında olduğu bir dönemde, salgını kapsadığını düşündüğünüzde daha da korkunç.” dedi.

    Polise bildirilen 6 bin 539 vakadan sadece 265’inde veya yüzde 4’ünde şüpheliye karşı suç duyurusunda bulunuldu.

    WRN, soruşturması sırasında yedi polis gücünün eksik bilgi verdiğini, beşinin hastane koğuşlarında kaç saldırı gerçekleştiğini açıklamayı reddettiğini ve üçünün suçlanan şüpheli sayısı hakkında bilgi vermeyi reddettiğini kaydetti.

  • Bursa’nın inme merkezi hayata döndürüyor

    Bursa’nın inme merkezi hayata döndürüyor

    Hizmete girdiği 2016 yılından bu yana 1500’ün üzerinde hastaya şifa olan inme merkezinde görevli hekimler, tedavide başarının en önemli faktörünün erken müdahale olduğunda hem fikir. İnme belirtileri ortaya çıktığında hastanın bir an önce sağlık kuruluşlarına sevk edilmesi gerektiğini belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Meral Seferoğlu ile As. Dr. Muhammed Furkan Öztürkci, hızlı müdahalenin hayat kurtardığına ve hastanın hayat kalitesini arttırdığına dikkat çekti.

    İnme merkezinde trombolitik ve trombektomi şeklinde iki inme tedavi yöntemi uygulandığı bilgisini veren Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Meral Seferoğlu “Trombolitik tedavi damar yolundan hızlı bir şekilde ilacın verilmesiyle damarda oluşan pıhtının açılmasına dayalı bir tedavi şeklidir. Trombektomi ise kasık yolundan anjiyo işlemi ile yukarda olan pıhtının alınması ile yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu iki tedavi, ayrı ayrı uygulandığı gibi beraber de uygulanmaktadır. Sonrasında hastalarımız, inme merkezinde 24 saat yakın gözlem altında alınmaktadır. 24 saatin sonunda şifa bulan hastalarımız, nöroloji servisine devir edilmektedir. Bakım gerekenler ise inme merkezinde bakılmaya devam edilmektedir” dedi.

    Erken Tanınması Hayati

    İnmenin; yüzde asimetri olması, yüzün bir tarafında ya da ağız kısmında kayma, hastanın konuşmasında bozulma, kol ve bacaklarda güçsüzlük gibi belirtileri olduğunun altını çizen As. Dr. Muhammed Furkan Öztürkci, “İnmenin erken tanınması çok hayati bir konudur. Çünkü eğer inme erken farkedilmezse ve erken müdahale edilmezse hastada kalıcı özürlülüğe sebep olabilecek en önemli hastalıkların başında gelmektedir. İnmenin erken farkedilmesi ve hastanın 112 tarafından inme merkezine erken getirilmesi kalıcı özürlük oluşmasını engelleyecek en önemli faktörlerden birisidir” şeklinde konuştu.

    Hızlı Müdahale Hayatını Kurtardı

    Merkezde kısa süre önce tedavi olan 56 yaşındaki hasta Cihan Koçel ise, hızlı müdahale sayesinde başarıyla tedavi olduğunu vurguladı. İnme belirtileri görülmesi üzerine hızlı hareket ettiklerini dile getiren Koçel, “Hemen ambulansı aradık ve 112 anında geldi. Benim evden buraya acile gelmem 10 dakika sürdü. 10 dakika içinde ulaştığım için şu an eski halime dönmeye başladım. Gayet iyiyim, hocalarımız ve hemşire hanımlarımız sayesinde. Eski sağlığıma daha da kavuşacağım. İnme merkezi hemşiresinden hocasına Bursa’da bir numara.  Onların sayesinde ve eşim sayesinde ben böyleyim” diye konuştu.

    Merkezin Yatak Sayısı Arttı

    2016 yılından bu yana 7 yatakla ile hizmet veren İnme Merkezi’nin yatak kapasitesi, Nisan ayı itibariyle 10’a çıkarıldı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Salih Metin, “İnme hastalarımıza daha çabuk hizmet verebilmek ve bu hastalara daha çabuk müdahale edebilmek adına inme hastalarımızın ilk başvuru noktalarını Kalp Damar Merkezi acil servisine ve inme ünitemizin bulunduğu binaya taşıdık” ifadelerini kullandı.

  • 6. kattan düşen kadın hayatını kaybetti

    6. kattan düşen kadın hayatını kaybetti

    Kırıkkale’de bir kadın, yeni taşındığı evin camlarını silerken dengesini kaybederek 6’ncı kattan düştü. Hastaneye kaldırılan kadın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
    Olay, Kırıkkale il merkezi Kurtuluş Mahallesi 748 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yeni taşındığı evini temizlemek isteyen Birsen M. (58), camları temizlerken dengesini kaybederek 6. kattan düştü. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

    Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan Birsen M., Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesine kaldırıldı. Tedavi altına alınan Birsen M. tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.

  • Genç hemşirenin otopsi işlemleri sürüyor

    Genç hemşirenin otopsi işlemleri sürüyor

    Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde boğazı kesik halde ölü bulunan 27 yaşındaki hemşirenin otopsi işlemleri devam ediyor. Siirtli olduğu öğrenilen hemşirenin yakınlarının cenazeyi almak için Sakarya’ya doğru yola çıktığı öğrenildi.
    Dün gece saatlerinde Korucuk Mahallesi 1714 Ada’da meydana gelen olayda, 27 yaşındaki Dicle Naz isimli hemşireden bir süredir haber alamayan iş arkadaşları evine gitti. Kapının açılmaması sonrasında ihbar üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kapıyı açan ekipler, Naz’ı yerde kanlar içinde buldu. Ekipler, yaptıkları ilk incelmede hemşirenin hayatını kaybettiğini tespit etti. Yapılan incelemeler neticesinde hayatını kaybeden hemşirenin elinde kesici alet olduğunu belirleyen ekipler, konuya ilişkin inceleme başlattı. Olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu ise yapılan otopsi sonrasında netlik kazanacak.

    Yakınları Sakarya’ya doğru yola çıktı
    Boğazı kesik halde ölü bulunan ve Korucuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri bölümünde görevli olduğu öğrenilen 27 yaşındaki Dicle Naz isimli hemşirenin hastanede otopsi işlemleri devam ederken, yakınlarının cenazeyi teslim almak için Sakarya’ya doğru yola çıktığı öğrenildi.

  • Üniversite hastanesine 43 yataklı yeni yoğun bakım

    Üniversite hastanesine 43 yataklı yeni yoğun bakım

    BUÜ Hastanesi yoğun bakım kliniğinde 2021 yılında başlatılan yenileme çalışmaları aralıksız devam ediyor. 2020 yılında yarım kalan ihalenin yenilenmesi ve çalışmaların tekrar başlatılmasıyla birlikte yoğun bakım servisindeki çalışmalar hız kazandı. İlk etaptaki çalışmaların tamamlanıp teslim edilmesinin ardından gözler ikinci etaba çevrilmişti. İkinci etaptaki çalışmaların da 11 Nisan itibariyle tamamlanmasıyla birlikte 43 yataklı bir yoğun bakım ünitesi daha kullanıma sunuldu.
    Tamamlanan ikinci etabın açılışı BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Başhekim Prof. Dr. Rıdvan Ali, hastane yöneticileri, birim sorumluları, akademisyen ve idari personelin katılımıyla yapıldı.
    Hali hazırda 100 yatak ile hizmet veren yoğun bakım ünitesi, Ağustos 2023’te son etabın bitirilmesi ve 9 yataklı yanık ünitesinin de dahil edilmesiyle birlikte 140 yatak kapasitesine ulaşacak.


    “Üst düzey yoğun bakım ünitesi ile Bursa’nın tedavi standartı yükselecek”

    Şiarlarının insana ve topluma hizmet olduğunu ifade eden BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Çünkü insana dokunan ve topluma hizmet eden her kurum ve kuruluş, yücelir ve yükselir diye düşünüyoruz. Başta hastanemizin ilk günden itibaren ortaya çıkan ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında çok ciddi gayret gösterdik. Yoğun bakımlarda Bursa’nın ciddi eksiği vardı. Bu eksiğin giderilmesi ve tedavi standardının yükselmesi anlamında üst düzey yoğun bakım ünitesini devreye alıyoruz. İnşallah Ağustos ayında da tamamını bitirmiş olacağız. Rabbim, kimseyi buraya düşürmesin. Burada tedavi görecek tüm hastalarımıza da sağlık ve afiyetler versin. Sağlıkla çıkmayı nasip etsin. Tüm yöneticilerimize ve çalışanlarımıza da kolaylıklar diliyorum” dedi.

    “Üniversitenin 40 yıllık en büyük problemi hallediliyor”

    Yoğun bakımların büyük emeklerin ardından peyderpey açılmaya devam ettiğini belirten BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Rıdvan Ali ise, “Son bir etabımız kaldı. Yenilenmiş yoğun bakım üniversitemize sadece yatak kapasitesi açısından bakmamalıyız. Fonksiyonu ve günümüze erişmiş yoğun bakım alanına sahip olacağız. Burada aynı zamanda kliniğin tam kapasite ile çalıştırılmaya başlatılması da büyük bir önem arz etmektedir. Yapılan iş, hastanemizin 40 yıldır en büyük probleminin halledilmesi anlamına da gelmektedir” açıklamasında bulundu.
    Yapılan çalışma hakkında detaylı bilgi veren Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Şüheda Özçakır da, 2020 yılı Aralık ayında yoğun bakım ihale işini tamamladıklarını, 5 Nisan’da yer teslimini yaptıklarını hatırlattı. İlk etabın tesliminin 1 Haziran 2022’de 21 yatak ile yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Şüheda Özçakır, “Bugün itibariyle 43 yeni yoğun bakım yatağımız daha olacak. İkinci etabı açmış bulunuyor. Yüzde 85 seviyesinde bir tamamlama oranına ulaştık. 22 Ağustos 2023 yılında ise tamamını bitirmeyi planlıyoruz” dedi.

    “Serum masalarını çakarak sabitlediğimiz bir noktadan dünya çapında hizmet verecek seviyeye geldik”

    Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Remzi İşçimen de hastaneye ilk geldiğinde yoğun bakımların çok sıkıntılı bir vaziyette olduğunu söyledi. İşçimen konuşmasına şöyle devam etti; “Serum masalarını bile çakarak sabitlediğimiz bir noktadan, bugün dünya çapında hizmet verecek seviyeye geldik. 6 Haziran 2022’de ilk etabını açtığımız yoğun bakımımızın ikinci etabı devreye giriyor. Son etabını da tamamladıktan 3. seviye, çok komplike ve bir çok branşı içeren bir yoğun bakıma kavuşmuş olacağız. Sadece yatak kapasitesi açısından değil, içerik açısından ve dijitalizasyon sistemini de buraya yerleştireceğimizi için artık kağıtsız bir yoğun bakım sürecini başlatacağız. Bu anlamda da çağı yakalayabileceğimiz bir yoğun bakım süreci olacağı için emeği bulunan herkese gönülden teşekkür ediyoruz.”
    Konuşmaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirildi. Daha sonra yoğun bakım üniteleri gezildi.

  • Palyatif Bakım Ünitesi hizmet girdi

    Palyatif Bakım Ünitesi hizmet girdi

    Palyatif Bakım Ünitesi evde sağlık hizmeti alan, yoğun bakımda ve servislerde yatarak tedavi sonrası palyatif bakım ihtiyacı doğan hastaları ilgili hekimlerce yönlendiriyor.

  • Bu diyet ölüme sebep olabilir

    Bu diyet ölüme sebep olabilir

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Ocak, son dönemde sosyal medyadan görerek uygulanan su diyeti gibi diyetlerin ölüme davetiye çıkardığını söyledi. Diyetisyen Meltem Yavaş ise diyetlerin parmak izi gibi kişiye özel olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.
    Bursa’da eşinin uyguladığı su diyetini kendi de uygulamak isteyen kişi, hızlı kilo verdiğine sevinirken hayatını kaybediyordu. 2 ay önce başladığı diyetin kilo haricinde vücudundaki değişimleri fark edemeyen kişi, fenalaşması üzerine hastaneye kaldırıldı. Yapılan incelemelerin ardından tedaviye başlanan hasta, hayati tehlikeyi atlattı. Hastaya müdahaleyi yapan, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Ocak, “Son bir hafta içinde iki hastam acil bölümünden geldi. Biri yaygın kemik ve eklem ağrıları, halsizlik, yoğun kırgınlık, kandaki oksijen yüzdesi yüzde 74’lere kadar inmiş bir haldeydi. Acilde hastayı değerlendirdikten sonra tomografi ve kan tahlili yaptık. Kan tahlillerinde ürekratin elektrolit dengesinin çok değişmiş olduğunu gördük.

    Neredeyse tüm vücudunun elektrolitleri değişmiş ve zararlı düzeye gelmişti. Çektiğimiz tomografide de akciğerde ploraze dediğimiz sıvı birikmesi olmuş, kalp enzim değerleri artmış ve enfeksiyon değerleri yükselmişti. Niçin böyle olduğunu öğrenmeye çalışırken, hasta yaklaşık 2 aydır su diyeti yaptığını söyledi. Nasıl uyguladığını sorduğumda ise, ‘Su içiyorduk. Günde 3 öğün, maydanoz, dereotu, roka gibi sadece sebze ağırlıklı beslendik’ dedi. Hastamızı yatırdık, tedavisine başladık. Diyetini kestik ve normal beslenmeye geçtik. 3-4 gün içerisinde toparladı. Durumu şimdi daha iyi. Bende su diyetinin sosyal medyada reklamını görmüştüm. Hatta kendi hesabımda ‘bu şarlatanlıktır, bu doğru değildir’ yazdım. Orada eleştirilere de uğradım. Ama hala aynı şeyi söylüyorum” dedi.

    “Her hastama diyeti bende tavsiye ediyorum”

     Su diyetinde bireylere sadece su içirip sebze ağırlıklı beslenme yapıldığını ifade eden Uzm. Dr. Ocak, “Bu 2, 3 veya 5 ay sürebiliyor. Bazı kişilerde olumsuz bir durum gözükmeyebiliyor. Tabi ki aç kalmaya bağlı insanlar yoğun kilo verebiliyor. Diyetisyenlik bölümü diye bir gerçek var. Sadece bu işe bakıyorlar. Diyet sanıldığı gibi kolay bir şey değildir. Muayene yapmadan, incelemeden rastgele diyet uygulanması doğru değildir” diye konuştu.

    Diyetisyen Meltem Yavaş ise, “Su diyetleri veya farklı isimlerle anılan diyetleri sosyal medyada sıkça duymaktayız. Fakat sağlıklı zayıflamada bunların yeri katiyen yoktur. Sağlıklı zayıflama diyetlerinde bizler kişinin ihtiyaçlarına göre matematiksel hesaplamalarla kişiye göre diyet listeleri oluşturuyoruz. Herkesin diyeti aslında ‘parmak izi’ gibi diyebiliriz. Yapılan su diyetleri, lahana diyetleri kişinin vücudunda ciddi rahatsızlıklara sebep olabilir. Kısa sürede vitamin mineral yetersizliklerine bağlı aslında katlanılabilir rahatsızlıklar olsa da, uzun vadede organ hasarlarına kadar yol açabilir. Geri dönüşü olmayan sorunlarla karşılaşılabiliyor. Örneklerini çok fazla görüyoruz. Çevremizde çok uçuk fiyatlarla hiç alakası olmayan, beslenmeyle ilgili hiç eğitim almamış kişiler, kendisine inana kişilere aslında sıvı besinler, detox programları uyguluyorlar. Biz her defasında söylüyoruz, katiyen kullanılmamalı” dedi.

  • Hastane giriş-çıkışında kapan kabusu

    Hastane giriş-çıkışında kapan kabusu

    İlkadım ilçesinde aynı kampüste yer alan Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nin çıkışındaki, Fizik Tıp ve Rehabilitasyon Hastalıkları Hastanesi’nin de girişindeki araç lastik kapanları, iddiaya göre teknik bir sorundan dolayı araçların lastiklerini patlatıyor. Aynı bölgede araç lastiği patlayan taksi sürücüsü, hastane çevresindeki kapanların sorunlu olduğunu, birçok vatandaşın burada aynı sıkıntıyı yaşadığını ve yetkililer tarafından müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. Kapanlar nedeniyle yeni lastik almak zorunda olduklarını ifade eden birçok sürücü, kapanlardaki sorunun çözülmesi için yetkililere çağrıda bulundu.

    “Bugün benim yarın senin lastiğin patlar”

    Kapanın üstünden normal bir şekilde geçerken lastiğinin patladığını ifade eden Kadir Keskin, “Kapanın onarılması lazım. Burada büyük bir sıkıntı var. Bugüne kadar birçok kapanın üstünden geçtim ama böyle bir sıkıntı yaşamadım. Orası çok keskin ve demirlerinin onarılması lazım. Bugün benim başıma, yarın başkasının başına gelecek. Ben buradan ilgililere sesleniyorum, bir an önce bu kapanları düzeltsinler” dedi.

    “Yetkililerden gerekli tedbiri alınmasını istiyoruz”

    Lastik kapanında teknik bir hatanın olabileceğini, bunun gibi durumların sürekli yaşandığını dile getiren Mecit Azak, “Arkadaşın başına gelen, yarın bir gün bizim başımıza da gelebilir. Yetkililerden gerekli tedbirin alınmasını istiyoruz. Kapan ters değil ama demek ki bir teknik hata var. Çıkışında lastikleri kapıyor” diye konuştu.

    “Yazık günah hastalar burada mağdur kalıyorlar”

    Bölgedeki kapanlardan dolayı birçok araç lastiğinin patladığını ve insanların mağdur olduğunu anlatan Tarık Talha ise “Yazık günah hastalar burada mağdur oluyorlar. Burada bir sürü teker patladı. İnsanlar mağdur. Adam dalgın oluyor normal şekilde buradan geçiyor ama sıkıntı yaşıyor. Normal şekilde kapandan geçmeye çalışsa da sıkıntı çıkıyor teker patlıyor” şeklinde konuştu.

    Hastaneden açıklama

    Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi yönetimi konuyla ilgili inceleme başlatırken, Fizik Tıp ve Rehabilitasyon Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Ahmet İsmailoglu ise 5 ay önce kapanların yenilendiğini, daha önce böyle durumların yaşandığını, şu anda ise kapanla ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığını söyledi.

  • Hastanelerde ‘yapay zeka’ dönemi

    Hastanelerde ‘yapay zeka’ dönemi

    Yapay zeka, dijital teknoloji ve makine öğrenimi kavramları her geçen gün daha önemli bir hal aldı. OMÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Terzi, yapay zeka deyince artık dijital teknoloji ile paralel olarak sağlıkta, tarımda, ekonomide, her yerde görmenin mümkün olduğunu söyledi. OMÜ bünyesinde hastalıklarını tanısında yapay zeka teknolojisi kullandıklarını belirten Prof. Dr. Terzi, “Nörobilimde özellikle nörolojik hastalıklarda MS gibi, Parkinson gibi, Alzheimer gibi, beyin damar hastalıkları gibi pek çok hastalıkta da makine öğrenimi ve yapay zekada öne çıktığını görüyoruz. Şu anda bir hastanın emar, tomografi gibi görüntülemelerinde hangi hastalık olabileceğine yönelik incelemelerimiz devam ediyor. Hastaların yürümesi, ses analizleri hangi nörolojik sistem etkilemiş sorununu anlamaya çalışıyoruz. Bunu etiketleme dediğimiz yöntem ile beraber makineye öğreterek en iyi şekilde bilgiyi aktararak en doğru sonucu almaya çalışıyoruz” dedi.

    “Hastaneye gelmeden testleri yapıp bize gönderiyorlar”

    Bazı uygulamalara da dijitalleşme çalışmalarının olduğunu belirten Terzi, “Özellikle hastaların hastanede geçirdikleri zamanı daha efektif kullanmaları ve hastaların bütün var olan bilgilerini daha iyi analiz etmek için nörolojik hastalarda kullanmış olduğumuz bazı ölçekleri dijital platforma indirgiyoruz ve onlar hastaneye gelmeden bu testleri yapıp bizlere göndermesini sağlıyoruz. Verilerin en iyi şekilde kayıt edilmesi de önemli bir detaydır. Bu nedenle veri tabanları da geliştiriyoruz. Örneğin MS hastaları için, Parkinson hastaları için, ALS hastaları için kullanabilecek ilgili doktorun kayıt yapabileceği ve bu kayıtları en iyi şekilde analiz edebileceği veri tabanlarına ihtiyaç vardır. Biz de bu amaçla beraber hem ileri teknolojiyi kullanarak hem yapay zeka temelli olarak hastalıkların tanısı ve bunların tedavi süreci ile ilgili en iyi bireysel tedaviyi hastaya sunabilmek adına makine öğrenimini ve yapay zekayı kullanıyoruz. Çok yakın sürede almış olduğumuz ödül ve başarı belgeleri vardır. Ama gelecekte biz bunları daha çok artırarak hem de ürüne dönüştürerek hastaların ve bu hastalıkla ilgili sağlık çalışanlarına hizmete sunacağımız ürünlerle beraber sağlıkta bir adım daha ileri gitmeyi amaçlıyoruz. OMÜ’de yapmış olduğumuz çalışmalar gelecek aylarda, yıllarda çok daha iyi sonuçlara geleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    Hastalar özel odalarda kayıt altına alınıyor

    Yapay zeka sisteminin işleyişi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Terzi, “Hastaların seslerini kaydediyoruz. Aynı zamanda hastaların yürüme ve görüntü bulgularını da kaydediyoruz. Önden, arkadan, yandan çekilen yürüme odalarımız var. Bu odalarda hastalarımızı otomatik olarak kaydediyoruz. Bu kayıtlarla beraber ALS hastasının farklı, Parkinson hastasının farklı, felç geçirmiş bir hastanın farklı yürüme özellikleri oluyor. Aynı zamanda bu hastanın ses tonu, ses içeriği ve konuşmalarında da bazı farklılıklar oluyor. Biz makineye hastanın emarını, sesini ve yürümesini diğer laboratuvar bilgilerini aktararak hastada en iyi tedaviye inmeye çalışıyoruz. Tabii, görüntüleme ve seste hastanın kendi gönderdiği kayıtlarını da alarak değerlendirebiliyoruz. Kendi laboratuvarımızda yapmış olduğumuz ses kayıtları bize çok daha fazla bilgi veriyor” şeklinde konuştu.

  • Hastane yolunu kesip halay çektiler

    Hastane yolunu kesip halay çektiler

    Beyoğlu Galata Kulesi Meydanı’na gece yarısı araçlarla gelen bir grup, hastaneye giden tek yolu trafiğe kapattı. Araçlarından inen grup, ardından meydanda halay çekmeye başladı. Yüksek sesli müzik eşliğinde sözde eğlenen grup, semt sakinlerine rahatsızlık verdiği yetmiyormuş gibi bir de bağırdı. Dakikalarca yolu trafiğe kapatan gruba diğer sürücüler korna basarak tepki gösterdi. Bir süre sonra grup halayı bırakarak araçlarına binip ayrıldı. Pes dedirten o anlar ise cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı.

    “Grup kendi salonlarındaymış gibi oynadı”

    Olaya tepki gösteren semt sakinlerinden Mete Yasin Demirok, “Burası aynı zamanda hastane yoludur. Bu sebeple bu yolda trafiğin durmaması gerekiyor. Grup buraya geldi ve hiçbir şey yokmuş, kendi salonlarındaymış gibi oynadı. Bu sıkıntıları biz devamlı olarak yaşıyoruz. Adamlar hiçbir şeyi umursamadan aracı yol ortasına çekip, müziği açarak halay çekebiliyorlar” dedi.