Etiket: hayat

  • ‘Whipple’ ameliyatıyla hayata tutundu

    ‘Whipple’ ameliyatıyla hayata tutundu

    60 yaşındaki Selime Özdemir, uzun süre önce şişkinlik ve mide ağrısı şikâyetleri ile bir sağlık kuruluşuna başvurdu. Yapılan tetkiklerinde pankreas başında yaklaşık 4×4 santimetre boyutunda kistik kitle belirlenmesi üzerine hasta, Medical Park Ordu Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Salih Can Çelik’e başvurdu. Hekimin yaptığı tahlil ve tetkiklerin ardından hastaya cerrahinin en zorlu ameliyatlarından biri kabul edilen ve Türkiye’de sayılı merkezlerde yapılabilen ‘whipple ameliyatı’ yapılması kararı verildi.

    Ordu’da ve çevre bölgelerde zorlu cerrahi operasyonlar gerçekleştiren Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Salih Can Çelik, uzun yıllardır Ordu’da yapılmayan whipple ameliyatını başarıyla gerçekleştirdi. Çelik ve ekibinin yaptığı müdahale, 60 yaşındaki hastanın iyileşmesi adına umut ışığı oldu.

    “Whipple ameliyatı, pankreas hastalıklarında etkin rol oynuyor”

    Hastanelerinde ileri teknolojik cihazlar ve tıbbi donanıma sahip olduklarını söyleyen Opr. Dr. Çelik, yaklaşık 5 saat süren operasyonun başarılı sonuçlandığını söyledi.

    Opr. Dr. Çelik, “Safra yolu ve pankreas tümörleri son derece sinsi seyreden hastalıklardır. Tanı konulması zordur, genellikle de rutin kontrollerde tesadüfen tespit edilir. Hastamız Selime Özdemir rutin kontrolleri sırasında yapılan ultrasonografide, pankreasında kitle şüphesiyle başvurdu. Hastanın genel sağlık durumu, medikal geçmişi ve mevcut semptomlarına dayanarak yapılan kapsamlı testler ve muayeneler sonucunda, maalesef pankreas bölgesinde kistik pankreas kitlesi tespit edildi. Bu zorlu durumdan hastamızı kurtarmak için whipple ameliyatı yapılmasına karar verdik. Hasta ve yakınları ile durumu görüştük, ameliyat hazırlıklarımızı tamamladık. Yaklaşık 5 saat süren operasyon sonrası pankreasın baş kısmı, on iki parmak bağırsağı (duodenum), safra kesesi, midenin çıkış kısmı, safra kanalının bir kısmını aldıktan sonra gerekli anastomozlar (organların dikilmesi) yapılarak ameliyat sonlandırıldı. Hastamızı kontrol amaçlı yoğun bakımda takip ederek ertesi gün serviste takiplerine devam ettik. Yaklaşık 1 hafta servis takibinden sonra hastamızı sağlıkla taburcu ettik” ifadelerine yer verdi.

    “Karın ağrınızın sebebi olabilir”

    Opr. Dr. Çelik, pankreasın kistik tümörleri ve dikkat edilmesi gerekenlere değinerek, “Pankreasın kistik tümörleri oranı giderek artmaktadır. Pankreasın kistik tümörleri tüm pankreas tümörlerinin (hem iyi, hem kötü huylu) yüzde 10’unu oluşturmaktadır. Bu kistik lezyonların çoğunluğu belirti vermez. Hastaların bir kısmı pankreatit, sarılık, karın ağrısı, şişkinlik ve erken doyma gibi semptomlarla başvurabilirler. Pankreasın kistik tümörlerinde, görüntüleme yöntemlerinin daha sık kullanılması ile birlikte tanı konulma oranı giderek artmaktadır. Bu kistik lezyonların radyolojik ve klinik özelliklerine göre cerrahi gerekebilmektedir” diye konuştu.

    “Uzman hekime danışmak önemli”

    Kanser ameliyatlarının öneminden bahseden Opr. Dr. Çelik, “Kanser hastalarında uygulanan cerrahi işlem, hastaların ‘survey’ dediğimiz beklenen yaşam süresini etkileyen en önemli kriterdir. Alanında uzman cerrahın, tıp alanındaki son gelişmeleri takip etmesi, kanser ameliyatlarında geniş deneyiminin yanı sıra, tüm güncel tekniklere de hakim olması önemlidir. Kanser hastasının genelde bir kez cerrahi operasyon şansı bulunmaktadır. Çünkü kanser cerrahisinde uygun olmayan ve yetersiz yapılan cerrahi nedeniyle hastaların evresi değişmekte, bununla birlikte alacağı tedavi de değişmektedir. Bu durum da hastanın erken nüks yani kanserin tekrarlaması ve vücuda yayılmasına neden olmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Korktuğum gibi olmadı”

    5 saat süren ameliyat sonrası sağlığına kavuşan Selime Özdemir, “Salih hocamın hastalığıma dair gerçekleştirdiği başarılı ameliyat bizler için büyük bir umut ışığı oldu. Korku dolu gözlerle kapısını her çaldığımda sakin tavrı, açıklamaları ve gösterdiği özen, ailecek bu zorlu süreçte rahatlamamızı ve güven duymamızı sağladı. Hastası olmanın ötesinde, insanlara olan duyarlılığı ve samimiyeti, bizlere umut veren bir dokunuştu. Hocamız gibi uzman ve insancıl bir hekimle karşılaşmak gerçek bir şanstı. Ameliyatın başarıyla sonuçlanmasında gösterdiği beceri, bilgi birikimi ve insan sevgisi için öncelikle doktorum Salih Can Çelik’e ve Ordu’da böyle bir hizmeti bizlere sundukları için Medical Park Ordu Hastanesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.

  • “Motosiklet Ambulans”lA hayat kurtarıyorlar

    “Motosiklet Ambulans”lA hayat kurtarıyorlar

    Tam donanımlı olan motosiklet ambulans

    Sağlık Bakanlığı bünyesinde Amasya’da bir yıl önce hizmete sunulan motosiklet ambulans, kalabalık caddelerde ve dar sokaklardaki vakalara kara ambulanslarından daha önce ulaşılmasını sağlıyor. Vakalara müdahale etme yönünden tam donanımlı olan motosiklet ambulansta, tansiyon aleti, stetoskop, glukometre cihazı ve entübasyon tüpleri gibi ilkyardım malzemeleri bulunuyor. 112 acil servis istasyonuna gelen vaka ihbarının bildirilmesi üzerine yola çıkan motosiklet ambulans hastaya ilk müdahalenin yapılmasını sağlıyor. İki sağlık görevlisinin bulunduğu motosiklet ambulans, özellikle trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokaklarda, kara ambulanslarının giremeyeceği dar sokaklar ve engebeli arazilerde kullanım kolaylığı sunuyor.

    “Birlikte hayat kurtarmak gurur verici”

    Yaklaşık 6 ay önce aralarına katılan eşiyle birlikte uyum içinde görev yaptığını belirten Zafer Can Arslan (26), “Eşimle omuz omuza beraber çalışmaktayız. Ardımda olması daha fazla güven veriyor. Birlikte hayat kurtarmak gurur verici bir şey” dedi.
    Arslan, Türkiye’de birlikte görev yapan tek motorize sağlık çalışanı çift olmanın mutluluğunu da yaşadıklarını söyledi.

    “Her güzelliğin bir zorluğu var”

    Küçük yaşlardan itibaren motosiklet tutkusunun olduğunu anlatıp kendisine destek olan babasına ve eşine teşekkür eden Hümeyra Arslan (25) da, “Vakalara, hastalara hızlı ulaşmamız gerekiyor. Yaşadıkları travmanın etkilerini en aza indirmemiz gerekiyor. Motorize ekipte görev almak zor. Ama her güzelliğin bir zorluğu var” şeklinde konuştu.
    Üniversiteyi ilk ve acil yardım bölümü mezunu olarak tamamlamasının ardından sağlık ordusunda görev yapmaya başlayan Arslan, aldıkları sürüş eğitimi sonrası direksiyonuna geçtiği motosikletiyle kadınlara, gençlere rol model olmaya çalıştığını vurguladı.

    Sağlık Bakanı Koca görüntülerini paylaştı

    Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Amasya İl Sağlık Müdürlüğü’nün 1-7 Aralık Acil Sağlık Haftası dolayısıyla düzenlediği etkinlikte acil sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çeken çiftin görüntülerini, “Motorize 112 görevlilerimiz, kara ambulanslarımızın hızlı ulaşım sağlayamadığı yerlere hızlı ulaşım sağlıyor. Amasya’da sekiz kişilik bir ekibimiz var. Ekibimizde görevli ve daha ziyade trafikte triaj vakalarına giden çift, işlerinin önemine ve yolda önceliğe dikkat çekiyor” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

  • İmkansız noktalarda hayat kurtardılar

    İmkansız noktalarda hayat kurtardılar

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Başkan Ekrem Yüce’nin talimatıyla kurulan arama kurtarma ekibi, en zorlu günlere hazırlanıyor. Kahramanmaraş ve Düzce depremi başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında sel, heyelan, yangın gibi acil durumlarda görev alan ve onlarca kişinin hayatını kurtaran ekip, zorlu eğitimlerden geçiyor. Büyükşehir Afet İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, ekipte yer alan ve belediyenin çeşitli birimlerinde çalışan 40 gönüllü personele son olarak Pamukova İnönü Yaylası’nda “Doğada Arama Kurtarma” eğitimi verdi. Yayladaki en zorlu arazilerde bir eğitim kampı kuruldu ve 40 kişilik ekip, hayatlarının en zorlu 5 gününe başladı.

    Doğada arama kurtarma, doğada kurtarma operasyonlarında kullanıla teknik ekipmanların kullanımı ve statik emniyet noktaları oluşturulmasıyla ilgili eğitimler Büyükşehir’in uzman ekipleri tarafından verildi. Yaklaşık bin metre yükseklikte olan yaylada kurulan kamptaki çadırlarda uyuyup uyanan ve toplamda 5 zorlu gün geçiren ekip, kayalık yamaç arazide sedyeyle kazazede tahliyesi yaptı ve bölgedeki mağaralarda dar alanlardan insan kurtarma operasyonları gerçekleştirdi. Ayrıca gece zifiri karanlıkta nokta tespiti yapan ekipler, en zor şartlarda hasta nakili yapmayı öğrendi.

    Öte yandan, ormanda yaralılara ve kazazedelere ilk müdahalenin gösterildiği eğitimlerde ilk yardım uygulamaları tek tek anlatıldı. Eğitim sonunda 5 günlük zorlu bir parkurdan çıkan Büyükşehir’in gönüllü ekibi, Sakarya ve çevresinde yaşanabilecek her türlü afet ve acil duruma yeniden hazırlandı.

  • Dikkat hayati tehlike: Zatürre!

    Dikkat hayati tehlike: Zatürre!

    Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Bilge Özgür Yüksel, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Yüksel, ateş, terleme, nefes alırken ya da öksürürken göğüs ağrısı, yorgunluk ve koyu renkli balgam gibi belirtilerle etkisini hissettiren zatürrenin virüs, mantar veya bakterilerin yol açabildiği tehlikeli bir akciğer hastalığı olduğunu söyledi.

    “Her yaştan kişide görülebilir”

    Zatürrenin her yaştan kişide görülebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Yüksel, hastaların şikâyetlerinin de hastalığın türüne ve kişinin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebileceğini belirterek, dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verdi.

    “Akciğer dokusunun iltihabı”

    Tıpta pnömoni adıyla bilinen zatürrenin akciğer dokusunun iltihabı olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yüksel, “Zatürre hastalığı olan kişilerde akciğer dokularının iltihaplanması sonucu alveol adı verilen hava kesecikleri, iltihapla veya sıvıyla dolarak solunan oksijenin kan dolaşımına girmesini engeller. Aynı zamanda kan dolaşımındaki karbondioksit gazının da vücut dışına çıkmasını zorlaştırarak kandaki karbondioksit oranının artmasına yol açar” diye konuştu.

    “Korunmak için grip ve zatürre aşısı ihmal edilmemeli”

    Zatürre hastalığının yaşının olmadığını dile getiren Uzm. Dr. Yüksel, “Elbette bazı kişilerin zatürreye yakalanma ihtimalinin diğerlerine oranla daha fazla olduğu söylenebilir. 2 yaşın altındakiler, 65 yaşın üzerindekiler, kronik akciğer hastalıkları olanlar, sistemik rahatsızlıkları bulunanlar, bağışıklık sistemi baskılananlar, alkol ve sigara kullananlar, kimyasal maddelere maruz kalanlar için zatürre riski daha yüksektir. Bu yüzden zatürreden korunmak için grip ve pnömokok (zatürre) aşısı yaptırılması ihmal edilmemelidir” şeklinde konuştu.

    “Hayatı tehdit edebilir”

    Zatürre tedavisinde hastalığa neden olan temel unsurun doğru tespit edilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Yüksel, şu bilgileri paylaştı:

    “Tedavisine geç kalındığında zatürre ölümcül bir hastalık haline gelebilir. Nitekim, dünyada ve ülkemizde hastane başvurularının en sık nedenleri arasındadır. Ülkemizdeki ölüm nedenleri arasında da 5’inci sırada yer alır. Kişinin kronik hastalıkları olduğunda veya kişi ileri yaştaysa, zatürrenin daha ağır seyrederek hayati risk oluşturabildiği bilinmektedir.”

    “Grip, zatürreye dönüşürse daha ağır seyreder”

    Grip virüsünün bazen doğrudan zatürreye neden olabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Yüksel, “Grip zatürreye neden olmasa da, solunum yollarında oluşturduğu tahribat bakterilerin ve mantarların yol açtığı zatürre türünün ortaya çıkması için uygun zemin hazırlayabilir. Gribin zatürreye dönmesi halinde hastalığın çok daha ağır geçeceği bilinmektedir. Bu yüzden zatürreden ve gripten korunmak için yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olunmalıdır” açıklamasında bulundu.

    “Zatürre bulaşıcı olabilir”

    Zatürrenin bulaşıcı olabileceğine de değinen Uzm. Dr. Yüksel, “Çoğu bakteriyel pnömoni türü bulaşıcı değildir. Bakteriler bir kişiden diğerine yayılabilir, bulaşabilir ancak zatürre (pnömoni), burun ve boğazda bulunan bakteriler akciğer dokusunu istila ettiğinde bağışıklık sistemi zayıf olan ya da zatürre için diğer risk faktörlerine sahip kişilerde ortaya çıkar. Yine de tüm bakteriyel veya viral zatürre türlerinin bulaşıcı olma potansiyelinin olduğu unutulmamalıdır. Zatürre olan bir yetişkinin ya da çocuğun bu hastalığı ne kadar süre bulaştırabileceğini söylemek için zatürreye neden olan mikrop veya organizmanın türünü bilmek gerekir” ifadelerini kullandı.

    “Önlenebilir bir hastalık”

    Zatürrenin nasıl önlenebileceğini anlatan Uzm. Dr. Yüksel, “Her ne kadar zatürre ciddi bir akciğer hastalığı olsa ve birçok kişinin yaşamını tehdit etse de, önlenebilir nitelik taşır. Grip aşısı yaptırılarak zatürreye yakalanma riski azaltılabilir. Özellikle 65 yaş ve üzerinde olanlar, kronik akciğer hastalıkları bulunanlar, riskli hastalarla karşılaşma ihtimali yüksek olan sağlık personelleri ve toplum hizmetinde çalışanlar her sene grip aşısı olmalıdır. Pnömokok bakterisi nedeniyle oluşan zatürre, ‘toplum kökenli zatürre’ olarak tanımlanır ve görülme sıklığı çok yüksektir. Özellikle kış aylarında herkesi tehdit edebilen bu bakterinin yol açabileceği hastalıklardan korunmak için pnömokok aşısı yaptırılmalıdır. Konjuge Pnömokok ve Pnömokok aşıları, her yaştan kişinin bu hastalığa yakalanma riskinin azaltılması için önemlidir” şeklinde konuştu.

    “Korunmak için 4 hayati öneri”

    Uzm. Dr. Yüksel, zatürreden korunmak için önerilerini şöyle sıraladı: “Ellerin düzenli yıkanması gerekir. Öksürürken ya da hapşırırken ağız tek kullanımlık mendillerle ya da dirsekle kapatılmalıdır. Sağlıklı beslenilmeli ve uyku düzenine dikkat edilmelidir. Sigara mutlaka bırakılmalıdır.”

  • Adana’da hayat 1 dakikalığına durdu

    Adana’da hayat 1 dakikalığına durdu

    Atatürk’ün 85. ölüm yıl dönümünde Adanalı yüzlerce vatandaş Atatürk Parkı’ndaki Atatürk anıtı önünde toplandı. Kimi Atatürk fotoğraflı kravatını takıp, kimi ise Atatürk fotoğraflı tişörtünü giyerek alana geldi. Saatler 09.05’i gösterdiğinde ise çalınan siren sesiyle birlikte herkes 1 dakikalık saygı duruşuna geçti.

    Atatürk Caddesi’nden geçen araç sürücüleri siren sesiyle kontak kapatıp araçtan inerek saygı duruşunda bulundu. 1 dakikalık sirenin ardından saygı duruşunun bitmesiyle hayat normale döndü.

    Törene Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in yanı sıra kent protokolü de katıldı.

  • Kırıkkale’de saat 09.05’te hayat durdu

    Kırıkkale’de saat 09.05’te hayat durdu

    Kırıkkale’de, Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma töreninde Vali Mehmet Makas, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ali Durmuş, Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, Atatürk büstüne çelenk sundu.

    Törene katılan protokol üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, askeri erkan ve vatandaşlar, saatler 09.05’i gösterdiğinde saygı duruşunda bulundu.

    Meydandaki vatandaşlarla trafikte araçlarını durduran sürücülerin de katıldığı saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı okundu, bayraklar yarıya çekildi.

  • Organ bağışı hayat kurtarır

    Organ bağışı hayat kurtarır

    Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Dr. Murat Ağırtaş, okullarda ve kamu kurumlarında organ bağışı hakkında farkındalığı arttırmak için çeşitli eğitimler verildiğini söyledi.

    Organ nakli; görevini yerine getiremeyecek kadar hasta olan organın yerine yenisi ile değiştirilmesi işlemidir ve canlıdan canlıya ve kadavradan canlıya olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Ülkemizde canlıdan canlıya olan organ nakli daha yaygın olmakla birlikte özellikle orta ve İç Anadolu’da ne yazık ki kadavradan bağış istenilen seviyede değildir.

    3-9 Kasım tarihinin Organ Bağış Haftası olarak kutlandığını ifade eden Ağırtaş, “Biz de okullarda ve kamu kurumlarında organ bağışı hakkında farkındalığı arttırmak amacıyla çeşitli eğitimler gerçekleştirdik ve halka açık yerlerde stant çalışmaları düzenledik. Organ bağışı konusu bir hafta ile sınırlandırılamayacak kadar önemli olduğundan, çalışmalarımızı tüm yıla yayarak devam etmekteyiz. Unutulmamalıdır ki; organa ihtiyaç duyma ihtimalimiz organ bağışında bulunma ihtimalimizden daha yüksektir. Organlarınız toprak olmasın, başka bedenlerde can olsun” dedi.

  • Su sümbülleri Asi Nehri’ni kapladı

    Su sümbülleri Asi Nehri’ni kapladı

    Lübnan’da doğan ve Suriye sınırını aşarak Türkiye’ye ulaşan Asi Nehri’nin Hatay’daki bölümünü kısım kısım su sümbülleri kaplamaya devam ediyor.

    Su sümbülleri, Asi Nehri’nin Antakya ilçesinden geçtiği kısımları da bölge bölge kapladı. Su sümbüllerinden dolayı adeta nehir de su görülmez hale geldi. Devlet Su İşleri tarafından Asi Nehri’nde ıslah çalışmaları sürdürülüyor. Ters akmasıyla bilinen Asi Nehri’nin üzerinde dikkat çekici bir görüntü oluşturan su sümbüllerinin suyun oksijen ve ışık almasını engellediği için balıkların ve diğer su canlılarının ölümüne neden olduğu biliniyor.

    “Temizliyorlar ama yine aynı şekilde oluyor”

    Asi Nehri üzerini kaplayan su sümbüllerinin kötü görüntü oluşturduğuna dikkat çeken Vecih Kelahmetoğlu, “Burası Asi Nehri, gördüğünüz gibi her yeri ot kaplamış. Çok kötü gözüküyor, siz de görüyorsunuz. Her yıl bu zamanlar böyle oluyor. Temizliyorlar ama yine aynı şekilde oluyor” dedi.

    “Sümbülleri güzel buluyorum fakat balıklar için de iyi değil”

    Su sümbüllerinin balıklar için iyi olmadığına dikkat çeken Kazım Çoksever, “Burası Küçük Dalyan, yeni sanayi köprüsü Asi Nehri. Asi Nehri’nin üzerinde şimdi su sümbülleri var. Her yer böyle temizlenmedi daha. Sümbülleri güzel buluyorum, balıklar için de iyi değil. Balıklar için nefes yönünden iyi değil”

    Asi Nehri’nde temizlik işlemlerinin yapıldığını belirten Eşref Alak, “Burada nehrin temizliği yapılıyor. Asi’nin üzerinde şu an su sümbülleri var. Su sümbülü hiçbir işe yaramaz. Her yıl böyle nehrin üzerini kaplar. Bütün her taraf sümbül” şeklinde konuştu

  • 9 yavru sincabın hayatı kurtuldu

    9 yavru sincabın hayatı kurtuldu

    Olay ilçeye bağlı Ulukent köyünde meydana geldi. Köyde yaşanan heyelan sonrası bölgeye giden İl Özel İdaresi ekipleri heyelanı temizle çalışmasına başladı. İş makinesi operatörü Cengizhan Hatinoğlu, heyelanı temizlediği sırada 9 yavru sincabı fark etti. Çalışma arkadaşı Yakup Güney eşliğinde sincapları iş makinesinin kepçesine koyarak yeniden doğaya bıraktılar. Operatörünün dikkati sayesinde kurtulan yavru sincaplar anneleriyle yeniden buluşurken, o anlar ise cep telefonu kamerasına yansıdı.

    Yaşanan olayı anlatan Yakup Güney “Heyelanlı bölgede heyelanı kaldırırken, çürük bir ağacın kovuğunda yuva yaptığını tahmin ettiğimiz 9 yavru sincap operatörümüz Cengizhan Hatinoğlu fark etti. Birlikte yavru sincapları makinenin kepçesine koyarak ormanlık alana taşıdık. Saha sonra burada yaşam alanlarına bıraktık. Anneleri de hemen peşlerinden geldi. Bizim için güzel bir anı olmuş oldu” ifadelerini kullandı.

  • Telefonunu takas etti, hayatı karardı

    Telefonunu takas etti, hayatı karardı

    Denizli’de bir kurumda hizmetli olarak görev yapan Mehmet Demir, yaklaşık bir yıl önce eski telefonunu takasa vererek yeni bir telefon aldı. Demir, takasa verdiği cep telefonu içindeki kişisel bilgileri, banka şifreleri, internet bankacılığı bilgilerini silmeyi unuttu.

    Hackerler tarafından Demir’in bilgileri ele geçirilerek telefon numarası kopyalandı. Demir’in bilgilerini kullanarak dört bankadan yüklü miktarda paralar çeken hacker, hesaplar üzerinden farklı tarihlerde para transferleri de yaptı. Yaklaşık 1 milyon liralık borçla karşı karşıya kalan Demir’e bankalarda icra takibi başlattı.

    Üzerine açılan 15 icra dosyası olduğunu hatırlatan Demir, göz yaşlarına hakim olamayarak, “Eski telefonlarınızı satmayın, kimseye vermeyin. Kırıp atın, gerekirse yakın. Ben yandım başkası yanmasın. Çok kötü sıkıntılı günler geçiriyorum” dedi.

    Hukuki süreç başlattı

    Silmeyi unuttuğu telefonundaki bilgileri kullanarak kendisini dolandılar hackerlerle ilgili olarak hukuki süreç başlattığına dikkat çeken Demir, “19 Ekim 2022 tarihinde eski bir telefonum vardı. Telefonumu takas ettim. Fakat telefonumdaki içindeki bilgileri silmeyi unutmuşum. İnternet bankacılığı kredi kartı şifreleri hepsi telefonun içindeydi. Bunu ele geçiren hacker tüm bilgilerini kullanarak benim hesaplarımda bir trilyon bir para hareketi oluşturmuş. Bundan dolayı icraya düştüm. On beş tane icram var. Milletten tavsiyem ne olursunuz? Eski telefonlarınızı vermeyin. Kırın, atın ama vermeyin. Benim hayatım yandı. Kimsenin hayatı yanmasın. Dört tane bankaya yaklaşık bir trilyon gibi bir borcum var. Zaten hacker bir şekilde hayatımı mahvetmişti. Bu zorlu süreçte eşimden de boşandım. Beni öldürdüler bir daha öldürdüler. Bu kadar basit. Hepsi icraya geldi. 15 tane icram var Ne yapacağımı bilemedim. Artık dayanacak gücüm de kalmadı. Ne olur yol, çaresi gösterin. Şimdi bu zorlu süreçte 70 yaşında bir evim var köyümde, dedemden ama ona icra geldi. Banka satışa çıkardı evimi. Telefonumu savcılık aldı. Telefonum hala gelmedi” dedi