Etiket: hayat

  • Dolu hayatı felç etti

    Dolu hayatı felç etti

    Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde gece saatlerinde yağan ceviz büyüklüğündeki dolu hayatı felç etti. Doluya kırsal bölgede yakalanan sürücüler, otomobillerinin camları kırılmasın diye elleriyle alttan destek verdi. Şehir merkezindeki sürücüler ise araçlarını petrol istasyonlarındaki gölgeliklerin altına park edip zarar görmesini engellemeye çalıştı.


    Çatı çöktü, eve yıldırım düştü

    Dolunun şiddetiyle bir binanın teras katındaki çatı çöktü. Şans eseri yaralanan olmazken yağışın etkisiyle bazı ağaçların da devrildiği görüldü. Bir evin üstündeki güneş enerjisi paneline de yıldırım düştü. Evdekiler büyük korku yaşarken paneller kullanılamaz hale geldi.


    Suya kapılan güvercini kurtardı

    Cadde ve sokakların gole döndüğü ilçede bazı mahallelerde elektriklerin kesildi. Suya kapılan bir güvercin ise genç bir vatandaş tarafından kurtarıldı.


    Ekipler anında müdahale etti

    Yağışın başlamasıyla birlikte sahaya erken inen Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ŞUSKİ ekipleri ise yaşanabilecek su baskınlarına anında müdahale etti.

  • Burdur’da dolu hayatı felç etti

    Burdur’da dolu hayatı felç etti

    Burdur’da saat 15.00 sıralarında başlayan ve yaklaşık bir buçuk saat süren dolu ve sağanak yağış nedeniyle hayat durma noktasına geldi. Yağmur sularının yollar birikmesiyle sürücüler zor anlar yaşarken, birçok ev ve depoyu da su bastı.

    Menderes Mahallesi Kemal Solmaz Caddesi üzerinde bulunan bir evde 3 kadın pişi yaptıkları sırada odayı bir anda su basınca neye uğradıklarını şaşırdı. Ev sahibi Muammer Coşkun, “İlk defa böyle bir şey gördüm, kar gibi dolu yağdı” dedi.

    Mesut Uçan ise, “Kış geçti, böyle yağış olmadı. Allah afetinden korusun. Hava bir anda karardı, zaten yağmur geleceği belliydi. Dolu yağışı sürpriz oldu. Yağmur da arkasından aldı götürdü. Bahçe bile dolu taneleri ile doldu. Sanki kar yağmış” dedi.

    İtfaiye ekipleri su basan evleri ve depoları temizlemek için seferber olurken, yağış nedeniyle meydana gelen ufak çaplı trafik kazalarında yaralanan veya can kaybı olmadı.

  • Yağmur yağışı hayatı olumsuz etkiledi

    Yağmur yağışı hayatı olumsuz etkiledi

    Ankara’da sabah saatlerinde başlayan ve zaman zaman şiddetli yağan yağmur, kentte hayatı olumsuz etkiledi.

    Yollarda biriken sular sürücülerin ve yayaların tehlikeli anlar yaşamasına neden olurken, meydana gelen kazalar ise trafiği durma noktasına getirdi.

    Yağış, taşkınlar sebebiyle bozulan asfalttan sökülen parçaların yolları tıkamasına da sebep olurken, şehrin yüksek yerlerinde beliren sis ise görüş mesafesinin düşmesine neden oldu.

  • Konteyner kentte yeni hayat başlayacak

    Konteyner kentte yeni hayat başlayacak

    Hatay’ın Defne ilçesinde görevlendirilen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor. 54 yataklı hastaneyi tamamlayarak depremzedelerin hizmetine sunan Kocaeli Büyükşehir, konteyner kent inşasına da devam ediyor.

    Altyapı çalışmalarını tamamlayan Büyükşehir, konteyner kentin etrafını 1.5 kilometre tel çitle kapattı. İçerisinde iki oda, tuvalet, mutfak ve banyo bölümünün olduğu 21 metrekare büyüklüğündeki konteynerlerin son etabında kurulum ve montaj işlemleri devam ediyor. Tamamlanan 2 etapta ekipler aydınlatma, su ve elektrik hatları gibi işlemleri sürdürüyor.


    30 dönüm arazi üzerinde 3 ada şeklinde planlanan 300 konteynerlik kentin çocuk parkında da çalışmalar devam ediyor. 200 metrekare alana kurulacak 3 kuleli oyun grubu için temel atıldı. Birkaç gün içerisinde kauçuk zemin kaplaması yapılarak, oyun grupları kurulacak.

  • ‘Hayatı kafana tak güvenli yaşamaya bak ‘ projesi

    ‘Hayatı kafana tak güvenli yaşamaya bak ‘ projesi

    Orhaniye İnci Narin İlköğretim öğrencileri, Marmaris Atatürk meydanında İlçe Jandarma Komutanlığı Trafik Jandarması ekipleri, İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri ve öğretmenleri ile birlikte Eko Okullar projesi dahilinde planlanan ‘Hayatı kafana tak güvenli yaşamaya bak ‘ farkındalık çalışması yaptı.

    Öğrenciler motosiklet sürücülerini durdurup kasklarına kendi tasarladıkları etiketleri yapıştırıp, Jandarma ve Polis ekipleri ile birlikte güvenli sürüş ve kaskın önemini anlattı. Öğrencilerin kask ve koruyucu tertibat ile ilgili broşür dağıtmasının ardından etkinlik sona erdi.

  • Yarım asırdır traktörlere hayat veriyor

    Yarım asırdır traktörlere hayat veriyor

    Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Biriminin“Yaşayan İznik Hazineleri” projesi çerçevesinde belgeselleştirilmeye devam ediyor. Bu çerçevede yarım asırdır İznik’te traktör ustalığı yaparak geçimini sağlayan Mehmet Eren icra ettiği mesleğini 70’li yıllardan bu yana aynı heyecanla devam ettiriyor.

    1958 yılında Karasu da dünyaya gelen Mehmet Eren İlkokulu burada okuduktan sonra babasının isteğiyle 1975 yılında ailecek İznik’e taşınırlar. 1977’de İznik’te üç kardeş olarak traktör bakım, tamir servisini kurarlar. Yarım asra yakındır yaptığı çalışmalarla tarım sektörüne ve çiftçilere hizmet eden Eren hala işini aşkla devam ettiriyor.


    “BAĞ BAHÇE TİPİ TRAKTÖRÜN ÇIKMASINA VESİLE OLDUK”

    Esnaflıkta geçirdiği yarım asrı o günleri yaşarcasına anlatan Mehmet Eren (65) konuşmasında “Çiftçilerimize çok emeğimiz oldu. Fabrikaların ürettiği traktörler ilk başlarda İznik’te bağ ve bahçelere uymadı. Bizlerde buna bir formül geliştirdik ve uygulamaya başladık. Bu formülü biz uyguladıkça fabrika bunu fark etti. Bizlere mühendisler gönderdiler, çalışmalarımızı incelediler. Bizler fabrikaya giderek bunları anlattık. Bağ ve bahçe tipi traktörlerin çıkmasına vesile olduk. Gençlerimize tavsiyem büyüklerinin öneri ve söylediklerini dikkate alsınlar. Bir işi ehline danışsınlar. On düşünüp bir karar versinler. Ellerinde muhakkak bir zanaatları olsun. Ne iş yaparlarsa yapsınlar yedekte bir zanaat olsun. İşleri gider ama o zanaat her zaman elinde kalır” diye konuştu. Eren konuşmasında ayrıca İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta’ya ve ekibine bu çalışmalar ile gelecek kuşaklara aktarılan tecrübeler ve meslekler dolayısıyla teşekkür etti.

  • Heimlich manevrası yaşlı adamı hayata bağladı

    Heimlich manevrası yaşlı adamı hayata bağladı

    Silivri merkezde bulunan bir lokantada yemek yediği sırada nefes borusuna yiyecek kaçan yaşlı adam çevresinden yardım istedi. Nefes almakta zorlanan adamın yardımına koşan garsonların müdahalesi sonuç vermeyince yan masada yemek yiyen başka bir müşteri heimlich manevrası yaparak yaşlı adamın hayatını kurtardı.

    “Lokması çıktı ve nefes almaya başladı”

    Tüm olanlar işyerinin güvenlik kamerasına yansırken yaşlı adamın hayatını kurtaran Hali Kartal, “işyerindeki çalışan arkadaşların çabası fayda etmeyince daha önce gördüğüm heimlich manevrası yaptım. Çok şükür ki amcanın boğazına tıkanan lokması çıktı ve nefes almaya başladı” dedi.

  • Yazdığı notlarla hayata tutunuyor

    Yazdığı notlarla hayata tutunuyor

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de meydana gelen depreme, Elif Naz Çil ve ailesi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yakalandı. Bulundukları apartmanın yıkılmasıyla Elif Naz ve babası Emrah Çil enkazdan birkaç saat sonra yaralı olarak çıkarıldı. Anne Döne Çil ise hayatını kaybetti. İslahiye Devlet Hastanesi’nde ilk müdahaleleri yapılan Elif Naz ve babası, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Vücutlarında kırıklar olan baba-kız tedaviye alındı.

    “Yanımda güzel insanlar var”

    Annesini kaybettiğini depremin 5’inci günü öğrenen Elif Naz, moralini iyi tutmak için kuzeninin önerisiyle notlar yazdı. “Elif Naz’ın Başa Çıkma Kartı” başlıklı notları hastane yatağının başucuna yapıştıran 14 yaşındaki Çil, sık sık yazdıklarını okuyarak yaşadıklarının etkisinden kendini korumaya çalışıyor. Elif Naz’ın yazdığı notlarda; “Annemin beni izlediğini düşünüyorum, o hep benim içimde”, “Günden güne iyileşiyorum”, “Yanımda çok güzel insanlar var”, “Başımı çevirdiğimde babamı görebiliyorum ve onu sağlıklı görmek çok güzel”, “Hareketlerim artıyor, yakında yürüyeceğim”, “Yeniden başlamak sevdiklerimle yaptığım planlar ile daha kolay geliyor”, “Yemek yapmak, resim yapmak ve dahası” ifadeleri yer alıyor.

    Depremde annesini kaybettiğini ancak babası ve o gün şehir dışında olan kardeşiyle kendisinin kurtulduğunu belirten Elif Naz, yakınlarının ve Adana Şehir Hastanesi personelinin desteğiyle kendini toparlamaya çalıştığını anlattı. Hastane çalışanlarının ve ziyaretine gelen yakınlarının kendisine 4 kez doğum günü partisi düzenlediğini söyleyen Elif Naz, kuzeninin önerisiyle bir ‘başa çıkma kartı’ hazırladığını belirtti.

    Yaşadıklarını anlatan Elif Naz, “Ben buraya depremden sonraki ilk gün geldim ve 5 gün sonra annemin vefatını öğrendim. Benim için çok zor gelmişti ilk başta. Nefesimin daraldığını hissettiğim zamanlardı. Kuzenim geldi, bana yardım etti. ‘Beraber bunu yazabiliriz’ dedi. Özellikle ‘Dışından oku’ dedi. Kendimi kötü hissettiğim zamanlarda bunu dışımdan okumamı istedi. Bu nedenle yazdım bunu. Özellikle annemin beni izlediğini düşünmek beni ferahlattığından dolayı ilk olarak bunu yazdım” diye konuştu.

  • Ara Güler’in hayatı film oluyor

    Ara Güler’in hayatı film oluyor

    Türkiye’nin en çok tanınan fotoğrafçısı Ara Güler’in hayatı film oluyor. Pablo Picasso’dan Winston Churchill’e 20. yüzyılın en ikonik fotoğraflarına imza atan fotomuhabir Ara Güler’in yaşamını, yönetmen ikili Aren Perdeci ve Ela Almayanac filme alacak.

    Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi ile Ara Güler Müzesi’nin sahibi olan Doğuş Grubu’nun üstlendiği biyografik projeyi, Kara Kedi Film şirketi çekecek.

    Filmde Ara Güler’i kimin canlandıracağı henüz bilinmiyor.

    Ara Güler, fotoğraf ajansı Magnum’un kurucu ortağı ünlü fotoğrafçı Henri Cartier-Bresson’un bizzat kaydını yaptırmasıyla uzun yıllar bu ajansa çalıştı.

    2018’de hayatını kaybeden Güler, 20. yüzyılın en önemli şahsiyetlerini belgelemenin yanı sıra ona “İstanbul’un Gözü” lakabını kazandıran, eski İstanbul’a dair fotoğraflarıyla ün kazandı.

  • “Ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    “Ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    “İnsanlar umutlarını kaybetmesinler, ne olursa olsun kaybetmesinler. Ben enkaz altındayken ‘bu son yaşım’ diye düşünürken çok şükür olmadı. Bağıra bağıra söyleyeceğim; ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Adıyaman’da yıkılan bir binanın altında kalan 28 yaşındaki eczacı Gizem Özkan, 54 saat sonra çıkarıldığı enkazda ilk 1 saatin çok zor geçtiğini ve şarkı mırıldanarak kendini rahatlatmaya çalıştığını söyledi.

    Depremin yıkıma neden olduğu illerden askeri uçaklarla İzmir’e getirilen 193 yaralının kentteki hastanelerde tedavileri sürüyor.

    Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesindeki afetzedeler de yeniden yaşama tutunmanın buruk sevincini taşıyor.
    Bina yıkılınca 7 kişilik ailesinin beton yığınlar altında kaldığını söyleyen Özkan, tüm aile fertlerinin yıkıntılardan kurtarıldığını, ancak yaşadıkları korku dolu saatlerin unutulamayacağını belirtti.

    Gizem Özkan, deprem sonrasında enkaz altında geçen saatler boyunca en büyük sıkıntısının “nefes alamamak” olduğunu ifade ederek, “Çok büyük çaresizlik. Nefes alamıyorsun, üstünde kocaman bir şey var. Dört taraftan sarılmış şekildesin, nefes alabileceğin yer yok. Benim üstüm sıkışmıştı, altım sıkışmamıştı. Şöyle koltuk altımı kaldırdığım zaman ayaklarımın olduğu alandan nefes pompalıyordum kendime doğru. Biraz yatıp kalktığım zaman tekrar koltuk altını açıp ayaklarımdaki havayı tekrar pompalıyordum. Oksijen ne kadardı bilmiyorum ama komik bir rakamdır herhalde. Ama insan çok ihtiyaç duyuyor.” dedi.

    Şarkılarla uyudu, su içmeyi düşledi

    Özkan, enkazda geçen saatler boyunca kendini rahatlatmak için çok sevdiği bir şarkıyı mırıldandığını, kendisine ninni gibi gelen bu şarkının adını da gizli tutmak istediğini söyledi.

    Yıkıntılar altındayken en çok özlediği şeyin ise su içmek olduğunu belirten Özkan, günyüzüne kavuşunca su içebilmeyi düşlediğini dile getirdi.
    Uyanık kaldığı saatler boyunca sürekli çevresindeki eşyalara vurarak ses çıkarmaya çalıştığını ifade eden Özkan, şöyle devam etti:
    “İlk 1 saat çok zor. Gerçekten tüm kalbinle ölmek istiyorsun. Artçı depremler oluyor. Bir saat sonra insan alışıyor. Ses duyunca kurtulma ihtimalin olunca kendine geliyorsun. Ben sürekli vuruyordum, sesim gelmemiş herhalde. Sonra çok uzaktan bir ses geldi. Hatta şeyi düşündüm ben, ‘İnsan göçük altındayken ses nasıl kilometrelerce uzaktaymış gibi gelir?’ Biraz tuhafıma gitti.”

    Özkan, beton bloklar altındayken ilk duyduğu sesi iyi hatırladığını, ancak enkazdan çıkarılırken baygın olduğunu anlattı.
    Gizem Özkan, yaşadığı için çok mutlu olduğunu, kırıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden çıktığında da ailesine kavuşacağı anı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.


    Hayatın değerini çok daha iyi anladığını ifade eden Özkan, şu çağrıda bulundu:

    “İnsanlar umutlarını kaybetmesinler, ne olursa olsun kaybetmesinler. Ben enkaz altındayken ‘bu son yaşım’ diye düşünürken çok şükür olmadı. Bağıra bağıra söyleyeceğim, ne istiyorsanız, ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin.”

    “Baktım nurlu bir teyzeydi”

    Depremin merkez üssü Pazarcık ilçesinden getirilen Ejder Güzel (50) ise vardiya amiri olarak çalıştığı fabrikanın bahçesinde bulunduğu anda depremin meydana geldiğini ve üzerine duvarların devrildiğini söyledi.

    Duvarın altında kalan sağ bacağının ezildiğini, buna rağmen çevresindeki insanlara yardım etmek istediğini ancak yerinden kıpırdayamadığını ifade eden Güzel, çalışma arkadaşları tarafından ilçedeki bir hastaneye kaldırıldığını dile getirdi.

    Güzel, kaldırıldığı ilk hastanenin hasarlı olduğunu, bu nedenle sağlıkçıların yaralılara hastane bahçesinde müdahalede bulunmak zorunda kaldığını dile getirdi.

    Çevresinin hayati tehlikesi bulunan depremzedelerle dolu olduğunu, yaklaşık 3,5 saat yağmur altında eski bir tahtanın üstünde yattığını ifade eden Güzel, “Eski bir kapının üzerindeydim, sedye gibi. Onun üzerinde yatıyordum. Çok üşüdüm, inan bana çok üşüdüm. Yaşlı bir teyze geldi biliyor musun?  ‘Oğlum Allah yardımcın olsun’ dedi, şemsiyeyi üzerime bıraktı. Baktım nurlu bir teyzeydi.” diye konuştu.

    Güzel, ilk müdahalenin ardından getirildiği Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyat edildiğini ve ailesine kavuşacağı günleri özlemle beklediğini söyleyerek, “Bu dünyada yaşıyorsunuz ya kimseyi incitmeyin. Bayanlar erkekleri incitmesin, erkekler de bayanları incitmesin.” dedi.

    Psikolojik destek alıyorlar

    İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yekta Öncel de şu ana kadar 40 hasta kabul ettiklerini söyleyerek, hastaların genelde Kahramanmaraş ve Adıyaman’dan sevk edildiği bilgisini verdi.

    Afetzedelerin genellikle kollarında ve bacaklarında ezilme bulunduğunu kaydeden Öncel, “Ekstremite (uzuv) kaybı olan hastalarımız da var ne yazık ki. Kas ezilmesine bağlı dediğimiz crush sendromu var. Bazen böbrek yetmezliği eşlik ediyor. Böbrek yetmezliği nedeniyle şu an 5 hastamız diyaliz tedavisi alıyor.” dedi.

    Öncel, yaralı depremzedeler arasında entübe durumda hasta bulunmadığını dile getirerek, bölgeden getirilen hastalara psikolojik destek verildiğini de sözlerine ekledi.